Katalog

23ŞUBAT 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HAYVANLAR GVLCEÇ ttotp://www.pl«et.aMi.tr/faflektrorikposttc [email protected] T«fc 0.212.512 05 85 Fab: 0.212.512 44 97 EPOI Toy ifadesini tektümceyle verdi rvn ralannda oyuncu, yönetmen, yazar ve gazetecilerin de bu- lunduğu "Düşünceye Özgür- lük" kitabtnın 1080 yayımcısı- uzunca bir süredir istanbul DGM'de ıfadesi alınıyor. SanıMar rfadelerinde genellikle, dü- şûnceyi ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması ıçin böyte bır kita- bysyımladıklarını belirtiyor, duruşma- lar inlülerin görüntüleriyle süslenerek mecyada haber oluyordu ki geçen çar- şarroa sıra yazar Erol Toy'a geldi. Eol Toy, ifadesinde 28 sözcükten oluşan tek bir tümce kurdu: "Millet adına hüküm veren mahke- melerin bulunduğu bir ülkede, devlet adına cınayet işleniyorsa herhangi bir yerde hâkim olmaktansa herhangi bir zindanda mahkûm olmayı tercih etti- ğim için yayımcılar arasına katıldım." Toy'un bu ifadesi duruşmayı izleyen medya mensuplannın olduğu kadar o gün birlikte yargılandığı öteki sanıkla- nn da pek dikkatinı çekmedi. Mahkeme, duruşmaya ara verdiği zaman, 20 dakıka boyunca kimse Erol Toy'un yanına gelip ifadesiyle ne söy- lemek istediğine ilişkin görüşünü sor- madı. Medya mensuplan ne duruşma sırasında ne de arada Toy'un görüntü- sünübilealmadı. Bırteksavunmanlar- dan Prof. Süheyl Donay. verdiği ifade- den dolayı Toy'u kutladı... Gazeteci vetelevizyoncular, mahke- me koridorunda medyatik sanıklann çevresinde halkalar oluştururken Toy, tek başına bır köşede bekledi. Ne zaman ki duruşma yeniden açıl- dı ve mahkeme başkanı verdiği ifade SESSÎZSEDASIZ nedeniyle Erol Toy hakkında suç duyu- rusunda bulunma karan alındığını açık- ladı, ortaJık kanştı. Fakat duruşma salonunda yalnızca atv kameramanı vardı ve Erol Toy'dan duruşma sırasında çekmediği ifadesi- ni tekrariamasını istedi. Toy, duruşma bittikten sonra salondan çıkmadan ek- ranlara yansıyan o ifadesinı yineledi. Duruşmada duraksamadan verdiği ifa- deyı kameranın önünde yinelerken so- nuna doğru tekledi de... Ve Toy, hiç kimseye görünmeden ar- ka kapıdan çıkıp DGM binasından ay- nldı. Peşinden koşturan gazeteci ve te- levizyoncular Toy'a ulaşamadı. Erol Toy, şimdi suç duyurusuna kar- şılık verceği ifadeyi hazırlıyor. Büyük olasılıkla bu da tek tümceden oluşa- cak... Eğtthne katkı! E ğitime katkı adı arbnda öğrencilerden toplanan paralardan İstanbul Milli Eğitim Müdüriüğü'nün yüzde 6 pay aldığını ve bu paralann öğrencilerin hangi eğitimine katkı sağladığının bilinmediğini biliyor musunuz? İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'in okullara bir yazı göndererek Kumkapı'daki ilköğretim Müiettişleri Kurulu Başkanlığı binasının üst katına teftiş ve soruşturma grup başkanlanyla toplanabileceği bir salon yaptırmak için okularda kalan eğitime katkı payından bir miktar daha para istediğini biliyor musunuz? Yapılacak masrafın kaç para olduğu bilinmeden Vali Yardımcısı ibrahim Turanlı'nın onayı ile para toplanma yoluna gidildiğini biliyor musunuz? Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Temiz toplum için saat 21.00'de bir dakika da musluklan açın. Universitenin kayıp demirlerinin peşine düşene ceza s amsun'dakı 19 Mayıs Univer- sitesi Rektörtüğü, Sinop'un Boyabat ilçesinde bir meslek yüksek okulu inşaatı başla- tır... Sinop'taki arkadaşımız Cengiz Demirel'in bildirdığıne göre inşaatın kontrolörlüğünü universitenin Yapı Iş- lerı veTeknık Daire Başkanlığı eleman- larından Recep Durmuş yürütür. Bir süre sonra bu görev, daire baş- kanı tarafıdan inşaat mühendisi Murat Şenel'e verilir. Şenel geçen yıl eylül ayında Boya- bat'ta yaptığı inceleme sonuncu mü- teahhit Necati Alkan'a teslim edilen 300 ton demirin şantiyede olmadığını belirler ve durumu daire başkanı Yah- ya Dilek'e bıldirir. 12 yıldır Yapı Işleri ve Teknik Daire Başkanlığı yapan Yahya Dilek, deıtıal Boyabat'a giderek kayıp demirieri bi- lirkişi aracılığı ve noter kanalıyla belge- ler... Ardından konuyu belgelerıyte birlik- te 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Osman Çakır ın bilgısine su- nar... Şimdi sırada Rektörfüğün "gereği"ni yapması vardır... 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü "gereği"ni şöyle yapar: Kayıp demirlerin peşine düşen Daire Başkanı Yahya Dilek geçici olarak gö- revinden alınır ve demirlerin kayboldu- ğu Boyabat'taki meslek yüksek okulu inşaatına bekçt yapılır. Inşaattaki demirlerin kayiplara kanş- tığını ortaya çıkaran kontrolör Murat Şenel de görevinden alınır; Şener baş- ka bir göreve verilir. Yapılşleri ve Teknik Daire Başkanlı- ğı'na ise Recep Durmuş getirilir... Kont- rolörlüğü sırasında 300 ton demir ka- yıplara kanşmıştı hani, işte o kişi! Mehmet Sağlam'ın ilkokul müdürü R L Cihan Demirci 'den ry A F O R İ Z M A L A K Hoca hep kendi ağzıyla yakalaıur. Aslında FOSİL dediği de kendi yetıştirdıkleri NESİL! bızdıklarl kadir cengiz amazan da bayramı da bitti ama Bilecik'in Bozöyük ilçesi Akpınar-Şehit Vahit Elmas II- kokulu Müdürü Mustafa Kı- yak'ın bayram kartı elimize yeni geçti. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağ- lam'ın kulaklannı çınlatarak, müdüru- nün bayram kutlamasını okuyalım: "Selamünaleyküm İşte bır Ramazan Bayramına daha kavuştuk. Cenabı Hak bizlerı Rama- zanlan idrak edenlerden, her nefesin- de Hak davası güdenlerden eylesın! Ömür dedığin ne ki? 'Yaradandan ötürü yaradılanı hoş- gör'müyorsan. sadece dünyahk peşin- de koşup kazancından ahıret için ayır- mamışsan, musalla taşında ımamın 'memumu nasıl bilirdiniz' sorusuna ce- maatin 'iyi bılirdik' demesi de boş. Yazılana cevap vermiyorsan, sela- ma mukabele etmiyorsan, gönül yık- mak yerine gönül kazanmıyorsan, sı- la-i rahm... yapmıyorsan, nediyebilinm mı... Allah hakkımızda hayırlısını versın! Versin de kul da biraz gayret göster- sın... Değil mi? Sabah evden müslüman çıkıp ak- şam eve müslüman dönmeyi, Yu- nus'un milyonda bir derecesinde Al- lah aşkıyla yanmayı, bu fıtne fesat bol- luğunda islam ile uyanmayı, 'sıksan şü- heda fışkıracak olan toprağın altında yatanı' tanımayı, mahşer günü habibi- nin şefaatiyle boyanmayı nasıp eyle ya Rabbı! Amin... Ramazan Bayramınız mübarek ol- sun!" Sahte senet düzenliyordu yazar oldu A dalet Bakanı Şevket Kazan "medyayı temizleme" planla- n yapadursun Kuva-yı Medya dergisi iktidann gönlünde ya- tan "hacı-bacı-yağcı" gazeteci mode- lıni belgeleriyle ortaya çıkarmaya de- vam ediyor... Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'le Uludağ'da yaptığı "özel" görüşmede Çiller'e "Zirvedeki kargibi temizim" de- me olanağı sağlayan ve kaleminden her daim yağ damlayan Akşam gaze- tesi yazariarından Memduh Bayrak- taroğlu'nun sahte senet düzenlemek- ten hapis cezasına mahkûm olduğu, piyasadaki itibarını kurtarmak için ka- nsının soyadını almak istediği, başara- mayınca da gazeteci olduğu saptandı. Kuva-yı Medya'nın haberine göre demir ticaretiyle ıştigal eden Memduh Bayraktaroğlu. 29 adet sahte senet dü- zenlemekten yargılandığı Kırklarelı Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 yıl 8 ay hapse mahkûm oldu. Demir taciri Bayraktar-oğlu'nun ha- pis cezası Yargıtay'da 11 Nisan 1989'da onanarak kesinleşti. Sahte senet düzenlemekten sabıka- lı demir taciri Memduh Bayraktaroğlu girdiği cezaevinden 13 Nisan 1991 'de tahliye edildi. Sahtekârlıktan sabıkalı tacir Mem- duh Bayraktaroğlu, piyasada bozulan itibannı, soyadını değıştirerek yeniden kazanmak istedi. Kansının soyadını alıp Memduh Sa- muray olmak için 10 Mayıs 1991'de mahkemeye başvuran Memduh Bay- raktaroğlu'nun bu talebi sabıkalı oldu- ğu anlaşılınca mahkeme tarafından ge- ri çevrildi. Samuray olamayan Mehduh Bay- raktaroğlu daha sonra ticareti bırakıp "gazeteci-yazar" oldu. 'Hıfzıssıhha'da türban yok, bilim var' R efık Saydam Hıfzıssıhha Mer- kezi'nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarının yasak- landığı, bazı personelin tür- banla görev yapmasına göz yumuldu- ğu yolundaki iddialara Sağlık Bakanlı- ğı, Hıfzıssıhha Başkanlığı'na atanan Dr. Erol Afşin'den aJdığı bilgi doğrultusun- da yanıt verdi. Yanıtta, Dr. Afşin'in göreve başlar başlamaz kılık, kıyafet ve çalışma sa- atleri konusunda uyulması gereken hu- susları personele duyurduğu bildirile- rek kurs, doktora, master gıbı eğitim programlarına katılan personelden de- vam ettikleri programlann niteliğinin is- tendiği ve bu amaçla komisyonlar oluşturulduğu açıklanarak "Bu komis- yonlar kanalıyla kurumun bilimsel ve teknik gereksinimlerı çerçevesinde eğitim ve araştırma programlanna gi- decek personelin daha rasyonel şekil- de planlaması yapılmış olacak" denil- di. Bu açıklamaya karşılık, gerek tür- banlı personel gerekse bilimsel çalış- malann engellendiği konusundaki ıddi- alannda ısrarlı ıseler eğer, Hıfzıssıhha çalışanlanndan fotoğraf ve belge bek- liyoruz! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI r 1 2. 3 HARBİ SEMlH POROY GADDAR DAVUT MRIKVRTCEBE UM (CAKATASfSl OOBOU Ç UOLTÜCU.Û' MIRMIRLAR LĞUR DIRIK TARIHTE BUGUN MÜMTAZ .ARIKA\ 23Şubat /349 'DA 8UGÜU, KURAN TURKÇE OLUR MU HİÇ F. 'A/Öf DİYANBT IŞLEKİ BAŞKAU- ç Ç Ş A/£5£V OLMUÇ- TU.AHMEr HAMır ££L6İL, "DOrtAIEr rÇLEeı SAŞKANI, %,95'î MUSLU/UIAN OLAN gUM/Ll^TİU, KU&AN'r VfZ4W?/V >«SV- Dl DİLtAJÜE OICUY/4CAĞ/AJ/ /IÇllCLAŞfU " O£M£Sı ÛZSRİNE HAISA £L£tcrei/CL£NMlÇn. İB&4H/M AI/eASIN AYAĞA &€-. CAYA£AK, ££LGlL'£ AĞZ/MA 6SLEMI SÖYL£lui£Y£ S4Ş- LAMtÇ, ONU BAŞKALA& OA P£STBKL£IH/Çrİ. KÜS- SÜYE 6EL£M H£CArı £/5P£M, ALLAH *Z£LAMf " OLAN AY£rL£J?İM /NDre/LX>'<£t StÇ/Mt>£ AGAP- ÇA KALAA4SI G£/Se<rtĞtN/ 8/tOıRMlŞrr. BAŞ6A- KAM Ş£MSE7~rİM GÜNAL7>ly OA, ARAPÇA fiCU/e- ANt QNAYLA/e 618İ KÇ+JUÇAKAK, 8U 7?ierrf- MALA&rN M£CLi£lN r'Şr OIM4PI6IHI SÖYLEMffTTf.