05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Son iki yılda en fazla seyirci toplayan üç filmden ikisine imza atan Mustafa Altıoklar ^Popülerleşerek sarsıyorum' C U M H U R CANBAZOĞLli Mustafa AMıoklar üçüncü uzun met- rajlı fîlmi Agr Roman'layine gündem- de. Filmin sanatsal yönü üzerine eleşti- rfier sürerken polisin fîlmdeki işkence görüntülerı vs mafya-polis işbirliğinden ötûrö Ağır Roman'ı incelemeye alma- sıyla, tstanbul Kanatlanmın Alünda'da olduğu gibi konunun sosyal ve sıyasal yönü öne geçmeye başladı. Altıok- lar'dan bu gehşmelerle ilgili düşüncele- rini, Istanbul Kanatlanmın Altında'dan bu yana kenara köşeye not ettiğimiz bir ikj konuyu ve Filmin çekim öykûsünü ögrendik- - Agn-Roman'mpoBscegözahıııa abn- ması sorunınla başlayaİıın-. MUSTAFA ALTIOKLAR - îstanbul Kanatlanmın Altında'da vardi siyasal ve sosyal sorunlara görufcrmeler, bu filmde de elbette var. Bugün karşımıza çete-mafya-dev let üişkisi gibi çıkan tab- lonun köklennin o günlerde atıldığını bihneyen neredeyse yoktur. 0 dönem- de bunlar kamtlanyla ortaya çıkmamış- tı, partilerle ocaklann bağlantılan bir tûrlü kurulamıyordu, ama şimdi net ola- rak ortaya döküldü. Yanhş anlaşılma- sın, bunlar 3 Kasım 1996'dan bu yana gündemimize girmış olan çete ilişkile- rinın popülantesi nedeniyle Ağır Ro- man'da kullanılmış değil. Romanı oku- yanlar bilir. mahalle bitırimliğinden mafyoz kabadayilığa ulaşan kişinin adı Reis'tir, dolayısıyla ülkemızde bir olay- dır bu. Etnniyetin neden filmi inceleme- ye aldığmı bilmiyorum, ama sanıyorum polis ve işkence sahnelerine dair ınce- leme yapılmış olabilir. Öncehkle, yalnız sanat eseri değil, hiçbir düşünce ûzerin- de soruşturma yapılmaması gerekir di- yorum, ama soruştururlarsa soruştur- sunlar, açık sansûr zihniyetinin düşü- nen ınsanlar ûzenndeki zorlamalan bunlar. Biz direneceğiz. - Türkive gibi bir ülkede polisin bu tip sahneiere teptd göstermesi sürpriz de- 0İ. PUnUnmış bir hareket, gişeye yöne- likbirhinHkmhdiba? Gişeye yönelik hınlık değil bu, söy- temek istediklerim var benim. Bir ara- ca ihtiyacım vardı, bu da sinema oldu. Kitlelere sadece tozpembe çizilmiş tab- lolar sunmuyorum, toplumdaki kang- renler üzerine tartışma açılmasını istiyo- rum. tnsanlar iktidarlar tarafından yûz- yıllardır çeşitli formüllerle afyonlanarak öyutuhryor. Bizdede 12 Eylül'le birlik- te iyice apolitize iki kuşak yetişti 1980'de üniversiteye giren genç şu an- ^fBt'yaşmda ve gerek özel şırketlerde gerekse devlet kademelennde ıdareci konumuna gelmiş durumda. Böylesine apolitize edilmiş, köreltilnuş, herkesin hazırlop almaya alıştığı bir ortamda bi- raz popülarizme hizmet eder gibi görü- nüp onlan kendı değerleriyle salonlara çekerek tartışma ortamı yaratmak be- nim isteğim. " Bundan sonraki projemde, Türki- ye'nin emperyalist güçlerce işgal edil- diği beş yıldan hangı direniş zihniyetiy- le çıkıp bağımsiz Türkiye Cumhuriye- ti'nin kurulduğunu anlatacağım. Senar- yoyu yaayorum, 1998'in ikinci yansm- da herhalde çekımlere başlanz. O filmin popüler mekanızması da futbol olacak, dönem futbolculannın davranışlanyla gidecek film. Tamamen politikadan kopmuş bir sürü genç ınsanın filmdeki futbolculan izlerken başka şeyleri de görmesine çabalayacağız. Özetle yap- mak istediğim popülerlik yoluyla biraz sarsıntı yaratmak. Sinema koltuğundan yetiştim -Nezaman karar verdinizpopükr »- nemaya? Denize Hançer Düştü'den sonra 1992'de sanat sinemasmdan çok fazla taviz vermeden popüler kültürü salona çekmeyi başaracak bir yapı oluşturula- maz mı diye düşünmüştüm. Kendimce beş yıllık bir kalkınma planı kurdum. îs- tanbul Kanatlanmın Altında bunun en alt basamağıydı, derin estetik ve düşün- ce geri plana çekilmişti. Ağır Roman'da biıaz daha öne çıktı, 1999'da yapaca- ğım filmde perdede gerçek görmek is- Aimsenin acele etmemesini, seyirciyle yeni yeni banşıldığını söyleyen Altıoklar, apolitize edilmiş, köreltilmiş, herkesin hazırlop almaya alıştığı bir ortamda biraz popülarizme hizmet eder gibi görünüp onlan kendi değerleriyle salonlara çekerek tartışma ortamı yaratmayı amaçladığını belirtiyor. Altıoklar 1998'de yöneteceği yeni fılminde bu kez futbol aracılığıyla gençleri sinemaya getirerek mesajını sunacağını söylüyor. tediğim anlatıma ulaşacağım. Kimse acele etmesin, seyirciyle yeni yeni ba- nşıyoruz. - Seyirdyi yenklen sinemaya çekenyö- netmcn otmanın sımıu, seyirci kotaığun- dan gdmeye bağhyorsunuz. Bunu biraz acahm_ - Yetıştiğim yer sinema koltuğu, hiç- bir egitim almadım, Yeşılçam'dan gel- medim, ama çok film seyrettim ve hep- sini ders calışır gibi elde kalem kâğıtla analiz ettım. Bizim sinemada en büyük eksiklik dramaturjik akış, bunu kendi kendimi eğiterek kapatabileceğimi dü- şünüyorum. ABD sinemasında kimin, ne zaman, nerede ne yapacağı. hepsi he- saplı; bu şablonu almanm bence hiçbir sakıncası yok. -FfrrmyöoetırenJiğinialınak içinçok istekti ve srarcı davrandığmız jöyteni- yor. Bn süreç nasü yaşandı? Denize Hançer Düştü'den sonra Müj- de Ar, Metin Kacan ve Sabahattin Çe- tin, Ağır Roman'ı çekmemı tekJıf etti- ler, senaryoyu beğenmemiştim, bir tre- atman çıkardım, bu kez onlar beğenme- diler, öylece kaldı. tstanbul Kanatlan- mın Altında'dan sonra yenıden konuş- tuk. Tabii ki Ağır Roman'ı çekmek is- tediğımi tekrarladım onlara. Sonunda Metin'le o beğenilmeyen treatmanı ge- lişhrerek senaryoyu yazdık ve çektim. Mûjde önce OkaıTı istemedi - Oyunculardan kimler gekü gitti çe- kim öncesinde? Müjde değişmeyen oyuncuydu, Okan'ı Müjde'ye yedi ay önce teklif et- tigim zaman, "Ay, nefret ediyorum o adamdan" demişti, sonra çok sevdı. Müjde'yi tanıyanlar bilir, tepkileri iki uçtadır, zaman zaman içinden geldiği gibi tepkiler verebilıyor. Onun dışında Mustafa Uğurlu ile Burak Sergen film- de muhakkak yer almasını istediğim oyunculardı. Aynca çok gelip giden isim oldu, ama en doğru kastı yarattığı- mıza inanıyorum. Açıkçası oyuncula- nmdan memnunum. - Müjde Ar'ın performansı konusun- da eJeştirmenlcrdcn iki kutupta görnş çıktL Müjde Ar'su bir Ağır Rocnançek- mek ister mi>dinİ2? Açıkçası bu konuyu düsünmek gibi bir şansım yoktu. Filmin yapımcısı ol- duğundan Tina tiplemesıyle Müjde'yi ayn düşünmedim bile. Ama şunu söy- leyebilirim, benden önceki yönetmen adayı Umur Tnragay'ın ağzından duy- madım, ama anlatılana göre Leo Ca- rax'ın Köprü Üstü Âşıklan'na benzer, itilmiş, dışlanmış çok genç bir çıft ola- rak düşünmüş Tina ile Salih'i; Tina 16'sında fahişelığin başında birisi, Sa- lih de onu kurtarmaya çalışıyor. Bana da hoş geldi açıkçası. Ancak Tina'yla Müj- de Ar vardı işin içinde ve ben Müjde'nin biraz da kaşarlanmış fahışe tipinı de be- ğendim. - Okan Bayfilgen'in oyununda sahne- den sahneye bfiyük farklılıklar görüiû- vor.AranızdaResiınd«kiGözviış>n"nın Dansla iki balermhı öyküsü Kûhür Servisi- Beko Dans Tiyatrosu, 25-26 Ara- lık tarihlennde Terakki Vakfi Kültür Merkezi'nde, Kürşat Başar'ın öykülen- dirdiğı, İDOB baş dansçısı HüKa Aksular'm sabneye koyduğu ve Sibel Sürel ile birhkte dansettığı 4 Koza- lak'ın galasını gerçekleştı- recek. 'Kozalak' sezon bo- yunca lstanbullu sanatse- verlerle buluşacak. Üci ba- lerinin öyküsünün konu edildıği 'Kozalak'taseslen- dırme lşık Yenersu ya aıt. Müzik, Ztoignievv Preisner. dekor Mücahit Özel, kos- tüm Semiranüs Lyar tara- fından gerçekleştırilmış. Metın çalışmasını Kürşat Başar'ın gerçeklestirdiği 'Kozalak'ın öykûsü Hülya .Aksular'ın hayatındakı bir gerçekle de kesişiyor. tki balerinin öyküsünün anlatıldığı 'Kozalak'ta Hülya ve Sibel. parmakla- nnın ucunda durma alıştır- malan yaptıklan ve dünya- yı böylece daha yukann- dan göreceklerini sandıkla- n günlerde bir dostluğu paylaşırlar. Hülya yaşamı- nın en önemli anlannda Si- bel'le birliktedir. Babasmı kaybettigı günün gecesı ilk kez 'Giselle'de sahneye çı- kar. Yine dostu Sibel 'le bir- liktedir.Yülar sonra ünlü bir balerin olarak eski dos- tuna bir mektup yazmaya karar vem\.. Beko, sanat aktivitelen- ne vereceğı desteği 'Tekno- loji ve Sanat Evrenseldir' sloganı ile özgün bir göste- nye imza atarak başlatıyor. Aynca, Antoine de Saint Empery'nin ünlü yapıtı "Küçük Prens" ile Be- ko'dan Çocuk Tiyatrosu önümüzdeki günlerde per- de açacak. Biletler, Terakki Vakfi Kültür Merkezı gişesinden ve tüm Vakkoramalar'dan temin edilebilir. 4 Ocak ta- rihinden itibaren heT hafta pazar günü ve iki haftada bir cumartesi günü gerçek- leşecek gösterinin bilet sa- tışlanndan elde edilecek gelir, yeniden sanata ve sa- natçıyayönelik fon oluştur- mada kultanılacak. 'Kozalak'ta Hülya Aksular ve Sibel Sürel rol ahyor. kübi icin çıkan çatışma,fihninsetindede yaşandı nu? Okan'la çatışma degil de gergınhk ol- du, ama bütün oyuncularla yaşadık ay- nı ortatm. Çok kayda deger şeyler değil- dı, her sette rastlanılanlardan. - Yapuna yönetmen çaüşmasmm da fazlasıyla yaşandığı söylendi Ağır Ro- man icin? Çatışma her aşamada yaşandı, bunu sağlıklı buluyorum. Yapımcılann esere bakışlanndaki estetik düzey yükseldi- ğinde, bu çatışmadan ortaya dogru sen- tezler çıkacaktır. Yapımcılarbazı sahne- lerden beni vazgeçirdiler, ama büyük rahatsızlık yaratacak şeylerotanadı bun- lar. Mesela fümin başındaki sahnedeki- lisenin kapısından gıren planda dış ses anlatıcıydı, iki paragrafi daha vardı, onu çıkardılar, "Sözkre gerek yok, mûzik duyulsun" dediler. Süresiyle ilgili sorun da çıktı. OOdakikalıkkurguydubenım- ki, 120 dakikanm altma inmesı gerektı- ğinı söylediler, yapımcılar kendilerine göre kesmesınler diye bir 10 dakıkayı ben attım. Eteştirmenler klanı ohışmuş - Anlatunın arasına serpiştirilen şür bölümleri beğenilmedi ve gereksiz bu- lundu. Neydi amaç o kareierde? Beğenen de var, beğenmeyen de. Yu- nan tragedyalannda kullanılan koronun işlevıni, anlatıcıya ve şairlere yüklemek kaydıyla Ağır Roman'in destansı at- mosferine biraz daha yaklaşmak iste- dim. - Peldyi, perdeye yansryan Ağn* Ro- man tatmin etti mi sonucta sizi? tki cevabım olacak; Ağır Roman beş yıllık planın ikinci basamağını teşkil ediyordu ve ikinci basamakta ne almak istiyorsam karşıma çıktı. Elbette eksik- leri var, mutsuz olduğum sahneler var, beceremediğim sahneler var, yine de he- defıme oturdu film, ama yapacağun en iyi işlerden birisi değil. - Genei sorulara gecefim; son iki yüm seyirciye en fazla ulaşan üç filnünden ikisine imza atmanıza karşın sinema eleştinnenlerince tutubnuyorsunuz. Si- zin cephenizden sorun nasıl gözüküyor? Sinemanın kaymak tabakasıyla ve loncasıyla neden banşık olmadığımla ilgili çok fazla bilgim yok. Ama bir iki küçük neden ağır basabilir. Ömeğin bir tanesi; iki yıl önce Istanbul Kanatlan- mın Altında'yla tstanbul Film Festıva- li'nde yanşmadan iki üç gün önce Uğnr Vardan fıhnle ilgili eleştiri yazdı; oysa festivalinjürisindeydi, diğer jüri üyele- rini de etkileyeceğını göz önüne alıp o yazıyı yazmamahydı ya da jüriden ay- nlmalıydı. Bu nedenle tartışma yaşan- dı, böyle bir konu sanınm sinema eleş- tirmenlerini gıdıkladı. Bir de film orta- ya çıkmadan bizden önceki kuşakla il- gili olarak söylediklerim rahatsız etmiş olabilir. Okuşağın yandaşlan olan eleş- tırmenler var, Yavuz Ozkan ile Hülya Uçanso, Vecdi Sayar gibi. Bunlar klan oluşturuyorlar, başkalannı dahil etmek istemiyorlar. Yaptıklannı sanat sanıyor- lar, ama uluslararası sahnede asla böy- le bir etkileri yok. Bunlan söylediğim için galıba sevılmıyorum - Magazin basuunda özel yaşanuıuzla fazb grö önünde oMttğanuz için sine- maseverterdendetepkigekiiğinigörüyo- ruz_ Bana bazılan gıcık oluyor, oysa ken- dimi iyi yürekli insan diye tanıyorum, hatta efendi olduğumu da söyleyebili- rim, bir sürü olumsuzluklanmı itiraf edeceğim gibi. Ama benı tanımadan yargıya varmalanna inanmıyorum. Bız- de bir laf vardır, "Ağır ol da molla de- smkr" diye. Bir şeyler üretıyorsan, dü- şünceli, kaşlan çatık adam ounalısm, hayiT, ben hayatı, kadınlan, içkıyi, gü- nah olan her şeyi severek varoluş biçi- mimi ortaya koyuyorum, bunlar sanat- çı tarafimla ilgili şeyler değil ki. - Son olarak fflmin hangi festivaDere hazırlandığuu öğrenelim— Cannes'la görüşmeler sürüyor. Türki- ye'deki dört büyük festivalden Antalya ve Adana'nın film festivali yenııe tam bir festival olduklanna ve yapılanm de- ğiştirmeleri gerektiğine inanıyorum. Ankara akademik düzeyde gelişen çok iyi bir festival, îstanbul ise hoş bir sine- ma atmosferi yaraüyor. Bu iki festival- de bence ülkede çekilen bütün filmler yeralmah. TresÜe Tiyatrosu Türldye'ye geliyorKüMr Servisi- Trestle Tiyatrostı, British Çouncil'in davetlisı olarak Türkiye'ye geliyor. tngiliz maske tiyatrosu geleneğinin en başanlı topluluklanndan biri olan Trestle, dik merdivenli uzun ince bir evin sakinlerini ve başlanna gelen olaylan konu alan ve konuşma içermeyen 'Sersemkr Evi' adlı bir komedi sunacak. Oyun, Devlet Tiyatrolan'nın işbirliğiyle gerçekleşecek tumeyle 29Aralık'ta tstanbul Devlet • Ingiliz maske tiyatrosu geleneğinin en başanlı topluluklanndan biri olan Trestle, British Çouncil'in davetlisi olarak Türkiye'ye geliyor. Topluluk, 'Sersemler Evi' adlı komediyi 7 kentte sunacak. Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde, 30 Arahk'ta Bursa Ahmet Vefık Pasa Sahnesi'nde, 2 Ocak'ta Ankara Küçük Tiyatro'da, 3 Ocak'ta Izmir Konak Sahnesi'nde, 6 Ocak'ta Trabzon Haluk Ongan Sahnesi'nde, 8 Ocak'ta Adana Seyhan Belediyesi Sahnesi'nde ve son olarak 10 Ocak'ta Antalya Kültür Merkezi Sahnesi'nde sergilenecek. Biletler, Devlet Tiyatrolan gişelerinden temin edilebilir.Trestle, 1981 yıhndan bu yana bir maske tiyatrosu türü geliştirerek, her yıl ortalama 300 kadar temsille 50 binden fazla seyirciye ulaşıyor. Son yıllarda Hollanda'dan birçok tumeye çıkan Trestle, 1995 yılının ekim aymda Amsterdam'da profesyonel aktörlerle bir çalışma yapmış.Uluslararası boyutta bir komedi yaratmak için Hollandah aktörlerle bir araya gelerek, birçok dilde konuşan bir komedide 'Sersemler Evi'nde işbirliği yapmışlîir.Turne oyunlannın yanı sıra topluluk, deneyımli ve deneyimsiz tiyatrocular için maske yapımı ve tekniğinde Hvorkshop'lar ' da düzenliyor. Trestle aynca mesleki ciddiyeti ve başansmdan dolayı tngiltere Sanat Konseyi ve Doğu Bölgeleri Sanat Kurulu tarafından üç yıl süreli bir mali katkı ile ödüllendirilerek üç defa da Sponsorluk Teşvik Ödûlü'nü kazandı. Topluluğun kazandığı diğer ödüller arasında Little Victories ortak yapımı ile London Fringe Ödülü; Taşkent, özbekistan Birinci Uluslararası Doğu/ Batı Tiyatro Festivali Birincihği; Şangay Birinci Uluslararası Pantomim Festivali Ödülü ve 'E^Jge' oyunu ile Time Out Ödülü yer alıyor. Topluluğun sanat yönetmenleri ve aynı zamanda oyunun yönetmenleri Joff Chafer ve Tob> Wibher. Oyunda, orijinal müzik Toby \Vilsher'a, dekor tasarunı Mark Wüsher'a, ışık tasanmı Phfll Webb'e, kostüm tasanmı ise Jayne Holland'a ait. Dekor yapımını ise Nik Montaü, Steve Maunders ve Robin Lawrence gerçekleştiriyor. Kraliçe'den Elton John'a c Sir' nişanı • Elton JOtin Sir nişanıyla ödüllendiriliyor. John'a, 'Candle in the Wind' adlı şarkısıyla ulaştığı büyük başandan sonra şımdı de Başbakan Tony Blair'ın da onayıyla Kraliçe Elizabeth tarafından 'Sir' nişanı takılacak. John 1993 yılında kendi adını verdiği bir AIDS ile savaşım derneği kurmuş, 'Candle in the Wind* şariasıyla sağladığı 20 milyon sterlinlik geliri de Prenses Diana onuruna derneğe bağışlamıştı. • sylvester Stallone 'Copland'dan sonra yeni fılmı 'Ernıe Popovıch'te de bir polisi canlandınyor. • GOttfl Ll reklam yıldızı oluyor. Çinli oyuncu, Fransız kozmetik markası L'Oreal'in Çin'de gerçekleştirilen reklam kampanyalannın yeni yüzü olarak seçildi • AndrzeJ Wajda Fransa Güzel Sanatlar Akademısı'nin üyesı oldu. Polonyalı yönetmen, kurumda Italyan yönetmen Federico Fellını'den boşalan yere getırildi. • Sandrine , Veysset ikinci nimi 'Les aıles de J."nm hazırlıklanna başladı. tlk fılmi 'Ci sara la neve a natale?' ile büyük beğeni toplayan Fransız yönetmenin yeni çalışması, konusunu Denis Belloc'un bir romanından alıyor. • Spice GlrlS'ün öykûsünü konu alan 'Spiceworld' adlı filmin dünya prömıyeri Prens Charies ve iki oğlunun katılımıyla gerçekleştirildi. Genç prensler ve Spice Girls üyeleri fihnin gösterimi öncesinde kapalı kapılar ardında yaklaşık beş dakikalık özel bir örüşme yaptılar. Matthew MOdlf1€, henüz ismi bellı olmayan bir korku fılminin yönetmen- liğini ve yapımcılığını üstlenmeye hazırlanıyor. Modine, aynı fümde John Hurt ve Lise Marie ile birlikte başrollerden binni de üstlenecek. • Deborah WamerT. S. Eliot'un "The Wasteland" isimli yapıtını sahneye uyarladı. Fiona Shavv'un rol aldığıoyun dünyanm en eski binalanndan olan Londra'daki Wilton's müzikholünde 14Ocak'adek sahnelenecek. 1853 yılında açılan müzıkhol 1880 yılında kapanmıştı. Oyun, bugüne dek Dublin'de bir süah deposunda, Brüksel'de bir gece kulübünde, New York*ta bir sinemada sahnelendi. • Davltie Ferrarlo 'Tutti giu per terra' adlı fılmiyle 15-25 Ocak tarihleri arasında Utah'da gerçekleştirilecek olan Sundance Film Festivali'nde ttalya'yı temsil edecek. Robert Redford öncülüğünde düzenlenen festival için îtah/anTar bu yıl sadece bir film secebildiler. • TomHankSve yapımcı Gary Goetzman artık Universal Pictures için calışacaklar. 'Philadehphia' ve 'Forrest Gump' adlı fılmleriyle Oscar kazanan Hanks, Universal'ın 'Apollo 13' adlı fılminde rol almıştı. Sanatçmın ılk yapuncılık deneyimi olan ve Steven Spielberg tarafından yönetilen fıuni 'Saving Private Ryan' 1998 yılında gösterime girecek. 'Kuzulann Sessızliği' ve 'Philadelphia' fılmlerinin yapımcısı Goetzman ve Hanks ünlü oyuncunun ilk yönetmenlık denemesi olan 'That Thing You Do'da birlikte h ^ çalışmışlardı. r ' ' T ' n t • Bruce W*bw"in "Branded Youm and , . Other Stories" isimli fotoğraf sergisi National Portrait Galeri'de 8 Şubat'a dek sürüyoT. Eleştirmenlere göre henüz 50 yaşında olan Weber, fotoğraflannda gençliğe duyduğu özlemini yansıtıyor. Sergide Leonardo Di Capprio, Robert De Niro, Patricia Arquette gibi Hollywood'un tanınmış isimlerinin de fotoğraflan yer alıyor. • Turner, Landseer, Richard Dadds, ve Arthur Rackham'm Victoria dönemini yansıtan r resimleri 8 Şubat'a dek Royal Academy of Arts'da sergilenıyor. seyircislyte buhışuyop • Kühür Servisi - Ferdi Merter'in yazıp yönettiği ve Turgay Ender'in müziğıni yaptığı 'tstanbulname Opereti' 23 Arahk'ta Ankara'da yeniden seyircisiyle buluşacak. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin yaptığı açıklamaya göre, Şef Naci Özgüç ve Ibrahim Yazıcı, orkestrayı dönüşümlü olarak ' yönetecek. Operetin dekor ve kostümlerini Savaş Camgöz, koreografisini Murat Şikel hazırladı. Işık düzeni ise Vedat Hizel'e ait. Operetin başlıca rollerini Seza Aray, Sehnin Günöz, Murat Göksu, Tuncer Tercan paylaşıyor. Operet en son 1991-92 sezonunda sahnelenmişti. BUGÜN • NÂZDVI KÜLTÜREVt'nde saat 15.00'te Ahmet Mürted ve Senem Örnek'in kahldığı 'Toplumcu Sanat ve Estetik' başhklı seminer, saat 17.00'de Yüksel Aksu'nun 'Zamanın Labirentinde Karşılaşma' adlı kısa film ve saat 19.00'da Luis Bunuel'in yönettiği Altın Çağ adlı film izlenebilir. • BAKIRKÖY BELEDtYE TtYATROLARI'nda saat 10.00-12.00'de 'Uzaydan Sevgi Yağdı' adlı çocuk oyunu ve saat 15.00'te 'Kugular Şarkı Söylemez' adlı oyun izlenebilir. (661 19 42)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle