25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23ŞUBAT1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 200 bin soydaş sınırdışı edilecek• Balkan Türkleri Davanışma Demeği Başkanı îsmet Sever, genelgeyi son derece talihsiz bir uygulama olarak nitelendirdi. Sever, sorunun Bulgaristan'la yapılacak köklü bir göç anlaşmasıyla çözümlenmesi gerektiğini söyledi. YUSUFZtYAAV Türkıye'de 4 yıldır turist vizesiyle yaşayan 200 bin Bulgar soydaş, 1 nisana kadar sınır- dışı edilecek. Başbakanlığın 20 şubatta ya- yımladığı genelge, Türkiye'deki göçmen der- nekleri arasında tepkiyle karşılandı. Balkan Türkleri Dayaraşma Derneği Baş- kanı Îsmet Sever, sorunun Bulgaristan'la ya- pılacak köklü bir göç anlaşmasıyla çözümlen- mesi gerektiğini kaydederken Göçmenlere Yardun Derneği Başkanı Fahri Vatansever de devletin soydaşlann Türkiye'de yaşamasına yıllardırgözyumduğunu söyledi. tçişleri Ba- kanlığı Müsteşan Teoman ÜnsaL soydaşlann sınırdışı edilmemesi için ara formül bulmaya çahştıklarmı bildirdi. Bulgaristan'dan 1992'de Türkiye'ye turist vizesıyle gelen 200 bin soydaşın ıkamet sü- relerinin uzatılmasına son venldi. Balkan Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı îsmet Sever, genelgeyi "son derece talihsizlik" dıye nitelendirerek Türkıye'nın dış politikası ge- reği Bulgaristan'daki Türk varlığının korun- ması için köklü çözümler bulunmasını iste- di. Bu politikanın genelgeyle yürütülemeye- ceğinikaydeden Sever, şunlan söyledi: "Bul- garistan'dan 1992'den sonra zorunlu olarak Türkiye'ye göç eden 200 bin soydaş turist vi- zesiyle Türkiye'deyaşıyor. Bulgar soydaşlann aüeleri, zorunlu göçler nedeniyle parçalandı. Parçalannuş aile sorununa köklü bir çözüm bulunması gerekiyor. Bulgaristan ile Türkhe arasında köklü ve kapsamb bir göç anlaşma- sıyla bu sorun çözülebilir. Bu anlaşma, 18 ya- şın alO ile 55 yaşın üstündeküeri de kapsama- bdır. So> daşlara çifte vatandaşlık uygulaması getirilmelidir.'' Göçmenlere Yardım Derneği Başkanı Fah- ri Vatansever ıse genelgenın, nisan ayındakı seçimlerde AJımet Doğan'ın lıderlığindekı Hak ve Özgürlükler Partisi'ne oy desteği sağ- lamak için yayımlandığmı belirterek, "Tür- kiye'ye 1992'den önce gelen soydaşlara af ser- tifıkası verikü. 1992'den sonra turist vizesiyle gelen 200 bin soydaşın Türkiye'deki ikamet süreleriıün bu genelgeyle uzaülmamasu bu in- sanlan zor durumda bıraktT dedı. Içişlen Bakanlığı Müsteşan Teoman Ünsal ise genelgenın Başbakanlık'a ait olduğunu belirterek Içışleri Bakanlığı'nın yalnızca ge- nelgeyi valiliklere gönderdiğını kaydetti. tstanbul Valisı Rıdvan Yenişen de genelge- nin henüz ellerine geçmediğini belirterek "Genelge bize ulaşüğmda bakanz. Hüküme- te soranz" dedi. Açlıktan olmek üzereydiler Yavuz ailesi valilik korumasında• Diyarbakır Valisi Emir Durmaz, Diyarbakır'daki hastanelerde tifo teşhisiyle tedavi altına alınan ailenin tüm gereksinimlerinin bundan böyle valilik tarafindan karşılanacağını söyledi. ENVERSEVtŞ DİYARBAKIR- Diyarbakırın Bağlar beldesinde bir gecekonduda komşulannın fark etmesi üzerine açlıktan ölmek üzereyken bulunan 7 kişilik Yavuz ailesıne devlet sahip çıktı. Diyarbakır Valisi Emir Durmaz, Diyarbakır'dakj hastanelerde tifo teşhisiyle tedavi altına alınan ailenin tüm gereksinimlerinin bundan böyle valilik tarafindan karşılanacağını söyledi. Devlet Bakanı Saeit Günbey ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan Yavuz ailesine düzenli bir şekilde yardım yapılacağını bildirdi. Diyarbakır'ın Bağlar beldesinde önceki gün açlıktan ölmek üzereyken Sağlık Müdürlüğü ekiplerince bulunan baba Ceial veeşi Dflber Yavuz ile 2 - 13 yaşlan arasındaki çocuklan M., M, S., Ö. ve M-'nin açlık nedeniyle tifo hastalığına yakalandığı anlaşıldı. Diyarbakır Devlet ve Çocuk hastanelerinde tedavi altında tutulan ailenin tüm sağlık giderleri Diyarbakır Valisi Emir Dunmaz'ın emri ile Sağlık II Müdürü Mehmet Batki tarafindan karşılanıyor. Sağlık Müdürü Batki, Yavuz ailesinin tüm ihtiyaçlannın eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, aile fertlerinin uzun bir süre hastanede kalabileceğini belirtti. Diyarbakır Valisi Emir Durmaz ise aileye hastanede giyecek yardımı da yapılacağını söyledi. Yakınları konusmaktan kacındı Değer ın olumu soruşturuluyor Vurt Haberieri Servisi- Diyarbakır'daki Üniversite Köprüsü altında önceki gün ölü olarak bulunan CHP Diyarbakır II Başkanı Mesut Değer'in amcasının oğlu Hüseyin Değer, toprağa verildi. Polis. "kara para akladığı r> iddiasıyla da yargılanan Değer'in ölümü ile ilgilı kapsamlı bir soruşturma başlattı. Önceki gün Silvan . yolu üzerindeki Universıte ; Köprüsü altında elleri ve :ayaklan bağlandıktan sonra kafasından kurşunlanarak öldürülmüş •olarak bulunan Hüseyin Değer, dün iki bine yakın lcişinin katıldığı bir cenaze •töreniyle toprağa verildi. Kurşunlu Camii'ndeki '.cenaze namazından sonra ! Çifte Havuzlar . Mezarhğı'nda toprağa verilen Değer'in caneze törenine Diyarbakır • Emniyet Müdürü Yavuz Elbirier de katıldı. Değer'in yakınlanna •başsağlığı dileyen Elbirier, olayla ilgili soruşturmanın kapsamlı bir şekilde .sürdürüldüğünü söyledi. 'Değer'in yakınlan ise cinayetle ilgili konusmaktan kaçındılar. Polis, olayın siyasi bir cinayet olup olmadığı konusunda da incelemesini sürdürürken Hüseyin Değer'in amcasının oğlu Mesut Değer'in CHP il başkanı olduğu, kardeşi, işadamı Aziz Değer'in de son genel seçimlerde ANAP'tan millervekili adayı olduğu öğrenildi. Değer'in amcası Hasan Değer'in de eski CHP milletvekillerinden olduğu belirlendı. Diyarbakır'da döviz bürosu işleten Hüseyin Değer, önceki sabah evinden çıktıktan sonra kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafindan kaçınlarak öldürülmüştü. Değer'in cesedı ile arabası 300 metre ara ile bulunmuştu. PKK itirafçılanndan Engin Karadağ'ın "PKK'j* yardun edjyorlar" suçlamasında bulunduğu 150 kişilik işadamı listesinde de adı geçen Değer'in, bu suçlamadan önce de "PKK adına para topladığı'' iddiasıyla yargılandığı, ancak suçsuz bulunarak serbest bırakıldığı öğrenildi. Değer'in, "karapara aklamak" suçlamasıyla da yargılandığı bildirildi. Diyarbakır DGM'nin 12 Şubat 1996'daDeğer'i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktığı belirtildi. Karaören: Eğitim inişe geçti Hasan Âli Yücel ve Raufînananıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitimciler Derneği (Eğıt-Der) Genel Başkanı Mustafa Gazala, Hasan Âli Yücel ile Rauf Inan'ın banşçı, laik ve bilimsel eğitimin öncüleri olduğunu belirterek "Bugünün parah, birtik içinde olmayan, niteliği düsük eğftim sisteminin tersine; bu iki eğitimcinin öncülüğünde kurulan köy enstitükri, aydmlanmaa bir eğhhn uygulamışOr" dedi. Eğit-Der'ın yaym organı "Abece" ve Öğretmen Dünyası dergilerinin ortaİdaşa düzenlediği toplantıda Yücel ve Inan anıldı. Toplantıda konuşan gazetemiz yazan Sami Karaören, Yücel ve Inan'dan sonra Türkiye'de eğitimin inişe gectiğini söyledi. Gazalcı, Hasan Âli Yücel'in Türkiye'deki çağdaş eğitimin temellerinin ahlmasında katkısının büyük olduğunu söyledi. Gazalcı, "Bugünün paralı, birtik içinde olmayan, niteliği düşük eğitinı sisteminin tersine; bu iki eğitimcinin öncülüğünde kurulan Köy Enstitüleri, aydınlanmacı bir eğitim uygulamışür" dedi. Bcıskıya karşın sürekliaydınlığa devam Haber Merkezi - "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Ka- ranbk" kampanyası, sonuna doğru kitlesel katılımlarla hızla yayılıyor. Bir grup yurttaş tarafin- dan başlatılan kampanya, ev kadınlanndan Sakıp Saban- a gibi ünlü işadamlannın ev- lerine, üst düzey subaylann lojmanlanna kadar ulaşan, bütün kesimlerin önce ay- duılık talebinde kucaklaştığı dev bir toplumsal tepkiye dönüşüyor. Içişleri Bakanı Meral Ak- şener'in yayımladığı genel- genin ardından ise düzenle- nen protestolara karşı polisin tavn sertleşti. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), kampanya çerçevesinde, Be- yoğlu Mis Sokak'ta önceki gece bir gösteri düzenledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafindan da desteklenen eyleme, bine yakın kişi katıl- dı. Eylemde, ÖDP Genel Başkanı UfukUras. parti yö- neticileri, sanatçı Şanar Yur- datapan, yazar Cezmi Ersöz, Prof. Dr. Bülent Tanör de ha- zır bulundu. Gösteriye katı- lanlar; mumlan, pankartlan, tefleri, düdükleriyle protes- tolannı gerçekleştirirken ba- zı göstericiler davul-zurna eşliğinde halay çekti, bazıla- n da gitar ve saksofonla ey- leme renk kattı. "Susma, sus- tukça sıra sana gelecek", "Oğrenciler hapiste, çeteler sokakta", "Kazan istifa", "Sürekli avdın- hk", "Çeteler halka hesap verecek" sloganlan atan topluluk, daha sonra olaysız bir şekilde da- ğıldı. Nâztm Hikmet Vakfi önünde bir araya gelen, aralannda Edip Akbayram, Tank Akan, Müjdat "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanhk" kampanyasınm sonunayaklaşılmasına karşın katilımlar giderek arüyor. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) Gezen, Esin Afşar, Şükran Kurdakul ve Isa Çe- lik'in de bulunduğu bir grup aydın ve sanatçı ise saat 21.00'de "aydınlık" için mumlannı söndür- düler. lstanbul'da soğuk ve yağışli-havaya..ragmen bir çok yurttaş "Sürekli Aydınlık İçin Bir Daki- ka Karanlık" kampanyası için yine sokaklar- daydı. Maltepe Gülsu- yu'ndaki kitlesel gösteriden önce bir polis aracına ateş açıldı. Bir polis seken kur- şunlarla ayağından hafif ya- ralandı. CHP'nin lstanbul'da bulu- nan bütün ilçe örgütleri, bina- lannın önünde bir araya ge- lerek eyleme katıldılar. CHP Genel Sekreteri Adnan Kes- kin ise Küçükçekmece İlçe Merkezi'nin binası önündeki toplulukla beraberdi. Kam- panya kapsamında Sanyer Poligon Mahallesi 'nde 3 yüz, Gaziosmanpaşa'da "Banş Girişüni" öncülüğünde 1000 kişi bir araya gelirken Ok- meydanı, Umraniye, Esen- ler'de de kitlesel gösteriler yapıldı. Malatya-Yeşilyurt karayo- lu Cemal Gürsel ve Paşakö- yü mahalleleri arasında ön- ceki gece 21.00 'de gerçekleş- tirilen eyleme polis müdaha- le etti. Dağılmalan konusun- daki uyanlara karşı geldikle- ri öne sürülen 7'si kadın 16 kişi daha sonra gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, sevk edildikleri mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Önceki gece saat 20.30'da Atatürk Alam'nda toplanan 1500'ü aşkın Trabzonlu, elle- rindeki mum ve meşaleleri yaktılar. Trabzon Demokra- si Platformu'nun öncülük et- tiği eyleme sendikalar, demekler ve muhalefet- teki siyasi partilerin çoğu destek verdi. Işık söndürme eylemi yapanlan "Mum sön- dü oynuyorlar'' diyerek küçümseyen Adalet Ba- kanı Şevket Kazan'ı istifaya çağıran CHP'liler de Mersin'de yürüyüş yaptı. Gösteriye yaklaşık yüz kişi katıldı. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI "Sağlam Gemi"nin Kaptanı... Ecevit'i, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu bunalımdan çıkmasının önünde "engel" olarak gö- renler -ne yazık ki- giderek ve hızla çoğalıyor. Sayın Ecevit "CHP ile birieşmem!" tavrında geç- mişte haklı mıydı? Bugün de haklı mı? Geçmişte haklıydı, ama bugün artık degil! • • • Ecevrt, partisinin CHP (ve daha önce SHP) ile bir- leşmesine karşı çıkarken, iki temelden hareket edi- yordu. Birincisi... CHP, kimliğini yitirmişti. Ideolojik net- liği kaybolmuştu. Etnik ayrımcılar bile, o yapı için- de etkili bir konuma gelebilmekteydiler. Hizipçılik hastalığı etkisini koruyordu. Bu yapı ile birleşmek, DSP'nin özenle oluşturulmuş tutarlı yapısının da bozulması sonucunu doğururdu. Ikincisi... CHP ile birleşmek, iki partinin oylannın da birieşmesi sonucunu vermezdi. Çünkü DSP'ye oy veren milliyetçi ve dindar bir kesimin, CHP ile birleşme durumunda orta sağ partilere kayması kaçınılmazolurdu... Ecevit birinci savında tamamen, ikincisinde ise kısmen haklıydı. ••• Seçimlere gidilirken, CHP'nin görünümünde de- ğişen bir şey yoktu. Ama Ecevit, yapılan yoğun eleştirilerin ışığında, bazı adımlaratmış izlenımi ve- riyordu. Kamuoyunun tanıdığı, güvenilir bazı isimler, D- SP saflarında yer almaktaydılar. DSP artık "tek adeuv"partisi olmaktan çıkıyor inancı yaygındı. Par- tinin seçimlerden sonra güçlü bir Meclis grubu oluşturacağı anlaşılıyordu. Gerek yeni isimlerin niteliği, gerekse kalabahk bir millervekili grubu, demokratik bir açılımı zorunlu kılacaktı. Organlar oluşacak, tartışmalar yapılacak ve DSP de artık "kaçınılmaz olarak" partileşecek- ti. Beklenen, DSP'nin "Ecevit'isevenlerkulübü" ol- maktan çıkmasıydı... Bir yanda, ideolojik ve yapısal tutarlığı olmayan bir CHP... öte yanda, hiç değilse ideolojik tutarlığı olan ve yapısını düzeltme umudu veren bir DSP... Çok kişi oyunu bu nedenle DSP'ye verdi. DSP de bu sayede solun birinci partisi oldu. ••• Bugün durum seçim öncesinden çok farklı. Bir kere, Sayın Ecevit'in DSP'nin partileşmesine izin vermeyeceği anlaşıldı. "Güçlü öndere evet, a- ma tek adama hayır!" diyenlere partide yer olma- dığı görüldü. Daha da önemlisi... "Cumhuriyet elden gidiyor!" kaygısı içinde savaşım vermek isteyenlerin çoğu- na, DSP'nin kapısı gene kapalı kaldı. Ecevit, eğer partisinin demokratikleşmesine izin verseydi, "birleşmeme"kararında haklı olabilirdi. Eğer laik demokratik cumhuriyet gerçekten de teh- dit altında olmasaydı, "birleşmeme" tutumuna - hiç değilse- hoşgörü gösterilebilirdi. Ama bugün içinde bulunduğu ortamda, Türki- ye'nin böyle bir lüksü içine sindirmesine olanak yoktuıi • • • Sayın Ecevit şöyle diyor: "Ben sağlam birgemiyle Türkiye'yi esenli kıyıla- ra götüımeye çalışıyorum. Batmakta olan geminin kaptanı olmaya niyetim yok..." İki sav da yanlış! Hergün biryeri çatırdayan, düşüncelerini söyle- mekten öte suçu olmayanlann denize atıldığı bir ge- minin sağlamlığına insanlan inandırmak artık çok zor... CHP ise -iki nedenden dolayı- "batmakta olan gemi" değil artık... Birinci neden, laikliğe yönelik saldınlar... Ve CHP'nin "ödünsüz" laiklik savunuculuğu görünü- münde tek başına kalışı. Ikinci neden de Ecevit'in bizzat kendisi... Insan- lann, DSP'de kapalı bulduğu kapıları CHP'de açık bulması... CHP'nin birleşmeye açık, DSP'nin ise kapalı görünmesi... CHP ile DSP bugün birleşse ne olur? "Şeriat geliyor" korkusu içindekilerin büyük cep- hesi oluşur. ANAP ve DYP tabanlanndan bile, bü- yük oranda oy gelir... İki partinin oy toplamı en az ikiye katlanır... Ve Türkiye'yi esenliğe çıkaracak olan yol açılmış olur. Ne yazık ki... Kitlelerin gözünde... Ecevit şimdi, bu oluşumun önündeki en büyük engel olarak gö- rülüyor. O'nu sevenler için çok hüzün verici bir görüntü! TİSK'in 'İstihdam ve işsizlik' raporu Kentler îşsiz dolu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye tşveren Sendikalan Konfederesyo- nu'nun (TİSK) "İstihdam ve İşsizlik'' başlıklı raporu- na göre, kentler kırsal ke- simlere göre daha çok işsi- zi banndınyor. Kırsal kesi- min açık ve gizli işsizliği- nin kentlere aktığına dik- kat çekilen raporda, Türki- ye'deki işsizlerin yaklaşık yansını ilkokul mezunlan- nın oluşturduğu saptandı. Rapora göre, toplam istih- dam içinde sanayi kesimi- nin payı yüzde 21.6'da ka- lıyor. TlSK, hazırladığı "İstin- dam ve İşsizlik" raporun- da, Türkiye'nin en önemli sosyo ekonomik sorunu- nun işsizlik olduğunu ve son 10 yıl da giderek arttı- ğını bildirdi. Raporda, Tür- kiye'de istihdamın yüzde 45.6'sının ücretlerin düşük olduğu tanm sektöründe geTçekleştiğine dikkat çe- kildi. Hizmet kesimindeki istihdam oranı yüzde 32.8 iken, sanayi sektöründe bu oran yüzde 21.6'da kalıyor. Türkiye'nin tanm toplumu olma özelliğini koruduğu vurgulanan raporda, düşük katma değer ve düşük ge- lir biçimindeki eksik istih- dam sorununun da ciddi boyutlarda olduğu kayde- dildi. Raporda, işsizliğin kent- lerde kırsal kesime göre daha fazla olduğu, göç ol- gusunun, kırsal kesimdeki açık ve gizli işsizliğı kent- lere taşıdığı belirtildi. Tür- kiye genelindeki işsizlerin yüzde 48.7'sinin ilkokul mezunu olduğu saptanan raporda, "Kentlerde bile her iki işsizden birinin ilko- kul mezunu olmasuun ne- deni büyük ölçüde kırsal alandan işgücü akjmıdır" dendi. Raporda, işsizler arasında meslekokulu ve üniversite mezunlannın da bulunması, yeterli nitelik ve beceri kazandıracak eğitim verilmediğinin gös- tergesi olarak yorumlandı. TlSK raporunda. sosyal politikalann maliyetinin sürekli olarak kayıtlı sektö- re yüklenmesi, istihdam vergilerinin ağırlığı ve top- lusözleşme sisteminin iş- letmelerin yatınm gereksi- nimlerini gözetmemesi ne- deniyle istihdamın kayıtdı- şına yöneldiği ve sendikal sistemden kaçışa neden ol- duğunu ileri sürdü. Rapor- da, kayıtdışı istihdamı 2 milyon 700 bin dolayında olan Türkiye'nin yatınm eğilimi zayıf ülkeler arasında yer aldığı kay- dedildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle