Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ
DKIYAZI
Teknik devrim vedünya
dengelerininbozulması
SUNUŞ
Bu yazı dizisi,
dünyada yeni
dengeler,
silahlanma ve
savaşlar
üzerine
yapılmış geniş
bir
araştırmadan
çıkarılmıştır.
Yer darlığı
yüzünden,
burada sadece
'Yeni Dünya
Düzeni',
kurulmakta
olan çok
kutuplu
dünyada
Amerika 'nın
yeri, Güney ve
Güneydoğu
Asya da
doğmakta olan
yeni düzen ve
bunalım
karşısında
Avrupa sosyal
demokrasisi
gibi konuları
ele
alabilivoruz.
Üzerinde
durulması
gereken nokta,
araştırma
sonucunda
vardığımız şu
sonuçlardır:
Piyasa
ekonomisi
bütün küreyi
kapsamıyor:
Japonya hızlı
kalkınmasını
bir güdümlü
kapitalizm
yoluyla yaptığı
gibi, başta
1.300.000.000'-
luk Çin olmak
üzerepek çok
ülke
küreselleşmen in
getirdiği
bunalım
karşısında;
güdümlü,
planlı,
korumacı
karma ekonomi
sistemlerine
yöneliyor. Ne
:ekyolun
serbest piyasa
ikonomisi
)lduğu ne de
ABD 'nin tek
mper güç
Aduğu tezi
ioğru çıkıyor.
• Batı, kendi iç bunalımından ötürü, sınırlarını Üçüncü
Dünya'dan gelen mallara kotalar ve diğer yollarla kapadığı
gibi, bu ülkelerden gelen işçi akımını durdurmak için de
önlemler almaktadır. Bu da kuzeyde ve güneyde bunalımın
karşılıklı birbirini etkilediğini ve durumun ağırlaştığını
göstermektedir. Bu alışverişte, az gelişmiş ülkelerin ucuz el
emeği sömürülmekte, kaynakları gelişmiş süper devletlere
akmaktadır. Dünya emperyalizminin, 'Küreselleşme' adı
altında yeni bir aşamaya ulaştığı birdönemde yaşıyoruz.
Bır yandan Japonya. Almanya ve hatta Çin
gibi devletler hızlı gelışmeler kaydedip
dünya çapında güçler haline gelirken bir
yandan da yeni tekniklenn gelişmesiyle
devletler-üstü güçlerin belirdiğini
görüyoru/: Bilgisayar teknığinde,
iletişimde gerçekleşen devrim, mali
piyasalann, dolayısıyla iiretim ve ticaretin
evrenselleşmesine yol açıyor. Dünya
malıyesini idare edenler, ellerindeki teknik
sistem sayesinde bütün bilgileri sanıyede
300 bin km. hızla nakledebiliyorlar.
Dünyada sayısı 12'yi geçmeyen bu mali
kuruluşlar, dünya mali piyasalanna
egemendirler. Fransız 'Le Monde
Diplomatique' gazetesinin başyazan I.
Ramonet'ye göre "Bu mali güç sınırlan
olmayan bir üîke durumundadir. herhangi
bir devletin parasuıı düşürebilir,
ekonomisini airtist edebüir. Kontroisüz ve
kanunsuz olan bu gücün tek hedefi en
yüksek kârı sağlamaktır.'Fidelity
Investments", 'Vanguard Group' gibi
gnıplann etinde birikmiş olan sermaye, 7
en büyük dev letin elinde bulunan
rezervlerin çok üstündedir." (Le Monde
Diplomatique. Mayıs 1995). Bu yeni
gelişmelerle beraber. dünya kapitalizmi
v eemperyalizmi yeni bir aşamava ulaşmış
oluyor. Bu aşamada. mali ve sınaı
sermayenin uluslararası ölçüde birleştiğini,
yatınmlann ve üretimin milli sınırlar
tanımadığını görüyoruz. Çokuluslu üretim
''v- h
artıyor. Yaratılan mafya ekonomisi, devleti
ya eziyor ya da değişik yollardan yıkmaya
çalışıyor. 1995'te 1200 milyardolar gibi
bir mali sermayenin legal piyasanın
dışında hareket ettiği tahmin ediliyor. (A.
Hard, Le Monde Diplomatique, Mayıs
1995)
3. GATT, OMC. IMFf Dünya Bankası gibi
örgütler dünya ticaretini liberalleştirmek,
dünya ekonomisini küreselleştirmek
amacıyla ulus-devlete saldınyorlar.
"Korumacılık eskidi. devlet sektörü
özeUeştirilmeli. paralar serbest
bırakılmalı" diyorlar. Dünya ölçüsünde bir
telekomünikasyon sistemi kurulabılmesi
için birçok Avmpa. Asya ülkesinde
telefon, telgraf özelleştiriliyor. Amme
hizmetleri özel ellere geçip pahalılanıyor.
Öte yandan gelişmiş ülkeler, demir çelik,
tekstil ve diğer sanayilerini korumak için
kotalar koyuyor, ithalatı engelliyor. Bir
yandan devlet küçülmeli derken. bir
yandan da 'Tek Süper Devlet
1
, 'Tek Dünya
Devleti' sloganlan ortaya atılıyor. Tek
süper devlet, rekabetin kalkması anlamına
geliyor. Bu da liberal ekonomi ilkelerine
aykın düşüyor. Tek süper devlet olmak
iddiasındaki ABD'nin yanında Japonya ve
Federal Almanya kendi ekonomik
bölgelerini kuruyor, Avrupa, Güneydoğu
Asya ve Afrika'da Amerikan şjrketleriyle
kıyasıya rekabete girişiyorlar.
Üç kutuplu (ABD, Japonya, Avrupa)
gösteriyor. Bütün diğer ekonomik teori ve
görüşler dışlanıyor. Pazar ekonomisi
Allahlaştınlırken demokrasinin temd
geleneği olan çok görüşlülük unutuluyor.
Ozgürlükçü Batı dünyası dogmatizme
sürükleniyor. Profesör Chalmers
Johnson'a göre "Amerikan iktisatçısı
Galbraith bir kast kuruyor. Ekonomryi pür
ve uygulama ekonomisi olarak ikiye
ayınyor. Bu görüşe göre "soyutlaşmak. her
şeyi rakamlara dökmek'. "ekonomik
açıdan doğru'yu aramak gerekir.
Galbraith'ın. 'ekonomik açıdan doğru',
'verimli üretim" teorileri içinde, insan
kavramı, toplumun gereksinimleri, sosyal
hedefler unutulmaktadır." (Le Monde
Diplomatique, Mayıs 1995)
Dünya kapitalîzminin
iç bunalımı
Çelişkilerin en önemlilerinden biri de bir
yandan mali sermaye üretim ve ticaret
birimleri dünya ölçüsünde bütünleşir,
dünyayı idare eden gruplaşmalar meydana
gelirken, bir yandan da toplumalann ve
devletlenn parçalanma sürecine girdiğini
görüyoruz. Birleşmış MilletlerGenel
Sekreterı Butros GaU, 1996'da Ankara'da
yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu:
"Küreselleşmenin baskılan; devletlerin ve
toplumlann parçalanmasuıa: şiddetin,
insan çelişkilerinin arrmasma; toplumiarda
milyar dolardan, !994'te 1.500 rrilyon
dolara çıkmıştır. Borçlan ve faizlerini
borçla ödeme yömemi, sonunda borçla
yaşamayı bir sistem haline getirmiştir.
Bunun da bedeli, •uyum prgoramlan' yani
paranın değerini düşük tutmak (Samir
Amin'e göre döviz kurlannın enflasyona
göre avarianması yanlıştır. IMF toptan
eşya fiyatlanndaki artışı olduğundan da
yüksek göstererek dolann değerini yüksek
tutmakta, bu da milli para yerine yavaş
yavaş dolar kullanılmasma yol
açmaktadır), döviz kurlan ve borç faizleri
sayesinde. Üçüncü Dünya"da biriken
servetler Batı'nın mali kuruluşlannı
beslemektedir. IMF uyum programlan ile
sürekli olarak ekonominin
liberalleşmesinde. amme mülklerinin
özelleştirilmesinde. ticaretin serbest
bırakılmasında ısrar etmektedir. Bu da
dünya pazarlannın gelişmiş ülkelerin
mallanna ve sermayelerine açılmasının bir
yoludur. Batı, kendi iç bunalımından
ötürü, sınırlannı Üçüncü Dünya'dan gelen
mallara kotalar ve diğer yollarla kapadığı
gibi. bu ülkelerden gelen işçi akımını
durdurmak için de önlemler almaktadır.
Bu da kuzeyde ve güneyde bunalımın
karşılıklı birbirini etkilediğini ve durumun
ağırlaştığını göstermektedir. Bu alışverişte.
azgelişmiş ülkelerin ucuz el emeği
sömürülmekte, kaynakları gelişmiş süper
devletfere almaktadır. Dünya
biçimine bir de mali olıgarşinin
egemenliği ekleniyor. Bu dünya ölçüsünde
sermaye yoğunlaşmasının bir ilginç yönü
de bu dev kuruluşlann medya yoiuyla
dünya kamuoyunu etkileme olanağına
sahip olmalandır. Bu yolla, bu güçler
devletleri ve politık eylemleri de
etkileyebilmektedir. Medya yoluyla, dünya
ölçüsünde yapılan propagandala/la 'Yeni
Dünya Düzeni' artık bir oldubirti olarak
gösterilmektedir."Artık bütün dünya tek
bir ekonomik sistemde birleşmektedir,
serbest pazar ekonomisi. Milli devlet
küçülüyor. küçülmelidir. Tek yolla. tek
geçer rejimle tek büyük devlete doğnı
gkUlmektedir. Başka çıkar yol yoktur.
Bunun dışına çıkma çabalan boşunadır"
denıyor.
Yeni duzenin çeliskileri
Oysa henüz kurulmakta olan bu yeni
düzen. kendi iç çelişkilerini de beraber
getirmektedir. Bunlar nelerdir?
1. lletişimin hızlı yapılabilmesinden
faydalanılarak yatınmlar el emeğinin en
ucuz olduğu ülkelerde yapılıyor. Dev
yatınmlann getirdiği dev kârlann önemli
bölümü mali spekülasyonlara kayıyor.
Özellikle AvTupa ve bütün Batı
dünyasmda sanayi yatınmlan ve sanayi
genliyor.
2. Sanayinin gerilemesi, yüksek oranlarda
işsizliğe yol açıyor. 1996'da yalntz
Avrupa'da 20 milyonu aşan işsiz, çaresi
bulunamaz bır sosyal yara durumunda.
Işsizlik ve parasal ekonomi ahlaki
değerlerin bozulmasına. esrar. silah
kaçakçılığına. mafya çetelerinin
gelışmesine yol açıyor. Topiumdan
dışlananların, yoksullann sayısı artıyor.
Öte yanda bügisayar, iletişim alanlannda
gitgide tekelleşen mali-sınai sermaye
'serbest rekabet' adı altında bütün hukuk
duvarlarını yıkarak dev servetler ediniyor.
Bazı Batılı uzmanlarbu vahşi kapitalizme,
'korsanlık" \cya 'barbariık* ddrnı
veriyorlar. Dünya pazarlannda rekabet
yapabilmek kaygusu ahlaki yıkıyor,
Kanunsuz işlemler genişletiliyor, cüriim
olarak gelişmekte olan dünyaya bir
dördüncü katılıyor: Henüz devletçi.
korumacı. güdümlü karma ekonomi
sistemini bırakmayan 1.300.000.000
nüfuslu Çin ve aynı yolda giden önemli
Asya ve Güneydoğu Asya ülkeleri. Bu
ülkeler henüz. piyasa ekonomisine entegre
olmuş da değiller. Batı'yla bütünleşmeden.
ekonomik alanda Batı'ya sadece açılan bu
ülkeler, dünyanın en hızlı gelişen ülkeleri.
Böylece tam anlamıyla bir küreselleşme
de yok ortada.
Milli devlet tehlikede mi?
Üçüncü Dünya uzmanı Samir Amin'e
göre. girmiş olduğumuz yeni dönemde.
kapitalizmin küreselleşerek yayıldığı
ekonomik alanla siyasal ve sosyal idarenin
milli sınırlan aynlmaktadır. Küreselleşmiş
sermayenin çıkan, küreselleşen
ekonominin devlet aleyhine gelişmesidir.
Egemen medya organlannın devlet
aleyhine yaptıklan propagandanın nedeni
de budur.
Oysa yapılan araşormalar, Asya'da vıe
Latin Amerika ülkelerinde, amme sektörü
üretiminin. Batı'da aynı sektördeki
üretimden daha kârlı olduğunu
göstermektedir. Ne yazık ki pek çok
gelişmekte olan ülke hükümeti. bu devlete
karşı propagandaya kapılmış, sermayenin
bu saldırısının halk yjğınlannın aleyhinde
olduğunu göz önünde tutmamışlardır. (1)
tktisatçı Kostas Vergopoulos'a göre, alınan
bazı önlemlerle milli bütünlük geriliyor.
ama bunun yerini olumlu bir küresel düzen
almıyor. Çünkü böyle bir düzenin
kurulabilmesi için. bir dünya devletinin
kurulmasuıa ihtiyaç vardır. Lluslararası
ekonomik kuruluşlar, bunun yerini
tutmuyor. Onlar sadece büyük sermayenin
pazan idare etmesine yanyor.
*Küreselleşen şirketler var, ama milli
ekonomik sıstemler daha
küreselleşmediler." (2)
Yeni Dünva Düzeni nin önemli bir
çelışkisi de ideolojik ve stratejik'tir. Dünya
tekellerine bağlı med\a, sürekli olarak
"serbest piyasa ekonomisini tek yol" olarak
bütün gruplann ve küreseUeşen ekonomide
bütün devletlerin dışlanmasuıa yol açu."
(HABITAT toplantısında yaptığı konuşma)
Dünya kapitalizmi, kendi iç bunalımını
idare etmek. içindeki sosyal patlamalan.
aşırı milliyetçi eylemleri önlemek
zorunda.
Çünkü ekonomik durgunluk, ışsizlik artık
Fransa ve hatta Almanya gibi bazı
toplumlan hemen de patlama kertesine
getirdi. Sosyal eşitsizlikJer, yoksulluk ve
ümitsizlik. aşırı milliyetçilik akımlannı
birer tehlike haline getirdi. Öte yandan
gelişmiş ülkeler arasında dünya ölçüsünde
başiamış olan rekabeti sert çatışmalara
yönelmeden önlemek zor. Nitekim,
Körfez'de. Ortadoğu'da çıkar çeliskileri
sıcak savaşla sonuçlanıyor. Eski
Yugoslavya'da ise aşın ve yayılmacı
milliyetçiliğin kanlı bir savaş ve
soykınmıyla sonuçlanması önlenemedi.
Bütün bunlan, küreselleme ve 'pazar
ekonomisi' teorileriyle yenmek olanaksız.
Bu nedenle. özellilde Doğu ve Güneydoğu
Asya'da devletler bir alternatif yola
yönelmekte. Samir Amin'e göre
-Kapitalizm kendini korumak istiyorsa,
pazar aru devlet ilkesini kabul etmek
zorunda. Çünkü. küreselleşen ekonomik
alanla siyasal ve sosyal sorunlann
idaresindeki bölünmeler dayandmaz bir
çelişki oluşturuyor. Bu yeni milli
eylemlere. toplumsai savaşımlara yol açar.
Bunlar da bunalım içinde yürütülen ütopik
küreselleşmeyi güçleştirecektir." (3)
Küreselleşme ve
Kuzey-Cüney ilişkileri
Yedi büyük devlet, bunalımı gelişmiş
ülkeler lehine idare etmek çabasındadır.
Bu da Üçüncü Dünya ülkelerine kabul
ettirilen 'uyum programlan' ve
borçlandırma sistemleri yoluyla
yapılmaktadır. 1974'ten sonra Dünya
Bankası ve IMF voluyla gelişmekte olan
ülkelere açılan krediler kısa vadelı. yüksek
faizli kredilere dönüşmüş. ağır koşullara
bağianmıştır. Geiişmekte olan ülkelerin
IMF yoluyla aldıklan borçlar. 1982'de 900
emperyalizminin, 'Küresefleşme' adı
altında yeni bir aşamaya ulaştığı bir
dönemde yaşıyoruz. Süper-emperyalizm
olarak adlandınlabilecek bu sistemin
başlıca özellikleri şunlardınl. Dünya
çapında çalışan uluslararası tekeller
kurulmuş,, yeni teknolojiden faydalanan,
mali ve sınai sermayeyi dünya ölçüsünde
birleştiren bu şirketler dünya maliyesini ve
ticaretini kontrol edebilecek duruma
gehnişlerdir.
2. Bu büyük güç. satalitlerle (uydularla)
çalışan medya yoluyla kendisine pazarlar
açabilmekte. dünya siyasetini
etkileyebiImektedir.
3. IMF, Dünya Bankası. GATT gibi
uluslararası örgütler. bu büyük sermayeye
kâr s. j'ımak hedefiyle. borçlanma
mekanizmasıru geliştirmekte, 3. Dünya
ülkelerinin ekonomilerinin kapsamını
geri1etmektedirler.
4. Devletler-üstü bir nitelik kazanan bu
süper güce paralel olarak süper devletler,
silah ve siyasal güçlerini kullanarak
dünyada egemenlik kurmak
girişimindedirler. Dünya ekonomisinin
bütünleşmesi ve bunun kaçımlmazlığı
tezleri buradan doğmaktadır.
Oysa tek dünya gücü, tek süper devlet
kurulamıyor. çünkü dünya emperyalizmi
rakip gruplara bölünmüş bulunuyor: a-
Japonya-Asya Pasifık Bölgesi. b- Avrupa
ve Alman Bölgesi. c- ABD ve dünyaya
yayılmış ekonomisi. Aynca Doğu ve
Güneydoğu Asya'da, piyasa ekonomisinin
dışında kalan; güdümlü karma ekonomi
sistemleriyle idare edilen yeni bir dünya
doğuyor. Küreselleşmenin zararlan
görüldükçe, başta 1.300.000 milyon
nüfuslu Çin olmak üzere pek çok ülke,
yeni bir arayışa giriyor. Bu da medyamn
yaydığı bütünleşmenin çaresizliği
propagandası içinde gözden kaçınlıyor.
(1) Samir Amin - 'Elli Yıl Yeter', Monthly
Revievv. \eu York, Nisan 1995 sa. 36.
(2)a.g.e.
(3)a.g.e. sa. 44
Sürecek
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Bir Eski Polis...
Susurluk'ta kamyon devrilmese, Bağlarbaşı'nda
Müslüm Gündüz basılmasa gözlerımız kapalı ka-
lacaktı. Bütün bu olup bitenleri nereden bilecektik?
Dahası var.
Meclis'e elini kolunu sallayarak giren kim?
Abduliah Çatlı.
Kapıdan giriyor, tabancasınl "emanete " bırakıyor.
Geziyor, dolaş/yor, işini bitiriyor, sonra da çıkıp gi-
diyor.
"Bu kostak kostak dolaşan kim?"
"Abduliah Çatlı!"
Polisin hanl harıl aradığı adam?
O da Çatlı.
Ağar'ın kızı Yasemin'in cenazesi kaldırıldı. Orta-
lık polis doluydu.
Arayan polis de oradaydı, aranan polis de. Elini
sallasan kaçak polise değecekti. Bakalım nasıl üs-
tesinden gelecekler.
Sorgunun önünde tanık, ardında sanık. Bu yan-
da yargılayan, bu yanda yargılanan.
Büyük bir sınavdan geçiyoruz.
• • •
Unutulmaz polisler tanımıştım. Ankara'dan San
Semih (Beşkardeş), istanbul'da Şükrü Balcı. iki-
side rahmetli oldu. Semih, 27 Mayıs'ın, Şükrü Bal-
cı 12 Eylül'ün.
Günaydın'da çalışıyordum. Şükrü Balcı Necati
Zincirkıran la Kemal Kınacı'nın yanınagelirdi. Da-
ha 12 Eylül darbesi olmamıştı. Ünlü bir trafik polisi
olduğunu söylerlerdi. Istanbul'un şanlı trafik polis-
leri vardı, onlardan.
Müdürlük almadığı için şimdilik boşta sayılırdı.
Bazı günler öğleye doğru uğrar, Aksaray'da Sart di-
ye Urfalı bir kebapçı vardı, ona giderdik. Gelenler
arasında Vahit Çelikbaş, Nuri Sesigüzel i hatırth
yorum. Içimizdeöğlerakısı içenlerimiz vardı, limon-
lu votka..
Kemal'le Necati benim solculuğum, Şükrü'nün
polisliğine takılırlardı. Polisin işkence yaptığı çok
dilleniyordu.
Ben de Şükrü'yü kızdırmak için "Katilpolis"der-
dim. Şükrü böyle dememe bazen alınır, bazen gü-
ler geçerdi.
Bizimkiler kapıdan Günaydın'cılar göründü mü.
"Beylerimin masası hazırolsun" diye bağırırdı. ib-
rahim Tatiıses'in daha adı yoktu.
Derken 12 Eylül zuhur etti. işkenceci polis parla-
dı. Ben işkenceci dedikçe Şükrü inkâr ederdi.
"Şükrü Beyime bir acılı, Necati Beyime lahma-
cun" çağırmaları da unutulur oldu.
Kebap günleri de bitti.
Her türlü işkence, uyuşturucu, rüşvet, karşılıksız
çek, kumarişlerinindedikodusuŞükrü'yeihaleedi-
liyordu.
Amerika'ya göç ettiği söyleniyordu.
Bir gün siyah gözlük takmış, paltosunun yakala-
rı kalkık, Levent Pazarı'nda rastladım. Kalabalığın
içinde kaybolmuş. sade bir yurttaş gibi alışveriş
ediyordu.
Zör tanıdım.
"Görüşelim. Sana anlatacaklanm var. Çok şey
biliyorum." ,. v u ..
Her polis çbk ş^yjbflk,,^-.^- ^ • '•-**."• - - <j
Ne o anlatabildi, ne de ben dinleyebildim.
Bildikleri yıtti mi dersiniz!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAGA:
1/ Küçük testi.
çömlek. 2/GözIeri
görmeyen... Iki
yüzü beyaz kapsız
yorgan. 3/ Giysi- 3
İerde omuzlann
dik durmasını sag-
lamak için konu-
lanparça..."'Kımi-
ne bir ver-
mez giyesi ' Kimi-
nın atına atlas çul
eyler" (Yunus Em- 8
re). 4/ Kuyrukso- g
kumu kemiği...
Yaylı birçalgı. 5/Üzüm su-
yu... Beyoğlu'nun eski adı.
6/Düzyadadesenlibirku-
maştan kesilmiş motiflerin
bir başka kumaşa işlenmiş 3
durumu. 7/ Yemek... Nâ- 4
zım Hikmet'in soyadı... Bir
cetvel türü. 8/ Cıva bile-
şimlerinden, hekimlikte °
kullanılan zehirli bir mad-
de. 9/Filipinler'deetkinbir 8
yanardağ. q
YUKARIDAIN AŞAĞTC4: M
1/ Halk edebiyatında bir şiir içinde yinelenen dizelere veri-
len ad. 11 Küçük çocuklan korkutmak için uydurulmuş ya-
ratık... Ince kum ve çımentoyla yapılan düzgün döşeme sı-
vası. 3/Boyna ya da bele asılı olarak taşınan su kabı... Ad-
lan sıfat yapmaktakullanılan bir yapım eki. 41 Uçaklann yol-
cu indirip bindirdikleri pist. 5/Çıkar yol. çare... Güney Ame-
rika'da yaşayan biryük hayvanı. 6/Bir nota... KJavsenin ilk
şekli olan müzik aracı. 7/Selçuklular'da şehzadeleri eğitmek-
le görevli kişilere verilen san... Lütesyum elementinin sim-
gesı. 8,' Meydana gelen, oluşan. 9/Yakanın göğse doğru in-
en devrik bölümü... Yankı.
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
ORAL ÇAUŞLAR
Deniz Gezmiş'ten
Yaşar KemaPe
PORTRELER
DenizGeOTİş'ten Yaşar Kemaf'e
Romanlarınız ye ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:554 08 04