Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ
HABERLER
Devletten
uyuşturucu
itirafı'
• ANKARA(ANKA)-
CHPGenelSekreter
Yardımcısı Sman Yerlikaya,
Emnıyet Müdürlüğü'nün
geçen günlerde Avrupa'da
yakalanan eroinin yüzde
64'ünün Türk polisi
tarafmdan yakalandığı
şeklindeki açıklamasını
"zımni bir ıtıraf" olarak
değerlendirerek, "Demek ki
Türkıye gerçekten bir
uyuşturucu merkezi" dedi.
Afganistan ve
Ermenistan "dan gelen
uyuşturucu maddelerin
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde
işlendiğini kaydeden
Yerlikaya. işlenen
uyuşturucunun Avrupa'ya
çıkanlabilmesi için batıya
gönderildiğini, bu
sevkıyatın da güvenlik
güçlerinin haberi
olmaksızın
yapılamayacağıni savundu.
Erbakan'a
sürpriz ziyaret
• ANKARA(ANKA)-
HADEP Genel Başkanı
Ahmet Türk,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerie yaptığı
görüşmenin ardından
Başbakan Necmettin
Erbakan'dan da randevu
istedi. Türk. görüşmede.
"Türkiye'nin en önemli
sorunu K.ürt sorunudur ve
başka sorunlann çözümü de
bu sonınun çözümüne
bağlı. Çözüm için de
demokratik bir açılım
ertelenemez bir
zorunluluk" mesajını
ileterek Nevruz kutlamalan
için de güvence isteyecek.
Türk'ün, Erbakan'la
görüşmesinin ardından tüm
siyasi parti liderlerinı de
aynı mesajlan iletmek
amacıyla ziyaret etmeyi
planladığı öğrenildi.
Temiz toplum
toplantıları
• İstanbul Haber Servisi-
Gazeteci Fatıh Altaylı ve bir
grup vatandaşın
öncülüğünde başlatilan
"Temiz toplum için sohbet
toplantılan" sürüyor. Bu
çerçevede. Bakırköy
Özgürlük Meydanı'nda
3'üncüsü gerçekleştirilen
dünkü toplantıya. siyasi
partiler ve demokratik kitle
örgütlerinin temsilcileri
başta olmak üzere,
sanatçılar ve çok sayıda
yurttaş. katıldı. DİSK Genel
Başkanı Rıdvan Budak,
CHP İstanbul Milletvekıli
Ahmet Güryüz Ketenci,
gazeteci Uğur Dündar.
Özgürlük ve Dayanışma
Partisi ile Işçi Partisi
yönetıcilerinin katıldığı
toplantıda, dövizler ve
sloganlar eşliğinde. "temiz
toplum" talebi dile getirildi.
Yaklaşık bir saat süren
toplantının sonunda
katılımcılar. önümüzdeki
hafta pazar günü yine
Bakırköy Özgürlük
Meydanı'nda buluşmak
üzere alandan aynldılar.
BMD'nin genel
kurulu
• İstanbul Haber Servisi -
Ekonomi Muhabırleri
Derneği (EMD) İstanbul
Şubesi Yönetim Kurulu
üyeleri belirlendi. Genel
kurulda dün yapılan
seçimler sonucunda
yönetim kurulu üyeliklerine
şu isimler getinldi: Orhan
Tekeoğlu. Vblkan Akı,
Nedim Şener, Engin Eren,
Ahmet Çelik, Murat
Sabuncu ve Celal Toprak.
Yeni yönetim kurulu. bugün
bir araya gelerek görev
dağılımı yapacak.
Para yoksa
karne de yok
• Haber Merkezi -
Eskişehir'deki bazı orta
dereceli okullarda 'okul
giderleri' adı altinda istenen
paralan vermeyen
öğrencilerin karnelerini
alamadığı öne sürüldü.
Eğitim-Sen Eskişehir
Şubesi'nden yapılan
açıklamaya göre Mustafa
Kemal Lisesi
öğrencilerinden okulun bazı
ihtiyaçlannın giderilmesi
amacıyla bir süre önce 1.5
milyon lira para istendi. Bu
parayı ödemeyen öğrenciler
ise karnelerini alamadı.
Okul yönetimi, parayı
ödemeyen öğrencilerin
ikinci dönem kayıtlannın da
yenilenmeyeceğini bildirdi.
Aynı sorunun Hoca Ahmet,
Süleyman Çakır, Atatürk
Endüstri Meslek,
Cumhuriyet Motor Meslek,
Kılıçoğlu Anadolu ve
Atatürk liselerinde de
yaşandığı ileri sürüldü.
Fransa İç Güvenlik ve Paris Kriminoloji enstitüleri ile Savunma Bakanlığı raporu
PKK'y
e
yeni yasachşı bölgeLALE SARIİBRAHİMOĞLU
ANKARA - Batı Avrupa"daki örgütlen-
mesini Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne
başlattığı saldınlar sırasında gerçekleştir-
meye başlayan PKK. SSCB'nin dağılması-
nı da fırsat bilerek Türkiye'nin çevresini ağ
gibi sarma taktiğini hızla uyguluyor. PKK,
Azerbaycan'a ait Ermenilerin çoğunlukta
olduğu Yukan Karabağ'da Ermeni milıtan-
lan ile birlikte "Laçin Kürt Cumhuriye-
ti"ni ilan ettı. Libya lideri Albay Muammer
Kaddafı ile "kardeşlik" bağlannı kullanan
PKK bu ülkedeki zengin Kürt göçmenleri,
Kazakistanda da Kürt manavlan haraca
bağladı.
Fransa Iç Güvenlik ve Paris Kriminolo-
ji enstitüleri ile Fransa Savunma Bakanlığı
Genel Sekreterliği uzmanlan tarafından
1996 Haziran ayında PKK terör örgütünün
faaliyetleri konusunda kaleme alınan "Te-
rorizm ve Siyasi Şiddet" başlıklı raporda, P-
KK'nin özellikle Türkiye'nin yakın çevre-
sinde "genişleme" stratejisi anlatıldı. Ra-
porda PKK'nin Kuzey Irak'taki Kürt
gruplanyla aynı kategoride kısa özgeçmi-
şi verilirken yaklaşık 24 milyon nüfusu ile
Kürtlerin; Araplar. Türkler ve lranlılardan
sonra tüm Ortadoğu ve Güneybatı Asya
bölgesinin en büyük dördüncü emik grubu
olduğuna dikkat çekildi. Raporda yer alan
başjıca saptamalar şöyle:
Yeni bir kanunsuz bölge: PKK için eski
Sovyet topraldan yeni bir kanunsuz bölge
haline geldi. Hem kriminal hem de terörist
Ermeni siyasi ve askeri eylemcileri ile P-
KK arasında bir işbirliği kurulduğu gözle-
nıyor. Bu kriminal ve terörist yeraltı dün-
yasının, eskı Sovyetler Birliği topraklann-
da silah kaçakçılığının çıkış noktalannda
gelişmekte olduklan gözleniyor. Bu PKK-
Ermeni grubu sınırlı da olsa dünyanın en
büyük diasporası (kendi topraklan dışında
yaşayanlar) olan Ermeni diasporası içinde-
ki küçük bir azınlık gruptan destek alıyor.
Laçin Kürt Cumhuriyeti: PKK-Ermeni
ittifakının toprağı da Laçin Kürt Cumhuri-
yeti. Burası (Azerbaycan'aait), Yukan Ka-
rabağ Ermenilerinin. eski Sovyet lideri Sta-
lin öncesi Kürtlenn özerk bölgesinin yer
aldığı. aynı yerde Kürt müttefiklerine sağ-
ladıklan yer. Bu Laçin Kürt Cumhurive-
ti'nin Devlet Başkanı Mustafa VekilL Er-
meni asıllı Kürt olan askeri komutanı İh-
san Aslan ve stratejileri PKK'ye destek ve-
rilmesi.
Krasnodar'da Ermenistan eylonıi: Eski
Sovyet Cumhuriyeti topraklannda yaşayan
Kürtler ile PKK'nin Almanya bölümü 1992
yazında Rusya'nın Krasnodar bölgesinde
"Ermenistan eylemi" oluşturdular. Bu bir-
liğin amacı yalnızca Ermenistan'a yardım
etmek değil, başkent Erivan'da PKK'nin
kurulmasını sağlamak ve böylece Türki-
ye'nin doğusuna saldınlan kolaylaştırmak-
tı.
Yakın çevrede genişleme: Doğu Blo-
ku'nda SSCB'nin dağılmasından yararla-
nan PKK, Bulgaristan, Romanya ve Uk-
rayna ile Türkiye'ye yakın olan diğer tüm
Karadeniz bölgesindeki ülkelerde kendine
yer etti. 155 bin Kürt'ün yaşadığı tahmin
edilen eski Sovyet Birlığı'nde 1994 Kası-
mı'nda Bağımsız Devletler Topluluğu'nun
(BDT) Kürt Konfederasyonu (BDTKK)
kuruldu. Bu grup PKK'nin (Kürt ulusal
kurtuluş hareketi savıyla) yürüttüğü PKK
terörünü destekliyor ve terör örgütüne de
Mecidiyeköy Kültür Merkezi ndeki etkinlik engellendi
Göktepepanelinepotisyasağıİstanbul Haber Servisi -
Gürün Yardımlaşma Derne-
ği (GÜYAD) tarafından ga-
zeteci Metin Göktepe anısı-
na düzenlenen "Metin Gök-
tepe ve Yargı" konulu panel.
"panelistlerin ikametgâh
belgelerinin Emniyet Mü-
dürlüğü Dernekler Masa-
sı'na verilmediğT gerekçe-
siyle polisçe engellendi.
Mecidiyeköy Kültür Mer-
kezi Konferans Salonu'nda
dün yapılacağı duyurulan
panele gelen konuşmacı ve
izleyiciler. Emniyet Müdür-
lüğü Dernekler Masası'na
bağlı polislerin izin verme-
mesi üzerine şaşkınlıklannı
gizleyemediler. Cernekler
Masası yetkilileri. panele
konuşmacı olarak katılacak-
lan duyurulan şair Sennur Sezer,
Radikal gazetesinden ZeldCoşkun,
şair Gülsüm Akyüz. Çağdaş Avu-
katlar Grubu üyesi Avukat Semih
MtrtJuve MetiMföktepe'nın ağabe-
' yi tbrahnn GÖktepe'ye ait ikamet-
gâh belgelerinin. kendilerine yapı-
lan izin başvurusuyla ilgili evraklar
arasında bulunmadığını belirterek
panelin yapılmasına engel oldu.
Panelin engellenmesi üzerine bir
açıklama yapan GÜYAD Başkanı
Fatih Korkmaz, daha önce birçok
defa panel düzenlemelerine karşın
hiçbirinde böyle bir uygulamayla
tışılması gerektigini belirte-
rek şunlan dedi:
"Ûlkemizde uyuşturucu
kaçakçısı, tetikçi Oral Çe-
lik'lerin, katiiam zanlısı Ab-
dullah Çath'lann, devlete
hizmetverdikleri gerekçesiy-
le kahraman ilan edildigi,
Metin Göktepe'nin katilleri-
nin yargı önfine çıkanlama-
dığı bir ortamda. aydınlar
susturulmaktadır. Burada
konuşacak olanlar emekten,
doğmdan, iyidcn ve güzel-
den yana insanlardır."
Metin Göktepe'nin ağa-
beyleri Ibrahim ve Paşa
Göktepe ise Türkiye'de bu
tür engellemeler olmasına
alışkın olduklannı belirte-
„„. , . . . . . .. . . «, ^ , . .. rek, "Bu engeUeme panetin
Goktepe nın anısına düzenlenen panelin yasaklanmasına panensaer tepki gosterdı. ^onusu >ıetin olduğu için
karşılaşmadıklannı belirterek.
"Dernekler Masası, konu Metin
Göktepe olduğu için panelistlerin
ikametgâhlanmn kendilerine bikü-
rilmemesini bahane etmiş ve paneli
engellemiştir" dedi.
Panelistlerden şair Sennur Sezer.
ola\ a tepki göstererek şunlan söy-
ledi: "Metin Göktepe'nin öldürül-
mesi olayı,daha önce faili meçhul ci-
nayete kurban gitmiş 20 kadar ba-
sın emekçisininkinden farkiı olarak
failleri beUi bir cinayettir. Bu neden-
le daha önce öldürülen ve yetkihkr-
ce, "Gazeteci değil, milıtandılar'
şeklinde yapılan yakıştırmalarla
genç gazeteciler üzerine düşürülen
gölge ortadan kalkmıştır. Bugün
yargıdaki olay kasü aşan bir füidir.
Fail durumundaki polisler. işkence
aranda ifade verdiklerini belirterek
kendi örgüderini suçlamışhr. Aslın-
da suçlulann bulunmasu kolluk güç-
lerinin kendini aklaması olacaktır.
Devletin kurumlanna olan giivenin
yeniden saglanmasını istiyoruz. Keş-
ke bu toplann iptal edUmeseydi de
bunlan konuşabilseydik."
Panelistlerden şair Gülsüm Ak-
yüz de demokrasilerde her şeyin tar-
>apdnuşür. Türkhe'de hukukun var
olduğuna inannuyoruz. Sorumlula-
nnı kınıyoruz" dedi ler.
Paneli izlemeyegeien eski îstan-
bul BüyükşehirBelediyesi Başkara-
Nurettin Sözen ise Metin Gökte-
pe'nin öldürülmesinin demokrasi
ayıbı olduğunu kaydederek şunlan
söyledi: "Bu durum, güvenlik güç-
lerinin ve demokrasinin içinde bu-
lunduğu durumu göstermesi açısuı-
dan önemlidir. Bu nedenle Metin
Göktepe topiannsının iptali, herhan-
gi bir toplantının iptalinden farkiı ve
düşündürücüdür."
Yağmurdereli, İHD Adana Şubesi'nce düzenlenen banş panelinde konuştu
4
Şiddeti devlet körüldüyor'ADANA (Cumhuriyet Güney İlkri
Bürosu) - 'Banş için bir milyon
ünza' girişimcisi a\ııkat Eşber
Yağmurderett,Türkiye'de devletin
şiddeti körüklediğini ve
demokratik haklan tehdit ettiğıni
belirterek "Neden banş, Idme
karşı banş istiyorsunuz diye bana
soruyoıiar. Çünkü bu ülkede savaş
var. Çünkü bu ülkede savaş tüm
şiddeti ile devam ediyor.
Hayatirruza. onurumuza gasp
edenlere karşı banş istiyoruz"
dedi. însan Haklan Derneği
Adana Şubesi'nin de desteği ile
düzenlenen 'Neden Banş'
panelinde, 'es.it haklar ve özgürlük
için' banş istendi. Geniş bir
katılımcı grubu önünde
gerçekJeştınlen panelde konuşan
a\ ukat Eşber Yağmurderelı, 1995
yılında Türkiye'nin, içine düştüğü
kriz sonrasında erken seçime
gittiğini. ancak daha büvoik bir
knzle karşı karşıya kaldığını
anımsatarak şunlan söyledi:
"Savaştan çıkar sağlavanlar var.
Bunun için vıırttaşlan savaşı
kabullenmeve >öneltecek
propagandalar güçlü kılınmaya
çahşıldL Devlet ilk iş olarak
cezaevlerine yöneldi. 5 kişi
katledildi. Ardından Metin
Göktepe katledildi. Toplumda
şiddet sürekli tahrik edildi.
Ardından 1 Mayıs kuDanıldı.
Mahkemeleri bile lüks hale
getirdikr. Asıl amaçlan tahrik
etmek ve bu baskılann tepkiye
dönüşmesini saglamakti"
Türkiye'de de\ letin Kürt halkına
yönelik sorunlan da şiddet yolu ile
çözdüğünü ve demokratik ve
siyasi sorunlann çözümüne engel
olundugunu belinen Yağmurdereli,
"Türkiye'de bir savaş var ve
bepimiz bu savaşuı bir tarafiy ız"
dedi. "Özgürlük ve eşit haklar için
banş istiyoruz'* diyen
Yağmurdereli'den sonra söz alan
İHD Genei Başkanı Akuı Birdal
ise banşın ortak bir kazanım
olduğuna dikkat çekerek "Savaşuı
cinayet olduğunu görüp de savaşa
karşı olmaktan. banş istemekten
başka ne yapacağtz?" diye
konuştu.
Türkiye'de son 12 yıldır süren
savaş nedeniyle 26 bin kişinin
öldüğünü. 100 bin kişinin ruhsal
ve bedensel sakatlıklara maruz
kaldığını anımsatan Birdal.
ezilenlerin, Kürt halkının. Türk
halkının. emekçilerin banş
istedigini söyledi. "Kadınlanmız,
çocuklannuz, gençlerimiz banş
istryor. Diğer yandan militarizm
savaş istiyor. Ozel timler savaş
istiyor. İnsan öldürmeyi meslek
edinen koruculuk savaş istiyor. Bazı
sryasiler savaş istiyor" diyen Birdal.
daha önce sa\aştan yana tavır
koyun burjuvazinin de bugün
banş. demokrasi isteğine işaret
etti. Koç'tan sonra Türkiye'deki en
büyük holdingin OYAK olduğunu
öne süren Birdal, sözlerine şunlan
dedi:
"Onurlu bir yaşam, halklann
eşitliği ve özgürtüğü için ateşkes
karan ahnmalı ve uygulanmalıdır.
Biz nasıl ki banş için imza
kampanyasuun altina imza
koyuyorsak, bu ateşkesin de altina
imza koymay a hazınz."
Mazlum Der Genel Başkanı
Yılmaz Ensarioğju da. savaşın
suçunu sadece devlette değil.
herkesin kendisinde de araması
gerektigini söyledi. "Sadece bizinı
özgürlük ve haklanmız çiğnendigi
için değil, başkalan için de avm
duyarhhğı göstermeliyiz" diyen
Ensarioğlu, tepki vermeyi
öğrenmek gerektigini sözlerine
ekledı.
yakın.
Kazakistan'da haraç: PKK özellikle
başkent Almatı ve çevresinde olmak
üzere Kazakistan'da dükkânlar işletiyor.
PKK "misyonerleri" 200 bine yakın
Kürt'ün yaşadığı Kazakistan'a 1992 sonla-
nnda geldiler ve kendilerine Kürtler arasın-
dan sempatizan topladılar. Bu tarihten be-
ri PKK Almatı'da kendi yayınlannı dağıtı-
yor ve kentin Kürt manav sahiplerini hara-
ca kesiyor.
İran ve Ermenistan'da üsler: tlk kurulu-
şu Türkiye ve dünyada Maocu akımın ya-
yıldığı 196O'lı yıllann sonralanna rastla-
yan PKK'nin kuruculan. kana susamış me-
totlan, mılliyetçilik, lidere tapma. hem ken-
di saflarında hem de kendi dışındakilere
karşı vahşet uygulayan hem Leninist yak-
laşım ve köylü tabanlı ve kırsal gerilla sa-
vaşı metotlan uyguladı. Örgütün lideri Ab-
dullah Öcalan yalnızca Türkiye'de değil I-
rak, İran ve Suriye'de bağımsız bir komü-
nist Kürt devleti kurmayı amaçlıyor.
10 bin gerilla: Bölgedeki güvenilir uz-
manlaragöre. ARGK'nin, 1993 sonuitiba-
nyla Güneydoğu Anadolu ile Lübnan, Su-
riye, Irak. İran ve şimdi de
Ermenistan-Azerbaycan sı-
nır boyunca Kafkasya'ya
kadar uzanan 7 bin ila 10 bin
gerillası bulunuyor. Başlan-
gıçta( 1980-1984) PKK'nin
silahlı 500 adamı bulunu-
yordu. PKK, Güneydoğu
Anadolu'ya sızarak benzin
istasyonlan ve ekonomik
hedeflere saldmyor.
Sadakat ve ittifaklar:
Kurulduğu günden bu ya-
na PKK, Suriye Devlet Baş-
kanı Hafiz Esat ile imtiyaz-
lı ilişkilerini muhafaza etti.
Bu ittifak, PKK liderliğinin
Türkiye'de 1980 darbesin-
den sonra Şam'a yerleşme-
si, daha sonra da 1987 yılın-
da Suriye'nin kontrolünde-
ki Lübnan'da yerleşmesi ile
görüldü. Esat'ın 1987 yılın-
da dönemin başbakanı Tur-
gutÖzal'a verdiği söz nede-
niyle PKK ve Esat arasında-
ki ilişkiler bugün daha za-
yıf
iran ve Saddam ile ilk te-
mas: Güvenilir kaynaklar
PKK(halen Marksist-Leni-
nist) ile tran lslam Cumhu-
riyeti arasında 1986 ile 1987
yılında temas saglandığına
ışarst ediyorlar Daha sonra
PKK ile Hizbullah arasmda
Lübnan'da temaslar sıklaş-
tı. PKK ve Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin ara-
sında da ılişkiler kuruluyor.
1989 Eylülü'nde. PKK ile I-
rak hükümeti arasında gizli
bir ittifakın oluştuğu yolun-
daki söylentiler, Irak Dışiş-
leri Bakanlığf nın kategorik
olarak yalanlaması ile yeter-
li güvenilirlik kazanıyor.
Yumurtalar ayrı sepete:
1990'h yıllarda" PKK'nin
bölgesel stratejisi de oluş-
maya başlamıştı. Buna göre
hiçbir zaman bütün yxımur-
talan tek sepete koymaya-
caksın ve Türkiye. Irak, İran
ve Suriye'yi birbirine karşı
oynayacaksın. PKK'nin Ak-
deniz'deki bağlantısı da
Öcalan ile Libya lideri Al-
bay Muammer Kaddafi ara-
sında oluşru.
Avrupa ve Balkanlar'da
PKK: Kurulduğu günden
bu yana PKK'nin iki eşit
önemde amacı bulunuyor.
Türkiye'de silahlı mücadele
yürütmek ve Batı Avrupa"da
yerleşik hale gelmek. PKK.
1984 yılında Güneydoğu
Anadolu'da gerilla savaşını
başlatırken Avrupa'da da
kendi iç bünyesi de dahil ol-
mak üzere şiddete başvur-
du. Siyasi sığınma hakkı ve-
rirken oldukça cömert olan
tsveç bile kendi içinde di-
siplini sağlamak için şidde-
te başvuran PKK'lilerden
18'ini smırdışı etti.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
BERLIN - Almanların impa-
ratorluk şehri Berlin, kış orta-
sında bahar. Güneşli bir Ber-
lin'in kışın zor görüldüğünü bu
şehri bilenler söylüyor. Günlük
güneşlik Berlin'de, ne olacak
bu Türkiye'nin halini tartışıyo-
ruz.
Sosyaldemokrat Halk Der-
nekleri Federasyonu'nun
(HDF) düzenlediği toplantılar-
da ülkemizdeki 'faili meçhul ci-
nayetler'in Susurluk'tan son-
raki durumunu analiz etmeye
çalışıyoruz.
'Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu' üyesi
eski CHP Malatya Milletvekili
Mustafa Yılmaz, Zülfü Liva-
neli ve Bedri Baykam'la bir-
likte burada Türkiye'den gel-
miş yurttaşlara ülkemizdeki
durumu anlatıyoruz. Alman-
ya'da Türkiye'deki üst düzey
yöneticilerin uyuşturucu bağ-
lantısı ciddi bir iddia olarak öne
sürülüyor. 3 ayn Alman mahke-
Umutla Umutsuzluk Arasmda...
mesinin Türk yetkililerinin
uyuşturucu kaçakçılığına kar-
şı gerekli önlemleri almadığına
ilişkin kararları; buradaki yurt-
taşlarımızı da endişelere sevk
etmiş.
Mustafa Yılmaz'la Köln'de
pasaport kontrolüne girdiği-
mizde, Yılmaz, yeşil pasapor-
tunu gümrük polisine uzattı.
Alman polis yanındaki arkada-
şına Türkiye Cumhuriyeti dam-
galı yeşil pasaportu gösterdi
ve aralarında bir şeyler konuş-
tular. Yılmaz bana döndü şun-
lan söyledi: "Türk yeşil pasa-
portu taşımak da artık bir so-
run. Uyuşturucu mafyasının ve
ülkücü katillerin yeşil pasa-
portla dolaşması, pasaportu
uzatırken bende bir kompleks
yaratıyor. Yabancı polis yüzü-
me baktığında kendimi aşağı-
lanmış gibi hissediyorum."
Eski HDF Genel Başkanı
Merih Ünel'le akşam gittiği-
miz kafede Susurluk sonrası
Türkiye'yi konuşuyoruz. Türki-
ye'den gelen gazetelerden Ib-
rahim Şahin ve Aytian Akça
hakkında çıkarılmış gıyabi tu-
tuklama kararını okuduk.
Umarım onlar da kaçmazlar.
Çünkü birçok karanlık olayda
kilit rol oynadıklan ortaya çıktı.
Ciddi bir sorgulama ile birçok
faili meçhul cinayet aydınlana-
bilir.
Temiz Türkiye'ye doğru
adımlar da böylece atılmış olur.
Merih Ünel'e bunlan anlatıyo-
rum, o bana umutsuz gözlerle
bakıyor. Zülfü de benzer bir
umutsuzluk içinde. Hergün bir
yenisi ortaya çıkan karanlık iliş-
kiler, insanları haklı olarak ça-
resizliğe sevk ediyor.
Türkiye'nin 35-40 yıllık ter-
cihleri çok ciddi sonuçlar ya-
rattı. Aşın sağcı, anti-komünist
veşoven bir siyasi gelenek, ül-
kemizin birikimlerini ezdi, dev-
leti despotikleştirdi ve kirletti.
Bütün kurumlar, ağır bir çürü-
me ileyüzyüze geldi. Buiçka-
rartıcı durumdan Türkiye'nin
kurtulması kolay olmayacak.
Hâlâ poliste, devletin kurumia-
rı içinde inanılmaz bir gerici bi-
rikim oluşmuş durumda.
Manisalı çocukların başına
gelen. Türkiye'nin olağan,
günlük, sıradan hukuk anlayı-
şını yansıtıyor. Normal olan,
muhalif bütün düşünce ve
davranışlan ezmek. Bu bakış
açısı devletin bütün kurumlan-
na sinmiş durumda. Ortalama
demokratik ülkelerde korkunç
kabul edilen uygulamalar biz-
de normal kabul ediliyor. Bu bir
devlet geleneği. Yargıca, sav-
cıya, polise, sıradan bir devlet
görevlisine bunlan anlatmanın
kolay olmadığı da bir gerçek.
Susurluk'ta bu devlet anlayı-
şı ilk kez sorgulanmaya baş-
landı. Bazı suçlular ilk kez en-
dişeye kapıldılar, kendilerinden
hesap sorulabileceğini düşün-
düler. Bu da bizi umutlandırdı.
Ama yolun çok başında oldu-
ğumuz da bir gerçek. Ülkücü-
ler hâlâ devlet içinde büyük
güçlere sahip. Necdet Güç-
lü'yü öldüren doktorun Mec-
lis'te görev yapması, silahı ve-
ren Fehmi Altınbilek'in Şır-
nak'ta Alay Komutan Yardım-
cısı olması, buna benzer yüz-
lerce, binlerce örnek, insanı
umutsuzluğa sevk edecek
önemde.
Yine de yol açıldı. Bu ger-
çeklerin ortaya çıkması bile az
şey değil.
Umutlu olmak için de epey-
ce veriye sahibiz.
Ben umutluyum.
BÎZBIZE
ERDAL ATABEK
Kendini Korumaya
Zoplanmak...
Toplum artık kendini korumaya zorlanıyor.
Işin doğrusu da "toplumun kendini korumayı ba-
şarması"d\r.
Kendini koruyamayan toplum ya kendini koruya-
cak güçler arayacak ya da teslim olduğunu örtecek
uzlaşmalara razı olacaktır.
Toplumun zorlandığı olaylan şöyle bir sıralarsak:
- Siyasal iktidar iki yanlış gücün eline geçmiştir.
- Iktidarın Refah kanadı -çatışmayı da yavaş ya-
vaş gözüne kestirerek- bütün hedeflerine ödünsüz
ulaşma savaşı vermektedir.
- Refah Partisi tabandan tavana hızla kadrolaş-
maktadır.
- Taksim'e cami yapılması, türbanı kamu hizmet-
lerine sokma çabalan, üniversitede değişiklikler, yar-
gıyı ele geçirme girişimleriyle iktidar olma gücünü
test etmektedir.
- Kamu hizmetlerine din eğitimi kökenli görevliler
yerleştinme çabalannı hızlandırmıştır.
- Özel milis gücü kurma çabalan açıkta yürütül-
mekte, bununla nelerin amaçlandığı -şimdilik- söy-
lenmemektedir.
-Türkiye'de pompalı tüfeklerin, avtüfeklerinin kim-
lerde bulunduğunu saptamak kimsenin aklına gel-
memektedir.
- Hedefin Türkiye Cumhuriyeti'nin laiktemelinide-
ğiştirmek olduğu artık açıktır.
- Iktidarın DYP kanadı, Tansu Çiller'in aklanması
için hertürlü akıl almaz uzlaşmayı yapmakta, Refah
Partisi'nin koltuk değneği görevini yapmaktadır.
- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise 'laikliğin
teminatı benim' diyerek hayatının bir hatasını daha
yapmaktadır.
- Devlet eliyle kurulan, silahlandınlan, yaptıklan
her yasadışı işe göz yumulan çeteler ortaya çıkmak-
ta. büyük bir ıç direnme doğmakta, bu direnme kırı-
lamamaktadır. Siyasal iktidann bunu aşma gücü ol-
madığı açıkça görülmektedir.
- Emek gelirleri her günle birlikte erimekte, rarrt ge-
lirleri emeği yutup büyümektedir.
- Halk umutsuzluğa düşmüş, devlete güveninr bü-
tün bütüne yitirmiştir.
Işte şimdi, toplum, içine itildiği çemberi kırmak için
kendini korumaya zorlanmaktadır.
Bunu yapabilecek midir?
Yaşadığımız en büyük sorun budur.
• • •
Bir toplantıda Islamı kesimden bir genç "Türki
1
-
ye 'de şeriata dayalı bir lslam cumhuriyeti kurmak is-
tediklerini" söylediği zaman, bunu yapabilecekleri-
ne güvenip güvenmediğini sormuştum.
Aldığım yanıt çok düşündürücü olmuştu:
- Laikter kendini koruyamaz.
Sonra düşünmüştüm, "Laiklerkendini koruyamaz
mıydı?".
fnsanca düşünmek, birçatışmayaratmamak, kar-
deşin kardeşe düşmesini istememek, sadece ko-
nuşmak, tartışmak ve birbirini anlamak istekleri "ken-
dini koruyamamakla" mı sonuçlanacaktı?
Amerika'nnv"fa3münızmı önîemek için uyguladığı
yeşHkuşakpolitikası", 12 EyKjfain Türkiye'de sotuez
1
-
mek için uyguladığı terör sonucunda sendikalanri,
derneklerin, meslek kuruluşlannın toplumda aktif ol-
maktan çıkanlması, durumu buralara kadar mı ge-
tirmişti?
Uygulanan "depolitize gençlik", "depolitize top-
lum" politikalan politik arenayı aşırı sağla şeriatçıla-
ra mı teslim etmişti?
Amerika'nın yeşil kuşağı laik cumhuriyetin boynu-
na geçirilecek yağlı urgan mı olmuştu?
Durum böyle ise -ki böyle olduğu görülüyor- böy-
le bir geleceğe karşı toplum kendini nasıl koruyacak-
tı?
Koruyabilecek miydi?
• • •
Sorunun yanrtı "evef "tir. Evet, toplum kendini ko-
ruyacaktır.
Yeniden "Kuvayi Milliye" günlerine dönülmüştür.
Yeniden. şeriat isteyenlerle Amerikan mandacıla-
nnın kurduğu ittifaka karşı mücadele etme günleri-
ne dönülmüştür.
Yeniden. "Misakı Milli" mücadelesine dönülmüş-
tür.
Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü kesim bunu isteme-
miş, uygarlık yanşına katılmak istemiştir. Ama buna
engel olmak isteyen, bunu her yolla engellemek is-
teyen çevrelerin tutumuyla karşılaşmıştır.
Türkiye, cumhuriyetten, laiklikten, Atatürk'ten, uy-
garlıktan vazgeçmeyecektir. Bu uğurda hertürlü mü-
cadeleyi yapacaktır.
Sonrasını toplumu bu mücadeleye zorlayanlar
düşünsün.
Ozelleştirmeyî protesto mitingi
Meral: Gerekirse
şalterler inecek
SOMA (Cumhuriyet) -
Işçiler.enerji santrallannın
özelleştirilmesine karşı ka-
rarlı eylemlere hazırlanı-
yor. Kâr eden KlT'leri
özelleştirtmemek için ne
gerekiryorsa yapacaklannı
belirten Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral.
Soma'da düzenlenen
"Enerji Santrallarmın
Özelleştirilmesine Hayır''
mitinginde yaptığı konuş-
mada, "•Gerekirse şalterin-
direrek Türkiye'vi karan-
lıkta bırakacağız" dedi.
Soma A ve B termik
santrallannın kiraya veril-
mesini protesto etmek
amacıyla düzenlenen mi-
tinge TES-lş Federasyonu
Başkanı Mahmut Özonur,
Maden-lş sendikası Soma
ilçe örgütü yöneticileri,
çevre il ve ilçelerden gelen
sendikacılar ile termik
santrallarda çalışan işçiler
ve aileleri katıldı. RP Ge-
nel Başkanı Necmettin Er-
bakan'm muhalefetteyken
özelleştirmeye karşı çıktı-
ğını anımsatan Bayram
Meral, başbakan olduktan
sonra ise vurgunculuğun
sözcülüğünü yapmaya baş-
ladığını söyledi. Hüküme-
tin, sat-kapat-kurtul politi-
kasıyla hareket ettiğini
kaydeden Meral, konuş-
masını şöyle sürdürdü:
"Özelleştirilecek kunı-;
luşlar zarardaymış gibi
gösterilerek \ok pahasınâ
elden çıkarümaya çalışüı-
yor. Bugüne kadar ncrede
özeUeştirme yapılmışsa
binlerce insan kapuun önü-
ne bırakılmıştır. Kâr eden
KİT'leri özelleştirtmeyece^
ğiz ve bunun için ne gereld-
yorsa yapacağız. Gerekirse
şalter indirerek Türkiye'yı
karanlıkta bırakacağız.'"
Enerji santrallannın
özelleştirilmemesi gerekti-
ğini \Tirgulayan Meral, bu-
nun tekellere neden oldur
ğunu dile getirdi. Meral,
şunlan söyledi:
"20 OECD ülkesi içinde
elektrik enerjisini en paha-
lı kullanan ve elektrik üze-
rinden en çok vergi veren
ûlke Türkiye'dir. Stratejik
önemi olan bu sektördeki
sorunlar çözülmeden özel*
leştirmeve gitmek sakınca-
lıdır. ÖzeUeştirme kapsa-
mındaki ve Uıafe safhasın^
da olan 12 termik santralın
sahşlannın durdurulması
gerekir."