04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kıraç Belecfiyesi'ne siyatı çelenk • İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul il ve ilçe yöneticilerinden oluşan bir grup, Kıraç Belediye BaşkanlığVna siyah çelenk bıraktı. CHP'liler, genel nüfus sayımı sırasmda silahlı saldınya uğrayan CHP Belde Başkanı Necati Temur'a yapılan saldınnın Kjraç Belediye Başkanı'nm kardeşi ve adamlannca gerçekleştirildiğini Öne sürdü.- Orgeneral Bir'den dava • BALIKESİR(AA)- Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yayın yoluyla kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle Baltkesir'de yayın yapan "Balıkesir Karesi" TV'nin sahibi Ismail Yurdakök hakkında dava açtı. Edmilen bilgiye göre Orgeneral Bir, dava dilekçesinde, "Balıkesir Karesi" isimli kanalda 16- 18 Haziran günlerinde yayımlanan programlarda, Ismail Yurdakök'ün kendisine hakaret ettığini belirtti. EngeMer • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Devlet Bakanı Hasan Gemici başkan lığindaki Özürlüler Yüksek Kurulu üyeleri ve Türkiye Sakatlan Konıma Vakfı'nı kabulünde yaptığı konuşmada, engelli insanına sahip çıkamayan bir toplumun çağdaş sayılamayacağını belirterek Türkiye'de engellilerle ilgili sorunlann çözümünde eğitim, kaynak ve yetışmiş personel sorunu yaşandığuıı bildirdi. Demirel, dün Çankaya Köşkü'nde Türk Parlamenter Birliğı (TPB) Genel Başkanı Zeki Çeliker ve beraberindeki heyeti de kabul etti. Operasyona • tstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği huzur operasyonlannı denetleyen Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, polisin Istanbul'un asayişi için büyûk bir özveriyle çalıştığını kaydederek "Sık sık bu şekilde yapılan kontroller, vatandaşlarda güven ve rahatlama yaratıyor" dedi. "Önleme 34 Huzur A Planı" adı altında yapılan operasyonlarda 1183 kişi gözaltma alındı. Sahte para operasyonu • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, sahte ABD Dolan basarak yurtiçi ve yurtdışında piyasaya süren uiusiararası bir şebekenin biri kadın 7 üyesinin, Istanbul'da gözaltına ahndığını açıkladı. Özdemir, gözaltına alınan kişilerle birlikte 13 bin 185 adet sahte IOO'lükABD Dolan ile sahte para basımında kullanılan malzemeler eie geçirildiğini belirtti. Mahkemeye sevk edilen sanıklardan Zabit Birgin tutuklanırken diger 6 sanık serbestbırakıldı. Öncü Gençlik'ten düzettme • İstanbul Haber Servisi - Öncü Gençlik istanbul Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, önceki gün 1Ü Edebiyat Fakültesi kantininde 29 öğrencinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan polis operasyonunun, basında öne sürüldüğü gibi Öncü Gençlik üyesi öğrencilerin astı|ı afış nedenıyle yapılmadığını bildirdi. 'Üniversiteter poHs kışlası' • İstanbul Haber Servisi - Sosyalist Iktidar Partili Öğrencıler adına yapılan yazılı açıklamada, üniversitelerin polis kışlasına döndüğü vurgulanarak "Edebiyat fakültesinde gözaltına alınan 29 arkadaşımız derhal serbest bırakılmalıdır" denildi. Parti meclisi üyesi Kenan Coşar: Genel başkan kimliğini geri verin CHP'de BaykaPa eleştîriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Parti Meclisi (PM) dün toplandı. Toplantı- da, Moon tarikatının davetlisi olarak ABD'ye giden CHPlideri Deniz BaykaJ muhalefetin sert eleştirilerine hedefoluıken PM üyelerinden Kenan Coşar, "Sayın Bay- kal kimliğinizle size erişflmez başanlar diB- yorum. Ancak genel başkan künliğinizi geri vermenizi istiyorum" dedi. CHP PM toplantısının açılışmda konu- şan Baykal, hükümetin şimdiden tükendiğı- ni savunarak "Seçim lafi muhalefetten değiL, iktidardan çıkü. Hükümt-'tin, sorumluluğu birflerine yıiap seçüne gitmeye niyeti var, a- ma takati yok" dedi. Başbakan Mesut Yü- maz' ın daha önceki 4'er aylık iki iktidar dö- nemini anımsatan Baykal, "Başbakan'ın ta- katinin.nefesininS-öavdanötesinita'jiyacak durumda obnadığı görülnıüştür. Daha ön- ceki 2 başbakanhğı döneminde. başbakan- bğı kaybetti. ama güvenilirliğini kaybeüne- di, şimdi kavbedijor" değeriendirmesinı yaptı. Baykal, hükümete destek koşullan ve bugünkü gelişmeleri değerlendirirken daha 6 ay dolmadan hükümetin tükendiği- ni, "barutunun tHttiğuıi" savundu. PM'nin dünkü toplantısında söz alan Sal- man Kaya, Mustafa Gazala, Kenan Coşar ve Şahap İnce'nin de aralannda bulundu- ğu baa PM üyeleri, Baykal'ın ABD gezisini efcştirdiler. Edinflen bilgiye göre Coşar. "Ta- rikadardan destek almayı umarak onlara hoş görünmeye çalışmak sizin kişisel seçimi- niz olabüir. Bu yoila iç huzura da kavuşmuş olabinranjz. Ancak soL tarikadardan yar- dım umarak iktidara geunez. Bu yokuluk. tarikat yolculuğunun başlangra veya uzan- üsıysa, Sayın Baykal kimüğinizk size erişil- mez başanlar diliyorum. Ancak genel baş- kan kimliğinizi geri vermenizi istiyorum.Yö- netime yakın ban PM üyelerinin. "Ayıp ayıp böyle konuşulur mu" diye laf atması üzeri- ne Coşar'ın, "kürsü özgürlüğü"ne dikkat çektiği öğrenildi. Baykal'ın ise bu eleştiri- leri yanıtlarken toplantıya katılan diğer li- derler hakkında bilgi verdiğı ve "Fransız basını, İngiliz basını bunlan soruyor mu" dedıği aktanldı. DSP'de 4. olağan kurultay bugün Muhalefetsiz kurultayANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP'nin 4. olağan kurultayı, "flk iktidar kurul- tayı" adıyla bugün Türk Metal Sendikası salo- nunda toplanıyor. DSP lideri ve Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit'in tek aday olduğu kurul- tayda, son istifalar ve ih- raçlarla ağırlığını tama- men yitiren parti içi mu- halefetin ciddi bir varlık göstermesi beklenmiyor. Örgût konusunda tek söz sahibi olan ve muha- liflerin baş hedefi duru- muna gelen Genel Baş- kan Yardımcısı Rahşan Ecevit'innekadaroyala- cagı merak konusu oldu. CHP dönemi; 12 Ey- lül 1980 darbesiyle bir- likte partinin kapatılma- sıyla Bülent Ecevit'in yaşamında da noktalan- dı. 14 Kasım 1985 günü DSP kurulurken, Ece- vit'in yasaklı olması ne- deniyle 23 Kasım 1985 günü gerçekleştirilen ilk kurucular kurulu topian- tısında Rahşan Ecevit genel başkaırseçildi. DSP'nin kuru- culanndan büyiik bölümü bundan sonraki yı1larda partiden uzaldaşır ya da uzaklaştınlırken, genel başkanlığın "doğal Bder"e geçmesi sorunla- n dindirmedi. 76'dan 63'e Ecevit 1987 seçimle- rinde DSP'nin yüzde 8'lerde kalması ûzerine "eşj ile biıükte faal siyasi hayattan cekflme" kara- n aldı. Orgütlerin yoğun tep- kisi üzerine Ecevit bu karannı kurultaya dek ertelerken, 1988'de yapı- lan ilk olağan kurultayda Necdet Karababa genel başkanlığa seçildi, ancak daha sonra istifa etti. Parti içi sorunlar giderek büyürken, 1989'da yapı- lan olağanüstü kurultay- da Ecevit yeniden genel başkan seçildi. Son seçimkrde 76 milletvekiliyle parla- mentoya girerek "solun büyûk partisi" olan DSP'nin sandalye sayı- sı, istifa ve ihraçlarla bu- ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Kurultayda muhalif bir ses duyulur!... Demokrasi Vakfı'nca oluşturulan 'Kıbns Türk Kalkınma Platformu', ilk toplantısını yaptı Demîrel: KKTC gerçeği kabul edilmeli ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL, Türkiye'nin garantör devlet olarak Kıbns'ta banşı bo- zucu girişimlerin karşısında dura- cağını belirterek, "Dünya arük KKTCgerçeğini, Kıbns'taUd dev- letin varnğım kabul ednek duru- mundadır" dedi. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Avrupa Birüği'nin (AB) Rum yönetimine tam üyelik yaklaşımının adada sorunun çözü- müne agır birdarbe vurduğunu be- lirterek, Türkiye ve Kıbns Tûrk halkının haklannı dikkate almayan bir çözümün kabul edilemeyece- ğini söyledi. Türk Demokrasi Vakfi'nca Cu- mhurbaşkanı Demirel'in himaye- sinde oluşturulan "Kıbns Türk Kalkınma Platformu'', ilk toplan- tısını dün gerçekleştirdi. Cumhur- başkanı Demirel, toplantıya gön- derdiğı mesajda, Kıbns sorununda önemli bir aşamaya gelindiğini, garantördevlet olarak Kıbns'taba- nşı bozucu girişimlenn karşısında duracaklannı vurguladı. KKTC ekonomisinin güçlendi- rilmesınin adada banş ve isükrann korunmasına büyük katkı sağlaya- cağına inandığını kaydeden Demi- rel, uiusiararası camıanın Türkler ve Rumlararasında mevcut ekono- mik dengesizliği gidermek için hiçbir çaba göstermemesinin RumJar'ı uzlaşmaz tutumlannda cesaretlendirdiğini, Türkler'in er ya da geç mücadeleden vazgeçe- cekleri yolunda bir beklenti içine girmelerine yol açtığını belirtti. MGK'nin isteğiyle ihalelerin durdurulması kararı alınmıştı RTÜK, 'by-pass' talimatmı inceliyor HÜLYAKARABAĞU ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Milü Güvenlik Kurulu'nun (MGK) bildirimi doğrultusunda, ihalelerin iptal edilme- si için hükümet taraündan gönderilen talimatı in- celemeye aldı. Üst kurul, "devietin güvenliği" ge- rekçesiyle alınan kararlan yann Prof. Dj. SuDıi Donmezer, anayasa hukukçusu Atflia Özer ile Tuncer Karamusta&oğlu'ndan oluşan gruba in- celetecek. Anadolu'yayayılan şeriatçı yayınlan denetle- yememesi nedeniyle hükümetin müdahalesiyle karşılaşan RTÜK'te gözler hafta başma çevril- di. Prof. Dr. Ornan C^uz'un başkanhk ve üye- likten istifası. başkan yardımcısı Fatih Kara- ca'nm görevini bırakması nedeniyleyönetimbu- nalımı yaşanan kurulda, seçim ve karar süreci- ne geçildi. En yaşlı üye olma sıfatıyla RTÜK Başkanlığı'na Prof. Dr. AgâhÇubukçugetirilir- ken, yann makammı boşaltacağını açıklayan Ka- raca'nın yerine de ANAP, DYP ve RP'li üyeler arasından isim belirlenecek. Oğuz'dan boşalan üyelik için TBMM'de 1 ay içinde seçim yapılacak. İstifayla üye sayısı 8'e inen RTÜK'te, hükü- metin cuma günü göDderdiği, yerel ve ulusal te- levizyonlara yönelik ihalelerin iptalini öngören karar metni tarbşılacak. 13 sayfalık metni kasaya koyan RTÜK, oyla- madan önce konunun hukukçularca incelenme- sini karara bağladı. Karann içeriğinden çok doğacak sonuçlardan kendilerine fatura kesümemesine dikkat eden RTÜK üyeleri, hukukçulann verece^i rapor çer- çevesinde oy kullanacakjar. Yıllardır uygulanan ekonomik am- bargoya karşın Kıbnslı Türkler'in direncinin kınlmadığını ve müca- deleazimlerini kamçıladıgını kay- deden Demirel, ekonomide reka- bet gücünün arttınlması ve yeni- den yapılanmanın sağlanması için bu yılın başuıda imzalanan ekono- mik protokolün KKTC'de yeni bir heyecan ve hareketlilik yarattığına işaret etti. Toplanûnın açılışına kattlan TB- MM Başkanı Çetin, Kıbns'a iüş- kin politikalann bugüne kadar si- yasi çözüm yönünde yoğunlaştığı- na, ekonomik sorunlann aşılması için neler yapılabileceği üzerinde gereken ölçüde durulmadığına dikkat çekti. Çözüm arayışlannın son 3 yıl ıçınde tıkandığırıı belir- ten Çetin, "Biz. Kıbns'tayaşayabi- fir ve gercekçi bir çözümün dışan- dan müdahale ve zorlamalarla ger- çekleşemeyeceğini öteden beri soy- lemekteyiz. Dünyamn baa gerçek- leri görmesi gerekiyor. Ada üzerin- de Ud toplum var. Tanırsuuz veya tanımazsınız ancak bu gerçeği de göz ardı edemezsiniz" dedi. IRMIKIAYDIN ENGtN Bir ordu düşünün. Yenilmiş. Bütün kanatlar bozguna uğra- mış. Kimsenin vermediği bir emir bütün ceprteyi sarmış: Kaç ki kurtulasın! Karmakanşık, nereye kaçtığı- nı bile bilmeksizin tabanlan yağ- layanlar, ağır geldi diye tüfegini bile fırlatıp atmış. Koşarak ka- çarken postaJı ayağından ftrla- yanlar, dönüp almayı düşünmü- yor. Yaşama içgüdüsü bütün emirlerin ve ikincil güdülerin üs- tüne çıkmış: Kaç ki kurtulasın. Umarsız ve çaresiz bir boz- gun. Şimdi de bir başçavuş düşü- nün. Kurallann adamı. Kural çiğ- neneceğine kendisinin çjğnen- mesine razı. Kurallara uyuluyor- sa her şey yolunda, işler düz- gün, dünyanın çivisi yerinde. Kaçan askerlerin peşinden ko- şuyor. Hızlı koşamayıp geride kalanlardan eline geçirdiği bir fukara eri yakalıyor, askerciğin korkuyla açılmış gözlerinin içine bakarak gürlüyor: - Asker, bu ne rezalet! Sırtın- daki battaniyeyi nizamnameye uygun katlamamışsın. Bak ucu sarkyor; aynca bak, şurası kat Battaniye Katlama Nizamnamesi yapmış; s/rtkayışlanndan biri de gevşek— 0 asker siz olsaydınız ne ya- pardınız? • • • Demirel konuşuyor. Demirel çok konuşuyor. Aynı güne dört temel atma, sekiz kurdele kes- me, iki kreş açma, üç "heyet ka- bul etme"yi sığdınyor ve her bi- rinde konuşuyor. Yetmiyor, merdivenlerden inerken, arabaya binerken ko- nuşuyor. Yurtiçi ve yurtdışı ge- zilerde uçağın ön bölümünde giderken de, gelirken de konu- şuyor. Demirel konuşuyor. Çok ko- nuşuyor. Sanki, "Aman başka- sı konuşmasın" hesabınday- mışçasına konuşuyor. Hep ko- nuşuyor, çok konuşuyor. Ama gitgide sadece "Battaniye Kat- lama Nizamnamesi"nden söz ediyor. Parlamento, milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlma- sı sınavından sınıfta kalıyor. Bu ülkede yaşayanlann onurlanna birtokat gibi inen bu oylaır.anın daha dumanı tüterken, Demirel uçağın ön bölümünde çevresi- ni saran gazetecilerle, pek sev- diği, kendisine yakıştırdığı o "bilge kişi" edasıyla konuşuyor: - Kimse kurumlann görevlerini üstlenmeye kalkmasın. Mec- lis'te bir oylamayapılmış mıdır? Yapılmıştır. Bu oylama anaya- saya, yasalara, içtüzüğe uygun mudur? Uygundur. O halde şi- kâyetçi olmak için bir sebep yoktur. Demekkirejim işlemek- te, sistem yürümektedir. Eğer Meclis'in karar verme yetkisini tartışmaya başlarsanız, olmaz. O zaman ört ki ölem! Oysa bizim de derdimiz tam bu işte. Canımızı dişimize tak- mışız, umudun son kınntılarını birbirineeklemişiz, çığlıkçığlığa, "Sakın örtme ki ölmeyeyim!" demekteyiz. Meclis, yüz kızar- tıcı suçlardan yargılanması is- tenen milletvekillerinin dokunul- mazlıklannın sınırlanmasını bile kabul etmeyince öfkeden kav- ruluyoruz. "Örtecekler, rezilliğin üstüne kalın birörtü çekecekler ki ölelim" diye iti raz ediyoruz. Demirel öğüt veriyor: Kurum- lar tartışılmaz. Tartışılırsa ört ki ölem! Demirel çok konuşuyor. Bize ha bire "Battaniye Katlama Ni- zamnamesi"ri\ anımsatıyor. Ku- rumlann, kurumsal niteliklerini yitirdi yitirecek noktasına gel- mişlikleri onu sanki hiç ilgilendir- miyor. Sistem tartışılmasın, re- jim sorgulanmasın diye, kirien- menin TBMM'ye sıçramış bo- yutunu göz ardı etmeye razı. Ye- ter ki içtüzüğe, nizamnameye uygun olsun. Devletin iç güven- lik örgütünün bir güvenlik tehdı- dine dönüşmesi handiyse De- mirel'in umurunda değil. Yeter ki adı Çath'nın yol arkadaşlan ara- sında geçen bir polisi daha kilit bir göreve ya da Türkeş'i "Ne öğrendiysem senden öğren- dim baba!" diye kutsayan bir başka polis şefini valiliğe yük- selten karamamenin altında ni- zamnameye uygun olarak ilgili bakanın, müsteşann imzası bu- lunsun, evraklan tamam olsun. Yargının çürüdüğünü yargının başındakiler söylüyor. Demirel tınmıyor bile. "Yargı kurumunu tartışırsanız ortada yargı kal- maz" deyiveriyor. Kendisi "kal- mamış"\n kurumu tartışılmaya- caksa ne tartışılacak bu ülke- de? Demirel durmaksızın konuşu- yor: - Insanlarhersabah kaiktığın- da karşılaştıkları problemlerfe boy ölçüşemeyecek durum- daysalar, zaten onlann gayret sarfetmelerine de gerekyoktur. O zaman dünya, ölmüş ölüler ile yaşayan ölülerin toplamın- dan ibaret olur. Karamsarlığı nerede görürsem rahatsız olu- rum. Şaka da olsa...Oysa şaka filan yapan yok. Ölmüş ya da yaşayan "ö7ü"yedönüşmemek için kavga verenler var. Ölmüş ya da yaşayan "kurumlar" kıs- kacında bize "Battaniye Katla- ma Nizamnamesi"n\ anımsatıp sonra da karamsarlıktan yakın- mak... Bizi karamsar yapan, şu ke- ytfif pazar sabahı, şu iç karartı- cı yazıyı döktürten de bu ya... POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETEVKAYA İsyancı Coşku... Sabah sis altındaydı... Yabanıl kuşlar kahverengiye yüz tutmuş kiremrt çatılann üzerine konuyordu. Selimiye sanki binlerce yıllık bir yalnızlığa gömül- müştü... Kimi sevinçler ve acılar, sabah sisinin gizeminde büyüyor gibiydi... Hani boğuntusunda umutsuz can sıkıntılan var- dır, hani tedirginliklerde gürültülü telaşlann arasın- dan çıkıp gelen... İşte öyle bir şeydi ve sen uzun ok- şayıcı sesinle isyancı bir coşkuyu yeniden canlan- dınyordun... Belki o saatlerde Puşkin'in ıssızlıkla karanlık ara- sında kalan sürgünlüğü, kıpırdayan gür sesi ve ço- cuksu gülümsemesi Nâzım'ın masmavi gözlerin- de anlam buluyordu. Nedeni bilinmez ama, bir lyonya görkemiyle de- nizler kabanp taşıyordu... Acaba tüm anlamsızlıklar, yaşamın vazgeçilmez koşulu muydu? Gerard de Nerval'in bildiği o hava, çok ağır, ha- zin ve muhteşemdi. Bunca ölümler, katliamlar ge- ride kalmıştı. Bir umutsuzluk, örtülü yalnıztığı alıp götürmüş, hiç beklenmeyen sevinci taşımıştı... Yok olmazdı böyle bir şey!.. Tüm bunlar eski zamanlarda anlatılan bir masal- dı... Bir genç kız sevdiği için ölümü göze alabilir miy- di? Bir delikanlı sevdiği için silahı şakağına daya- yabilir miydi? Şiirier sevda ve ölüm üzerine yazılırdı... Kuşatılan kentlerde, bilinmedik sokaklarda şar- kılarsöylenirdi... Her şey çok uzaklarda kalmıştı... Yıllar önce bir sabah Selimiye'de uyandığında, denızi ve gökyüzünü aynı anda gördüğünde, ne- dense çok şaşırmıştı... Nöbetçi askerierin süngüleri miydi şakırdayan, yoksa mazgallan dolduran rüzgânn sesi miydi, hiç anlamamıştı... Sabah sis altındaydı... Yabanıl kuşlar kiremit çatılann üzerinden kanat çırparak havalanıyordu... Selimiye'ye uzaktan, bu kez denizden uzun uzun baktı... • • • Tepeden tırnağa tüm bedeninin şarkısını söyle- mek, duygunun, güç yüklü yaşamın çığlığı mıdır, WaltWhitman? Anlamlar, sonuçlar, saflıklar, ispatlar, söylentiler, aşklar, güzellikler, buyruklar, umutlar, iyilikler, yargı- lar, tannlar nedir, anlatır mısınız? Suçlu olmak nedir, bana açıklar mısınız? Neden hep ölüm yaşanmış sevdalann içinde? Aşklann ölümü olur mu, Chartes Baudelaire? Gecelere kafa tutun, meydan okuyun aşklara... Ama ölümü düşünmeyin... Onlar şiirlerde kalsın, tıpkı böyle: "Yatağımız olacak, hafifkokuyla dolu, Divanımız olacak, bir mezar gibi derin; Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin O garip çiçekleri süsleyecek konsolu. Son sıcaklıklannı sarf ederek hovarda, " u Birer ulu meşale olacak kalplerimiz; v " ' 4 »* 1 Çifte ışıklanndan gidip gelecek birjz. t, Ikimizin ruhunda, o ikiz aynalarda. Pembe, lahuti, mavibirakşam Veda'la dolu, uzun birhıçkınkhalinde Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri; Nihayet kapılan biraz aralayarak, Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak Buğulu aynalan ve ölmüş alevleri." • • • Sabahın sisi kalktı... Yabanıl kuşlar artık görünmüyoriardı... R. Tagore'nin kuşlan göründü deniz maviliğinde. Ağaçlar yalancı bahara kanıp çiçeğe vurmuşlardı... Geceleri yıldızlar ağız ağızaydı... Selimiye'ye baktı uzun uzun... Umutsuz can sıkıntılannı bir kenara koyup, telaş- lı kalabalıklann arasına girip kayboldu... İsyancı bir coşku yüreğinin tam orta yerinde so- lukalıp veriyordu... Bir şeyler mınldanmaya başladı. Ansızın içine hü- zün doldu... Mutluluk ve mutsuzluk bir noktada kesişiyordu... Sabahın sisi bu kez gecenin karanlığıyla buluş- tu, yıldızlar görünmez oldu... Şöyle dedi: "Tam öğle vaktiydi gittin Güneş ortalığı yakıp kavuruyordu Balkonda bir başımaydım gittin llık rüzgâriar esti ardından." E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (S. raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Özellestirme Yüksek Kurulu 'Hukuksuduğa devam y kararı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Özellestirme Yüksek Kurulu'ndan (ÖYK) özelleştirmelerle ilgili hukuksuzluğa 'de- vam' karan çıktı. Danış- tay ve idare mahkemele- rince iptal edilen özelleş- tirmelerin değerlendirildi- ği ÖYK toplantısından sonra bir açıklama yapan Devlet Bakanı Işuı ÇetebL " Yürütme>i durdurma ve iptal karan verilen özelleş- tirme ihalelerinden södeş- mesi yapılmayanlann di- şında kalanlar yürü rlükte kalacak 7 * dedi. Petrol-lş 'ten yapılan ya- zılı açıklamada ise, mah- keme kararlanna uyularak özelleştırilen kuruluşlann derhal geri alınması ısten- dı. ÖYK Danıştay ve İda- re Mahkemelen tarafın- dan yürütmeyi durdurma ve iptal kararlan venlen özelleştırmeler konusun- da 'sâzleşmesi yapılan ku- ruluşlar için' mahkeme kararlan tanınmayacak. Hukuki boşluğun önemli ölçüde giderildiğini savu- nan Çelebi şunlan söyledi: "Özellestirme işletnle- rinin bu mevcutyasaya gö- re hızlandınlmasında gö- rüş birliği oluştu. Yasanın son hali. özeüeştirmenin önünde bir engel konum- da olmadığmı gösterdL Buna göre. Nisan 1997'den önceki yürütmeyi durdur- ma ve iptal karan verilen özeUeştirmeihalelerinden, sözleşmesi yapılmayanla- nn dışında kalanlar yü- rürtükte olacak." Petrol-lş de yaptığı ya- zılı açıklamada. ÖYK'yi IMF ve Dünya Banka- sı'nın değil, bu ülke emek- çilennin sesine kulak ver- meye çağırdı. AçıkJama- da, "Bizler söz konusu mahkeme kararlanna sa- hip çıkıyoruz ve sonuna değin bu yönde çaba sar- fedeceğiz" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle