28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 1997 PAZAR 10 DIZIYAZI / ngiltere'de 1 Mayıs günü genel seçim var. On sekiz yıllık Muhafazakâr Parti iktidan o gün sona erecek gibi görûnüyor. Kamuoyu yoklamalan ayru on sekiz yılı inzivada geçiren îşçi Partisi'ne büyük şans tanıyor.lşçi Partisi'nin unutulmuşluktan iktidar adaylığına dönmesi pek kolay olmadı. Neil Kinnock ile başlayan John Smith ile sürdürülen, partinin şimdiki lideri Tony Blair ile sonuçlandınlan güç ve zahmetli bir dönüşüm sürecinden geçildi. îngilızler bu süreci partinin yeni liderinin adıyla 'Blair Devrimi' diye adlandınyorlar. 'Blair Devrimi' Peter Mandelson ve Roger Liddle'in İşçi Partısi'ndeki değişimi anlatan kitabınm da adı. Kitap önümüzdeki günlerde Türkiye'de de yayımlanıyor. 'Blair Devrimi', çevirmeni Yurdakul Fincancıoğlu'nun deyişiyle 'Muhafazakâr hükümetler döneminde yığılmış sınıfsal. ekonomik, sosyal ve anayasal bir dizi soruna Ingiliz solunun öngördüğü çözüm önerilerini tartışıyor/Cumhuriyet. bugünden başlayarak üç gün süreyle bu kitaptan yapacağı özetlerle seçim öncesi Ingiltere'nin sorunlannı ve tşçi Partisi'nin bu sorunlara çözüm önerilerini yansıtacak. > 18 yılı inzivada geçiren İşçi Partisi'ni atağa kaldıran lider Tony Blair bu kez partisini iktidara götürecek gibi görûnüyor. hmhcıvMeBlairDemntiYURDAKUL FİNCANCIOĞLU - 1 • Yenı Işçı Partısi. sandıktakı başanyı çantada keklik saymıyor: partinin hükümet olma yeteneğine karşı halkın duyduğu kuşkuyu, seçim zaferinin önündeki son engel olarak görüyor. Muhafazakârlann yıpranmış geçmışıne, son işçı hükümetinden bu yana geçen zamana \e ortanın solunun. tngilız halkımn oylannı venıden kazanabılecek noktaya gelmek ıçin vaptığı uzun ve zahmetli yolculuğa bakınca. seçmende yerleşmiş bırtakım kuşkular ve belirsizlikler olması şaşırtıcı değıl. Halk, Yeni İşçı Partisi'nin değıştiğıni biliyor; ancak politika ve polıtikacılar hakkında karamsar ve yeni bir hükümetin kendisi için gerçekten fark edip etmeyeceği konusunda kuşku duyuyor; Yeni İşçi Partisi'nin amaçlanna, politıkalanndaki değışımmin niteliğıne ve partinin bırlik ıçinde olacağına inandınlmak ıstiyor. Acaba, Yenı İşçı Partısı gerçek bir özü olmayan. halkla ilışkiler uzmanlarının ve reklam sıhirbazlannın yarattığı bir imaj mı; yanı eskı partinin akıllı bir manevrayla yenıden ortaya sürülen ve eskısinden çok da farklı olmayan bir kopyası mı? Yoksa zamanm gereklerini gerçekten anlamış. onları göğüsleyebilecek, karşılaştığı sına\lan geçebilecek ve lngiltere halkının günlük yaşamını iyileştırecek güçlü tavn olan bir parti mı? Bazılan modernleşmeyi. sağa kaymak diye yorumlayabılır. Ancak bu, Yeni İşçi Partisı karşıtlannca öne sürülen sıradan bir görüş. Her siyasi parti ülkeye yeni bir yaşam ve pohtikalar kazandırabilmek için, belırli aralıklarla kendini yenılemelıdir. İşçi Partisi'nin günümüzde. kendmi yenıden yaratma gırişimini. parti lideri Neil Kınnock başlattı, lıderlikte onu izleyen John Smith sürdürdü. Ama her ikıstnin de çabası ortamı temizleme niteliğındeydi. Esas amaç, Sosyal Demokrat Parti'nin (SDP) aynlmasına ve savaş sonrasındakı en ciddi seçim yenilgisine yol açan Ton> Benn yandaşlannın