28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2INİSAN 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Is-anbul EEcne _Y T7 Sınop Y 18 Adana 18 Samsun B 17 Mersın B gaiakkale Y 17 Trabzon B 14 Diyarbakır B Kccaeli ferır 18 Giresun B 16 Şanlıurfa B 21 21 Ankara Y 18 Mardin B 18 Manısa Ayitn Y 21 Konya B 19 Siirt B 19 B 23 Eskişehir Y 19 Hakkâri B 10 Deıizlı B 21 Sıvas B 15 Van B 13 Zcnguldak Y 16 Antalya B 23 Kars B 11 Yurdun kuzeybatı ke- sımlen parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara. Kuzey Ege, Iç Anado- Londra lu'nun kuzeybatısı ıle Batı Karadenız botgele- n sağanak yağışlı, ötekı Roma yerierazbulutluveaçık geçecek Hava sıcaklığıye^ece* nava stccuuıyı — —-: — artmaya devam ede- Amsterdam p cek Rüzgâr gutıey ve Madlid Y bat yonlerden hafif ara sıraortakuvvetle, yağış• 1 I • Ll'alan yerierde kuvvetli Brüksel olarak esecek. Budapeşte ASYA Moskova Aşkabat AJmatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y Y B Y B B B B 2 12 18 17 15 18 18 28 Şam B 25 Parçalı bututlu i S.siı . 3UIL:IU k Çok bulutJu . Yağmurhj Kartı Sulukar , Gök günjltûlü 1 G U N C E L CÖ.EYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada l&rolduğu" izlenimini veriyor. •. Hemen her olayda terse düşen o eşsiz mantık öy- te bir tablo çiziyor ki, doğal olarak Şaibe'nin son fnüjdesi kendiliğinden gölgeleniyor. "Bu öyle bir konu ki" diyor, "partilerin bir bölü- rnü net değil. ANAP'ın programında yok. DSP bir tavır koyamadı." Bu bilgileri sıraladıktan sonra vardığı sonuç; "Ya- •ni siz DYP diyorsanız da 8 yıl kanununu çıkaracak Meclis'tir" diyor. ' Ne ki, Şaibe Hanım, verdiği müjdenin şu anda fazlabirdeğertaşımadığını kendisöylemleriyleka- nrthyor. Tabii farkında değil. - Önce bilgisizlik kokan irdeiemelere göz atalım: ANAP grubunun bir bölümünün kesintisiz 8 yıla .karşı olduğu biliniyor. Ama DSP'nin "tavırkoyama- Pjğı" doğru değil. *" Ecevit geçende 8 yıla karşı olmadıklannı açıkla- dığı gibi, üstelik yeni öğelerle zenginleştirilmesini önerdi. Gerçeği, Şaibe dışında bilmeyen yok! Gelelim sorunun can alıcı noktasına: Şaibe esipsavuruyor, "Kesin" diyor, "8yıl temel eğitim çıkacak. Mutlu, kutlu olsun!" Amma velâkin hamisı Takkeli Başbakan'layan- daşlanndan müjdeyi destekleyen tek söz, küçük bir demeç duyulmuyor. Olacak şey mi? * RP'den, ucundan köşesinden 8 yılı, hatta "ker- hen" benimseyeceklerini gösteren ufacık bir işaret yok ortalıkta. " Öyleyse Şaibe Hanım, lütfen siz DYP'nin tek ba- "şına fazla iş görmeyecek yutturmacalarını bir ke- riara bırakınız. .. 26 nisan MGK toplantısından önce, ivedilik ve ön- celikle, Refah'ın kesintisiz 8 yılı kabul ettiğini açık- layınız. Ya da daha doğru bir yöntemle Takkeli'ye •^Sçıklatınız. •-'. Ancak o zaman müjdenizin kıymeti harbiyesi ola- "bilir. Yoksa bu sözler, asker-sivil her çevrede palavra- om daniskası diye nitelenecektir. - Aklı sıra Şaibe, elinden geleni yaptığını, ne çare, yasanın Meclis'ten geçmediğini söyleyerek davra- nışlanndaki içtenliğı kanıtlayacağını sanıyor. I Oysa yalancı dolmanın mevsimi değil. Şaibe, onca kurt siyasetçiyi kandıracağı sanısıy- la sorunun üzerine örtmeyi düşlediği bir başka uy- durmacayı yineleyip duruyor. Neymiş efendim? Eği- tim reformu yapacakmış, zorunlu eğitim de 8'den I1 yıla çıkanlacakmış. Cumhurbaşkanı Demirel geçen konuşmalannın birinde, Şaibe'ye nasılsa aktaracağını bildiği için 1 ?akke1f'ye önemli bir uyarıda bulunuyor. "Sakın" diyor, "askerferi 'uytrtmaya' kalkışma- vın!" Çünkü biliyor ki, askerler 28 şubat kararları ile il- gilî neler yapıldığını veya yapılamadığını günü gü- nüne izliyorlar. Üstelik, RP'nin tam destek vermediği kesintisiz 8 yıl yasasının TBMM'den neden geçemeyeceğini kurmaylar hesaplamayacak kadar siyaseten bilgi- sizler mi? Bir başka örnek: MGK toplantısı yaklaşırken Ada- tet Bakanı Kazan Şevket, savcılara bir genelge 'gönderiyor. "Irtica olaylannın mutlaka izlenmesini" iştiyor. Laik cumhuriyete karşı, irtica diye adlandı- rilan şerıatçılığa yanlı hangi görüşlerin sahibi oldu- ğu bilinen Kazan'ın bu davranışı "görevyapmış ol- mak için genelge çıkarmak" değil de nedir? " Daha önemlisi; Takkeli Bay Başbakan, 28 şuba- tın üzerinden 2 ay geçmesine karşın hâlâ bu karar- lann uygulanmasını içeren bir Başbakanlık genel- ğesi yayımlamıyor. Bu davranışın bir anlamı yok mu? Şaibe üst perdeden yutturmacalarla meşgul ola- çağı yerde, biraz da yanıbaşındaki odada oturan Takkeli'nin davranışlanna bakıversin ve gönlü yeti- yorsa sesini yükseltsin. • RP ve Şaibe, suyu bulandırıp balık yakalama pe- şinde. Balık bile yutmuyor sahte oltayı. Nerede kaldı cemaat! Tek istek 'aF tt Baştarafı 1. Sayfada -rüşçüsü gelmeyenler ise bu- ruk bir gülümsemeyle dışa- ndakileri seyrediyor. Çoğu uyuşturucu satmak. adam İ>ldürmek, yaralamak suç- Jânndan tutuklu ya da hü- fcümlü bulunan Roman ka- dınlar, avludaki gazetecile- ri koğuşun penceresi önü- fje çağınyorlar: tt Sen sen ya- 1asikli.Azicikgelburaya.Bi- zim kız size şarkı söyleye- pek." Pencere önüne topla- nan kadınlar. gazetecileri bekleten arkadaşlanna kı- zıyorlar "Kızzillibıraksüs- fenmeyi. Çocuklar seni bek- leye bekleye ağaç oldular." Birden içeriden saçlan ezenle taranarak kelebek tokayla tutturulmuş, mak- yajlı bir kadırı geliyor. Ka- meraman ve foto muhabir- îerint dönerek "Tayt giy- dim. Çekin çekin de kocam gör&ün" diyor. Bir kahkaha firlatıyor koğuştaki kadın- lar. ftncere önündeki ka- .iıııla: mutfaklan kaptıklan lencce kapaklan ve tepsi- İerle iadına eşlik ediyorlar. Türkinün sözleri de bura- daki cadınlar gibi hüzünlü: "Ciöıtiş günü olur cuma. Öa_k.geli>or dertli anam. H a s c t kaldım çocuklan- m a . ''ıkılasırı mapusane." . lCdmlann gözlerinden iûzümeye başlıyor yaşlar. Ama durmuyorlar. Hep bir- likte türkü söylemeye de- vam ediyorlar. Şarkı deği- şince hüzün de birden sili- niyor yüzlerden. Yerini u- mut alıyor. "Oooooo masti- ka mastika. Oh oh yandan." Birkaç dakika önce ağla- yan kadınlar göbek atmaya başlıyorlar. Kahkahalarko- ğuşu çınlatıp sokaklara ta- şıyor. Çocuk koğuşlan da ka- dınlannki kadar hareketli. Adli her suçtan çocuk var burada. "Çocukken ceza- evine düşmek zor olmah" diyoruz. Sözlerimize bır gardiyandan yanıt geliyor Yıkık, karalanmış duvarla- n gösteriyor: "Hepsi onla- nn işL Kav ga edince başımı- za yıkıyoriar burayL" Çocuklann ziyaretçileri- nin çoğ\mluğunu anne ve babalan oluşturuyor. Yasa- lara aykın. toplum tarafin- dan dışlanmaya iten suçlar- dan tutuklu bu çocuklar, gö- riişçülerinin yanında çocuk olduklannı ammsıyorlar belki de. "Görûş saati bitti" anons- lan cezaevinin duvarlannda yankılanınca veda başlıyor Özlemle. doyasıya kucak- laşmalar, "Bir isteğin var mı" sorulanyla yine müda- vimlerine bırakılıyor ceza evi. 'Asker de görüşünü açıldayabilir' • Baştarafı 1. Sayfada "Oyle inarayorum ki Art\in'de bir generalin söy lediği sözleri özün- de milletimizin büyük çoğunluğu kabul eder, aynı kaygılan pa> laşır. Keşke bu sözler bir üniformalı ge- neral tarafindan bu üslupla söylen- meseydi. Fakat söylenmiştir. RE- FAHVOL'un Türldye'yi nasıl bir re- jim bunalımına. nasıl bir uçuruma sürüklemekte olduğunun belirgm bir göstergesidir. RP'nin bundan şi- kâyete hakkı yoktur. F.ktikleri to- humlan biçi>oriar. RP'lBer yıllarca, laik demokratik rejime karşı açık- ça tavır koydular. Kendilerini Türk ordusu karşısında ayn bir cihat or- dusu gibi gösterdiler. Başbakan Er- bakanın kaüldığı bir toplantıda 'tşte ordu, işte komutan' sloganla- n atıldı. Çanakkale anma topiantı- sında bir mü/ik grubu kadınlan Kalaşnikoflaıia cihada çağutİL Er- bakan'dan buna tepki gelmedL RP ile devletimiz uyum sağlayama- maktadır. RP de devlete uyum sağ- layamanuşbr. RP iktidardan ay rü- malu kendini kalafata çekmelidir. Laik, demokratik rejimi içine sin- dirmelidirr Izmir'de DYP'lilerle bayramla- şan Sağlık Bakanı Aktuna, "Ülke- mizin enAtatürkçü,en disiplinli, hi- yerarşije en bağjı kuruluşu TSK'- dir. Böyle olmasına rağmen bir ko- mntanının yıllardır doğuda PKK ile mücadele eden en yakınındaki subaylaru erleri şehit oluşunu göre göre mücadeleyi bu vatan için veren o komutanın konuşması bence as- keri disiplini bozması yönünde al- güamak yerine, Türk insanının si- vilryle. askeriy le arük bu son gün- lerdeki olaylara sabnnın taşmak üzereolduğunun işaretiolarak algı- lanmaudn-'* diye konuştu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Cevheri "asker konuş- maz, sadece shiller konuşur" anla- yışından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti. Cevheri, dün ANAP'lı yönetici- len ziyareti sırasında. Tuğgeneral Özbek'ın çıkışıyla ilgili sorulara "GcneraBn kendi düşüncesi" yanı- tını verdi. ANAP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı AbduHah Teneke- ci de Özbek'in kişisel göriişlerini açıkladığını, o andakı duygulannı dile getirdiğini kaydetti. "Kendi- siyle konuşmak lazun" diyen Tene- keci. "Özbek'in elestirilerine kaö- lıyor musunuz" sorusuna "Hajir" karşılığını verdi. Eıııeldi Sandığı destelde ayakta • Baştarafı 1. Sayfada dı. Buna göre. Emekli Sandığı'na kişi başına yaklaşık 28 milyon lıra daha fazla transfer gerçekleştirildi. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 1997 yılı için 790 tnlyon li- ra olarak tahmin ettiği sosyal gû- venlik kuruluşlanrun toplam bütçe açığının, son 3 yıl içinde 25 kat art- tığına dikkat çekıldi. Devlet Plan- lama Teşkilatı (DPT) verilenne gö- re, Emekli Sandığı, SSK. ve Bağ- Kur'un 1993 yılındaki toplam açık miktan 13 trilyon 9 milyar liray- ken, 1996 yılında yaklaşık 345 tril- yon liraya yükseldi. Prim affi, veto edilen yurtdışı emeklılik yasası, gayrimenkullerin satışı gibi politikalar uygulayan REFAHYOL hükümeti, geçmişte- ki siyasal iktidarlar gibi SSK'nin tasfıye sürecini hızlandırmaya ça- lışırken; devlet bütçesinden kişi ba- şına en fazla pay alan sosyal gü- venlik kuruiuşunun Emekli Sandı- ğı olduğu belirlendi. Isteğe bağlı sigortalılâr ve tanmda çalışanlar da dahil olmak üzere toplam 5 milyon 700 bin prim ödeyen aktif sigorta- lısı bulunan SSK'ye 1996 yılında devlet bütçesinden 174 trilyon lıra aktanm yapıldığı tahmin ediliıken; 1.8 milyon aktif sigortalısı bulunan Emekli Sandığf na yapılan trans- ferin 105 tnlyon lira civannda ol- ması bekleniyor. Buna göre, 1996 yılında aktif sigortalı başına SSK'ye 30 milyon 500 bin; Emek- li Sandığf na ise 27 milyon 800 bin liralık fazlayla 58 milyon 300 bin lira transfer edildi. Türkiye. Ekonomik Işbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkele- ri içinde sosyal güvenlik kuruluş- lanna en düşük katkıyı yapan ülke konumunda bulunuyor. Devletin sosyal güvenlik kuruluşlanna kat- kısının zorunlu olduğu belirtilme- sine karşın. nüfusun yüzde 83'üne sosyal güvenlik hizmeti veren bu kuruluşlann 1997 bütçesindeki pa- yı yüzde 8.7'den yüzde 8.5"e düşü- rüldü. Emekli Sandığı'na 133. SSK'ye 280 ve Bağ-Kur'a da 117 trilyon liralık transfer gerçekleşti- rilmesi öngörüldü. Buna göre, 1996 yılındaki aktif sigortalı sayı- sı sabit kabul edildiğinde, bu yıl içinde Emekli Sandığı'na kişi ba- şına 73 milyon 888 bin lira, SSK"ye ise 49 milyon 122 bin lira aktarıla- cak. TBMM'deki tüm partilerin öne- risiyle "jeAhızıyla'' geçirilen ve "Müktveldlleriııe Kıyak Emeklflik Yasası" olarak adlandınlan yasa, 15 nisan salı günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ye- ni yasayla, milleU'ekilleri ile dışa- ndan atanan bakanlar seçildikleri ya da atandıklan, emekli olanlar da istekte bulunduklan tarihi izleyen Kurban derisi bağışı serbest H Baştarafı 1. Sayfada laşmak için gittiği Bayrampaşa Çe- vik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde bir soru üzerine, kurban derisi top- lama yetkisinin THK'ye ait olduğu- nu, ancak yurttaşlann kurban deri- sini istediği yere bağışlama hakkı- na da sahip bulunduğunu söyledi. THK dışında dolaşarak deri top- layanlar için yasal işlem yapılacağı- nı belirten Akşener, "Bağış isteğe bağb olduğu için vatandaş kurban derisini istediği yere verme hakkına sahiptir. Vatandaşa kimse, 'Niye kurban dennı vermiyorsun' diye sormahakkına sahipdeğü"dedi RP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk ise Kurban Bayramı'nın devletin koyduğu bir kural olmadığını kay- dederek "Kurban BayraniL, Müslü- manlıktan ^len bir geienektir. Kur- ban kesen kişu etini. derisini ister yer ister dağmr. Bunun kurallannı TBM7VI değil, din koyar. Bunun dün- yada bir cezası yok. Azmhkta olan birfleri, bize, bu inancı yaşamayin, diyor" dedi. Istanbul'da RP'nin yan kuruluşu niteliğindeki Milli Gençlik Vakfı (MGV) başta olmak üzere çeşitli şe- riatçı \r akıf, dernek, Kuran kursu ve bazı cami dernekleri, bütün uyanla- ra karşın kurban derisi toplamayı dün de sürdürdü. Kentin birçok ye- rinde kurban satış ve kesim yeri açan MGV, Florya Spor Tesisle- ri'nin karşısındaki alana "MGV Kurban Satş ve Kesim Yeri" pan- kartını astı. THK Ümraniye Şube Başkanı AB Paiat, sahte THK yazılı bez pan- kartla izinsız deri toplayan 34 CN 27 plakalı aracı emniyete bildirdik- lerinı belirterek "34 NAB 02 plaka- lı Mercedes marka bir aracuı da Ku- ran kursuna deri topladığı şikâyet edildi. Bunu da emniyete bildirdik" dedi. Pulat, bu tür olaylara rağmen önceki yıllara göre daha fazla deri topladıklannı, yurttaşlaruı duyarlı- lığının arttığını kaydetti. Sıvas'ta da şeriatçı kuruluşlar kurban toplama- yı herhangi bir müdahaleyle karşı- laşmaksızın sürdürürken Vali Veki- li MustafaGuler, Içişleri Bakanlığı genelgesi çerçevesinde tüm önlem- lerin alındığını öne sürdü. Güler. -THK dışında herhangi bir araçla deri toplanmasına müsaade erme- dik. Bayramsonuna kadar da etme- yeceğiz. Ama kişiler kurban derile- rini satarlar veya istedikleri bir yere Erbakan'a Boeing'den komisyon iddiası Haber Merkezi - Haftalık Ay- dınlık gazetesi bugün yayımla- nan sayısında, Başbakan Nec- mettin Erbakan'ın ünlü Ameri- kan uçak fırması Boeing firma- sından komisyon alabileceği id- diasmı ortaya attı. Erbakan'ın Türkiye'yi ziyare- te gelen Airbus firması yetkilile- rini iki buçuk saat bekletmesine karşın Boeing firması yetkilile- rini 20 dakikada kabul ettiğine dikkat çeken Aydınlık gazetesi, Türk Hava Yollan'nın yağma- lanmasının Turgut Ozal döne- minde başladığını öne sürdü. Eski THY Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Erkan Potukönen'in iddialanna yer ve- rilen haberde. uçak alım-satımla- nnda masa üstü pazarlıklann ya- m sıra masa altı pazarlıklann da yapıldığı iddia edildi. THY'ye 30 adet Boeing 737 alınmasının programlandığına dikkat çekilen haberde, Erbakan'ın, bu alışve- rişten iki yıl öncesınin fıyatlany- la 1 trilyon 316 milyar 700 mil- yon lira komisyon almasının söz konusu olabileceği belirtildi. ayın başından itibaren Emekli San- dığı 'ndan emekli maaşı almaya başlayacaklar. Bu yasadan TB- MM'deki 76 millervekılinin yarar- lanacağı belırtilıyor. Son yapılan ek zamlarla en yük- sek işçi emeklisi aylığı 35 milyon 749 bin 893 liraya çıkarken bir mil- letvekilinin bir aylık maaşı 340 milyon lira oldu. Başka bir kurum- dan emekli olmuş ise bu miktar 440 milyon liraya çıkıyor. En yüksek gösterge üzerinden emekli aylığı uygulamasına dahil edilecek olan milletvekillerinin, hizmet süreleri- nin ve ek gösterge miktarlannın yetmemesi veya aynı öğrenim du- rumuna sahip olan milletvekileri- nin düşük aylık almalan dunımun- da, maaşlann eşitlenmesi için oluş- turulacak fondan kaynak aktanla- cak. Fon, milletvekili brüt aylıkla- nndan yüzde 8 oranında kesinti ya- pılarak oluşturulacak. bağışlarlarsa buna karşı da yapabi- leceğimiz herhangi bir yasal işlem yoktur" dedi. Güler. ilçelerde kaymakamlann, köylerde de muhtarlann kurban de- rilerinin THK'ye bağışlanması ko- nusunda uyanldığını öne sürerken valı konağına 100 metre uzaklıkta- ki MGV Oğrenci Yurdu bahçesinde toplanan binlerce kurban derisinin kamyonlarla Sıvas dışında bilinme- yen bir yere taşındığı görüldü. Erzurum'da yasadışı yollardan deri toplayanlann başında Akyazılı Vakfı ve Kültür Eğitim Vakfı geli- yor. Bayramdan bir hafta önce bin- lerce ev ve işyerine makbuz dağıtan iki vakıf. derinin yanı sıra öğrenci yurtlannda kalan öğrenciler için de et talep ettiler. THK'nin kurban de- nleri için hazırlattığı kasetlen ya- yımlayan yerel Güncel FM radyosu da kimlıği belirsii kişilerce telefon- la tehdıt edildi. Malatyada ana caddeler lslamcı vakıflann duyurulanyla donatıldı. Islami Dayanışma ve Akabe vakıf- lannın yanı sıra MGV'ce asılan bez afişlerde. "Ücretsiz kesim yapıhr" denildi. Dağıtılan küçük el ilanlann- da da kesim yerlennı gösteren gra- fiklere yer verildi. Gaziantep'te de açıktan deri toplayan tek kuruluş THK oldu. Kurum, dün öğle saatle- rine dek kentte 4 bini aşkın kurban densı topladı. BU AKŞAM 22.00 Nilüfer Kuyaş, haftanın kültür v< sanat gündemini izliyor, değerlendiriyor. Her Pcrrer eltranJarınızda. NW KRITIK **G U N D E M MUSTAFA BÂLBAY I Baştarafı 1. Sayfada anlamaya çalışınm. Geçen ay bu arkadaşlanmdan birinden istemde bulundum: "Rehberlik derslerinden birinde öğrencilere, 'Sevgi nedir' sorusunu yöneltip o anda akıllanna gelenleri kâğıda yazmalannı ister misin?" "Tamam" dedi. 50 kadar lise öğrencisinin "sevgi" üzerine dü- şünceleri geçenlerde elime ulaştı. Her birinin yanrtı, üzerinde uzun uzun düşünme- yi gerektirecek ölçüde şaşırtıcı, etkileyici, üzücü, se- vindirici... Sevgi belki de bunlann toplamı... Öğrencilere geçelim. Deniz le başlayalım: "Bence sevgi, şu anda uzaklarda bulunan birha- yal. Sevgiyi uzaklara biz taşıdık. Parayı sevgiye ter- cih ettik. Ben insanlan sevmiyorum. Çünkü onlar sevgiyi hissetmek istemiyoriar..." Deniz şimdilik umutsuz durum. Özge'ye geçe- lim: "Sevgi, insanı insan yapan ve insanlann birbiriy- le bağdaşmalannda en büyük payı olan duygudur. Üzgünüm. Çünkü sevgiyi size bir kitap veya bir ansiklopedi tanımıyla anlattım. Bunun sebebi, sev- giyi hayatımda hiçbırdefa duymadığım içindir. Sa- nıyorum bu duyguyu hissedenlerin çoğu benden daha mutlu, gelecek için daha umutludur..." Mesut'un sevgi tanımlaması, adıyla pek uyuşmu- yor: "Sevgi çok değerii bir hazinedir. Yeryüzünde di- nozoriar kadar nadir görülür..." Şimdi felsefecilere gelelim. Özlem'i dinleyelim: "Bana göre sevgi, bir kişinin bir başka kişiye hiç değişmeyen duygulanna denir. Bazılan der ki, kö- tülerin içinde sevgi ne arar, onlar vicdansız ve acı- masızdır. Yanlış. Çünkü benim düşünceme göre, kötü insan ne kadar kötü olursa olsun, içinde bir parça olsun sevgi vardır..." _ Sevgi söz konusu olur da dram olmaz mı? Bakın Öznur ne diyor. "Ben sevdiğim kişiye, sana herşeyimi veririm di- yemem. Çünkü herşeyim O'dur. Sevenlerağlar..." 'Tadını çıkaralım...' Mahmut kusura bakmasın, ama biraz bencil mi ne: "Ben aşkı ilk defa orta üçte yaşadım. Sevmenin, sevilmenin önemini çok iyi anladım. Bu dönemin tadını çıkarmalıyız..." Ahmet'in işi zor: "Sen karşı cinsten birini sevebilirim. Ama bunu ona söyleyebileceğimi sanmıyorum..." Sevgi'nin yanıtı adıyla bağdaşmıyor: "Hiç tanımadığım ve yaşamadığım için bu konu- dabirşeysöyleyemeyeceğim..."' ~-• * - • - Metin'in, metni bitirişi çok metin: "Benim tavsiyem, herkesin içinde birsevginin o/- masıdır..." Elif, ileride metin yazarı olur: "Sevginin sembolü çiçek, taşıyıcısı kalptir..." Kemal'i sevenin işi biraz zor: "Sevgi her an bir faciaya sebep olabilir..." Daha onlarca örnek var. Sevgi uzun, satır kısa... Öğrencilerin yazılarında dikkatimi çekenler şun- lardı: - Sevgiye karşı ürkek... - Tanımlamada güçlük çekiyorlar... - Aileye ilişkin sevgi henrien hiçbirinde ön planda değil... Klasikleşmiş bir tanımdır: "Demokrasiden eğitime kadar her şey evde baş- lar..." Bu pencereden bakarsak acaba evlerde sevgi ne kadar? Bir bayram gününde, tabii ki çoğumuzun içinde sevgiyle örülü duygular var. Ama "sevgiyfe yaşama- yı" bir "yaşam biçimi" olarak görmek daha güzel olanı değil mi? Bu işi bayramdan bayrama bırakmasak... Yazıyı Ayşe'nin son tümcesiyle noktalayalım: "Her insanın sevme ve sevilme hakkı vardır..." 'Çokar'm istifası hanedanlaşmaya uyarı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Ankara Cum- huriyet Başsavcısı Nazmi Şarvan, Adalet Bakanı RP'li Şevket Kazan'ın Hâkimler ve Sa\ cılar Yüksek Kurulu'nda- kı (HSYK) dayatmalanna tepki göstererek üyelikten is- tifa eden ZuhalÇokar'ı "yar- gmm Jeanne d'Are'ı" olarak niteledi. Çokar'ın istifasının HSYK'deki hanedanlaşma eğiümine dikkat çektiğini kaydeden Şarvan da, Ka- zan'ın "laik ve Atatürkçü yargı kadrolannı sürgüne gönderme operasyonu"7 ola- rak değeTİendirilen kararna- mesiyle Mersin'e atanmak is- tenmesine tepki göstererek görevınden istifa etmişti. Cumhuriyefin sorulannı yanıtlayan Nazmi Şarvan, HSYK'de son dönemde, "ha- nedanlaşma" yorumlanna yol açabilecek tartışmalann gündeme geldiğini belirterek Çokar'ın istifasının bu çerçe- vede değerlendirilmesı ge- rektiğinı söyledi. Şarvan, Zu- hal Çokar'ı "yargının Jeanne d'.\rc'ı"' olarak niteledi. Zuhal Çokar, Kazan'uı Adalet Bakanlığı görevine getirilmesinin ardından ha- zırladığı laik yargıç \ e savcı- lan sürgüne gönderme ope- rasyonu olarak değerlendiri- len kararnamesine direnen tek HSYK üyesi olmuştu. Çokar, kurulun 17 nisandaki toplantısında yapılması ön- görülen atamalan adil ve ob- jektif bulmadığını belirterek üyelikten istifa etmişti. Isti- fasrrun gerekçesini "baa ku- rul üyelerinin yakuüanna ay- ncalıksağlanabileceği kuşku- su duyması" olarak açıkla- mışt. Yargı çevTelerinde Ço- kar'ın. kurul üyesi Engin Do- ğu'nun eşi Tüla>- Doğu'nun kıdemi \e sicili uymamasına karşın Danıştay üyeliğine atanmasına tepki gösterdiği dile getirilmişti. Çokar'ı isti- fa isyanına götüren gelişme- lerin. hükumetin Kazan'ın yargıda "şeriatçı kadrolas- ma" stratejisim adım adım uygulamasından kaynaklan- dığına işaret edilmışti. Sayısal Loto çekildi ANKARA (AA) - Sayısal Loto'hun bu haftaki çekilişmde 6'yı bir kişi tutturdu. Kazanan nurnaralar 01,02,04,12,35 ve 48 olarak belirlendi. Bu haftaki çekilişte 6 tutturan bir kişi 91 milyar 352 milyon 410 bin lira ikramiye kazandı. 5bilen 108 kişi 789 milyon 605'er bin lira, 4 bılen 10 bin 445 kişi 4 mil- yon 165'erbin lira, 3 bilen 276 bin 637 kişi ise 305'erbin li- ra ikramiye elde ettiler. Sayısal Loto'da bu hafta 609 milyar 14 milyon 925 bin liralık toplam hasılatın 304 milyar 507 mil- yon 462 bin 500 lirası ikramiye olarak dağıtıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle