Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SfeYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 1997 PAZAR
14 KULTUR
4 7 . U L U S L A R A R A S I B E R L İ N F İ L M F E S T t V A L İ
Casus' en büyük aday
GÜNERYÜREKLtK
BERLİN- Bir festival daha sorm
enyor. 47. Uluslararası Berlin Film
Festivali (Berlinale) yann akşam
Ipa-zartesi) Zoo Palast Sinema-
sı'nda yapılacak ödül töreni ve G.
W. Fabst'ın 1928 yapımi sessiz fil-
ITJ "Die Büchse der Pandora (Pan-
dora'nuı Kutuian)"nın göstenmiy-
le bir kez daha perdelerini kapata-
cak. Son günlerde en çok konuşu-
lan konu yine o, ama hangi fılmın
ja da kimin ne ödül alacağını ön-
ceden kestirmek olasi değil. Çün-
lü Berlinale tarihı sürprizlerle do-
ludur. Hiç tahmin etmediğiniz bir
film, bir bakarsınız en büyük ödü-
lü almıştır. Herkesin hayTan oldu-
fu, "Altın A>ı buna yataştr" dediği
filmler ise bir Gümüş Ayı ödülüne
bıle değer göriilmemiştır.
Festival in bu cilvesine karşın,
ber yıl yine de çeşıtli tahminler yü-
rütülûr, spekülasyonlar yapılır. Al-
tın Ayı - Gümüş Ayı ödülü alacak
fılmler ve kişiler, uluslararası jüri-
den önce. heyecanlı tartışmalarla
belirlenmeye çalışılır. Bu, biraz da
festivali izleyenlenn (filmkolikle-
nn), gördükJen onca filmden son-
ra yorulan beyinlerını dınlendır-
mek için başvurduklan bir eğlence
dünyası olsa gerek. Son birkaç gün-
dûr yine film aralannda "cafe'ler-
de, akşamlan barlarda ve restoran-
larda sadece bu konu konuşuluyor:
"Kim ne alacak?" Benim de katıl-
dığım en büyük tahmin Anthony
Minghella'nın "The English Pati-
enfı üzerinde yoğunlaşıyor. "Kr
aşkdestanı" diyebileceğim, 12 dal-
da Oscar'a aday bu film, Altın Ayı
ödülüne en yakın aday gibi görünü-
yor bana. Ama "Bertinale'nin işle-
ri belli olmaz" deyıp bu filme en
azından bir Gümüş Ayı ödülü ge-
leceğinı söylemenin benı yanılta-
cağını hiç sanmıyorum.
Bunun yanı sıra. ABD yapımı
fılmlere bir ödülün daha gıdeceğı-
ne inanıyorum. Buna en büyük a-
day ise "Larry Flynt". Mik»s For-
nuuı' ın bir porno dergisi imparato-
nınun basın ve düşünce özgürlüğü
içın verdiğı mücadeleyı anlatan bu
fıimi, "The English Patient" kadar
estetik içeriği olrnasa da politik me-
sajıyla bir Gümüş Ayı ödülü alabi-
lecek kalıtede derim ben. "The
English Patient" ile "Larry FTynt",
kulislerde en çok konuşulan ve en
fazla şans tanınan iki film. Büe Au-
gust'un bir cinayetin anatomisini
anlatan (anlatmaya çalışan) "Smil-
la's Seose of Snow"u da bir Gümüş
Ayı ödülüne şans tanınan filmler-
den biri. Geçen yıllarda çeşitli ke-
reler belirtmiştim. Berlinale'nin
ödül dağıtımında gözle görülür bir
politikası vardır. Amerika, Avrupa
ve Asya filmlerini temel alan fes-
tival (1989'a değin Doğu Avrupa
da buna dahildi). ödül dağıtımında
hep "birsana,birona"politikasını
gütmüştür. Bu yıl da farklı olacağı-
nı sanmıyorum. Yani Amerika'nm
yanı sıra mutlaka Avrupa ve As-
ya'dan gelen filmlere de birer ödül
verilecektir.
Buna göre Avrupa'dan acaba
hangı film ödüle değer görülebilir?
Yine Berlinale'nin sürprizine sığı-
narak söylüyorum, *Smilla''yı say-
mayacak olursak. çünkü o da bir
Avnıpa filmi (Danimarka / Alman-
ya). Claude Berri'nın Hitier istila-
sındaki bir Fransız kadın dircnişçi-
nin öyküsünü anlatan "Lude Aub-
rac"ı veya Raul Ruiz'in "Geneato-
gies D'un Crimi"si bir ödülle taç-
landınlabilir. Asya'ya gelince: Ön-
ce şunu belirtmek isterim: Çin Halk
Cumhuriyeti'nden ve Hong-
Kong'dan, Tayland'dan gelen film-
lerde ben gıderek bir "Hoüywood-
laşma" görüyorum. Hollywood
filmlerini küçümsemek için bunu
söylemiyorum. Ama o eski özgün
Çın/Tayvan sineması, yerini,
Hollywood'un bildik "action" tar-
zına dönüştürüyor gibi geliyor ba-
na. Yine de Tsai Ming Liang'ın ya-
bancılaşmayı temel alan "He Liu
(Nehir)" adlı filmı ile Huang Jian-
jdn ve Yang Yazhou'nun bir polisi-
ye öykü eşliğinde anlattığı, dünya-
nın derbederliğini gösteren "Mai
Fa(Nöbetçi)''si ilginç çalışmalar ve
bninin ödül alması beni şaşırtma-
ann akşam yapılacak ödül töreniyle sona erecek olan festivalde Altın Ayı ve Gümüş Ayı
ödülünü alacak filmler için çeşitli tahminler yürütülüyor. Anthony Minghella'nın "Ingiliz
Casus"u (The English Patient) ve Milos Forman'ın "Skandalın Ismi Larry Flynf'ı kulislerde
en çok konuşulan ve en fazla şans tanınan iki film.
yacaktır. Aslında Derek Yee'nin
porno filmcıliğin sorunlannı ve
gerçekçı çelişkjlerini esprili birdil-
le ele aldığı "VTva Erotka"sı da hoş
bir film. Fakat diğerlerimn yanı sı-
ra bu filme de ödül verileceğini hiç
sanmıyorum.
Spekülasyonlar uzayıp gidebilir.
Ama isterseniz siz bana "Hangi
fîlm ödül almaz. ödül almaya hak-
kı yoktur" dıye sorun. Bunlann ba-
şında maalesef Sir Rkhard Atten-
borough'u göstermek zonındayım.
Yazar Hemingway'in 2. Dünya Sa-
vaşı sonlannda Italya'da yaşadığı
bir aşk hikâyesini konu edinen "In
Love and \Vw" adlı film, kelime-
nin tam anlamıyla hiçbir şey vermi-
yor. Yazık. Sonra. Kevin ABen'ın
yine bir polisıye filmi olan ve sü-
rekli bağınş çağınş, gürültüsüyle
seyirciyı etkilemeye çalışan başan-
sız denemesi
bilirim.
'Twin Town"ı saya-
Birfilmebir ödül
Bu arada ödüllerle ilgili olarak
birnoktayı daha belirteyim: Berlin
Film Festivali'nde, "En lvi FünT,
"Jüri Özel ÖdüliT, "En fyi Reji",
"En lyi Kadın Oyuncu", "En lyi
Erkek Oyuncu" ve "Otaganûstü
Başan" gibi dallarda Altın ve Gü-
müş Ayı ödülleri veriliyor. Diğer
yan ödüller de var, ama esas ödül-
ler bunlar. Sonra, bir filme sadece
bir ödül veriliyor. Yani bir dalda
herhangi bir ödül alan bir film bir
başka dalda ödül alamıyor. Altın
Ayı ödülü ise bir tek filme, "En lyi
FHme" veriliyor.
Berlinale'nin politikası düşünü-
lecek olursa, uzun bir aradan son-
ra bu yıl yine yanşmaya kaölan ve
hiç de kötü olmayan bir Latın Ame-
rika fılmine, Brezilya yapımı bir
filme de bir ödül verilebilir. "O
Que e Isso Companheire?" ismini
taşıyan ve Almancasından dılimi-
ze "Gerflbüar Yoruldu mu?" diye
çevirebileceğimiz bu film, 68
gençlik hareketi sırasında Brezil-
ya'da bir Amerikan başkonsolosu-
nun kaçınlışını anlatıyor. lşkence
gören bir arkadaşlannı kurtarmak
için böyle bir eyleme başvuran
gençlerin ve başlanndaki yaşlıca li-
derlerinin düşten ibaret ideallerini
ve liderlik komplekslerini çok hoş
bir şekilde sunan bu film bir Gü-
müş Ayı ödülüne layık görülebilir.
Ben şahsen 68'lilerden biri olarak
bu filmi ızlerken lcendimı olaylann
ıçinde buldum. Aynntılarda son de-
rece gerçekçi ve bizim kuşağın
içinde bulunduğu durumu hoşgörü
ve sevgıyle anlatan bir filmdi. A-
ma yeni kuşaklar bu filmi nasıl bu-
lacaktır. onu bilemem.
Berünale'de çılgın güıüer
Spekülasyonlar bir yana, kimin
ne ödül aldığını salı günü gazete-
mizde okuyacaksınız. Berlin'in şu
günlerde yaşadığı gerçeğe döne-
lim. Bu yıl havalar iyi gitti. Bir gün-
de 70'ten fazla filmin gösterildiği
festivalde, 3 bini gazeteci 10 bine
yakın konuk, bır günün film mara-
tonundan sonra keyfini gece barla-
nnda. restoranlarda yaşamaya ça-
hştı. "Baris Bar", "Ftorian" gibi
kentin en ünlü ve sevilen buluşma
merkezleri festival konuklanyla
doldu taştı. Bırakın oturacak bir
yer bulmayı, ayakta duracak bir y-
er bile yoktu bu yeTİerde. Berlin ve
Berlinale 12 gün boyunca yine en
Yanşma filmleri
Smilla's Sence of Snow
Yön.: Bille August
MvaErotica
Yön.: Derek Yee
The Cnıcibte (Cadı Kazanı)
Yön.: Nicholas Hvythner
lnLowündWar
Yön.: Richard Attenborough
Port Djema
Yön.: Eric Heumann
The Peopie vs Larry Flyııt
Yön.: Milos Forman
Territorio Comanche
Yön.: Gerardo Herrero,
O Que e Isso, Companheiro?
Yön.: Bruno Barreto,
The English Patient
Yön.: Anthony Minghella
Secretos Del Corazon (Kalbin
Sırn)
Yön.: Montxo Armendariz,
GetOnTheBus
Yön.: Spike Lee He Liu (Ne-
hir)
Yön.: Tsai Ming-Liang
TwinTown
Yön.: Kevin Allen
Tri Istoıü (Üç Öykü)
Yön.: Kri Muratova
The Island On Bird Street
Yön.: Soren Kragh-Jacobsen
YeneaJogies D'un Crirne
Yön.: Raoul Ruiz
Mai Fu (Nöbetçi)
Yön.: Huang Jianxin, Yang
Yazhou
LukeAubrac
Yön.: Claude Berri
Rosevvood
Yön.: John Singleton
W9 Ai Chufang (Mutfak)
Yön.: Yim Ho
\VTlliam Shakespeare's Romeo
undJuKet
'Luice Auhrac" i
r
I
Yön.: Baz Luhrmann
Setouchi Moonlight Serenade
Yön.: Masahiro Shinoda
Das Lesen Ist Eine BausteDe
Yön.: Wolfgang Becker
Leneged Enayim Maaraviod
(Batının Gözûyle)
Yön.: Joseph Pitchhadze
PannaNikt
Yön.: Andrzej Wajda
çılgın günlerini yaşadı. Ömeğin
Raul Ruiz'in "Genealogies D'un
Crime'' adlı filmi nederuyle Ber-
lırı'e gelen güzel yıldız Catherine
Deneuve, bir akşam "FV>rMn"ın
konuğuydu. Kim Novak da Ber-
lin'deydi. Cuma akşamı Zoo Palast
Sineması'nda kendisine dünya sı-
nemasına katkılanndan dolayı Al-
tın Ayı ödülü verilen ve ardından
AlfredHitchcock'un "Vfertigo'' fil-
mi gösterilen Kim Novak, yüzün-
dekı çizgilere rağmen tılsımlı gü-
zelligini koruyor. biraz mahcup
halleriyle çekiciliğinden ödün ver-
miyordu. Bernard Henri Levy'nin
çev irdıği "Le Jour et ia Nuit (Gece
veGûndüz)" adlı yanşma dışı gös-
terilen filmin yıldızlan AbinDeton
ile Lauren BacaO da bu yılki Ber-
linale'nin ilgi çeken diğer yıldızla-
nydı.
Parla\an yıldızlar
Hanı şu dünya futbol şampıyo-
nalanndan bilıriz. Her keresinde bir
genç futbolcu çıkar, gösterdiği ola-
ganüstü oyunla bir anda borsalan
aitüst eder, dünya çapında bir nu-
maralı futbolcu olur, değeri hemen
milyarlarca artar. Berlinalelerdede
buna benzer durumlara rasüıyoruz.
Örneğin bu yıl, ismini cismini bil-
medığımiz iki oyuncu, "The Eng-
Hsh Padenfdeki rolüyle Kristüı S-
cott Thomas ile "Larry Frynt"ın
sanşın dilberi Courtney Low (ilk
filmi) bir anda dünya çapında şöh-
rete ulaştılar ve Hollyvvood'un en
çok kazanan yıldızlan arasına gir-
diler.
En kötû Abnan yapımı
Tûrkfihni
Bu yılki festivalde hiç Türk fil-
mi yok dedik, ama Almanya'da ya-
şayan Kadir Sözen adlı bir yönet-
menin "Kış Çiceği'' adlı bir filmi
"Yeni Atman Filmleri" bölümünde
gösterildi. Alman yapımı olan ve
sadece akredite gazetecilere göste-
nlen bu film, "Umuda Yotcu-
hık"un oldukça kötü bır kopyasıy-
dı ve başansız bir çalışmaydı. Ka-
dir Sözen, 1995'ten beri çeşitli bel-
gesel fılmler, söyleşiler.televızyon
filmleri çekmiş bir yönetrnen, ama
bu filmde 70'li yıllardan beri ağız-
da sakız olmuş bir konuyu (Gas-
tarbeiter konusunu), çok kötü bir
yorumla ve bıkılan bir tekrarla tek-
rar temcit pilavı gibi önümüze sür-
müş. Kuzey Ren Vestfatya eyaleti-
nin kültürel film fonundan yararla-
nan bu filme hangi niyet ve amaç-
la para yardımında bulunulduğunu
anlamak da olası değil.
Berünak'nin geleceği
Yazıyı, bu yıl tüm festival boyun-
ca bir diğer tartışma ve konuşma
konusu olan bir başka güncel me-
seleye değınerek kaparmak istiyo-
rum. Berlinale "Cannes", "\fene-
dik" gibi diğer üst düzey festival-
lere benzemez. Diğerlerinden fark-
lı olarak Berlinale'yı tüm Berlin
halkı, sayılan 10 bine varan konuk-
larla birlikte yaşar. En ünlü yıldız-
lan yakından görür, filmlerini izler.
imzalannı toplar, bir büyük ?enli-
ğe tüm kent katılır. Berlinalelerin
Berlin yaşammda çok önemli ve
unutulmaz bir yeri vardır. Şimdi
duvarlann yıkılmasından sonra ge-
rek Berlin'in yeni yapılanması, ge-
rekse tasarruf önlemleri politikası
festivallerin geleceğini yeni bir ge-
leceğe doğru sürüklüyor gibi.
Her şeyden önce Berlinale, bu-
güne dek festivallerin ve kentin
merkezi olan Zoo civanndan, yeni
bir yere, Postdamer Meydam'na
alınmak isteniyor. Burası 2 binli
yıllarda Almanya'nın finans mer-
kezi olacak bir yer. Zoo civannda
barlan ve restoranlanyla tüm kent-
le iç ıçe geçmiş bir festival acaba
Postdamer Meydanı'nda nasıl bir
görünüm kazanacaktır? Eski canh-
lığını kaybedecek mi? 1980 yılın-
dan beri festivali yöneten Moritz
de Hadeln, festivalin Postdamer
Meydam'na taşınmasına karşı. Bu
nedenle midir bilinmez, ama de
Hadeln'in normal olarak beş yıl
uzatılması gereken kontratı şimdi
sadece iki yıl uzanldı. Yani Berli-
nale'yi karanhk ufuklar bekliyor,
bakalım ne olacak...
Rusya'nın Van Gogh'uyeniden keşfedfâyor
likhail Vrubd'in sergisi DüssddorTta.
KültürSenisi-MikhailVnıbel Çoğumuz. 'oUğanüs-
tn yetenekli" sıfatıyla tanımlanan bu sanatçının ismini
belki de ilk defa duyuyoruz. Aslında pek de haksız sayıl-
mayız. Çünkü, yaşadığı süre içinde ilgi gösterilmeyen, an-
cak öldükten sonra Rus resım sanatının büyük ustalala-
nndan bin olarak anılan Vrubel, şu günlerde yeniden
keşfedilmeye hazırlanıyor. Sanatçı, Düsseldorf'ta açılan
retrospektif sergisi, sanaîseverlerin beğenisine sunulu-
yor. Sergiyi hazırlayanlar, Vrubel'in tanıtılmasının neden
bu kadar geciktığini soranlara, şu cevabı veriyor. "Vnı-
bcL gerçekten özel bir sanatçL Onun bu kadar geç tanın-
mastmn tek nedeni. > apıtlannm sadece Rus müzekrinde
ve binalannda bulunuyor olması. Bu y üzden Bab, Vru-
bel'i uzun vıllar sonra tanıyabildi."
Vrubel, yeteneklerinin yanı sıra sanat tarihine de bü-
yük katkılar sağlamış. Örneğin, Art Nouveau'yu ve Rus
simgcciliğini önceden sezen sanatçı, coşkulu biranlatun,
karanlık ve titiz bir çizim anlayışı içinde, tuvallerine,
fresklerine, heykellerine ve suluboyalanna düşsel ve kay-
gı vericı bir dünyanın tüm heyecanını yansıtmayı başar-
mış. Vrubel, sanat hayatı boyunca, ressam, heykeltıraş,
kıtap illüstüratörü, seramik sanatçısı, dekoratör ve tasa-
nmcı olarak da çalışmalar yaptı. Tek başma ve çalkantı-
larla geçirdiği hayatı ve sonunda delirmeyle sona eren ya-
şamı; ona. Rusya'nın \M Gogh'u unvamnın verilmesinı
sağladı. Vrubel, konulan ek alış tarzi ile modem Rus re-
sim sanatının babası unvanmı da kazandı.
Tüm ögrenim hayatı boyunca başanlı bir öğrenci olan
Vrubel, Avrupa edebiyatı ve felsefesine ilgi duydu. St. Pe-
tersburg'da Academy of Fine Art'daokurken hayatmın ge-
ri kalan kısmında büyük bir önem taşıyacak olan Valen-
ttn Serav ile tanıştı. Yaşamımn çeşitli dönemlerini yok-
sulluk içinde geçiren sanatçı, uzun bir süre Kiev'de bir
Bizans kilisesi olan St. Kyril'ın restorasyonunu üstlendi.
Bu çahşmalan sırasında kilisenin mozaiklerinden çok et-
kilendi, hatta bu motifleri sanatına yansıtarak Cezanne
gibi Kübizmin öncülüğünü yaptı. Ukranya'dan Rusya'ya
döndüğünde şiddetli bir depresyon geçiren sanatçı, bu sü-
re içinde bile yeteneklerine ve kararlanna olan güvenini
yitirmedi.
Okul arkadaşı ve Rus portrecıliğinin en önemli isim-
lerinden Serov, 1889'da, Vrubel'i Moskova yakınlannda-
ki Abramtsevo Art Colony'e üye olma konusunda ikna
ettı. Bu kurumun başında oldukça nüfuzlu bir iş adamı
olan S«v>a Mamontov bulunuyordu. Mamontov, Vru-
bel'in heykele ve dekoratif sanatlara karşı yeteneğinı an-
layarak onun bu dallarda kendini gösterebilmesi için fir-
satlar yarattı. Vrubel, tam da bu dönemde Moskova'daki
Metropol Hotel'de keramik üzenne paneller düzenleme-
ye başladı. Aynı günlerde Leraıontov'un şiirkıtabının il-
listürasyonlannı yapmaya başladı. Özellikle Gürcistan
Kraliçesi Tunara ve Demon karakterleri onu çok etkile-
di. Demon'un melankoli ve aşkla, Tamara'nm dans edi-
şini seyrederken gösteren resmiyle büyük başanlar kazan-
dı. Aslında baa araştırmacılar, Vrubel'in bu resminin
popüler olmasma neden olarak kendi benliğinden parça-
lar içermesini gösteriyorlar. Mamontov'un operasındata-
sanmcı olarak görev alan Vrubel, bu kurumda da yete-
neklenni kanıtladı. Bu sırada ünlü bir şarkıcı olan Nad-
jesda Zabela ile evlenen sanatçı, eşinin kosrümlenni çiz-
mekle kalmayıp onun tiyatro çahşmalann da destekledi
1893'te Diaghüev'in VVorld of Art sergisine davet edi-
len sanatçı, belki de bu sergiye katılarak sonunu hazırla-
dı. Bu sıralar frenginin pençesinde bulunan Vrubel, ge-
ce boyunca içki içip 'Demon' adlı resmini tekrar boya-
maya başladı. Sabah olduğunda sarhoş bir halde kendi
kendine karmaşık sözler ederken bulunan Vrubel, koru-
ma altına alındı. Bu olaydan üç yıl sonra kör olan sanat-
çı. 1910 yılında 54 yaşında iken yaşamını yitirdi.
•Bir Erkeğin Anatomisi; yönetmenliğinı Yavuz
Özkan'ın yaptığı, Uğur Polat, Ayda Aksei Taner Birsel
ve Tilbe Sarân'ın başrollerini paylaştığı film, şiddetten,
öfkeden \e entrikalardan payına düşeni fazlasıyla alan
bir avukatın hayatından kesitler veriyor. (Beyoğlu Fitaş
249 01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Çemberlitaş
Şafak 516 26 60, Baktrköy Avşar 583 14 97, Kadıköy
Ocak 336 37 11, Altunizade Capıtol 3911935)
• Evita; Alan Parker'ın yönettıği film Madonna'ya en
iyi kadın oyuncu dalında Altın Küre ödülü kazandırdı.
Filmde Antonio Banderas \e Jonathan Prvce da rol
ahyorlar (Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Sinepop 25111
76, Çembertitaş Şafak 516 26 66, Baktrköy Avşar 583 14
97, Baktrköy İncirü 572 64 39, GaUeria Prestige 560 72
66, Kadıköy Reks 336 0112)
• Emma; Jane Austen'ın yapıtından uyarlanan filmin
yönetmenı Douglas McGrath. Filmde Gwyneth Paltrow,
Toni Colette, Alan Cumming ve Ewan McGregor rol
alıyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Harbiye As 247 63
15, EtUer Akmerkez 282 05 05, Bakırkây Avşar 583 14
97, Altunizade Capitol 3911935, Kadıköy Bahariye 414
35 05)
• Bizim Cafe; Ste\eBuscemi'nin yönettiğı film "1996
Cannes Film Festrvaü'1
nde de göstenlmişti. Mimi Rogers,
Steve Buscemi, Samuel L. Jackson başrollerde. (Beyoğlu
Lale 249 25 24, Bakırkây Avşar 583 14 97, Kadıköy
Broadway 346 14 81)
• lyi Geceter Öpücüğü; Geena Davis ve Samuel L
Jackson'ın başrolleri üstlendığı macera filminin
yönetmenı Renny Harfin. (Beyoğlu FUaş 249 01 66,
Osmanbey Gazi 247 96 65, Bakırköy Carousel 571 83
80, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Moda 337 01
28, Cmraniye Princess 461 03 82, Avcılar Standart 695
36 45)
M Rdye; Ron Howard'ın yönetmenliğini yaptığı, Mel
Gibson. Rene Russo. Ddrov Lindo ve Lili Taylor'un
başrolünü paylaştığı heyecan verici fihuin öyküsü Cyril
Hume'a z\\(Etiler Akmerkez Braun 282 05 05,
Teşvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess 285 06 95,
Ortaköy Feriye 236 28 64, Osmanbey Gazi 247 96 65,
Beyoğlu Atlas 252 85 76, Aksaray Yıldız 589 6138,
Etiler HiUside 263 18 38, Altunizade Capitol 39119 35,
Baktrköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 572 18
63, Bakırköy Cinema 74 572 04 44, Kadıköy Moda 337
0128, Kadıköy Pyramid 348 01 50, Pendik Güney 354
13 88, Çembertitaş Şafak 516 26 60, Florya Prestige 663
28 86)
B Larry Flynt; iki dalda Oscar'a aday gösterilen ve
Hustler dergisinin sahibi Larry FTynt'ın hayatını konu
alan filmin başrolünü \Vbody Harrebon oynarken
yönetmenliğini Milos Forman yapıyor. (Beyoğlu Alkazar
293 24 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Akmerkez
282 05 05, İstanbulprincess 285 06 95, Bakırköy Avşar
583 14 97, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Kadıköy
Kadıköy 337 74 00, Altunizade Capitol 39119 35)
• Aşkın iki Yüzü; Barbra Streisand ve MBridges ın
başrollerini üstlendikleri film Streısand'ın üçüncü
yönetmenlik denemesi. Beyoğlu Emek 293 84 39,
Harbiye As 24765 15, Pakiament Cinema Club 263 18
38, tstanbul Princess 285 06 95, Bakırköy Avşar 583 14
97, GaUeria Presüj 560 72 66, Çemberiüaş Şafak 516 19
35, Fenerbahçe Piramid 348 0150, Kadıköy Reks 336
0112)
• Erkekler ve Kadınlar Kullanma Kılavuzu; geçen
günlerde ülkemıze gelen Fransız yönetmen Claude
Lelouchun yönettiğı filmde Bernard Tapie, Fabrice
Luchini ve Alessandra Martines rol alıyorlar.f Beyoğlu
Beyoğlu 251 32 40, Şişli Kent 241 62 03, Altunizade
Capitol 310 06 16)
• Picasso ile Yaşamak; Antorry Hopkins ve Natacha
McEUıone bir Merchant-Ivory yapımında ünlü ressamın
yaşamından bir kesit sunuyorlar. (Beyoğlu Alkazar 23 24
66, Ortaköy Princess 227 91 47, Teşvikiye AFM 224 05
05, Ortaköy Princess 2279147, Pendik Oscar 390 09
69, Kadıköy As 336 00 50)
• Hayalet ve Karanlık; Michael Douglas ve Val
KHmer'ın başrollerinı paylaştığı fılmın yönetmenliğini
Stephen Hopkins yapıyor/E/ifcr Akmerkez 282 05 05,
Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Teşvikiye AFM 224 05 05,
İstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy Princess 227 91
48) Kadıköy As 336 00 50)
• Ortak; Whoopi Goklberg, Diane VVest'm başrollerini
paylaştığı filmi. Rkhie Rich filminin yönetmenı Donakl
Petrie yönetiyor. (Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Atlas
252 85 76. Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy As 336
00 50)
• Tutku Gülleri; Christian Slater ve Mary Stuart
Masterson, Michael Goldenberg'ın romantık filminde bir
araya geliyorlar. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Altunizade
Capitol 39119 35, Kadıköy Broadway 346 14 81)
• Dırejan; Serpü Çakmaklı, Gani R. Şa%~ata ve Levent
lnanırın başrolleri paylaştığı filmı Şahin Gök yönetiyor.
(Beyoğlu Lale 249 25 24, Çemberlitaş Şafak 516 26 60,
Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy Hakan 337 9637)
•"Kızıl Oidipus Senaryosu Gabriel Garcia Marquez'in
başını çektiğı bır grup senarist taranndan yazılan film,
1996 Cannes'da En lyi Senaryo Ödülü'nü kazanmıştı.
Filmin yönetmeni Jorge .\li Triana
(Beyoğlu Pera 251 32 40)
• Sınrfta Olay VanTom Berenger ve Ernie Hudsonun
başrollerini paylaştığı filmin yönetmenı Robert Mangel.
(Kadıköy Holİywood338 90 76)
U Pinokyo; Martin Landau. Jonathan Ta> lor Thomas,
Rob Schneider ve Bebe Neuwirth'in basrolİerini
paylaştığı filmin yönetmeni Steve Barron. (Şişli Kent
241 62 03, Bakırköy İncirii 572 64 39, Kadıköy As 336
00 50)
• Sleepers; Barn Levinson"ın filminde BradPitt,
Robert de Niro ve Dustin Hoffman'ı izlemek kevifli
(Avcılar Standard 695 36 45, Kadıköy As 336 00 50,
Beyoğlu Atlas 252 85 76)
• Babam SÖz Verdi; Yaratıklar. ınsan olmayan yok
ediciler ve nükleer teröristler.. Arnold Schwerzenegger
başrolde. (Ç. Taş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583
14 97, Bakırköy Avşar 583 14 97, Beyoğlu Lale 249 25
24, Kadıköy Hollynvod 338 90 76)
• Space Jam; Joe Pytka nın yönettıği filmde Michael
Jordan ve Bugs Bunny, teknolojinin nımetleri sonucunda
bir araya ge\iyor.(Bakırköy Avşar 583 14 97,
Karagümrûk Feza 613 16 08, Kadıköy Reks 336 0112,
Erenköy Apollon 362 5/ 00,
KartalKartal389 06l6