aşınlıklanndan partinin anndınlması. ardından ülkü birliğinin yeniden sağlanması \e parti içı demokrasinin gerçekleştirilmesıydi. Tony Blair. partinin değer yargılannı yeniden tanımlamayı gerçekleştirdi ve tüm parti politikalannın modernleştirilmesıni bu sağlam mirasın temelleri üzerine oturttu. Yenı İşçı Partisi'nin yaklaşımı, beş temel görüşe dayanıyor: Birincısi, halk kendini gittikçe daha güvencesiz hissedıyor. Bu güvencesızlığin nedeni, bir yandan dünva genelındekı hızlı ekonomik ve teknolojik değişimse. bir yandan da tngiltere'de toplumun çozülmesıdır. Ingıltere için bugün esas sorun, yeni global pazarda başanlı bir bıçımde rekabet edip-edemeyecegimız ve bunun yanı sıra mazbut bir toplumda yaşayıp yaşayamayacağımızdır. Yenı İşçı Partisi. bunlan yapabıleceğımize inanıyor; ülkenın başansında herkesin cıkan olması gerektığinı düşünüyor. İşçı Partisi. "Once rekabet sonra güvence' görüşünün, halkın yaşam endışelenni gidermeyeceğine inanıyor. Muhafazakârlann son dört seçimde de kampdn>alannı yürüten rekJamcı Maurice Saatchi, Muhafazakâr yaklaşımı 'acımasız ama etkin'. İşçi Partisi yaklaşımını ise 'kabilnetsizamaşefkarJi' diye tanımlamıştı. Yenı İşçi Partısı, rekabetı sağlamak için acımasızlığın gerekJi olmadığına. şefkatin etkinlikle el ele götüriilebıleceğıne inanıyor. Ikincısı ötekı ülkelerle karşılaştınldığında, değişimin yarattığı sorunlan göğüsleyebılme açısından. lngiltere oldukça kötü donanımlıdır. Ülke bir yüzy ıldır genleme içinde. Thatcherizm. bu uzun erimli eğılimin hızını yavaşlatmış olsa da, yüz geri etmeyi başaramamıştır. Yeni işçi Partisi, sadece ayncalıkJı bir avuç insan için değil, herkes ıçin yatınm. ortaklık ve en nıtelikli eğitimi savunmaktadır. Bu da eskilere dönmeyı değil. îngiltere'nin bugünkü gücü üzennde yapılanmayı. yeni düşünce ve yönterrüeri genletici çıkar ılışkilerinin ve sımf engellennin üstesinden gelmeyı: iş hayatmda ve kamu hizmetlennde dınamızmı ve girişımci ruhu özgürleştırmeyi; hükümetin etkin bır şekilde denetlenebılmesı için siyasal sistemı tepeden tırnaga yeniden biçimlendirmeyi ve Ingiltere'nin Avrupa'daki rolünü tam oynamasını içermektedir. Cçüncüsü. İşçı Partısı. yenı sağın neden başansız oldugunun aynmındadır. Muhafazakârlann yaptığı her şeyi tepkisel biçımde reddetmemelıyiz; doğru yaptıklan işleri kabul etmeliyiz; onlan aşınya götüren şey ideolojileridir; yetersizlikleri Fngiltere'ye pahalıya mal olmuştur. Muhafazakârlar laissez-faire ilkesıne çok fazla güvenmişkr, ekonomı yönetıminde hükümetin potansiyel etkinliğıni gözardı etmişlerdir. Azmlığın çıkarlannı, çoğunluğunkinden üstün tutmuşlardır. Sorun, sadece bılinçlı msanlann, toplumsal bölünmenin malıyetinı kabul edilemeyecek kadar yüksek bulması değildır: durumu lyi olanlar bile kendi çıkarlannı düşündükleri zaman. insan yeteneği ve ulusal zenginlik yitimi yönünden ve ciddi ölçüde zayıflamış kamu maliyesi açısından ekonomik ve toplumsal maliyeti çok yüksek buluyorlar. Dördüncüsü. Yeni İşçi Partisi, eski İşçi Partisi'nden ekonomik. toplumsal ve siyasal yaklaşımlannda temel farklılıklar gösteımektedir. Sorun. daha eşitlıkçi bır topluma erişilebilmesi için kamu ve özel kesım arasında geçmişte yaşanan çekişmelerin, sendıkalann geçmıştekı rolünün ve eski dönemdekı kamu harcamalan alışkanlığının çok ötesindedir. Gene de ekonomik düşüncesinde keskin çizgilerle yapılan yeni belirlemeler çerçevesınde Yeni İşçı Partisi'nin. 'Tek-Ulus Sosyalizmi' ka\Tamı, sosyal demokrat gelenek içindekı yerinı sağlam biçımde korumaktadır. Beşincisi. Yeni İşçi Partisi'nin. eski tşçi Partisi ve yenı sağın söylemlerinin ötesinde kendine özgü bır mesajı var: Piyasayı sınırlamayı John Major'un bu kez Tony Blair karşısmda işi zor gibi görûnüyor. öngörmüyor, ama piyasanın, kamu yarannı üstün tutan kurallar çerçevesınde ış görmesinin gerekliliğine inanıyor ve kamu müdahalesınin, piyasarun zayıflıklannı tamamlaması gerektiğini savunuyor. Yeni İşçi Partisi, işçi partilerinin geleneksel ideali olan sosyal işbirliğinden yola çıkıyor ve bu görüşü, insanlann başan kazanmasına yardım edecek güçlü bir toplum ve aktif bir topluluk yaratmaya dönük biçımde genişletiyor. Haklann ve sorumluluklann el ele verdiği bu tür bir topluluk kavramı. Yeni İşçi Partisi'nin aslında hiçbir zaman sağa bırakılmaması gereken bu alanda tekrar hak iddia edebılmesini ve değişen dünya ıçin yeni düşünceler üretmesıni sağlamaktadır. Bu da, yeni bir siyaset türünü içerir: yani. temsil iddiasında olduğu halkla bağlantılı, gerçekten modernleşmiş ve demokratikleşmiş, Yeni İşçi Partisi'nin değerlerini, daha ileri taşıyabileceği inancını veren bir İşçi Partısı demektir. Eski korporatist İşçi Partisi'nin 1978-1979'un 'Zorhı Kışı'stfasında ortaya.çAaoAşikâr . .. başansızlığına halkın gösterdığı tepkıye dayanan yeni sağ. ılk çıkışlannda. Ingiltere'nin hastalığma şu yalınkat tanıyı koymuştur: Devlet çok müdahalecıdir. etkin değildir ve tepkisizdir; sendika baronlan çok güçlenmiştir; sosyal güvenlik düzeni vergilerin sür-git artmasına neden olmaktadır, ekonomideki aşın düzenlemecilik ginşimcilıği kösteklemekte, çabalan ödüllendirmemektedir. Bu yaklaşun. lngiltere'de işlerin iyi gitmediğini, bazı bıreylerin ve örgütlerin denetimden çıktığını düşünen geleneksel İşçi Partisi yandaşlanndan bırçoğu arasında da yankı yapmıştır. 1987'de Nonnan Tebbit'in dediği gıbı, Muhafazakârlar, 'Kr şeylerin yanhş gittiğine inanan ve o yanlışlıklann üstesinden geİmeve çalışan birahanedeki insanın ya da eşinin duygulanna tercüman oluyoıiardı.' Bize. tüm hatanın eskı İşçi Partisi ve Muhafazakâr Parti lıderlennce desteklenen savaş sonrası hükümet etme felsefesinde olduğu, bu felsefemn 'alelâde' insanı zapturapt altında tutmak üzere tasarlandığını, MargaretThatcher'ın da bunun 'üstesinden gelmek' üzere kollan sıvadığı bir felsefe olduğu söv lenıyordu. Thatchenzmın acı ilacı ve 'guişimcüik kültürü' bir süre için sankı tngıltere'nin gereksindiği büyük atılımı sağlamış gibi göründü. 1990'larda lngiltere, önde gelen fırmalanmızın esnekliği ve büyük ölçüde küreselleşmesi: ilaç. havacılık. ticaret ve medya gibi ış alanlarımızın gücü; City'nın üstün konumu gibi bazı ekonomik dayanaklanmızla övünebıliyordu. 1980'lerbazı alanlarda kalıcı siyasal başanlara tanık oldu; düriist bır muhalefetin bu başanlan kabul ve itiraf eünesi ve onlann üstüne yemlerinı eklemeye çalışması doğru olurdu. Örneğin Ingıliz çalışma yaşamı iyıleştirildı; her ne kadar emek piyasasında yeni çalışma sorunlan ortaya çıktıysa ve bunlann üstesinden gelinmesi gerekiyorsa da çalışma yasamının Muhafazakârlarca gerçekleştirilen temel yasal çerçevesi. olduğu gibi korunacaktır. Sürecek ÖRUŞI Dr.EMİN GÜRSES Ortadoğu'daki bugünkü sorunlann ço- ğunluğu Israıl devletinin kurulmasıyla başlar. Birleşmış Milletler'ın 29 Kasım 1947'de Fılistin toprakJannı Araplar ve Ya- hudiler arasında bölmesi ve Israıl devletı- nin 14 Mayıs 1948de kurulması ile yöre- deki Araplar ve Yahudıler arasında çatış- malar başlamıştı. Bu sıralarda. ileride Is- rail'in en büyük askeri tehlike olarak gö- receğı yenı bağımsızlığına kavuşan Sun- ye ıse günübırlik askeri darbelerle uğraş- maktadır. (Bu belirsizlik dönemi Hafiz E- sad'm 1970'te yönetimı ele geçirerek kont- rolü sağlamasına kadar sürmüştür.) Yahu- dilerle Araplar arasında toprak konusun- daki çatışmalar sonucu İsraıl devleti, Bir- leşmış Milletler'ın kendisıne tahsıs ettiği topraklan genişletme ımkânı buhnuştur. 1967 Arap-lsraıl savaşıyla bu toprak geniş- lemesı Israil yaranna devam etmiştir. 1967 savaşı Arap ülkeleri için önemli bır moral bozukluğu yararmıştır. Arap ütkele- rinin ve Filistin Kurtuluş Teşkilatı'nın 1967 yılmda Sudan'ın başkentı Har- tum'dakı zirve toplantısında aldıklan "İs- rail ile banşa, göhişmeye ve varbğını tanı- ma\a hayır" karanndan sonra silahlanma yanşı 1967'nın rövanşı için hızlandı. Ekim 1973 "te Mısır ve Suriye, İsrail'e karşı sürp- riz bir saldında bulundular. Savaşta kaza- nan taraf yoktu, fakat lsrail ekonomisi Ortadoğu'da barış sürecinin çıkmazlan önemli bir yara almıştı. Bu gergin ortam- da. 1967 ile 1975 yıllan arası Mısır. yak- laşık 25 mılyar doiarlık bır askeri harcama- da bulunmak zorunda kaldı. Bu harcama- larMısrrekonomısini zor duruma sokmuş- tu. Ekonomik gerekçeler. Sedat'ı Israıl ile yakınlaşmaya ittı. 1973 savaşı sonrası Su- riye Israil'den 1967'de ışgal ettiği Golan Tepeleri'nın kendisine gen verilmesi gibi tavizler koparabileceğinın düşlenni kurar- ken, Mısır tek başına hareket ederek ken- dı zorluklannı aşmayı tercih etti. 1973 sa- vaşı Sedat'a şunu gösterdi; asken olarak Israıl'ı alt etmek çok zordur. Israıl açısın- dan ise Araplann kaybettikleri topraklan geri almakta ne kadar ısrarcı olduklan an- laşılmıştı. Köprülerin altından çok sular akmıştı. Dr. Kİssinger'in diplomatık başa- nsı meyvelerini verdi ve 26 Mart 1979'da Mısır ile Israıl arasında banş anlaşması Washington'da imzalandı. Bu anlaşma ile Mısır, Sina'dakı petrol kuyularının da bu- lunduğu topraklannı gen aldı. Bu ıkili an- laşma Mısır'ın Arap dünyası ve özellikle Sunye ile ilişkılerinı bozdu. Suriye ile Mı- sır arasında diplomatik ilışkiler, 1989da yeniden kuruldu 1964'te kurulmuş olan Filistin Kurtuluş Teşkilatı lideri Arafat 1988'de Filistin sorununun çözümü için i- kı de\ letlı bır çözümü kabul etmiştir. Bu gelışme kaydedılmeye değer bır olaydır. Bu arada Filistin Kurtuluş Teşkilatı'nın, İsraıl ile iyı ilışkiler geliştirmeye önem gösteren Ürdün Kralı Hüse>in aracılığıy- la ABD gözetimınde İsrail yönetimiyle ay- n bir anlaşma yapabileceği kuşkusu üze- rine Suriye lideri Esad 1990'da zamanm ABD Başkanı Caıter'a Başkent Şam'ı zi- yareti sırasmda îsrail ile görüşme başlatıl- ması isteğini iletti. Gelişmeler lsrail kar- şıtı Arap yöneticilerin Israıl ile bölgede beraber yaşamak zorunda olduklanm açık- ça kabul etmelennin bir kanıtıydı. Sedat, Suudı Arabistan ile ilışkılerini korumayı başardı. Sedat'ın gırişimi hem Suudi kral- lığı ve hem de ABD açısından Mosko- va'nın bölgedeki etkısini kırmak için bu- lunmaz bir fırsattı. ABD, Mısır'a bu amaç- la yardımını esırgemedi. ABD yönetimı 1975 ile 1980 arası Mısır'a 3 2 milyar do- lar ekonomik yardımda bulundu. Bu yar- dımlar artarak devam etti. En önemli Arap devletinin lsrail karşıt Arap kamplaşma- sından kopanlması Israil'in güvenliğinin sağlanabihnesi açısından çok önemli bir başan idi. İsrail için artık Filistinlilerle top- rak ve Suriye'nin Golan Tepeleri sorunu kalmıştı. Merkez-sağ Likud (bırlik) Parti- si 1967 savaşındaki kazanımlann korun- ması için 1973 'te bir ulusal hareket olarak kuruldu. Taraftarlan işgal edilen toprakla- nn Araplann kontrolüne verilmesine kar- şıdırlar. İşçi Partisi'ndeki banş taraftarla- n ise toprak karşılığı banşın sağlanması ta- raftandırlar. Özellikle Asya ve Afri'ka kö- kenli Israilliler, Likud'a destek veriyorlar. Avrupa ve Amerika kökenli lsraillıler ise çoğunlukla işçı Partisi'ne destek veriyor- lar. Genel nüfusta oranlan fazla olan As- ya-Afrika kökenlilerin orduda sayılannın artması. yerel yönetimlerde etkin olmala- n tsrail politikasının radikalleşmesine yol açmaktadır. Doğal olarak, îsrail deki hükü- metlerin bunlann gücünü göz ardı edeme- mek gibi bir sorunlan da var. Israil'de Likud yönetiminin uzlaşmaz tutumu hem içendeki banş yanlılarının hem de uluslararası toplumun tepkisini çe- keceğınden ABD yönetimi yumuşama için Likud yönetimıne bsakı yapacaknr. Belki bir dönem için Israiî politikasında radikal da%Tanışlar sempatı görüyordu, fakat kar- şı tarafın ölümü göze alan insanlanm ve Is- raıl'deki yaklaşık 700.000 Filistinliyi böl- geden atmak bir hayaldir. Çünkü artık, ne 1970'lerde Israil'in lehinekoşullaryaratan Araplar arası ideolojik aynlıklar dönemi vardır, ne de uluslararası koşullar buna uy- gundur. Son 20 yılda önemli bir yol alın- dı. Bırbirlennin varlığına bile dayanama- yanlar. şimdi görüşme masasına oturabili- yorlar. Sedat'tan sonra meydana gelen ge- lişmeler, Araplann önemli adımlar attığı- nı göstermektedir. Ortadoğu'da uzun yıl- lar yaşanan çatışmalar maalesef ilışkiler- de güvensizliği hâkim kılmıştır. Son geliş- meîerle Netanyahu hükümetinin .Arafat'ı zor durumda bırakma çabalan, lsrail'i ra- dikallerle baş başa bırakacak ve bu defa ta- rih daha acı bir şekilde tekerrür edecektir... Tarihin tekerrür etmesinden en çok da stra- tejik nedenlerle Ortadoğu "da ıstikrara ih- tiyacı olan ABD zarar görecektir. Banşın sağlanması yolundaki yöntem konusunda ABD, lsrail ile birlikte karar verecektir. Çünkü lsrail, ABD'nin Ortadoğu'daki "ayağı''dır. Bugün yapılabilecek olan Se- dat'm yaptığını yeniden denemektir. Banş için adım atma sırası Israil'dedir. Filistin sorunu çözülürse Suriye ile sorunlan çöz- mek daha kolay olacaktır. Sunye'nin geç- mişte izlediğı yol bunun kanıtıdır. ANKARA NOTLARI MLSTAFA EKMEKÇt Yırdaz! i Güzelim birTürkçe sözcük, Türklerin kullandıklan anlamıyla, sözlüklerde yok "yırtlaz" sözcüğü. Bunu, eski bakanlardan emekli büyükelçi Osman Olcay, araştınp bularak yaşama geçirdi. "Yırtlaz" sözcüğünü, Şemsettin Sami'nin (1850- 1904), Kamus-ı Türkî'sinde (Türkçe Sözlük) 1908 baskısında, görüyoruz ilk. Şemsettin Sami, sözlüğü- nü hazırlarken Ahmet Cevdet'ten de (Ahmet Cev-, detOran: 1862-1935) yararlanmış. "Yırtlaz"\n karşı-- lığı şöyle: "Perde-i an (mamus perdesi) yırtık, arsız, küstah ve edepsiz." (s.1467) Yazık ki, 1950'den sonra çıkan Türkçe Sözlük'ler- de, özellikleTDKsözlüklerinde "yırtlaz" sözcüğü geç- miyor. 1930'da yayımlanan, Yeni Türk Lügati"ndQ, söz- lüğü hazıriayanlar. Şemsettin Sami'den de esinlen- mişler. 1930'lar Arap harflerinden Latın harflerine ge- çişin izlerini de taşıyor. Hazırlayanlar, "Yeni Türk lü- gatini çok büyük birihtiyaç doğurmuştur" deyip şöy- le sürdürüyoıiar "...Büyük rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Haz- retleri'nin meydana getirmiş oiduğu harfinkılabını ar- zu edilen medeni ve ilmi tekâmül (gelişme) gayesi- ne yaklaştırmak üzere..." Sözlüğün kaynaklannın da, yine Şemsettin Sami Bey'in Kamus-ı Fransevi'sinden (Fransızca Sözlük) yararianılarak hazırlandığını belirtiyorlar. Bu sözlü- ğün 1244. sayfasında şöyle deniyor Yırtlaz: Hicap perdesi yırtık, arsız, küstah, edep- siz, pervasız... Sözcüğe bir de Şevket Rado'nun (1913-1988) ha- zırladığı sözlükte yine aynı tanımlar var. Şevket Ra- do, uzun yıllar "Hayat" dergısinın başında bulundu. "Hayat" dergisinin yayımladığı "Hayat Büyük Türk Sözlüğü"nde "Yırtlaz" sözcüğü karşılığı: Arsız, küs- tah, eirJepsiz ve pervasız... Sözlükte, Şevket Rado'nun bir de önsözü var, şöy- le diyor özetle: ; "... 'Büyük Türk Sözlüğü' adım verdiğimiz bu eser,' bilhassa yeni nesillerin şiddetle duymakta olduklan'- bir ihtiyacı karşılayacak ve onlara Türk şiir ve edebi- yatındayüzyıllarboyunca yaşamış, güzellikler vücu- da getirmiş, fakat bugün az kullanılır veya hiç kulla-, nılmaz hale gelmiş olmakla beraber, Türk damgası- nı taşıyan pek çok kelime ve tabirin manalannı ken- di kendine bulmak imkânını da verecektir. Bunun• için Latin harflerine geçmeden önce, bilhassa Os- manlı Imparatorluğu'nun son yıllannda, Arap harf- leriyle basılmış birkaç sözlüğü taramamız zaruri ol- muştur. Bizim sözlük bakımından en zengin devri- miz Ahmet Vefik Paşa (7823-1891)- Şemsettin Sa- mi, Muallim Naci (1850-1893), Mehmet Selâhi (?) gibi kuvvetlı dilci ve edebiyatçılarımızın bıraraya gel- diği 19. asnn son yıllanna rastlamaktadır. Bunlann arasında, Şemsettin Sami, Kamus-ı Türkî'si ile Os- manlı-Türk devhnin son yıllannda, dilde yaşayan ke- limeleri en geniş ölçüde bir araya toplamış olanıdır. Biz onun ölümünden itibaren elli yıldan fazla zaman geçmiş olduğu için telifhakkı bakımından artık Türk halkının malı haline gelmiş olan eserindeki kelime- leh esas olarakaldık..." 1908'de basılmış olan Türkçeden Ingilizceye, In- gilizceden Türkçeye Redhause Sözlüğü'nde, 1908 baskısında "yırtlaz" sözcüğü var. Karşıhğında "sha- meless" (utanmaz) denmiş. James William Redha- use (1811-1892) Osmanlı Türkçesi üzerine çalışma-' lanyta tanındı. RedryâTJSe'un son baskılariRda da "yırtlaz" geçmekte. "Adam" Yayıncılık'ın yayımladı- ğı A.Vahid Moran'ın "Büyük Türkçe-lngilizce Söz-f lük"ünüe de "yırtlaz" geçiyor. Yine aynı anlamlarda. Ali Püsküllüoğlu'nun "Arkadaş Türkçe Sözlük"ün- de, "yırtlaz" var, ancak "yırtlak" sözcüğüne gönder- me yaparak şöyle diyor: 1. Göz kuyruğu yırtılmış gi- bi açık duran ya da gözkapağı dışa dönük (göz), 2. Gözü böyle olan (kimse). Ali Püsküllüoğlu, burada halk ağzından deriemelerden yararlanmış. Tahsin Saraç'ın Fransızca-Türkçe Sözlük'ünde "yırtlaz" yok. Dil Derneği Başkanı Prof. Şerafettin Turan, Dil Derneği'nin hazırlamakta olduğu Türkçe Sözlükte, "y/rt/az"ın yeralacağını bildirdi. Ancak, parasal sıkın- tı içinde bulunan Dil Derneğı, sözlüğün çıkması için- dilseverlerin el ele vermeleri gerektiğini de açıkladı. Dil Derneği, bu konudaki açıklamasında özetle şöy- le dedi: "Şimdiden 2.5 milyon lirayı, demeğimizin 3051 11; sayılı posta çekiya da Türkiye Iş Bankası Mithatpa- • şa Şubesi'ndeki (4228) 249006 sayılı hesaplara, '• 'sözlük için' olduğunu belirterek yatırmanızı diliyo-'- ruz. (Yurtdışından katkıda bulunmak isteyenler de T.lş Bankası Ankara Bahçelievler Şubesi'ndeki; (4204) 7322 sayılı mark ya da (4204) 3900 sayılı do-; iar hesaplanna 2.5 milyon lira karşılığı döviz yatıra-' biliher.) Sözlükyayımlandığında, bu katkıyı esirgeme-' yecek üyelerimizle dilseverler, yapıtı maloluş ederiy- le edinebileceklerdir." ••• Avrupalı pariamanter Claudia Roth'un, üç kanlı bakanla ilgili sorusu, birilerini çok kızdırdı. Ne diye- ceğimi şaşırdım!.. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAJS 1 2SOLDAN SAGA: 1/ Japon mutfa- ğına özgü. çiğ balıkla yapılan yemek... Dünya. 2/ Ad kavmi hü- 3 kümdan Şeddad tarafindan cen- nete benzetilerek yaptınlan efsa- nevi bahçe... Mobilyanın uzunluğunca ko- nulan dar ayak. 8 3/ Tahta perde, g tahtabölme... U- tanç duyma. 4/ Kımi bıt- kılerden elde edilen yu- muşak bir reçine... Göz- leri görmeyen. 5/ Patates gibi kimi bitkilerin yum- 3 nılannda bulunan nişas- 4 ta. 6/ Oyunda cezalı ço- cuk... Fazla bön. avanak. 7/Birsorueki...Suyukta ve kanda asıt fazlalığın- dan ılen gelen hastalık 8 durumu. 8/ Orta Anado- q lu'da bir göl... Batı Sa- moa'nın para bırimi. 9/Kahverengi ve tüylü kabuğu olan, C vitamınince zengin bir meyve... Halk dilinde denn ve çukur magaraya verilen ad. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Manavgat ilçesi yakınlanndaki ünlü arkeolojik ve tu- nstik yöre... Emfle Zob'nın bir romanı. 2/ Asya ile Avru- pa'yı ayıran dağ sırası... Babanm kız kardeşi. 3/ Mınare- nın ezan okunan yen... Konut. 4/ Din adamlannın simge- si sayılan başlık... Nazilerin politikasında Geımen ırkın- dan İcimselere yakıştınlan ad. 5/ Kimsesız. 6/ Yünden dö- vülerek yapılan kalın ve kaba kumaş... Birim. 7/Kalsiyu- mun sımgesi... Orta Toroslar'ın en yüksek kütlesi. $/ Al- gılanan nesnelenn temel nitelıği... Dar ve hafif bir tekne. 9/ Çanakkale Boğazı'nda, pek çok demz kazasının mey- dana geldiğı burun... Ağırlama.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle