Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Aytekin Altıntaş dışandan profesörlük yasa tasansına karşı çıkıyor
6
Oğretim üyelerine hakaret'• Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr.
Aytekin Altıntaş, "Böyle bir olay özellikle tıp fakültelerinde
bin bir fedakârlığa ve zorluğa katlanarak çalışan öğretim
üyelerine hakarettir" dedi.
ASLMAN ABACIOĞLU
İZMİR- Ünıversite dışındakilere do-
çentlık unvanı \enlmesi sert tartışmala-
ra neden olurken. bu kez de üniversite
dışındakilere profesörlük verilmesi gün-
derne getinldi Bu amaçla hazırlanan bir
yasa tasansının Meclis komısyonlann-
da incelendiğinı belirten öğretim üyele-
ri. tasannın yanlışlıklarla dolu olduğu-
nu söylüyorlar.
Çukurova Ünı\ersitesi Tıp Fakültesi
öğretim üyesi Dr Ayteldn Altıntaş. yar-
dırncı doçent, doçent \ e profesör unvan-
lannm ögretim üyeliği unvanlan oldu-
ğunu belirterek. bu umanlann ancak lı-
sans ve Iısans ustü eğıtım veren kurum-
larda çalışan. ders anlatan. ders anlatma-
yı öğreten kişılere verilmesi \e bu kışi-
lenn bu nitelilderi devam ettıği sürece bu
unvanlan kullanabılmesi gerektigini
söyledi. 2547 sayılı yasaya göre ise üni-
versiteyle lisans eğitimi dışında hiçbir
ilişkisi olmamış, eğitim vermeyen ve al-
mayan, bir usta-çırak ilişkisinden geç-
memiş kişilere "üniversite doçenti" un-
vanı alma hakkı verildiğini kaydeden Dr.
Altıntaş, bu uygulamaya yönelik eleşti-
rilerini şöyle dile getirdi:
"Belki yasa koyucu mantığı, çeşitli ne-
denlerie üniversite dışında kalmış, ken-
dine bir yer bulamamış, bilimsel yetene-
ği olan kişilere verilecek bir ödül olarak
kabul etmiş olabilir veya yine üniversite
dışındaki bazı kişileri de bilimsel araştır-
malar vapmava. güncel bilgilere ulaşma-
ya çalışmaya zorlamak olabilir. Ancak
benim aklırnın almadığı bir olay; bunla-
ra üniversite doçenti unvanının verilme-
sidir. Başka bir unvan verilse benim bu
olayla ilgili bir takıntım olmavacaktır. Bi-
rinci sınıf doktor, süper doktor, serbest
doçent gjbi. Ama üniversite doçenti un-
vanı verilnıesini hem de üniversite üye-
leri tarafindan verilmesini kabul edemi-
yorum."
Üniversite dışında çahşan kişılerin nı-
ye doçent veya profesör unvanı almak ıs-
tediklenne ilişkın de "bUimsel kişilikle-
rinin onaylanıp haklannın verilmesini
mi, çalıştıgı kurumda diğer arkadaşla-
ruıdan farklı olarak bir prestij sağlama
gayreti mi, doçentolduktan sonra üniver-
siteye dönmek istediklerinden mi. yoksa
bu unvanlann muayene vesairede eko-
nomik getiri sağlaması mı?" seçenekle-
nnı sıralayan Dr. Altıntaş. bu seçenek-
lerden'*bilimaşkı''nı öne sürenlere. sağ-
lık bilimleri dışında dışandan doçentlik
sınavına başvunınun yok denecek kadar
az olduğunu anımsattı.
Dışandan doçent olma hakkına karşı
çıkılırken \e kaldınlması için uğraş ve-
rilırken. şımdı de dışandan üniversite
profesörii olma hakkı verilmesi için bir
yasa değişikliği tasansının TBMM Baş-
kaniığı 'na sunulduğuna dikkat çeken Dr.
Altıntaş. altında 39 milletvekilinin im-
zasıyla sunulan bu değişikliğin gerekçe-
sinde Sağlık Bakanlığı'nca kabul edıl-
miş eğitim hastanelennde bu eğitimi ve-
ren klınik şeflennin yaklaşık yansının
doçentlerden oluştuğunun belirtildığini
söyledi.
Dr. Altıntaş. yasa tasansının pek çok
yanlışlık ve çelişkilerle dolu olduğunu
vurgulayarak. şöyle konuştu:
"Profesörlük. bilimsel ileriemenin
dümaca kabul edilen son aşaması değil-
dir. Pek çok ülkede profesörlük bir kad-
ro unvanıdır, kişi işten aynlınca unvanı-
nı da bu-akır. Ünhersitelerde Akademik
Teşkilat Yönetmeliği'nin 22. maddesi.
•Profesörlük. doçentlik \e yardımcı do-
çentlik un\ anını alanlar her unvan döne-
mı ıçerisinde yükseköğretım kurumlan
içerisınde fiilen 2 yıl görev yapmadık-
lan takdirde yükseköğretim kurumlan
dışındaki çalışmalannda bu unvanı kul-
lanamazlar' der. Bu maddeyürürlüktey-
ken profesör unvanı alan ve belki de li-
sans eğitimi dışında hiç üniversitede bu-
lunmanuş bir kişi, bu unvanian nerede
ve hangiyetldyle kullanabilecektir? Eşit-
lik ve yurt çıkarian açısından gerekli ol-
duğu öne süriilen bu yasa değişikliği öne-
risinin hiç bir sağlam gerekçesi yoktur.
Bazı kişiierin profesör olmalannı sağla-
mak için yapılmış izlenimini vermekte-
dir. Ürmersiteye ait olması gereken un-
vanlann dağıtılmasının hiç bir gerekçe-
si olamaz. Böyle bir olay özellikle tıp fa-
kültelerinde binbir fedakârlığa ve zorlu-
ğa katlanarak çalışan öğretim üyelerine
hakarettir. Bu mantık ile zaten manevi
bir takun değerlerden başka teseüisi kal-
mamış. maddi zorluklara rağmen
manevi değerlerle yetinen öğretim
üyelerinin dayandığı son değerier de
vitecektir."
Cami Yaşatma Derneği
Başkanı suçlanıyor
Fuhuşa
din kisvesi
RECEPBULUT
KAYSERİ -Bıryerel tele-
vizyon kamerası karşısında
cami cemaatine kufrertığı ıd-
diasıyla cami imamı Ali As-
lan Koçak'ı yumruklayan
Kaysen Argıncık Alsancak
Cami Yaptırma ve Yaşatma
Derneği Başkanı Nurettin
Korkmaz'a ılginç suçlama...
Argıncık Alsancak mahal-
lesinde oturan 87 yaşındakı
Duran Tek ve Kayseri'nın
Bünyan ılçesı Karakaya ka-
sabasında oturan 69 yaşında-
ki IMehmet Çamcı. Azerbay-
can'dan getırilen ıkı kadın pa-
ra karşılığında ımam nikâ-
hıyla evlendirildiklerini, an-
cak evlendikten 10 gün son-
ra kadınlann kendilerinı do-
landırarak kayıplara kanştık-
lannı öne sürerek polise baş-
vurdular. 87yaşındakJ Duran
Tek ve 69 yaşındaki Mehmet
Çamcı, isimlerinı bilmedik-
lerini, ancak Azeri kadınla-
nn kendileriyle Argıncık Al-
sancak Cami Yaptırma ve Ya-
şatma Derneği Başkanı Nu-
rettin Korkmaz aracılığıyla
tanıştınldıklannı iddıaettıler.
Duran Tek'ın 32 vaşındakı
torunu Ziyaettin Tek, Nuret-
tin Korkmaz'ın dedesıne
"Sana uygun bir Azeri kadın
bukfunT demesınden sonra
Korkmaz'la birlikte namaz
kılıp Azen kadınlann kaldı-
ğı otele gittiklennı ve kadın-
lan yanlannda bulunan tanı-
madığı ıkı erkekle birlikte
Argıncık Alsancak Mahalle-
si'ndekı evlenne getirdikleri-
ni ve dedesı Duran Tek'le ta-
nıştırdıkJannı belirterek "De-
dem.adının Rahman olduğu-
nu sandığımi7 kadını beğen-
di. kadın da raa oldu. Bunun
üzerine müstakbel gelininüzi
çarşıya-pazara götürdük.
Baştan aşağı giydirdik. Alün
takı ve bilezik aklık. Çeyirini
dizdik. Sonra da imam nikâ-
hıyla evlendirdik. Ancak ara-
dan 10 gün geçtikten sonra
benim de evde olmadığım bir
sırada geceyansı dedemi de
kandırarak kaçü" dedı. Al-
datılan Mehmet Çamcı da,
"Evlenmeden önce benden 2
bin markaldılar. Evlendikten
bir hafta sonra da gece yansı
evlendirildiğim ve adının
Kezban olduğunu sandığım
38 yaşındaki .Azeri kadın bir
hafta sonra evlenmemize ara-
cıük eden Argıncık Alsancak
Cami Yaptırma >e Yaşatma
Derneği Başkanı Nurettin
Korkmaz tarafindan kendt-
sine ait38 LC 083 plakalı oto-
mobille kaçu-ıldı. Bu sırada
evde bulunan 2 bin markımr
da götürdüler" dedı.
80'lik dedelerin Azerbay-
canlı kadınlarla evlendiril-
melerine aracı olmakla suçla-
nan Kayseri Argıncık Alsan-
cak Cami Yaptırma ve Yaşat-
ma Derneği Başkanı Nurettin
Korkmaz, ımam nikâhı yo-
luyla evlendirildikten sonra
yüzüstü bırakılan dedelerin
evlendınlmesınde ınsanlık
namına kendisinin sadece ta-
nışmalanna vesile olduğunu,
ancak Azen şebekesiyle hıç-
bır ılgısınin olmadıgını öne
sürdü...
Korkmaz, "BenAzerbay-
can'a yumurta götüriip saü-
yorum. O nedenle sık sık
.Azerbaycan'a gidip geliyo-
rum. Bu sırada bu kadınla-
nn bir vakınının evinde bir-
kaç gün kaldım. Kayseri'ye
geldiklerinde de tesadüfen
karşılaştun. Mağdur olduk-
lannı söylediler. Bu arada
Duran deidede bana daha ön-
ce eşini kaybettiğinden beri
yalnız olduğunu ve uygun bir
kadın olursa evlenmeyi dü-
şündüğünü sövk-vince.ben de
bu kadınia tanışmalanna i>i
niyetie aracı oldum. Bunun
dışında kaçınlmalanna ara-
cüık etmedim" dedi
AtarüriiçüI>üşüiK»I>enıeğiC4J)D),hüJdûnetinköktendindgÜTŞİmlerivedev-
letiçindeki karanlıkbağlanölara duyarsıziığınakarşı başlattığı sessiz protev
tolardan ilkini gerçekleştirdi. Güvenpark'ta yarun saat bo>unca bekleyen vaklaşık 100 kişi hükümeti aUoşla protesto ederek dağıldı.
ADD yetldlileri "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" >ıırttaş e> leminin ardından başlattıklan protestonun, yurttaşlann bir
araya gelmesi gerektigini öğreteceğini belirterek, "Biz Giivenpark'ta her gün 1230-13.00 arası ulusal egemenliğe giden yolun başın-
da, hükümet sorunu çözene kadar bekle>eceğiz. İnsanJar içlerindeki enerjinin harekete geçmesini istiyorlar. Öy lcyse onİara bir çağ-
nda bulunuyoruz. Geün burada enerjinizi gösterin, beraberce protesto edelira" dediler. (Fotoğraf: TAR1K TINAZAY)
Mezarh/darkentinin valisiFİGEN ATALAY
Mezarlıldar, sabırla bayramı bek-
liyor. Neşeye değilse de sese kavuş-
mak, belki biraz da yaşayanlara ölii-
mü hatırlatmak ıçın...Ama siz endı-
şelenmeyin. Bu yazının amacı size
ölümü hatırlatmak falan değil, yal-
nızca merak ettiğimız kimı sorulara
yanıt aramak, bir görev i ve göre\ li-
yi tanımaya çalışmak. Görev. mezar-
Iıklar müdürlüğü. görev li ise buranm
müdürü.
"Mezarlıklar müdürü ne iş,yapar?
Bütün gün mezaıiann arasında ol-
mak nasıl bir şeydir? İnsan neden
böyle bir işj seçer?*' dıye merak ettık
ve Zincirlıkuvii Mezarlığı'na gidip
Mezarlıklar Müdürü Celal Seven-
can'ı ziyaret ettik. Sevencan. öğret-
menlik. okul müdürlüğü ve Istanbul
Büyükşehir Beledıyesı Yazı Işlen
Müdürlüğü'nden sonra bu göreve
atanmasına. "Yüce Rabbimizin çiz-
diği kader, o kadar" dı vor. Celal Se-
vencan görevınden memnun olması-
na memnun. ama bu işin başka ışle-
re benzemediğini de söylemeden ge-
çemiyor. Peki nasıl bir ış bu. mezar-
lıklar müdürünün bir günü nasıl ge-
çer? Sevencan anlatıyor:
"Sabahları göreve geldiğini/de
karşınızda güleryü/Jü insan bula-
mazsınız. Size gelenler, yaşamlanrun
en hüzünlü, en hassas günlerinde
problemlerinin çö/ümlenmesini iste-
yen insanlardır. İ stelik kimileri Tuz-
la'dan. Avcılar'dan gelirler. Her hiz-
metin mükemmel olmasını isterler.
Öğlene kadar vatandaşlann işleriyle
uğraşınm. Prensibimiz her geleni
memnun etmektir. Öğleden sonra
mezarhkian denedemeye çıkanm."
Istanbul'da 150 mezarlık bulunu-
yor. Bunlardan 5-6'sı en çok istenen-
ler. Celal Sevencan. "Hangi mezar-
lık neden isteniyor" sorusuna şu \a-
nıtı venyor: "BazıkişilerBoğaz'ana-
zu* bir mezarlık istiyorlar, ama bu çok
yoğun bir talep değil. Zincirlikuvu
MezariığL, belli bir gelir düzeyinde
olan, devlete, nüllete hizmetetmiş ki-
şi ve aileier tarafindan isteniyor. Ka-
racaahmet Mezartığı da çok istenen
tarihi bir mezarhk.'" Mezarlıklar Mü-
dürlüğü bu soruna fiyat ayarlama-
sıyla çözüm bulmuş.Zincirlikuyu ve
Aşiyan mezarlıklannda cenaze için
bir kişilik yer ücretı 150 milyon lira.
Bu iki mezarlıktan ölmeden yer al-
mak ısterseniz fiyat 400 milyon lira-
ya çıkıyor. Karacaahmet. Yeniköy ve
Nafıbaba mezarlıklannda bu ücret-
ler 100 ve 200 milyon lira. Bu para-
lann belediye hızmetleri olarak hal-
kadöndüğünü söyleyen Sevencan'ın
ifadesiyle. "Zenginden alınıp fakire
veriüyor." Diğer mezarlıklarda ise
ücret 4.5 ile 6 milyon lira arasında
değışiyor. Sevencan'in verdiğı bilgi-
lere göre artık mezarlıklar da özel
aüvenlik bınmlerince korunacak.
Emniyet Cenel Müdürü Alaaddin Yüksel
'Askerlik sorunu olan
35 bin polisimiz var'AMCARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Emnivet Genel Müdürü Ala-
addin VükseL askerliğinı >apma-
yan 35 bin polis bulunduğunu
belirterek sorunu olumlu bir bi-
çimde sonuçlandırmak için ça-
balann sürdüğünü bildirdi.
Yüksel, dün akşam Siteler Po-
lis Karakolu'nda görev li polis-
lerle birlikte iftar yemeği yedı.
"Siz halkla iç içesiniz. Problem-
leri daha iyi biliyorsunuz" diyen
Alaaddin Yüksel. görevlennin.
polislerin fiziki vepsikolojikdu-
rumlannı daıma diri tutmak. öz-
lük haklannı günün şartlan için-
de değerlendırmek olduğunu
söyledi.
Türk halkının polise sevgı bes-
lediğını savunan Yüksel, "Bize
sadece sevgi yetmiyor. destek de
vermek gerekiyor. Hizmetlerimi-
an temposunu arttırdığımız, ka-
liteli hizmet verdiğimiz zarrıan.
bu se>gi >e destek bizim üzeri-
mizden hiç eksik olmavacaktır"
dedi.
Yüksel, emniyet teşkilatında
• Emniyet Genel
Müdürü Alaaddin Yüksel,
dün akşam polislerle
birlikte iftar yemeği yedi.
Yüksel, halkın polise
sevgi beslediğini söyledi.
şu anda yüzde 3 oranında kadın
polis bulunduğunu. bu yıl bu ra-
kamı yüzde 5'e çıkaracaklannı
bildirdi.
Çoğunluk üç büyük ilde
Yüksel. bir polis memurunun
askerlik konusundaki sorusunu
yanıtlarken askerliğinı yapma-
yan 35 bin polis bulunduğunu
belirterek bunlardan 28 bininin
Ankara. tstanbul ve tzmir'de gö-
rev yaptığını anlattı.
"Hiçbir Türk insanı askerlik
yapmaktan asla kaçınmaz" gö-
riişünü dile getiren Yüksel. te-
rörle mücadele edilirken bu ka-
dar yüksek mıktarda polisin as-
kere alınmasının polis hızmetle-
nnde bir zaafiyet yaratıp yarat-
mayacağının değerlendınlmesi
gerektigini söyledi. Yüksel. "Bu
meseieyi üışallah olumlu bir şekil-
de sonuçlandıracağız. Bu konuda
Saym bakanımız da ilgi gösteri-
yor" dedı.
'Polisimiz her şeyi ile
kaliteir
Emniyet Genel Müdürü Yük-
sel. polislenn uzman yetişmele-
ri gerektigini belirterek eğitime
önem verdikJenni söyledi.
"Ben. daha yeni eğitim model-
leriyle önümüzdeki y ıllara Türk
polisinin daha iyi hazuianması
gerektigini düşünüyorum"dıyen
Yüksel, bugün her şeyıyle kali-
teli bir Türk polisinin var oldu-
ğunu, ancak yurttaşlann da her
geçen gün farklı bekJentiler içi-
ne girdiğini söyledi.
Yüksel, "Bu bakımdan hem
okullarunızdaki hem de hizmet
içinde görev yaptığınıız yerdeki
eğirimimizi yeni müfredatlara
bağlayıp uygulamamız gereki-
yor" dıye konuştu.
işçiler keyfi ve baskıcı uygulamalarla karşı karşıya
Telekom çalışanları
sendikadan dertüİZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)-Izmir Telekom çalışanlan-
nın örgütlü olduklan sendika yö-
netıminin ışverenle işbırliği ıçin-
de olduğu ve kurumdaki antı-de-
mokratık uygulamalara yardım
ettiğı öne sürüldü.
Türkiye Haber-lş Sendika-
sı'nın örgütlü olduğu Izmır Tele-
kom'da. ışçilerin keyfi ve baskı-
cı uygulamaiarla karşı karşıya
olduğu belirtildı. 1300 işçi adı-
na yapılan açıklamada. bazı ışçi-
lerin sendika yönetimının ıste-
miyle sürgüne gönderildığı kay-
dedildi. Açıklamada. şu görüş-
lere yer verildi:
"İşyeri temsilcilcrinin belirien-
mesi amacıyla seçün yaptık. An-
cak. seçilen arkadaşlar değil, ül-
kücü ideolojiye yakuı kişiler ata-
ma yoluyla işyeri temsilciliğine
getirildi.
Ceçen dönem Türk-İş tarafin-
dan yürütülen grup sözleşmele-
rinde kamuoyunun yakından iz-
ledigi gibi Haber-tş son aşamada
Türk-Iş'ten koparak, bağımsız
• 1300 işçi adına
yapılan açıklamada, bazı
işçiJerin sendika
yönetiminin istemiyle
sürgüne gönderildiği
kaydedildi.
sözleşme ünzalanuş, bu eylemiy-
le de işçi sınınnın o noktaya ka-
dar kazandıklanıu bir çırpıda sl-
lip atnuştı. Mart ayında başiaya-
cak toplusözleşme görüşmelerin-
de de aynı yolun izleneceği açık-
ça söjlenmektedir."
Telekom ışçilerinin yazılı
açıklamalannda, sendika yöneti-
mıne aday olmak isteyenlere ka-
ba kuv\ ete kadar varan baskıla-
rın yapıldığı öne sürülerek şöy-
le denildi:
"Türk-lş'te üycsinin en yük-
sek aidat ödediği sendika Türk
Haber-İş'tir. Aylık ödenti bir gün-
lük brüt yevmiyenin netidir. An-
cak, bu kaynak işçi lehine olan et-
kinliklerdc değil; "ülkücü" sendi-
ka ağalannın keyfine harcan-
maktadır. Çeşme"de sendikamn
bir eğitim tesisi vardır. İşçilerin
dışında her kademeden bürok-
rat, sendikacı, siyasetçi bu tesis-
lerden olabildiğince yararlan-
maktadır. Sokulmayanlar ise bu
tesislerin gerçek sahipleri olan iş-
çilerdir.
Ay nca. Telekom'da uv gulanan
'randunan puam* uygulamasu
sendika yöneticilerinin olunıyla
yönlendirilmekte,çalışanlann vi-
ziteye çıkma talepleri bile engel-
lenmektedir."
Telekom'dakı fazla çalışma
ücretlennin de adil v e düzenli ol-
maktan uzak olduğu belırtilerek,
memurlara resmı tatillerde özel
olarak tanınan süreli tatıl olanak-
lanndan ışçilerin yararlanama-
dığı kaydedildi.
Telekom Izmırışçıleri. sorun-
larının çözümlenebilmesi için
sendıkaya olan güvenlerini yitir-
diklerini belinerek, Türk-Iş ve
diğer örgütlerın yöneticilerini
çözüm konusunda sorumluluğa
çağırdılar.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Almanya, Uğur Mumcu,
HDF ve Sorular
Pülümürlü, birinci kuşak "Alamanyalı", omzuma
dokunarak benı uyandırdı ve sordu:
"Senı tanıyorum, sen kimsın?"
Daha sonra, koyulaşan sohbet sırasında, Kürt
kökenli Alevi bir yurttaş olduğunu ve kendisini
"Atatürkçü" diye tanımladığını söyledi.
THY'nin güleryüzlü hosteslerinin mükemmel bir
servis ile yolcuları ağırladıkları uçak Münih sema-
larından, havaalanına doğru süzülürken, Abbas'ın
Atatürk e hitaben yazdığı mektup. bu yazıda kul-
lanılmak üzere, cebimdekı yerıni almıştı bile.
Abbas, mektubu bana verirken "insan karnı do-
yunca, manevi tatmın anyor bey" diye de, "küttür
kuramınm" en temel ılkesıni büyük bir sadelikle di-
le getirmişti.
• • •
Almanya'dakı "Sosyal Demokratlar", HDF,
(Halk Derneklerı Federasyonu) altında örgütlenen
çeşitli dernekler aracılığı ile Uğur Mumcu'yu anı-
yorlardı.
CHP'li eskı kültür bakanı Ercan Karakaş'ın da
genel başkanlığını yaptığı ve hâlâ ılişkılerini sür-
dürdüğü, yardım ettiği HDF'nın Almanya'dakı geç-
mişi yirmi yılı buluyor.
Çeşitli kentlerde, "7ür/c/ye/iafta/aAJ"düzenlemiş-
ler.
Türklerın bir zamanlar buluşma yeri olan Münih
tren istasyonu üzerindekı bir salonda, ilk toplantı-
yı yaptık.
19.30'da başlayan söyleşıyi saat 22!
de zorla ke-
sebildik. İlgi ve katılım gerçekten çok yoğundu.
Türkiye özlemi, Uğur Mumcu sevgisı ve sosyal de-
mokrat görüşü dile getırme arzusu, katılımcılan
sanki yerierıne mıhlamıştı.
Einstein'ın doğum yeri olan ve dünyanın en yük-
sek katedralinin bulunduğu Ulm'de ise, sosyal de-
mokratlar, derneğe belediyece tahsıs edilen, "ken-
dı lokallerinde" toplandılar. Belediye başkanının
kültür işlerinden sorumlu yardımcısı da benden ön-
ce bir konuşma yaptı. Münıh'teki yoğun ilgiye ek
olarak Ulm'de 14-19 yaş arasındaki sosyal de-
mokratlarla da tanıştık ve gençlerle özel bir söyle-
şinin tadına vardık.
Stuttgart'ta bırmüze salonundakı toplantıya ise,
Stuttgart'ın çevresınden de pek çok "sosyal de-
mokrat", "Alevi" ve "/4faf<Mçu"Türkgelmişti.
• • •
Almanya'dakı Türkler, bugünlerde, en çok ço-
cuklara konulan vizeyi konuşuyor ve tartışıyorlar.
Bu olay, Türkiye'de çok yankı yapmadı ama, ora-
daki vatandaşlarımız açısından çok önemli.
Almanya'dakı Türklerın kendilerıne özgü sorun-
ları dışında, herkes Türkiye'dekı "çılgın gidiş"ten
rahatsız. Herkesın ağzında "Nereyegıdiyonız" so-
rusu.
Uğur'un katılinın bulunup bulunamayacağı, Su-
surluk komisyonunun sonuç verıp vermeyeceği,
"temiz toplum özlemının" bir ışe yarayıp yarama-
yacağı, sosyal demokratlar arasındaki bölünme,
güçsüzlük ve dağınıklık sorunları. tarikatlardaki
seks skandallannın halkın gözünü açıp açmadığt,
hemen hemen herkesin ilk sorduğu sorulardı.
Aslında Almanya'daki vatandaşlarımız, karınlan
doyunca, artık "kültürel ve siyasal tatmin" arama-
ya başlamış ve gerçek birer "vatandaş" olarak hem
Türkiye'nın hem Almanya'nın sorunları ile derinli-
ğine ilgilenmeye başlamışlardı.
Bu insanlann artık "TünX kökenli Alman vatanda-
şı" olduklarını kabul etmemiz gerekiyor. Aynen
"Kıbnslı Türkler" gibi bu insanlar da bızım için ar-
tık "Almanyalı Türkler" olmalı: Aynı kökten gelen
ama farklı kültürel ve siyasal ortamda yaşayan soy-
daşlarımız.
Türkiye'nin Almanyalı soydaşlarımızla ilgili poli-
tikası da bu yönde istikrara kavuşmalı: Onları, "ge-
ri dönecek sılacılar" gıbi değil, "yerfeşik Almanya-
lılar" olarak görmeli ve tedbirlerımizi de ona göre
almalıyız.
Haftaya Abbas'ın mektubu ve Almanya'da "sos-
yal demokrasi" tartışmalarının doruk noktaları...
Not Bu haftaki televizyon eleştirimın televizyon
çalışanlarıyla ilgisi yok. Televizyon programlarını
da, dilini de, gündeminı de doğrudan belirleyen ve
kimi zaman doğrudan yozlaştıran politikacılara iliş-
kin bir gözlem: Devlet Bakanı Abdullah Gül, 27 o-
cak pazartesi gecesi haberlerde, "vukuu şuyuun-
dan beter" dedi. Bu deyimin doğrusu. "şuyuu, vu-
kuundan beter"d\r. "Söylentisı çıkmak" anlamına
gelen "şayi olmak" ve "olmak", "meydana gel-
mek" anlamına gelen "vuku bulmak" fiillerinden
yapılmıştır. "Bir olayın söylentisinin çıkması, olma-
sından daha kötüdür" anlamına gelen bir deyim-
dir. Arap kültürünün savunuculuğunu yapan ve bu-
nunla övünenlerin, Arapça kökenli kelıme ve de-
yimlerdeki yanlışları, göze ve kulağa çok daha faz-
la batıyor!
Temiz siyaset için
2 1 * 1 * •• •• J ••
bin kışı yüruduAKLV BODLR
İSKE^DERU^ - Hangi
siyasal göriişten olurlarsa
olsunlar milyonlarca insan
"sürekli aydınlık için bir da-
kika karanhk" eyleminde
buluşurken Iskenderun'da 2
bin kişi "Demokratik Tür-
kiye ve Temiz siyaset" için
yüriidü.
l stasyon Alanı' nda 10.00
"da toplanmaya başlayan ka-
Iabahk, ll.OO'de Atatürk
Anıtı'na doğru yürüyüşe
geçti ve yol boyunca dav ul-
zurna eşliğınde halay çektı.
çeşitli sloganlarattı.
ilk konuşmayı yapan
ÖDP Hatay ll Başkanı Bü-
lent Akbay, REFAHYOL
koalisyonunun köşeye sıkış-
tığını belirterek, "Diyarba-
kır'daki yoksulluğun, Li-
ce'deki koruculuğun. köy
boşaltmalann, köy yakma-
lannın hesabını verecekler.
Faili meçhul cinayetlerin,
düşünenlerin hapishanelere
sokulnıasının hesabını sora-
cağız" dedi. Soğuk havaya.
yağmura ve fırtınaya karşın
2 bin kişinin katıldığı yürü-
vüşte, "Mafya, gladyo, tari-
katdiktatörtüğünü yıkalım "
sloganı atıldı CHP İskende-
run İlçe Başkanı Nihat Bar-
las,bundan sonra hiç kimse-
nin emekçılenn alınterini
çalamayacağını vurguladı,
"Türkiye şcriata geçit ver-
meyecektir*'dıye konuştu.
Yol-lş Mersın Eğitim
Sekreteri Hasan Aü Tuncer
veHADEP İlçe Başkanı İs-
mail Cömertoğlu da yaptık-
lan konuşmalarda. "Top-
lum kirli değU, pis değil. Ki-
re ve pisliğe bulaşanlar dü-
zen partileri ile savaştan me-
det uman siyasilerdir" dedi-
ler. Olaysız sonaeren mıtin-
gın hemen arkasından polis-
lerin neden göstermeksizin
5 kışiyı gözaltına alması
tepkıye neden oldu.
Olayı görüntülemeye ça-
lışan yerel Olay Gazetesi
Yazı Işleri Müdürü Fatma
Durmuş gözaltına alındı,
gazeteciler polis tarafindan
tartaklandı