Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Son iki yılda en fazla seyirci toplayan üç filmden ikisine imza atan Mustafa Altıoklar
^Popülerleşerek sarsıyorum'
C U M H U R CANBAZOĞLli
Mustafa AMıoklar üçüncü uzun met-
rajlı fîlmi Agr Roman'layine gündem-
de. Filmin sanatsal yönü üzerine eleşti-
rfier sürerken polisin fîlmdeki işkence
görüntülerı vs mafya-polis işbirliğinden
ötûrö Ağır Roman'ı incelemeye alma-
sıyla, tstanbul Kanatlanmın Alünda'da
olduğu gibi konunun sosyal ve sıyasal
yönü öne geçmeye başladı. Altıok-
lar'dan bu gehşmelerle ilgili düşüncele-
rini, Istanbul Kanatlanmın Altında'dan
bu yana kenara köşeye not ettiğimiz bir
ikj konuyu ve Filmin çekim öykûsünü
ögrendik-
- Agn-Roman'mpoBscegözahıııa abn-
ması sorunınla başlayaİıın-.
MUSTAFA ALTIOKLAR - îstanbul
Kanatlanmın Altında'da vardi siyasal
ve sosyal sorunlara görufcrmeler, bu
filmde de elbette var. Bugün karşımıza
çete-mafya-dev let üişkisi gibi çıkan tab-
lonun köklennin o günlerde atıldığını
bihneyen neredeyse yoktur. 0 dönem-
de bunlar kamtlanyla ortaya çıkmamış-
tı, partilerle ocaklann bağlantılan bir
tûrlü kurulamıyordu, ama şimdi net ola-
rak ortaya döküldü. Yanhş anlaşılma-
sın, bunlar 3 Kasım 1996'dan bu yana
gündemimize girmış olan çete ilişkile-
rinın popülantesi nedeniyle Ağır Ro-
man'da kullanılmış değil. Romanı oku-
yanlar bilir. mahalle bitırimliğinden
mafyoz kabadayilığa ulaşan kişinin adı
Reis'tir, dolayısıyla ülkemızde bir olay-
dır bu. Etnniyetin neden filmi inceleme-
ye aldığmı bilmiyorum, ama sanıyorum
polis ve işkence sahnelerine dair ınce-
leme yapılmış olabilir. Öncehkle, yalnız
sanat eseri değil, hiçbir düşünce ûzerin-
de soruşturma yapılmaması gerekir di-
yorum, ama soruştururlarsa soruştur-
sunlar, açık sansûr zihniyetinin düşü-
nen ınsanlar ûzenndeki zorlamalan
bunlar. Biz direneceğiz.
- Türkive gibi bir ülkede polisin bu tip
sahneiere teptd göstermesi sürpriz de-
0İ. PUnUnmış bir hareket, gişeye yöne-
likbirhinHkmhdiba?
Gişeye yönelik hınlık değil bu, söy-
temek istediklerim var benim. Bir ara-
ca ihtiyacım vardı, bu da sinema oldu.
Kitlelere sadece tozpembe çizilmiş tab-
lolar sunmuyorum, toplumdaki kang-
renler üzerine tartışma açılmasını istiyo-
rum. tnsanlar iktidarlar tarafından yûz-
yıllardır çeşitli formüllerle afyonlanarak
öyutuhryor. Bizdede 12 Eylül'le birlik-
te iyice apolitize iki kuşak yetişti
1980'de üniversiteye giren genç şu an-
^fBt'yaşmda ve gerek özel şırketlerde
gerekse devlet kademelennde ıdareci
konumuna gelmiş durumda. Böylesine
apolitize edilmiş, köreltilnuş, herkesin
hazırlop almaya alıştığı bir ortamda bi-
raz popülarizme hizmet eder gibi görü-
nüp onlan kendı değerleriyle salonlara
çekerek tartışma ortamı yaratmak be-
nim isteğim.
" Bundan sonraki projemde, Türki-
ye'nin emperyalist güçlerce işgal edil-
diği beş yıldan hangı direniş zihniyetiy-
le çıkıp bağımsiz Türkiye Cumhuriye-
ti'nin kurulduğunu anlatacağım. Senar-
yoyu yaayorum, 1998'in ikinci yansm-
da herhalde çekımlere başlanz. O filmin
popüler mekanızması da futbol olacak,
dönem futbolculannın davranışlanyla
gidecek film. Tamamen politikadan
kopmuş bir sürü genç ınsanın filmdeki
futbolculan izlerken başka şeyleri de
görmesine çabalayacağız. Özetle yap-
mak istediğim popülerlik yoluyla biraz
sarsıntı yaratmak.
Sinema koltuğundan yetiştim
-Nezaman karar verdinizpopükr »-
nemaya?
Denize Hançer Düştü'den sonra
1992'de sanat sinemasmdan çok fazla
taviz vermeden popüler kültürü salona
çekmeyi başaracak bir yapı oluşturula-
maz mı diye düşünmüştüm. Kendimce
beş yıllık bir kalkınma planı kurdum. îs-
tanbul Kanatlanmın Altında bunun en
alt basamağıydı, derin estetik ve düşün-
ce geri plana çekilmişti. Ağır Roman'da
biıaz daha öne çıktı, 1999'da yapaca-
ğım filmde perdede gerçek görmek is-
Aimsenin acele etmemesini, seyirciyle yeni yeni banşıldığını söyleyen Altıoklar,
apolitize edilmiş, köreltilmiş, herkesin hazırlop almaya alıştığı bir ortamda biraz
popülarizme hizmet eder gibi görünüp onlan kendi değerleriyle salonlara çekerek tartışma
ortamı yaratmayı amaçladığını belirtiyor. Altıoklar 1998'de yöneteceği yeni fılminde bu
kez futbol aracılığıyla gençleri sinemaya getirerek mesajını sunacağını söylüyor.
tediğim anlatıma ulaşacağım. Kimse
acele etmesin, seyirciyle yeni yeni ba-
nşıyoruz.
- Seyirdyi yenklen sinemaya çekenyö-
netmcn otmanın sımıu, seyirci kotaığun-
dan gdmeye bağhyorsunuz. Bunu biraz
acahm_
- Yetıştiğim yer sinema koltuğu, hiç-
bir egitim almadım, Yeşılçam'dan gel-
medim, ama çok film seyrettim ve hep-
sini ders calışır gibi elde kalem kâğıtla
analiz ettım. Bizim sinemada en büyük
eksiklik dramaturjik akış, bunu kendi
kendimi eğiterek kapatabileceğimi dü-
şünüyorum. ABD sinemasında kimin,
ne zaman, nerede ne yapacağı. hepsi he-
saplı; bu şablonu almanm bence hiçbir
sakıncası yok.
-FfrrmyöoetırenJiğinialınak içinçok
istekti ve srarcı davrandığmız jöyteni-
yor. Bn süreç nasü yaşandı?
Denize Hançer Düştü'den sonra Müj-
de Ar, Metin Kacan ve Sabahattin Çe-
tin, Ağır Roman'ı çekmemı tekJıf etti-
ler, senaryoyu beğenmemiştim, bir tre-
atman çıkardım, bu kez onlar beğenme-
diler, öylece kaldı. tstanbul Kanatlan-
mın Altında'dan sonra yenıden konuş-
tuk. Tabii ki Ağır Roman'ı çekmek is-
tediğımi tekrarladım onlara. Sonunda
Metin'le o beğenilmeyen treatmanı ge-
lişhrerek senaryoyu yazdık ve çektim.
Mûjde önce OkaıTı istemedi
- Oyunculardan kimler gekü gitti çe-
kim öncesinde?
Müjde değişmeyen oyuncuydu,
Okan'ı Müjde'ye yedi ay önce teklif et-
tigim zaman, "Ay, nefret ediyorum o
adamdan" demişti, sonra çok sevdı.
Müjde'yi tanıyanlar bilir, tepkileri iki
uçtadır, zaman zaman içinden geldiği
gibi tepkiler verebilıyor. Onun dışında
Mustafa Uğurlu ile Burak Sergen film-
de muhakkak yer almasını istediğim
oyunculardı. Aynca çok gelip giden
isim oldu, ama en doğru kastı yarattığı-
mıza inanıyorum. Açıkçası oyuncula-
nmdan memnunum.
- Müjde Ar'ın performansı konusun-
da eJeştirmenlcrdcn iki kutupta görnş
çıktL Müjde Ar'su bir Ağır Rocnançek-
mek ister mi>dinİ2?
Açıkçası bu konuyu düsünmek gibi
bir şansım yoktu. Filmin yapımcısı ol-
duğundan Tina tiplemesıyle Müjde'yi
ayn düşünmedim bile. Ama şunu söy-
leyebilirim, benden önceki yönetmen
adayı Umur Tnragay'ın ağzından duy-
madım, ama anlatılana göre Leo Ca-
rax'ın Köprü Üstü Âşıklan'na benzer,
itilmiş, dışlanmış çok genç bir çıft ola-
rak düşünmüş Tina ile Salih'i; Tina
16'sında fahişelığin başında birisi, Sa-
lih de onu kurtarmaya çalışıyor. Bana da
hoş geldi açıkçası. Ancak Tina'yla Müj-
de Ar vardı işin içinde ve ben Müjde'nin
biraz da kaşarlanmış fahışe tipinı de be-
ğendim.
- Okan Bayfilgen'in oyununda sahne-
den sahneye bfiyük farklılıklar görüiû-
vor.AranızdaResiınd«kiGözviış>n"nın
Dansla iki balermhı öyküsü
Kûhür Servisi- Beko
Dans Tiyatrosu, 25-26 Ara-
lık tarihlennde Terakki
Vakfi Kültür Merkezi'nde,
Kürşat Başar'ın öykülen-
dirdiğı, İDOB baş dansçısı
HüKa Aksular'm sabneye
koyduğu ve Sibel Sürel ile
birhkte dansettığı
4
Koza-
lak'ın galasını gerçekleştı-
recek. 'Kozalak' sezon bo-
yunca lstanbullu sanatse-
verlerle buluşacak. Üci ba-
lerinin öyküsünün konu
edildıği 'Kozalak'taseslen-
dırme lşık Yenersu ya aıt.
Müzik, Ztoignievv Preisner.
dekor Mücahit Özel, kos-
tüm Semiranüs Lyar tara-
fından gerçekleştırilmış.
Metın çalışmasını Kürşat
Başar'ın gerçeklestirdiği
'Kozalak'ın öykûsü Hülya
.Aksular'ın hayatındakı bir
gerçekle de kesişiyor.
tki balerinin öyküsünün
anlatıldığı 'Kozalak'ta
Hülya ve Sibel. parmakla-
nnın ucunda durma alıştır-
malan yaptıklan ve dünya-
yı böylece daha yukann-
dan göreceklerini sandıkla-
n günlerde bir dostluğu
paylaşırlar. Hülya yaşamı-
nın en önemli anlannda Si-
bel'le birliktedir. Babasmı
kaybettigı günün gecesı ilk
kez 'Giselle'de sahneye çı-
kar. Yine dostu Sibel 'le bir-
liktedir.Yülar sonra ünlü
bir balerin olarak eski dos-
tuna bir mektup yazmaya
karar vem\..
Beko, sanat aktivitelen-
ne vereceğı desteği 'Tekno-
loji ve Sanat Evrenseldir'
sloganı ile özgün bir göste-
nye imza atarak başlatıyor.
Aynca, Antoine de Saint
Empery'nin ünlü yapıtı
"Küçük Prens" ile Be-
ko'dan Çocuk Tiyatrosu
önümüzdeki günlerde per-
de açacak.
Biletler, Terakki Vakfi
Kültür Merkezı gişesinden
ve tüm Vakkoramalar'dan
temin edilebilir. 4 Ocak ta-
rihinden itibaren heT hafta
pazar günü ve iki haftada
bir cumartesi günü gerçek-
leşecek gösterinin bilet sa-
tışlanndan elde edilecek
gelir, yeniden sanata ve sa-
natçıyayönelik fon oluştur-
mada kultanılacak. 'Kozalak'ta Hülya Aksular ve Sibel Sürel rol ahyor.
kübi icin çıkan çatışma,fihninsetindede
yaşandı nu?
Okan'la çatışma degil de gergınhk ol-
du, ama bütün oyuncularla yaşadık ay-
nı ortatm. Çok kayda deger şeyler değil-
dı, her sette rastlanılanlardan.
- Yapuna yönetmen çaüşmasmm da
fazlasıyla yaşandığı söylendi Ağır Ro-
man icin?
Çatışma her aşamada yaşandı, bunu
sağlıklı buluyorum. Yapımcılann esere
bakışlanndaki estetik düzey yükseldi-
ğinde, bu çatışmadan ortaya dogru sen-
tezler çıkacaktır. Yapımcılarbazı sahne-
lerden beni vazgeçirdiler, ama büyük
rahatsızlık yaratacak şeylerotanadı bun-
lar. Mesela fümin başındaki sahnedeki-
lisenin kapısından gıren planda dış ses
anlatıcıydı, iki paragrafi daha vardı, onu
çıkardılar, "Sözkre gerek yok, mûzik
duyulsun" dediler. Süresiyle ilgili sorun
da çıktı. OOdakikalıkkurguydubenım-
ki, 120 dakikanm altma inmesı gerektı-
ğinı söylediler, yapımcılar kendilerine
göre kesmesınler diye bir 10 dakıkayı
ben attım.
Eteştirmenler klanı ohışmuş
- Anlatunın arasına serpiştirilen şür
bölümleri beğenilmedi ve gereksiz bu-
lundu. Neydi amaç o kareierde?
Beğenen de var, beğenmeyen de. Yu-
nan tragedyalannda kullanılan koronun
işlevıni, anlatıcıya ve şairlere yüklemek
kaydıyla Ağır Roman'in destansı at-
mosferine biraz daha yaklaşmak iste-
dim.
- Peldyi, perdeye yansryan Ağn* Ro-
man tatmin etti mi sonucta sizi?
tki cevabım olacak; Ağır Roman beş
yıllık planın ikinci basamağını teşkil
ediyordu ve ikinci basamakta ne almak
istiyorsam karşıma çıktı. Elbette eksik-
leri var, mutsuz olduğum sahneler var,
beceremediğim sahneler var, yine de he-
defıme oturdu film, ama yapacağun en
iyi işlerden birisi değil.
- Genei sorulara gecefim; son iki yüm
seyirciye en fazla ulaşan üç filnünden
ikisine imza atmanıza karşın sinema
eleştinnenlerince tutubnuyorsunuz. Si-
zin cephenizden sorun nasıl gözüküyor?
Sinemanın kaymak tabakasıyla ve
loncasıyla neden banşık olmadığımla
ilgili çok fazla bilgim yok. Ama bir iki
küçük neden ağır basabilir. Ömeğin bir
tanesi; iki yıl önce Istanbul Kanatlan-
mın Altında'yla tstanbul Film Festıva-
li'nde yanşmadan iki üç gün önce Uğnr
Vardan fıhnle ilgili eleştiri yazdı; oysa
festivalinjürisindeydi, diğer jüri üyele-
rini de etkileyeceğını göz önüne alıp o
yazıyı yazmamahydı ya da jüriden ay-
nlmalıydı. Bu nedenle tartışma yaşan-
dı, böyle bir konu sanınm sinema eleş-
tirmenlerini gıdıkladı. Bir de film orta-
ya çıkmadan bizden önceki kuşakla il-
gili olarak söylediklerim rahatsız etmiş
olabilir. Okuşağın yandaşlan olan eleş-
tırmenler var, Yavuz Ozkan ile Hülya
Uçanso, Vecdi Sayar gibi. Bunlar klan
oluşturuyorlar, başkalannı dahil etmek
istemiyorlar. Yaptıklannı sanat sanıyor-
lar, ama uluslararası sahnede asla böy-
le bir etkileri yok. Bunlan söylediğim
için galıba sevılmıyorum
- Magazin basuunda özel yaşanuıuzla
fazb grö önünde oMttğanuz için sine-
maseverterdendetepkigekiiğinigörüyo-
ruz_
Bana bazılan gıcık oluyor, oysa ken-
dimi iyi yürekli insan diye tanıyorum,
hatta efendi olduğumu da söyleyebili-
rim, bir sürü olumsuzluklanmı itiraf
edeceğim gibi. Ama benı tanımadan
yargıya varmalanna inanmıyorum. Bız-
de bir laf vardır, "Ağır ol da molla de-
smkr" diye. Bir şeyler üretıyorsan, dü-
şünceli, kaşlan çatık adam ounalısm,
hayiT, ben hayatı, kadınlan, içkıyi, gü-
nah olan her şeyi severek varoluş biçi-
mimi ortaya koyuyorum, bunlar sanat-
çı tarafimla ilgili şeyler değil ki.
- Son olarak fflmin hangi festivaDere
hazırlandığuu öğrenelim—
Cannes'la görüşmeler sürüyor. Türki-
ye'deki dört büyük festivalden Antalya
ve Adana'nın film festivali yenııe tam
bir festival olduklanna ve yapılanm de-
ğiştirmeleri gerektiğine inanıyorum.
Ankara akademik düzeyde gelişen çok
iyi bir festival, îstanbul ise hoş bir sine-
ma atmosferi yaraüyor. Bu iki festival-
de bence ülkede çekilen bütün filmler
yeralmah.
TresÜe Tiyatrosu Türldye'ye geliyorKüMr Servisi-
Trestle Tiyatrostı,
British Çouncil'in
davetlisı olarak
Türkiye'ye geliyor.
tngiliz maske
tiyatrosu geleneğinin
en başanlı
topluluklanndan
biri olan Trestle,
dik merdivenli
uzun ince bir
evin sakinlerini
ve başlanna
gelen olaylan
konu alan ve
konuşma içermeyen
'Sersemkr Evi' adlı bir
komedi sunacak.
Oyun, Devlet
Tiyatrolan'nın
işbirliğiyle gerçekleşecek tumeyle
29Aralık'ta tstanbul Devlet
• Ingiliz maske tiyatrosu geleneğinin en başanlı
topluluklanndan biri olan Trestle, British Çouncil'in
davetlisi olarak Türkiye'ye geliyor. Topluluk,
'Sersemler Evi' adlı komediyi 7 kentte sunacak.
Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde, 30
Arahk'ta Bursa Ahmet Vefık Pasa
Sahnesi'nde, 2 Ocak'ta Ankara
Küçük Tiyatro'da, 3 Ocak'ta Izmir
Konak Sahnesi'nde, 6 Ocak'ta
Trabzon Haluk Ongan Sahnesi'nde,
8 Ocak'ta Adana Seyhan Belediyesi
Sahnesi'nde ve son olarak 10
Ocak'ta Antalya Kültür Merkezi
Sahnesi'nde sergilenecek. Biletler,
Devlet Tiyatrolan gişelerinden
temin edilebilir.Trestle, 1981
yıhndan bu yana bir maske tiyatrosu
türü geliştirerek, her yıl ortalama
300 kadar temsille 50 binden fazla
seyirciye ulaşıyor.
Son yıllarda Hollanda'dan birçok
tumeye çıkan Trestle, 1995 yılının
ekim aymda Amsterdam'da
profesyonel aktörlerle bir çalışma
yapmış.Uluslararası boyutta bir
komedi yaratmak için Hollandah
aktörlerle bir araya gelerek, birçok
dilde konuşan bir komedide
'Sersemler Evi'nde işbirliği
yapmışlîir.Turne oyunlannın yanı
sıra topluluk, deneyımli ve
deneyimsiz tiyatrocular için maske
yapımı ve tekniğinde Hvorkshop'lar
' da düzenliyor. Trestle aynca
mesleki ciddiyeti ve başansmdan
dolayı tngiltere Sanat Konseyi ve
Doğu Bölgeleri Sanat Kurulu
tarafından üç yıl süreli bir mali katkı
ile ödüllendirilerek üç defa da
Sponsorluk Teşvik Ödûlü'nü
kazandı. Topluluğun kazandığı
diğer ödüller arasında Little
Victories ortak yapımı ile London
Fringe Ödülü; Taşkent, özbekistan
Birinci Uluslararası Doğu/ Batı
Tiyatro Festivali Birincihği; Şangay
Birinci Uluslararası Pantomim
Festivali Ödülü ve 'E^Jge' oyunu ile
Time Out Ödülü yer alıyor.
Topluluğun sanat yönetmenleri ve
aynı zamanda oyunun yönetmenleri
Joff Chafer ve Tob> Wibher.
Oyunda, orijinal müzik Toby
\Vilsher'a, dekor tasarunı Mark
Wüsher'a, ışık tasanmı Phfll
Webb'e, kostüm tasanmı ise Jayne
Holland'a ait. Dekor yapımını ise
Nik Montaü, Steve Maunders ve
Robin Lawrence gerçekleştiriyor.
Kraliçe'den Elton
John'a
c
Sir' nişanı
• Elton
JOtin Sir
nişanıyla
ödüllendiriliyor.
John'a, 'Candle
in the Wind'
adlı şarkısıyla
ulaştığı büyük
başandan sonra
şımdı de
Başbakan Tony
Blair'ın da onayıyla
Kraliçe Elizabeth
tarafından 'Sir' nişanı
takılacak. John 1993
yılında kendi adını
verdiği bir AIDS ile
savaşım derneği
kurmuş, 'Candle in the
Wind* şariasıyla
sağladığı 20 milyon
sterlinlik geliri de
Prenses Diana onuruna
derneğe bağışlamıştı.
• sylvester
Stallone
'Copland'dan sonra yeni
fılmı 'Ernıe Popovıch'te
de bir polisi
canlandınyor.
• GOttfl Ll reklam
yıldızı oluyor. Çinli
oyuncu, Fransız
kozmetik markası
L'Oreal'in Çin'de
gerçekleştirilen reklam
kampanyalannın yeni
yüzü olarak seçildi
• AndrzeJ Wajda
Fransa Güzel Sanatlar
Akademısı'nin üyesı
oldu. Polonyalı
yönetmen, kurumda
Italyan yönetmen
Federico Fellını'den
boşalan yere getırildi.
• Sandrine ,
Veysset ikinci nimi
'Les aıles de J."nm
hazırlıklanna başladı.
tlk fılmi 'Ci sara la neve
a natale?' ile büyük
beğeni toplayan Fransız
yönetmenin yeni
çalışması, konusunu
Denis Belloc'un bir
romanından alıyor.
• Spice GlrlS'ün
öykûsünü konu alan
'Spiceworld' adlı filmin
dünya prömıyeri Prens
Charies ve iki oğlunun
katılımıyla
gerçekleştirildi. Genç
prensler ve Spice Girls
üyeleri fihnin gösterimi
öncesinde kapalı kapılar
ardında yaklaşık beş
dakikalık özel bir
örüşme yaptılar.
Matthew
MOdlf1€, henüz ismi
bellı olmayan bir korku
fılminin yönetmen-
liğini ve yapımcılığını
üstlenmeye hazırlanıyor.
Modine, aynı fümde
John Hurt ve Lise Marie
ile birlikte başrollerden
binni de üstlenecek.
• Deborah
WamerT.
S. Eliot'un
"The
Wasteland"
isimli yapıtını
sahneye
uyarladı.
Fiona
Shavv'un rol
aldığıoyun
dünyanm en
eski
binalanndan
olan
Londra'daki
Wilton's
müzikholünde
14Ocak'adek
sahnelenecek.
1853 yılında
açılan
müzıkhol 1880 yılında
kapanmıştı. Oyun,
bugüne dek Dublin'de
bir süah deposunda,
Brüksel'de bir gece
kulübünde, New York*ta
bir sinemada
sahnelendi.
• Davltie Ferrarlo
'Tutti giu per terra' adlı
fılmiyle 15-25 Ocak
tarihleri arasında
Utah'da
gerçekleştirilecek olan
Sundance Film
Festivali'nde ttalya'yı
temsil edecek. Robert
Redford öncülüğünde
düzenlenen festival için
îtah/anTar bu yıl
sadece bir film
secebildiler.
• TomHankSve
yapımcı Gary Goetzman
artık Universal Pictures
için calışacaklar.
'Philadehphia' ve
'Forrest Gump' adlı
fılmleriyle Oscar
kazanan Hanks,
Universal'ın 'Apollo 13'
adlı fılminde rol almıştı.
Sanatçmın ılk
yapuncılık deneyimi
olan ve Steven
Spielberg tarafından
yönetilen fıuni 'Saving
Private Ryan' 1998
yılında gösterime
girecek. 'Kuzulann
Sessızliği' ve
'Philadelphia'
fılmlerinin yapımcısı
Goetzman ve Hanks
ünlü oyuncunun ilk
yönetmenlık denemesi
olan 'That Thing You
Do'da birlikte h
^
çalışmışlardı.
r
' '
T
'
n t
• Bruce W*bw"in
"Branded Youm and , .
Other Stories" isimli
fotoğraf sergisi National
Portrait Galeri'de 8
Şubat'a dek sürüyoT.
Eleştirmenlere göre
henüz 50 yaşında olan
Weber, fotoğraflannda
gençliğe duyduğu
özlemini yansıtıyor.
Sergide Leonardo Di
Capprio, Robert De
Niro, Patricia Arquette
gibi Hollywood'un
tanınmış isimlerinin de
fotoğraflan yer alıyor.
• Turner, Landseer,
Richard Dadds, ve
Arthur
Rackham'm
Victoria
dönemini
yansıtan r
resimleri 8
Şubat'a dek
Royal
Academy of
Arts'da
sergilenıyor.
seyircislyte buhışuyop
• Kühür Servisi - Ferdi Merter'in yazıp yönettiği
ve Turgay Ender'in müziğıni yaptığı 'tstanbulname
Opereti' 23 Arahk'ta Ankara'da yeniden seyircisiyle
buluşacak. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin
yaptığı açıklamaya göre, Şef Naci Özgüç ve
Ibrahim Yazıcı, orkestrayı dönüşümlü olarak '
yönetecek. Operetin dekor ve kostümlerini Savaş
Camgöz, koreografisini Murat Şikel hazırladı. Işık
düzeni ise Vedat Hizel'e ait. Operetin başlıca
rollerini Seza Aray, Sehnin Günöz, Murat Göksu,
Tuncer Tercan paylaşıyor. Operet en son 1991-92
sezonunda sahnelenmişti.
BUGÜN
• NÂZDVI KÜLTÜREVt'nde saat 15.00'te Ahmet
Mürted ve Senem Örnek'in kahldığı 'Toplumcu
Sanat ve Estetik' başhklı seminer, saat 17.00'de
Yüksel Aksu'nun 'Zamanın Labirentinde
Karşılaşma' adlı kısa film ve saat 19.00'da Luis
Bunuel'in yönettiği Altın Çağ adlı film izlenebilir.
• BAKIRKÖY BELEDtYE TtYATROLARI'nda
saat 10.00-12.00'de 'Uzaydan Sevgi Yağdı' adlı
çocuk oyunu ve saat 15.00'te 'Kugular Şarkı
Söylemez' adlı oyun izlenebilir. (661 19 42)