25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 SUBAT1997 PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Keskiı'h evi kırşunlandı • AVKARA (Cumhuriyet Bür»u)-Şenatcı basın taramdan hedef gösterilen CHJ Geıel Sekıeten Adıan fcskın'it kiracısının oturiuguev, dün akşam saaterince karşunlandı. Eveoır kurşun isabet edeıten clayda ölen ve yaraanar ohnad:. Keskin'm mill<tvek_li lojmanlanndaki evin arayan bir kişinin Keslin'ir vurulup vurumadığını sorduğu bildnldı. Cumhuriyet'in sorulınnı yanıtlayan Adnan Kesfcn, RP Rtze Milktvekıli Şevki Yılmız'la televızyonda yaptıiı tamşmanın ardından yoğıu tehditler aldıgını vurgdadı Keskın, "'Şenatçı Akit zaze'.esı faks ve telefcn numaralanmı yayırnJaıruştı. Bu yayının ardınJan mesajlar arttı" dedi. Almanya'da Kazan'a protesto • FRANKFIRT(AA)- Avnjpa Alevi Birlikleri Fedensyonu, "Sürekli Aydınlıİc fçin Bir Dakika Karanlık" eylemini desteklemek ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın "Mum söndü oynuyorlar" sözünü protesto etmek amacıyla dûn Frankfiırt'ta bir yünîyüs ve miting düzenledi Kentin eski opcra binası önünde başlayan yürüyüş, Rebbstock Meydanı'nda düzenlenen mıtıngle sona erdi Alman Yeşiller Partisı Milletvekili Cem Özdemir'in de yer aldıgı yürüyüşe katılanlar, mum yakarak Türkiye'deki eylemi desteklediler. Pompalı tüfek tartışması • ANKARA (AA)- Emniyet Genel Müdürü Alaaddm Yüksel, Türkıye'de 55'i pompalı silah üreten 161 yivsiz tüfek imalathanesi bulunduğunu bildirdi. Bugüne kadar 85 bın adet pompalı tüfeğe ruhsat verildiğini kaydeden Yüksel, en çok pompalı tüfeğın tstanbul'da olduğunu ifade etti. Pompalı av tüfekierinin 2521 sayıh kanun hükümlerine göre, Sanayı ve Ticaret Bakanlığı'nın uygun görûşü üzerine ve tçişleri Bakanlıği'nın izniyle üretildığıni belırten Yüksel, halen Türkiye'de 161 adet yivsiz av tüfeği imalathanesi bulunduğunu bildirdi. Itohınmıışluk ülkenin sorunu' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-CHP Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Yetenç, solun bölünmüşlüğünün. ıkı partı temsilcilerinin sorunu olmaktan çıkjp ülkenin sorunu h.aline geldiğini belirtti. CHP'nın, genel başkanının etrafında birleştiğini kaydeden Yetenç, DSP liden Bülent Ecevit'in CHP'ye yönelik "batan gemi" şeklindeki sözlenni eleştirdi. Yetenç, !"CHP"nin kaptana ihtıyacı iyoktur. Kaptanı, Gazi Mustafa Kemal'dir" dedı. Atama kararları • ANKARA (AA)-Sağhk Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Rıfat Köse, başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alındı. Resmı Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan atama kararlanna göre boşalan Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne, tstanbul Istinye Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Feyzullah Cihanser Erel getirildi. Bayındırhk ve Iskân Bakanlığı 'nda açık bulunan Müsteşar Yardımcılığı'na Başbakanlık Basın ve HalkJa tlışkıler Müşavıri Sabri Özkan Erbakan, .Ulaştırma Bakanlığı Müşavırlığıne Adnan Akın, Bağ-Kur Genel Müdür Yardımcılığı'na Etimesgut Belediye Başkanlığı APK Müdürlüğü Başkan .Yardımcısı Cemil Alimogullan, Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Boru Hatlan ile Petrol Taşıma AŞ Genel Müdür Yardımcılığı'na aynı yer elemanlanndan Ilhan Ekinci atandılar. Bu arada, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Türkiye Gübre Sanayıi AŞ Genel Müdür Yardımcısı Lütfiye Kartal başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınırken, yerine Mahmut Cengiz Acar getirildi. RP lideri, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'in de kendileri gibi düşündüğünü söyledi Erbakan seıdatı savundu SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA- Başbakan Necmettin Erbakan. şeriatın tslamı kurallann bütünü olduğunu savunurken, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in de bu konuda kendileriyle aynı düşünceye sahip oldukJannı söyledi. Erbakan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei'le yaklaşık 1.5 aylık bir aradan sonra öncekı akşam yaptığı görüşme öncesınde partisinin başkanlık dıvanı toplantısına katıldı. RP'nin şenatçı çıkışlan karşısmda artan toplumsal muhalefetten rahatsız olan Erbakan'ın, başkanlık divanı toplantısında da bu yöndekı görüşlerinı dıle getirdiği öğrenildı. Alınan bilgıye göre, şeriatın tslami kurallann bütünü olduğunu belirten Erbakan; ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "Şeriata karşı yürünmez, ancak şeriata saygı duyulur" şeklindeki açıklamasını anımsattı. Yılmaz'ın bu konuda RP ile aynı düşünceye sahip olduğunu kaydeden Başbakan Erbakan, "Ecevit bik bu noktada*7 dedı. CHP'ye yönelik eleştınlerini yineleyen Erbakan, bu partınin halkı sokağa dökme gayreti içinde olduğunu savunarak, bunun yaratacağı sakmcalan Cumhurbaşkanı DemireFe de anlatacağını kaydetti. CHP'nin yönetim kadrolannın ızlediği politikalann tabanda rahatsızlık yarattığım öne süren Necmettin Erbakan, " O vatandaşJanmıa da dikkate alırsak halkın yüzde 95'i için şeriat İslami çizgivi ifade etmektedir. Yüzde 5'in bunu reddediyor olması bir anlam ifade etmez. Laikliğin elden gittigini sö> leyenler, laikliğin gerçek anlamını bilmeyenkrdir. Uç-beş gazetenin yazdıklan ya da bir lasun azmlıgın yapüklan, tepkileri toplumu bağiamaz" diye konuştu. Başbakan Erbakan, Cumhurbaşkanı Demırel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller ile "aralannın çok iyi olduğunu" savunarak, "Herhangi bir sorun yok. Ancak ortaya bir sorun çıkarsa bu da diyaJog yoluyla aşûır" dedi. Demirel'le ters düştü Erbakan, şeriat konusundaki görüşleriyle, ibadetin özgürce yapıldığı Türkiye'de şeriat istemenin "din devteti istemek" anlamına geleceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Demirel ile de ters düştü. Erbakan, dün de Kızılay- Batıkent metro hattının deneme seferinin açılışını yaptı. Törene katılanlann tekbir getirmesi üzerine, "Provokasyon endişesi var. Lütfen 'Başbakan Erbakan' stoganlan dışuıda slogan atmayın" anonsu yapıldı. Erbakan, RP ve DYP'nın yeniden büyük Türkiye'nin kurulması için gecelı gündüzlü çalıştığmı söyledi. Erbakan. 100 milyar dolarlık proje hazırlandığını kaydederek, hızlı tren, yeni Boğaz köprüsü, o'toyollar, santrallar ve atom santralı inşaatına bu yıl başlanacağını kaydetti. Dünyada birçok ülkenin " a a reçete" uygulayarak ekonomilenni düzelttiklerini savunan Erbakan, Türkiye'de "tatfe reçete"nin uygulandığını bildirdi. İHD'de yapılan açıklamada. polisin Gebze Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ava'ya işkence yaptığı beürtflerek herkesin duyarh olması istenildL 21 yaşmdaki Zeynep Avcı, Izmir'de polislerin tecavüzüne uğradığını öne sürdü GözaUiiMİa tecavüz iddiası İstanbul Haber Servisi - Gebze Cezaevi'nde tutuklu bulunan 21 yaşmdaki Zeynep Avcı, tzmir'de • iki ay öncç poIisieT tarafından gözaltına alındıgı sırada kendisine tecavüz edildiğıni öne sûrdü. Avcı adına açıkJama yapan avukatı Eren Keskin. polisin müvekkiline ınanılmaz işkenceler yaptığını belirterek duyarlı herkesi Avcı'ya destek olmaya çağırdı. Gözaltında tecavüze uğradığını savunan 21 yaşmdaki Zeynep Avcı'nın avukatı Eren Keskin ile IHD İstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar, İHD'de basın toplantısı düzenlediler. Müvekkilinin iki ay önce Jzmir'de gözalöna almdığını ve ve götüriildüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde işkenceye maruz kaldıgını vurgulayan Keskin, Avcı'nın ağzından şunlan okudu: "Şubede boynumun altına ıslak bir sünger koydular ve elektrikli bir tezgâha yatırdılar. Birkaç saat boyunca aralıklı olarak elektrik verdiler. Bu sürede biıiikte gözaltına almdığımız R.K.'nin haykınşlannı dinl^thorlardı. Bu işlemden sonra başka bir masaya almdım. Bir süre önce kist ameüyatı olmnşrum. Ameliyat yerime soğuk bir şey dayadılar. Tabanca olduğunu tahmin ediyorum. Ve bir cop getirdiler. Bana diz üstfi çök dediler. Hafif hafif copu arkamdan sokmaya başladüar. Ve beni birden itip copun üzerine oturttular. Kanama başladı. Sonra tekrar yaönp elektrik vermeye başladüar. Bu arada aralannda 'Tadı damağimda kaldı' diyerek konuşuyorlardı. Tam o sırada biri gekiL, üzerime çıkü ve bana tecavüz etti. Kan getaıeye *** •• başiadığnu hissettim. Sonra hiç - ara vermeden elektrik vermeye başladılar." Avcı ile birlikte gözaltına alınan R-K.'nin işkenceci polisleri gördüğünü söyleyen Keskin, "RIC Zeynep'e tecavüz eden pofisin. sanşui sariak bmkb, saçuıın önü dökülmüş oiduğunu ve diğer polislerin kendisine şef diye hitap ettiğini söyledi" diye konuştu. Mesut Yılmaz Sincan'da govde gosterisi yaptı 'RP giderse rejim sorunu kalmaz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAP Genel Başkanı Me- sut Yıhnaz, 8 aylık RE- FAHYOL iktidan döne- minde her gün yeni bir re- zalet yaşandığını, Türk devletinin dünyadakı itiba- nnın "iki paraİık" olduğu- nu ileri sürerek, "Erba- kan, devraidığı Türki- ye'yi geri versin razıyım" dedi. Yılmaz, "Türkiye'de rejim meseksi yok" diyen Erbakan'a, "RPgiderse re- jim sorunu kalmaz" yanıtı- nı verdi. ANAP, partiden MHP ve RP'ye transferler olacağı söylentilerine, dün RP'li belediye başkanı tara- fından düzenlenen Kudüs Gecesi'nde şeriat çağnlan- nın yapılmasının ardından, caddelerinden tanklann geçtiği Sincan'da yaptığı gövde gösterisiyle karşılık verdi. ANAP Sincan ıiçe örgüt binasının hizmete açılması dolayısıyla düzenlenen tö- rene, Mesut Yılmaz'la bir- likte çok sayıda partıli mil- letvekili ve yönetici katıl- dı. Kalabalık bir topluluğa hitap eden Yılmaz, 8 aydır ışbaşında bulunan REFAH- YOL iktidannda her gün yeni bir rezalet yaşandığını belirterek, "Bu Kazan'lar oklukça rezaletlerde bitme- yecektir" dedi. Erbakan'uı zam yapma- yacaklanna ilişkin sözleri- ne karşın her gün yeni bir zammın yürürlüğe gırdıği- ni anlatan Yılmaz, Türk devletinin dünyadaki itiba- nnın da "iki paralık" oldu- ğunu söyledi. Yılmaz, "Er- bakan, devraidığı Türki- ye'yi, Türkiye'nin itibaruıı geri versin razmm" diye konuştu. Erbakan için, "Gitti elin bedevisinden azar işitti gekü. İran büyü- kelçisi Türkhe'de İsrail'e sövdü. O gitti, İsrail ile halk- tan gizü 2 anlaşma yaptı" dıyen Yılmaz, hükümetin 8 ayda yaptığı en kötü işin yolsuzluklann, hırsızlıkla- nn gizlenmesi olduğunu söyledi Yılmaz, "Onlarld, hırsızlıklan örtmüş, hara- ma şahadet etmişleıîdir, adil düzen di> egelip adaletikat- letmişlerdir, ne Taksim'e, ne Çankaya'ya yapacaklan cami onlann günahlannı örtcbilir'" dedı. Mesut Yılmaz, daha son- ra Sincan Sanayici ve Işa- damlan Derneği (SİSİAD) ile ANAP Etımesgut ilçe örgütünü zıyaret etti. Gezı- si sırasında gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Yılmaz, Başbakan Erba- kan'ın Türkiye'de rejim sorunu yok" sözlenyle il- gili olarak, "RP giderse, Türkiye'de rejim sorunu da kalmaz" dedi. Ciller umutlu 'Hükümet sürecek' • Başbakan Yardımcısı Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, "önkoşulsuz koalisyon görüşmesi" önerisini, REFAHYOL hükümetinin süreceğini belirterek reddetti. ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, "rejimi kurtarmak için RP'yi dışanda bırakacak önkoşuisuz koaiisyon görüşmesi >apılması" önensinı reddetti. Hakkındaki Meclis soruşturmalan ile ilgili oylamalar öncesinde Yüce Divan'dan kuıtulmayı garanhlemek ıçın BBP'ye "ücflncü ortak d " önerisi götürduğü belırtılen Çiller, "kimse hükümetin devam etmeveceği üzerine hesap yapmasuı. Hükümet görevini sonuna kadar sürdürecektir" dedı. Bülent Ecevit'in, üçüncü lcişı başkanlığında yeni hükümet arayışına sıcak baktığını ve DYP ile "önkoşubuz koalisyon'' görüşmelerine hazır olduğunu açıklayan Yılmaz'a, Çiller'den "bayır" yanıtı geldi. Hakkındaki malvBrlığı, TEDAŞ ve TOFAŞ ihalelenyle ilgili Meclis soruşturmaJannın genel kuruldaki görüşmeleri öncesinde BBP'ye hükümet ortaklığı önerisini doğrudan götüren Çiller, ANAP liderinin çağnsına olumsuz yanıt verdi. Çiller, Türkiye Gazetesi ve TGRT'de yayunlanan demeçlerinde, hükümetin süreceğini vurguladı. Çiller'in, rejimi doğrudan tehdit olarak algılanacak gelışmeler olmaması ve baskı altında kalmaması durumunda RP ile koalisyonu sürdürmeye kararlı olduğuna dikkat çekildi.Çiller'in protokol uyannca 1998 Temmuzu'nda başbakan olma hesaplannı da dikkatten uzak tutmadıgına ışaret edildi. IRMIKIAYDEV ENGtN e - mail: engin @ planet.com.tr "Sürekli Aydınlık İçin Bir Da- kika Karanlık" bu topraklarda tanık olunan en büyük kitlesel eyiem. Bu topraklarda tanık olu- nan en büyük ve katıksız yurt- taş (sivil) eylemi. Beğenılsin beğenilmesin, ye- terli bulunsun, çocuksu bulun- sun, "N'oldu yani, biraysürey- le ışıklan yakıp söndürdük; çe- teler mi dağtldı, suçlular sanık iskemlesine mi oturtuldu, do- kunulmazlık zırhının ardına sı- ğınanlann bu zırhlan mı delindi, saydam bir hukuk devletine mi ulaştldı?" densin denmesin, ey- lemin yaygınlığını, milyonlann gönüllü katılımını, zordan zor- balıktan tümüyle annmışlığını tartışan olmasa gerek. Peki bu eylemin karşrtları kim? Kim ürktü bir dakika ka- ranlıktan? Kimi çileden çıkan- yor göz kırpan evler, ateşböce- ğine dönüşen pencensler, bal- konlar? Refah? Yöneticilerin söylediklerine bakılırsa öyle gibi. Biri "fesat" dedi, öteki "çocukça" dedi, da- ha ötekı "mumsöndü" benzet- mesı yapmaktan utanmadı. Ama kabul edin ki Refahlılar Karanlığın Zorba Bekçileri bu konuda ne bir bütünlük gös- terebildi, ne de karşı çıkışlan -en azından şimdilik- şiddete yöneldi. Eğer bir dakika karan- lık eylemi çocukça ise, Refah tabanı da çocukça karşı çıkma- yı yeğliyor. Onlar da inadına evlerindeki bütün ışıklan yakıyortar. Refah seçmeni ağıriıklı sokaklarda, mahallelerde turlarsanız, bu ayın sonunda o evlere gelecek elektrik faturalannın alışılmıştan daha kabank olacağını kendi- niz de çıkarabilirsiniz. Buna kimsenin itırazı olmasa gerek. Hiçbir çifte standarda yaşam hakkı tanımayan de- mokratlık, dileyenlerin her ge- ce saat 21 .OO'de ışıklanna göz kırptırma hakkını olduğu kadar, bütün ışıklan inadına yakmaöz- güriüğünü de savunmak zorun- da Olsa olsa "Bu ayıp Refahlıla- ra ömür boyu yeter" dersiniz. Yerden göğe de haklı olursu- nuz. Ülkenin çetelerden anndı- nlmasını, çetelerı yakalayıp yar- gılamak için çaba gösterenleri desteklemeyi, ülkenin bu denli kirlenmişliğine tepki duyduğu- nu ifade etmeyi amaçlayan bir eyleme karşı çıkmanın, göz kır- pan ışıklara karşı inadına ışıkla- n yakmanın tek anlamı var. Her gece 21 .OO'de ışıklannı inadına yakanlar isteseler de istemese- ler de "Ben çetelerden annmış bir ülke istemiyorum; çeteleri yakalayıp yargılamak için çaba harcayanlan desteklemiyorum; bu kirlenmeye tepki duymuyo- rum" demiş oluyoriar. Ama kestirmek hiç de zor de- ğil. Refah seçmeni olan, Re- fah'a yakın duran, bu yüzden de ışıklannı inadına yakanlar ne çeteleri destekliyor, ne çeteler- den hoşnut, ne de çetelerin kol gezdiği, egemen olduğu bir ül- kede yaşamaktan mutlu. Ancak siyasal bilinçlerinin acınacak düzeyi, kul olmaktan yurttaşlığa sıçramalannı zoriaş- tıran, hatta engelleyen ınançla- n onları bu tercıh çatalında ömür boyu taşıyacaklan bir utancın batağına çekiyor. Refah'ın tepesindekilerin kör iktidar hırslanyla, "Çefe mefe, temiz toplum filan derken bu koalisyon bozulur, biz de birda- ha hükümet koltuğuna otura- mayjz" korkusuyla karşı çıkışla- n Refah kitlesini de peşleri sıra sürükledi. Onlan utançlanyla baş başa bcrakalım geçelim ve MHP kad- rolanna gelelim.. Eyleme bilinçle ve açıkça kar- şı çıkan esas siyasal güç MHP kadrolanndan geliyor. Zor kul- lanmaya hazıriar ve ufaktan ufaktan kullanmaya da başla- dılar. Kurtbaşı işareti yaparak so- kaklara dökülüyoriar. Elazığ'da Mehmet Ağar'ın çevresini sa- np "Türkiyeee seeeninleguurur duyuyorrr!" diye böğürüyoriar. Bir spor salonunu dolduran ka- labalığı, göz kırpan milyonlarca ve milyonlarca eve yeğleyip kendini güçlü sanan Ağar da aydınlık özleyenleri tehdit edi- yor: "O dillerı kesmesini biliriz" diyor ve bir salonu dolusu "kurt- başına tapanlar yığını" alkışlı- yor. Bozkurt selamıyla kimlik bil- dirimi yapan genç "ÇatJılar"sü~ rekli aydınlık eyleminin sokakla- ra taşmış savunuculanna sata- şıyor, ters bakıyor, laf atıyor ve hır çıkanmaya çabalıyor. Kimi yerde çıkanyor da. Refahlılar -en azından şimdilik- evlerini aydınlatmaklayetiniyoriar. MHP ve BBP'liler ise parti binalannı ışıkla donatıyorlar, ileride hesap sormak üzere liste düzenliyor izlenimi vererek göz kırpan ev- ler arasında devriye geziyoriar. Neden? Yanıt pek kısa: Eylem adresi- ni bulduğu için. Genç Çatlılar si- yasal içgüdüleriyle bu eylemin kendilerine, salt kendilerine, kendilerini var eden, besleyen, ise koşan, ödüllendiren devlet anlayışına yöneldiğini fark etti- ler. Tepkileri doğaldır ve hakhdır. Herkes kendini savunur. Ka- tiller de, katil adaylan da... Her- kes kendi düzenini savunur Kendilerini, tıpkı ağabeyleri, ağababaları gibi besleyecek, işe koşacak, yeşil pasaportlar, silah taşıma ruhsatlan verecek, ödüllendirecek, onuriandıracak (!)düzeni... POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA . .Kırda Bir Çiçek Gibi. Demir parmaklıklann bittiği yerde, kirii beyaz taş duvar başlıyor. Kiremitleri kararmış görkemli yapının bahçesinde çınar ağaçlan sanki yüzyılın yalnızlığını yaşıyor... Çocuklar o geniş avluda top oynuyor sabahtan beri... Gökyuzü, çeiikle aynı örste dövülmüş gibi sa- kin vesessiz... Bir kadın dolaşıyor ortalıkta, bir erkek gri gözler- le kovalıyor bilinmeyen aşkı, kaçan güneşe inat. Bahçede bir çiçek boynunu büküyor, terk edili- şin acısı içinde. Birtürkü başlıyor boşalmış kentle- rin o kör durağanlığını yaşayarak... Erkek, "Gözlenn bir şeyler saklıyor" diyor kadı- na omzundan tutup koltuğa oturturken. Kadın, saçlannı savuruyor o anda, gözbebeklerindeki tutkusunu saklayarak. Erkek, "Otursana" dediğin- de, kadın inatla ayağa kalkıyor: "Bana buyruk verme!" Karanlık sislerinde gece yansı nöbetler başlıyor o anda... Kulelerde pariayan ışık, o boşaltılmış kentin ha- pishanelerinde bir başka evreni yansıtıyor. Ses- sizliğin uğultusunda fark edilen bir çığlık, büyüse) tutkunun içinde çoğalıyor... Mihail Yuryeviç'in Daryıl geçitinde, çarpışıp par- çalanan dalgalanyla yeni öpüşleri, yeni okşayış- ları anımsatıyor bir başka fotoğraf o yalnız bek- leyişin içinde... Gözleri ne renk, gözleri acılı mı? Acaba yalnız aşk mıdır onun yüregini acılarla bü- yüten, çılgınlık mı ısıtan yüregini yoksa? Sevdiği bir tek, bir tek kişi mi? Eskı günlerın aşklanyla kor- kulu bir bekleyişte mi? Demir parmaklıklann bittiği yerde taş duvariar başlıyordu... Kadın en<eğe bakıyordu saatlerdir... Birden silah seslen duyuldu. O boşalmış sakin kenrte gece yansı yarasalan sokaklan doldur- du... Siyah, kalın kadife perdeleri çekti kadın, erkek ta- van arasına gızlendı... O anda Jose Marti'nin sesi, karanlığın içinde bir ışık gibi odaya süzüldü: "Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde Yeryüzü uzansın altımda sessiz. Ben aydınlık ve özgüriük delisiyim Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim." • • • Çocuklar o geniş avluda top oynuyor sabahtan beri... Bir masal anlatıyor ak saçlı, mavi gözlü nine to- rununa. Kalın, siyah kadife perdeii evin tam karştsında- ki taş binada, bir başka öykü yaşanıyor. Devrim- den önce belki Paris belki de Moskova'dır o önü- müzde duran, grileşen tonlardaki yalnıztık... Biraşktıryaşama, sarmaşıklan anchran, toz pem- be umut dağrtan, sonbahann şiiridir ellerimizi, avuç- lanmızı terleten. Bir düştûr yaşanan, savaş çığırt- kanlanna inat sevdanın bilinmeyen büyüsüyle içi- mizi ısıtan... Gökyüzü çelikle aynı örste dövülmüş gibi sakin vesessiz... Kadın saçlannı savuruyor, kadın siyah giysile- ri içinde erkegine sanlıyor... Silah sesleri durmuş, patlamalar işitilmiyor... Kadın diyor kı erkeğe: "Sevinç vermiyor bana hiçbir çınıltı, senin sev- gili adının çınıltısından başka..." Erkek elleri ceplerinde, biraz ürkek tavana bakı- yor... Kadına usulca yanıt veriyor: "Aşkından başka güneş yok bana..." Vladimir Mayakovski geçiyor o anda... Diyor ki: "Yürek bir motordur, ruh da onun çalıştıncısı..." Tütün dumanı kemiriyor havayı... Demir parmaklıklann bittiği yerde, kirii beyaz taş duvariar, çınar ağaçlannın yüzyıllık yalnızlığıyla dalga geçiyor... • • • Bir gün ansızm çıkıp geliyor aydınlık, o düşleri- mizde yaşadığımız sevinç ve özgüriük... Umut paramparça değil, yabanıl degil sevişme- lerimiz... Çocuklanmız kendı geleceklerinden tedirgin ol- muyor, çocuklanmız kendi özgüriüklerinin keyfini çıkanyor... Artık haykırmalıyım doğan güneşe, denizlerde- ki balıklara, uçan kuşa, doğadaki çiçeklere, boşal- mış kentlerin sokaklanndaki yalnızlığa... Konuşmalıyım o suskun ve yalnız olan o yüzyıl- lık çınaria... Evet haykırmalıyım aşkıma: "Aşkından başka deniz yok bana..." Sonra kaçmalıyım sevginin coşkuiu ırmak gıbı aktığı yaşamın ortasına... Kaçmalıyım, hiç yorulmadan... Internet http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Ptanetcom. TR ÇAĞDAŞ YAYINLARI HİKMET ÇETİNKAYA AŞIK KADINLAR SOKAĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle