Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5EKİM1997PAZAR-I
PAZAR KOMJGU
Eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinden Sadrettin Ağa Han Kıbrıs sorununu değerlendirdi
'Çözümsüzlük Kıbnslılan yaralıyor'Ç*T T\TT TÇ* "Krizdeki Karadeniz" adlı çevre sempozyumumınyapıldığı
* 3 %J 1V t>>3 Eleftherios gemisinde. insani sorunlarlayakından ilgilenen,
çevre koruması çahşmalarını son yıllarda yoğıın biçimde arttıran Sadreddin
Ağa Han da vardı. îsmailiye mezhebi lideri Kerim Ağa Han 'ın amcası olan
Sadreddin Ağa Han son derece ilginç bir kişiliğe sahip. Pek çok kişinin
kendisiniyeğeniyle kanştırmasından şikâyetçi. Sadreddin Ağa Han 'la gemide
buluşupgeniş'biryelpazede konuştuk. Türk-Yunan ilişkileri, Kıbrıs sorununu
insani açılardan nasıl değerlendirdiğini öğrendik. Ona 1981 de BM Genel
Sekreteri seçiltnesinin Sovyetler Birliği nce veto ediliş nedenini sorduk.
Sadreddin Ağa Han 1970'li yıllarda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevi
yaptığı için Kıbrıs 'taki, dünyanın başka bölgelerindekipek çok sorunu
yakından biliyordıı. Sadreddin Ağa Han aynı zamanda Müslümandı. Onunla
dünyada gittikçe artan îslam radikalizmi akımını da konuştuk. Sadreddin Ağa
Han ın tslam radikalizmine reçetesi, "Demokrat olmak ve toplumdaki biitün
görüşleri tek bir siyasiyelpaze içinde değerlendirmek ve hiç kimseyi
dışlamamak"tı. Sadreddin Ağa Han, "İnsanları dışlarsamz onları kışkırtır,
şiddete sevk edersiniz " diyordu.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
Siz, BM'de çok önemli görevler al-
dınız. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği de
yaptınız- Hatta siz BM Genel Sekreteri seçil-
diniz- Ama o zamanki adıyla Sovyetler Birli-
ği sizin seçilmenizi veto etmiş, siz de Genel
Sekreter olamamıştınız, Bunun nedeni ney-
di?
AĞA HAN - O sırada ne olduğunu gerçek-
ten bilmiyorum. Bu devletler arası bir mese-
leydi, üstelik BM Güvenlik Konseyi üyeleri
istedikJeri doğrultuda oy kullanabilirler.
Ama benım seçilmemi isteyen bazı delege-
lerden öğrenebildiğim kadanyla 1981 'deki o
seçimde Sovyetler Birliği beni yeterince tanı-
mıyordu. Ben BM'de daha çok insani konular-
la ilgileniyordum. Bu çalışmalanm"bazılan
için tartışmalı olmuş olabilir. Ben her zaman
insanlann sığınma haklannı destekledim.
Bunun dışmda ailevi durumum onlara biraz
egzotik gelmiş olabilir. Egzotik derken bura-
dat>iryanlış yapmıyorum. Çünkü hatırlayabil-
diğim kadanyla veto gerekçelennde aynen bu
sözcüğü kullanmışlardı. Ben klasik bir genel
sekreter adayı, bir bakan, bir diplomat, bir bü-
yükelçi değildim. Hiçbir ülkeyi temsil etmi-
yordum ve onlann gözünde kolayhkla gözar-
dı edilebilirdim.
Bugün tabii ki pek çok şey değişti. Ama o
dönemde BM'nin bağlantısı bulunan, gelenek-
sel, kariyerden bir diplomat her zaman tercih
nedeniydi.
mm^— Neden?
AĞA HAN - Çünkü BM Genel Kurulu'nda
delegasyonlara profesyonel diplomatlar baş-
kanlık ederler. Daimi Temsilciler profesyonel
dıplomatlardır. Ben ise BM'nin bir memuruy-
dum, yani tabiri caizse mutfaktan geliyordum.
Bugün ise durum daha değışik. Bundan bü-
yük memnunluk duyuyorum.
Çünkü şimdiki Genel Sekreter olan Kofî An-
nan da BM'nin bir memuruydu ve onunla çok
yakın bir çalışma arkadaşlığımız olmuştu. Çok
uzun yıllar da BM'ye hizmet vermiştir. Duru-
mun değişmesi de tabii ki çok iyi bir şey.
M H ^ H Siz BM Mülteciler Yüksek Komise-
l
ri'yken Kıbns sorunuyla yakından ilgilen-
miştiniz. Buradan yola çıkarak sizce Kıbrıs
sorununa bir çö'züm bulunması için hangi
yöntem ya da yöntetnlerden hareket edilnte-
lidir?
AĞAHAN-Biliyorsunuz, ben sorunlann si-
yasiden çok insani boyutlanyla ilgiliydim.
1974'teki Kıbns harekâtının ardından adanııj
kuzeyi ve güneyinde BM'nin yardtm ve reha-
bılitasyon çahşmalarını koordine ettim.
Bu çok zor bir işti. Çünkü pek çok aile bö-
lünmüştü. Mültecilerle ilgili bütün çahşmala-
rmda olduğu gibi Kıbns'ta da bölünen ailele-
m fertlerini birleştirme görevini sürdürdüm.
Eazı ailelerin. kaybolan bireylerinin nerede ol-
cıklannı bilmediklerini öğreniyordum. Hem
Türk, hem Rum tarafında uzun çalışmalar yap-
tm.
Ama şunu söylemem gerek: Kıbns'ta du-
nm çok değişti, gelişti. Artık eskisi gibi de-
£l. Aradan geçen bunca yıl içinde, sorunla il-
gli müzakerelere katılan kişileryaşlandı, saç-
lın ağardı. Ama sorun hâlâ çözülebilmiş de-
Kıbns'a çözüm için kısa yoldan tedavi edi-
c bir reçetem yok. Bence iki taraf arasında gü-
•\sn arn^ncı önlemler hayati öneme sahiptir ve
t-melsel zorunluluktur.
Bence Kıbns'tayaşayan iki halkın yakınlaş-
nası gerekmektedir. tki taraftan da insanlar
fena birbirleriyle gerçekte sorunlan olmadığı-
n söylemişlerdi.
Ama Kıbns'taki durum gibi durumlarda ne
yazık ki jeopolitik kaygılar ön plana çıkmak-
ta, hükümetler önemli roller oynamaktadır.
Bütün bunlar Kıbns'takı durumu akıl almaz bi-
çimde karmaşık hale getirmıştır.
Ne yazık ki Kıbns, Türk-Yunan ilişkilerinin
de barometresidir. Üstelik bu, zaten karmaşık
olan durumu iyıce karmaşık hale getirmekte-
dir.
Bütün bu unsurlan bir araya toplayınca, so-
runlann insani boyutlanylayakından ilgilenen
benim gıbı kişilerin üzerinde depresif bir etki
yapmaktadır.
^^^mm Toplumlararası görüşmeierin Denk-
taş ve Klerides tarafından dörtyıllık bir ara-
dan sonra yeniden başlatılmasım nasıl kar-
şıltyorsunuz?
AĞA HAN - Bu yeni çabaların sonuç verme
olasılıgı var. Ama bence bu bağlamda iyimser
olmaya da neden yok. Çünkü geçmişi biliyo-
nız.
^^^^™ İlgili bazı tarafların Kıbrıs 'ta bugün
süren "çözümsüzlük çözüm " statüsünüyeğ-
lediklerini düşünüyor musunuz?
AĞA HAN - Bugün artık dünya çok değiş-
ti. Artık geçerli tartışmalara ver yok. Özellik-
le Soğuk Savaş döneminde durum çok farklıy-
dı. O zaman, siyasi nedenlerle, Ortadoğu'daki
SADRETTİN AGA HAN
1933 Paris doğumlu. Babası, Îsmailiye
mezhebinin eski lideri Ağa Han. Yeğeni
Kerim Ağa Han Îsmailiye mezhebinin
şimdiki lideri. ABDde Harvard
Üniversitesi 'nden mezıın olduktan sonra
yıne Harvard'da lisansüstü çahşmalarım
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi 'nde
tamamladı. BM'nin çeşitli birimlerinde,
BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
(UNESCO) Başkanı Özel Damşmam, BM
Mülteciler Yüksek Komiseh Damşmam
gibi görevlerde bulundu. 1965-77 arası BM
Mülteciler Yüksek Komiserliği 'niyürüttü.
Bu bağlamda Bangladeş, Uganda, Sudan,
Şili ve Kıbrıs 'ta yurtlarım terk etmek
zorunda kalan insanlann durumlanyla
yakından ilgilendi. Daha sonrakiyıllarda
BM Insan Hakları Komisvonu nun özel
raportörü oldu. 1981 'de BM Genel
Sekreteri seçildi, ancak bu seçim Sovyetler
Birliği 'nin vetosuyla iptal edildi. Yerine
Javier Perez de Cualler oybirliğiyle seçildi.
Körfez Savaşı ve sonrasında BM Genel
Sekreteri 'nin insani yardım programıyla
ilgili özel temsilciliğı görevini yürüttü.
1992 'den beri de BM Genel Sekreteri 'nin
özel misyon görevlisi.
olur mu?
0
AĞA HAN - Size Yugoslavya'yı örnek gös-
tereyim. Yugoslavya bir bütündü. ama içinde
farklı etnik gruplar vardı. Bunların da ortak
ekonomık çıkarlan bulunuyordu. Orada bile
bölünmeden sonra bu insan mozaıği bir araya
gelmeyi \e beğenin ya da bçğenmeyen, bir
devlet oluşturmayı başardı.
Özellikle küçük yerlerde bölünmeyı önle-
mek en ıyi yoldur. Bosna felaketini bir düşü-
nün. Bugün global toplum, global köyden söz
ediyoruz. Karadeniz'de seyreden bu gemide
(Eleftherios Venizelos) düzenlenen çevre sem-
pozyumunda global çevreden söz ediyoruz.
Ondan sonra da küçücük toprak parçalan üze-
rinde globalleşmeyle taban tabana ters düşen
olaylarla karşılaşıyoruz. O küçücük topraklar-
da yaşayan insanlar, koşullar ya da bazı lider-
lerinin tufumlan nedeniyle birbirlerinden ayn
düşüyorlar.
Üstelik bu insanlar, bir arada yaşadıklan, or-
tak çıkarlan paylaştıklan topraklarda yapay
olarak birbirlerinden aynlıyorlar. bölünüvorlar.
Bu da bence insanlann bırbirlenyle bir arada
yaşamalan için çözüm bulmaktaki yetersızhk-
lerini korkutucu bir biçimde ortaya koyuyor.
Sizin dediğiniz doğrultuda bir devlet yapısı
düşünecek olsak, o zaman Irlanda. Isviçre gi-
bi ülkelerin halleri nice olacak? Kanada gibi
büyük bir federal devleti ele alalım. Orada Qu-
ebec sorunu var. Belki ABD'yı bile örnek gös-
terebiliriz. Herkes birbirinin boğazına sanla-
cak olsa ABD kara Afrikalıların, hispanikle-
rin devleti olurdu.
Dünyada bugün olanlar tarihi gelişime ters
düşmektir ve geriye doğru bir gidiştir. Buna
"Jurassic Park" diyebiliriz.
^^^"
m
Peki, Amerikah kuramcı Samuel
Huntington 'un "medeniyetlerin çatışması"
kuramına inanıyor musunuz?
AĞA HAN - Hayır. Ekonomik çıkarların.
coğrafyanın paylaşımının. Huntington'un "kı-
yamet günii" senaryosunu boşa çıkaracağını
düşünüyorum.
Ancak burada ışaret etmek istediğim bir
nokta var. Ne yazık kı az da olsa bazı bölge-
lerde Huntington'ın klişeleri gerçekleşti. Bun-
lardan birisi eski Yugoslavya. Ama Yugoslav-
ya çok özel bir durumdu. Daha doğuya gittı-
ğiniz zaman Huntington'ın, etnik ve dınsel açı-
durum yüzünden birtakım çözümsüzlüklerin
korunması gerektiği düşünülüyordu. Ama bu-
gün pek çok şey değişti.
Bence Kıbns "çözümsüzlüğün çözüm göriil-
düğü" kategoriye sokulmamah. Dünyanın baş-
ka bölgeleri için bu söylenebilir. ama Kıbns
için, hayır.
Kıbns bence bugün ilgili taraflar için ger-
çekten bir huzursuzluk kaynağıdır. Özellikle
NATO'nun çok ilginç bir gelişme süreci içine
girdiği şu dönemde bu söyledi^lerim geçerli-
dir.
Türkiye ve Yunanistan Avrupa'nın bir par-
çası olduğuna göre Kıbns da NATO ve Avru-
pa'nın bir parçasıdır. Bu nedenle Avrupa ve
NATO Kıbns'a bir çözüm bulmak isterler.
Kıbns'ta bu çözümsüzlüğün sürmesi esas
olarak Türkler ve Yunanlılan yaralıyor, diye
düşünüyorum.
^^^™ Özellikle de Türkleri... Türkler yıl-
lardır Kıbrıs 'ta maddi ve manevi inanılmaz
bedeller ödüyorlar...
AĞA HAN - Evet. sanıyorum iki tarafin da
Kıbns'ta uygun bir çözüm bulunmasında bü-
yük çıkarlan vardır.
^^^m* Ama Kıbrıs 'ta bugün gerçek o'an bir
durum var. Artık adada iki ayn devlet oluş-
tu. tki taraf da 23 yıldır bu "defacto " duru-
ma alıştu Böyle bir durumda çözüm kolay
dan çok önemli değişiklikler olacağı teorisinin
gerçekleşeceğini hiç sanmıyorum.
Bence Uzakdogu ve Orta Asya pek çok ba-
kımdan onun hatalannı kanıtlayacaktır. Ama
tabii ki bunlan da zamanla öğreneceğiz.
••^•i" Siz, önemli bir dini mezhebin de üye-
sisiniz (tsmailiye). Bütün dünyada siyasi ya
da radikal Islamın yükselişi ve güç kazanı-
. şını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AĞA HAN - Bence bu tanık olduğumuz son
derece ilginç bir gelişme. Köktendinciliğin Is-
lamiyet içinde nasıl oluşruğunu anlamak güç.
Çünkü Müslümanlar iyi Müslümanlardır. Ku-
ran ve şeriatı yorumlamalan va da uygulama-
lan hep tanhe dayanır.
Benım görüşüme göre Îslam köktendinc'ili-
ği Batılılaşma, hatta bir "Baö cenneti" kavra-
mına karşı tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Zaten bunu pek çok ülkede görüyoruz. Li-
derlerinin Batı tarafından zehirlendiklerine
inanmaları durumunda o liderlere muhalif
olanlar "mutlaka Banlılaşma gerekmeden çağ-
daşlaşmaya" yönelmeleri gerektiğını düşünü-
yorlar ve şiddetlı tepkilergösterebiliyorlar. Bu-
nun birörneğini Şah'ın son döneminde İran'da
yaşadık. Sohra olanlan da zaten bıliyoruz.
Bence mutlaka Batılılaşmadan çağdaşlaş-
maya çok başanlı bir örnek Japonya'dır. Akıl-
cı düşüncenin yerini şiddet aldığı zaman kan
dökülüyor. Dün>ada tarih boyunca din adına
kan dökülmüştür. Bunun son örneği de eski
Yugoslavya'dır. Bu çok eski bir sorun.
Ama bence artık böyle bir sorun çağımızda
yaşanmamalı. Kendi görüşüme göre bütün in-
sanlann artık bir arada yaşamayı öğrenmelen
gerekiyor. Bunu yapmak için de bir nebze hoş-
görü ve tahammül göstermek. başkalannın dü-
şünce, davranış ve yaklaşımlannı kabullen-
mek lazım.
^ ^ ^ ^ Peki, nüfusu büyük ölçüde Müslü-
man, ama laik olan devletler İslam radika-
lizmini bertaraf etmek için ne gibi önlemler
almalı?
AGA HAN - tnsanlar bir arada, huzurlu, iyi
ekonomik koşullarda yaşamak isterler. Türki-
ye gibi ülkelerin sorunlan ve açmazlarını çok
ıyi anlıyorum. Türkiye laik bir dev let. ama nü-
fusunun çoğunluğu Müslüman.
Bakın. biz Müslümanlar dünya nüfusunun
yüzde 20'sıni oluşturuyoruz. Bumuazzam kit-
lenin yaşadığı bazı küçük yerlerde sorunlan
olabilir. Ama onlar azınlıkta kalıyor.
^ ^ ^ ^ Ancak bu tür ülkelerdeyaşayan pek
çok insan da radikal İslamın güç kazanma-
sından fazlasıyla kaygılanıyor...
AĞA HAN-Evet, bilıyorum. Hertürlüdin-
sel grubun, duygulan \e düşüncelerini sadece
demokratik bir çerçeve içinde duyurma ya da
dile getirmeye haklan vardır.
Bence Çezayir'de seçımlerin iptal edilmesi
inanılmaz, talıhsız biryanlıştı. Insanlarahükü-
met olma deneyine gırme izni verırseniz o za-
man onlar da kendi görüşlenni parlamentoda,
medyada, toplumda dile getirme hakkına sa-
hip olurlar. Kendılerine belkı taraftar bulurlar,
belki de bulamazlar. Ama tartışmalara her za-
man katılmalıdırlar. Bence bu en doğru yoldur.
Pakistan'a bakın. Çok büyük bir Müslüman
nüfusu var. Ama orada insanlar görüşlerini di-
le getiriyor. tartışmalara katılıyorlar. Dedığim
gibi taraftar buluyor y a da bulamıyorlar.
Sorun. bazı grupları dışlamaktan kaynakla-
nıyor. Dışlayarak onları kışkırtır. şiddete sevk
edersiniz. Türkiye örneğine gelırsek... Türki-
ye, siyasi yelpazedekı Türk toplumunun bütün
eğilimlerini dışlamayarak, siyasi yelpazenin
bütün görüşlerine yer \ererek doğru yolu izli-
yor. Bu Îslam radikalizmi sorununun çözümü
bence şu olmalı: Toplum içinde ekonomik ve
sosyal iyileştirmeler vapılması, topiumdaki
eşitsizliğin azaltılması, din ve devlet işlerinin
belirgin bir biçimde aynlması.
Bunu zamanla pek çok ülkede görebiliriz.
Hatta zaman içinde tran'ın buna güzel bir ör-
nek oluşturduğuna tanıklık da edebiliriz.
Siz, 21. yüzyılm eşiğinde bulundu-
ğumuz bu çağda dini inanca sıkı sıkıya sarı-
lan insan sayısının böylesine artması konu-
sunda ne düşünüyorsunuz?
AĞA HAN - Bence insanlar düş kınklıkla-
nna uğradıklan, bir şeylere sıkı sıkıya bağlan-
mak. ait olmak ihtiyacını hissettikleri için di-
ne yöneliyorlar.
Ekonomik. coğrafi ve ruhi olarak kendileri-
ni köklerinden koparılmış hisseden insanlar,
bir şeye ait olmak istediklen için kendilerine
yeniden umut sağlayacak bir hareketin içine gi-
riyorlar. Bu onlara güven duygusu veriyor.
Bütün dinler insanlara bu duyguyu verirler.
tnsanlar böyle zamanlarda nostaljik oluyor,
geçmişin çok daha güzel olduğu sanısma ka-
pılıyor. Kültür, kuşak uçurumlan bulunan yer-
lerde bu tür durumlara sıkça rastlanıyor.
Budinebağlılığınartışını bugün Hıristiyan-
lıkta da görüyoruz. Bugün camilenn, kilisele-
rin. sinagoglann dolu olması benı yüreklendi-
riyor. Bu insanlann bir arayış içinde oldukla-
nnın kanıtıdır.
^ ^ ^ ^ " Bu insanlar neyi arıyorlar?
AĞA HAN - Başka bir yerde bulamadıklan
yanıtlan bu kutş^al yerlerde anyorlar.
AMAP'lı Bahçeköy Beldesi'ne devredilen alanlarm peşinin bırakılmayacağı belirtildi
CHP'den Sarıyer talamna geçit yok
İanbul Haber Servisi - Hükümete gelır
gelıez yaptığı atamalarla şimşekleri üzerine
çefcı ANAP, şimdi de Sanyer'de rant çevTe-
lerie peşkeş çekmekle suçlanıyor. Bahçeköy
Beldiyesi'nin eski DYP'li belediye başkanı
iler :eclıs üyelerinin ANAP'a transfer olma-
sınan 18 gün sonra Sanyer'deki mücavir
alaıann üçte ikisinin Bahçeköy beldesine
akrtnldıgı belirtildi. CHP Istanbul Milletve-
lcilıHehmet Sevigen yasal olmayan bu uygu-
lajrtnın asla peşını bırakmayacaklannı vur-
gıal.arak, "Ali kıran baş kesen değil bunlar.
G«^drse TB\3M'de konuyla ilgili soru öner-
gesi veririz"dedi.
CHP Sanyer llçe Örgütü, İstanbul millet-
vekilleri Mehmet Sev igen, Ahan Öyraen, PM
üyesi Bedri Bavkam. İstanbul ll Başkanı
Mehmet Ali Ozpolat'ın katıldığı bir toplantı
düzenledı. CHP Sanyer llçe Başkanı İzzet
Bayraktar toplantıda "Sanyer'den Bahçeköy
beldesine arazi transferi"nı sağlayan uygula-
mayla Sanyer Belediyesi ve Büvükşehır Be-
lediyesf nin mücavir alanmda bulunan 8 bın
100 hektarlık bir alanla Sanyer Belediyesi
yetki alanındaki mücav ir alan dışındakı 112
hektarlık biralanm Bahçeköy'ün mücavirala-
nı durumuna getinldığini kaydettı. Bayraktar,
söz konusu alanlardaki büyük arazı sahıple-
rinin.
u
kumarhaneler kralı Ömer Lütfu To-
pal, ortağı Nihat Akgün, DYP lideri Tansu Çil-
ler, eşi Özer Uçuran Çıller. AX\P İstanbul tl
Başkanı Erdal Aksoy, işadamı Vletin Kaya
Çağlay an, eski Eminönii ANAP Belediye Baş-
kanı Tahır Aktaş"olmasına dikkat çekti.
Bayraktar. ANAP'ın mücavir alanlarda ya-
şayanlan "İmar ve tapu vereceğiz" dıye kan-
dırdığını da öne sürerek '•Mücavir alanlarda
yaşavanlaruı kaderleri bugün onlann ellerin-
den tamamen alınıp yarın orada yaşayacak
olanların emirlerine verümiştir. Sanjr
er'in
RP'li belediye başkanı da aklını başına alma-
lıdır. Mağduru oynayarak prim kazanmak iş
değildir'" dedı.
Altan Öymen de Sarıyer Belediyesi'nin
RP'nin elinde bulunmasıyla mücavir alanla-
nn haksız yere el değiştırmesınin ayn konu-
lar olduğunu belirterek "RP ile mücadele ilçe
sınırları değiştirelerek değil. sandık basında
yapılnıalıdır. ANAP'ın RP'ye karşıy mış gibi
bir göriintü verip rantçılara fırsat sağlayan
bir uygulamay a girmesi kabul edilemez" diye
konuştu.
SARIYER 8LCESİ
CHP Sanyer İlçe Örgütü, ANAP'ın Sanyer'in ilçe sınırlannı değiştirmesiyle ilgi-
li Sanyer ilçe binasında bir toplantı düzenledi. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)