Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23ŞUBAT1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
200 bin soydaş sınırdışı edilecek• Balkan Türkleri
Davanışma Demeği
Başkanı îsmet Sever,
genelgeyi son derece
talihsiz bir uygulama
olarak nitelendirdi.
Sever, sorunun
Bulgaristan'la
yapılacak köklü bir göç
anlaşmasıyla
çözümlenmesi
gerektiğini söyledi.
YUSUFZtYAAV
Türkıye'de 4 yıldır turist vizesiyle yaşayan
200 bin Bulgar soydaş, 1 nisana kadar sınır-
dışı edilecek. Başbakanlığın 20 şubatta ya-
yımladığı genelge, Türkiye'deki göçmen der-
nekleri arasında tepkiyle karşılandı.
Balkan Türkleri Dayaraşma Derneği Baş-
kanı Îsmet Sever, sorunun Bulgaristan'la ya-
pılacak köklü bir göç anlaşmasıyla çözümlen-
mesi gerektiğini kaydederken Göçmenlere
Yardun Derneği Başkanı Fahri Vatansever de
devletin soydaşlann Türkiye'de yaşamasına
yıllardırgözyumduğunu söyledi. tçişleri Ba-
kanlığı Müsteşan Teoman ÜnsaL soydaşlann
sınırdışı edilmemesi için ara formül bulmaya
çahştıklarmı bildirdi.
Bulgaristan'dan 1992'de Türkiye'ye turist
vizesıyle gelen 200 bin soydaşın ıkamet sü-
relerinin uzatılmasına son venldi. Balkan
Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı îsmet
Sever, genelgeyi "son derece talihsizlik" dıye
nitelendirerek Türkıye'nın dış politikası ge-
reği Bulgaristan'daki Türk varlığının korun-
ması için köklü çözümler bulunmasını iste-
di. Bu politikanın genelgeyle yürütülemeye-
ceğinikaydeden Sever, şunlan söyledi: "Bul-
garistan'dan 1992'den sonra zorunlu olarak
Türkiye'ye göç eden 200 bin soydaş turist vi-
zesiyle Türkiye'deyaşıyor. Bulgar soydaşlann
aüeleri, zorunlu göçler nedeniyle parçalandı.
Parçalannuş aile sorununa köklü bir çözüm
bulunması gerekiyor. Bulgaristan ile Türkhe
arasında köklü ve kapsamb bir göç anlaşma-
sıyla bu sorun çözülebilir. Bu anlaşma, 18 ya-
şın alO ile 55 yaşın üstündeküeri de kapsama-
bdır. So> daşlara çifte vatandaşlık uygulaması
getirilmelidir.''
Göçmenlere Yardım Derneği Başkanı Fah-
ri Vatansever ıse genelgenın, nisan ayındakı
seçimlerde AJımet Doğan'ın lıderlığindekı
Hak ve Özgürlükler Partisi'ne oy desteği sağ-
lamak için yayımlandığmı belirterek, "Tür-
kiye'ye 1992'den önce gelen soydaşlara af ser-
tifıkası verikü. 1992'den sonra turist vizesiyle
gelen 200 bin soydaşın Türkiye'deki ikamet
süreleriıün bu genelgeyle uzaülmamasu bu in-
sanlan zor durumda bıraktT dedı.
Içişlen Bakanlığı Müsteşan Teoman Ünsal
ise genelgenın Başbakanlık'a ait olduğunu
belirterek Içışleri Bakanlığı'nın yalnızca ge-
nelgeyi valiliklere gönderdiğını kaydetti.
tstanbul Valisı Rıdvan Yenişen de genelge-
nin henüz ellerine geçmediğini belirterek
"Genelge bize ulaşüğmda bakanz. Hüküme-
te soranz" dedi.
Açlıktan olmek üzereydiler
Yavuz ailesi
valilik
korumasında• Diyarbakır Valisi Emir Durmaz, Diyarbakır'daki
hastanelerde tifo teşhisiyle tedavi altına alınan ailenin
tüm gereksinimlerinin bundan böyle valilik tarafindan
karşılanacağını söyledi.
ENVERSEVtŞ
DİYARBAKIR-
Diyarbakırın Bağlar
beldesinde bir gecekonduda
komşulannın fark etmesi
üzerine açlıktan ölmek
üzereyken bulunan 7 kişilik
Yavuz ailesıne devlet sahip
çıktı. Diyarbakır Valisi
Emir Durmaz,
Diyarbakır'dakj
hastanelerde tifo teşhisiyle
tedavi altına alınan ailenin
tüm gereksinimlerinin
bundan böyle valilik
tarafindan karşılanacağını
söyledi. Devlet Bakanı
Saeit Günbey ise Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı'ndan Yavuz ailesine
düzenli bir şekilde yardım
yapılacağını bildirdi.
Diyarbakır'ın Bağlar
beldesinde önceki gün
açlıktan ölmek üzereyken
Sağlık Müdürlüğü
ekiplerince bulunan baba
Ceial veeşi Dflber Yavuz
ile 2 - 13 yaşlan arasındaki
çocuklan M., M, S., Ö. ve
M-'nin açlık nedeniyle tifo
hastalığına yakalandığı
anlaşıldı.
Diyarbakır Devlet ve Çocuk
hastanelerinde tedavi
altında tutulan ailenin tüm
sağlık giderleri Diyarbakır
Valisi Emir Dunmaz'ın emri
ile Sağlık II Müdürü
Mehmet Batki tarafindan
karşılanıyor.
Sağlık Müdürü Batki,
Yavuz ailesinin tüm
ihtiyaçlannın eksiksiz bir
şekilde yerine getirildiğini,
aile fertlerinin uzun bir süre
hastanede kalabileceğini
belirtti. Diyarbakır Valisi
Emir Durmaz ise aileye
hastanede giyecek yardımı
da yapılacağını söyledi.
Yakınları konusmaktan kacındı
Değer ın olumu
soruşturuluyor
Vurt Haberieri Servisi-
Diyarbakır'daki Üniversite
Köprüsü altında önceki
gün ölü olarak bulunan
CHP Diyarbakır II Başkanı
Mesut Değer'in amcasının
oğlu Hüseyin Değer,
toprağa verildi. Polis.
"kara para akladığı
r>
iddiasıyla da yargılanan
Değer'in ölümü ile ilgilı
kapsamlı bir soruşturma
başlattı. Önceki gün Silvan
. yolu üzerindeki Universıte
; Köprüsü altında elleri ve
:ayaklan bağlandıktan
sonra kafasından
kurşunlanarak öldürülmüş
•olarak bulunan Hüseyin
Değer, dün iki bine yakın
lcişinin katıldığı bir cenaze
•töreniyle toprağa verildi.
Kurşunlu Camii'ndeki
'.cenaze namazından sonra
! Çifte Havuzlar
. Mezarhğı'nda toprağa
verilen Değer'in caneze
törenine Diyarbakır
• Emniyet Müdürü Yavuz
Elbirier de katıldı.
Değer'in yakınlanna
•başsağlığı dileyen Elbirier,
olayla ilgili soruşturmanın
kapsamlı bir şekilde
.sürdürüldüğünü söyledi.
'Değer'in yakınlan ise
cinayetle ilgili
konusmaktan kaçındılar.
Polis, olayın siyasi bir
cinayet olup olmadığı
konusunda da incelemesini
sürdürürken Hüseyin
Değer'in amcasının oğlu
Mesut Değer'in CHP il
başkanı olduğu, kardeşi,
işadamı Aziz Değer'in de
son genel seçimlerde
ANAP'tan millervekili
adayı olduğu öğrenildi.
Değer'in amcası Hasan
Değer'in de eski CHP
milletvekillerinden olduğu
belirlendı. Diyarbakır'da
döviz bürosu işleten
Hüseyin Değer, önceki
sabah evinden çıktıktan
sonra kimliği belirsiz kişi
ya da kişiler tarafindan
kaçınlarak öldürülmüştü.
Değer'in cesedı ile arabası
300 metre ara ile
bulunmuştu. PKK
itirafçılanndan Engin
Karadağ'ın "PKK'j*
yardun edjyorlar"
suçlamasında bulunduğu
150 kişilik işadamı
listesinde de adı geçen
Değer'in, bu suçlamadan
önce de "PKK adına para
topladığı'' iddiasıyla
yargılandığı, ancak suçsuz
bulunarak serbest
bırakıldığı öğrenildi.
Değer'in, "karapara
aklamak" suçlamasıyla da
yargılandığı bildirildi.
Diyarbakır DGM'nin 12
Şubat 1996'daDeğer'i
tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bıraktığı
belirtildi.
Karaören: Eğitim inişe geçti
Hasan Âli Yücel ve
Raufînananıldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eğitimciler
Derneği (Eğıt-Der) Genel
Başkanı Mustafa Gazala,
Hasan Âli Yücel ile Rauf
Inan'ın banşçı, laik ve
bilimsel eğitimin öncüleri
olduğunu belirterek
"Bugünün parah, birtik
içinde olmayan, niteliği
düsük eğftim sisteminin
tersine; bu iki eğitimcinin
öncülüğünde kurulan köy
enstitükri, aydmlanmaa bir
eğhhn uygulamışOr" dedi.
Eğit-Der'ın yaym organı
"Abece" ve Öğretmen
Dünyası dergilerinin
ortaİdaşa düzenlediği
toplantıda Yücel ve Inan
anıldı. Toplantıda konuşan
gazetemiz yazan Sami
Karaören, Yücel ve
Inan'dan sonra Türkiye'de
eğitimin inişe gectiğini
söyledi. Gazalcı, Hasan Âli
Yücel'in Türkiye'deki
çağdaş eğitimin
temellerinin ahlmasında
katkısının büyük olduğunu
söyledi. Gazalcı, "Bugünün
paralı, birtik içinde
olmayan, niteliği düşük
eğitinı sisteminin tersine; bu
iki eğitimcinin öncülüğünde
kurulan Köy Enstitüleri,
aydınlanmacı bir eğitim
uygulamışür" dedi.
Bcıskıya karşın sürekliaydınlığa devam
Haber Merkezi - "Sürekli
Aydınlık İçin Bir Dakika Ka-
ranbk" kampanyası, sonuna
doğru kitlesel katılımlarla
hızla yayılıyor.
Bir grup yurttaş tarafin-
dan başlatılan kampanya, ev
kadınlanndan Sakıp Saban-
a gibi ünlü işadamlannın ev-
lerine, üst düzey subaylann
lojmanlanna kadar ulaşan,
bütün kesimlerin önce ay-
duılık talebinde kucaklaştığı
dev bir toplumsal tepkiye
dönüşüyor.
Içişleri Bakanı Meral Ak-
şener'in yayımladığı genel-
genin ardından ise düzenle-
nen protestolara karşı polisin
tavn sertleşti. Özgürlük ve
Dayanışma Partisi (ÖDP),
kampanya çerçevesinde, Be-
yoğlu Mis Sokak'ta önceki
gece bir gösteri düzenledi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği
tarafindan da desteklenen
eyleme, bine yakın kişi katıl-
dı.
Eylemde, ÖDP Genel
Başkanı UfukUras. parti yö-
neticileri, sanatçı Şanar Yur-
datapan, yazar Cezmi Ersöz,
Prof. Dr. Bülent Tanör de ha-
zır bulundu. Gösteriye katı-
lanlar; mumlan, pankartlan,
tefleri, düdükleriyle protes-
tolannı gerçekleştirirken ba-
zı göstericiler davul-zurna
eşliğinde halay çekti, bazıla-
n da gitar ve saksofonla ey-
leme renk kattı. "Susma, sus-
tukça sıra sana gelecek", "Oğrenciler hapiste,
çeteler sokakta", "Kazan istifa", "Sürekli avdın-
hk", "Çeteler halka hesap verecek" sloganlan
atan topluluk, daha sonra olaysız bir şekilde da-
ğıldı.
Nâztm Hikmet Vakfi önünde bir araya gelen,
aralannda Edip Akbayram, Tank Akan, Müjdat
"Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanhk" kampanyasınm sonunayaklaşılmasına
karşın katilımlar giderek arüyor. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU)
Gezen, Esin Afşar, Şükran Kurdakul ve Isa Çe-
lik'in de bulunduğu bir grup aydın ve sanatçı ise
saat 21.00'de "aydınlık" için mumlannı söndür-
düler.
lstanbul'da soğuk ve yağışli-havaya..ragmen
bir çok yurttaş "Sürekli Aydınlık İçin Bir Daki-
ka Karanlık" kampanyası için yine sokaklar-
daydı. Maltepe Gülsu-
yu'ndaki kitlesel gösteriden
önce bir polis aracına ateş
açıldı. Bir polis seken kur-
şunlarla ayağından hafif ya-
ralandı.
CHP'nin lstanbul'da bulu-
nan bütün ilçe örgütleri, bina-
lannın önünde bir araya ge-
lerek eyleme katıldılar. CHP
Genel Sekreteri Adnan Kes-
kin ise Küçükçekmece İlçe
Merkezi'nin binası önündeki
toplulukla beraberdi. Kam-
panya kapsamında Sanyer
Poligon Mahallesi 'nde 3 yüz,
Gaziosmanpaşa'da "Banş
Girişüni" öncülüğünde 1000
kişi bir araya gelirken Ok-
meydanı, Umraniye, Esen-
ler'de de kitlesel gösteriler
yapıldı.
Malatya-Yeşilyurt karayo-
lu Cemal Gürsel ve Paşakö-
yü mahalleleri arasında ön-
ceki gece 21.00 'de gerçekleş-
tirilen eyleme polis müdaha-
le etti. Dağılmalan konusun-
daki uyanlara karşı geldikle-
ri öne sürülen 7'si kadın 16
kişi daha sonra gözaltına
alındı. Gözaltına alınanlar,
sevk edildikleri mahkemede
tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldılar.
Önceki gece saat 20.30'da
Atatürk Alam'nda toplanan
1500'ü aşkın Trabzonlu, elle-
rindeki mum ve meşaleleri
yaktılar. Trabzon Demokra-
si Platformu'nun öncülük et-
tiği eyleme sendikalar, demekler ve muhalefet-
teki siyasi partilerin çoğu destek verdi.
Işık söndürme eylemi yapanlan "Mum sön-
dü oynuyorlar'' diyerek küçümseyen Adalet Ba-
kanı Şevket Kazan'ı istifaya çağıran CHP'liler
de Mersin'de yürüyüş yaptı. Gösteriye yaklaşık
yüz kişi katıldı.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
"Sağlam Gemi"nin Kaptanı...
Ecevit'i, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu
bunalımdan çıkmasının önünde "engel" olarak gö-
renler -ne yazık ki- giderek ve hızla çoğalıyor.
Sayın Ecevit "CHP ile birieşmem!" tavrında geç-
mişte haklı mıydı?
Bugün de haklı mı?
Geçmişte haklıydı, ama bugün artık degil!
• • •
Ecevrt, partisinin CHP (ve daha önce SHP) ile bir-
leşmesine karşı çıkarken, iki temelden hareket edi-
yordu.
Birincisi... CHP, kimliğini yitirmişti. Ideolojik net-
liği kaybolmuştu. Etnik ayrımcılar bile, o yapı için-
de etkili bir konuma gelebilmekteydiler. Hizipçılik
hastalığı etkisini koruyordu. Bu yapı ile birleşmek,
DSP'nin özenle oluşturulmuş tutarlı yapısının da
bozulması sonucunu doğururdu.
Ikincisi... CHP ile birleşmek, iki partinin oylannın
da birieşmesi sonucunu vermezdi. Çünkü DSP'ye
oy veren milliyetçi ve dindar bir kesimin, CHP ile
birleşme durumunda orta sağ partilere kayması
kaçınılmazolurdu...
Ecevit birinci savında tamamen, ikincisinde ise
kısmen haklıydı.
•••
Seçimlere gidilirken, CHP'nin görünümünde de-
ğişen bir şey yoktu. Ama Ecevit, yapılan yoğun
eleştirilerin ışığında, bazı adımlaratmış izlenımi ve-
riyordu.
Kamuoyunun tanıdığı, güvenilir bazı isimler, D-
SP saflarında yer almaktaydılar. DSP artık "tek
adeuv"partisi olmaktan çıkıyor inancı yaygındı. Par-
tinin seçimlerden sonra güçlü bir Meclis grubu
oluşturacağı anlaşılıyordu.
Gerek yeni isimlerin niteliği, gerekse kalabahk bir
millervekili grubu, demokratik bir açılımı zorunlu
kılacaktı. Organlar oluşacak, tartışmalar yapılacak
ve DSP de artık "kaçınılmaz olarak" partileşecek-
ti.
Beklenen, DSP'nin "Ecevit'isevenlerkulübü" ol-
maktan çıkmasıydı...
Bir yanda, ideolojik ve yapısal tutarlığı olmayan
bir CHP... öte yanda, hiç değilse ideolojik tutarlığı
olan ve yapısını düzeltme umudu veren bir DSP...
Çok kişi oyunu bu nedenle DSP'ye verdi. DSP
de bu sayede solun birinci partisi oldu.
•••
Bugün durum seçim öncesinden çok farklı.
Bir kere, Sayın Ecevit'in DSP'nin partileşmesine
izin vermeyeceği anlaşıldı. "Güçlü öndere evet, a-
ma tek adama hayır!" diyenlere partide yer olma-
dığı görüldü.
Daha da önemlisi... "Cumhuriyet elden gidiyor!"
kaygısı içinde savaşım vermek isteyenlerin çoğu-
na, DSP'nin kapısı gene kapalı kaldı.
Ecevit, eğer partisinin demokratikleşmesine izin
verseydi, "birleşmeme"kararında haklı olabilirdi.
Eğer laik demokratik cumhuriyet gerçekten de teh-
dit altında olmasaydı, "birleşmeme" tutumuna -
hiç değilse- hoşgörü gösterilebilirdi.
Ama bugün içinde bulunduğu ortamda, Türki-
ye'nin böyle bir lüksü içine sindirmesine olanak
yoktuıi
• • •
Sayın Ecevit şöyle diyor:
"Ben sağlam birgemiyle Türkiye'yi esenli kıyıla-
ra götüımeye çalışıyorum. Batmakta olan geminin
kaptanı olmaya niyetim yok..."
İki sav da yanlış!
Hergün biryeri çatırdayan, düşüncelerini söyle-
mekten öte suçu olmayanlann denize atıldığı bir ge-
minin sağlamlığına insanlan inandırmak artık çok
zor... CHP ise -iki nedenden dolayı- "batmakta olan
gemi" değil artık...
Birinci neden, laikliğe yönelik saldınlar... Ve
CHP'nin "ödünsüz" laiklik savunuculuğu görünü-
münde tek başına kalışı.
Ikinci neden de Ecevit'in bizzat kendisi... Insan-
lann, DSP'de kapalı bulduğu kapıları CHP'de açık
bulması... CHP'nin birleşmeye açık, DSP'nin ise
kapalı görünmesi...
CHP ile DSP bugün birleşse ne olur?
"Şeriat geliyor" korkusu içindekilerin büyük cep-
hesi oluşur. ANAP ve DYP tabanlanndan bile, bü-
yük oranda oy gelir... İki partinin oy toplamı en az
ikiye katlanır... Ve Türkiye'yi esenliğe çıkaracak olan
yol açılmış olur.
Ne yazık ki... Kitlelerin gözünde... Ecevit şimdi,
bu oluşumun önündeki en büyük engel olarak gö-
rülüyor.
O'nu sevenler için çok hüzün verici bir görüntü!
TİSK'in 'İstihdam ve işsizlik' raporu
Kentler îşsiz dolu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye tşveren
Sendikalan Konfederesyo-
nu'nun (TİSK) "İstihdam
ve İşsizlik'' başlıklı raporu-
na göre, kentler kırsal ke-
simlere göre daha çok işsi-
zi banndınyor. Kırsal kesi-
min açık ve gizli işsizliği-
nin kentlere aktığına dik-
kat çekilen raporda, Türki-
ye'deki işsizlerin yaklaşık
yansını ilkokul mezunlan-
nın oluşturduğu saptandı.
Rapora göre, toplam istih-
dam içinde sanayi kesimi-
nin payı yüzde 21.6'da ka-
lıyor.
TlSK, hazırladığı "İstin-
dam ve İşsizlik" raporun-
da, Türkiye'nin en önemli
sosyo ekonomik sorunu-
nun işsizlik olduğunu ve
son 10 yıl da giderek arttı-
ğını bildirdi. Raporda, Tür-
kiye'de istihdamın yüzde
45.6'sının ücretlerin düşük
olduğu tanm sektöründe
geTçekleştiğine dikkat çe-
kildi. Hizmet kesimindeki
istihdam oranı yüzde 32.8
iken, sanayi sektöründe bu
oran yüzde 21.6'da kalıyor.
Türkiye'nin tanm toplumu
olma özelliğini koruduğu
vurgulanan raporda, düşük
katma değer ve düşük ge-
lir biçimindeki eksik istih-
dam sorununun da ciddi
boyutlarda olduğu kayde-
dildi.
Raporda, işsizliğin kent-
lerde kırsal kesime göre
daha fazla olduğu, göç ol-
gusunun, kırsal kesimdeki
açık ve gizli işsizliğı kent-
lere taşıdığı belirtildi. Tür-
kiye genelindeki işsizlerin
yüzde 48.7'sinin ilkokul
mezunu olduğu saptanan
raporda, "Kentlerde bile
her iki işsizden birinin ilko-
kul mezunu olmasuun ne-
deni büyük ölçüde kırsal
alandan işgücü akjmıdır"
dendi. Raporda, işsizler
arasında meslekokulu ve
üniversite mezunlannın da
bulunması, yeterli nitelik
ve beceri kazandıracak
eğitim verilmediğinin gös-
tergesi olarak yorumlandı.
TlSK raporunda. sosyal
politikalann maliyetinin
sürekli olarak kayıtlı sektö-
re yüklenmesi, istihdam
vergilerinin ağırlığı ve top-
lusözleşme sisteminin iş-
letmelerin yatınm gereksi-
nimlerini gözetmemesi ne-
deniyle istihdamın kayıtdı-
şına yöneldiği ve sendikal
sistemden kaçışa neden ol-
duğunu ileri sürdü. Rapor-
da, kayıtdışı istihdamı 2
milyon 700 bin dolayında
olan Türkiye'nin yatınm
eğilimi zayıf ülkeler
arasında yer aldığı kay-
dedildı.