04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5EKİN/1997 PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anneterin125. randevusu • İstamul Haber Servisi - Gözaltınia kaybedılen yakınlaraı arayan Cumartesi Anneleri dün '125. kezGalatasaray Lisesi önünde tuluştu Kayıp yakınlan bu haftaki eykmlennde, 6Ekim 1992 tarihinde gözaltna alındıktan sonra bır daha kendisinden haber alınamayan Yıldız Teknik Üniversresi (YTÜ) öğrencis: Ayhar, Efeoğlu'nu andılar. Kayıp yakınlannın eylemine Berlin ve Amsterdam Cumartesi Anneleri komiteleri de destek verdi. (FotoSraf: BERTAN AĞANOGLU) Çiller: Asker devlet • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - De\ let içmde çete örgütlenmesine giden ülkücüleri savunurken "Devlet içın kurşun atan da yiyen de şereflidir. Susurluk"u sahipleniyonız" açtklamalan yapan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Dıyarbakır'da düzenlediği Güneydoğu mitinginde "jandarma devleti sona erdirmeyi" \aat ettı. Hükümet olduğu dönemde üniversitelere karşı etkın kıldığı Yükseköğretim KuruVnu(YÖK) kaldırmayı \aat eden ve partisi iktidarken terörle mücadele ettiğini söyleyen Çiller. "Bugün ınsanın ınsana Kürd'ün Türke eşit olma zamanıdır" diye konuştu. ÖŞYMve YÖK'e dava • Haber Merkezi - KKTG'nin Lefkoşa kentinde bulunan Yakın Doğu Üniversitesı, ek yerleştirme kontenjanı tanınmaması üzerine YÖK ile ÖSYM Başkanlığı aleyhıne dava açtı. Üniversitenin \ekili Avukat PTof. Dr. Metın Günday. Danıştay Başkanlığrna gönderdiği dava dilekçesınde. "1997 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı Ek Yerleştirme Kılavuzu'nda. ek yerleştirme kontenjanlannı bildirmiş olan Türkıye'deki ve KKTCdeki üniversitelere ek yerleştirme kontenjanlan verildiği halde. müvekkil üniversiteye verilmemiştir. Bu ÖSYM işiemi hukuka açıkça aykın olup uygulanması halinde de giderilmesi güç ve hatta imkânsız zararlar doğuracaktır" denildı. 20 ile frekans sıralaması • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Radyo ve Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜK). 20 il merkezi ve 17 ilçe merkezinde yerel televizyon yayını yapmak üzere b'aşvuran kuruluşlara T3 Tipi Yerel Televizyon Yayın Lisansı verilmesini sağlamak amacıyla sıralama ihaleleri düzenleyecek. RTÜK'ten yapılan açıklamada, sıralama ihalelerinin 13, 14. 15. 17. 20 ve 21 ekim tarihlerinde düzenleneceği bildirildi. Özfatura'ya dava • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Kordonyolu başta olmak üzere kentte hukuk terörü estiren İzmir Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın hukuk dışı uygjlamaianm engellemeye çalışan İzmır Çe\re Hareketi Avukatlan. kendilerine hakıret eden Özfatura hakkında 900 milyon liralık tazninat davası açtı. ÇevTe Har;ke3ti Avukatlarfnın hukak ihlallerine karşı dava açrrasına sürekli tepki gös:eren Özfatura, avukatlara "Cç beş tane boş teneke şamata yapıp. müthiş gürilrü çıkanyor"' demişti. Ozfatura'nm bu nitdemelerini hak etrrediklerini belirten avucatlar. davayı kazınmalan durumunda panyı çevre koruma çalışmalannda kulanacaklannı açıkladılar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tansu Çiller'in eşi hakkındaki iddialan değerlendiriyor Ozer Çiller'e soruşturına TBMM Genel kurul projesine uyulmadı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TB- MM"Genel Kurulu sa- lonunun yeniden yapı- mında başlangıçta onaydan geçen proje- ye uyulmadığı belırtil- di. Koltuklar. tavan şekli, kullanılan kap- lama ve dığer malze- melerin, proje sahibi İlhami L'raTın onayı alınmadan değiştiril- diği iddia edildi. TB- MM Başkanvekıli U- luç Gürkan, projede gecikme olmayacağı içın maliyetin arrtığı- nı, bu durumda geçen her fazla gün içın fir- manın ceza ödemesi gerektığıni bıldirdi. TBMM Genel Ku- rul salonunun yeniden yapım işini üstlenen Emlak Konut'tan iha- leyle işi alan firmalar MESA ve Nurol inşa- at şirketlerinin 14 Ekim 1996"da başla- dıklan inşaatı 14 Ekim 1997'de tamamlama- ları gerekiyordu. An- cak daha şimdiden in- şaatın yılbaşına kadar en az 2 aylık bir gecik- meye uğrayacağı be- lirtildı. Sözleşmeye göre her gecikme gü- nü için 10 bin dolar ce- za kesilmesi gereki- yor. Gecikme süresı- nin 30 günü geçmesi durumunda. Emlak Konut'un cezalı süre- yi devam ettirip ettir- meyeceğine karar ver- mesi gerekıyor. TB- MM Başkanvekıli Ü- luç Gürkan, TBMM Başkanlıgı'nın ayın 14"ünden itibaren söz- leşmede öngörüldüğü gibi ceza kesip kesme- yeceği konusunda. "Sözleşmedeki ceza ile Ugili hüknıü motamot bilmiyorum. ancak, bir ceza uygulaması gerekiyor. Çünkü. işin yürütülmesinde Mec- lisimiz herhangi bir engel çıkarmamıştır" dedi. Gürkan. DSP olarak işin niçin 22 milyon dolarlık bir bü- yüklükte olduğunu da- ha başlangıçta sorgu- ladıklanna dikkat çe- kerek. şunlan söyledi: "Bize Başkanhk Di- vanı'nda verilen bilgi, işin 1 yıl gibi son dere- ce kısa bir sürede biri- rilmesinin öngörüldü- ğü. bu nedenle fiyatın yükseldiği ve herhangi bir,gecikmeolması ha- linde ise son derece ağır cezai müeyyideler bulunduğu biçimin- deydi. Bu müeyyidele- rin yaratbğıriskve işin gerektirdiği sürat ne- deniyle fiyatın yüksel- diği belirtilmişti. Şim- di oldukça geciktiği anlaşılıyor. Gereğinin yapılması sözleşmenin amir hükmüdür." ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Ankara Cumhuriyet Başsavcı- , lığı. DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'in eşı Özer Uçuran ÇUler'i% Bakû-Ceyhan boru hattının yapım işini almak isteyen ABD'li îşada- mı Roger Tamraz'dan rüşvet aldı- gı ifldilannı araştırmak üzere so- ruşturma başlattı. DYP Grup Baş- kanvekili SaÇet Ankan Bedük. id- dialann asılsız olduğunu savunur- ken Özer Çiller"in dokunulmazlı- ğı bulunmadığını. hakkındaki id- dialann araştınlabileceğini sövle- di. Ankara Cumhunyet Başsavcılı- ğı. Los Angeles Tımes'ta yer alan, Ermeni asıllı Lübnan yurttaşı, ABD pasaportlu Roger Tamraz'ın DYP Genel Başkanı Çiller"in eşi ÖzerÇiller'e rüşvet verdiğine iliş- kin CIA raporu bulunduğuna ilış- kin haber üzerine inceleme başlat- tı. Özer Çiller" in "Tamraz'latanış- madıgı. medyanın kendisine karşı kampanya başlattığı" yönündeki sav unmasına karşın. gazetenin ha- berinde "Bob" kod adıyla söz edi- len üst düzey bir CIA yetkilisinin. eski Beyaz Saray danışmanlann- dan Güvenlik Konseyi'nin Orta Asya ve Hazar Denizi politikasın- dan sorumlu uzmanı Shelia Hes- lin'le yaptığı şu telefon görüşmesi- ne yer veriliyor: "Tamraz, Bakû-Ceyhan hattuıa destek sağlamak amacıyla, döne- min Türkive Başbakanı Tansu Çil- ler'in eşi Özer Uçuran Çiller'e rüş- vet verdi. Buna Uişkin bir CLA ra- poru var." DYP Grup Başkamekili Saffet Ankan Bedük, dün düzenlediği ba- sın toplantısında, gazetecilerin, Özer Lçuran Çiller'in Bakû-Cey- han petrol boru hattının yapım işi için Tamrazclan rüşvet aldığı iddi- ası üzerine soruşturmabaşlatıldığı- nı anımsatmalan üzerine, iddiala- nn asılsız olduğunu savundu. Tam- raz'la ilgili bilgilerinin olmadığını söyleyen Bedük. DYP Genel Baş- kanı Çiller'in kendı dönemiyle il- gili iddialann araştınlmasını ve so- ruşturulmasını her fırsatta istediği- ni anımsattı. Bedük, şunlan söyle- di: "Özer Çiller'in zaten bir doku- nulmazlık zırhı yoktur. O sade bir vatandaştır. Yarguıın bağunsızlığı ilkesinden hareketlesavcı ve hâkûn- lerin her zaman sorgulama \e so- ruşturma yapma hakları vardır. Bunun siyasi polemik konusu >a- pılmak sureti>le partimizi %eya ge- nel başkanımızı yıpratmak anlayı- şı içinde vapılan değerlendirmeleri >T adırgıyoruz. \eniden bir itham ve iddiayla karşı karşıyayız. Böyle bir şey olacağım kesûüikle kabul etmi- yoruz. V argı bağımsızdır, ama eğer biz >argısız infazyaparak herkesi it- ham edersek. suçlarsak bundan da bir sonuç almak mümkün değildir." Bedük. DYP'nin olağanüstü kongreye gitmesinin söz konusu olmadığını. bunun parti. organla- nnda değerlendirilecek bır konu olduğunu belirterek "Bu konu dı- şandan partimize enjekte edilme- ve çalışılmaktadır. Birtakım siyasi partilerin D\'P üzerindeki oyunla- nnın sonuç \erecefini sanmıyomz. Say ın başbakanın o zaman yapmış olduğu cep telefonu görüşmeleriy- le, yaptığı vaatlerie miUet\ekilleri- mizi kandırma politikasından vaz- geçmesi lazımdır" diye konuştu. Bır gazetecinin •'Bu konunun Sayın Başbakan'dan mı kaynak- landığını söylüyorsunuz" sorusu üzenne "Herhalde incelemek la- zım. Cep telefonuyla biz konuşma- dık. Sayın Başbakan konuştu" di- yen Bedük, eski İçişleri Bakanı Meral Akşener'in köstebek skan- dalından dolayı dokunulmazhğı- nın kaldırılması konusunda DYP'nin tavnnın ne olacağına ıliş- kin olarak dokunulmazlıklann tüm dosyalar için kaldınlmasını iste- diklerini. yalnızca bir kişinin do- kunulmazlıgının kaldırılmasının iyi niyetli olmadığını. çifte stan- dart oluşturduğunu söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Eğitim-Sen'in hazutadığı rapora göre, ders kitaplarında barışa, demokrasiye, hoşgörüye ve insan haklanna yer yok. BAKf/iN BU DA 30 Kasım'daki uygulamada sakatlık, gelir ve öğrenim düzeyi de belirlenecek 24 soruda nüfııs sayımıANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yüksek Seçim Kurulu. Dev - let tstatistik Enstitüsü ile birlikte 30 Kasımcla yapılacak nüfus sayı- mı için hazırlıklannı sürdürüyor. Devlet Bakanı Mehmet Batalk ön- ceki yıllardan farklı olarak ülkede sakatlık, konut açığı, öğrenim du- rumu ve gelir düzeyınin belirlen- mesi için yurttaşlara 24 soru yönel- tileceğini belirttı. Devlet Bakanı Batallı, nüfus sa- yımı için gerekli olan makine ve teçhizatın ilk bölümünün ihalesi- nin yapıldığını belirterek bilgisa- yar sistemi için diğer ihalelerin ha- zırlıklannın sürdürüldüğünü anlat- tı. Batallı, Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Merkezi"nin (ÖSYM) uy- guladığı gibi savımformlannınop- tik oku>"ucular aracılığıyla değer- lendirileceğini kaydederek sayım sonuçlannın 2 ay gibi kısa bir sü- rede alınabileceğıni bildirdi. Yurt- taşlara yöneltilecek sorularla ilgi- li 16 kişilik bir komisyon oluşru- Bİr taşla 24 kUŞ Devlet Bakanı Mehmet Batallı, 30 Kasım'da yapılacak nüfüs sayımının seçmen kütüklerinin yenilenmesinin yanı sıra ülkedeki sakatlık, konut açığı. öğrenim durumu ve gelir düzeyinin belirlenmesi amacı da taşıdığını belirterek bunun için yurttaşlara 24 soru yöneltileceğini söyledi. rulduğunu anlatan Batallı. sorula- nn belirlenmesi için çalışmalann sürdürüldüğünü. 4 bölüm halinde 24 soru sorulacağını kavdetti. Batallf nın verdiği bilgiye göre nüfus sayımı seçmen l<ütüklerinin yenilenmesinin yanı sıra yurttaş- ların sosyal ve ekonomik durum- lannın da belirlenmesine yönelik olacak. Buna göre ülkede özürlü sayısının belirlenebilmesi için yurttaşlara "özür durumlan" soru- İacak. Ülkedeki konut açığı konu- sunda kesin bır rakamın olmadığı- nı vurgulayan Batallı. bunun belir- lenebilmesi içın sayım formlann- da yurttaşların konut sahibi olup olmadıklanna v önelik sorulann da olacağım kavdetti. Sayım formla- nnda aynca, yaş gruplan. iş ve öğ- renim durumu ve gelir düzeyine ilişkin sorular da yer alacak. Daha önceki sayımlarda bazı mahallelere gidilemediğinin sap- tandığını kaydeden Batallı, sayı- mın sağlıklı yapılabilmesi için gö- revlilere az sayıda konutun verile- ceğini. bunun personel sayısını art- tırabileceğini kaydetti. Bilgisayar değerlendirmeleri için 1200. nüfus sayımı içın de 40-50 bin dolayın- da personelin görev yapacağını be- lirten Batallı. Yüksek Seçim Kuru- lu Yasası uyannca sorulann tek bir formda toplanamadıgını, her soru bölümü için ayn personelin görev - lendirileceğini bildirdi. Bilgisaya- nn hata payının yiizde 10 olduğu- na dikkat çeken Batallı. optik oku- yucunun değerlendiremediği formlann yan makinelere gönderi- leceğini, burada personelin yapa- cağı kontrolün ardından ana belle- ğin yeniden bir değerlendirme ya- pacağını kaydetti. Valiler kararnamesi Batallı. yaklaşık 30 valinin ata- ması için kararname hazırlıklan- nın sürdürüldüğünü kaydederek DTP'nin bu konudakı görüşünün "iyi" olarak nitelendirilen valile- rin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerine gönderilmesi ol- duğunu söyledi. Batallı, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu sürgün yeri imajından kurtarmalıyiz. Ma- dem bu valiler o kadar iyi biraz da bölgenin kalkınması için çaba sarf etsinler" dedi. Batallı. DTP'nin bu görüşünün Başbakan Mesut Yıl- maz'a iletildiğini bildirdi. POLİTİKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Ağlama GökyüzüL Biz hepimiz seviyorduk onu, çünkü bize benze- miyordu... Seviyorduk ve yorulmak bilmez bir coşkuyu içi- mizdetaşıyorduk. Yüreklerimizdeki sıkıntı geçmi- şin izlerini parçalıyordu. Yaşam bizi acılann derin- liğinde boğazhyordu. Sevginin erişilmez çiçekli dallannda kaybolan coşkuyu aramaya koyulmuştuk... Öylesine görkemliydi ki onun yürüdüğü yol ve öylesine genişti ki aöımları, onu dinlemeye, ona bakmaya koşup gelirdi dost düşman... Kimileri bir nüktedan görürdü onda, bir sözcük cambazı; kimilerinin yüreğine işlerdi dizeler ağla- tacak kadar yakıcı ve canlandıran... Şiirlerin tutkusundaydı gözlerimiz ve ellerimiz... Bir gülüş, bir öfkenin gururunu ve ateşini bede- nimizde taşıyorduk... Ama o kadın, o erkeği yarım yamalak seviyor- du... Bir delikancılık görüyordu onda, bir delikancılık uyaklı bir kalıpta... Seviyordu ama sonuna kadar değil, değil son kerteye varasıya... Biz hepimiz seviyorduk onu, az buçuk bir par- ça... Nikolay Aseyev ı anlatırken Ataol Behramoğ- lu, pencereden o ahşap binaya, demir sürgülü ka- pıya, muhafızlara, o görkemli ağaçlara bakıyor- duk içimizde sevdaları büyüterek... Yağmur inceden yağıyordu... Çocuklar üşüyor, martılar gri gökyüzüne doğru kanat çırpıyordu... llgimizi çekiyordu o başkaldırı... Dürtüyorduk böğrünü dirseklerimizle ve lekeli- yorduk yanaklarını rujla... Bugün bıraz hüzünlü gıbiydi... Şairin her zamanki gibi alışılmış numarasıyla biz seviyorduk onu, hafif tertip şöyle böyle... Zamanı değil şimdi yargılamanın, kim haklı? ••• O gece Moskova'ya kar yağıyordu... Bıyıklan buz tutmuştu ve üşüyordu... Siz hiç durgun bir gökyüzünün tepenizde dön- düğünü gördünüz mü? Şair de görmemişti... Ben Moskova'dan Sofya'ya döndüğüm gece bir başka şairle votka içiyordum... 31 Aralık 1979'du ve 1980'e birkaç saat kalmış- tı... Şükran Kurdakul, ihtiyar yüzyıla kafa tutuyor- du... Pörsümüş bir şehrin sokaklarında yüzyılın gari- bi sürgün ve kaçak, sevdaları tasa yapmıştık... Ben Tuğrul Deliorman'ı o gece tanıdım... Salonda koltukta oturmuyor, elinde votka bar- dağıyla volta atıyordu... Biri vardı, sabahı geciken geceler gibiydi. Yor- gun ve usanmış bir boşlukta kendine göre bir dün- ya çiziyordu... Bizse masalın esiri sanmıştık kendimizi... Ama seviyorduk, bir kadının siyah saçlarırrda acıları yudumluyorduk... işte o gece Sofya'ya da kar yağıyor, ben şairle birlikte ağlıyordum... Şair tramvayda giderken haykırıyordu: "Yoksa biz Masalın çocuğu mu sandık kendimizi Yalnızlığımızda, korkulanmızda Bir yanı kurtulmak ister kucaktan Bir yanı göğüslere gömülü Düşler var düşlerimize benzer Ne darağacı görmüş ne zindan." Sanki bir akşamüstü balkonundaydık; sanki de- nizi içerken boğazımıza maviler takılıyordu; kara- ya vuran balıklar gibi çırpınıyorduk... • • • Biz hepimiz seviyorduk onu, çünkü bize benze- miyordu... Gereğini duymadan kafa yormanın, bu fırtınanın kökü nerede? O ise seviyordu boru çalarcasına, iştahını kabar- tarak, başkalarının dağları devirip aşkla... Seviyorduk. burnumuzdan kan fışkırırcasına... Yazgı arkamızdan vuramazdı bizi, sevda başını alıp gidemezdi, deniz kabaramazdı ansızın... Yaralı coşkulardaydık bizler o yıllar!... Askımız alev alevdi, aşkımız sırılsıklamL Sılahlara, radarlara inat, özgürlüğün karasuları- na girmişti teknemiz... Düşlerimiz tan ağardığında uyanırdı, yürekleri- miz çocuksu atardı... Bir genç kadın kaçışın fırtınasına yakalanmış ağ- lıyordu tıpkı bizler gibi... Sevda kuşları uçuşuyor başımızda, serseri aş- kımız kovalıyor şimdi bizi... Hava puslu üstelik bir de can sıkıntısı!.. Şeytan çiçekleri bizim denizimizde büyümüş de hiç haberimiz olmamış... Ağlama gökyüzü!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya/; raksnet.com Faks numaramız: 0212/513 90 98 IRMIKI AYDIN ENGİN - Sizin sokakta çıt-çıt katılı- mınasıl.. diyesoracağım, kor- kuyorum. Günlerdir duydu- ğum, artık "gına geldi" sınırı- nı aşıp can sıkmaya başlayan yanıtı alacağım diye korkuyo- Tum: - Valla kimse yapmıyor. Bi- zim sokakta bir ben!.. Geçen salı akşamindan bu yana bu sözü o kadar çok duydum ki sonunda "Galiba katılım çok yüksek" demeye başladım. Ne kadar çok so- kakta. ne kadar çok kişi, tek başına çıt-çıt oynuyormuş meğer. Şaka bir yana, birbezginlik, bir gönülsüzlük sezmiyor mu- sunuz? Dahası kendisi "Sü- rekli aydınlık için bir dakîka ka- ranlık" eylemine katılanlardan kimileri, bunu sanki başkaları için örneğin eylem çağrısını yapan Yurttaş Girişimi'ne ya da çeteler egemenliğinden yakınanlara bir kıyak olsun di- 'Bizim Sokakta Bir Ben!.. 5 ye yapar gibi değiller mi? Nice anlı şanlı gazeteciden, yazardan "Gerçi ben kendim şahsen her gece 21.00'de ışıktanmı yakıp söndürüyo- rum, amaaaaa..." diye başla- yan tuhaf cümleler okumadık mı? Şubat 1997'de canla başla ışıklarına gözkırptıran. tence- re-tava orkestralarına katılan- lardan bu kez tribünde otur- mayı yeğleyen bir kesiminin hem de okkalı bir kesiminin suratını bezgince buruştura- rak söylediklerini sizler ös. duydunuz (Tabıi sız kendinız o surat buruşturanlardan aeğil- seniz). Söylenenler bîrbirine pek benziyor: - Yahu bir ay boyunca yap- tık da ne oldu? Bak özel tim tetikçileri serbest Tetikobes' ibrahim Şahin ^e ulusal kahraman itibarı görü- yor. Mehmet Ağar eline fırsat geçtiğinde kimilerinin dilleri- ni, birdilin uzanamayacağı bir yerlere sokacağmı açık açık söylüyor. Abdullah Çatlı öl- düyse örneğin Haluk Kırcı nöbeti devraldı. Abdi İpekçi cinayetindekı kare as'ın dör- düncüsü Yalçın Özbey, Tür- kiye ağırdan aldığı için tutuk- landığı Belçika'da yeniden eli- ni kolunu sallayarak dolan- makta. Özerk Bucak Devle- ti'nin reisi Sedat Bucak hâlâ bizim ödediğimiz vergilerden milletvekili maaşı, korucu pa- rası alıp kesesini doldurmak- ta... Doğru. "Durum vaziyeti"n\n fotoğ- rafı tastamam böyle. Ama bu fotoğrafı masanın üstüne ser^p rrızıldanmanın anlamı ne? Bu zifiri karanlık, bu iç karar- tıcı fotoğraf olsa olsa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin dizgin- lerini elinde tutanların bu kan- lı kördüğümü, bu utançtablo- sunu çözecek siyasi kararlılı- ğı taşırnadığını gösterir ve sa- dece bunu gösterir. Daha yalın söyleyelim: Ül- kede kolgezen, devlete han- diyse el koymuş çeteleri. po- lis örgütü yakalamayacak. Savcılann önüne yeterli kanıt, tanık ve belge konmayacak. Parlamentodakiler ha bire laf üretecek ve sonra gene laf üretecek ve sonra gene laf... Milli IstihbaratTeşkilatı (MİT) bildiklerini (bildiğini biliyoruz) kendine saklayacak. suça bu- laşanları, çetelerin göbeğinde yer alan'arı ku'lanmaya. hatta belkı koruyup gözetmeye de- vam edecek. Yûrttaşın yurttaştan başka güveneceği yer, tutunacağı dal, yaslanacağı güç yok. "Bizim sokakta benden başka kimse yok" demek hü- ner filan değil. Hüner biri iki, ikiyi dört, dördü sekiz kılmak. Yani kolları sıvamak. Bütün bunları "Boş laf, kof ajitasyon, nafile çaba, haybe- ye gaz" filan diye niteleyenler "Öyle değil, böyle yapmak gerek" demek yükümünde. Buna çağdaş demokrasilerde "yurttaşlık yükümlülüğü" de- niyor. Yükümlülüğe omuz silk- mek, onursuz bir ülkenin yurt- taşlığını yeğlemekle eşdeğer. • • • Bir pazar sabahı kahvenizın tadı, çayınızın demi kaçtıysa; keyifli bir kahvaltının lokmala- rı boğazınızdadüğümlendiyse h:ı /az 1 ho de*i-ıe ulaştı dc- «ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Hikmet Çetinkaya l î PAZAR Cımrıuriyet Kîtap KuKteû Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Cad. Salkımsoğüt Sok. No:9/B Cağatoğlu-İstantnjf Tet:514 01 95/96 Posta çeki no:666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle