Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 1997 PAZAR
HABERLER
Cumhurbaşkanı Demirel, Eşber Yağmurdereli'nin cezaevinden çıkanlacağı mesajını verdi
6
Af dosyasuıı imzalayacağım'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
DemireL düşünce suçlusu Eşber
Yağmurdereli'nin kendisi kabul
etmese de cezaevinden çıkanlaca-
ğı mesajını verdı. Demirel.u
Af ka-
bule vâbeste (nağlı) değildir. Dos-
ya geldiği zaman ben afhnı imza-
layacağun" dedı.
Işık Hukuk Bürosu avukatlann-
dan. eski Çağdaş Hukukçular Der-
neği (ÇHD) Genel Başkanı Şenal
Sanhan. Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 8. maddesinin l. fıkrası
hükmü uyannca mahkûm edilen-
lerin cezalannın infazının ertelen-
mesini önerdi. Demirel. dün gaze-
tecilerin "Yağmurdereli'nin özel
affı kabul etmeyeceğioe" ilışkin
açıklamalannı anımsatmalan üze-
rine. "Af kabule vâbeste değUdir.
Dosya geldiği zaman ben afnnı im-
zalayacağım. Bekiiyorum, dosya
önüme gelsin" dedı.
Avukat Şenal Sanhan, TB-
MM'de grubu bulunan siyasi par-
tilerin grup başkanlıklanna gön-
derdiğı yasa önerisi taslağında.
düşünceyi açıklama özgürlüğü-
nün önûndeki en büyük engel ola-
rak görülen Terörle Mücadele Ya-
Adalet Bakanlığı'nın TBMM'ye sunulan bütçe tasarısı gerekçesinden
'Yargının yerini çeteler aldı'ANKARA (ANKA) - Susurluk'taki tra-
fik kazası ile devlet içindeki bağlanölan da
ortaya çıkan çetelerin varhğını Adalet Ba-
kanlığı da resmi bir şekilde itiraf etti.
TBMM Başkanlığı'na sunulan Adalet
Bakanhğı 1998 Mali Yılı Bütçe Yasa Ta-
sansı'nın gerekçesinde, "yargının yerini
çetelerin almaya başladığı'" belirtilerek "bu
durum, devletimizin geleceği açıandan teh-
Bkeli bir dunımdur" denıldi.
Tasannın gerekçesinde adalet hizmetle-
rinin etkin. tarafsız ve hızlı bir biçimde da-
ğıtılmastnuı çağdaş devletin gereği oldu-
ğu, Türkiye'nin çağdaşhğı kabul edilmiş
bir hukuk ve yargılama sisteminin kunıl-
ması konusunda yasal düzenlemeleri yo-
ğun bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştığı
anlatıldı. Gerekçede, bu yasalan uygulata-
cak ve düzenin yerleşmesini sağlayacak
yargı teşkilatına yeterli maddi olanak ve
malzeme, araç, gereç saglanamadığı bildi-
rilirken önceki yıllarda ilçe yapılan çok sa-
yıda yerde personel yetersizliği ve maddi
olanaksızhklar nedeniyle adlı teşkilat ku-
rulamadığı belirtildi. Son iki yıldır Adalet
Bakanlığı bütçesüıe konulan ödeneklerin
yetersizliği nedeniyle yargının ciddi so-
runlarla karşı karşıya kaldığı. birçok ilçe-
de duruşmalann yapılamadığı, keşiftere
gidilemediği bildirildi.
sası'nın 8. maddesinin 1. fikrasın-
da şu değişikliğin yapılmasını ön-
gördü:
"25.10.1997 tarihine kadar iş-
lenmiş suçlar nedeniyle 3713 sav>
lı Terörle Mücadele Kanunu'nun
8-1. maddesine göre mahkûm edil-
miş bulunan kimselerin cezalan-
nın infazı (hükmün sonuçlanvla
birttkte) ertelennüştir. Bu suçlar-
dan dolayı halen cezalannı çek-
mekte bulunaıuar hakkında da bi-
rinci fikra hükmü uygulanır. İşle-
nen bu suçlardan dolayı henüz ta-
Idbatageçümemişveyahazırükso-
ruşturmasına girişilmemiş olmak-
la biıükte dava açılmamış veya son
soruşnırma aşamasına geçilmiş ol-
makla birttkte henüz hüküm ku-
rulmamış veya hüküm kesinleş-
memiş ise davanın açıhnası veya
kesin hükme bağianması erteİe-
nir."
ÇHD Genel Başkanı Aydın Er-
dogan dün yaptığı yazıh açıkla-
mada, düşünceyi suç saymanın in-
sanlığa saygısızlık olduğunu belir-
terek "Banlan Cumhurbaşka-
nı'nın af yetkisini kullanmasını is-
tiyor. Eşber,onurlu bir insan ve 'Af
istemiyorum' diyor. Çünkü Eşber.
sonınun kendisinin cezaevinden
kurtulması sorunu obnadığını bi-
liyor" dedi.
Bu arada İnsan Haklan Derne-
ği Izmir Şubesi, Çağdaş Görme-
yenler Demeği ve Çağdaş Özürlü-
ler Yaşam Demeği'nin gırişimi ile
Cumhunyet Alanı'nda bir araya
gelen grup. AvTikat Eşber Yağ-
murdereli'nin derhal serbest bıra-
kılmasını istediler. DİSK Ege Böl-
ge Temsilcisi Musa Çam ve me-
mur sendikalannın temsilcilerinin
de aralannda bulunduğu grup
"Çeteler içeri düşünce suçlulan
dışan" sloganı atarak tepkılerini
dile getirdiler.
'Her türlü
teröre
karşıyız'
ARİFARSLAN
BATMAN - Türkiye Ba-
rolar Bırligi Başkanı Prof.
Dr. Eralp Ozgen, birkaç yıl
önce "terör kenti" olarak
adlandınlan Batman'da
yaptığı konuşmada. "Bire>-
sel terörün de, örgütsel terö-
rün de, devlet teröriinün de
karşısındayız. Biz sorunla-
nn hukuk düzeni içinde çö-
zülmesinden yanayız. Her
türlü terörii reddediyoruz"
dedi. Özgen. terör fiıli ile
düşünce açıklama özgürlü-
ğünün btrbirinden kesin
olarak aynlması gerektiğini
vurgularken de avukat-ya-
zar Eşber Yağmurdereli'nin
hapse atılmasına neden olan
Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 8. maddesinin yüriir-
lükten kaldınlması gerekti-
ğini savundu.
Belediye konferans salo-
nunda düzenlenen TBB'nin
toplantısına Bingöl. Mar-
dın. Van, Elazığ. Diyarbakır
ve Adıyaman baro başkan-
lan ile Batman Vali Yardım-
cısı Mehmet Ceytan, Bele-
diye Başkanı Salih Yıkb-
nm, Cumhuriyet Başsavcı-
sı İlhan Aras ve bazı yar-
gıçla4 katıldı.
Toplantının açılışını ya-
pan Barman Baro Başkanı
avukat M. Sabih Ataç, ılk
kez Batman'da Barolar Bir-
liği toplantısı yapmanın se-
vincinı yaşadıklannı belirt-
ti ve "Ûlkemizin ve bölge-
mizin sorunlannı tarnşır-
ken hiçbir zaman adaleti
idrleten, yoziaştıran bir tar-
tışma olmayacaknr" dıye
konuştu.
OBO Engin
Gemi
anlaşmazlığı
sürüyor
Haber Merkezi - Vakıf
Deniz Kiralama ile Ermar
Deniz Taşımacılığı AŞ ara-
sındaki 'OBO Engin' ge-
misi anlaşmazlığı sürüyor.
Ermar Deniz Taşımacı-
lığı AŞ yaptığı açıklama-
da, Vakıf Deniz Finansal
Kiralama AŞ Genel Mü-
dürü Adnan Taşpuıar'ı ya-
lanlayarak 'OBO Engin'
gemisini Mısırlı yetkilile-
rin kaçırdığını iddia etti.
Geminin Mısır'dan aynl-
maması için mahkeme ka-
ran getıren görevlilerin.
zorla gemide tutulduğu be-
lirtilen Ermar Deniz Taşı-
macılığı AŞ açıklamasın-
da "Taşpuıar'ı istcdiği yer-
de basın önünde tarnşma-
ya, istediği televizyon kana-
Imda açıkoturuma davet
ediyoruz" denildi.
Taşpınar, önceki gün
yaptığı açıklamada Mısır-
lı yetkililerin uluslararası
sularda gemiye çıktıkJannı
belirtmiş ve hava koşulla-
nndan ötürü gemide kal-
mayı tercih ettiklerini bil-
dirmişti.
