06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 1997 PAZAR 8 PAZAR KONUGU Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican ile bölgedeki iç göç ve diğer sorunlar üzerine söyleştik 1 bin 500 yerleşimbirimi boşaltıldı'tS C//VcA3 Güneydoğu Anadolu'da yine bir hareketlenme var. Önce Licelilerin baskı alunda Roruculuk yapmalannın istendiği haberleri çıktı. Derken Med TV'nin bölücü yayınlan nedeniyle bölgede çanak antenler yasaklandı. PKK'nin yeniden sınır boylanndâ toparlanrtıaya çalıştığı ve ilkbaharda yeni saldınlara geçeceği haberleri dolaşıyor. Batman'ın Sason ilçesine bağlı köylerde halkın kobay olarak maym tarlalanna sürüldüğü haberi Demokrasi gazetesinin manşetinde yer aldı. Pek çok gazete haberi ve yazısında Apo'nun bir zamanlar devlete çalışan bir çete içinde görev aldığı savlanna yer verildi. Bölgede görev yapan 'Yeşil' kod isimli bir kişi var. Bu kişinin kimliği merak konusu oldu. Bütün bu sorulara yanıt aramak üzere Istanbul'dan telefonla Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican'ı aradık. Bize kendi makammda randevu verdi. Fakat Diyarbakır'a ulaştığımız sabah Vali Bilican'ın Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde diş tedavisinde olduğunu öğrendik. Yoksa Diyarbakır'a boşuna mı gelmiştik? Bu sıkıntı içinde beklerken neyse ki Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden, Bilican'ın diş tedavisinin biraz uzun sürmekle birlikte makamına döndüğünü öğrendik de kendisiyle yüz yüze görüşebildik, sorulanmıza yanıt aradık. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU PKK'nin sınır boylanndâ yeniden to- partanmaya çalıştığt ve ilkbaharda da eylem- lere ve saldınlara yeniden başlayacağı haber- leri çokyoğun olarak duyuluyor. Siz bu konu- da ne gibi önlemler attyorsunuz? - PKK, her yıl bu hesaplan yapıyor. Artık yur- tiçindebannmaimkânı kalmadığmı anladı. Ola- ğanüstü Hal Bölge Valiliğimize (OHAL) dahil illerimizın kırsal alanlannda, küçük gruplar ha- linde hâlâ bir şeyler yapmaya çalışıyor. "Ben daha vanm, bitmedim" demek ıçın her türlü riskı göze alarak bunu yapıyor. Sonunda da büyük zararlar görüyor. Devletın gücü kar- şısında artık tutunmasının imkânsız olduğunu anladı. O zaman yurtdışında bir şeyler yapma- sı gerektığini düşündü. Böylece otorite boşlu- ğu olan Kuzey Irak'ta kendine yer seçti. Kamp- lannı kurdu. Özellikle de Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) kamplanyla bizim sınır arasındaki alan- da kendi kamplannı oluşturdu. İran 'da da bazt kampları olduğu bi- liniyor... - Evet. orada da var. ama Kuzey Irak'taki ka- dardeğil. Kuzey Irak'taki kamplannda militan- lanna eğitim veriyor ve Türkiye'ye yönelik sal- dmlannı buradan yürütüyor. Son zamanlardaki hedef i de bizim askeri bir- likler. Vatandaşa da saldıracak, ama dünya ka- muoyundan çekiniyor. Çünkü bunlar birtakım diş odaklardan da yardım alıyorlar. Uyuşturucu ve silah kaçakçdığından kazanç elde etmiyor mu? -Tabii ki ediyor. Ama Türkiye'yi yıpratmak isteyen ülkelerden de maddi yardımlar almaya devam ediyor. Cinayet işledikçe de o ülkeler PKK'ye para vermeyi sürdürüyorlar. Çünkü Türkiye'nin olumlu işlerde harcanabilecek kay- naklan bu yolda tüketiliyor. Gazete yazılaruıdan, haberlerinden okuyoruz. Apo'nun 1970'li yıllarda, buortaya çıkan devlet içinde yuvalanmıs çeteler için ça- lışttğı, ama daha sonra kendi örgütünii kurma- ya karar verdiği savları var. Siz bu konuda bil- gi sahibi oldunuz mu? - Apo'nun devlete hizmet ettigj konusunda hiçbir kayıt yok. Belki o yıllarda kendi sinsi emellerine uygun, kendine göre bir şeyler yap- tığını sanıyordur. Ama ona devletin verdiği bir görev yok. Yani Abdullah Çath gibi kullanümıs olduğu savları var... - Sanrruyorum. Yok, yok. Şimdi olaylar bir- birine bağlanmaya çahşılıyor. Acaba bu da ola- bilir mi, diye düşünülüyor. Biz şimdi bu varsa- yunlarla. yeni yeni yaratılan senaryolarla uğra- şacaksak işimizi gücümüzü bırakıp bunlarla va- kit geçirir, asıl yapacaklanmızı ıhmal ederiz. Bu savlan. işlerin teorik yönüyle uğraşanlar. tarih yönüyle uğraşanlar araştırabilirler. Belki gözden kaçmıştır. Benim, yönetici olarak bu ko- nuda bilgim yok. Onun devlet tarafindan gö- revlendirildiği konusunda da bir kayıt yok. Ama böyle bir şüphe, düşünce varsa... Yöne- ticilerin, kamu görevlilerinin buna çok dikkat et- meleri lazımdır. O düşünceyi kabul etmeseniz bile söylenen bir şeyin doğru tarafinın olup ol- madığını araştırmak gereklidir. O araştıımanın sonunda söylenenden bir şey çıkanlabiliyorsa işin üstüne gidilir. Yöneticinin şüpheci olması şarttır. Bu koltuk bana babamdan kalmadı. Bu koltukta oturdugum sürece de sorumluluk taşı- dığımın bilinci içinde olmam lazım. Güneydoğu bölgesi, PKK'yle savaş başlamadan önce hayvancılık, meracüık bakı- mından çok zengin biryöreydi. Ama daha son- ra buradaki hayvan çiftlikleri kapatıldı. Hay- vancılık kalmadı. Bu ne amaçla yapıldt ve ne gibi sonuçlar doğurdu? - Hayvancılık dıye bir şey kalmadı. Bir kere sormak lazım. Bu hayvan çiftlikleri kapatıldı da niye kapatıldı? Burada da sanki bir devlet suçlamasına gidiyoruz. Bu kolay yol. Hayır, efendim. Burada devleti suç- layacak bir söz telaffuz edilmedl.. Sadece düz bir sonı sordum. - Ben de zaten öyle bir bakışınız olduğunu söylemek istemedim. Ben bölgeden yetiştiğim, bölgede yaşadığım için bölge ınsanını çok iyi tanıyorum. Eskiden, insanlar bölgede çok huzurlu yaşarlardı. Dağ başında dört evde insanlar oturur, devlet onla- ra, "Neden burada yaşıyorsun'" diye sormazdı bile. Hiçbir yer boşaltılmadı. Bu ne zaman ol- du? Terör patlak verince... M M M M Peki, terörle hayvan çiftliklerinin ka- patüması arasındaki bağlantı nedir? - Ona geliyorum. Buralarda mera hayvancı- lığı yapılıyordu. Van'da 10 milyonun üzerinde hayvan vardı. Şimdi iki milyonun altına düştü. Bu insanlar terör yüzünden meralannı eyle- rini bırakıp şehre kaçmak zorunda kaldıklan NECATİ BİLİCAN Kars doğumlu. Lise öğrenimini Erzurum ve Kars 'ta yaptı. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'nden mezun oldu. Çeşitli yerlerde kaymakamlık yaptı. 1984 başında Personel Genel Müdüriüğü 'ne atandı. Beş yıl Denizli Valiliği yaptı. 1990 yılında Emniyet Genel Müdürii olarak Ankara 'ya gitti. 1.5 yıl sonra Edirne Valiliği 'ne atandı. Daha sonra ' Merkez Valisi oldu. Bir yıl kadar önce de Olağanüstü Hal Bölge Valisi olarak göreve başladı. Lice'de hatk zorla korucu yapümak istendiği için ayaklandu Neden zorla korucu yapümak istenditer? - Hiç öyle bir şey yok. Anlatayım. Birgünbirkarakoldan telefon geldi. Demok- ratik Platform üyeleri Lice'ye gidiyorlarmış. O karakolda durdurulmuşlar. Bir sürü insan. Te- levizyonlar, gazetecilerde var. Karakoldan, *İz- ninizyoksa Lice'yegkJeme2siniz"demişler. Ben tetefonda karakol komutanına, "Bırakm gitsin- ler" dedim. Gittiler. Orada 500 metre ötede örgüt (PKK) mensup- lan var. Lice'de de yardım ve yataklık yapan bir grup var. Kadınlara çarşaf giydirmişler. O çar- şafın altında kadın mı, erkek mi var. o da belli değil. Bunlar. "Bizkoruculukistemeyiz","Oğ- lumu zorla korucu yaptılar. Serbest bırakmala- nnı istryorum" gibi sloganlar atıyorlar. Bunlar hazırlanmış. Televizyoncular da tabii bunlan çekmişler. Yani Licelilere korucu olmalan için baskı yapümadı mı? - Hayır, efendim. Niye yapılsm? Bunca böl- gede korucumuz var. Bölgelerden, "Bizi de ko- rucu yapuı" diye o kadar çok talep var ki, kar- şılayamıyoruz. Lice'nin özelliği nedir? Lice'ninbirözelliğivar. 1979'daörgüt (PKK) orada kuruldu. Onun için orayı bırakmıyor. Ora- da çok da yandaşı var. Biz en az İnsan Haklan Komisyonu kadar, bu- rada, insan haklanna dikkat ediyoruz. Ama bir de başımıza musallat edilmiş bir belayla uğra- şıyoruz. Hatta Lice'de birisi demiş kı bölgejan- darma komutanına, "200 kişi korucu oiursa biz de ohınız." Bunlardan böyle bir ıstek gelince, korucu olmak isteyenlenn başvurmalan ıçın du- ıçin hayvancılık yapamaz duruma düştüler. 70'li yıllarda. 80'li yıllann başında İran, Irak, Sun- ye'ye hayvanlar bizden giderdi. Şimdi hayvancılık çok azaldı. Bunu yapürma- yan da örgüt (PKK). O, insanlan korİcutan, ev- lerinin boşalmasına sebep olan örgüt. Arada bir, oralarda yapılan katliamlann için- den çıkılamadığı için devletin, o bölgedeki köy- lülere, "Geün şuraya, şuraya yerteşin", dediği de olmuştur. Bu gerçeği görelim. Ama köylerden insanlan asıl kaçıran şiddet ve korkudur. ••••• Kaç köy boşaltıldı, kaç okul kapandı? BtLİCAN - 900 köy, bin 600 mezra boşaldı. Boşalma değil de güvenlik nedeniyle oralardan çıkıp gidenler... 3 bine yakın da okul kapandı. Şimdi okullann kapanmasım telafı etmek is- teseniz köy yok. Bu durum şehirlerde dersha- nelerdeki öğrenci sayısını çoğalttı. Otuz kışılik dersaneler oldu 50,60,70,80 kışılik... Ama biz çocuklan okutmaya gayret ediyoruz. Buna rağ- men okula gidemeyen çocuklanmız var. • • ^ ^ Bunun için neyaptyorsunuz? - Okula gidemeyen çocuklanmız için yatılı bölge okullan yapılmasına ağırlık verdik. Özel- likle 1997-98 eğitim yılında bölgede eğitim so- runu ortadan kalksm istiyoruz. Hedef o. Bu yıl içinde 37 tane yatılı bölge okulu bitmiş olacâk. Oğretmen ihtiyacı tam olarak karşılanacak. Hiç- bir eksikleri olmayacak. Ben zaten buraya ilk geldiğim günden beri işe ekonomik ve sosyal yönden bakacağım, dedim. Bir tarafta terörle mücadele sürecek. Ülkemize saldınya göz yumamayız. Bu mutlaka bitecek. Ama ekonomik yönden bugüne kadar yapa- madıklanmızı yapabilmek için de büyük bir ça- ba gösteriyoruz. Burada yanm kalmış yatınmlar var, organi- ze sanayi bölgeleri var. Devam eden barajlar, ba- rajlann sulama şebekelerinin yapılması var. ^ ^ • • " Bu isler için bütçeden ne kadar para sağlantyor? - Sadece barajlann sulama işleri için 40 tril- yonparaaynldı. Bunlar Kralkıa. Dicle, Batman barajlan. Silvan barajının açılma çalışmalan var. Mardin-Cizre tarafında Ilısu Barajı var. O- nun etütleri yapılıyor, ihale edilecek. 22 tane baraj yapılıyor. Bir kısmı bitti, bir kısmı da bit- mek üzere. 18 tane hidroelektrik santralı yapılıyor. Birta- raftan da Mardin, Van. bölge dışı olmasına rağ- men Şanlıurfa sanayi bölgeleri yapılıyor. Di- > r arbakır Organize Sanayi Bölgesi çok hızlan- dınldı. Yıl içinde ödeneği yüzde 400-500 arttı- nldı. Bölgcnin işadamlanndan Halis Toprak, Lice'de büyük bir mermer fabrikası kuruyor. Bu yıl içinde de açılacak. Madenci HasanOzeLEr- doğan Demirören geldi. Onlar da bu bölgede birtakım hizmetler yapmayı planhyorlar. Doğu Holding adında bazı şirketlerin katılı- mıyla bir holding kuruldu. Bölgenin yatınm ko- nulannı tespit ettiler Bu yıl çalışmalara başla- yacaklar. Bunun dışında, bölgenin çok cesur, genç işa- damlan var. Onlar da şirketler oluşturmaya baş- ladılar. Burada durum çok değişti şimdi. Biz hep olumsuz taraflanmızı görüyoruz. Ama olumlu taraflan da konuşmak gerekiyor. Bu arada yanm kalmış 134 tesis vardı. Bun- lar için kararname çıktı. Bunlar kontrollü bir biçimde işletmeye açılacak. Bir de cazibe merkezleri yaratmaya çalışıyo- ruz. Yörenin özelliklerine göre bir kısmı tanm, bir kısmı sağlık, bir kısmı sanayi. bir kısmı tu- rizm yönünden cazibe merkezi olacak. Bu yö- reler tespit edildı. Bunlann ödenekleri de aynl- dı. • • ^ ^ ^ Bölgede çanak antenler neden yasak- landı? - Burada zararlı yayınlar yapılıyordu. Med TV'nin yayınlannı izlediniz mi? Korkunç. Bu zararlı yaymlardan halkımızı, milletimizi koru- yan bir mevzuat, kanunlar, bunlan uygulaya- cak da kuruluşlar var. Med TV'nin yayınlanndan açıkça görülüyor ki, hedef Türkiye'yi bölmek, bütün kunımlan- nı tahkir etmek ve küçültmek. Devletin görevi de bu tür zararlı faaliyetlere karşı önlem almak- tır. Bu konuda Radyo Televizyon Yüksek Ku- rulu'na (RTÜK)çoİc ciddi görev düsecektir. yuru çıkanldı. Bunun üzerine 114 kişi korucu- luk için başvurdu. Tamam. Fakat bunlann kim olduklanna, eğitim dü- zeylerine de bakmak lazım. "Ben güvenlik gö- revusiyiın'' diye etrafına zarar da verebilir. Bun- lar yavaş yavaş eğitime alınırken kıyamet kop- tu. "Vay, zorla insanlan korucu yapıyorlar" di- ye... Sonra gittim, orada insanlarla konuştum. Te- levizyonlar da vardı. "Size kim baskı yapıyor? Baskı var mı" diye sordum. Yok. Orada birisi göz nezlesi olmuş, gözleri yaşa- nyor. Televizyonlarda "Adam ağuyor" diye ve- rildi. Biz, bu memleket için, gerçekten demok- rat bir anlayışla çalışıyoruz. ^^^™ Demokrasi gazetesinin çarsamba günkû manşetinde "Batman 'ın Sason köylüle- ri mayın tarlalanna kobay olarak sürülüyor " diye bir manşet vardu.. - Bu ne vicdansızlıktır. Daha bir ay olmadı. lçişleri Bakanı'yla birlikte oraya gittik. Sason merkezde oturduk. HalkJa konuştuk. Bölge mil- letvekilleri de vardı. Böyle ise anlatmazlarmıy- dı? Biz öyle vicdansızlık yapar mıyız? Bu yine örgütun suçlamalan. " • • " • Yalnız RP Batman MUletvekili Musa Okçu olayı TBMM İnsan Haklan Komisyo- nu 'na getirmiş... - Hayır, efendim. Öyle komisyona getirmek- le olmaz o iş. Gelir, bölgede inceleme yaparlar. Oradaki görevlilerin hepsini vicdansızlıkla suç- lamak olur. Bizim vicdânımız var. Böyle bir şe- yi yapmayız. Orada mayını döşeyen örgüt s (PKK). O mayınlan ortadan kaldırmak için ci- hazlan kullanan yine devlettir. Devlet böyle bir şey yapar mı? Bu kadar u- cuz suçlama olur mu? Akıllı insan bunu yap- maz. Mayın tarlasına bir kere sürersiniz. tki şe- hit verdiğinizde bir daha kimi sürebilirsiniz? Aklı olan düsünsün. Bir de biz vicdanlı insan- lanz. O milletvekili bunu yapmamıştır. Zaten geldi gördü. Koruculuk sistemine gelince... Mahzurlan vardır, faydası vardır, tarhşılır. Peki, koruculuk faydalı mı? BtLİCAN - Elbette. Buna hiç karşı değilim. Mahzurlu taraflan olabilir. Biz de bunu gider- meye çalışıyoruz. ^ ^ ^ " Bazı koruculann görevlerinin dışına çıktıkları konusunda DGM kayıtları var... BtLİCAN - Burada 60 bin tane korucu var. Özellikle güvenlik görevi çok zor bir meslektir. Gızli ışlenmiş cinayetlerin bulunmasındaen çok memnun olanlar onlan bulmakla görevli olan- lardır. Birmatematikproblemini sonunda çözen bir öğrencinın duyduğu huzura benzer bu. Gö- revi onu çözmek. Çözerse büyük onur, gurur du- yar. Bana öyle bazı olaylar gelıyor ki işin için- den çıkamıyorsunuz. Bul bakayım, o zaman... Bunlan düşündüğümüzde o tür isnatlan yapar- ken mutlaka bunlann böyle olduğunu gösteren delilleriyle ortaya koymanız lazım. Bunu yap- mazsak, o zaman çok içten. büyük fedakârlık- la görev yapan insanlann şevkini kıranz. ^^ m ^ Peki, bölgedegörevyapan Yeşil kim? Başka renkler de var mı? - Yeşil. kırmızı yok. Ben söylüyorum. Böl- gede devletin bilgisınin dışında. devlete rağmen birtakım oyunlar içinde olan ınsanı kabul ede- miyorum. Böyle bir kimsenin de bölgede ol- masından rahatsız olurum ve vatandaşa bu böl- gede yapılan işler hakkında anlatamayacağım hiçbir şey yapılmasına da firsat vermem. Herhangi bir durumda bana sorulduğunda o- nun cevabını veremeyeceğim herhangi bir ha- reketin yapılmasına izin vermem. Onun için. devletin yeşıle, kırmızıya ihtiyacı yok. Bütün bu şer güçlerle mücadele edecek meşru gücü var- dır. Bölgede yeşil... Bunlar kendilerine birta- kım üstünlükler vermeye çalışan insanlar. Yok, bunlara ihtiyacımız yok. Çekiç Güç 'ün kalkmastnt nasü kar- şuadınız? -Çekiç Güç'ün burada olmasından bölgenin bir sıkıntısı yoktu. Çekiç Güç burada belli bir görev yapıyordu. Şimdi de şekil olarak farklı bir teşkilatlanma- da yine bu görev i yapıyor. O bölgede, biraz ön- ce de konuştuğumuz gibi bir otorite boşluğu var. Orada ülkemizin zaranna olabilecek birtakım faaüyetler oluyor. O faaliyetleri mümkün oldu- ğunca ülkemize zarar vermeyecek biçimde ta- kip etmekte birtakım faydalan da var. Faydası olduğu için bu Çekiç Güç vaktiyle bu şekilde kurulmuş. Bugün de hükümetimiz onu başka bi- çimde çalışacak şekle getirmiştir. O seviyede düşünülüp karar verilecek bir konudur. Bu ko- nuda daha fazla bir şey söylemeye gerek gör- müyorum. En azından Çekiç Güç'ün oradaki hizmetin- den bölgemiz etkilenmemiştir. Çekiç Güç'ün PKK'ye örtülü destek verdiği haberleri vardı... - Bunu duydugumuz zaman zaten "Bakın, bu- rada bunu yapıyorsunuz, yapamazsınız" diyo- ruz. Bazı desteİder verdiği konusunda iddialar vardı. O iddialar da biraz önce söylediğim gibi, bir şey söylendiğı zaman bunu hemen reddet- meyip, acaba doğru bir tarafı var mı, diye araş- tınlmalıdır. Bunu yapanz ve gerçek yanını or- taya çıkarmaya çalışınz. O Çekiç Güç, zaten üç ülkenin görevlilerin- den oluşuyordu. "Biz böyle yapıyoruz" derler mi? Ya da biz, onlara, "Siz böyle yapıyorsunuz" dediğimiz zaman bir delil oltnadan onlan itham etmemiz doğru olur mu? Ona bir görev verilmişti. Geldi, son değişik- liğe kadar o görev i yaptı. Şimdi de o görevi yap- maya devam ediyor. Çünkü orada ihtiyaç var. •^™^" İtirafçılara Olağanüstü Hal Bölge Valiliğiparasal yardım yapıyor, savları var~. -Terörle Mücadele Kanunu'nda var. Itirafçı olanlara devlet şevkatini gösterir, yardımını ya- par, topluma kazandırmaya çalışır. Yani özetle, Terörle Mücadele Kanunu. "Devlet itirafçıya yardım yapar" diyor, yardım... Bu yardım nasıl yapılacak? Tabii jjarayla ola- cak. Devlet bunu yapacak ki, o insanı da toplu- ma kazandırsın. ^ m ^^ m Peki HizbuUah 'ın son durumu nedir? Ezilebildi mi? - Ezildi, yapılabildiği kadar yapılabiliyor, ta- bii. Aymm yapmadan hepsinin üstüne gidiliyor. Bizim hoşgörülü olmamız lazım. İşin özeti o. Olkeye karşı maksatlı hareket edilmez. Hiç kim- se maksatlı davranmamalı. Ama hoşgörülü olmazsak, o zaman da hep kavga olur. Kavga da miHetımizın zaranna olur, faydasına olmaz. l ^ — ^ — Son sorum Diyarbakır'ın nüfusuyla ügilL Diyarbakır girişindeki tabelada nüfus 300binin üzerinde gösteriliyor. Diyarbakır Be- lediyesi nüfusunun 2 milyona, valilik de 1.5 milyona çıktığım söylüyor. Doğru rakam ne- dir? - Ne yazık ki, son bir nüfus sayımı yapılama- dı. Ama bizim hesaplanmıza göre nüfus 1.5 milyonun üzerinde değildir. GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA ÎLANI T.C. ŞİŞLİ 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 996/1385 Tal.Dosy; Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve açık arttırma suretiyle satılmasına karar verilen gayrimenkulün. TAPU KAYDI: Şışli. inönüMah. Cumhunyet Caddesı'nde kâın 53 pa*fta, 597 ada. 21 parsel sayılı 152.50 m2'lik kâgır apartmanda 600/5700 arsapayh 1. kat 2 nolumeskenin 1/2 hissesi satılacaktır. İMAR DURUMU: 20.8.1992 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Dolapdere Pıyalepaşa Bulvan kısmi (Pangaltı) uygulama ımar planında H. 27.50 m irtifalı bitişik nizaırı iskân+ticaret sahasında olmak üzere iraar durumu mevcut olduğu bınanın eski eser yönünden incelemeden imar uygu- laması yapılamayacağı yazılıdır HALİ HAZIR DURUML 1 : Satışa konu yer, Şişli, Cumhunyet caddesi üzennde 101 İcapı nolu Sibel apartmanı isimli binada 1 katta 2 bağımsız bölüm nolu mahallen 1 nolu dairenin borçluya ait 1/2 hissesidir. Ana bına 152.50 m2 alanda ınşa edilmiş 11 katlı betonarme kâgır yapıaır. Bodrum katta depo, kalorifer dairesi, kapıcı dairesi vardır. Zemin katta dükkân vardır Asma katta büro. normal katlarda birer daire vardır. Daireler, işyeri olarak kullanılmaktadır. Asansörlüdür. Bina genellikle bakımlı ve temizdir. Satışa konu daire işyeri olarak kul- lanılmaktadır. 150 m2 brüt alanhdır. Hol, bir bölüm caddeye cepheli ve bir bölümde arka kesimde olmak üzere 2 bölmehdir. Aynca mutfak ve WC vardır. Zeminler halıfleks ve duvarlar sıva üzeri badanadır. Kaloriferli olup daire bakımlı ve temizdir KIYMETI: Satışa konu dairedeki satıla- cak olan borçluya ait 112 hisseye bilirkişice 6. 000.000.000.- (Altı mılyar) lira değer takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1. Satış, 25.4.1997 günüsaat 12.00'den 12.15'e kadar Şişli 4. lcra Dairesi'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı gecmek şartı ıle ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 5.5.1997 günü aynı yerde aynı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanmda göstenlen müddeı sonunda en çok arttırana ihale edılecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böylece fazla bedelle alıcı çık- mazsa satış talebi düsecektir. 2. Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetınde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanm teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış peşın para iledir, alıcı istediğinde 20 günü gevmemek üzere mehil verilebilir Te!- laliyeresmi, ihale pulu. tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. KDV alıcıya aittır. 3. lpof-k sahibi alacaklılarla diğer ılgililerin <*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiâîannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardiT. 4. lhaleye katılıp daha sonra ihale bedelım yatırmamak suretiyle ıhalenin feshine sebep olan tüm ahcılar ve kefîlleri, teklif ettıklerı bedel ıle son ihale bedelı arasındaki fark- tan ve diğer zararlardan ve aynca temerriit faizınden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın daıremizce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelıkle teminat bedelinden ahnacaktır 5. Şartname, ilan tanhinden ıtıbaren herkesin görebılmesı için dairede açık olup masrafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir ömeği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnaıneyı görmüş ve münderecatuıı kabul etmış sayılacaklan, başkaca bılgı almak isteyenlerin 996/1385 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 20.2.1997. (tc. If. K. 126) (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri dedahildir. Basın: 6941
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle