04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 1997 PAZAR 10 HABERLERIN DEVAMI IIIK1Y Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydrn Denizli Y Y Y Y Y Y Y Y 13 13 13 14 15 14 14 13 Zonguldak Y 15 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y Y Y Y Y 17 14 21 20 12 18 12 11 Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa M£rdin Siirt Hakkâri Van Y Y PB PB PB PB PB PB 16 18 14 16 14 16 10 9 16 Kars PB Butün bölgetenmız parçal yer yer çok Bulutlu, Mar- mara, Ege, Akdeniz, Iç Anadolu, Batı ve Orta Ka- radenız saganak ve yer yer gokgurültülü saganak ya- ğışlı geçecek. Yagişlar Marmara ve Ege'de etkılı olacak. Hava scaklığı batı bölgelenmızde biraz azalır- ken, doğuâa Dıraz artacak. Rûzgâr guney ve batı yön- lerden orta kuvvettt yurdun batı kesımlennde kuvvettı ve yer yer fırtına şeklınde esecek. Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn HB PB PB PB PB PB PB PB ü -3 2 5 5 4 4 3 Münih Y 3 Mılano Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y Y Y Y Y Y Y 3 4 4 4 7 8 16 15 Y 16 ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB PB PB PB PB -3 2 2 28 6 4 14 23 Şam PB 20 Parçalı bulutlu Sıslı C°"h, Bulutiu k Çok bulutlu ı Yağmurlu Kartı \A-J>.* Sulukar \ Gok guruttûtü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada der, öteki Mahfi gelir. Hükümet tartışmalı da olsa aldığı ekonomik karariarı uygulamayı sürdürür. Konuşmayı sevmiyormuş Mahfi, susuyor. Istifay- la bağlantılı -üstelik "hassas piyasamızı" etkile- yen- türlü çeşit söytentüer sürekli dolaşıyor. Bir kitabında, siyasetçi ile ters düşen bürokratın derhal istifa etmesi gerektiğini yazdığı için övgü- lere layık görülen Eğilmez, o kitabın yeni baskısı- na bürokratın istifadan sonra gerçekleri açıklama- sı koşulunu dayazmalı, değil mi? Ülkemizde, hele siyasal alanda, bürokrasi alanın- da tuhaflığın bini bir para. Örnegin, CHP'nin önde giden kadrosu ya kamu- oyunu çok saf sanıyor ya da olayları izlemediği ka- nısında. Önüne ne koyarsak sindirir diye davranı- yor. Son günlerin önemli görülen ve gösterilen sorun- lannın başında CHP'nin hükümete desteğini çekip çekmeyeceği konusu geliyor. Baykalın birsüreönce "Eleştiririz, ama destek- leriz" diye özetiediği parti politikası, devrimci par- tinın elinde evrim geçire geçire, bakınız hangi nok- taya geldi, dayandı: Partınin Genel Sekreteri Adnan Keskin, -birTV programında- patronunun önceki söylemini yine- liyor; "hükümet kriziyaratmak istemediklerini" söy- leyerek, desteğin süreceğini açıklıyor. Aynı gece Mahfi Eğilmez'in istifasından sonra; Baykal, gazeteciye, "Bu hükümetin ömrü artık bit- miştir. Bu istifa ile hükümet büyük bir darbe ye- miştir. Artık ayakta kalamaz. Ne enflasyonu ne de Susurluk meselesini çözebilir" diyor. Topluma umut aşılamaya uğraş veren partimi- zin, hatta partilerimizin sergilediği manzara bu. Ge- risini hesaplayın artık. İniş çıkışlı hükümet Doğrusu, "gerisinihesaplarken" aman hüküme- timizin inişlerini çıkışlannı dikkatle ve özenle sap- tamaktan da geri durmayınız lütfen. Küçük bir anımsatmayla başlayalım. Hükümet, enflasyonun ateşini düşürecek ekonomik kararlar arifesinde. Alacağı önlemler üzerinde türlü çeşit söylenti dolaşıyor. Bir gece yarısı gelen haber beş heceden ibaret: Altı ay zam yok! Yaşşa! Ama ya öteki önlemler? Başbakan der ki; bütçeden sonra... Yaaa!.. Ağzımız bir karış açık. Demek ki, bir ay daha bekleyeceğiz, yeni önlem- ler nedir diye çile dolduracağız. Varsın böyle olsun. Laikliğin koruyucusu, hizmet kervanlannın öncü- sü, demokrasimizin erdemi ve yegâne savunucu- su eşsiz 55. hükümet: Acaba halkımız sana min- nettar mı? Galiba pek değil. Tanla'nın PİAR GALLUP ku- ruluşunun son anketine göre, halkın yüzde 66.1 'i "artık hükümeti desteklemiyor". Işte, Yılmaz'ın bir-iki ayda geldiği nokta. Bu sonuca ve her şeye karşın, hükümet, zam- sız 6 ayla yetinin, bir ay daha bekleyin, diyor, diye- biliyor. Devlet adamlarımız; başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, biliyorsunuz, ayaklan karadayken "de- mode saydıklan" basın toplantılan yaparak önem- li sorunlara değinmiyorlar. Havada konuşuyorlar. Uçakta çevrelerine; beleşten, devlet kesesinden otellerde yatıp, yemeyi içmeyi seven -örnegin De- mirel'in tercihi köşeyazariandır- kardeşlerimizi alı- yorlar. Galiba zihinlerinin havada açılıyor olması, uçakta konuşmayı yeglemelerine neden oluyor. Işte böylesi bir ortamda; örnegin Sofya'dan dö- nerken Yılmaz, üç-beş gün önce karada söylese toplumun her kesimini rahatlatacak açıklamaları, havada yapıyor. "Zamsız 6 ay, 1 milyar dolara mal olacak" diyor. "Güvendiği somut veriler" varmış. Zamsız akarya- kıtı nasıl sağlayacağını anlatıyor: Dünyada fıyatlar da iniyormuş; OPEC üretimi yüzde 10 artıyormuş. Bu da "fıyatları indirecekmiş". Sonradan gelen bu bilgi göze çarpmıyor bile. Kı- yıda köşede yitip gidiyor. Hükümete güven de... Ekonomide kargaşa• Baştarafı 1. Sayfada IMF'nin 3 yıllık programa destek vermediğini açıkça belirtmesine karşın, Taner'in "Anlaşma- ya vardık" diye açıklama yapmasıyla başlayan sıkıntılar. Taner'tn daha başbakana sunmadan ön- ce bir gazeteye verdiği "Şokpaket tuLnruyorum'* demeciyle tırmandı. Taner'in pazar günü Mosko- va'da petrol ûrünlerinin fiyatlannın 6 ay dondu- rulacagını açıklaması ve Yılmaz'ın da ertesi gün bu açıklamaya "Bütün KİT ürünlerine 6 ay zam yapmayacağiz''' diyerek destek vermesı Eğılmez'i istifa noktasına getirdi. Para ve Kredi Yüksek Kurulu'nun çarşamba günü yapılan toplantısı, alışılmışın dışında eko- nomi bürokrasisinin durum değerlendirme zir- vesine dönüştü. Çelebi, gazetecilerin sorulan üze- rine, bürokratlan ikna çabasını "Mutfagı topar- lamaya çahşıyoruz" diyerek anlattı. Eğilmez ile Taner arasındaki iplerin, perşembe günü yapılan görüşmede Taner'in "Siyasi riski ben ahyorum. SeıubUdiğiniokuınaktstivorsun" demesiyle kop- tuğu kaydedildi. Eğilmez'in istifası konusunda gazetecilerin sorulannı "Ben ne bfleyim, eden ben değilinı ki, kendisT diyerek geçiştiren Taner, 1MF ile görüş- melerin etkilenmeyeceğini savundu. Eğilmez'in yerine yeni bir isim belirlediklerini, ancak karar- name yayımlanmadan bu konuda açıklama yap- mayacağım söyleyen Taner, IMF ile göriişme için 16 Aralık'ta ABD'ye gideceğini bildirdi. Taner, IMF'ye önerilecek program konusunda da "Bu konuda çok konuştum. Arük hiçbir şey söylemi- yorum. Aynı şeyleri söyleye söyleye btktnn" de- mekle yetindi. Eğilmez'in görevinden aynlması, ekonomik programın ödünsüzce uygulanacağına inancının yok olmasına bağlanırken başta Hazine ve Mer- kez Bankası yetkilileri olmak üzere. üst düzey ekonomi bürokratlan hükümetten program konu- sunda kararlılığın açıklanmasını bekliyor. Türkiye'nin rezervlerinin seçim ekonomisi için yetersiz olduğunu vurgulayan Merkez Bankası yetkilileri, erken seçime gidilmesi durumunda 1994 yerel seçimleri öncesindekine benzer bir bunalımın çıkacağı uyansını yaptılar. Ekonomi yönetiminde yasanan bunalımın IMF ile yapıla- cak görüşmeler öncesine gelmesi sorun yaratır- ken, Taner'in de istifa ettirilmesi durumunda go- rüşmelerin ertelenmesinin istenebileceği belirtil- di. Demirel, yurtdışı gezilerinde yanına Tanerye- rine Çelebi'yi ahyor. Koalısyonun diğer ortakla- n Bflient Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk da eko- nomik kararlardan haberdar edilmemeleri ve Ta- ner'in açıklamalan konusundaki rahatsızlıklan- nı Yılmaz'a ilettiler. Aynı rahatsızlıklan duyan Yılmaz. birkaç hafta önce Işın Çelebi'yi vitrine sürerek Taner'e konuşma yasağı getirmişti. Baykal. dün parti meclisi üyelerine son geliş- meleri değerlendirirken KİT ürünlerine 6 ay sü- reyle zam yapılmamasmın mümkün olmadığını belirterek "Okuruluşlarkâretmekzonındadır" dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu manza- ra çok ciddi tepkilere yol ac.mıştır. Eğilmez'in isti- fası bu tabloya teknik bir tepkidir. Bu demagoji- ye, siyasi aklatmacaya boyun eğmeyeceğini saygı- değer dav ranışıvla ortaya koyımıştıır. Bu, sıradan bir bürokrat istifası değüdir. Bir bakaıun istifa- sından çok daha önemlidir, uyancıdır." Maliye Bakanı Zekeriya Temizel ise, Eğil- mez'in istifasına hâlâ ihtimal vermediğini belir- terek "Ben de merak ediyorum. 25 yülık arkada- şım. Niye böyle bir tavır içine girdi bilemiyorum" diye konuştu. 'Enflasyonla topyekun Vergi reformu mücadele edilmeli' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Mesut Yılmaz, enflasyona karşı top- yekûn savaşmanın amaçlandığı bir dönem- de turizmin her zamankinden daha fazla önem taşıdıgını söyledi. Başbakan Yılmaz, dün Türkiye Seyahat Acentalan Birliği'nin (TÜRSAB) 13. Ge- nel Kurulu'nun açılış törenine katıldı. Tu- rizmin toplum yaşantısında önemli bir un- surhaline geldiğini vurgulayan Yılmaz, bu- gün iç ve dış turizm hareketinin daha fazla önem ve değer kazandığını, bundan yarar- lanmayı amaçlayan ülkelerin gelirlerinin önemli bir bölümünü turizmden sağladıkla- nnı anlattı. Türkiye'nin sahip olduğu turizm potansiyelini daha verimli hale getirmek ve uluslararası tanıtımı daha etkin birbiçimde yapmak noktasındaki çalışmalarla gelecek dönem bu alanda önemli mesafeler almaya aday oldugunu kaydeden Yılmaz, şöyle de- di: "20 yüdan beri devam eden enflasyona karşıtopyekûnsavaşmayı amaçladığınuzbir dönemde turizm alanındaki faafiyetierimiz her zamankinden daha fazla önem tasunak- tadır. Çünkü Türkiye'niıı geçmişinde öde- meler kriziyk birteşen ağır ekonomik kriz- lerin tekrarlanmama şartı. turizm ve ihra- cat gibi uikeye döviz kazandıran sektörierin geüsuninin sağlanmasıdır. Turizm, uluslara- rası alanda ülkemizin vüz akıdır." Ülkenin turizmde gereken atılırru yapma- sı için otoyol ve ulaşım sorununu çoktan ge- ride bırakmış olması gereklilığine işaret e- den Yılmaz, özellikle turistik bölgelerdeki ulaşım imkânınm artması içinçokdahacid- di çalışmalann yapılması gerektiğini söyle- di. Türkiye'de ulaşım olanaklannın arttınl- masınm arzu edilen düzeye ulaşamadığına dikkat çeken Yılmaz, "Bugün hâlâ otoyol tarnşması yapılıyorsa, bu Türkiye'nin tu- rizm konusunda ortaya konulan görüşlerie igUi bir genei mutabakaü, samimi bir >ak- laşımı henüz vakalavamadığmın ispabdır" dedi. Refah Partisi fle 4 benzeşen' I Baştarafi L Sayfada RP'nin kapatılması istemi- ni görüşmeye başlayacak. Toplantı sırasında yeni in- celeme, araştırma ve bilgi- sine başvurulacak kişilerle ilgili istemlerin de karara bağlanacağı bildirildi. Anayasa Mahkemesi'nin "laikliğe karşı eykmlerin odağı olduğu'" gerekçesiyle RP'yi kapatarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesinde kanıt ola- rak yer alan parti yönetici- lerinin adlannı gerekçeli karanna yazması durumun- da aralannda Erbakan'ın da bulunduğu çok sayıda RP'liye siyasetin 5 yıl sü- reyle yasaklanacağına dik- kat çekildi. Iddianamede, başsavcının "odak olma" iddialanna kanıt olarak yaptığı ve siyasi yaşamlan 5 yıl süreyle tehlikeye giren RP yöneticileri ve yönelti- len bazı suçlamalar şöyle: Erbakan: TBMM gru- bunda yaptığı konuşmadaki "RP iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ue? Geçiş, dönemi yumuşak mı olacaksert mi olacak? Kan- sız mı olacak? Bu ketimele- ri kullanmak büe istemho- rum ama, bunlann teroriz- mi karşısmda herkes gerce- ği açıkça görsün diye bu ke- limeleri kullanmak mecbu- riyeti duyuyonım. Türki- ye'nin şuanda birşe>e karar vermesi lazım. RP adil dü- zen getirecek. bu kesin şart Sorun ne? Geçiş dönemiyu- muşak mı olacak, sert mi olacak? Taüı mı olacak kan- b mı olacak? 60 mflyon bu- , kaynaklan îsraf ediyor' EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Düıçer, devletin "her ile Mr üniversite'' sloganıyla hem ülkenin kıt kaynaklannı israf ettiğini hem de eğitim-öğretimin kalitesini düşürdüğünü söyledi. Dinçer, yeni açılan fakülteler nedeniyle hukuk öğrenimi konusunda son yıllarda Türkiye'de büyük sorunlar yaşandığını vurguladı. Güven Dinçer, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, yeterli kültür ortammın olmadığı atmosferde hukuk fakültesi kurmanın yanlış bir politika oldugunu söyledi. Hukuk fakültesi olan üniversitelerin her yû 3 bin 280 öğrenci aldığını, bu saymın da Türkiye'nin hukukçu gereksinimini karşıladığını belirten Dinçer, "Ben kırk yıldır Türkiye'de hukukçunun azlığı ile ilgili bir şikâyet duymadım. Şikâyeüer genellikle uzmanhk cğitimi ile insan ve meslek kaütesi yönündendir. Büyiik şehirierdeki hukuk fakiiltclori sayı yönünden ihtiyacı karşılay acak düzeydedir. Yenilerinin kurulması gereksjzdir" diye konuştu. Dinçer şunlan söyledi: "Yeni üniversiteler ve bölümler kurulurken me/un olan gençlerin hangi işte çahşacaklan ve ne gibi meslek ve beceri Ue donaülacaklan, herhangi bir meslek dalında ne kadar insana ihtiyaç olduğu artık düşüniilmüyor ve tarüşılmıyor. Hukukçuhık, dünyanm her yanında temel birkaç meslekten biridir. Modern devletin ve çağdaş yaşanun karmaşıklığı, hukukçuya olan ihtiyacı ve hukukçunun etkinligini artûrmaktadır. Hukuk ögretimi güçlü bir kültür ve sosyai bilimler yelpazesi üzerine kurubnak zonındadır. Çağdaş ve öncü insan yetiştirecek hukuk fakültesi büyük şehirde kurulur. Müzik, tiy atro. plastik sanatlar ortamı oİmayan bir yerde hukuk fakültesi kurulamaz.'" Ozel finiversitder Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, yükseköğretimdeki bazı sorunlann giderilmesi için şu önerilerde bulundu: 9 YÖK bugünkü yapısı gereği idari ve siyasi organlardan meydana gelen ve siyaset ağırlıklı bir kurumdur. YÖK, yeni tıp fakülteleri kurulmasında gösterdigi zaafı ve sorumsuzluğu, şimdi hukuk falcültelerinde göstermektedir. • TBMM'den alelacele geçirilen kanunlar ve kurulan özel üniversiteler, YÖK'ün ve kötü siyasal uygulamanın Türkiye'ye ve ülkenin eğitim gelecegine getirdiği olurnsuzluklardjr. # Yeni hukuk fakültelerinin kurulması konusunda barolar birliği ve eski hukuk fakültelerinin düşünceleri almmalı ve bunlara etkinlik tanmmalıdır. 0 Yeni hukuk fakültelerinde ders programlan, kuruluşunu tamamlamış hukuk fakülteleri tarafindan belirlenmeîidir. • Bu fakültelerin kuruluşlan, ögretim sistemleri ve denetimler, YÖK'ten bagımsız bir kuruluş eliyle yürütülmelidir. 0 Acilen çıkanlacak bir yasa ile yeni kurulan bütün hukuk fakülteleri için yukandaki denetim uygulanmalı ve denetimden geçmeyenin denkliğı tanınmamalıdır. • Hukuk fakültelerinden mezun olanlar diğer üniversite mezunlan gibi fakültelerden mezun olmalılar ve sadece üniversite diploması kazanmahdırlar. 9 Kurulan yeni fakültelerin, özel üniversite hukuk fakültelerinin kurulduklan yerler, özelse kuruculan, öğretim kadrolan, öğrenci kabul-giriş şartlan, öğrenci sayılan Türk halkına açıkianmalıdır. # Özel üniversitelere Hazine'den verilen emlak ve yardımlar halka açıkianmalıdır. na karar verecek" sözleri. Başbakanlık'ta tarikat li- derlerine verilen yemek, Er- bakan'ın Sıvas Sıcak-Çer- mik'te cihada çağıran ko- nuşması, Kanal 7'ye cihat yardımı konuşması. Şevki Yılmaz: Belediye başkanı seçilmeden önce Rize'de yaptığı ve ordu dü- zeni içinde çalıştıklannı sa- vunan konuşması, iddiana- menin Anayasa Mahkeme- si'ne gönderilmesinin ar- dından basına yansıyan es- ki konuşmalan. Hasan Hfiseyin Ceylan: 14 Mart 1993; te Kınkka- le'de yaptığı konuşmadaki, "Bu vatan bizimdir, rejim bizim degOdir. Rejim ve Ke- malizm başkalaruundır" sözleri. Bir TV programın- da yaptığı, "Asker kalknnş diyor ki PKK'li ohnanıza müsaade ederizama, şeriat- çı olmanıza asla. Bu kafayta çözemezsiniz. Çözüm ister- seniz şeriatçüıktır'' açıkla- ması. Ibrahim Halil Çelik: 8 Mart 1997'de TBMM kuli- sinde gazetecilere söyledi- ği. "RP iktidannda imam- hatipieri kapatmaya kalkar- sanız kan dökülür, Ceza- yir'den beter olur. Ben de kan dökülmesini istiyorum. Kan dökülür fısnk gibi ohır" sözleri. Ahmet Tekdal: Bir tele- vizyon programındaki "Türkiye'de hak nizamı te- sis etmek isteyen siyasi kad- ronun adı RP'du"" sözleri. Ankara DGM tarafindan mahkûm edilen eski Sincan Belediye Başkanı Beldr Yıl- dız'ın şeriatçı terör örgütle- rinin liderlerinin posterleri- ni salona astırması ve şeri- atı öven konuşması. Anka- ra 1 No'lu DGM tarafindan mahkûm edilen Kayseri Be- lediye Başkanı Şükrü Ka- ratepe'nin 10 Kasım 1996'da yaptığı konuşma. Anayasaya göre, beyan ve faaliyetleriyle partinin ka- patılmasına neden olan par- ti üyeleri, gerekçeli karann yayımlanmasının ardından 5 yıl süreyle bir başka par- tinin kurucusu. üyesi, yöne- ticisi ve denetçisi olamıyor- lar. Aynca, Anayasa Mah- kemesi'nce kapatılan parti- nin üyelerinin oluşturduğu bir başka parti kurulamıyor. • Baştarafı 1. Sayfada lirlerin yeniden vergiye bağlı tutulmayacağını vxır- gularken, böylece tasarruf- lann yasnk altında tutulma- sının önleneceğini, kayıt al- tında görülmesinin gereke- ceğini anlattı. Vergi oran- lannın düşürülmesiyle gay- rimenkullerin rayiç değeri- nin beyanının sağlanacağı- nı savunan Temizel, re- formda istikrar paketinde olduğu gibi 3 yıllık geçiş dönemi öngörüldüğünü kaydetti. Temizel, vergilendinne- de 3 kara delikten biri olan esnaf muaflıgına ilişkin olarak, enflasyonun indiril- mesinin öngörüldüğü 2000 yılına kadar-vcrgi yükünde değişikliğe gidilmeyeceği- ni belirterek götürü yerine getirilen basit sistemle alış ve satışlarda belge zorunlu- luğunun getirileceğini bil- dirdi. Temizel, belgelendir- meye taksi şoförlerini ör- nek göstererek Maliye Ba- kanlığı tarafindan finanse edilecek fış aletlerinin uy- gulamaya sokulacağını an- lattı. Maliye Bakanı Temizel, vergiden kaçılacak delik bırakılmadığını, Türki- ye'de artık vergi kaçakçıla- nnın hapis cezasmı göre- ceklerini söyledi. Temizel. mart ayında menkul sermaye iratlannın net 1.5 milyar lirayı geçi- yorsa beyanname verilme- si düzenlemesinin uygula- nacağını bildirdi. Menkul sermaye iratlannda vergi- lendirmenin tek bir oranda olacağını belirten Temizel, siyasi istikrar nedeniyle pa- ketin uygulanıp uygulana- mayacağı sorusu üzerine şöyle konuştu: "BizTürld- ye'nin ihtiyaçlanna göre bunu ortaya koyanz, er geç biri çıkar uygular. Biz uy- gularsak. onuruna ortak olunız. Başkalan uygıüar- sa, destekleriz. Bunun ne kadrolarla.ne hükümetier- le ilgisi olur. Hükümet şu anda sahip çıkıyor. Parla- mentodan da zannediyo- rum önemli bir destek göre- cegiz.'' Temizel. döviz büfele- rinde yapılan alım-satım iş- lemlennin de kayda girece- ğini belirtirken. "Yasnk al- Ondald ziynet eşyası için şu andaki sisteme gider vergi- si esası getirildi. Kişi altını sabnca gider bdgesine göre kaynağını soracağtz" dedi. Borsada da kayıt sistemi ol- dugunu, bu yasada da yapı- lacak değişiklikle vergilen- dirmeye gidileceğini söy- leyen Temizel, vergi tasan- sının geriye dönük olarak işletilmeyeceğini bildirdi. Temizel, vergi yükümlü- lennin işyerlerinde bulû- nan envanterlerle ilgili bil- dirimde bulunmalanna bağlı olarak bir anlamda "stokaflfi" yapılacağmı, an- cak bildirimden sonra alı- nan envanterlerin vergilen- dirileceğini kaydetti. Kamu kuruluşlannın vergi borç- lannın tahsilinin kolay ol- madığını, ancak bütçede yaptıklan sermaye arttın- mıyla yeni bir şans tanındı- ğını söyleyen Temizel, ver- gilerin nerelerde kullanıl- dığına ilişkin düzenleme- nin bütçe yasalannda yapı- labileceğini kaydetti. Asgari ücretin, vergi ödendikten sonra yaşana- bilir bir ücret olarak belir- lenmesi gerektiğini, herke- sin ödeme gücüne göre ver- gi vermesi gerektiğini be- lirtirken, "Toptumsaldene- tim hakkı kimsenin elinden alınmamaİL Askertik hak- kının elinden alınması gibi bir şey bu" diyen Temizel, istihdamla kayıt dışının bir- birine bağlı oldugunu, is- tihdam maliyetinin önemli unsuru oluşturacağmı, an- cak belgesiz satış yaptığı için kaçak işçi çalıştırabi- len işyerlerinin artık bu ris- ki üstlenemeyeceğini sa- vundu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ma belki keyifte ağır olur" deyip mayomu da al- mıştım. Kaldığımız otelin önü yol, sonra palmiyeler ve de- niz. Petrolün getirdiği zenginliğin bir bolümü çölü yeşertmeye aynlmış. Özel sulama sistemleri kur- muşlar. Ziraatçıların "damlama sulama" dediği yöntemle her ağacın, çiçegin yanından delikli su hortumu geçiyor... Sürekli damlayan su ağaçlara can veriyor. Uzaktan da seçilebilen birkaç kişinin yüzdüğü- nü görünce, vınnn denize... Su, Bodrum eylülü... Bir nefeste boyumu aşan yerdeyim. Sanki be- denim değil ruhum yıkanıyor. Kıyıya yaklaşırken denizin dibine baktım, gölgeler geziniyor. Neyin gölgesi demeye kalmadan yanımdan bir grup ba- lık geçti. Renkleri nasıl da açık. Gölgeleri kendile- rinden koyu. Kirli beyaz gövdelerinde ince siyah çizgileriyle sabah yüzüşüne çıkmışlar. Durup takılmadan edemedim. Az ötede bir başka deniz düşkünü de yüzmeyi bırakıp balıklan izlemeye koyulmuş. Derken kryıda anaç bir martı belirdi. Siyah kanatlan, iri gövdesiy- le kumlara şöyle bir dokunup denizde kayboldu. Solda Abu Dabi'nin Hong-Kong'u andıran dev beton-cam binalan, sağda palmiyeler, burnumda deniz kokusu... Çevrede yaş ortalaması 60, kilo ortalaması 90 üç-beş insan. Deniz dalgalandıkça kıpırdayan kumlar ayaklanmı kaşırken kendi kendime takıl- dım: Bu da başka bir 90-60-90... Derken, bacakları kibrit çöpünden ince bir kuş çıkageldi. Telaşla kumlann üzerinde ince izler bı- rakıp yürüdü, sonra palmiyelerin arasında kaybo- lup gitti. Denizden çıkıp yan koşar, yarı yürür kumlarda te- pinirken kendi kendime sordum: - Arkadaş, Basra Körfezi deyince aklına ilk ne- ler geliyor? "Savaş, Saddam, bomba, petrol, kihilik, gergin- lik, ölüm, acı, ikili-üçlü oyunlar, savaş gemileri- uçaklan, kriz, silah, Çöl Ayısı, mayın, BM Güven- lik Konseyi..." - Ne bu yav, aklına hiç iyi bir şey gelmiyor mu? "Durdüşüneyim..." Düşün düşün, çoktur işin... Ne yazık ki gelmedi. En son 'Körfezi başlıklar aklıma geldi: "Körfez'in sulan ısınıyor..." "Körfez'desıcakgünlef..." •"" i > A J < t i f i ^ n Denızegülümsedim... „; Körfez gerçekten sıcak, sular da ısınmış durum- da... Istergüneşlen, isteryüz... 'Hayalini gurmamıştır...' Basra ve onu okyanusa bağlayan Umman Kör- fezi, deniz zenginliği bakımından dünyanın önde gelen coğrafyalan arasında yer alıyor. Konuştuğu- muz kişiler, renk renk balıklardan, su kaplumbağa- lanndan, biraz açılınca balinalardan söz ettiler... Ama insanoğlunun yapıp ettikleri Basra deyin- ce akla bunları değil, yukanda sıraladıklanmızı ge- tiriyor. Oysa tersi de elimizde. Dönüş yolunda Basra Körfezi'nin sulan içimi ısı- tırken, 1992'de Körfez Savaşı'nın birinci yılında kendimle biriikte gittiğim Basra şehrini düşündüm. Adı körfezle bütünlenen, Dicle ile Fırat'ın birieştiği Şattülarap su yolunun kıyısındaki şehirde yönü su- ya dönük onlarca heykelin yanında yürürken, bu heykellerin Iran-lrak savaşında ölen gerçek kişile- ri temsil ettiğini öğrenince nasıl da ürpermiştim... O günün akşamında, kaybolan Basra gecelerin- den kalan güzel birkaç saat geçirmiştim. Rada adlı genç kız güzel türküler söylerken yanımızda- ki Türkmen rehber kulağa hoş gelen Türkçesiyle hep anlatıyordu. Rada'nın bizim bulunduğumuz masaya gelip gelmeyeceğini tartışırken rehber ara- yagirmişti: - Öyle bir hayal gurmamıştır Güzel şeyler için önce hayalini kurmak gereki- yor... "Körfez sulan" deyince yüzer üsleri değil, yüzen yüzleri hayal etmek ne güzel olurdu... Ogünlere... Gelir vergisinde indirim • Baştarafi 1. Sayfada lılerin vergi iadelerinin aylık ya da yıl- lık olup olmayacağının Ekonomik ve Sosyai Konsey'de ele alınacağını bil- dirdi. SaygıLıoğlu'nun verdiği bilgilere göre vergi reform paketinde özetle şu düzenlemeler getiriliyor # Gelir kavTamı genişletiliyor. Kay- nağı ne olursa olsun, vergi türleri kap- samında yer almayan ve asgari ücretin 2 katını aşan tasarruf veya harcamalar, diğer kazanç ve iratlar olarak vergilen- dirilecek. Dönemin harcama ve gelir- leri karşılaştınlarak gerçek gelirin orta- ya çıkanhnasıyla bu vergi türü işletile- cek. • Vergi istisna ve muafıyetleri da- ralrılacak. Yalnızca yatınm indirimi ko- runacak. 9 Vergi kimlik numarasının pek çok alanda işlerliği sağlanacak. Buna koşut olarak borsa, tapu, pasaport ve kredi kullanımı ile ilgili yasalarda düzenle- meler yapılacak. 0 Götürü vergi kaldınlarak yerine basit usul getirilecek. Esnafta deftertut- ma zonınluluğu yerine, alış ve satış bel- gelerinin kayntlı olduklan meslek oda- lanndaki muhasebeciler tarafindan tu- tulması ve yılda bir kez beyanname ve- rilmesi öngörüldü. 1998-2000 yıllan arasında ne kadar götürü kazanç sınır- lamasının üstünde faturasız gelir olur- sa olsun vergilendirilmeyecek. 9 Kayıt dışına kaynak teşkil ettiği belirtilen zirai faaliyetlerde, küçük çift- çilerin satışlan üzerinden yüzde 4'lük stopaj kesintisi de- \'am edecek. Beyan- name zonınluluğu için hasılat değil, iş- letme büyüklüğü esas alınacak. Satış tutarlanmn düzenlendiği ve bildirilen müstahsil makbuzlannın üzerindeki ta- sarruflar, diğer kazanç ve irat olarak vergi kapsamına alınacak. Büyük işlet- meleri olan çiftçiler defter tutacaklar. 0 Bilgisayarlarla çapraz kontrol sis- temi yürütülecek. 0 Vergi sisteminin basitleştirilmesi için 10 ayrı fon ve vergi kaldınlarak ye- rine özel tüketim vergisi getirilecek. 0 Hayat standartı 1999 yılından iti- baren kaldınlacak. Geçicı vergi de kal- dırılacak. 0 Sermaye piyasası araçlannın ver- gilendirilmesinde rekabete aykın olan tarafhhk kaldmlıyor. 0 Vergi yükümlülüğü öngörülme- yen işportacılann belediyelerden yıllık yüzde 12 oranında harç ödeyerek esnaf muafıyet belgesi almalan, alış belgele- rini de belediye zabıtalanna ve Mali- ye'ye ibraz etmeleri isteniyor. Alışlan- nın 2 katının üstünde tasarrufa gidildi- ği zaman vergi alınması öngörülüyor. 0 Vakıf ve demeklerin topladığı ba- ğışlann yüzde 5 stopajla vergilendiril- mesi öngörülüyor. Vakıf ve dernekler, kurumlar vergisine tabi olacak. 0 KDV'de 1999'da oransal değer- lendirme yapılacak. Arsa ve işyerleri KDV'den muaftutularak yatınm altya- pısı ucuzlatılacak. 0 Gelir vergisi, 1998'de alt dilim yüzde 25'ten yüzde 20'ye, üst dilim yüzde 55'ten yüzde 45'e; 1999 yılında alt dilim yüzde 15'e, üst dilim de yüz- de 40'a indirilecek, 2000 yılında da bu oranlar devam edecek. Kurumlar ver- gisinin, yüzde 32 veya 30 olmak üzere iki seçenekten birine indirilmesi öneri- si ESK'de ve siyasilerle kararlaştınla- cak. 0 Tapu harç alımındaki toplam yüz- de 9.6'lık oran, alıcı ve satıcı için yüz- de 1 'e inecek. Emlak vergisi yüzde 2 olacak. 1998 yılının mart ayında beyan edilen emlak değeri, ileride satış oldu- ğunda aradaki fark değerlendirilerek vergi kapsamına almacak. 0 Cezalar teke indirilerek kaçınlan vergi kadar cezalandırma sistemi geti- rilecek. Şimdiye kadar hiçbir vergi ka- çakçısı için uygulanmayan hapis ceza- lannın işletilmesi sağlanırken, hapis ce- zalan hafiflerilecek. 0 Devletin mükellefe gecikmeli ödemelerinde faiz uygulanacak. 0 Yabancı sermaye için kur farklan vergiye tabi tutulmayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle