25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Tenöple mücadeleye devam' • TOKAT(Cumhuriyet)- Içışleri Bakanı Murat Başesgıoğlu. terörle mücadeleye kararlı bir şekilde devam edıleceğini söyledi. Devlet bakanlan Refaiddin Şahin, Burhan Kara, Metin Gürdere ile İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, İçişleri Balcanlığı Müsteşan Metin llyas Aksoy. Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ'un da yer aldıgı heyetle Tokat'ta incelemelerde bulunarak Valı Ayhan Çevik'ten bilgi aldı. Çjller'in arazisinde belirsizlik • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, Antalya Beldibi'nde 49 yıllığına kiraladıkJan Hazine arazisinin geri alınacağına ilişkin haberleri yalanladı. Turizm Bakanı Ibrahim Gürdal. konuyla ilgili bilgisinin olmadığını belirtirken "Pazartesi günü bilgiye ulaşınm Ondan sonra da gerekeni yapanm" dedı. Perinçek: RP kapatilmalı • MALATYA (Cumhuriyet) - Işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, RP'nin kapatılması gerektiğini, ancak ekonomik köklerinin de knrutulmasının sart olduğunu savundu. Malatya'da partısınin il binasında basın toplantısı düzcnleyen Perinçek "RP'yi kapatmazsan Sıvas'ta yanmaya, K. Maraş'ta kesiLmeye, Çorum'da vurulmaya devam edersin" dedi. Halkalı'da tattikat •4staıtml Haber Servisi - Halkalı Toplu Konutlar'dâ edebiyat öğretmeni Burhan Hacısağıroğlıfnu boğarak öldûren Serkan Urfa (22) ve Ahmet Solar'a (22) cinayet masası ekiplerince olay yerinde tatbikat yaptınldı. Hacısağıroğlu'nu daha önceden tanıdığını söyleyen Urfa, olay günü Taksim'de buluştuğu öğretmenin kendısını \e arkadaşı Solar'ı e\e çağırdığını ve cınsel ilişki teklif ettiğini öne sürdü. Ege'deki gerginlik • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ege'de Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait TCG AB-33 gemisine çarparak zarara yol açan Yunan gemisi HS Avra'nın. önceden ilan edilen eğitim alanına girdiği bildirildi. Yunan gemisinin, anten ve periskoplan su üstünde dalmış durumdaki denizaltı gernisine üst üste iki kez yönelmesi, askeri çevrelerde "vahim bir taciz olayı" olarak değerlendirildi. Düğünlepe gözaltı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, lûks otellerde ve salonlarda yapılan düğünleri gözetim altına alarak gerekli vergi incelemelerini başlattıklannı bildirdi. ANÂ.P Istanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın soru önergesini yanıtlayan Temizel, "NATO müteahhidi" olarak tanınan ve oğlunun düğününde 300 mılyar lira harcadtğı ileri sürülen Cengiz Yalçın'a geçen yıl yakJaşık 78 milyar lira vergi tahakiuk ettirildiğini belırtti. PKK operasyonu • İstanbul Haber Servisi - lstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, PKK'nin üst düzey sorumlusunun da aralannda bulunduğu 7 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. lstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, operasyonlar SODUCU Sadık Ekinci ile örgüte lojistik malzeme sağladığı öne sürülen Mustafa Subaşı, Tayyip Ekinci, Yılmaz Tatlı, Lütfi Balbal, Okan Şenyüz ve kuryelik yaptığı öne sürülen Hüsamettin Öztürk'ün gözaltına alındığı belirtildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, yandaşlannı üst düzey görevlere atadı RPTi belediye parseflendiHAZAL ATEŞ ÇAKIR ANKARA - RP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı MeühGökçekin, 1984-1989 yıllan arasında Keçiören Belediye Başkanlığı ve 1991 yılına kadar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kunımu Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde işe aldığı yandaşlannın bugün de büyükşehir belediyesinde üst düzey görevlere getirildiği ortaya çıktı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melıh Gökçek'in akrabası A.Tekin Gökçek'in de aralannda bulunduğu kişilerce 21.3.1991 • Muradiye, Milli Gençlik Vakfı gibi köktendinci vakıflan da denetlemekten sorumlu Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Osman Şahin'in, Sosyal Hizmetler Eğitim ve Yardım Vakfı kuruculanndan ve belediyeye bağlı şirketlerden BELPA Yönetim Kurulu Başkanvekili olduğu ortaya çıktı. yılında kunılan vakfın adres olarak gösterdiği Firuzağa Sokak'taki 11/9 No'lu binanın da büyükşehir belediyesine ait olduğu belirlendi. Vakfın kuruculan, Atiüa Aslan. Osman Şahin (Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı), M.Bahattin Durmaz, Neriman Şişmanoğlu, Ülkü Özok, Rasim Tıngır, ATeldn Gökçek. İrfan Kaya, Bayram Açıkgöz, AK İUcbahar, Serhun Günay'ın Gökçek tarafmdan Keçiören Belediyesi'ne yerleştirildikleri, bugün de şu görevlere atandıklan öğrenildi: Rasim Tıngır ASKİ Genel Müdürü, belediyeye bağlı Metropol AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, Halk Ekmek Fabrikası Yönetim Kurulu üyesi. Irfan Kaya: Büyükşehir Belediyesi Fen Işleri Daire Başkanı, BELTAŞ Yönetim Kurulu üyesi. Bayram Açıkgöz: Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, BELYA Yönetim Kurulu üyesi. Ali Ilkbahar: Halk Ekmek Yönetim Kurulu Başkanı, RP'nin Mamak belediye meclis üyesi, ANET ve BELYA şirketlerinde denetim ve yönetim kurulu üyesi, fen işlerinde işçi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü üyesi. Serhun Günay: Keçiören belediye meclis üyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü üyesi. Neriman Şişmanoğlu: Büyükşehir Belediyesi Yazıişleri ve Kararlar Daire Başkanı. BELPA Yönetim Kurulu üyesi. RP'li belediyedeki kadrolaşmayı engellemek amacıyla çalışmalannı sürdüren büyükşehir belediye meclis üyesi Muzaffer Saraç. şu değerlendirmeyi yaptı: "Rr örgütün Resmi Gazete'de yayımlanan belgesidir. Belediye kimlerin eündedir, trUyonlan kûnler yönetmektedir, ilgililere ve Ankara halkına duyurulur. İcraatmda şeffafhk yoktur, gizü yürütmektedirler. Bunun peşi bırakılınayacakar.'' RP lideri inkâr ediyor Erbakan: Konuşma kasetleri montaj ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - RP Genel Başkanı Necmettin Er- bakan, "Cihat için Ka- nal 7"ye destek" çağnsı yaptığı konuşmasını "kasette montaj yapüdı- ğı" savıylaönce inkâr et- ti, daha sonra itiraflarda bulundu. "Bukabilmon- tajlarta, televolderk bir şey ohnaz" dıyen Erba- kan. "Kaldı ki bir parti, bir basın kuruluşunun güçlenmesi için yardım ederse bundan sevinç du- yulması gerekir'" dedi. Erbakan. partisinin il başkanlan ve il müfertiş- leri toplantısını açarken yaptığı konuşmada, RP ye geçen ay, 7 bin 200'ü kadm olmak üze- re 45 bin yeni üye kayde- dildığini. böylece üye sa- yısının 4 milyon 200'e u- laştığını söyledi. Ülkede "bulanık hava yaratıldı- ğmı" savunan Erbakan, "Böylece yağmalar, ba- canaklar, enişteler, kı- yımlar v ürütülmektedir. Dbette bunlann. hesabı Meclis'te sorulacaktır. Aynca önümüzdeki gün- lerde Türkiye'yi dolaşa- rak halkın nabzuıı tut- mak da önemli bir göre- vimizolacakür" diye ko- nuştu. Kanal 7'ye böyle bir yardımın hiçbir sakınca- sı olmadığını savunan Erbakan. "Hepsi baştan sona uydurma şeyler. Kakü ki bir parti bir ba- sın kuruluşunun güçlen- mesine yardım ederse bundan ne çıkar? Medya kamu hizmeti yapıyor. Böyle bir yardım olursa bundan sevinç duyulma- sı gerekir" dedi. RP lideri, cihat için yaptığı çagnnın anımsa- tılması üzerine "Bu ka- bil montajlarla, televole- lerle bir şey ohnaz. Ne gösterdiklerini bilmiyo- rum, ama arkadaşlan- mın bana söylediği, baş- tan sona montajlar yapıl- mış. Birtakım gerçekler çarpıtılmış. İflas eden tüccar gibi eski defterle- ri kanşümoıiar. Bunla- nn hepsi boş şeylerdir" diye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanı Çetin ve Başbakan Yılmaz Diyarbakır'da Devletîn Güneydoğu zirvesi EMİNE KAPLAN ENVERSEVİŞ DtYARBAKIR - Cumhurbaş- kanı Siileyman Demirel, Güney- doğu yöresindekı yurttaşlara ses- lenirken kan dökerek, dövüşerek iyi günlere ulaşılamayacağını vurgulayarak - Beni iyi dinleyin. Bu ülkenin insanlan 1. sınıf va- tandaştır. Devlete ve cumhuriye- teinanın" dedi. Başbakan Mesut Yılmaz ise gelişmişlik düzeyine. özel sek- tördeki gelişmeyle erişilebilece- ğini, devletin sanayi ve işletme- cılik yapmayacağını. Güneydo- ğu'nun kalkınmasının da bu for- müle bağlı olduğunu savundu. Cumhurbaşkanı Demirel, TB- MM Başkanı Hikmet Çetin, Baş- bakan Mesut Yılmaz ve bazı ba- kanlar, dün Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi"nde fabrika açılışı, Kralkızı ve Dicle barajlannda su tutma törenleri ile Lice ilçesinde HalisToprakın yaptırdığı fabrikanın açılış törenlerine katıldılar ve işadamlanyla toplantı yaptılar. Organize Sanayi Bölgesfnde yapılan tören için olağanüstü güvenlik önlemleri ahnırken, yurttaş katılımının azlığı dikkat çekti. Töreni ızleyenlenn birbölümünü si- Cenel Başkan Ufuk uras, ÖDP kurultayı öncesinde konuştu 'Çeteler kadar örgütlü olmalıyız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖDP'nin bugün saat 10.00'da Atatürk Spor Salonu'nda yapılacak 1. Olağan Bü- yük Kurultayı'na 10 bin kişinin katılma- sı bekleniyor. Türkiye'deki siyasi kilit- lenmeyi çözeceklerini belirten Ufiık Uras, "Çete- ler kadar örgütlü olmazsak bu rejimin sorunlan aştbnaz" dedi. "Eşber dışan. çeteler içeri", "R^izıne karşı o- muzomuza' 1 sloganlanyla başlayan ve yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı partinin danışma konferans- lan diin sona erdi. Uras, kongre öncesindeki ça- hşmalan değerlendirdi. Kurultayda, partinin ku- vil giyimli askerler oluşturdu. Cumhur- başkanı Demirel, cumhuriyetin kurulu- şundan itibaren hızla artan nüfusa hizmet- lerin götürülebilmesi için her türlü önle- min alındığını, ancak bunun ileri ülkele- ri yakalamaya yetmediğini kaydetti. Hü- kümetlerin ülkenin bir bölgesini ileriye, diğer bölgesini geriye götürmek düşünce- sinde olmadığını belirtirken ülkenin her sesine kulak verildiğini anlattı. ruculanndan, cezaevinde bulunan düşün- ce suçlusu EşberYağmurdereli'nin koltu- ğunun boş bırakılacağını açıklayan Uras, "2 Kasun'da Susuriuk'ta oiacağız. Çetele- re karşı demokratik mücadetemizi verme- ye devam edeceğiz. Çeteler kadar örgütlü olmaz- sak bu rejimin sorunlan çözülemez. Dine, serma- yeye endekslisivasct yapıhrken bizinı partimiz ken- dini flnanse edi>x>r" açıklamasını yaptı. ÖDP'nin bugün yapılacak kurultayına yurtdışından da 35 delegenin katüacağı bildirildi. Kurultaya tek a- day olarak katılan Ufuk Uras'ın yanı sıra 100 ki- şilîk parti meclisı aday listesi dün belirlendi. Diyarbakır'ın Türkiye Cumhuriyeti devletinin dikkatinden hiç kaçmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, "Devlet, eğitim, altyapıvesağhk için bürün gücünü harcamışür. tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sanaviye yönelmiştir. Ülkenin her köşesine aynı hizmetler yapıl- mıştır. Kimse sanmasın ki her yere yapı- hrken Diyarbakır eksik kaldı. Diyarba- kır'ın her köyünde telefon, elektrik vardır. Geçmiştebu kadannı yapabildik, gelecekte daha rvisini yapacagız" dedi. Başbakan Yılmaz da gelişmiş ülkelerin kalkınma formülünün devletin sanayi ve işletmecilik- ten çekilmesı. özel sektörün bu alanlara yönelmesi olduğunu be- lirterek "Bu kurallara uyanlar gelişiyor. l ymayanlar da geri ka- hyor" dedi. Güneydoğu'nun kalkınması- nın formülünün de bu olduğunu iddia eden Yılmaz, önceki gün devlet tarafından açılan tütün fabrikasının aslında özel sektör- ce kurulması gerektiğini söyledi. Diyarbakır'ın GAP açısından çok büyük önemi olduğuna dik- kat çeken Yılmaz, yatınmcılann bölgeye yönlendirilmesi için ge- rekli altyapı hizmetlerinin ta- mamlanacağını bildirdi. Daha sonra Dicle Nehri'nin ana kolla- nndan Maden Çayı üzerinde kunılan Kralkızı Barajf nda. Demirel ve hükümet yetkililerinin katılımıyla su tutulmaya başlandı. GAP"ın 32 milyar dolarlık proje oldu- ğuna dikkat çeken Demirel, "İndireceği- miz kapaklar, ülkenin zenginliğine katkı- da bulunacak" diye konuştu. IRMIKI AYDIN ENGİN Adım mektupçuya çıkacak. Çıksın! "Herif gazetede bir köşeye kurulmuş, yazı döktüreceğine mektup yazıyor" diyecekler. Desinler. Dünkü Tırmık bil- mece gibi bittiydi. Anımsayın. Adlar sıralandıydı: Eşber Yağmurdereli almış yamacı- na Mahmut Yılmaz ı ve Bü- lent Karakaş ı ve Özgür Tü- fekçi'yi ve Aşkın Doğan'ı ve Metin Murat Kalyoncugil'i dendiydi. "Almış yamacına gökyüzünü boyuyor..." Gökyüzünü boyamak! Bun- ca yıl mapus damında yatmış- lığımız var. Elimiz de kalem tu- tar.. geçiniyoruz. Mapusun şi- irini bu kadar duru söyleyen şu altı delikanlıyı gel de kıskanma Gel de o delikanlılarla aynı ko- ğuşa postu sermiş Eşber'i kıs- kanma. Mektup Çankırı'dan yola çıktığında biz Eşber'i daha ye- ni yolcu ettiydik. Anlaşılan Eş- ber koğuşa girdi, o koğuştan Gökyüzü Boyacılanndan Mektup çıkan mektup da bizim gaze- tedeki posta kutusuna indi. Altı imzalı ortaklaşa mektu- bu yazan delikanlılan tanıyor- sunuz. Etelki adlannı değil, ama "eylemlerini" bilirsiniz, anım- sarsınız: Hani şu Türkiye Büyük Mil- let Meclisi'nde pankart açan azılı anarşistler. Yüce Türk dev- letini, hani şu Çatlı'lann, Kır- cı'lann hizmetine koşupşeref- leriyle kurşun sıktıkları son Türk devletini yıkmaya yemin etmiş azılı teröristleri... Pankartlarında ınsafsızca yükseltilen harçlara karşı çı- kan, bilimsel ve yönetsel özerkliği "yöWenm/ş"üniversi- tede özgürlük isteyen veletle- ri... Hani Sedat Bucak'ın, Meh- met Ağar'ın, Tansu Çiller'in fîlan birer iskemlesahıbi olduk- ları Millet Meclisi'nde dinleyici locasında üniversite özgürlü- ğünü savunan pankart açtıkla- rı için yaka paça derdest edilip hiçbir suçluyu elinden kaçır- mayan; çeteleşmenin, kiıien- menin semtine bile uğramadı- ğı polislerce yaratılan bir dizi kanıtla ek suçlan ve gizli örgüt ilişkileri sabit olan ve 15'er, 20'şer yıl hapse mahkûm edi- lerek hak ettikleri cezalan bu- lan o rezilleri... • • • Zarf postadan çıktı. Zarftan mektup değil, şiir çıktı. "SevgilıAydın Ağabey" diye başlıyor Ardından satırlar, sa- tırlar, satırlar... Yakını yok. Ya- karı yok. Sinmişliğin, ürkmüş- lüğün izi, iması yok. Dahası öf- keden, hınçtan abuk sabuk ıdeolojik çizgilere savrulmuş- luğun belirtisi yok. Okuyun şu alıntıları, siz de tanık olun: "...gündüzleri biz- den çalamadıklan gökyüzünün mavisini, geceleri bulduğumuz tüm yıldızlan işliyoruz yüreği- mize. Düşlemek yürek işi çün- kü Görünmeyen duvaria- nn hepsine en insanca duygu- lanmızla, en isyankâr düşün- celerimizin coşkusuyla karşı duruyorduk. Fermana karşı üniversitelerimizi savunuyor- duk. Şimdi burada gerçek du- variann soluğuyla tutuştuğu- muz kavgada mapushanenin kuytuluklanna yeni renkler konduruyoruz Hayat da- ha çok ayrıntının işlenmesiyle renklendirilebilir, çoğaltılabilir. Amfilerde öğrendiklerimizi an- lamlı kılan bir öğrencilik yapı- yoruz şimdi. Acemi çocuk gü- lüşlerimizin başlattığı isyanı nı- humuzun öğrendiklenyle ço- ğaltıyoruz Hasan Ocaklar, Metin Göktepeler, oyuncağı bomba olan çocuklar varken yaşamımızda, ülkemiz ve üni- versitelerimiz pervasızca satı- lırken 'şerefli' katiller Merce- deslerte gezerken iş miydi bi- zim sokaklara çıkıp 'parasız bi- limsel eğitim, eşitlik, özgürlük, banş' diye bağırmamız? Evet, işti! Ve doğnı iş olmaya devam edecek..... Burada gökyüzünü boyuyoruz ve biliyoruz dışan- da da gökyüzü boyanıyor..." Oturup paşa paşa okumak, etliye sütlüye karışmadan "mühendis, doktor, işletmeci, finans danışmanı çıkmak" var- ken mapuslara düşüp gökyü- zü boyayan bu aylak delikanlı- ların yanına bildiğiniz gibi bir "usta boyacı" yolladık. Çankı- n E Tipi Cezaevi'nin 16. koğu- şunda gökyüzünü daha usta işi bir maviyle boyuyoriar şim- di... Usta'yla çıraklarına şu canı fena halde sıkılan, keyfi kaçık, cigarayı cigaraya ekleyen, kah- veyi konyağa katık eden gaze- tecinin de bir mektubu var. POIİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Suskunluk... Gözlennde bir hüzün vardı besbelli... Bir terk edilişin, yalnızhğın asılı kalan fotoğrafı. Suskunluğu bir özlemin buğulu camlara yansıyan kaçışı... Kendi içindeki o fırtına, yağmuriu sabahlarda bel- ki de daha da yoğunlaşıyor... O kadın soluk almadan aynaya bakıyor... Kadınsı duygulann karmaşasında bir türlü içine sindiremediği terk edilişi, buzullarta örtülü vadinin tenhalığında çocukluğuna ilişkin maceralaria büyü- tüyor... Gece pencerelerinden sızan ışıkta, alaca bir şa- fağı düşlüyordu kadın... Jacques Prevert'ın aydınhğa açılan kapısında şu soruyu yöneltiyordu: "Tann'nın güneşi neden hep zengin mahalleleri- ni aydınlatır?.." Galıba yüreği Venedik'e takılıp kalmıştı, ıslak bir lstanbul sabahında kendi kendine hesaplaşırken... Acaba Brest'e yağmur yağıyor muydu? San Mar- ko Meydanı'ndaki o uzun boylu erkek bir başka ka- dınla mı öpüşüyordu? Artık gözleri çok uzaklardaydı... Bulutlann uçuşmasını bekledi bir süre. İçindeki derin sızı onu bir bilinmeyene sürükledi. Kaçışlann acısıyla kımıldanmadan duruyordu... Dedi ki: "Aşk duygusu sıkıştırdığında yüreğinizi, neyapa- cağınızı şaşınr mısınız?" Paul Eluard'ın dizelerinden çıkıp gelen bir erkek, ona masallar anlatmaya başladı... Birisı ona "Seni öptüğüm zaman gözlerinden" dedi usulca. Sevda kelimeleri o anda renk renk çi- çekleredönüştü... Sahi sevda kelimelen hep çınlçıplak mı dolaşır- dı? Sesini bile unuttuğu sevgili, eskitilmiş, delip ge- çen dipsiz avuntuların içindeydı artık... Tüm tutkular yağmurlu bir günün sabahında gü- neşi arıyordu. Keskın aydınlıklar kurşuni bir havada yokoluyordu... Terk edilen kadın ağlamak istiyor ama ağlayamı- yordu... ••* Onun kirpikleri uzun, bakışlan ise yorgundu... Deniz lacivert bir aydınlıkta paıiıyordu... Balzac'ın bir sözü aklına geldi: "İki aşk vardır: Hükmeden aşk, köieleştirici aşk..." Artık yüreği kar beyazı bir sayfa değildi... Aşk tannsı, öldürücü oklar fırlatan bir nişancı mıy- dı? Bir Akdeniz akşamını düşündü... Nedensiz kav- galan anımsadı... Sabahın en körpe çiçekleri artık gülümsemiyor, sevda şarkılannı söylemiyordu ona... Kurşuni bir küheylan kızışıyordu binicinin öfkesin- de; palmiyeler hüzün yüklü gemileri uğurluyordu... Özgürlük âşığı genç kızlann, delikanlılann avuç- lannda saklanan unutulmuş sevdalar kör bir gülüş- le şimdi onu selamlıyordu... Gözyaşlannda bilınmedik sevdalann umursamaz yakarışları çoğalıyordu... Juana de Ibarbourou'nun "yağmurlu bir gece- de" ruzgâra vermış saçlannda yıldızlan anyor ama bulamıyordu... Bir ses şöyle diyordu: "Yağmur yağıyor, dur, uyuma Dinle rüzgânn dediklerini, Bak ne söylüyor sular, Pencerede ufacık parmaklanyla." Yüreği kulak kesilmiş kadın yerinden kalktı... Dedi ki: 'Yaşamın fırtınalarının dalgalannı gene de ben mühürferim..." Dumanlar içinde mavi olmayı unutan gökyüzü, korkunç dövüşlerin farkında bile değildi... • • • Obirkadındı... Yalnızhğın asılı kalmış fotoğraflarını çoğaltarak kendi kendiyle hesaplaşıyordu... Vladimir Mayakovski'nin kasatura uçlan gibi siv- ri günlerden kalmış yaşantılannı, Luis Aragon'un insanı kahreden ateşinde aradı yağmura aldınş et- meden... Bir aşk melodisi yayıldı, bilinmeyen zamanlar içın- de... Sessizlik bir anda bozuldu ve erkeğin sesi duyul- du: "Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildiğimde I Bü- tün güneşleri pınl pırıl orada gördüm I Orada bü- tün ümitsizliklen bekleyen ölüm I öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde." O biliyordu ki göklerin en mavisi buğdaylann üze- rindeydi... Içi daralıyor, başı dönüyordu kadının... Kırlangıçlar kırmızı çatılann üzerinden havalanı- yordu... Kadının gözleri, biten bir sevdanın alışılmış hüz- nünü çiziyordu... Kadın kuşlara, balıklara, çiçeklere sesleniyordu: "Bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hare- ketsiz; heryerde bırakıp gittin beni gözlerinle; düş- lerin yüreğiyle bırakıp gittin beni; yanm kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin..." E. Posta: Hikmet.Cetinkayam raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 (E ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Fıyat.:500 000TL Cumrturiyet Kftap Kutöbü Çağ Pazariama AŞ. Yerebatan Cad. Salkmsöğüt S(*. No:9/B CağaioğJu-tstanbt* Te»:514 Ot 9&96 Posta çefu «3:666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle