Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞJBAT 1997PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mıaşfarkları
jfenîyor
(Gmhuriyet Bürosu) -
Entklı Sandığ-Tndan aylık
ala- memur ernekli, dul ve
yeinlennin. 1 Ocak
19?"dekı katsau
artandan doğanaylık
faıkan, bugün <ien itibaren
ayı'L aldıkJan Zıraat
Baıtası şubele-nnden
ödnmeye başl.anacak.
Edrilen bilgiye göre
Emeklı Sandığı'ndan
maij alan ve birinci gruba
girîi emekli dul ve
yetnlere bir ayiık, ikinci
gaba girenlere ıki aylık,
üçLrcü gaıba girenlere de
üç avlık fark ödenecek.
Topİam 1 milyon 99 bin
822 emekli. dul ve yetıme
13 ıilyorı47.6 Tnilyar
liralık aylık fark ödemesi
yapılacak.
Çilter yine
hastane
denetledi
• MARMARİS
(Cumhuriyet) - Dışişleri
Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çıller,
bütûn hastanelenn
özelleştirileceğini. genel
sağlık sigortasının da yıl
sonuna kadar pi lot olarak
uygulamaya gireceğini
bildirdi. Dün. Marmans
Ahu Hetman Hastanesi ile
Marmaris Devlet
Hastanesi'nı gezen Çiller,
özellikle turizm
yörelerinde sağlık
hizmetlerine ağırlık
verdiklenni anlatarak
"Genel sağlık sigortası ıle
sigortasız olan 22 milyon
insanımızın sigortası
sağlanacak. Uygulama 80
vilayete yayılacak" dedi.
Karayoluyla
hacca izin yok
• ANKARA (AJVKA) -
Dıyanetten sorumlu
Devlet Bakanı N'evzat
Ercan. REFAHYOL
koalisyonunda knze neden
olan karayoluyla hac
konusunda taviz vermiyor.
CHPAydın Milletvekıli
Fatih Atay'ın soru
.pnergesini yanıtlayan
Etcaa,A99Q yılına kadar
karayolundan da
havayolundan da hacca
gidildiğini, ancak 1990
yılında patlak veren
Körfez Savaşı ve karayolu
güzergâhında bulunan
ülkelerden geçişlerde can
ve mal güvenliğinin
bulunmayışı
nedenıyle Hac
Komis>onu'nun hac
seferlerinin sadece hava
yoluyla yapılmasına karar
verdığını belirttı.
Demirel'in ocak
ayı çalışmaları
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, ocak ayı
faaliyetlennde iç
gelişmeler ile Kıbns
konusuna ağırlık verdi.
Demirel, TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli ve
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral lsmail Hakkı
Karadayı ile üçer kez,
Başbakan Necmettin
Erbakan ile de bir kez
görüştü.
Ocak ayında 2 kez
îstanbul'a giden
Cumhurbaşkanı, 1310
kilometre yol kat etti.
Demirei, aynı ay içinde 3
yabancı büyükelçiyi kabul
ederken, Estonya
Parlamento Başkanı
Toomas Savi ile de bir
araya geldi.
DYP'de rejim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Koalisyonun büyük ortağı
RP'nin, rejım karşıtı
girişimleri hükümetin
DYP kanadında çatlak
yaratırken, DYP Genel
Başkan Yardımcısı
Mehmet Gölhan.
"Hükümet uyum içinde,
RP ile DYP birbirine
düşmeyecek" dedi.
Gölhan. yeni hükümet
modelleri üzerinde yapılan
tartışmalan eleştirdi. 54.
hükümetin uyum içinde
çalıştığını, bu başandan
rahatsız olan çevrelerin
devirme senaryolan
ürettiğini öne süren
Gölhan, "Hükümetin
gündeminde olmayan
konularla DYP ve RP'yi
karşı karşi)a getirme
taktiklen uvgulanıyor. Bu
oyuna gelrneyelim" dedi.
Gölhan, ortada yeni bir
hükümet modeli
bulunmadığını söyledi.
Yıldınm Aktuna, RP'nin koalisyon protokolüne uymayacak girişimler başlattığını söyledi
6
Refah dini kuDanıyor'ADANA (AA) - Sağlık Bakanı
Yıldınm Aktuna, RP'nin, koalis-
yon protokolüne uymayacak giri-
şimler başlattığını vurgulayarak
"RP'liler şunu çok hi bilsinler ki
koalisyon protokolünde yer alan
Atatürk ilke ve inkılaplanndan as-
la taviz veriJemez" dedi.
RP'nin koalisyon protokolüne
uymayan girişimlerinın başmda,
"Tak^inı ve Çankaya'ya cami ya-
pılması" konusunun geldığini
kaydeden Aktuna, •'Cami konu-
sundaki diretmeleri, ideolojik ta-
vırlar olarak görüyonım" dıyerek
şunlan söyledi:
"Biz, koalisyon protokolünde,
'Atatürk ilke ve inkılaplanna bağ-
lı kalınacak. en ufak bır zedelen-
me olmayacak" demişiz. Onlar da
'pekiyi' demişler. Şimdi, türban
ve başörtüsünün gündeme getiril-
mesi, 'Taksim'e cami yapacaği2'
denilmcsi ve bunun tepkisi sürer-
ken, tehdit edercesine, 'Çanka-
ya'ya da camj yapacağız" demek.
İevkalade yanlıştır. Bunu yapa-
•Atatürk ilke ve inkılaplanndan asla taviz verilemeyeceğini
söyleyen Aktuna, "RP. dini malzeme yapıyor ve ideolojik
tavırlannı sürdürmekte direniyor" dedi. Aktuna türban, Taksim ve
Çankaya'ya cami gibi ısrarlarda, DYP grup karan alınırsa kendisini
bağlamayacağını söyledi.
mazlar. çünkü yapürmayız. Bun-
lar, Türkiye'deki laik düzeni zede-
lemeye yönelik girişimlerdir. Ca-
mivi ideolojik amaçlı bir araç ola-
rak görmemek lazım. Camıleri,
vatandaşlann ibadeti için gerekti
kutsal yerler olarak görmek la-
znn." Taksım'e cami yapılması-
nın bir çok nedenle uygun olma-
dığını anlatan Aktuna. sözlerini
şöyle sürdürdü:
"RP'liler 'Istanbul'u fethettık.
Şimdi esas fethimiz Taksim'e ca-
mi ile olacaktır' diyorlar. Türkiye
eğer. 1453'ten bu yana İstanbul'u
Türkleştirememişse, yazıklar ol-
sun bize. Taksim'de, İstanbul'a sa-
hip olduğumuzu gösteren bir şey
var. Orada Atatürk'ün heykeli var.
Atatürk'ün heykeli. bu göre\i ya-
pıyor. Başka bir şeye gerek yok."
Üniversıteler ve devlet daırele-
nnde türban serbestisi ıle ilgili tar-
tışmalann "laik dfizeni zedeieme-
ye yönelik güişimler" olduğunu
vurgulayan Aktuna. "Bu çalışma.
mevcut hukuk düzenine aykın ola-
rak, dini inanç \e dini kurallaruı
devlet daireierine uygulanmak is-
tenmesidir" dıye konuştu. Türban
konusunun D V P TBMM Gru-
bu'nda tartışılmadığını. bu konu-
daki açıklamalannın, tamamen
kendi düşüncelennı yansıttığını
vurgulayan Sağlık Bakanı Aktu-
na, türban konusunda da cami ko-
nusunda da grup karan alınırsa
kendini bağlamayacağını belirte-
rek şunlan söyledi:
" Drvelim ki herkes benim dü-
şündüğümün tersini düşündü ve
bu konuda grup karan alîndı. Hiç-
bir şey, Atatürk ilke ve inkılapla-
nndan daha önemli olamaz. Üç
gün daha fazia bakanlık yapaca-
ğım diye, bu ülkeye zarar >erme-
ye hakkun yok. Ülke için böylesi-
ne hassas konularda grup karan-
na uymam. Atatürk ilke ve inkı-
laplanndan taviz v«rmektense, ge-
rekirse bakan da siyasetçi de ol-
mam. Ama, buna gerek kalmaya-
cağuıa inanıyorum. Çünkü, DYP
içinde benim gibi düşünen birçok
insan var."
Bazı basın organlannda.
"DYP'nin ünhwsitelerde türban
serbesüiğini kabul ettiği, devlet da-
ireleriiçinde'şimdilikkalsın' şek-
linde görüş birugine vanldığı'' ız-
lenimi verilmeye çalışıldığına işa-
ret eden Aktuna. bunu "bir oyun"
olarak değerlendirdi. Aktuna. söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Üniversitede okuyan bir öğ-
rencL tıp fakültesi ya da sağlık
mesiek yüksekokulu öğrencisi, ög-
rencilik siiresi içinde üniversite ve
eğitim hastanelerinde pratik ya-
pacaktır. O zaman. bizim hasta-
nelerimizde basörtülü bir sürü in-
san olacaktır. Bu dunımda başör-
rüsü. iiniversiteler kanalıyla devlet
kurumlanna da girecektir. Üni-
versitelerimiz,devlet dairelerimiz,
hukuk kuraüanna göre düzenlen-
miştir. dini inanca ve dini kuralla-
ra göre değil. Din ve devlet işleri
birbirinden ayrılmıştır. Hiçbirgüç,
bunu bir araya getiremez. Dini i-
nanç ve kurallan hastanelere en-
jekte etmemiz mümkün değildir.
Özel bir hastane, bütün hemşireve
doktorian basörtülü seçebilir, bu-
na bir diyeceğimiz yok. Ama, dev-
let kunımlannda buna asla müsa-
ade etmoiz."
Can Yücel
şalteri
indirdi
"Sürekli Aydınlık İçin 1
Dakika Karanlık"
kampanyası. usta şair Can
Yücel'in, saatlerin 21.00'i
gösterdiği sırada şalteri
indirmesivle start aldı.
Şubat ayı boyunca sürecek
kampanyaya destek
verenler önceld akşam
Leman Kültür
Merkezi'nde buluştu.
Birçok politikacı. sanatçı.
yazar ve gazetecinin
btılunduğu topluluk.
şalteri n indirilmesiy le
kararan ortamda "Sürekli
aydınlık" diye haykırdı. \e
bütün türkiye'nin bu
cümleyi bir a> bo> unca
dile getirmesini istedi.
Kazadan sonra bazı
polhikacılann
"demeçlerinin" yeraldığı
'Susurluk klibi' ise büvük
o alki| topladı.
(FotoğraftÖZKAN
GCVEN)
Erbakan dinci gericiliğe karşı yükselen tepkinin faturasını basına kesti
4
Camiye karşı çıkanlar fosiF
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Nec-
mettin Erbakan, köktcn-
dinci girişimlerin hükü-
mette yarattığı çatlak ve tır-
manan kamuoyu rahatsız-
lığının faturasını basına
kesti. "Hükümettekriz,ge-
veze basınuı uvdurması"
diyen Erbakan. Taksim ve
Çankaya'ya ideolojik
amaçlı cami projelerine
karşı çıkanlan, "fosil ve
hasta" olarak nitelendirdi.
Erbakan. "Aydınhk Türld-
ye için bir dakika karanlık"
kampanyasına, "Allah
kalplerine aydınlık versin"
sözleriyle tepki gösterdi.
Başbakan Erbakan. RP
MKYK toplantısından ön-
ce yaptığı açıklamada, yine
basını suçladı. RP'nin bazı
girişimleri nedeniyle
DYP'li bazı bakanlann ra-
hatsızlıkJannı yansıtan ba-
sını "gevezelikİe" suçla>'an
Erbakan, gazetelerde yazı-
lan hiçbir şeye inanılma-
ması gerektiğini savundu.
Kamu kunımlannda türban
serbestisi öngören tasanyı
bazı DYP'li bakanlann im-
zalamayacaklan yolundaki
haberlerle ilgili olarak,
"Hükümette her şey yeri
geldiğinde görüşülür, anı
geldiğinde imzalanır. Öyle
imza>a açmak. kapamak
diye bir şey ounaz" değer-
lendirmesini yapan Erba-
kan, gazetecilerin aynı ko-
nudaki sorulan üzerine.
"Bunlann hepsi geveze ba-
sının uydurmalan. Bana k-
raatçı Türkiye'den sorun.
Geveze basına fîgüranlık
yapûrmayın" dedi.
Erbakan, Taksim ve
Çankaya'ya cami yaptınl-
ması girişimlerinin yarattı-
ğı tartışmalann anımsatıl-
ması üzerine. şunlan söyle-
di: "Bu da geveze basının
Anayasa Mahkemesi daha önce iptal etmişti
Türban olayı büyüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hû-
kümetın RP kanadınca gündeme getirilen
yönetmelik değişikliğinin, imzaya açılan
şekliyle, vaat edildiği gibi "ûniversitele-
re türban serbestisi" getirmediği belirtil-
di. Yönetmelik değişikliğinde dayanak
yapılan Yükseköğretim Kanunu'nun ge-
çici 17. maddesi. üniversitelerde "yürûr-
lükteki kanuntora aykm olmamak" kay-
dıyla kılık kıyafet serbestisi getiriyor.
Anayasa Mahkemesi. daha önceki iptal
kararlannda yükseköğretimde türban kul-
lanımının anayasaya aykm olduğuna hük-
metmişti.
Başbakan Bülend l lusu'nun imzasmı
taşıyan 1982 tarihli Kılık Kıyafet Yönet-
meJiği'nde değişiklik öngören kararname,
RP'li bakanlar Liitfü Esengün, SacttGün-
bey. Necati Çelik ile Şevket Kazan tara-
findan imzalandı. DYP'li bakanlara he-
nüz karamamenin gitmediği öğrenildi.
Sağlık Bakanı Yıkhnm Aktuna. kararna-
meyi imzalamayacağını yinelerken
DYP'li Ayfer Yıfanaz ile Işılay Sa^^m'ın
da bu yöndeki tavnnı koruduğu belirtil-
di. Anayasa Mahkemesi. Turgut Özal'm
başbakanlığı döneminde Yükseköğretim
Kanunu'nda yapılan ve üniversitelere tür-
ban serbestisi getiren yasa değişikliğini
iptal ederken anayasanın 2 ve 24. madde-
lerine atıfta bulunarak "Yasalar dine da-
yanamazvebağtanamaz.Yasalar,ilkeleri-
ni dinden d e p yaşamdan ve hukuktan al-
mazlarsa hukuk devleti nitcliği zedelenir.
Ulusal devlette, her din için ayn yasai dü-
zenleme olamaz" hükmünü kaydetmişti.
işi Halkın dini gereksinim-
lerine hizmet etmek de bi-
zim görevimizdir. Burada
garipsenecek sey bazı kim-
selerin -ki bunlar çok şükür
fosil olmuştur- viizde 99'u
Müslüman olan ülkemizin
herhangi bir yerine cami
vapılmasını olay haline ge-
tirmesidir. Bu davranış bir
hastahkür. Allah'tan kendi-
lerine ramazan avmda acil
şifalar dilivorum."
Erbakan, "Aydınhk için
bir dakika karanlık" kam-
panyasına ilişkin görüşleri-
nin sorulması üzerine,
"Çok çocukça. Harhalde
yapacak başka işleri kahna-
dı. bunlarla uğraşıyoriar.
Allah kalplerine aydınlık
versin" dedi.
Erbakan, açıklamasında.
hükümet icraatına da deği-
nerek Şeker Bayramı'ndan
sonra büyük bir atılım baş-
latacaklannı söv ledi. Erba-
kan, "Hızh tren projemiz,
atom santrallanmız, diğer
enerji santrallarunız, ser-
best bölgeler art arda ger-
cekleştirifccektir" diye ko-
nuştu.
ANAP
'Refah
gerilimi
arttınyor
9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP, hükümet
ortağı RP'nin dini
konulan kavga nedeni
yaptığını, bunun ülkede
siyasal ve sosyal
gerginliğin tırmanmasına
yol açtığını bildirdi.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet
Keçeciler, hükümetin bu
haliyle devam etmemesi
gerektiğini belirterek,
"Çözüm, me\cut
hükümeti yıkan iradenin
içinde elbette mevcut
olacaktır" dedi.
Ortak deklarasyon
ANAP'ın önceki gün
yapılan il başkanlan,
milletvekilleri, merkez
karar ve yürütme kurulu
üyelerinin katılımıyla
gerçekleştirilen
toplantısının ardmdan
hazırlanan ortak
deklarasyon. genel başkan
yardımcısı Mehmet
Keçeciler tarafından
açıklandı. Deklarasyonda.
kötü yönetim sonucunda
içeride büyük sorunlarla
karşılaşıldığı, dışanda da
itibar kaybına
uğranıldıgına dikkat
çekildi. Çok sayıda
yurttaşın bu hükümetin
icraatından tedırgin
olduğu, ülkenin
geleceğinden kaygı
duyduğu vurgulanan
deklarasyonda şu görüşler
dile getirildi:
"Bugüne kadar
REFAITV'OL hükümetinin
vapoğı tek başanh icraat
kuruJuş amacına uygun
olarak yolsuzluklann ve
rezaleüerin üzerinin
örtülmesidir.
Susurluk kazası
sonrasmda ortaya çıkan
gerçekler, ülkemizde
hukuk devleti ilkesinin
büyük bir yara aldığını
göstermiştir. İktidar
partilerinin Meclis'teki
denetim yollannı ükaması,
büyük bir denetim krizine
neden olmuştur. Ülkemizi
çağdaş dünyadan
koparacak girişimlere
engel olunmalıdır."
POIİTİKA GUNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
RP, Kafa TutuyonL
Galiba bizim anlı ve şanlı medyamız 'kış uyku-
su'ndan yavas yavaş uyanıyor...
Üç yıl önce Istanbul'un varoşlannda iran, Pakistan,
Cezayir'den gelen 7frıa/ma//'şeriatçılarcamilerde 'şe-
riatprovası' yaparken bu gelişmeleri görmezlikten ge-
len Istanbul'un eski Valıs/ Hayri Kozakçıoğlu ile Em-
niyet Müdürü Necdet Menzir, dönemin İçişleri Baka-
nı Nahit Menteşe, şımdilerde Türkiye'nin baçkenti
Ankara'nın Sincan ilçesindeki 'şeriat sesleri'nı acaba
duyuyoriar mı?
Uç yıl önce istanbul'un varoşlannda kol gezen Vf-
halmalı şenatçı1arşimdi 'yehı malı' işbirlikçilenyle bir-
likte başkent Ankara'nın bir ılçesinde gövde gösterisi
yapıyorlar...
Mescid-i Aksa posterinın önüne kuaılan kürsüde
Sincan'ın RP'li Belediye Başkanı Bekir Yıldız, ardın-
dan iran Büyükelçisı Bagheri konuşuyor...
Diyor ki:
"Gençlenmiz heryerde ayaktalar ve ınşallah Allah'ın
cezasını ergeç Amenka'yla, Israil'le hergün anlaşma
imzalayanlara verecekler..."
Eh geç de olsa bizim medyamız uyanıyor, kimi
ANAP'lı ve DYP'li milletvekillen gibi...
Ama iş işten artık geçiyor ve şeriatın ayak sesleri gi-
derek duyulmaya başlanıyor...
Biz bugünlere 24 saat içinde gelmedik. Biz Harran
Üniversitesi'nde Suudi Prens Muhammed Faisal Al
Suud'a fahri doktora verenieri gördük. Biz aynı üniver-
sitede tarikat üyesı Abdulkadir Badıllı ve Halil Gö-
nenç'in baş tacı edildiğine tanık olduk...
Kuran kurslanndaki öğrencilenn ettikleri yemini bir-
kaç kez yazdık yıllar önce. Unutanlar için bir kez da-
ha yazalım istersenız.
işte 13-14 yaşındakı çocuklann yemini:
"Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Tür-
kiye, dinsiz, laık bir devlet haline gelmiştır. Hayatımı
Mustafa Kemal dinsizliğı ile savaşa adayacağıma,
Türkiye'yı bır din ve şeriat devleti haline getirmek için
mücadele edeceğıme, Kemal Paşa zamanında çıka-
nlan dinsiz kanunlann tatbıkıni önleyeceğime, kısa za-
manda ümmet esasına dayanan şeriat devletinin ku-
rulması için devlet idaresınde söz sahıbi olacak mev-
kilere gelmek için çalışacağıma, dinım, Allahım ve bü-
tün mukaddesatım üzerine yemın ederim."
• • •
1993 yılı Ocak ayında Turkiye'de 2 bin 674 vakıf, 104
bin 850 demek vardı. O tanhte vakıflann yüzde 24'ü
eğitim, yüzde 22'si din eğitimi veriyordu.
1997 yılında vakıf sayısı 3 bin 200'e ulaşmıştır. Eği-
tim veren vakıf sayısı ise yüzde 32'ye, din eğitimi ve-
ren vakıf sayısı ise yüzde 26'ya çıkmıştır...
1990 yılında Turkiye'de cami sayısı 66 bin 674'tü.
1997 yılında ise cami sayısı 71 bin oldu. Şu anda Tur-
kiye'de 5 bin cami, inşaat halinde.
1990 yılında 5 bin 446 olan Kuran kursu sayısı ise
1997 yılında 7 bin 200 olmuştur. Bugün sadece istan-
bul'un Sultanbeyli ılçesinde Kuran kursuna giden öğ-
renci sayısı 3 bindir.
Türkiye bugünlere 24 saat içinde gelmedi. Şenat-
çı vakıflar birden büyümedi...
Kurban derileri şenatçı vakıflann en büyük parasal
kaynağı olmadı mı? Trilyonlar Suudi kökenli banka-
lara yatırılmadı mı? ANAP ve DYP'liler kurban derisi
toplayan tarikat şeyhlerinı desteklemedi mi? Saman-
yolu TV ve Zaman gazetesi bu işin oncülüğünü yap-
madı mı? Askeri liselerde, polis kolejlerinde şenatçı
örgutlenme yapan şeyhler. şıhlar, kimi gazeteler ve si-
yası partilerce korunup kollanmadı mı?
Bakın Mılli Gençlık Vakfı üç yıl önce nasıl bir açıkla-
ma yapmıştı Afyon'da:
"Değerli kardeşimiz; memleketimızde yıllardırçeşit-
li bahanelerle inanan insanlann inançlanna baskı ya-
pıldığı halde ış menfaate gelince durum değişmekte-
dir. Örneğin; laiklik ılkesı bahanesiyle dınin devlet iş-
lerine kanşmaması gerektıği vurgulanır. Bu maske al-
tındanamazkılan, imam-hatıbe giden, tesettürlü me-
mur, doktor ve öğrencılere baskı yapılırken Kurban
Bayramı geldiğinde laiklik ılkesı tamamen değişmek-
tedir. işte bu oyunla siz değerli insanlann inançlan sö-
mürûlerek şampanyalara peşkeş çekilmektedir. Söz-
gelimı; Kızılay'ın yurt çapında mevcut olan yaz kamp-
lannda adeta siz inanan insanlann inançlanyla alay
edercesine kız-erkek bir arada kamp yapılmakta, içki
içilmektedir."
• • •
Sincan'ın RP'li Belediye Başkanı BekirYıldız'ın, Hiz-
bullah ve Hamas liderlerinin posterleri arasında yap-
tığı konuşma sizleri niçin rahatsız ediyor?
Adamlar bıldiklen yolda adım adım yürüyoriar. Ar-
tık onlar kendilerini durduracak gücün olmadığına ina-
nryorlar...
Gün onlann, istediklerini yapacaklar elbet...
Ama, üç-dört yıl önce 'Şenat gelıyor' diye uyanda
bulunanlara 'çağdışı' diyen kimi meslektaşlanmızın,
son bir aydır 'ortaçağın karanlığı 'ndan söz etmeleri-
ne, "Bu ne rezalet" diye başlık atmalanna akıl erdire-
miyorum...
Belli ki muhteremler kış uykusundan yeni uyanmış-
lar...
Ancak RP, oyunu, kuralına göre oynuyor. Kendi 'mü-
cahit tabanı 'nı olası bir erken seçıme hazıriıyor. RP, tek
basına iktidara gelme seferberlıği başlatıyor...
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri. hepimiz gibi Türki-
ye'yı ortaçağın karanlığına göturecek olan şenatçı güç-
lerden rahatsız. Nasıl aydınlar, ışçıler, memuriar rahat-
sızsa cumhuriyet ılkelerine sahip askerier de tedir-
gin...
İşte bu noktada RP iplen geriyor vetümtopluma ka-
fa tutuyor. Bunu korkmadan yapıyor üstelik. Çünkü
örgutlenme tamamlanma aşamasında. Düğmeye
bastıklan an özlediklen şeriat düzeni gelecek...
O günler de uzak değil! Artık uyanın!..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (â planet.com.tr
- Bugün ne yazmalı?
Bu bizim meslekte sıkça so-
rulan bir sorudur. Bugüne dek
de işe yarar bir yanıt geldiğini
anımsamıyorum. Denilen,
önerilen yazılsa en başta "Aaa,
şunu yazsana ayol" diyenler
okumayacak. "Şöyle bir göz
attım valla" diyecekler.
Bu deneyimler demetinden
çıkan sonuç: Önerileni yazma!
Bu yargının tersi ne?
"Artık yazma" denileni yaz.
Inadına.
Bu da sıkça gelir başa. Ga-
zete koridorundan eş dost
sohbetine, yolda rastlanan ta-
nıdıktan telefon eden okuyu-
cuya kadar... Uyarırlar:
- Susurluk konusu baydı.
Yazma artık...
•••
Uyardılar:
- Artık yazma. Şu, 'Sürekli
aydınlık için, bir dakika karan-
lık' muhabbeti stktt artık. Anla-
înadına Bir Yazı
dık, şubat boyunca her gün
şey yapacağız... Eee... Yani
saat 21.00'de ışıklan kapata-
cağız. Anladık. Ama yeter ar-
tık. Yazma, kimse okumaz...
Hımmmm...
Demek bugün de "Sürekli
aydınlık için, bir dakika karan-
lık" yazılacak.
inadına...
Ama neyin inadı?
"Yurttaş olmak bu kadar ko-
lay, bu kadar tehlikesiz, bu ka-
dar azçabayla mümkün değil"
vurgusunu yineleme inadı...
Hayır, hayır eylemi küçüm-
seyen filan yok. Yakın döne-
min en anlamlı, yaratıcı, sevim-
li sivil itaatsizlik eylemlerinden
biriydi. Medyadaki namuslu
kalemlerin. namuslu program-
cıların içten ve inatçı çabalarıy-
la ülke çapında bir eylem oldu.
Önceki gece düğmeye basan-
ların sayısına ilişkin istatistik
verilerin ciddi bir anlamı yok.
Zaten ortada böyle bir istatis-
tik yerı de yok.
Önemli olan, üstüne ölü top-
rağı serpilmiş Turkiye'de, Su-
surluk karanlığına karşı çıkan-
lar silkindiler. "Bir eylem" yap-
tılar ve yaptıkları eylem, önce
bu ülke insanlarında yıpran-
mış, silikleşmiş özgüven duy-
guşunu geri getirdi.
Önceki gece, son ayların
sloganları ya seslendirildi, ya
bilinçlerde yinelendı: "Sus-
ma!.. Sustukça sıra sana gele-
cek!" ya da "Sen değilsen
kim? Şimdi değilse ne za-
man?" ya da "Onlar pisletti.
Biz süpüreceğiz" ya da "Kam-
yondan sonra hiçbir şey eski-
sigibi olmayacak" gibi...
Önceki gece ışıklan kapat-
tık...
Eylem bitti mi?
Tersine: Yeni başladı!..
ifade, tutanak ormanında
yolunu yitirmişe benzeyen, yo-
lunu yitirdiği için de hâlâ çete
arayan Meclis Soruşturma Ko-
misyonu, ensesinde soluğu-
muzu duymadığı anda sade
suya tirit bir raporla işi bağla-
mak isteyecektir.
•••
Bu kötü niyetli bir önyargı
değil. Çünkü sade suya tirit ol-
mayan bir rapor, üç beş tetik-
çinin, birkaç mafya uğursuzu-
nun, birkaç polis şefinin adla-
rını sıralamaktan öte bir içerik
taşımak zorunda. Suyun başı-
nı ve subaşlannı tutan politika
bezirgânlanna uzanmayan,
onlann maskesini indirmeyen
her rapor sade suyla tirit ola-
cak. Susurluk'la Güneydo-
ğu'daki kirli savaşın bağını ge-
çiştirecek, gırtlağa kadar suça
bulaşmış korucubaşlarını, aşi-
ret reislerini sanık iskemlesine
oturtmayacak her rapor olup
bitenin üstünü örtmek anlamı-
na gelecek.
Eylem yeni başlıyor. Önceki
gün ışıklarını bir dakika karar-
tanlar aslında yurttaşlık sınavı-
na kayıt yaptırdılar. Sınav yeni
başlıyor.
"lyipeki anladık da ne yapa-
cağız" diye soranlara bence
tek yanıt var:
- Siz ne yapılmasını öneri-
yorsunuz ve nasıl?
Sınavdan kaytaranlar bu ka-
ranlıkta yaşamayı baştan ka-
bullenmiş demektir.
Sınavda çakarsak karanlığa
yenildik demektir.
O yüzden işte, bu inadına
yazı...
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
NADİR NADİ
BEN ATATÜRKÇÜ
DEĞİLİM
ATHllKÇl j
DEĞİLtM
7 13.
< BASI
350.000 TL
Çağ Pazariama A.Ş tes< Saikımsogut Sok