05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şehrt ailelerine yardım • İstanbul Haber Servisi - Türk Emniyet Teşkilatı Şehitleri, Malullen. Dul ve Yetımlen Eğıtim Yardım Vakfı, (TEYEV) Gayrettepe'deki İstanbul Asayiş Şube Müdüriüğü'nde dûzenlenen törenle şehit ailelerine 71 milyar liralık yardım çeki verdi. SuaJtı nimleri gösterimi • İstanbul Haber Servisi - 'Dünya Sualtı Filmleri 1. istanbul Gösterimi' Galatasaray Lisesi'nde başladı. Gösterimde ödüllü ve çoğu belgesel olan 20 filtn sunuluyor. Gösterime Kaptan Cousteau ile bırlikte film çalışmalan ve kameramanlık yapmış olan Pierre Coton da katılıyor. Öğrencilere destek eylemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lnsan Haklan Derneği, Yüksel Caddesi'ndeki lnsan Haklan Anıtı önünde "Öğrencilere, gençlere dokunmayın" sloganıyla oturma eyleme yaptı. İHD Ankara Şube Başkanı Yıldız Temürtûrkan. insanlann düşünceleri nedeniyle hapse mahkûm edildiğini belirterek "Çetelenn yenne muhalifler hapse konuluyor. Çeteler hapis cezası alana kadar oturma eylemimizi sürdürece|iz" dedi. Aşfca yasak, savaşa kışkırtma • İstanbul Haber Servisi - ÖDP İstanbul ll Yönetimi, zinada kadın ve erkeğe eşit ceza getiren tasannın TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilmesini, "Savaşı kışkırtıyorlar, aşkı yasaklıyorlar" bıçimınde nitelendirdi. ÖDP. kâğıt üzerinde kalacak sözde eşıtlikler yerine kadınlann mağdur olmalannı engelleyecek dûzenlemeler yapılmasını istedi. Hediye fuarları • İstanbul Haber Servisi - 'Yılbaşı Aımağan Fuan' ve '16. Hediye Fuan", yılbaşı öncesı sevdiklerine hediye almak isteyen Istanbullulara zengin seçenekler sunuyor. ' 16. Hediye Fuan' Müjde Ar tarafindan Tepebaşı TÜYAP Sergi Sarayı'nda, 'Yılbaşı Armağan Fuan' da Şişli Belediye Başkanı Cüneyt Akgün tarafindan Meliha Avnı Sözen Kültür ve Fuar Merkezi'nde açıldı. Partilerin görüşlerini açıkladıklannı belirten Ecevit, 'Bakanlar Kurulu'nda anlaşıyoruz' dedi 'Avrupa'dan koparamazLar'İstanbul Haber Servisi - Baş- bakan Vekili ve Devlet Bakanı Bülent Ecevit Türkiye'yi Avru- pa'dan hıçbir gücûn koparama- yacağını söyleyerek, bazı Avru- pa devietlerinin Yunanistan'ın arkasına sığındığını belirtti. Ecevit, "Bazı Avrupadevletle- ri, küçücük Yunanistan'ın arka- sına sığınmıs durumda. Yunanis- tan'ı kullanarak, Türkler uzeri- ne baskı yapryoriar. Yunanistan da bu oyuna geüyor" dıye konuş- tu. Hükümeti oluşturan partilerin AB ile ilgili olarak kendi görüş- lerini açıkladıklannı vurgulayan Ecevit. "Ama Bakanlar Kuru- lu'nda bir araya gelip ortak ça- bşma yaptığımı/ vakit mutlaka anlaşıyoruz. Türkiye'yi Avru- pa'dan hiçbir giiç koparamaz" dedi. Bülent Ecevit, dün Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafin- dan Sangazi'de yaptınlacak Bil- gisayarMeslek Lisesi'ninteme- lini attı. Tören alanına eşı Rahşan Ece- vit, Maliye Bakanı Zekeriya Te- mizei Milli Eğitım Bakanı Hik- met Uluğba>' ile polis helikopte- riyle gelen Ecevit, burada vatan- daşlar tarafindan, "Ecevit nere- de biz orada>nz", "Halkçı Ece- vit'' sloganlanyla karşılandı. Ecevit, temel atma töreninde yaptığı konuşmada, içinde bulu- nulan çağın bilgi çağı olduğunu belirterek, çağı yakalayabilmek için Türkiye'de eğitimin yaygın- laştınlması gerektiğini söyledi. Eğitimin yaygınlaştınlması- nın bilgisayar teknolojisiyle çok kolay olduğunu vurgulayan Ece- vit, "Çünkü bilgisayar, akla akü, hanzaya hafiza, bilgjye bigili ek- ler. Böylelikle insanın yaratma gûcüne de giiç katmış olur" de- di. 55. hükümetin ilk büyuk aülı- rrunın eğitım alanında olduğunu hatırlatan Ecevit, iki ay gıbı kısa bir süre içinde Cumhuriyet tari- hinin en kapsamlı reformu olan 8 yılhk zorunlu temel eğitimi başlattıklannı kaydetti. Işçi emeklflerinin eylemi Bülent Ecevit, işçi emeklileri- nin Ankara'da yaptıklan protes- to eylemıyle ilgili olarak da şun- lan söyledi: "Davullu-zurnalı toplanblar- da sorunlar görüşülemez. O top- lantılan yapmak kendi haklan... Bizimle göriişülecek elbette cid- di sorunlan var. Ben kendilerin- den, sorunlan konuşalım diye temsilci heyeti davet ettim. Onu uygun bulmadılar." Türkiye'nin "ilk bilgisayar meslek lisesi" niteliğindeki oku- lun Sangazi'de açılması nede- niyle yöre halkını kutlayan Ece- vit, "Bu lisede sadece bilgisayar egitimi verilmeyecek. Bilgisayar inşa etme egitimi de verilecek ve okullanmızda kısa süre sonra 'kendi bılgisayannı kendin yap' çığınaçıUTUşolacak" diye konuş- tu. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit. konuşmasının ardından butona basarak lisenın temelıne ılk harcı koydu. Doğu Perinçek'ten suçlamalar 6 MİT TSK'ye karşı kullamldı9 ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek. kuşkulu bir tra- fık kazasında yaşamını yi- tiren yargıç Akman Akyü- rek hakkında yürütüldü- ğünü savunduğu kampan- yanın "Çiller. Ağar ve Ha- nefi Avcı" odaklı olduğu- nu öne sürdü DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'in ABD yurttaşlığı için yap- tığı başvuruyu Akyü- rek'in ortaya çıkardığını açıklayan Perinçek, MlT'i eleştirirken de, "MİT çürümüştür, lağve- diuneli, yerine yurtsever ycni bir istihbarat teşkila- tı kurulmahdır" dedi. Pe- nnçek dün düzenlediği basın toplantısmda, Tür- kiye'deki ABD yanlılan- nın kuşkulu bir trafık ka- zasında ölen Akyürek'in "Idrli" bir portreye sahip olduğu görüntüsü için ka- ralama kampanyası baş- lattığını öne sürdü. Akyü- rek'in ABD ile yıldızının hiç banşmadığını, "CIA beni sapiamışsa ölümüm- den bSyük serinç duya- cak" dediğini belirten Pe- nnçek, şunlan söyledi: "Akyürek, Çiller'in ABD vatandaşı olduğunu gösteren bilgilere ilk ula- şan devletgörevtisktir,yar- gıçtır. Faili Meçhul Siyasi Cinayetkri Araşarma Ko- misyonu raportörü olarak yürüttüğü çalışmalarda. Çiller-ABD ilişkisini göste- ren olgularla karşılaşn. ÇiDer'in ABD \atandaş> ğı için başvuru formunu ortaya çıkaran odur. Bu başvuru formu 1993 Ha- ziran'ında Akyürek'in ya- kınlan tarafindan bize ge- tirfldi ve açıkladık." Akyü- rek'e karşı yıpratma ope- rasyonunun, "YeşiT kod adlı Mahmut Yıktırun'ın "haraç dekontian"nı bul- masıyla başladığını. eskı raportörün 1995 seçimle- ri öncesinde "Yeşil"in banka hesabına hangi po- litikacılann para yatırdığı- na ilişkin bilgilere ulaştı- ğını belirten Perinçek. Ak- yürek'in Çiller'in malvar- lığını araştıımak üzere ABD'ye uçtuğu gün Sa- bah gazetesinde yer alan "KomisyoiHİa MİT'ci kuşkusu" başlıklı haber- de. gizli servis bağlantısı iddiasınm ortaya atıldığı- nı kaydetti. Perinçek, Ak- yürek'in haber üzenne Radikal gazetesine uçak- tan faksladığı açıklamada. "Çok sevinçüyim, demek Id doğru yoldâ, doğru he- defe yönebk araşnrmalar yapıp bunlan komisyona sunmaktayım" dediğini aktanrken, Susurluk ko- misyonundan istifa eden raportöre yöneiik kam- panyanın odağında Çiller, eski içişleri Bakanı, DYP'li Mehmet Ağar ile eski İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Hane- fi Ava'nın bulunduğunu söyledi. Avcı'nın ABD'yle işbirliği yaptığı- nı, CIA'mn Genelkur- may'a köstebek yerleştir- me operasyonunda yer al- dığını öne süren Perinçek, basında yer alan Akyürek aleyhinde haberlerin Avcı tarafindan sızdınldığını savundu. Perinçek, MtT'in. ülkücü ve şeriat- çı karşıtı politikalan ve uygulamalan nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı bazı operasyonlann içinde yef aldığını da öne ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART AB'den sonra ABD de demokrasi ve insan haklan konusunda iyileştirme istedi Yekta Güngör Özden'den 'Enerji ve Hukuk' konulu toplantıda siyasilere tepki 4 Yargı tam bağınısız değiPANKARA (Cumhurnet Büro- su) - Anayasa Mahkemesı Başka- nı Yekta Güngör Özden. hüküme- tin yargının aldığı kararlan göz ar- dı ederek gerçekleştirdiği özelleş- tırme uygulamalannın tartışıldığı toplantıda, siyasilere sert tepki gösterdi. Özden, "Alınan karara uymayanlar Yüce Divan'lıkûr" uyansında bulundu. Kamu Işletmecilığıni Gelıştir- me Merkezi (K.İGEM) Vakfı ile Elektrik Mü- hendisleri Odası'nca (E- MO) dûzenlenen "Ener- ji ve Hukuk" konulu top- lantıda Anayasa Mahke- mesi Başkanı Özden, D- SP Zonguldak Milletve- kili ve KJGEM Başkanı Mümtaz Soysal. K.İGEM Genel Sekreteri llter Ertuğnıl ile EMO Hukuk Müşaviri Gökhan Cando- ğan kamu mallannı yargı kararla- nnı hiçe sayarak satan hükümetle- ri eleştirdiler. Mümtaz Soysal. toplumda "ka- mu işletmeleri daima zarar eder" kanısı olduğunu. ancak kamu ku- ruluşlannın iyi yönetilmeleri du- rumunda venmli olabileceklerini vurguladı. Soysal, "Sorun sahip- ienmedir. \e yazık ki günümüzde- ki işlctmecikT, cumhuriyetin ilk \ıl- lanndaki işletmecilerin duyduğu heyecanı duymuyorlar. Kamu ku- ruluşlanndald aksamalann tek ne- deni budur" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden de Anayasa Mahkeme- sı'nin özelleştirme konusunda eleştirildiğini belirterek "Mahke- menin bir çarçur etme yöntemi ol- masına her zaman karşı çıktı. Öte taraftan. ülkemizin akçalı sıkıntı- lannı gözetmek istemeseydik, ra- hatükla özelleştirmenin hiç yapıla- mayacağuu söyleyebüirdik" dedi. Yargının özelleştirmeyi değil, özelleştirmecilerin yargı bağım- sızlığını engellediğini vurgulayan Özden. "Medyanın bir kesimi ken- di tuttuğunun dışında yol turubna- • Yargının özelleştirmeyi değil, özelleştirmecilerin yargı bağımsızlığını engellediğini vurgulayan Yekta Güngör Özden, "Medyanın bir kesimi kendi tuttuğunun dışında yol tutulmasını istemiyor" dedi. Özden, yargı kararlarına karşı hile kullanmanın adeta bir moda olduğunu söyledi. menin hukuka a> kın olduğunu be- lirtngi bir şe\i bunlar "\atan ıçın" diyerek sa>l unuyoıiar. "Vatan' di- yenler, yülardır vatanı küieten ba- calara fHtre bfle takmadılar" diye konuştu. Anayasada açıklık olma- masına karşın, Anayasa Mahke- mesi'nin. çağın zorunlu kıldığı özelleştirme uygulamalanna yeşil ışık yaktığını belirten Özden. "Anayasa Mahkemesi özelleştir- suu istemiyor'' dedi. Yargı kararla- nna karşı hile kullanmanın adeta bir moda olduğunu anlatan Özden sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümler yeoiden yeniden çıkanlryor. Bir kamu görevtisinin buynığu yargı karannın üzerine çıkabihyor. Bu işin başındaki gö- revli. yarguıuı iptal kararlannui hukuken ve fiilen uygulanamaya- IRMIKIAYDIN ENGİN Oh be!.. O rveydi o öyle? Başbakanı- ! mız Alman ekolünden diye Av- rupa Biriiği (AB) ile yatar, onun- la kalkar olmuştuk. Tansu Çil- ler'in gümrük birliğine katılışı- mızı Avrupa ile bütünleşmenin ı kanıtı ilan edişiyteyetinmemiş, '7/te de Avrupa Birliği'ne tam \üye olacağız" diye tutturmuş- tuk. O bin yılhk "haçlı zihniye- f/"nin neler yapabileceğini, Türkiye'nin onurunu kırmak, Türkiye'yi dışlamak için ne dü- menler çevireceğini hesaba katmaz olmuştuk. Haçlı ordu- lannın bugün Avrupa Birlı- ği'nde kenetlenen ülkelerden yola çıktığını unutmuş; buna karşılık haçlı seferlerine Ame- hka Birleşik Devletleri'nin tek bir asker bile yollamadığını gö- zardı etmiştik. Bencileyin, çocukluğu, dev- let tarafindan ülkenin en ücra parklarına, çay bahçelerıne, kahvelenne dağıtılan Celal In- ce'nin 45'lik plağını dinlemek- le geçmiş; belleğı ve bilinçaltı AB Oldü, Yaşasın ABD plaktaki kovboy türküsünden Türkçeleştirilmiş o şarkıyla beslenmiş biri için kavranma- sı güç bir aymazlık sürüp gidi- yordu. Okuyucular arasında yaşı yaşıma uygun kuşaklar o kovboy türküsünün Türkçe versiyonunu anımsayacaktır: "Emmerika, Emmerika I Tü- üürkler dünya durdukça I Be- rabeeeerdir seeeninle hep I Hürriyet savaaaaşında I Em- merika, Emmerika..." Işte bu derin ve tarihsel ger- çek unutuldu. Geçtiğimiz hafta yaşanan AB şokunun temellerini, bu bağlamda ve bu yorumda ara- mak gerek. AB - Türkıye ilişkileri gelip gelip nerede tıkandı? Onuru- muzu kıran, kabul etmemiz olanaksız koşullar ileri sürdü- ler ve resmen söylemeksizin bize kapıyı gösterdiler. AB üyeliğı için öne sürülen belli başlı koşullan anımsayın: 1. lnsan haklannın çiğnen- mesine son verin. 2. Işkenceyi yasaklayın ve önleyin. 3. Demokrasinizdeki eksik- leri hızla giderin. 4. Kardak sorununun Ulus- lararası Adalet Dıvanı'nda çö- zülmesini kabul edin. 5. Kıbns konusunda Holb- rooke Planı'nı benimseyin. 6. Yunanistan 'la sonjnlannı- zı banşçılbirçözüme kavuştu- run. 7. Enflasyonu önleyin, eko- nomide yapısalreformlan ger- çekleştirin. 8. Kürt sorununu çözün. Görüyorsunuz. Olacak iş, yerine getirilecek kuşullar mıy- dı bunlar? O yüzden ipler koptu. Ama iyi ki koptu. • • • Şimdi Başbakanımız AB'ye postasını koyup ABD'nin yolu- nu tuttu. Celal Ince'nin kovboy şarkısındaki öğütlerini dinledi ve yörünge degişikliği yaptı. Bizlere de göğsümüzü gere gere "AB öldü, yaşasın ABD" demek düştü. Nitekim Yılmaz'ın New York ve VVashington'u kapsayan ve Beyaz Saray'da doruğuna ula- şan gezisi, bu konuda ne ka- dar isabetli davranıldığının so- mut kanıtlarını içeriyor. Yıl- maz'ı izleyen meslektaşlanmı- zın ilettiği haberler, Avrupa Bir- liği'nin onur kıncı, asla yerine getirilemez koşullanna karşılık Amerika Birleşik Devletleri'nin nasıl dostça, nasıl "vaatkâr" davrandığını sergiliyor. ABD Başkanı Clinton ve öteki po- litik yetkililer Türkiye'ye kolla- rını açtılar ve her anlamda tam destek vaat ettiler. İleri sürdük- leri koşullar ise atla deve de- ğil. Bu koşullan biz yarından tezi yok hayata geçiriveririz. Dünkü gazetelerin ve önceki akşamki TV kanallarının ha- berlerinden ABD'nin koşulla- nnı süzüp sizler için sıraladım. Görün. Böyle zor günlerde dostla düşmanın nasıl aynldı- ğını kavrayın. Işte ABD yöne- timinin koşullan: 1. lnsan haklannın çiğnen- mesine son verin. 2. Işkenceyi yasaklayın ve önleyin. 3. Demokrasinizdeki eksik- leri hızla giderin. 4. Kardak sorununun Ulus- lararası Adalet Dıvanı'nda çö- zülmesini kabul edin. 5. Kıbns konusunda Holb- rook Planı'nı benimseyin. 6. Yunanistan'la sorunlannı- zı banşçılbirçözümekavuştu- run. 7. Enflasyonu önleyin, eko- nomide yapısal reformlan ger- çekleştirin. Haydi hep birlikte şarkı söy- leyelim: "Emmerika, Emmerika I Tü- üürkler dünya durdukça I Be- rabeeeerdir seeeninle hep I Hürriyet savaaaaşında I Em- merika, Emmerika..." cağını söylüyor. Bu çirkin bir kal- kışmadır. Kimilerinin ekonomi için yapüklannı söylediği şeyler nede- niyle Anayasa Mahkemesi karar- lan bile uygulanmıyor." 1987 yılına kadar hiç zarar et- meyen KlT'lerin neden 1987 yı- lından sonra zarar ettiğini soran Özden, bunun tamamen devletin olanaklannm başkalanna verile- rek devletin zayıflatılması amacıy- la yapıldığına dikkat çek- ti. Eski Cumhurbaşkanı ve Başbakan tsmet Inö- nü'nün "BizLozan'daen çok kapütilasyonlan kal- dırmak için uğraştık'" sözlerini anımsatan Öz- den, "Kendi hukuku ol- mayan ülkeler bağunsız olamaz" dedi. Hiçbir ülkede Anayasa Mahke- mesi Başkanı"nın 'Ben devletin hukuk devleti olduğunu. yargının tam bağunsız olduğunu söyiemek- ten utamyorum. Bunlansöviersem yalancıdurumadüşerim' diyeme- yeceğini kaydeden Özden, "Ama ben bu sıkıntryı üzerime alarak bu gerçeği söylüyorum. Ülkemiz tam bir hukuk devleti değildir ve ülke- mizde yargı tam bağunsız de- ğildir" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi'nin "türban" konusundaki karan- nın da uygulanmadığını belir- ten Özden. "Hepsinin sonu Yü- ce Divan'dır. Bu işin başka ça- resiyok" diye konuştu. Özden. konuşmasını. "Herkesi hukuk tanımazlıklar karşısında hak aramaya çağmyorum" diye bi- tirdi. POLİTİKA GUNLUGU HtKMET ÇETtNKAYA Şarkı... Çocuklar evlerin çatılan beyaza yenik düştüğü gecenin sabahını bekliyoriardı... Bir genç kadın yalnızlığını içip adamakıllı sarhoş oluyordu... Bilıyordum.. elinde kristal bir bardak vardı kadı- nın... Odanın içine turuncu bir aydınlık doluyordu... Derinden bir sevdanın rüzgânnda kaybolan düş- ler, kıskanç kuşkularia birieşiyordu... Ataol Behramoğlu şarkılan çalıyordu ve bilin- meyen bir ses "Bu aşk burada biter" diyordu... Güneşlerde artın gibi pariayan mevsimleri düşlü- yor olmalıydı genç kadın... Suları köpük köpük kıyıya vuran bir sevgi ırma- ğıyla birieşen denizleri o anda anımsıyordu... Donuk bir bakış, kimi zaman öfke yumağına dö- nüşüyordu. Zamansız bir kaçış kördüğüm olmuş düşünceleri çalıyordu... Lermontov'un ateşli bir ruhla doğan aşkı, çınla- yan lirin o titrek sesine kanşryordu. Işte o zaman acı çekiyordu ruhu... Azgın sarhoşluğun ötesinde sessiz bir bedenin tit- reşimi başlıyordu... fncelikle sevmişlerdi birbirierini uzun zaman... Derin bir tasayla, çılgınca, isyancı bir tutkuyla! Kaçıyorlardı itiraftan ve karşılaşmaktan... Düşman gibi; boştu ve soğuktu konuşmalanda... Suskun ve guruıiuydular... Acı içinde aynldılar... Artık sadece düşte görüyortardı yitik sevdayı... Öldüler.. sonunda mezar ötesinde buluştular... *•• Bir genç kadın mavi denizleri anyor, mutluluğu... Birçocuk yağan kara aldınş etmeden koşturuyor sokakta... Bir genç adam yitirilmiş sevdalan topluyor kıyılar- da... Bir 68'li 30 yıl öncesinin anılanyla avunuyor Paris Metrosu'nda: "Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonrafYorgu- num bahargeldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz..." Ben ise içimin coşkun ırmaklannı boşaltıyorum si- ze; gelecek binlerce yılı içinizde kucaklıyorum... Genç kadın yalnızlığını içiyor bir odanın içinde tek başına... Timur Selçuk, Edip Akbayram, Haluk Çetin söylüyor şarkılan... Biri diyor ki: "Birkız sessiz ölüyor, sessizce ölüyor ordalBu ev- lerhüzünlendiriyorbeni, bu derme çatma dünya..." Işıklar sönüyor, karanlık çevreyi kuşatıyor... Genç kadın pencereden bakıyor dışanya... Sesler duyuluyor o anda.. Aşk üstüne şiirier yazılryor dünyanın dört yanın- da... Bir kuş kanat çırpıyor geceye inat, bir çocuk ağ- lıyor, bir adam kedileri kovalıyor... Kadın perdeleri çekiyor yeniden... Gözlennden isyancıl sevişmeler kayboluyor... Müzik odanın içine yayılmış, o ise gökjelerle ko- nuşuyor: "Bu a$k burada biter ve ben çekip gkjerim "Yüreğimde bîr çocuk cebımde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgüim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider" ' ••• Bir kadın yalnızlığını içiyor geceyi yaşarken... Güç yüklü bir yaşamın heyecanlı yıldızlannı top- luyor uzaklarda adamlar... Paul Veriaine yorgunluğun içinde kaybolurken Fyodor Sologub Samoalı çıplak dilberteri düşlü- yor... Hüzün çöküyor her yere, kışkançlık uygun adım- larla iieriıyor... Bir başka genç kadının sesi duyuluyor: Yaşadıklanmdan öğrendiğim bir şey var; yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi!" Bir başka adam ses veriyor uzaklardan: "Neden, neden sönüp gider bir aşk/Acının silin- mez tortusunu bırakarak/Onulmazca inciterek yü- rekleri" Bir sessızlik çoğalıyor o anda! Bir şarkı çalıyor, bir şiir okunuyor mevsimleri da- raltarak... Belki de o şarkı ve o şiir Ivan Bunin'di. "Senin bir ceylan gibi o mahzun bakışını Ve ne varsa, öylesineyürekten sevdiğim o bakış- ta Unutmadım, üst üste yığılan hüzünlü yıllarda Fakat görüntün, zihnimde gitgide dumanlandı Gün gelir yürekte hüzün de söner artık Ne mutluluğun, ne acılann olduğu biryerde Düşlerde, anımsayışlar da silinir gitgide Kalır sadece, her şeyi bağışlatan bir uzaklık..." E. Posta: [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 İşkenceci polislerin davası bu hafta İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Manisa Emniyet Müdürlüğü'nce 26 Aralık 1995 tarihinde çoğunluğu liseli, yaşlan 14-18 arasında değişen Manisalı 16 gencin gözaltına alınmalan ile başlayan "hukuk dramı" gündemde sıcaklığını koruyor. Liseli öğrencilere işkence yapan ve haklannda 70'er yıl hapis cezası istenen 10 polisin yargılanmasına önümüzdeki hafta devam edilecek. Gençlerin avukatlan, bu davayı izlemek için tüm demokratik kitle örgütlerine çağnda bulundular. YIL3ASI ÖZEL ÇEKÎLİSİ MILLI PİyAIİGO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle