Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5EKİN/1997 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Anneterin125.
randevusu
• İstamul Haber Servisi -
Gözaltınia kaybedılen
yakınlaraı arayan
Cumartesi Anneleri dün
'125. kezGalatasaray Lisesi
önünde tuluştu Kayıp
yakınlan bu haftaki
eykmlennde, 6Ekim 1992
tarihinde gözaltna
alındıktan sonra bır daha
kendisinden haber
alınamayan Yıldız Teknik
Üniversresi (YTÜ)
öğrencis: Ayhar,
Efeoğlu'nu andılar. Kayıp
yakınlannın eylemine
Berlin ve Amsterdam
Cumartesi Anneleri
komiteleri de destek verdi.
(FotoSraf: BERTAN
AĞANOGLU)
Çiller: Asker
devlet
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - De\ let içmde
çete örgütlenmesine giden
ülkücüleri savunurken
"Devlet içın kurşun atan da
yiyen de şereflidir.
Susurluk"u sahipleniyonız"
açtklamalan yapan DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller,
Dıyarbakır'da düzenlediği
Güneydoğu mitinginde
"jandarma devleti sona
erdirmeyi" \aat ettı.
Hükümet olduğu dönemde
üniversitelere karşı etkın
kıldığı Yükseköğretim
KuruVnu(YÖK)
kaldırmayı \aat eden ve
partisi iktidarken terörle
mücadele ettiğini söyleyen
Çiller. "Bugün ınsanın
ınsana Kürd'ün Türke eşit
olma zamanıdır" diye
konuştu.
ÖŞYMve
YÖK'e dava
• Haber Merkezi -
KKTG'nin Lefkoşa kentinde
bulunan Yakın Doğu
Üniversitesı, ek yerleştirme
kontenjanı tanınmaması
üzerine YÖK ile ÖSYM
Başkanlığı aleyhıne dava
açtı. Üniversitenin \ekili
Avukat PTof. Dr. Metın
Günday. Danıştay
Başkanlığrna gönderdiği
dava dilekçesınde. "1997
Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Sınavı Ek
Yerleştirme Kılavuzu'nda.
ek yerleştirme
kontenjanlannı bildirmiş
olan Türkıye'deki ve
KKTCdeki üniversitelere ek
yerleştirme kontenjanlan
verildiği halde. müvekkil
üniversiteye verilmemiştir.
Bu ÖSYM işiemi hukuka
açıkça aykın olup
uygulanması halinde de
giderilmesi güç ve hatta
imkânsız zararlar
doğuracaktır" denildı.
20 ile frekans
sıralaması
• A.NKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Radyo ve
Teleyizyon Üst Kurulu
(RTÜK). 20 il merkezi ve
17 ilçe merkezinde yerel
televizyon yayını yapmak
üzere b'aşvuran kuruluşlara
T3 Tipi Yerel Televizyon
Yayın Lisansı verilmesini
sağlamak amacıyla
sıralama ihaleleri
düzenleyecek. RTÜK'ten
yapılan açıklamada,
sıralama ihalelerinin 13, 14.
15. 17. 20 ve 21 ekim
tarihlerinde düzenleneceği
bildirildi.
Özfatura'ya dava
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Kordonyolu başta
olmak üzere kentte hukuk
terörü estiren İzmir Anakent
Belediye Başkanı Burhan
Özfatura'nın hukuk dışı
uygjlamaianm engellemeye
çalışan İzmır Çe\re Hareketi
Avukatlan. kendilerine
hakıret eden Özfatura
hakkında 900 milyon liralık
tazninat davası açtı. ÇevTe
Har;ke3ti Avukatlarfnın
hukak ihlallerine karşı dava
açrrasına sürekli tepki
gös:eren Özfatura,
avukatlara "Cç beş tane boş
teneke şamata yapıp. müthiş
gürilrü çıkanyor"' demişti.
Ozfatura'nm bu
nitdemelerini hak
etrrediklerini belirten
avucatlar. davayı
kazınmalan durumunda
panyı çevre koruma
çalışmalannda
kulanacaklannı açıkladılar.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tansu Çiller'in eşi hakkındaki iddialan değerlendiriyor
Ozer Çiller'e soruşturına
TBMM
Genel
kurul
projesine
uyulmadı
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - TB-
MM"Genel Kurulu sa-
lonunun yeniden yapı-
mında başlangıçta
onaydan geçen proje-
ye uyulmadığı belırtil-
di. Koltuklar. tavan
şekli, kullanılan kap-
lama ve dığer malze-
melerin, proje sahibi
İlhami L'raTın onayı
alınmadan değiştiril-
diği iddia edildi. TB-
MM Başkanvekıli U-
luç Gürkan, projede
gecikme olmayacağı
içın maliyetin arrtığı-
nı, bu durumda geçen
her fazla gün içın fir-
manın ceza ödemesi
gerektığıni bıldirdi.
TBMM Genel Ku-
rul salonunun yeniden
yapım işini üstlenen
Emlak Konut'tan iha-
leyle işi alan firmalar
MESA ve Nurol inşa-
at şirketlerinin 14
Ekim 1996"da başla-
dıklan inşaatı 14 Ekim
1997'de tamamlama-
ları gerekiyordu. An-
cak daha şimdiden in-
şaatın yılbaşına kadar
en az 2 aylık bir gecik-
meye uğrayacağı be-
lirtildı. Sözleşmeye
göre her gecikme gü-
nü için 10 bin dolar ce-
za kesilmesi gereki-
yor. Gecikme süresı-
nin 30 günü geçmesi
durumunda. Emlak
Konut'un cezalı süre-
yi devam ettirip ettir-
meyeceğine karar ver-
mesi gerekıyor. TB-
MM Başkanvekıli Ü-
luç Gürkan, TBMM
Başkanlıgı'nın ayın
14"ünden itibaren söz-
leşmede öngörüldüğü
gibi ceza kesip kesme-
yeceği konusunda.
"Sözleşmedeki ceza ile
Ugili hüknıü motamot
bilmiyorum. ancak,
bir ceza uygulaması
gerekiyor. Çünkü. işin
yürütülmesinde Mec-
lisimiz herhangi bir
engel çıkarmamıştır"
dedi. Gürkan. DSP
olarak işin niçin 22
milyon dolarlık bir bü-
yüklükte olduğunu da-
ha başlangıçta sorgu-
ladıklanna dikkat çe-
kerek. şunlan söyledi:
"Bize Başkanhk Di-
vanı'nda verilen bilgi,
işin 1 yıl gibi son dere-
ce kısa bir sürede biri-
rilmesinin öngörüldü-
ğü. bu nedenle fiyatın
yükseldiği ve herhangi
bir,gecikmeolması ha-
linde ise son derece
ağır cezai müeyyideler
bulunduğu biçimin-
deydi. Bu müeyyidele-
rin yaratbğıriskve işin
gerektirdiği sürat ne-
deniyle fiyatın yüksel-
diği belirtilmişti. Şim-
di oldukça geciktiği
anlaşılıyor. Gereğinin
yapılması sözleşmenin
amir hükmüdür."
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- Ankara Cumhuriyet Başsavcı-
, lığı. DYP Genel Başkanı Tansu Çil-
ler'in eşı Özer Uçuran ÇUler'i%
Bakû-Ceyhan boru hattının yapım
işini almak isteyen ABD'li îşada-
mı Roger Tamraz'dan rüşvet aldı-
gı ifldilannı araştırmak üzere so-
ruşturma başlattı. DYP Grup Baş-
kanvekili SaÇet Ankan Bedük. id-
dialann asılsız olduğunu savunur-
ken Özer Çiller"in dokunulmazlı-
ğı bulunmadığını. hakkındaki id-
dialann araştınlabileceğini sövle-
di. Ankara Cumhunyet Başsavcılı-
ğı. Los Angeles Tımes'ta yer alan,
Ermeni asıllı Lübnan yurttaşı,
ABD pasaportlu Roger Tamraz'ın
DYP Genel Başkanı Çiller"in eşi
ÖzerÇiller'e rüşvet verdiğine iliş-
kin CIA raporu bulunduğuna ilış-
kin haber üzerine inceleme başlat-
tı. Özer Çiller" in "Tamraz'latanış-
madıgı. medyanın kendisine karşı
kampanya başlattığı" yönündeki
sav unmasına karşın. gazetenin ha-
berinde "Bob" kod adıyla söz edi-
len üst düzey bir CIA yetkilisinin.
eski Beyaz Saray danışmanlann-
dan Güvenlik Konseyi'nin Orta
Asya ve Hazar Denizi politikasın-
dan sorumlu uzmanı Shelia Hes-
lin'le yaptığı şu telefon görüşmesi-
ne yer veriliyor:
"Tamraz, Bakû-Ceyhan hattuıa
destek sağlamak amacıyla, döne-
min Türkive Başbakanı Tansu Çil-
ler'in eşi Özer Uçuran Çiller'e rüş-
vet verdi. Buna Uişkin bir CLA ra-
poru var."
DYP Grup Başkamekili Saffet
Ankan Bedük, dün düzenlediği ba-
sın toplantısında, gazetecilerin,
Özer Lçuran Çiller'in Bakû-Cey-
han petrol boru hattının yapım işi
için Tamrazclan rüşvet aldığı iddi-
ası üzerine soruşturmabaşlatıldığı-
nı anımsatmalan üzerine, iddiala-
nn asılsız olduğunu savundu. Tam-
raz'la ilgili bilgilerinin olmadığını
söyleyen Bedük. DYP Genel Baş-
kanı Çiller'in kendı dönemiyle il-
gili iddialann araştınlmasını ve so-
ruşturulmasını her fırsatta istediği-
ni anımsattı. Bedük, şunlan söyle-
di:
"Özer Çiller'in zaten bir doku-
nulmazlık zırhı yoktur. O sade bir
vatandaştır. Yarguıın bağunsızlığı
ilkesinden hareketlesavcı ve hâkûn-
lerin her zaman sorgulama \e so-
ruşturma yapma hakları vardır.
Bunun siyasi polemik konusu >a-
pılmak sureti>le partimizi %eya ge-
nel başkanımızı yıpratmak anlayı-
şı içinde vapılan değerlendirmeleri
>T
adırgıyoruz. \eniden bir itham ve
iddiayla karşı karşıyayız. Böyle bir
şey olacağım kesûüikle kabul etmi-
yoruz. V argı bağımsızdır, ama eğer
biz >argısız infazyaparak herkesi it-
ham edersek. suçlarsak bundan da
bir sonuç almak mümkün değildir."
Bedük. DYP'nin olağanüstü
kongreye gitmesinin söz konusu
olmadığını. bunun parti. organla-
nnda değerlendirilecek bır konu
olduğunu belirterek "Bu konu dı-
şandan partimize enjekte edilme-
ve çalışılmaktadır. Birtakım siyasi
partilerin D\'P üzerindeki oyunla-
nnın sonuç \erecefini sanmıyomz.
Say ın başbakanın o zaman yapmış
olduğu cep telefonu görüşmeleriy-
le, yaptığı vaatlerie miUet\ekilleri-
mizi kandırma politikasından vaz-
geçmesi lazımdır" diye konuştu.
Bır gazetecinin •'Bu konunun
Sayın Başbakan'dan mı kaynak-
landığını söylüyorsunuz" sorusu
üzenne "Herhalde incelemek la-
zım. Cep telefonuyla biz konuşma-
dık. Sayın Başbakan konuştu" di-
yen Bedük, eski İçişleri Bakanı
Meral Akşener'in köstebek skan-
dalından dolayı dokunulmazhğı-
nın kaldırılması konusunda
DYP'nin tavnnın ne olacağına ıliş-
kin olarak dokunulmazlıklann tüm
dosyalar için kaldınlmasını iste-
diklerini. yalnızca bir kişinin do-
kunulmazlıgının kaldırılmasının
iyi niyetli olmadığını. çifte stan-
dart oluşturduğunu söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Eğitim-Sen'in hazutadığı rapora göre, ders kitaplarında barışa, demokrasiye, hoşgörüye ve insan haklanna yer yok.
BAKf/iN
BU DA
30 Kasım'daki uygulamada sakatlık, gelir ve öğrenim düzeyi de belirlenecek
24 soruda nüfııs sayımıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yüksek Seçim Kurulu. Dev -
let tstatistik Enstitüsü ile birlikte
30 Kasımcla yapılacak nüfus sayı-
mı için hazırlıklannı sürdürüyor.
Devlet Bakanı Mehmet Batalk ön-
ceki yıllardan farklı olarak ülkede
sakatlık, konut açığı, öğrenim du-
rumu ve gelir düzeyınin belirlen-
mesi için yurttaşlara 24 soru yönel-
tileceğini belirttı.
Devlet Bakanı Batallı, nüfus sa-
yımı için gerekli olan makine ve
teçhizatın ilk bölümünün ihalesi-
nin yapıldığını belirterek bilgisa-
yar sistemi için diğer ihalelerin ha-
zırlıklannın sürdürüldüğünü anlat-
tı. Batallı, Öğrenci Seçme ve Yer-
leştirme Merkezi"nin (ÖSYM) uy-
guladığı gibi savımformlannınop-
tik oku>"ucular aracılığıyla değer-
lendirileceğini kaydederek sayım
sonuçlannın 2 ay gibi kısa bir sü-
rede alınabileceğıni bildirdi. Yurt-
taşlara yöneltilecek sorularla ilgi-
li 16 kişilik bir komisyon oluşru-
Bİr taşla 24 kUŞ Devlet Bakanı Mehmet Batallı, 30
Kasım'da yapılacak nüfüs sayımının seçmen
kütüklerinin yenilenmesinin yanı sıra ülkedeki sakatlık,
konut açığı. öğrenim durumu ve gelir düzeyinin
belirlenmesi amacı da taşıdığını belirterek bunun için
yurttaşlara 24 soru yöneltileceğini söyledi.
rulduğunu anlatan Batallı. sorula-
nn belirlenmesi için çalışmalann
sürdürüldüğünü. 4 bölüm halinde
24 soru sorulacağını kavdetti.
Batallf nın verdiği bilgiye göre
nüfus sayımı seçmen l<ütüklerinin
yenilenmesinin yanı sıra yurttaş-
ların sosyal ve ekonomik durum-
lannın da belirlenmesine yönelik
olacak. Buna göre ülkede özürlü
sayısının belirlenebilmesi için
yurttaşlara "özür durumlan" soru-
İacak. Ülkedeki konut açığı konu-
sunda kesin bır rakamın olmadığı-
nı vurgulayan Batallı. bunun belir-
lenebilmesi içın sayım formlann-
da yurttaşların konut sahibi olup
olmadıklanna v önelik sorulann da
olacağım kavdetti. Sayım formla-
nnda aynca, yaş gruplan. iş ve öğ-
renim durumu ve gelir düzeyine
ilişkin sorular da yer alacak.
Daha önceki sayımlarda bazı
mahallelere gidilemediğinin sap-
tandığını kaydeden Batallı, sayı-
mın sağlıklı yapılabilmesi için gö-
revlilere az sayıda konutun verile-
ceğini. bunun personel sayısını art-
tırabileceğini kaydetti. Bilgisayar
değerlendirmeleri için 1200. nüfus
sayımı içın de 40-50 bin dolayın-
da personelin görev yapacağını be-
lirten Batallı. Yüksek Seçim Kuru-
lu Yasası uyannca sorulann tek bir
formda toplanamadıgını, her soru
bölümü için ayn personelin görev -
lendirileceğini bildirdi. Bilgisaya-
nn hata payının yiizde 10 olduğu-
na dikkat çeken Batallı. optik oku-
yucunun değerlendiremediği
formlann yan makinelere gönderi-
leceğini, burada personelin yapa-
cağı kontrolün ardından ana belle-
ğin yeniden bir değerlendirme ya-
pacağını kaydetti.
Valiler kararnamesi
Batallı. yaklaşık 30 valinin ata-
ması için kararname hazırlıklan-
nın sürdürüldüğünü kaydederek
DTP'nin bu konudakı görüşünün
"iyi" olarak nitelendirilen valile-
rin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi illerine gönderilmesi ol-
duğunu söyledi. Batallı, "Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'yu sürgün
yeri imajından kurtarmalıyiz. Ma-
dem bu valiler o kadar iyi biraz da
bölgenin kalkınması için çaba sarf
etsinler" dedi. Batallı. DTP'nin bu
görüşünün Başbakan Mesut Yıl-
maz'a iletildiğini bildirdi.
POLİTİKA GU1NLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Ağlama GökyüzüL
Biz hepimiz seviyorduk onu, çünkü bize benze-
miyordu...
Seviyorduk ve yorulmak bilmez bir coşkuyu içi-
mizdetaşıyorduk. Yüreklerimizdeki sıkıntı geçmi-
şin izlerini parçalıyordu. Yaşam bizi acılann derin-
liğinde boğazhyordu.
Sevginin erişilmez çiçekli dallannda kaybolan
coşkuyu aramaya koyulmuştuk...
Öylesine görkemliydi ki onun yürüdüğü yol ve
öylesine genişti ki aöımları, onu dinlemeye, ona
bakmaya koşup gelirdi dost düşman...
Kimileri bir nüktedan görürdü onda, bir sözcük
cambazı; kimilerinin yüreğine işlerdi dizeler ağla-
tacak kadar yakıcı ve canlandıran...
Şiirlerin tutkusundaydı gözlerimiz ve ellerimiz...
Bir gülüş, bir öfkenin gururunu ve ateşini bede-
nimizde taşıyorduk...
Ama o kadın, o erkeği yarım yamalak seviyor-
du...
Bir delikancılık görüyordu onda, bir delikancılık
uyaklı bir kalıpta...
Seviyordu ama sonuna kadar değil, değil son
kerteye varasıya...
Biz hepimiz seviyorduk onu, az buçuk bir par-
ça...
Nikolay Aseyev ı anlatırken Ataol Behramoğ-
lu, pencereden o ahşap binaya, demir sürgülü ka-
pıya, muhafızlara, o görkemli ağaçlara bakıyor-
duk içimizde sevdaları büyüterek...
Yağmur inceden yağıyordu...
Çocuklar üşüyor, martılar gri gökyüzüne doğru
kanat çırpıyordu...
llgimizi çekiyordu o başkaldırı...
Dürtüyorduk böğrünü dirseklerimizle ve lekeli-
yorduk yanaklarını rujla...
Bugün bıraz hüzünlü gıbiydi...
Şairin her zamanki gibi alışılmış numarasıyla biz
seviyorduk onu, hafif tertip şöyle böyle...
Zamanı değil şimdi yargılamanın, kim haklı?
•••
O gece Moskova'ya kar yağıyordu... Bıyıklan
buz tutmuştu ve üşüyordu...
Siz hiç durgun bir gökyüzünün tepenizde dön-
düğünü gördünüz mü?
Şair de görmemişti...
Ben Moskova'dan Sofya'ya döndüğüm gece
bir başka şairle votka içiyordum...
31 Aralık 1979'du ve 1980'e birkaç saat kalmış-
tı...
Şükran Kurdakul, ihtiyar yüzyıla kafa tutuyor-
du...
Pörsümüş bir şehrin sokaklarında yüzyılın gari-
bi sürgün ve kaçak, sevdaları tasa yapmıştık...
Ben Tuğrul Deliorman'ı o gece tanıdım...
Salonda koltukta oturmuyor, elinde votka bar-
dağıyla volta atıyordu...
Biri vardı, sabahı geciken geceler gibiydi. Yor-
gun ve usanmış bir boşlukta kendine göre bir dün-
ya çiziyordu...
Bizse masalın esiri sanmıştık kendimizi...
Ama seviyorduk, bir kadının siyah saçlarırrda
acıları yudumluyorduk...
işte o gece Sofya'ya da kar yağıyor, ben şairle
birlikte ağlıyordum...
Şair tramvayda giderken haykırıyordu:
"Yoksa biz
Masalın çocuğu mu sandık kendimizi
Yalnızlığımızda, korkulanmızda
Bir yanı kurtulmak ister kucaktan
Bir yanı göğüslere gömülü
Düşler var düşlerimize benzer
Ne darağacı görmüş ne zindan."
Sanki bir akşamüstü balkonundaydık; sanki de-
nizi içerken boğazımıza maviler takılıyordu; kara-
ya vuran balıklar gibi çırpınıyorduk...
• • •
Biz hepimiz seviyorduk onu, çünkü bize benze-
miyordu...
Gereğini duymadan kafa yormanın, bu fırtınanın
kökü nerede?
O ise seviyordu boru çalarcasına, iştahını kabar-
tarak, başkalarının dağları devirip aşkla...
Seviyorduk. burnumuzdan kan fışkırırcasına...
Yazgı arkamızdan vuramazdı bizi, sevda başını
alıp gidemezdi, deniz kabaramazdı ansızın...
Yaralı coşkulardaydık bizler o yıllar!...
Askımız alev alevdi, aşkımız sırılsıklamL
Sılahlara, radarlara inat, özgürlüğün karasuları-
na girmişti teknemiz...
Düşlerimiz tan ağardığında uyanırdı, yürekleri-
miz çocuksu atardı...
Bir genç kadın kaçışın fırtınasına yakalanmış ağ-
lıyordu tıpkı bizler gibi...
Sevda kuşları uçuşuyor başımızda, serseri aş-
kımız kovalıyor şimdi bizi...
Hava puslu üstelik bir de can sıkıntısı!..
Şeytan çiçekleri bizim denizimizde büyümüş de
hiç haberimiz olmamış...
Ağlama gökyüzü!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya/; raksnet.com
Faks numaramız: 0212/513 90 98
IRMIKI AYDIN ENGİN
- Sizin sokakta çıt-çıt katılı-
mınasıl.. diyesoracağım, kor-
kuyorum. Günlerdir duydu-
ğum, artık "gına geldi" sınırı-
nı aşıp can sıkmaya başlayan
yanıtı alacağım diye korkuyo-
Tum:
- Valla kimse yapmıyor. Bi-
zim sokakta bir ben!..
Geçen salı akşamindan bu
yana bu sözü o kadar çok
duydum ki sonunda "Galiba
katılım çok yüksek" demeye
başladım. Ne kadar çok so-
kakta. ne kadar çok kişi, tek
başına çıt-çıt oynuyormuş
meğer.
Şaka bir yana, birbezginlik,
bir gönülsüzlük sezmiyor mu-
sunuz? Dahası kendisi "Sü-
rekli aydınlık için bir dakîka ka-
ranlık" eylemine katılanlardan
kimileri, bunu sanki başkaları
için örneğin eylem çağrısını
yapan Yurttaş Girişimi'ne ya
da çeteler egemenliğinden
yakınanlara bir kıyak olsun di-
'Bizim Sokakta Bir Ben!..
5
ye yapar gibi değiller mi?
Nice anlı şanlı gazeteciden,
yazardan "Gerçi ben kendim
şahsen her gece 21.00'de
ışıktanmı yakıp söndürüyo-
rum, amaaaaa..." diye başla-
yan tuhaf cümleler okumadık
mı?
Şubat 1997'de canla başla
ışıklarına gözkırptıran. tence-
re-tava orkestralarına katılan-
lardan bu kez tribünde otur-
mayı yeğleyen bir kesiminin
hem de okkalı bir kesiminin
suratını bezgince buruştura-
rak söylediklerini sizler ös.
duydunuz (Tabıi sız kendinız o
surat buruşturanlardan aeğil-
seniz). Söylenenler bîrbirine
pek benziyor:
- Yahu bir ay boyunca yap-
tık da ne oldu? Bak özel tim
tetikçileri serbest Tetikobes'
ibrahim Şahin ^e
ulusal kahraman itibarı görü-
yor. Mehmet Ağar eline fırsat
geçtiğinde kimilerinin dilleri-
ni, birdilin uzanamayacağı bir
yerlere sokacağmı açık açık
söylüyor. Abdullah Çatlı öl-
düyse örneğin Haluk Kırcı
nöbeti devraldı. Abdi İpekçi
cinayetindekı kare as'ın dör-
düncüsü Yalçın Özbey, Tür-
kiye ağırdan aldığı için tutuk-
landığı Belçika'da yeniden eli-
ni kolunu sallayarak dolan-
makta. Özerk Bucak Devle-
ti'nin reisi Sedat Bucak hâlâ
bizim ödediğimiz vergilerden
milletvekili maaşı, korucu pa-
rası alıp kesesini doldurmak-
ta...
Doğru.
"Durum vaziyeti"n\n fotoğ-
rafı tastamam böyle.
Ama bu fotoğrafı masanın
üstüne ser^p rrızıldanmanın
anlamı ne?
Bu zifiri karanlık, bu iç karar-
tıcı fotoğraf olsa olsa, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin dizgin-
lerini elinde tutanların bu kan-
lı kördüğümü, bu utançtablo-
sunu çözecek siyasi kararlılı-
ğı taşırnadığını gösterir ve sa-
dece bunu gösterir.
Daha yalın söyleyelim: Ül-
kede kolgezen, devlete han-
diyse el koymuş çeteleri. po-
lis örgütü yakalamayacak.
Savcılann önüne yeterli kanıt,
tanık ve belge konmayacak.
Parlamentodakiler ha bire
laf üretecek ve sonra gene laf
üretecek ve sonra gene laf...
Milli IstihbaratTeşkilatı (MİT)
bildiklerini (bildiğini biliyoruz)
kendine saklayacak. suça bu-
laşanları, çetelerin göbeğinde
yer alan'arı ku'lanmaya. hatta
belkı koruyup gözetmeye de-
vam edecek.
Yûrttaşın yurttaştan başka
güveneceği yer, tutunacağı
dal, yaslanacağı güç yok.
"Bizim sokakta benden
başka kimse yok" demek hü-
ner filan değil. Hüner biri iki,
ikiyi dört, dördü sekiz kılmak.
Yani kolları sıvamak.
Bütün bunları "Boş laf, kof
ajitasyon, nafile çaba, haybe-
ye gaz" filan diye niteleyenler
"Öyle değil, böyle yapmak
gerek" demek yükümünde.
Buna çağdaş demokrasilerde
"yurttaşlık yükümlülüğü" de-
niyor.
Yükümlülüğe omuz silk-
mek, onursuz bir ülkenin yurt-
taşlığını yeğlemekle eşdeğer.
• • •
Bir pazar sabahı kahvenizın
tadı, çayınızın demi kaçtıysa;
keyifli bir kahvaltının lokmala-
rı boğazınızdadüğümlendiyse
h:ı /az
1 ho
de*i-ıe ulaştı dc-
«ÇAGDAŞ YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
ŞERİAT PAZARI
Hikmet Çetinkaya
l î PAZAR
Cımrıuriyet Kîtap KuKteû Çağ Pazariama A.Ş.
Yerebatan Cad. Salkımsoğüt Sok. No:9/B Cağatoğlu-İstantnjf
Tet:514 01 95/96 Posta çeki no:666322