Yağmura çamura karşın eylem
Gözaltında kayıplar ile faüi meçhul cinayetlerin son bulmasını
isteyen aileler yağmura ve soğuğa rağmen dün 128. kez
Galatasaray Lisesi önünde toplandüar. "Hepimiz ka\ ıp anasu
tutsak yakınıyız" yazıü pankartın açıldıgı eylemde kayıp şakınlan
her hafta olduğu gibi bir süre sessizce orurdular. Daha sonra
yapılan açıklamada, geçen hafta iki yıldır kayıp olan Düzgün
lekin ile Van Başkak'deki dört köylünün kayboluşunun ikinci
yıldönümü olduğuna dikkat çekildi. Düzgün Tekin'in 27 Ekim
1995 tarihinde İstanbul'da kaybolduğunu beh'rten kayıp
yakuılan, bir süre sonra kendilerine telefon açan kimliği beürsiz
bir kişinin Tekin'i poiisin gözalbna aldığı ihbaruu yapdğını ifade
ettfler. Aileler, cezae\inde öldürülen bir itirafçının da Tekin'in
Edirne yakmlanndaki Çadırkent'e gömüldüğünü söylediğini
anımsartılar. Tekin'in ailesinin dün çocuklannın mezannı
aramak için Edirne yakınlanna gittiği bildirildi. Kayıp yakınlan
15 Ekim 1995 tarihinde Van'ın Başkale ilçesi Aydemir köyünde
kaybolan Mehmet Emin Yılmaz, Haydar V'ılmaz, Besir Sayın ve
Yusuf Ertaş'm da kayboluşunun üzerinden iki yıl geçtiğine dikkat
çektiler. Köylülerin. dört kişinin jandarma tarafından gözaltına
alındığını söylediklerini vurgulayan kayıp yakuılan, tüm
aramalann sonuçsuz kaldığuu ifade ettiler.
(Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
ATİLA SAV
kanımım
yasakladığı
eylemde
bulunuyor'
A>fKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Atila Sav, RP-
Kanal 7-RPTi belediyeler
üçgeni arasındaki ilişkilerin
çözülmesiyle, hukuk
kurallannın ve yasalann
çiğnendiğinin gözler önüne
serildiğini söyledi. Şav, "RP-
Kanal 7 üişkisi siyasakür ve RP,
kanunun açıkça yasak ettiği bir
eylemde bulunmaktadır" dedi.
Partisinin genel merkezinde
düzenlediği basm toplantısına
Konya-Adana Karayolu'nda
meydana gelen kazadan
duyduğu üzüntüyü dile
getirerek başlayan Sav, RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan'ın cihat için yardım
çağnsında bulunduğu
konuşmayla RP'nin gerçek
yüzünün ortaya çıktığını
söyledi. "RP çırpındıkça
batoyor" diyen Sav, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Kanal 7 dosyası açıldıkça,
ortaklar beürdikçe, parti
örgütünün ve partili belediye
yönetimlerinin cihada (din
adına sa\aş) katkı amacıyla
Kanal 7'yi besleyip büyüttükleri
gün ışığuıa çıkmaktadir. Bu
tkari ilişkiler siyasaldır. RP,
Radyo ve Tele\izyonlann
Kuruluş ve Yaymlan
Hakkındaki Kanun'un açıkça
yasak ettiği bir eylemde
bulunmaktadır."
Erbakan'ın, "cihat içm" bir
televizyon kanalının önemini
anlatarâkbükanaia ( ",
: n
' '
yardımın mananlann "Q-« ''
r
'
borcu olduğunu
söylediğini belirten Sav. "Bu
yardımın hem bu dünya. hem
öbür dünya için inananlara
şefaat edeceğini söylüyor. Bu
anlayış. dini siyasal amaçiara
alet etmektir" dedi. Sav, bir
soru üzerine, radyo-TV
yayıncılığında tarafsızlık
ilkesinin esas olduğunu
belirterek. "Dünyanm hiçbir
yerinde siyasi partilere
televizyon kurma izni yasal
olarak verilmez" dedi.
DSP'de mıılıaliflere istifa çağrısı
Kadmlardan aile içi
şiddete karşı eylem
İstanbul Haber Servisi - Çeşitli kadm platformlanna
üye bir grup kadın "Aflenin korunmasına dair"
yasanm 25 Kasım'daki "liuslararası kadına yönefik
şiddete son günü"nden önce çıkanlmasını ıstedi. 8
Mart Kadm Platformu, Evde Çahşan Kadınlann
Örgütlenme Girişimi, Feminist Kadm Çevresi,
Jiyan Kadm Kültürevi, Jujin, Kürt Kadav, Mor Çatı
ve Özgür Kadm Derneği, aile içi şiddeti önlemek
amacıyla hazırlanan tasannın tanıtımı için bir
kampanya başlattı. 8 kadın örgütü adına Bakırköy
Özgürlük Meydanı'nda bir açıklama yapan
Meryem Turan, yasa tasansının komisyonlarda son
biçimini almasına ve Meclis'e sunulmastna karşın
son anda geri çekildiğini belirtti.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-DSP
yönetimi,
CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'ı zi-
yaret ederek solda birlik için
nabız yoklayan milletvekil-
lerine il başkanlan aracılı-
ğıyla istifa çağnsı yaptı.
DSP Ankara II Başkanı
Hüseyin Volkan, İstanbul tl
Başkanı Mehmet Yüceer ve
Izmir II Başkanı Hayri Diri,
düzenledikleri basm toplan-
tısında, İstanbul Milletveki-
li CevdetSehi Denizli Mil-
letvekili Hümi Develi ve
Bursa Milletvekili Yüksel
Aksu ile partiden ihraç edi-
len bazı milletvekillerinin
CHP lideri Baykal 'a yaptık-
lan ziyarete sert tepki gös-
terdiler. Ankara II Başkanı
Volkan, tekrar seçilememe
korkusu taşıdığını ileri sür-
düğü milletvekillerinin, sol-
da birlik çağnsıyla partiye
zarar verdiklerini söyledi.
Genel merkezin, bu millet-
vekillerine karşı alacağı tav-
n ve karan koşulsuz destek-
leyeceklerini bildiren Vol-
kan, şöyle devam etti:
"Bu hareketleri, milletve-
kili seçilememe korkusun-
dan, siyasal gelecelderini gü-
vence amna alma isteklerin-
den kaynaklanmaktadır.
Hayali projelerle ortaya çı-
karak parti bütünlüğünü
bozucu tertiplere ve yöntem-
lere başyuran bu miUetvekD-
lerinin davranışlannı esefk
karşüıyor ve şiddetle kuuyo-
ruz."
Volkan, "sağ partihTer,
sağ partUerte, sol partiMler
sol partilerle hükümet olma-
bdu-" savının, milletin sağ
ve sol kamplara bölünmesi
durumunu da beraberinde
getireceğini savundu. Yüce-
er, DSP'nin büyüyüp geliş-
tiğini ve Türkiye'nin politi-
kalanna yön verir hale gel-
diğini söyledi. Yüceer, şöy-
le konuştu:
"Bu milletvekilleri,
DSP'den aday olduklarmda
partilerini tanımıyorlar mıy-
dı? Amaçlan sadece millet-
vekili olmak ise bu; doğnı-
lukla, dürüstlükle,tutarfa ol-
makla izah edilemez. Amaç-
lan DSP'yi kanştınııak ise
bunu yapmaya güçleri yet-
mez. Parîtünizin çözüm öne-
rilerini beğenmiyvriarsa, ya-
pabilecekleri en dürüst dav-
ranış sekli istifa etmektir."
lzmir II Başkanı Hayri Di-
ri de solda birlik konusun-
da görüşlerini dile getiren
milletvekillerini partiye iha-
net etmekle suçladı. Diri,
"Onurlu olanlara sesleniyo-
ruz: Eğer bir parça etik ku-
rallanna saygmız varsa,
DSP'den de DSP sayesinde
seçildiğiniz makamdan da
istifa edin. O zaman kişittk-
li, samimi ve inandıncı olur-
sunuz" dedi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Oral.Çalışlar^ı raksnet.com.tr
Sosyalistlerin birliği, benim gi-
bi ömrünün yansından çoğunu
bölünmüşlük içinde yaşayan
sosyalistler için ayn bir anlam ta-
şıyor. 1986-1988 yılları arasında
Bursa Özel Tip Cezaevi'nde Eş-
ber Yağmurdereli ile birlikte ya-
tarken birbirimize sö2 vermiştik;
bir birliğin yaratılması için çaba
sarfedecektik.
Ben 1988 Ağustosu'nda Eş-
ber'den önce cezaevinden çık-
tım. Uzun yıllanmı verdiğim siya-
si akım içinde, bir fikir ayrılığı
oluştu. Sosyalistlerin geçmişten
kalan. o çok bildik tartışma yön-
temleriyle gergin ve tatsız bir dö-
nem yaşadıktan sonra, bir grup
arkadaşla birlikte istifa ettik.
"Sosyalist Birlik" adlı aylık bir
dergi çıkardık.
Amacımız, paramparça olmuş
ve önemli darbeler yemiş solun
birliği için çaba sarfetmekti. Ön-
ce "Kuruçeşme Toplantılan" adı
verilen toplantılarda farklı sosya-
listlerle bir araya geldik. Bu sü-
recin sonunda bir kısım sosyalist
ÖDP Kongresi ve Türkiye'nin Sosyalistleri
ortak bir parti kurmaya karar ver-
di. Sadun Aren'in Genel Başka-
nı olduğu bu parti, Sosyalist Bir-
lik Partisi'ydi (SBP).
SBR sosyalistlerin birbölümü-
nü birieştirmişti. Bu arada gele-
neksel yapılarını koruyan bazı
sosyalist gruplar da partiler kur-
dular. Ancak sosyalistlerin
önemli bir ağırlığını oluşturan
Dev-Yol, Kurtuluş gibi gruplar
henüz yasal bir parti içinde yer
almıyoriardı.
Bir süre sonra Kurtuluş, TKEP
geleneği, bazı Troçkist gruplar
ve SBP birleşti. Ortaya Birieşik
Sosyalist Parti (BSP) çıktı. BSP,
bir noktadan sonra önemli sos-
yalist gruplardan biri olan Dev-
YoHa da birlik arayışına girdi.
ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma
Partisi) işte bütün bu sürecin so-
nunda oluştu. Her sosyalist kişi
ve örgüt bu süreçte, kendi için-
de önemli değişimler ve tartış-
malar yaşadı, hesaplaşma içine
girdi. ÖDP kurulduğunda, her-
kesin de bildiği gibi, o kadarfark-
lı çevrelerden gelen sosyalisti
içinde banndınyordu ki haklı ola-
rak geleceği konusunda bazı
şüpheler doğuyordu.
Aradan iki yıla yakın bir zaman
geçti. Aslında aradan 18 yıl geç-
ti demek daha doğru. Çünkü 12
Eylül askeri darbesiyle sosyalist-
ler için yeni bir süreç başlamıştı.
Birçoğu cezaevlerine kapatıldı-
lar. lşkenceler, idamlar, uzun yıl-
lar cezaevinde yaşanan acılar
sonunda sosyalistler, şapkayı
önlerine koydular.
Artık hiçbir şey eskisi gibi de-
ğildi. İşte ÖDP, hiçbir şeyin eskı-
si gibi olmadığını anlayan sosya-
listlerin örgütü. Bu arada Sov-
yetler Biriiği'nin yok olması, bir-
çok sosyalist ülkenin ortadan
kalkması, zaten krizde olan sos-
yalistleri derin düşüncelere sevk
etti.
ÖDP, işte bu düşünen, eşitlik
ve özgürlük idealinden vazgeç-
meyen sosyalistlerin partisi.
Dünyada ve ülkemizde haksızlık
sürüyor. Askeri darbeyle birlikte
ülkedekı gelir dengesi iyice bo-
zuldu. Emekçiler ve çalışanlar
geçmişte kazandıklan birçok
mevziyi kaybettikleri gibi, hakla-
rını arayacak örgütlenmeden
uzak bir noktaya itildiler. Sendi-
kalar, sivil toplum örgütleri delik
deşik edildi.
Askeri darbelerin ürünü yasa-
lar, toplumun büyük çoğunluğu
için yaşamı dayanılmaz hale ge-
tirdi. 12 Eylül sonrası gündemi
belirleyen Kürt sorunu, geçmiş
birçok anlayışı da derinden sars-
tı. Sosyalistler arasında, sosya-
list ülkelere göre şekillenen ayn-
lık artık geride kalmıştı ama Kürt
sorunu dev gibi duruyordu.
Toplumun en duyariı tepkileri-
ni dile getiren sosyalistlerin ço-
ğunluğu, Kürt sorununun eşitii-
ğe ve özgürlüğe dayalı banşçı
çözümünü savunuyor. Bir kısmı
ise geçmişten gelen devletçi an-
layışlann da etkısiyle Türk milli-
yetçiliğine destek veren, Kürtle-
rin haklı taleplerine kulak tıkayan
bir tutum içine giriyor. ÖDP'nin
büyük çoğunluğu Kürt sorunu
konusunda duyariı ve devrimci
bir tutum alıyor.
ÖDP, 2. Kongresi'ni yaparken
umutlu ve sağlıklı mesajlar veri-
yor. Ancak sosyalizmin Türki-
ye'nin ve dünyanın önüne etkili
bir seçenek olarak gelebilmesi
için zamana ihtiyaç olduğu da
biraerçek.
ÖDP, sosyalistlerin önemli bir
kesimini kendi çevresi etrafında
toplamışdurumda. Bunundışın-
da geçmiş gelenekleri sürdür-
mekte karariı, ÖDP'yi beğenme-
yen ve yeterii bulmayan partiler
ve gruplar da var.
Olsun. ÖDP, bu gruplaria iliş-
kilerinde olgun bir tutum alıyor.
Geçmişte yaşanan tatsızlıklar
yaşanmıyor.
ÖDP, Türkiye'nin kazancı.
MÎKRO
DİNÇ TAYANÇ
Düşünce Suçu
Suç ÖzgürlügüGazete'ye bakıyorum; 5 sendikacı, 1 avukat, 4
milletvekili, 11 partili, 6 oyuncu, 1 müzikçi, 5 ya-
zar ve 84 gazeteci "düşünce suçu"ndan içerde...
Demek ki düşünce "suç" oluyoriü
Notlarımı kanştınyorum; Alaeddin Çakıcı'dan
Halil Bezmen'e, Engin Civan'dan Haluk Kır-
cı'ya, Selim Edes'ten Hüseyin Baybaşin'e, "Ve-
şil" namıyla maruf(!) Mahmut Yıldınm'dan Ayşe-
gül Tecimer Hanımefendi(!)'ye, Mehmet Şe-
ner'den Abuzer Uğurlu'ya nice "eylemci", kimi
yurtdışında, kimi yurtiçinde ya haklannda kesinle-
şen para cezalannı ödemek(!) için alın teri(!) dökü-
yor ya yeni bir af yasası bekliyor ya da aranıyor(!)
ama bulunamıyor(ü!)
Demek ki eylem cinayet de olsa, kaçakçılık da
olsa devlet adına(!) tetik çekme kahramanlığı(!) da
"özgürlük" oluyorü! Notlan harmanlamaya girişi-
yorum; Köstebek Davası'ndan İstanbul Bankası
Hortumlaması'na, Susuriuk Muamması'ndan Av-
rasya Gösterisi hükümlülerine, Abdi Ipekçi Su-
ikastı'nın kilit adamlanndan Metin Göktepe Cina-
yeti zanlılarına(!) daha nice bir eylemci de dışar-
larda bir yerierde ellerini kollarını sallaya sallaya
dolanıp dünya nımetlerini katlıyor...
Demek ki eylem mahkemelik de olsa, haklann-
da hüküm kesilmiş de olsa; dokunulmazlıktı, bel-
geydi, kanıttı, zamanaşımıydı, firar ettiydi(!) derken
"suç" dönüp dolaşıp "özgürlük" oluyorü!
Notlann hanmanını karmcikarışık etmeye soyu-
nuyorum; Müslüman Bosnalılar'a yardım takıyye-
si ile toplanan paraları Mercümekleyenlerden
Uğur Mumcu'yu bombalayanlara, şeriat uğruna
cihat çağnsı yapanlardan Örtülü Ödeneği cebel-
lezi edenlere, başbakanlık içinde başbakanlık ya-
ratan kocalardan yurtdışındaki edinimlerinin ne
hesabını ne de vergisini vermeye yanaşan "çirkin
sanşınlara, kışkırtıcılık yapan siyasilerden kenti-
ninyağmurdaboğulmasını "doğalolay" diyekar-
şilayan siyasaî,belediyecil(#ş(i) kim yarsa "|«fpc%j
'
:
Â>(
J
'biteolsa; 'yerliyerinde"... • • • •
Demek kieylem ayyuka çıkmış da olsa, şaibe
olup alınlara yaftalanmış da, soruşturmaya da uğ-
rasa, dava konusu da edilse; korunuyor, kollanı-
yor, örtülüyor ve sonunda suç işleme özgürlügü
"hak" olup çıkıveriyorü!
Çıkıveriyor da, nasıl oluyor da oluyor ve ille de
neden oluyor?
"Bana sağcılar tetik çekiyor dedirtemezsi-
niz"den "Hiç tespih çeken ellerile tetik çeken el-
lerbirolurmu"ya, "Batı demokrasilerinde Hıristi-
yan demokrat partiler oluyor da neden bizde Is-
lamcı parti olmasın "dan "Hoşgörülüyüm, öyley-
se şeriatçılaria da elele veririm'e "kafasızlığı"ey-
lem, eylem de "hak olarak" yerieştirilince oluyor
işte, hem de "böyle" oluyor!
Işi biraz daha kurcalıyor ve Tarih'e bakıyorum.
Tarih Baba, bir çetenin nasıl siyasal partileştiğini,
siyasal partileşmiş çetenin nasıl iktidar olduğunu,
iktidar olmuş çete partisinin de çetebaşının man-
yaklığıyla dünyayı nasıl İkinci Büyük Paylaşım Sa-
vaşı'na sürüklediğini ve de sonunun nasıl geldiği-
ni yazıyor...
Aynı Tarih Baba, bugünlerde kimi siyasal parti-
lerin "siyasetçi-polis-mafya" ilişkileriyle, kimileri-
nin de "köktendinci terör örgütleri vakıflar-bele-
diyeler-medyaÇ.)" zinasıyla anayasayı ayaklar altı-
na aldığını da yazıyor ki çalakalem...
Bakalım; eytemin bu türtüsünün "demokratik"
bir hak, demokrasilerde parti kapatmanın "de-
mokrasiyi çiğnemek" olduğunu da yazacak mı?
Yazarsa yazsın! Yazdıkları bugüne dek kime kaç
yazmış ki, bundan sonrakileri okuyup ders alacak
çıksın!
Ana fikir Suç eylemi "haklaştığında" insanlık
suçuna dönüşür.
Ana fikrin ana fikri: Dışardaki suçluların sayısı,
içerdeki suçsuzların sayısını aşıyorsa yaşasın
düşünce suçu!
Kücükcekmece
Çocuklara işkence
raporla belgelendi
ALPERTURGUT
Sefaköy'de oto hırsızlı-
ğı yaptıklan iddiasıyla gö-
zaltuıa ahnan 6 çocuktan
RG. f 16), Kücükcekmece
Asayiş Büro Amirliği'nde
gördüğü işkenceyi aldığı
doktor raporuyla belgele-
di. B.G., Kücükcekmece
Cumhuriyet Savcılığı'na
verdiği ifadede -Bizlerifa-
lakaya yanrdıktan sonra
coplayan emniyet amiri,
beni makaoma cop sok-
makla tehditetn"'dedi. Ço-
cuklann avukatı Ersin De-
re, işkence yapan emniyet
amiri ve emrindeki polisler
hakkında suç duyurusun-
da bulundu.
Sefaköy'de devriye gö-
revı yapan Kücükcekmece
Asayiş Büro Amirliği
ekipleri, 22 ekim gecesi o-
to teyp hırsızlığı yaptıkla-
n gerekçesiyle 16-17 yaş-
lanndaki 6 çocuğu gözal-
tına aldı.
îstanbul Barosu tarafin-
dan çocuklann avukan ola-
rak görevlendirilen Ersin
Dere, çocuklann, C-
MUK'un 135. maddesi ge-
reği susma hakkını kullan-
mak istemesine rağmen
poiisin işkence yaptığını
öğrendi. Kücükcekmece
Cumhuriyet Savcılığı'na
ifade veren çocuklardan
B.G.. Kücükcekmece Asa-
yiş Büro Amirliği'nde gö-
revli emniyet amirinin
kendilenne işkence yaptı-
ğını belirti. Dere, B.G.'ye
yapılan işkenceyi hastane-
den ahnan 'geçkj rapor' ile
belgelediklenni söyleye-
rek emniyet amiri ile em-
rindeki polisler hakkında
suç duyurusunda bulun-
duklannı belirtti.