23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Vöııetmeni Orhan Erinç 4 Genel Yayın ICoordınâtoru Hikmet Çetinkaya • Yaaışlen Mudürien: tbnüıim Yüdız - Dinç Ta> anç • Sorumlu Mudur Fikret llkiz # Haber Merkezı Mudürii HakanKara#GorselYönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • lsnhbarat: Cengiz Yıldınm • Kiıltür Handan Ş«nköken • Spor Abdülkadir Yücdman # Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıa • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç YaymKuıulu lUıanSeJçukıBajkjnı. Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun BakL Dmç Tavam,. tbrahim \ ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa BaJba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcisı Mustafa Balba) AtaturkBuKanNo 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara fel 4195020 O hat), Faks'4195027 ©IzmııTemsılcısı Serdar Kızık. H Zıyâ Blv 1352 S. 2 3 Tel-4411220. Faks: 4419117 • Adana Temsılcisı. Çetin Yiğenoğlu. tnonuCd 119 S Noi Kat.l, Tel. 363 12 ll.Faks:363 12 15 Muessese Müduıü Üstûn \kınen • Koordınator \hmet Korulsan # Muhasebe Bük-nt \ıner#l<im: Hüse>in Gârer • işietme Öndrr Çelik • Bılgı- Işlem Nail İnal # Bılgı^a\ar Sıstem Mürihet Çiler#Satı> FaziktKuza MEDY\ C: • Yonetım Kurulu B.i:,kanı - Genel Mudür Cülbin Erduran • Koordınator Rcka Işıtman # Genel Mudur Yanhmcısı Mine Vkdağ Tel 514 07 53 - 51395sn-513S46<Wl,Faks 5138463 Yavuntay&n ve Basan: Yem Gün Habcr \ıans.. Bosın \e Yajmcıhk A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 ist'PK 2-J6 Utanbul Te! lO 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks (0 2121 513 S5 »5 5 EKlM 1997 Imsak:5.32 Güneş: 6.58 Öğle-13.00 İkindi: 16.12 Akşanr 18.48 Yatsı: 20.08 Akkuyu'ya nüldeer çöplük çahşmaları Prenses Cristma evlendi • Dış Haberler Servisi - Ispanya Kralı Juan Carlos ile Kraliçe Sofia'nın kızı Prenses Cristına, Bask kökenli uluslararası hentbol oyuncusu Inakı Urdangarin ile evlendi. 32 yaşındakı Cristina ile 29 yaşındaki Inaki'nin dün Barselona kentindeki Santa Eulalıa Katedralı'nde gerçekleşen muhteşem düğün törenıne katılan 1500davetlinin büyük bir bölümünü Avrupa'daki kraliyet ailelerinin üyeleri oluşturuyordu. Çifti katedrale götüren siyah Rolls Royce'un geçışmi izlemek için yüz binlerce Barselonalı sokaklara döküldü. Törenı mılyonlarca kışı de televizyondan ızledi. Atatürk'e destek süpüyop • ADANA (Cumhurhet Güney tlleri Bürosu) - Time dergisinin yaklaşık ıkı ay önce başlattığı "20. Yüzyılın En Büyük 100 Adamı'" kampanyasında Atatürk'e verilen oy desteğinin arttınlması istendi. Kampanyada Atatürk'ün, "Askerler ve Devlet Adamlan" kategorisinde bınnciliği MVinston Churchill'e kaptuması, "Kahramanlar" kategorisinde de dördüncü sıraya düşmesi üzerine Aras Konfeksiyon Giyım Sanayi AŞ'nin 200 çalışanı da Atatürk için imza topladı. ÜMİTOTAN İZMİR - Akkuyu'ya kurulması planlanan nüldeer santralla ılgili ıha- le için geri sayım başlarken, hükü- met yetkılilerinın yörede bir "nük- leer çöplük" kurulması çalışmalan yûrüttüğübelirtiliyor Çevrecilerve nükleer karşıtlan yıllardır peşinde olduklan bu konunun nükleer lobı- nin kendi dergisinde günışığına çık- tığını belirterek, yetkılilerin açıkla- ma yapmasını ıstediler. TAEK eskı başkanlanndan Ah- met Yüksel Ozemre"nin şubat ayının 18'inde yaptığı açıklamayla Ispar- ta"ya nükleer atık gömüldüğü ve Konya'da da yakıldığı yaklaşımı gün- demımize bomba gibi düşmüş, an- cak o gün bu gündür yetkililerden ya- lanlamanın dışında hıçbir açıklama gelmemişti. Nükleer karşıtlannın başta Akkuyu olmak üzere sıyanür- le altın arama iznı alınan bölgeler- de nükleer atık depolan yapılacağı yakJaşımını hiçbiryetkıli ciddıye al- mamıştı. Dunyada nükleer lobinın sözcülü- ğünü yapmakla tanınan Nucleer Fu- el dergisinde konuya açıklık getıren derginin Avnıpa editörü Mark Hibbs. Ankara'dan kaleme aldığı yazıda Türk yetkılilerinin Akkuyu da Bul- garistan ve Macaristan'la ortak bir • TAEK'nin yaklaşımı nükleer atıklann saklanacağı havuz kurulması yönünde. Ancak bazı hükümet yetkililerinin yöreyi nükleer atık çöplüğüne dönüştürmek için yoğun biçimde çalıştıklan belirtiliyor. nükleer atık deposu yapımı için ça- lışmalar sürdürdüğü görüşüne yer verdi. Akkuyu'nun yer seçimiyle ilgili en önemlı faktör insan yoğunluğuna uzak olmasıydı. Gözlerden ırak ko- ya kurulacak santraldan çıkacak nük- leer atıklann bölgede bir havuzda saklanması. zaten ıhale dokümanla- nnda yer alıyor. TAEK'nin de yak- laşımı 20-40 yıl arasında nükleer atıklann saklanacağı havuz kurul- ması yönünde. Ancak bazı hükümet yetkililerinin yöreyi nükleer atık çöp- lüğüne dönüştürmek için yoğun bi- çimde çalıştıklan belirtiliyor. Mark Hibbs de 25 Ağustos 1997 tanhli Nucleer Fuel dergisinde ya- yımlanan yazısında yaklaşımlann doğruluğuna ağırlık kazandıran gö- rüşleri dilegetırdi. Hibbs şu görüş- lere yer veriyor: "Türkiye, Bulga- ristan ve Macaristan 0e Akkuyu için kullanılnuş yakıt konusunda bir an- laşma tasarbv or. Türkiv e yetkili ma- kamlanndan alınan bilgh e göre. nük- leer yakıtiann muhafazası ve kulla- nılnuş nükleer aüklann depolanma- sı konusunda Bulgaristan ve Maca- ristan ile bir işbirliğinin yararlan üzerinde uzmanlar çalışıyor. Nükle- er düzenlemeden sorumlu olan TA- EK ise kesin bir taahhütte Türld- ye'de 20 ila 40 yıllık bir ilk depolama tesisi yahut ilk havuz tesisine olum- lu bakıvor. Kaynaklara göre ulusla- rarası kullanılmış vakıt depolaması planı yürürlüğe girerse Türkiye 'de az nüfiıs yoğunluğuna sahipuzak bir böl- ge, Akkuvu, Bulgaristan ve Maca- ristan'daki reaktöıierden gelen kul- lanılnuş yakıtı ilk depoiama risisi \e- ya potansiyel depolama alanı olarak hizmet görebilecek. Bulgaristan ve Macaristan l rallardaki kullanılnuş vakıtveyeniden işleme tesLslerini terk edecekler." Ne anlama geliyor? Nükleer santral ihale doküman- lannda yalnızca nüldeer atıklar için havuz yöntemı yer alırken bazı yet- kilılerin "nükleer çöplük" için çalış- malar sürdürmesi, Türkiye'nin gele- cekte nükleer atıklann toplandığı. depolandığı ve belki de yeniden dö- nüstürüldüğü bir merkez olacağı kuş- kusunu doâruvor. Seksfazla 'arannıiyor' GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Isveç'm en bü- yük gazeteiennden Expressen'in yap- tırdiğı Gallup araştırması. erkekler- le kadınlann birbirlerinde aradıkla- n önemlı özellikler sıralamasında seks epey gende kaldı. Isveçlı erkeklerin kadınlarda ara- dıklan özellikler önem sıralamasına göre şöyle: 1. Neşeli zaman geçirebiknek. 2. Düşünceli olması. 3.Zeki olması. 4. Yumuşak ve kadınca olması. 5. Bağımsız olması. 6. Evin derli toplu tutulmasına özen göstermesi. 7. Romantik olması. 8. Görgülü davranması. 9. İ\i giyinmesi. 10. lyi yemekpişirebilmesi. 11. Seks yapmaktan hoşlanması. 12 Seksı bedene sahip olması. 13 tlginç mesleğe sahip olması. 14. Parasal durumunun ıyi olması. 15. Kilolu olmaması. 16. Düz kannlı olması. 17. ln göğüslere sahip olması. 18. Saçlannın uzun, bakımlı olması. tsv eçli kadınlann ıdeal erkek tanım- laması da önem sırasına göre şöyle: 1. Ev ve çocuk bakımı sorumlulu- ğunu paylaşmalı. 2. Neşeh zaman geçirebilmeli. 3. Düşünceli olmalı. 4. Duygulannı açabilmeli. 5. Görgülü olmalı. 6. Zekı olmalı. 7. Koruyucu olmalı. 8. Yataktaıyı olmalı. 9. Romantik olmalı 10. lyi giyınmeli. 11. Teknik işlerden anlamalı. 12. llginç birmesleği olmalı. 13. Yemek pişirmeyi bilmeli. 14. Yüksek maaşlı olmalı. 15. Seks yapmaktan hoşlanmalı. 16. Bedenı bakımlı olmalı. 17. Saçı bakımlı olmalı. 18. lvi marka otomobıli olmalı. Cesur moda Modacılar 1998 ilkbahar- vaz kreasyonlannı İtaha'da tanıtıyorlar. Milano'daki dcfilede Japon modacı Junichi Hakamaki'nin birbirinden cesur giysileri sergilendi. Rocco Barocco da sınır tanımadığını bir kez daha gözler öniine serdi. Barracco, yaz modasında ayakkabı topuklannı iyice incekerek seksiliği ön plana çıkardı. (Fotoğraf: REUTERS) tstanbul bienali başladı Kültür ServTsi - '5. Uluslararası İstanbul Bienali' dün akşam Aya Innı Müzesi'nde gerçekleştırilen açılış törenıyle başladı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi (lKSV'ltarafindan düzenlenen ve 9 kasım tarihıne dek sürecek bıenalın açılışında Kültür Bakanı İstemihan Talay ve İKS\' Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı birer konuşma yaptı. İstanbul'dan daha çekici bir bienal ortamı bulunamavacağını belirterek konusmasma » başlayan Eczacıbaşı, sözlerine şövle devam etti: "Uluslararası İstanbul Bienali daha onuncu yıhnı dotdurmadan dünyanın dört bir yanındaki sanat ~. çevTelerinin ilgisini çeker duruma ulaşmış bulunuyor. 5. l luslararası İstanbul Bienali'nde bu kez sanat yönetmeni Rosa Martinez'in ele akbğı "Yasam, Güzellik, Çev iriler Aktanmlar ve Dığer Güçlükler Üstüne' teması çevresinde 40 ülkeden 86 sanatçı el efc veriyor. Martinez başta _ olmak üzere bienale katılan rüm sanatçuara ve onlan destekleyen kurumlara. sponsorlara şükranlanmızı sunuyoruz." Kültür Bakanı Talay ıse törende yaptığı" açılış konuşmasında, lKSVnın. Türkıye'de sanata v e kültüre destek olan, sivil kurumlann öncüsü olduğunu ve Türk sanatının ulusal ve uluslararası boyutlarda bir yere ulaşmasında büyük katkısı bulunduğunu belirtti. Özel kuruluşlan, İKSV'nin açtığı yoldan yürümeye davet eden Talay, daha sonra da "5. L luslararası İstanbot BienalTnın sponsorlanna plaketlerini sundu. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Bora Bora Küçükken sokakta bulduğum bütün kedi köpek yavrulannı eve taşırdım. Bu yüzden birçok kez hayvanlarla birlikte annem beni evden kovdu. Çünkü evi hep pire basıyordu. Bendeki bu hayvan sevgisi bu yaşıma dek sürdü. Şu anda papağanım. köpeğim, güvercinlerim ve balıklarım var. Bir de Demlik adlı maymunum var, ama çok sevdiği için ona müdürümün oğlu bakıyor şu ara. Bendeki bu durum, genetik yoluyla kızıma geçmiş. Evlenmeden önce yirmi yedi kedisi vardı. Balayı için eşiyle Bora Bora Adası'na gittiler. Orada en ilgisini çeken şey, hayvanlarla ilgili olanı. "Baba, burada insanlar balık ve diğer hayvanlan avlayarak geçiniyorlar. Ancak avlayacaklan hayvanı öldürmeden önce özür diliyorlar o hayvandan, bu beni çok duygulandırdı," ...Elif'in bu güzel duygusu da beni duygulandırdı. O benim için hâlâ çocuk. Çünkü çocuğum benim. Ama hayvanlan bu denli sevmesi bana beni anımsatıyor. Kızımdan uzaklardayım. O da benden uzak. Bizi duygu olarak hayvanlar bırbirimize yaklaştırıyor. Telefonlaştığımızda, Dino ve Kuki'yi sormadığı zaman olmamıştır. Hayvan sevenden her sevgiyi bekleyebilirsiniz. Çetelere dokunun Gerçekten bazen, bu insanlarla aynı çağda ve aynı ülkede yaşıyor olmaktan utanıyorum. Hiç insan kendisine 'çefe, hırsız, ahlaksız' diyenlere karşı kayıtsız kalabilir mi? Biri size böyle bir suçlamada bulunacak olsa, sanırım ilk yapacağınız şey, o kişiyi veya kişileri ispata davet etmek olur. Onlar bunu kanıtlayamazlarsa iftiracı ve suçlu durumuna düşerler. Ama bunu anlamanın tek yolu, onlara bunu kanıtlama olanağını vermektir. Hem bu hakkı tanımaz hem de suçsuz olduğunuzu iddia ederseniz komik olursunuz. Susurluk aydınlanana kadar ülkem karanlıktadır. Şans Oldum olası bu sözcüğe yaşamım içinde yer vermemeye özen göstermişimdır. Bu nedenle de hiç pjyango bileti almadım ve hiç talih oyunu oynamadım. Yazara sormuşlar: "Üstat şansa inanır mısınız?" diye. Yazar, "Tabii inantnm" diye yanıtlamış, aksi halde sevmediklerımin başarılannı nasıl anlatırdım." Bu şans konusundaki başka bir söz de şöyle: "Şans iyiden yanadır." Acaba her zaman öyle midir, bilemiyorum. Lotoyu sevmiyorum. Portre Onunla bir kez yemek yedik. Çok ünlü ve büyük ressamdı. Eski yıllarda bir gün Paris'ten Istanbul'a gelmişti. Savaş Dinçel, o, ben Boğaz'da bir restoranda yemek yedik. Aslında o benden çok daha eski, çok daha yüce bir sanatçıydı. Gerçek sanat ortamlannda tanımayan bilmeyen yoktu. O, Nâzım Hikmet'in mısralarında ölümsüzleşmiş tuvallerde yaşayan koca Abidin Dino idi. Yemek bitti, benim arabamla dönüyoruz. Yolda arabalarıyla gelen geçenler bana selam veriyor, ben de karşılık veriyorum. Taksim'e gelene kadar bu epeyce sürdü. Abidin Bey beni tanımıyor. Bu kadar çok kişiyle selamlaştığımı görünce dayanamadı: "Maşallah senin de tanımadığın yok" dedi. Gülüştük. Savaş işe açıklık getirmek için, "Abidin Bey, Müjdat onları değil. onlar Müjdat'ı tanıyoriar" dedi. Taksim'de onu bıraktık. Rahat rahat oteline doğru yürüdü. Benim ağzımdan bilmeden şu sözcükler dökülmüş: "Ne güzel, hem dünya çapında hem kimse tanımıyor." Demek insan bazen böyle bir şeyi isteyebiliyor. Gene de tanınıyor olmanın eksikliğıni görmek istemem. Ne zaman onun bir resmine baksam, bu anım gelir aklıma. Çok iyi ressamdı ve çok iyi dostuydu Nâzım'ın. Onu sevmek için yetmez mi?.. Beni güldürenler Entel barlarda iki duble içtikten sonra önüne gelen, Türkiye'yi kurtarır... Bodrum'dan gelip bunlardan birinde oturan bir arkadaşımız, o sırada bardan ayrılmakta olan diğer bir arkadaşa yaklaşmış ve elindeki kâğıdı uzatarak: "Şunu lütfen imzala" demiş. "Nedirbu?"diye sormuş beriki. "Türkbükü'nü kurtarma kampanyası açtık" yanıtını alınca da, "Git işine be, biz burada Türkiye'yi kurtanyoruz" demiş... Bezirgân Şarkıcı Sibel Can bir şarkı söylüyor. Bestesini de gene genç bir şarkıcı yapmış ve muhtemelen sözleri de kendisine aıt. Serdar Ortaç. Burada şöyle diyor: "Bu devirde kimse han değil, hükümdar değil, bezirgân değil.." Burada han ve hükümdar oldukça büyük mertebeler. Ancak çocukçağız bezirgânla veziri karıştırdığından olacak, 'Yahudi tüccar' anlamına gelen ve burada hiçbir mana taşımayan bu sözcüğü kullanıyor. Kimsenin de bir şey dedıği yok. Ne güzel... Okur Okurlanmı severim. Tıpkı seyircilerimi sevdiğim gibi. Zaman zaman yaptığım hatalarda beni uyanrlar. Bu kez de bir profesörümüz aynı şeyı yapmış. Geçen hafta bir yazı yazmıştım. Resim çektirmekle ilgili. Mektubu aynen yayımlıyorum: "Sayın Müjdat Gezen, size çok saygı duyanlardan biriyim. Ancak: - Resim ne çekinilir ne de çektirilir, - Resim yapılır... - Söz konusu olan fotoğraf ise çekilir veya çektirilir. Saygılanmla. Prof. Mehmet Bayhan (Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf Merkezı Müdürü)" Sevgili Hocam, Ben de size saygı duyarım. Bu yanıtı da sizi kırmak için yazmıyorum. Ama ben sizin yerinizde olsaydım, bana mektup yazıp hatamı (!) yüzlemek yerine fotoğraflarımı banyo ederdim, daha iyi. Çünkü yazı yazmak benim mesleğim. Okulların dilbilgısi ve Türkçe kitaplannda yazılanm var. Bu küçücük yazıları bıle yazarken elimin altında bir yığın sözlük duruyor. Bunlardan biri M. Nihat Özön'ün "Osmanlıca Tün\çe" sözlüğü. 708. sayfasında Resm ve Resim Bölümü'nde aynen şöyle yazıyor: Resim, fotoğrafla alınan resim... Sayın Bayhan... Biz Burhan Felek'lerle, Sadık Şendil'lerle, Ahmet Kutsi'lerle, Melih Cevdet'lerle aynı çatı altında bulunduk, rahle-i tedrislerinden geçtik. Bu ustalarımız "fotoğraf çıkardık" derlerdi. "Fotoğraf çekmek veya çektirmek" de denir. Bir sakıncası yoktur. Ama "resim ne çekilir ne de çektinlir" derseniz, o zaman size "hoca fotoğrafçılık öğret yeter" diyebilirier. Çünkü o sizin, bu da benim işim. Bu gibi malumatfüruş mektupları yazarken, insanın küçük zahmetleri göze alması gerekir. Örneğin en sık başvurulan ansiklopedilerden olan Larousse'un 4. cildinin 774. sayfasına bir baksanız. Fotoğraf sözcüğünün karşısında "bu yolla çıkanlan resim" dendiğini ve yine aynı yerde "istasyonun duvartannı süsleyen fotoğraflar arasında beni gösteren bir resmin önünde durdum. A. Hamdi Tampınar" sözcüklerıni görecektiniz. Ünlü edebiyatçımız da benimle aynı düşüncedeymiş. Yani anlayacağınız, resim çektirilir de yapılır da, maksat; niyetin hangisi olduğunu bilelim. Beni bağışlamanızı rica ederim hocam... Pazarın fıkrası Temel bir suç işlemiş ve hapse düşmüş. İçeri girer girmez hemen gardiyanı çağırmış ve: - Bu demir parmaklıklan buradan kaldırın, demiş... Gardıyan gülerek sormuş: - Neden? - Çünkü benim çalınacak bir şeyim yok. Meslekler Dal mesleğinin sahipleri aslında iyi ınsanlardır. 'Dal' olmak o kadar kolay bir şey değildir. Dallar iyi nıyetli. saf, temiz yürekli meslek erbabları olmakla birlikte neticede daldırlar. En olmadık bir yerde ve durumda öyle bir dallık yaparlar ki, "Hah işte bunu ancak bir dal yapardı" dedirtirier insana. iyi bir dal, kendini mahcup etmekte uzmandır. Olur olmaz yer ve durumlarda dallığını göstererek herkese kötü örnek olabiliıier. Zaten bu, dal olmanın temel koşullarındandır. Dallar, zaman zaman 'dallama' veya 'dalyaprak' olarak da anılırlar, ama onların asal isimleri 'da/'dır. Dallar kötü niyetli olmadıklanndan onlan severim. Benim böyle çok arkadaşım vardır. Şimdi böyle dedim diye benim de bu zarif mesleğin mensubu olmam gerekmez. OKUYUN: Madde ve İnsan (Vasilyev) İZLEYİN: Mektup/AIİ Özgentürk SEVİN:Türkfilmleri. Kendi kendinizle yarışın mutlaka siz kazanırsınız? Perdeler açıldı Tüm tıyatroları. tıyatrocuları, tiyatro izleyenleri kutluyorum. Sezon açıldı. Güzel oyunlar izleyeceğiz gene bu yıl. Tiyatroyu sevin. Bana gelenler Ankara Sanat Tiyatrosu AST'ın, yaşamımda özel bir yerı vardır. Çünkü kurucusu Asaf Çiyiltepe benim ilk yönetmenimdi. Geçen hafta "Atatürk Sizsiniz" adlı oyunun burada oynanacağını duyurmuştum. Oysa Ankara Halk Oyunculan oynayacak bu oyunu. AST ise Eşber Yağmurdereli'nın yazıp Rutkay Aziz'in yönettiği "Akrep"\ oynuyor. Oyun 17 Ekim'de ilk kez Ankara'da oynanacak. - Nedret Selçuker geçen hafta kendisine az yer ayırdığım için sitem etmış. Bir hafta sırf sana yer ayıracağım üstat. tamam mı? Bilgı'den Ah Şu Doktorlar/Erdinç Köksal-Vahidetin, M. Kemal ve Mıllı Mücadele yeni çıktı. Turgut Özakman'ın bu yapıtı kayda değer bir kitap. Kaçırmayın. Ankara'dan Orhan Keskinşoy-Zonguldak'tan Murat Güneş-Adana'dan Özlem Sabancı- Bursa'dan K. O... Mektuplarınıza teşekkür ederim. 'Milliyet Sanat' ı"ılkemizde bir . U sanat dergisinin 25. yılını kutlaması pek alışılmış bir şey değildir. Ne mutlu Milliyet Sanat'a. - Sevgili Akal Atila'yı. sevgili Zeynep Oral'ı yürekten kutluyorum. Çok emek verdiler bu dergiye ve yaşatmak için çok çaba gösterdiler. Pazarlık ve duvarlık sözler Yaptığı lyilığı başkaları duysun diye -kendisine daha fazla değer verılsin diye yapan- doğruluğu dillerde dolamak koşuluyla doğru olan adamdan pek hayır gelmez. Montaigne Aldanmak Boşuna övünme. beni aldattın diye/Beni kandırmak kolay Ben bile kandırırım/Bulamazsam aldatacak birini Kendim kendimi aldatırım. Aziz Nesin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle