Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKİM 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 15
istanbul
Edırne
_ Y 1 9 Sinop PB 19 Adana PB 24
Y 21 Samsun PB 21 Mersin PB 24
Kocaelı Y 19 Trabzon PB 20 Diyarbakır PB 19
Çanakkale Y 21 Giresun PB 21 Şanlturfa PB 21
izmır
Manısa Y
22 Ankara
~2T Eskışehir
Y 19 Mardin PB 18
18 Siirt PB 20
Aydın Y 24 Konya Y 17 Hakkâri PB 15
Denızlı 20 Sıvas
Zonguldak Y 18 Antalya
PB 15 Van
Y 23 Kars
PB 14
PB 8
Yurdun batı kesımle-
ri çok bulutlu, Mar-
mara, Ege. Batı Ka- oslo
radenız'in batısı, Iç .
Anadolu'nun batısı h e l s l n K I
AV10PA
PB
ile Batı Akdeniz yağ- Stockholm Y
mur yer yer sağanak Londra B 13
yağışlı, dığer yerler Amsterdam
az bulutlu geçecek. Brüksel
Havasıcaktığıbatıda
Y
PB
11
12
bıraz artacak, doğu- R
da değışmeyecek. D O f m
pğ T2
PB 14
Münih
Berlin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
HB
PB
PB
PB
Y
Y
Y
Y
9
11
20
10
14
14
21
21
4 Mılano Y 20
TaşVent
Tahran
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
4
26
23
26
18
25
19
27
Şam PB 24
C T V
^ Parçalı bulutlu i Sıslı k Çok bulutlu ı Yağmurtu Karlı Sulukar ı Gok gürjltülC
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
H Baştarafi 1. Sayfada
nıklan var, ama sanıklardan da öteye önemli tanık-
ları...
Tanıklardan biri; Emniyet Genel Müdürtüğü eski Is-
tihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı.
Son duruşmada "TSK'ye ait yazışmalardan oluşan
50 sayfalık bır dosyayı" mahkemeye veriyor ve şim-
di dikkat buyurunuz:
"50 sayfa tutanndakı bilgi ve belgelerin kendisi-
ne 'posta' ile geldiğini" beyan buyunjyor.
Bu denli basit açıklama bir zamanlar namı istih-
baratçıya çıkmış olan bir eski polise, bürokrata ya-
raşıyor mu?
Üstelik gerçekleri açıklamaktan kaçmaya çalışan
bir insan izlenimi de veriyor.
Eski tanhlerde araştırmacı gazeteciler, sır diye ni-
telenen resmi kimi yazışmalan açıkladıklannda "dev-
letin gizli belgelerini ifşa etmekten" mahkemeye ve-
rilirierdi. O sıralar bu suçlamaylaağır cezalık olan ki-
mi gazeteciler, yayımladıklan belgelerin "postadan
çıktığını" öne sürerierdi.
Tabii inandıncı olamıyorlardı.
Zaman geçti. Basın Ahlak Yasası uyannca artık
mahkemelerde ve savcılıklarda verdığimız ifadeler-
de "belgelerin kaynağını meslek gereği açıklaya-
mayacağımızı" söylemeye başladık.
Böylece gülünç olmaktan da kurtulduk.
Üstelik mahkemenin KKK'ye ait olan 50 sayfalık
belgelerin "postadan çıkageldiğine" inandığını var-
sayabilır miyiz?
Bir diğer olay, hükümet içinde enerji darboğazıy-
la başlayan kavga.
Enerji kısıtlamalarının başlayacağını Başbakan
Yılmaz söylüyor. Gökova'yı hizmete sokmaya kim
karşı çıkıyor? Özal döneminde Gökova'ya evet di-
yen bugünkü Çevre Bakanımız Imren Aykut. Gö-
kova'nın hizmete girmesini Imren'e karşı savunma
göreviyse Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e düşü-
yor.
Hükümet içinde çözüm yerine kavga başlıyor.
Ne hazin!
Geçer mi geçmez mi?
Oysa asıl sorun başka: Rakamlı makamlı bütün
uyarılara karşın ülkenin enerji darboğazına girmesi-
ne -bilınçlı olarak- yol açanlara ne yapılıyor? Hiç!
Devlet hızmetınde "ihmal" suç değil mı?
Bir kerecik olsun, ama bir kerre: Örneğın enerji gi-
bi bir sorunda yıllardır ihmali görülenleri Yüce Di-
van'a gönderebilsek...
, Çağdaşlığa uzanan yolun dörtte birini geçmiş ola-
; cağız.
Daha, daha... Batı'da, Doğu'da aydın çevrelerin
ayağa kalktığı şu gunlerde Başbakan Yılmaz'ın son
açıklamalarından sonra Eşber Yağmurdereli için
CHP'nin hazırladığı af yasa önerisinin akıbeti ne
-oluf? Yarntlamakta zortuk çekmeyeceksiniz. Çünkü
Başbakan Diyarbakır'a gıderken uçakta bir yığın
medya mensubu arasından bu hafta "seçtıği üç dört
gazeteciye" bakınız ne diyor:
"Bu olayı doğru koymak lazım. Yağmurdereli geç-
mişte terörsuçundan mahkûm olmuş. Infazdan ya-
rartanıp şartlı tahliye olmuş. Ancak tekrardan aynı
suçu ışlemiş.
fşlediği suç bir fıkir suçu da değil. Teröriste kah-
raman, onlarla mücadele eden güvenlik güçlerimi-
ze ve askerlerimize işgalci kuvvetler diyor. Böyle bir
beyan fıkir suçu olamaz.
Durum bu olmasına rağmen biz iki gözü âmâ bi-
rinin cezaevinde kalmasını yine arzulamayız. İnsan
olarak onun serbest kalmasını isteriz.
Bunu Sayın Cumhurbaşkanı ve diğeryetkililer de
söylüyor. Ama adamın serbest bırakılması için 'piş-
manım' deyip af talep etmesı lazım. Adam böyle bir
talepte bulunmamak için direniyor.
Dahası, adeta meydan okuyor ve kışkırtıcılık ya-
pıyor. 'Ben buradayım, polis gelsin beni yakalasın'
diyor.
Bu olay hakkında bizi eleştirenler bütün bunlan
dikkate almak durumundadırlar."
Eğri oturup doğru konuşalım. Meclis'in yapısal
bünyesi, hele terör-af ilişkilerindeki tutumu biliniyor.
Başbakan Yılmaz CHP'nin af girişimine karşı olan-
lara, doğru olanlan söylediğini ifade ederek karşı
gerekçeyi daha bugünden veriyor.
Başbakan böyle konuştuktan sonra Batı'nın göz-
de konusu "düşünce suçları" yasası ile Yağmurde-
reli affı TBMM'den geçer mı geçmez mı?
Varın sizin hesap edin!
Avrupa Birliği'nde
Türldye tartışması
LÜKSEMBURG(AA)-
Avrupa Birliği (AB) üyesi
15 ülkenin dışışleri bakan-
lan, biriığın genişleme sü-
reci ve aday ülkelerin be-
lirlenmesı konusunda uz-
laşma sağlamak amacıyla
dün Lüksemburg'da bır
araya geldi. Toplantıda
Fransa'nın, aralarında Tür-
kıye'nin de bulurtduğu tüm
aday ülkelenn. 15 AB ül-
keshle düzenlı olarak bır
araya gelmelenni ve bılgı-
lendirilmeleri amacıyla sü-
rekli Avrupa konferansı
düzenlenmesını önermesı
tartışmalara neden oldu.
AB Dönem Başkanı
Lüksemburg'un Dışişleri
Bakanı Jacques Poos top-
lantıda genel bır uzlaşmaz-
lık bulunduğunu belirtir-
ken Türkiye'nın sürekli
Avrupa konferansına katıl-
masına ıtirazlar olduğunu
bildirdi.
Konsey'de AB'nin ge-
nişleme sürecı ile ilgilı si-
yasi sorunlan ele aldıklan-
nı belirten Poos. gelecek
haftalarda Türkıye ile 3
önemli temaslan olacağını
kaydetti. Sorunlara AB
Zırvesı'nden önce çözüm
bulmayı umduklannı söy-
leyen Poos, Türkıye ile ya-
pılacak temaslarda Anka-
ra'ya aktanlacak mesajlar
konusunda da bir uzlaşma
sağlanamadığını belirtti.
Lüksemburg'da çeşitlı
delegasyon kaynaklan,
Türkiye'nın sürekli Avru-
pa konferansına katılımı-
na. Yunanistan ve Alman-
ya'nın karşı çıktığını be-
İirttıler. Türkiye'nin sürek-
li Avrupa konferansına ka-
tılımına karşı olduklanmn
söylenemeyeceğini belir-
ten Almanya Dışişleri Ba-
kanı Klaus Kinkel. bu kon-
feransm niteliklerinin dahi
bilinmediğini anlattı. Kin-
kel, "Türkiye için özel bir
yol bulmalıyız. Içeride tut-
mamız lazım. Bi/ MEDA
ve mali işbirliğiııin serbest
bırakılmasını önerdik.
'Gümrük birliği +' formü-
lü verimli olur" dedi.
Kinkel, bır eazetecinin
"15+11+1" formülünün
benimsenmesı halinde.
Türkiye'nın kendisini di-
ğer aday ülkelerle aynı ko-
numda göreceğıni söyle-
mesi üzerine. bu tür bir al-
gılamanın yanlış olacağı
yanıtını vererek "Türkiye
farklı ve diğer adaylardan
mesafeli bir ülke" ıfadele-
rinı kullandı.
Çözüm verimli ve temiz enerji
• Baştarafi 1. Sayfada
sadece GAP projesinin yıllık hid-
roelektrik enerji üretim potansiye-
li Avrupa'nın toplam potansiyeli-
nin yüzde 3.5'i seviyesınde oldu-
ğu kaydediliyor. lnşaat halindeki
30 adet, kurulu gücü 3 bin 252 me-
gavat olan hidroelektrik santralı-
nın tamamlanmasıyla ortalama yıl-
lık üretimin 10 milyon 302 bin me-
gavatsaat artarak potansiyelin an-
cak yüzde 37'sinin değerlendiril-
miş olacagı belirtihyor. Potansiye-
lin tamamının değerlendirilebil-
mesi için ise 381 hidroelektrik
santral daha yapılması gerekiyor.
Kendi özkaynaklanmızla enerji
açiğımız rahatlıkla giderilebilecek-
ken, hükümetlerin nükleer santral
yaptmındaki ısrarlan, meslek ör-
gütleri ve bilim çevrelerinde ulus-
lararası lobilerin baskısı sonucu
yapılan 'politik tercüV olarak de-
ğerlendıriliyor. TMMOB Mete-
oroloji Mühendısleri Odası'ndan
İsmail Küçük'ün hazırladığı rapo-
ra göre. inşaatı devam eden hidro-
elektrik santrallar tamamlandığın-
da 11 bin 775.7 megavatt güçte 41
milyon 768 bin megavatsaatlık
enerji üretmek mümkün olabile-
cek.
Maden Mühendisi Ömer Ün-
ver'in 'TermikKaynaklar' adlı ça-
lışmasına göre kömür ile çalışan
termik santrallar. ortalama yüzde
56.6 oranında verimsiz çalışıyor.
Ünver, 13 termik santralın toplam
gücü 2 bin 500 megavatt ve yıllık
üretim kapasitesi 16.3 milyon me-
gavatsaat olan termik santrallann
acilen inşası, aynca kömür ile ça-
lışan mevcut santrallardan sağla-
nacak verim artışı ile yılda toplam
33 milyon megavatsaat ek üretim
yapılabileceğini, bu değerin Türki-
ye'deki elektrik üretiminin üçte bi-
ri olduğunu belirtiyor.
TMMOB'nin 'UlusalEnejjiPo-
ütikası' konulu araştırmasında,
Türkiye'de sıcaklığı 102 dereceyi
bulan 900'ün üzerinde sıcak su
kaynağı bulunuyor. Jeotermal
enerji tüketıminin yüzde 87'sinin
ısıtma amaçlı olduğu ve sahalann
yüzde 95'inin ısıtmacılığa uygun
sahalar olduğu. ancak Türkiye'de-
ki mevcut jeotermal enerjinin he-
nüz onda bırinin kullanıldığı kay-
dediliyor.
Alternatif enerjiler dikkate abrunadı
Haber Merkezi - Gülnur
Şenocak'ın başkanı olduğu
alternatif enerjıyle ilgili ça-
lışmalar yapan daıre kapatıl-
mayıp hazırlanan raporlara
bir göz atılsaydı bugün belki
de nükleer santral tartışması
gündemimizden çıkmış ola-
caktı. Şenocak'ın hazırladığı
üstelik kendi kurumunun
dergilerinde yayımladığı al-
tematif enerjideki durumu-
muz ve nelerin yapılması ge-
rektiği şöyie sıralanıyor:
Su enerjisi:
Özellikle planlı kalkınma
dönemıne ginldıği yıllarda,
elektnk eldesi amaçlı kulla-
nım için yurdumuzun küçük
su potansiyelinın saptanma-
sı \ e değerlendırilmesi uzun
yıllar kalkınma programla-
nnda ve icra planlannda yer
almış. bu konuda basanlı ça-
lışmalar yürütülmüstür. An-
cak daha sonralan, kalkınma
planlanmızda küçük su po-
tansıyeliyle ilgili tedbirler
nispeten gözardı edilmış ve
bu potansiyelin enerji üreti-
mımizdekı yeri giderek yok
olmaya başlamıştır. Nitekim
şu anda elektrik dağıtım mü-
esseselerinin elinde olup ça-
lışmayan 12.3 mw'lık su
santralı bulunmaktadır. Ça-
hşmayan bu santrallann yıl-
lık toplam proje üretim ka-
pasitesi 56.918.620 kvvh'dır.
Bu. ülkemizde kışi başma 1
kvvh civannda bir üretim ar-
tışı anlamına gelmektedir.
Çalışmayan küçük su sant-
rallanmızın çalışnıama ne-
denleri saptanmalı ve rehabi-
lıtasyonu ile bunun yanısıra
henüz yeterince değerlendı-
rilmemiş küçük su potansı-
yelimiz ivedilikle değerlen-
dirilmeli, böylece bugüne ka-
dar henüz gerçek anlamda
sahıplenilmemiş olan küçük
su potansiyelimiz sahiplenil-
melıdir.
Rözgâr enerjisi:
Ülkemızın elektrik enerji-
sı amaçlı rüzgâr potansiyeli
henüz sağlıklı olarak saptan-
mamış olmakla beTaber Çev-
re Bakanlığı Dev let Meteoro-
lojı Genel Müdürlüğü'nün
klimatik amaçlı verilerinden
hareketle, Elektnk Işleri Etüd
Idaresi, TtfBtTAK. Marma-
ra Bilimsel ve Endüstriyel
Araştırma Merkezi gibi ku-
ruluşlartarafindan yürütülen
çalışmalar yoluyla yöresel
sonuçlar alınmış bulunmak-
tadır. Ülkemizde rüzgârener-
jisine ilişkin çalışmalarda bü-
yük bir birikim sağlanmış ol-
masına karşın bu büyük biri-
kim, ne yazık ki devlet eliy-
le uygulamaya geçırileme-
miştir. Yapılacak ilk iş, en
azından Türkiye Enerji Mas-
ter Planı Tasansı'nda yer alan
tedbirlerin ivedilikle yaşama
geçırilmesi olmalıdır.
Güneş enerjisi:
Dünyaya yansıyan bir yı1-
lık güneş enerjisi, dünvadaki
çıkanlabılir fosil yakıt re-
zervlerirun tamamının ener-
jisinın yaklaşık 15-20 katına
eşdeğerdir. Ülkemizde ise
elektnk enerjisi amaçlı teorik
güneş enerjisi potansiyeli 8.8
milyon TEP'tir. Bu potansi-
yelin elektrik enerjisine dö-
nüştürülen kısmı ne yazık ki
halaar-ge niteliğindedir. Oy-
sa ar-ge kuruluşlanmızda ya-
pılan araştırmalar. özelliİde
güneş pillen konusunda seri
imalata geçilebılecek duru-
ma gelindiğini göstermekte-
dir... Bukaynaktanyararlan-
mak üzere gerekli girişimler
desteklenmelı. her türlü yer-
li gelişmış mamulün satın alı-
nabilmesınde destek sağlan-
malıdır.
Jeotermal enerji:
Bugün Türkiye'de jeoter-
mal enerjıden elektnk enerji-
si eldesi için kullanılan tek-
noloji: sıcaklığı 180 derece-
nin üzennde olan sahalar için
geçerlidir. Birjeotermik sant-
ralın tesis süresı ile maliyeti-
nin kömür ve su kaynaklı
santrallara göre daha düşük
olması. bu kaynağın değer-
lendirilmesinde ana tercıh
nedenlerinı oluşturmaktadır.
BKoküÜe enerjisi:
Yapılan araştırmalar so-
nucunda, ülkemizde hay\ an-
sal dışkı orijınlı biyokütle
enerjisi potansıyelinden 2.8-
3.9 milyar metreküp biyogaz
Nüideercüerin çifte standardı
üMJrroTAN
Türkiye'nin de aralannda bulundu-
ğu gelişmekte olan ya da geri kalmış
birçok ülkede nükleer santral kurmaya
çalışan gelişmış Batı ülkelen, alterna-
tif enerji "kaynaklannı geJeceğin umu-
du olarak görüyor. Başta ABD olmak
üzere birçok ülke, alternatifenerji kay-
naklan için yatrnmlara destek verirken
Türkiye'de 1993 yılında TEK'e bağlı
olarak kurulan Yeni ve Yenilenebilir
Enerji Kaynaklan Müdürlüğü aradan
iki yıl geçmeden sessiz sedasız kapa-
tıldı.
Yıllardır nükleer santral deyip baş-
ka söz etmeyen yetkililer eskimiş na-
kil hatlannda kaybolan elektriği gör-
mezden gelip enerji darboğazı masal-
lanylakamuoyunuyanıltıpelektrikke-
sintisi korkusu yaratırlarken alternatif
enerji kaynaklanyla ilgili yaklaşımla-
n da hep tebessümle karşıladdar. Oy-
sa bizim de suyumuz, güneşimiz, rüz-
gânmız var, Üstelik bu enerji kaynak-
lanmızla ilgili verilerin büyük çoğun-
luğu devlet kurumlannın dosyalan ara-
sında ve öylece duruyor. Devlet Su Iş-
leri Genel Müdürlüğü ile Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanlığı'nın resmi ra-
porlanna göre Türkiye'nin 350-400
milyar kwh/yıl hidroelektrik poJansiye-
lı var.
Türkiye, güneşi yüzde 90 eğimle
alabilen şanslı ülkelerdenbin. tTÜ Fen
Bilimleri Enstitüsü, TÜBtTAK ve çe-
şitli kuruluşlann çıkardıklan Türki-
ye'nin rüzgâr haritasına göre rüzgâr
verimi, yılda 2000 saat olarak hesap-
lanıyor. Rüzgâr alan bölgelere tamamı
yerli malzemeyle kurulacak olan rüz-
gâr türbinleriyle yılda 60.000 mw'lık
birpotansiyel sağlanacağı da somutbi-
çimde ortaya çıkanlıyor. OECD'nin ra-
poruna göre 80 milyon ton çiftlik güb-
resi, tarun ve orman aüklanyla Türki-
ye, biyomas enerji potansiyeli bakı-
nundan dünyanın en zengin ülkelerin-
den biri olarak görülüyor. Gelişmiş ül-
kelerin gördüğünü bizim yetkililerimiz
inatla görmezden gelip "ille de nükle-
ersantral" derken bize nükleer satmak
ısteyen ülkeler başta olmak üzere Ba-
tı'da alternatif enerji kaynaklanna yö-
neliş büyük hızla sürüyor. ABD'nin
1980-87 yıllannda kurduğujeotermal,
rüzgâr ve güneş birimleri 12.457 mw
enerji sağhyor. Bu rakam 14 adet nük-
leer santrala eşdeğer enerji kapasite-
sinde. ABD'de 2010 yüına kadar bir
milyon eve güneş elektriği panelleri ta-
kılacak.
ABD 1989 yılında yenilenebilir
enerji kaynaklanndan yararlanarak
petrol ithalatının yüzde 34'ünüoluştu-
ran 1 milyar 175 milyon 500 bin varil
petrol almaktan kurtuldu. Yalnız Kali-
forniya eyaletindeki 16 bin 661 rüzgâr
türbini 1.437 mw elektrik üretimiyle
ülkemizi zehirleyen Yatağan ve Yeni-
köy termik santrallanndan çok daha
fazla elektrik üretti. ABD 40 yıl için-
de kullanacagı enerjinin üçte ikisini ye-
nilenebilir kaynaklardan sağlamak
üzere planlama ve yatınm yapıyor.
Atatürk'ün
sevdiği
türküler
Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği
türküler, O'nu anlatan şiiıier
Cumhuriyet'in 74. yıh nedeniyle bir
kez daha sunuldu. 29 Ekinı
etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen
'Mustafa Kemal türkülerim' şiirsel
etkinliği Kadıköy Beledivesi Kiiltür
ve Sanat Merkezi'nde yapıldı. Tanju
.\kerman. Aytûl Dinler ve Nurcan
Çeiik'in Âtatürk ile ilgili şiirleri
okuduğu etkinliğin müziklerini
Hakkı Çopuroğju gerçekleştirdi.
Resitalde, Cumhuriyetten bugüne
kadar geçen zaman diliminin
anlatüdığı bir multh izyon gösterisi de
yer akü. (SAADET USLU)
KızılayMa
6
Halk Balosu'na RP engeK
• Baştarafi 1. Sayfada
Anakent Belediye Meclisi'nin "Kızı-
lay'da şolcn düzenleneceği'" gerekçe-
siyle getirdiği yasağı "karamizah ör-
neğj" olarak değerlendirdi.
Kendilerinin programı kesinleş-
mişken engellenmek istendiklerini
belirten Çankaya Belediye Başkanı
Doğan Taşdelen, "Ulusal bayTamımı-
n kutluyoruz diye. kim hakkımızda
suç duyurusunda bulunacaksa bu-
yursunbulunsun" diye konuştu. Kut-
lamalann Kızılay'da mutlaka yapıla-
cağını belirten Taşdelen, tüm Anka-
ra halkını beklediklerini kaydetti.
Şenlikler için yasal başvurunun 6
ay önce yapıldığını ve valilikten izin
alındığını belirten Çankaya Belediye
Başkanı Doğan Taşdelen, "Bugüne
değin akıl edilmemiş de dört gün ka-
la ve bizim programımız kesinleşmiş-
ken mi akıllanna gelmiş? Yapılması
gereken şey. dü/enlenmesi bitmiş bir
şenliği saboteetmek değil, yeni bir şen-
Bği başka bir alanda düzenlemektir.
Demokratik olan budur" dedı.
Altınpark'tan saat 18.00'de hareket
edecek "feneralayı"nın Kızılay'agel-
mesi ile başlayacak olan şenliğin su-
numunu tiyatro sanatçısı CüneytTü-
rel yapacak. Taşdelen, sanatçı Kaya-
han tarafından bir konser verileceği-
ni ve havai fişek gösterisiyapılacağı-
nı kaydetti. Taşdelen. "Ozgür 'kı>r
a-
fetlerinizle mutlaka orada olup vals
vapmanızı istijoruz" dedi.
üretılebilecegi anlaşılmakta-
dır. Bu potansiyelin petrol
değeri 1.4-2 milyon ton/yıl.
elektrik enerjisi cinsinden de-
ğeri ise 24.5 milyon kvvh'dir.
Sadece hayvansal atık kö-
kenli biyogaz potansiyelinın
değerlendırilmesıyle toplam
ülke enerji tüketiminin yak-
laşık yüzde 5'i karşılanabile-
cektir. Kırsal kesimde hay-
van dışkılan, kentsel kesim-
de ise insan dışkılanran bi-
yogaz enerjisine dönüştürü-
lerek, bu enerjınin de elektrik
üretiminde kullanılması. sek-
töre dikkate değer ölçüde
katkı sağlayacaktır. Ancak
kalkınma planlanmızda yer
aldığı halde biyogaz eldesi
için yapılan çalışmalar ne ya-
zık kı pılot uygulamalardan
ve ünıversıtelenmizdeki kı-
sıtlı olanaklarla yapılan ça-
lışmalardan öteye gideme-
miştir.
Kan atık enerjisi:
Elektrik enerjisi eldesinde
yakıt olarak kullanılacak en
düşük çöp miktarı 300
tonygün olarak hesaplanmış-
' t»r Buna göre en kötü -tah* •
minle 6 ıl merkezimizde çöp
santralı kurulmasına olanak
verecek mıktarda çöpe sahip
olduğumuz görülmektedır.
Bu illerimiz tstanbul. An-
kara, İzmır, Adana, Bursa ve
Gazıantep'tir. Kuzey ülkele-
riyle kimi güney ülkelerinde
çöp, kazaruma girecek nıte-
likteki maddelerin geri kaza-
nımının yanı sıra içindeki ya-
nıcı maddelenn modern te-
sıslerde yakılarak elektrik
enerjisi veya termik enerji el-
desinde yakıt olarak kullanıl-
maktadır.
Dahası. \ akma ışleminden
arta kalan kül de briket yapı-
mında değerlendirilmektedir.
Böylece kentlerde temız
ve sağlıklı bir görünüm de
sağlanmaktadır. Ancak bu
konu ülkemizde kentlerde en
çok şikâyet edilen konular-
dan biri olmasına rağmen he-
nüz hıçbir kentimiz bu çağ-
daş çözüme kavıışmamıştır.
Oysa çöp. yerli, yenilenebilir
bir kaynak olarak ele alınıp
elektnk enerjisi üretimıne
katkı sağlanmalıdır.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
"Ecel gelmiş cihane, trafık kazası bahane..."
Son olarak Konya-Adana Karayolu'nda meyda-
nagelen kazanın ardından "fraff/cferö/ı;"tanımı da
yetersiz kalıyor.
Bunun adı düpedüz iç savaş...
Savaş sahası, bütün yurt...
Kullanılan silahlar, her türlü araç, alkol, yorgun-
luk, uykusuzluk, dikkatsizlik, ustalık, bütün bunla-
n besleyen eğitimsizlik...
Savaş süresi sınırsız her gün 24 saat...
Dost-düşman, belli değil. Her an herkes olabi-
lir...
Yasasını çıkardık, olmadı. Cezalan arttırdık, ol-
madı...
Ceza, suçu önleseydi, idam her şeye ilaç olur-
du.
Bakanlar Kurulu, bir önceki toplantısında konu-
yu görüştü. Acil müdahale merkezleri açılmasj,
yüksek kurul oluşturulması gibi önlemler günde-
me geldi. Ama sorun bunlarla da çözülecek gibi
değil. Akla gelen çözümlerın tümü, kazanın son-
rasına yönelik. Aslolan öncesi. Yani kazanın olma-
masını sağlamak.
Ne yazık ki pek çok konuya olduğu gibi trafik ka-
zaları sorununun çözümüne de "çarpık" bakıyo-
ruz.
Bir kaza sonrası neler olur, anlatmaya çalışalım.
Öncelikle, kriz merkezi kurulur. En ustaca yap-
tığımız işlerin başında bu geiir. Biz çok iyi kriz mer-
kezi kuranz. Merkezin başında oturanlar da kaza-
nın nedenleri-niçinleriyle değil, nasıl basanlı çalış-
tıklannı anlatırlar. Ekranda boy göstenrler:
"Efendim hemen duruma müdahale edilmiştir.
Ekiplerimiz, yaşamını yitiren yurttaşlan özel so-
ğutmalı araçlarla memleketlerine göndermiştir.
Aynca bir bilgilendirme servisi kurulmuştur. Yara-
lılann durumu yakınlanna anında bildirilmektedir."
Yurttaş hayattayken can güvenliği yoktur ama,
ölünce sapasağlam memleketine gönderilir...
Sonra her kazanın bir kahramanı olur. Biz sorum-
lular aramaya değil, kahramanlar yaratmaya me-
raklıyızdır. En son Konya-Adana Karayolu'nda
meydanagelen kazadada yaşadık. Haber bülten-
leri, otobüs şoförü Muammer Çiçekyurt'un ne
kadar başarıyla kazayı önlemeye çahştığından
dem vuruyordu. Çiçekyurt'un anlattıklan acıklı-gül-
dürüden başka bir şey değil:
"Karşıdan gelen araçla aramızda yüz metre me-
safe kaldığında bizim şeritte olduğunu fark ettim.
Selektör yaparak uyarmak istedim. Olmadı. Ya
uyuyordu ya sarhoştu. Şarampole girmeyi düşün-
düm. Yolculara bir şey olur diye korktum. Sol şe-
ride geçtim. 10-15 metre kala tanker sürücüsü
uyandı. Kendi şeridine geçmek istedi..."
Otobüs sürücüsü, yolcularyarâ ahrdiye korkup,
tümünün yanarak ölmesine neden olacak bir adı-
mı seçmiş.
Hayatta kalan bir-iki yolcu da otobüs sürücüsü-
nün bu başansından söz ediyor.
Çok yönlü soruştumna
Altını çizmeden geçemeyeceğimiz bir başka ba-
şanmız da böylesi olayları "çok yönlü" soruştur-
mamızdır. Ben hiç, tek yönlü soruşturma gömne-
dim. Tümü çok yönlü oluyor. Trafik kazalarından
sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Şevket
Ayaz da kazadan sonra olay yerine geldi. Içimizı
rahatlatan açıklamayı yaptı:
"Olay çok yönlü soruşturuluyor."
Sadece trafik kazası değil, tüm büyük felaketle-
rin önemli bir sonucu da "ucuz atlatılmış" olması-
dır. Biz her felaketi ucuz atlatınz. Örneğin önceki
günkü otobüs-tanker kazası da ucuz atlatıldı. Ya
çarpışma, bir yerleşim yerinden geçerken olsay-
dı...
Trafik kazalannı önlemek için girişilen çabalarda
slogan olarak "Içinizdeki trafik canavannı durdu-
run" denildi. Ama bu yaşama şöyle geçti:
"Içinizdeki trafik canavanyla kudurun..."
Hayatın alabildiğine pahalı, canın yok pahasına
ucuz olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ayırdındayım,
pazar gününe uygun bir yazı değil. Ama çoğu üni-
versite öğrencisi 48 kişinin bir anda yok olduğunu
duyunca...
Tatsız haber almamak için tatsız olaylan ciddiye
almalıyız...
6
Eşber içerde Çeçenler dışarda'
B Baştarafi 1. Sayfada
yolculardan oluşan A\Tasya feribotunu 16
Ocak 1996'dakaçırmışlardı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü V'aleri
Nesteruşkin de "The MOSCOTV Tımes" gaze-
tesıne yaptığı açıklamada, Avrasya fenbotu-
nu kaçıranlann art arda firar etmelerinı şaş-
kınlıkla karşıladıklannı belirterek "Fırarlar
dikkat cekki çünkü o kadar kısa bir dönem-
de gerçekleşti ki bunun rasuann olduğunu
düşünmek gerçekten çok zor" dedı.
Türkiye ve Rusya arasında terörle müca-
deleyi öngören bir anlaşma bulunuyor. Adlı
yardımlaşma anlaşması ise henüz imzalan-
madı. İstanbul DGM. Avrasya feribotunu ka-
çıranlann eylemini terör kapsamından çıka-
rarak adi suç çerçevesinde ceza vermişti.
Kuznetsov, mahkûmlann yan açık ceza-
evınden kaçmalan ile ilgili olarak bu hafta
içinde Dışişleri Bakanlığı nezdinde gayri res-
mi girişimde bulundu. Büyükelçı. Mosko-
va'dan gelecek talimata göre resmi girişim-
de de bulunacağını belirtti.
Eylemcilerin terör suçlusu kapsamından
çıkanlmalan nedeniyle iki ülke arasındaki
terörle mücadele anlaşmasının nasıl ışletile-
ceği konusunda Moskova'dan talimat bekle-
diğini belirten Kuznetsov, şöyle dedi:
"Kaçanlar arasında Çecen asülı bir Rus
vatandaşının bulunması nedeniyle bir girisi-
mimiz olabilir. Mahkûmlann yan açık ceza-
evine konmalan da Uginç. Ancak onlann ka-
çışlannda devletüi parmağı olmayabilir. Av-
rasya feribotu ve Çeçenlere yardım eden sem-
patizanlar olabilir."
Kuznetsov. zengin Hazar havzası petrolle-
rinin Türkiye üzerinden Batı'yapazarlanma-
sını engellemek amacıyla Rusya'nın Karade-
niz'de PKK'yi örgütlediği yolundakı haber-
leri ise "fantezi" olarak nitelendirdi.
SSCB'nin dağılması ile kurulan Sovyet
ardılı cumhuriyetler ile oluşturduğu Bağım-
sız Devletler Topluluğu (BDT) aracılığıyla
Kafkasya ve Orta Asya'da asken. sıyasi ve
ekonomik varlığını meşrulaştırma arayışla-
nnı sürdüren Rusya, bu amaçla Gürcistan
adına Türkiye ile sınır anlaşması yapılması
önerisini yeniden gündeme getirdi.
Rusya. bu yöndeki öneriyi, 9 Ekim tarihin-
de Gürcistan sınırında konuşlu bir MI-8 he-
likopterine Türk sınırlan içine girince ateş
açılması olayını gerekçe göstererek getirdi.
Helıkoptere Türk sınırlan içinde ateş açıl-
ması olayını bakanlığa çağırdığı Türkiye'nin
Rusya Büyükelçisi Bilgin Unan nezdinde
protesto eden Rusya, Türk büyükelçisine,
Türkiye ve Gürcistan arasındaki smırda ko-
nuşlu Rus askerlerinin varlığı nedeniyle, as-
kerlerin davranış ilkelerini belirleyen bir sı-
nır anlaşması yapılması önensıni de getirdi.
Unan ise "Rusya ile kara sınınmız yok,
muhatabunız Gürcistan'dır" diyerek Rus-
ya'nın devletler hukukuna aykın olarak Türk
sınırlanna yeniden yerleşme planını geri çe-
virdi. Gürcistan ve Ermenistan ile yaptığı as-
keri işbirliği anlaşmalan çerçevesinde bu ül-
ke sınırlannda asker ve silah bulunduran
Rusya, Türkiye ile Tiflis ve Erivan adına sı-
nır anlaşması yapılması yolunda 1995 Ma-
yısı'nda da bir öneri getirmişti. Kuznetsov.
Rus helikopterine ateş açılması olayıyla ilgi-
li olarak Cumhuriyet'in sorusu üzerine "Sı-
nırdald makamlar konuyu aralannda görü-
şüpçözmüşlerdi. Ancak olay sonradan basına
sıâdı. (Olayı önce Rus basını duyurmuştu)"
demekle yetindi.