07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Aytekin Altıntaş dışandan profesörlük yasa tasansına karşı çıkıyor 6 Oğretim üyelerine hakaret'• Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr. Aytekin Altıntaş, "Böyle bir olay özellikle tıp fakültelerinde bin bir fedakârlığa ve zorluğa katlanarak çalışan öğretim üyelerine hakarettir" dedi. ASLMAN ABACIOĞLU İZMİR- Ünıversite dışındakilere do- çentlık unvanı \enlmesi sert tartışmala- ra neden olurken. bu kez de üniversite dışındakilere profesörlük verilmesi gün- derne getinldi Bu amaçla hazırlanan bir yasa tasansının Meclis komısyonlann- da incelendiğinı belirten öğretim üyele- ri. tasannın yanlışlıklarla dolu olduğu- nu söylüyorlar. Çukurova Ünı\ersitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr Ayteldn Altıntaş. yar- dırncı doçent, doçent \ e profesör unvan- lannm ögretim üyeliği unvanlan oldu- ğunu belirterek. bu umanlann ancak lı- sans ve Iısans ustü eğıtım veren kurum- larda çalışan. ders anlatan. ders anlatma- yı öğreten kişılere verilmesi \e bu kışi- lenn bu nitelilderi devam ettıği sürece bu unvanlan kullanabılmesi gerektigini söyledi. 2547 sayılı yasaya göre ise üni- versiteyle lisans eğitimi dışında hiçbir ilişkisi olmamış, eğitim vermeyen ve al- mayan, bir usta-çırak ilişkisinden geç- memiş kişilere "üniversite doçenti" un- vanı alma hakkı verildiğini kaydeden Dr. Altıntaş, bu uygulamaya yönelik eleşti- rilerini şöyle dile getirdi: "Belki yasa koyucu mantığı, çeşitli ne- denlerie üniversite dışında kalmış, ken- dine bir yer bulamamış, bilimsel yetene- ği olan kişilere verilecek bir ödül olarak kabul etmiş olabilir veya yine üniversite dışındaki bazı kişileri de bilimsel araştır- malar vapmava. güncel bilgilere ulaşma- ya çalışmaya zorlamak olabilir. Ancak benim aklırnın almadığı bir olay; bunla- ra üniversite doçenti unvanının verilme- sidir. Başka bir unvan verilse benim bu olayla ilgili bir takıntım olmavacaktır. Bi- rinci sınıf doktor, süper doktor, serbest doçent gjbi. Ama üniversite doçenti un- vanı verilnıesini hem de üniversite üye- leri tarafindan verilmesini kabul edemi- yorum." Üniversite dışında çahşan kişılerin nı- ye doçent veya profesör unvanı almak ıs- tediklenne ilişkın de "bUimsel kişilikle- rinin onaylanıp haklannın verilmesini mi, çalıştıgı kurumda diğer arkadaşla- ruıdan farklı olarak bir prestij sağlama gayreti mi, doçentolduktan sonra üniver- siteye dönmek istediklerinden mi. yoksa bu unvanlann muayene vesairede eko- nomik getiri sağlaması mı?" seçenekle- nnı sıralayan Dr. Altıntaş. bu seçenek- lerden'*bilimaşkı''nı öne sürenlere. sağ- lık bilimleri dışında dışandan doçentlik sınavına başvunınun yok denecek kadar az olduğunu anımsattı. Dışandan doçent olma hakkına karşı çıkılırken \e kaldınlması için uğraş ve- rilırken. şımdı de dışandan üniversite profesörii olma hakkı verilmesi için bir yasa değişikliği tasansının TBMM Baş- kaniığı 'na sunulduğuna dikkat çeken Dr. Altıntaş. altında 39 milletvekilinin im- zasıyla sunulan bu değişikliğin gerekçe- sinde Sağlık Bakanlığı'nca kabul edıl- miş eğitim hastanelennde bu eğitimi ve- ren klınik şeflennin yaklaşık yansının doçentlerden oluştuğunun belirtildığini söyledi. Dr. Altıntaş. yasa tasansının pek çok yanlışlık ve çelişkilerle dolu olduğunu vurgulayarak. şöyle konuştu: "Profesörlük. bilimsel ileriemenin dümaca kabul edilen son aşaması değil- dir. Pek çok ülkede profesörlük bir kad- ro unvanıdır, kişi işten aynlınca unvanı- nı da bu-akır. Ünhersitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği'nin 22. maddesi. •Profesörlük. doçentlik \e yardımcı do- çentlik un\ anını alanlar her unvan döne- mı ıçerisinde yükseköğretım kurumlan içerisınde fiilen 2 yıl görev yapmadık- lan takdirde yükseköğretim kurumlan dışındaki çalışmalannda bu unvanı kul- lanamazlar' der. Bu maddeyürürlüktey- ken profesör unvanı alan ve belki de li- sans eğitimi dışında hiç üniversitede bu- lunmanuş bir kişi, bu unvanian nerede ve hangiyetldyle kullanabilecektir? Eşit- lik ve yurt çıkarian açısından gerekli ol- duğu öne süriilen bu yasa değişikliği öne- risinin hiç bir sağlam gerekçesi yoktur. Bazı kişiierin profesör olmalannı sağla- mak için yapılmış izlenimini vermekte- dir. Ürmersiteye ait olması gereken un- vanlann dağıtılmasının hiç bir gerekçe- si olamaz. Böyle bir olay özellikle tıp fa- kültelerinde binbir fedakârlığa ve zorlu- ğa katlanarak çalışan öğretim üyelerine hakarettir. Bu mantık ile zaten manevi bir takun değerlerden başka teseüisi kal- mamış. maddi zorluklara rağmen manevi değerlerle yetinen öğretim üyelerinin dayandığı son değerier de vitecektir." Cami Yaşatma Derneği Başkanı suçlanıyor Fuhuşa din kisvesi RECEPBULUT KAYSERİ -Bıryerel tele- vizyon kamerası karşısında cami cemaatine kufrertığı ıd- diasıyla cami imamı Ali As- lan Koçak'ı yumruklayan Kaysen Argıncık Alsancak Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Nurettin Korkmaz'a ılginç suçlama... Argıncık Alsancak mahal- lesinde oturan 87 yaşındakı Duran Tek ve Kayseri'nın Bünyan ılçesı Karakaya ka- sabasında oturan 69 yaşında- ki IMehmet Çamcı. Azerbay- can'dan getırilen ıkı kadın pa- ra karşılığında ımam nikâ- hıyla evlendirildiklerini, an- cak evlendikten 10 gün son- ra kadınlann kendilerinı do- landırarak kayıplara kanştık- lannı öne sürerek polise baş- vurdular. 87yaşındakJ Duran Tek ve 69 yaşındaki Mehmet Çamcı, isimlerinı bilmedik- lerini, ancak Azeri kadınla- nn kendileriyle Argıncık Al- sancak Cami Yaptırma ve Ya- şatma Derneği Başkanı Nu- rettin Korkmaz aracılığıyla tanıştınldıklannı iddıaettıler. Duran Tek'ın 32 vaşındakı torunu Ziyaettin Tek, Nuret- tin Korkmaz'ın dedesıne "Sana uygun bir Azeri kadın bukfunT demesınden sonra Korkmaz'la birlikte namaz kılıp Azen kadınlann kaldı- ğı otele gittiklennı ve kadın- lan yanlannda bulunan tanı- madığı ıkı erkekle birlikte Argıncık Alsancak Mahalle- si'ndekı evlenne getirdikleri- ni ve dedesı Duran Tek'le ta- nıştırdıkJannı belirterek "De- dem.adının Rahman olduğu- nu sandığımi7 kadını beğen- di. kadın da raa oldu. Bunun üzerine müstakbel gelininüzi çarşıya-pazara götürdük. Baştan aşağı giydirdik. Alün takı ve bilezik aklık. Çeyirini dizdik. Sonra da imam nikâ- hıyla evlendirdik. Ancak ara- dan 10 gün geçtikten sonra benim de evde olmadığım bir sırada geceyansı dedemi de kandırarak kaçü" dedı. Al- datılan Mehmet Çamcı da, "Evlenmeden önce benden 2 bin markaldılar. Evlendikten bir hafta sonra da gece yansı evlendirildiğim ve adının Kezban olduğunu sandığım 38 yaşındaki .Azeri kadın bir hafta sonra evlenmemize ara- cıük eden Argıncık Alsancak Cami Yaptırma >e Yaşatma Derneği Başkanı Nurettin Korkmaz tarafindan kendt- sine ait38 LC 083 plakalı oto- mobille kaçu-ıldı. Bu sırada evde bulunan 2 bin markımr da götürdüler" dedı. 80'lik dedelerin Azerbay- canlı kadınlarla evlendiril- melerine aracı olmakla suçla- nan Kayseri Argıncık Alsan- cak Cami Yaptırma ve Yaşat- ma Derneği Başkanı Nurettin Korkmaz, ımam nikâhı yo- luyla evlendirildikten sonra yüzüstü bırakılan dedelerin evlendınlmesınde ınsanlık namına kendisinin sadece ta- nışmalanna vesile olduğunu, ancak Azen şebekesiyle hıç- bır ılgısınin olmadıgını öne sürdü... Korkmaz, "BenAzerbay- can'a yumurta götüriip saü- yorum. O nedenle sık sık .Azerbaycan'a gidip geliyo- rum. Bu sırada bu kadınla- nn bir vakınının evinde bir- kaç gün kaldım. Kayseri'ye geldiklerinde de tesadüfen karşılaştun. Mağdur olduk- lannı söylediler. Bu arada Duran deidede bana daha ön- ce eşini kaybettiğinden beri yalnız olduğunu ve uygun bir kadın olursa evlenmeyi dü- şündüğünü sövk-vince.ben de bu kadınia tanışmalanna i>i niyetie aracı oldum. Bunun dışında kaçınlmalanna ara- cüık etmedim" dedi AtarüriiçüI>üşüiK»I>enıeğiC4J)D),hüJdûnetinköktendindgÜTŞİmlerivedev- letiçindeki karanlıkbağlanölara duyarsıziığınakarşı başlattığı sessiz protev tolardan ilkini gerçekleştirdi. Güvenpark'ta yarun saat bo>unca bekleyen vaklaşık 100 kişi hükümeti aUoşla protesto ederek dağıldı. ADD yetldlileri "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" >ıırttaş e> leminin ardından başlattıklan protestonun, yurttaşlann bir araya gelmesi gerektigini öğreteceğini belirterek, "Biz Giivenpark'ta her gün 1230-13.00 arası ulusal egemenliğe giden yolun başın- da, hükümet sorunu çözene kadar bekle>eceğiz. İnsanJar içlerindeki enerjinin harekete geçmesini istiyorlar. Öy lcyse onİara bir çağ- nda bulunuyoruz. Geün burada enerjinizi gösterin, beraberce protesto edelira" dediler. (Fotoğraf: TAR1K TINAZAY) Mezarh/darkentinin valisiFİGEN ATALAY Mezarlıldar, sabırla bayramı bek- liyor. Neşeye değilse de sese kavuş- mak, belki biraz da yaşayanlara ölii- mü hatırlatmak ıçın...Ama siz endı- şelenmeyin. Bu yazının amacı size ölümü hatırlatmak falan değil, yal- nızca merak ettiğimız kimı sorulara yanıt aramak, bir görev i ve göre\ li- yi tanımaya çalışmak. Görev. mezar- Iıklar müdürlüğü. görev li ise buranm müdürü. "Mezarlıklar müdürü ne iş,yapar? Bütün gün mezaıiann arasında ol- mak nasıl bir şeydir? İnsan neden böyle bir işj seçer?*' dıye merak ettık ve Zincirlıkuvii Mezarlığı'na gidip Mezarlıklar Müdürü Celal Seven- can'ı ziyaret ettik. Sevencan. öğret- menlik. okul müdürlüğü ve Istanbul Büyükşehir Beledıyesı Yazı Işlen Müdürlüğü'nden sonra bu göreve atanmasına. "Yüce Rabbimizin çiz- diği kader, o kadar" dı vor. Celal Se- vencan görevınden memnun olması- na memnun. ama bu işin başka ışle- re benzemediğini de söylemeden ge- çemiyor. Peki nasıl bir ış bu. mezar- lıklar müdürünün bir günü nasıl ge- çer? Sevencan anlatıyor: "Sabahları göreve geldiğini/de karşınızda güleryü/Jü insan bula- mazsınız. Size gelenler, yaşamlanrun en hüzünlü, en hassas günlerinde problemlerinin çö/ümlenmesini iste- yen insanlardır. İ stelik kimileri Tuz- la'dan. Avcılar'dan gelirler. Her hiz- metin mükemmel olmasını isterler. Öğlene kadar vatandaşlann işleriyle uğraşınm. Prensibimiz her geleni memnun etmektir. Öğleden sonra mezarhkian denedemeye çıkanm." Istanbul'da 150 mezarlık bulunu- yor. Bunlardan 5-6'sı en çok istenen- ler. Celal Sevencan. "Hangi mezar- lık neden isteniyor" sorusuna şu \a- nıtı venyor: "BazıkişilerBoğaz'ana- zu* bir mezarlık istiyorlar, ama bu çok yoğun bir talep değil. Zincirlikuvu MezariığL, belli bir gelir düzeyinde olan, devlete, nüllete hizmetetmiş ki- şi ve aileier tarafindan isteniyor. Ka- racaahmet Mezartığı da çok istenen tarihi bir mezarhk.'" Mezarlıklar Mü- dürlüğü bu soruna fiyat ayarlama- sıyla çözüm bulmuş.Zincirlikuyu ve Aşiyan mezarlıklannda cenaze için bir kişilik yer ücretı 150 milyon lira. Bu iki mezarlıktan ölmeden yer al- mak ısterseniz fiyat 400 milyon lira- ya çıkıyor. Karacaahmet. Yeniköy ve Nafıbaba mezarlıklannda bu ücret- ler 100 ve 200 milyon lira. Bu para- lann belediye hızmetleri olarak hal- kadöndüğünü söyleyen Sevencan'ın ifadesiyle. "Zenginden alınıp fakire veriüyor." Diğer mezarlıklarda ise ücret 4.5 ile 6 milyon lira arasında değışiyor. Sevencan'in verdiğı bilgi- lere göre artık mezarlıklar da özel aüvenlik bınmlerince korunacak. Emniyet Cenel Müdürü Alaaddin Yüksel 'Askerlik sorunu olan 35 bin polisimiz var'AMCARA (Cumhuriyet Büro- su)-Emnivet Genel Müdürü Ala- addin VükseL askerliğinı >apma- yan 35 bin polis bulunduğunu belirterek sorunu olumlu bir bi- çimde sonuçlandırmak için ça- balann sürdüğünü bildirdi. Yüksel, dün akşam Siteler Po- lis Karakolu'nda görev li polis- lerle birlikte iftar yemeği yedı. "Siz halkla iç içesiniz. Problem- leri daha iyi biliyorsunuz" diyen Alaaddin Yüksel. görevlennin. polislerin fiziki vepsikolojikdu- rumlannı daıma diri tutmak. öz- lük haklannı günün şartlan için- de değerlendırmek olduğunu söyledi. Türk halkının polise sevgı bes- lediğını savunan Yüksel, "Bize sadece sevgi yetmiyor. destek de vermek gerekiyor. Hizmetlerimi- an temposunu arttırdığımız, ka- liteli hizmet verdiğimiz zarrıan. bu se>gi >e destek bizim üzeri- mizden hiç eksik olmavacaktır" dedi. Yüksel, emniyet teşkilatında • Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, dün akşam polislerle birlikte iftar yemeği yedi. Yüksel, halkın polise sevgi beslediğini söyledi. şu anda yüzde 3 oranında kadın polis bulunduğunu. bu yıl bu ra- kamı yüzde 5'e çıkaracaklannı bildirdi. Çoğunluk üç büyük ilde Yüksel. bir polis memurunun askerlik konusundaki sorusunu yanıtlarken askerliğinı yapma- yan 35 bin polis bulunduğunu belirterek bunlardan 28 bininin Ankara. tstanbul ve tzmir'de gö- rev yaptığını anlattı. "Hiçbir Türk insanı askerlik yapmaktan asla kaçınmaz" gö- riişünü dile getiren Yüksel. te- rörle mücadele edilirken bu ka- dar yüksek mıktarda polisin as- kere alınmasının polis hızmetle- nnde bir zaafiyet yaratıp yarat- mayacağının değerlendınlmesi gerektigini söyledi. Yüksel. "Bu meseieyi üışallah olumlu bir şekil- de sonuçlandıracağız. Bu konuda Saym bakanımız da ilgi gösteri- yor" dedı. 'Polisimiz her şeyi ile kaliteir Emniyet Genel Müdürü Yük- sel. polislenn uzman yetişmele- ri gerektigini belirterek eğitime önem verdikJenni söyledi. "Ben. daha yeni eğitim model- leriyle önümüzdeki y ıllara Türk polisinin daha iyi hazuianması gerektigini düşünüyorum"dıyen Yüksel, bugün her şeyıyle kali- teli bir Türk polisinin var oldu- ğunu, ancak yurttaşlann da her geçen gün farklı bekJentiler içi- ne girdiğini söyledi. Yüksel, "Bu bakımdan hem okullarunızdaki hem de hizmet içinde görev yaptığınıız yerdeki eğirimimizi yeni müfredatlara bağlayıp uygulamamız gereki- yor" dıye konuştu. işçiler keyfi ve baskıcı uygulamalarla karşı karşıya Telekom çalışanları sendikadan dertüİZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)-Izmir Telekom çalışanlan- nın örgütlü olduklan sendika yö- netıminin ışverenle işbırliği ıçin- de olduğu ve kurumdaki antı-de- mokratık uygulamalara yardım ettiğı öne sürüldü. Türkiye Haber-lş Sendika- sı'nın örgütlü olduğu Izmır Tele- kom'da. ışçilerin keyfi ve baskı- cı uygulamaiarla karşı karşıya olduğu belirtildı. 1300 işçi adı- na yapılan açıklamada. bazı ışçi- lerin sendika yönetimının ıste- miyle sürgüne gönderildığı kay- dedildi. Açıklamada. şu görüş- lere yer verildi: "İşyeri temsilcilcrinin belirien- mesi amacıyla seçün yaptık. An- cak. seçilen arkadaşlar değil, ül- kücü ideolojiye yakuı kişiler ata- ma yoluyla işyeri temsilciliğine getirildi. Ceçen dönem Türk-İş tarafin- dan yürütülen grup sözleşmele- rinde kamuoyunun yakından iz- ledigi gibi Haber-tş son aşamada Türk-Iş'ten koparak, bağımsız • 1300 işçi adına yapılan açıklamada, bazı işçiJerin sendika yönetiminin istemiyle sürgüne gönderildiği kaydedildi. sözleşme ünzalanuş, bu eylemiy- le de işçi sınınnın o noktaya ka- dar kazandıklanıu bir çırpıda sl- lip atnuştı. Mart ayında başiaya- cak toplusözleşme görüşmelerin- de de aynı yolun izleneceği açık- ça söjlenmektedir." Telekom ışçilerinin yazılı açıklamalannda, sendika yöneti- mıne aday olmak isteyenlere ka- ba kuv\ ete kadar varan baskıla- rın yapıldığı öne sürülerek şöy- le denildi: "Türk-lş'te üycsinin en yük- sek aidat ödediği sendika Türk Haber-İş'tir. Aylık ödenti bir gün- lük brüt yevmiyenin netidir. An- cak, bu kaynak işçi lehine olan et- kinliklerdc değil; "ülkücü" sendi- ka ağalannın keyfine harcan- maktadır. Çeşme"de sendikamn bir eğitim tesisi vardır. İşçilerin dışında her kademeden bürok- rat, sendikacı, siyasetçi bu tesis- lerden olabildiğince yararlan- maktadır. Sokulmayanlar ise bu tesislerin gerçek sahipleri olan iş- çilerdir. Ay nca. Telekom'da uv gulanan 'randunan puam* uygulamasu sendika yöneticilerinin olunıyla yönlendirilmekte,çalışanlann vi- ziteye çıkma talepleri bile engel- lenmektedir." Telekom'dakı fazla çalışma ücretlennin de adil v e düzenli ol- maktan uzak olduğu belırtilerek, memurlara resmı tatillerde özel olarak tanınan süreli tatıl olanak- lanndan ışçilerin yararlanama- dığı kaydedildi. Telekom Izmırışçıleri. sorun- larının çözümlenebilmesi için sendıkaya olan güvenlerini yitir- diklerini belinerek, Türk-Iş ve diğer örgütlerın yöneticilerini çözüm konusunda sorumluluğa çağırdılar. AYDINLANMA EMRE KONGAR Almanya, Uğur Mumcu, HDF ve Sorular Pülümürlü, birinci kuşak "Alamanyalı", omzuma dokunarak benı uyandırdı ve sordu: "Senı tanıyorum, sen kimsın?" Daha sonra, koyulaşan sohbet sırasında, Kürt kökenli Alevi bir yurttaş olduğunu ve kendisini "Atatürkçü" diye tanımladığını söyledi. THY'nin güleryüzlü hosteslerinin mükemmel bir servis ile yolcuları ağırladıkları uçak Münih sema- larından, havaalanına doğru süzülürken, Abbas'ın Atatürk e hitaben yazdığı mektup. bu yazıda kul- lanılmak üzere, cebimdekı yerıni almıştı bile. Abbas, mektubu bana verirken "insan karnı do- yunca, manevi tatmın anyor bey" diye de, "küttür kuramınm" en temel ılkesıni büyük bir sadelikle di- le getirmişti. • • • Almanya'dakı "Sosyal Demokratlar", HDF, (Halk Derneklerı Federasyonu) altında örgütlenen çeşitli dernekler aracılığı ile Uğur Mumcu'yu anı- yorlardı. CHP'li eskı kültür bakanı Ercan Karakaş'ın da genel başkanlığını yaptığı ve hâlâ ılişkılerini sür- dürdüğü, yardım ettiği HDF'nın Almanya'dakı geç- mişi yirmi yılı buluyor. Çeşitli kentlerde, "7ür/c/ye/iafta/aAJ"düzenlemiş- ler. Türklerın bir zamanlar buluşma yeri olan Münih tren istasyonu üzerindekı bir salonda, ilk toplantı- yı yaptık. 19.30'da başlayan söyleşıyi saat 22! de zorla ke- sebildik. İlgi ve katılım gerçekten çok yoğundu. Türkiye özlemi, Uğur Mumcu sevgisı ve sosyal de- mokrat görüşü dile getırme arzusu, katılımcılan sanki yerierıne mıhlamıştı. Einstein'ın doğum yeri olan ve dünyanın en yük- sek katedralinin bulunduğu Ulm'de ise, sosyal de- mokratlar, derneğe belediyece tahsıs edilen, "ken- dı lokallerinde" toplandılar. Belediye başkanının kültür işlerinden sorumlu yardımcısı da benden ön- ce bir konuşma yaptı. Münıh'teki yoğun ilgiye ek olarak Ulm'de 14-19 yaş arasındaki sosyal de- mokratlarla da tanıştık ve gençlerle özel bir söyle- şinin tadına vardık. Stuttgart'ta bırmüze salonundakı toplantıya ise, Stuttgart'ın çevresınden de pek çok "sosyal de- mokrat", "Alevi" ve "/4faf<Mçu"Türkgelmişti. • • • Almanya'dakı Türkler, bugünlerde, en çok ço- cuklara konulan vizeyi konuşuyor ve tartışıyorlar. Bu olay, Türkiye'de çok yankı yapmadı ama, ora- daki vatandaşlarımız açısından çok önemli. Almanya'dakı Türklerın kendilerıne özgü sorun- ları dışında, herkes Türkiye'dekı "çılgın gidiş"ten rahatsız. Herkesın ağzında "Nereyegıdiyonız" so- rusu. Uğur'un katılinın bulunup bulunamayacağı, Su- surluk komisyonunun sonuç verıp vermeyeceği, "temiz toplum özlemının" bir ışe yarayıp yarama- yacağı, sosyal demokratlar arasındaki bölünme, güçsüzlük ve dağınıklık sorunları. tarikatlardaki seks skandallannın halkın gözünü açıp açmadığt, hemen hemen herkesin ilk sorduğu sorulardı. Aslında Almanya'daki vatandaşlarımız, karınlan doyunca, artık "kültürel ve siyasal tatmin" arama- ya başlamış ve gerçek birer "vatandaş" olarak hem Türkiye'nın hem Almanya'nın sorunları ile derinli- ğine ilgilenmeye başlamışlardı. Bu insanlann artık "TünX kökenli Alman vatanda- şı" olduklarını kabul etmemiz gerekiyor. Aynen "Kıbnslı Türkler" gibi bu insanlar da bızım için ar- tık "Almanyalı Türkler" olmalı: Aynı kökten gelen ama farklı kültürel ve siyasal ortamda yaşayan soy- daşlarımız. Türkiye'nin Almanyalı soydaşlarımızla ilgili poli- tikası da bu yönde istikrara kavuşmalı: Onları, "ge- ri dönecek sılacılar" gıbi değil, "yerfeşik Almanya- lılar" olarak görmeli ve tedbirlerımizi de ona göre almalıyız. Haftaya Abbas'ın mektubu ve Almanya'da "sos- yal demokrasi" tartışmalarının doruk noktaları... Not Bu haftaki televizyon eleştirimın televizyon çalışanlarıyla ilgisi yok. Televizyon programlarını da, dilini de, gündeminı de doğrudan belirleyen ve kimi zaman doğrudan yozlaştıran politikacılara iliş- kin bir gözlem: Devlet Bakanı Abdullah Gül, 27 o- cak pazartesi gecesi haberlerde, "vukuu şuyuun- dan beter" dedi. Bu deyimin doğrusu. "şuyuu, vu- kuundan beter"d\r. "Söylentisı çıkmak" anlamına gelen "şayi olmak" ve "olmak", "meydana gel- mek" anlamına gelen "vuku bulmak" fiillerinden yapılmıştır. "Bir olayın söylentisinin çıkması, olma- sından daha kötüdür" anlamına gelen bir deyim- dir. Arap kültürünün savunuculuğunu yapan ve bu- nunla övünenlerin, Arapça kökenli kelıme ve de- yimlerdeki yanlışları, göze ve kulağa çok daha faz- la batıyor! Temiz siyaset için 2 1 * 1 * •• •• J •• bin kışı yüruduAKLV BODLR İSKE^DERU^ - Hangi siyasal göriişten olurlarsa olsunlar milyonlarca insan "sürekli aydınlık için bir da- kika karanhk" eyleminde buluşurken Iskenderun'da 2 bin kişi "Demokratik Tür- kiye ve Temiz siyaset" için yüriidü. l stasyon Alanı' nda 10.00 "da toplanmaya başlayan ka- Iabahk, ll.OO'de Atatürk Anıtı'na doğru yürüyüşe geçti ve yol boyunca dav ul- zurna eşliğınde halay çektı. çeşitli sloganlarattı. ilk konuşmayı yapan ÖDP Hatay ll Başkanı Bü- lent Akbay, REFAHYOL koalisyonunun köşeye sıkış- tığını belirterek, "Diyarba- kır'daki yoksulluğun, Li- ce'deki koruculuğun. köy boşaltmalann, köy yakma- lannın hesabını verecekler. Faili meçhul cinayetlerin, düşünenlerin hapishanelere sokulnıasının hesabını sora- cağız" dedi. Soğuk havaya. yağmura ve fırtınaya karşın 2 bin kişinin katıldığı yürü- vüşte, "Mafya, gladyo, tari- katdiktatörtüğünü yıkalım " sloganı atıldı CHP İskende- run İlçe Başkanı Nihat Bar- las,bundan sonra hiç kimse- nin emekçılenn alınterini çalamayacağını vurguladı, "Türkiye şcriata geçit ver- meyecektir*'dıye konuştu. Yol-lş Mersın Eğitim Sekreteri Hasan Aü Tuncer veHADEP İlçe Başkanı İs- mail Cömertoğlu da yaptık- lan konuşmalarda. "Top- lum kirli değU, pis değil. Ki- re ve pisliğe bulaşanlar dü- zen partileri ile savaştan me- det uman siyasilerdir" dedi- ler. Olaysız sonaeren mıtin- gın hemen arkasından polis- lerin neden göstermeksizin 5 kışiyı gözaltına alması tepkıye neden oldu. Olayı görüntülemeye ça- lışan yerel Olay Gazetesi Yazı Işleri Müdürü Fatma Durmuş gözaltına alındı, gazeteciler polis tarafindan tartaklandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle