05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLUL1996FAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Nükleer santral gelecek için risk' CENGİZ YILDKLM Sor, g\inlerdeki "enerji krtd" sövlemlenyle bıl;kte ülkerriz güfldemıne yerleşen "nükleer santral'* seçeneğınh sorunu ç5z- meyeceği. aks ne gelecek kuşak- lan •'önemli rislJere'' sokacag bel irtüdi Uzrr.an.ira göre bu rQr "knz" söylerrlens.n hemen £r- dından rüklee- Scntralın öne sü- rülrnesı, gelişen çevre bilinci kar- şısında dünyaca i^nz kaian nük- leerteknolojı sektcrünün etkisını taşıyor. İstanbü Te<nik Ünivern- tesi ı İTÜı tnşaı: Fakültesi Hidro- lik Anabıjim Dal. Dğretim üyesı Prof. Dr. İlhan.\va. planlama ve yatınm aşamasırda yapılmıs, önenlı hatalar sonucu bugün çev- reye olan olurr.suzetkıleri nede- niyle Yatağan. Göcova ve Yeni- köy gibi önemli temiksantralla- n n da mahkeme kararlanyla dev- reden çıkma aşamasına geldiğını anımsatarak. "Nıikleer santra) teknolojisinde de tnemli riskJer olduğu bilinmesinc rağmen yine de bu teknolojide ısrar etmeyi kavramak mürakiın değildir" de- di. Bu teknoloj;ninkullanımı za- man ıçinde "zorunluluk" olsabı- le. gelecek kusaklan nsk altına sokmaya gerek olnadıgını vur- gulavan Prof. Avcı.bugünden ve daha uzunca bir süre kullanabüe- ceğimiz v e kendi gücümüzle de- ğerlendirebıleceğimizdoğal kay- naklanmızın bulunduğunu kay- detti. Çevre kirliliği yaratan termik santrallara karşı kamuoyunda oluşan ve giderek yükselen tepki- leri ve enerji krizini gazetemize değerlendiren ITÜ öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Avcı. bugünkü enerji sorununun. "Türkiye'nin sürdürülebilir bir enerji master planıolmamasından~kaynaklan- dığını belirtti. Günümüzde şakı- tı garanti edildiği sürece hem ilk yatınm maliyeti hem de işletme- ye alınabilme süreleri en düşük olan sanrralların doğalgaz sant- ralları olduğunu kaydeden Prof.Dr. Avcı. şöyle devam etti: "Bir kilo\at-saat elektrik ener- jisi iiretimi için doğalgaza dayalı santrallarda 700 dolar, kömüre (linyit) dayah santrallarda 1500, hidrolik santrallarda 1200 ve nük- leer santrallarda ise 2700 dolar düzeyindeyaünm yapmak gerek- mektedir. Buna karşılık kullanı- lan yakıtın işletme maliyeti içinde- ki değeri isegUnümüzdedoğalgaz ve linyite dayalı olanlarda yakJa- şık3 bin TLÂilovat, niikker sant- rallarda ise 1500 dolar kilovatı bulmaktadır. En ucuz işletme ma- liyeti ise hidrolik santrallarda ol- maktadır." TÜRKİYE HİDROELEKTRİK ENERJİ POTANSİYELİ VE GELİŞME DURUMU (DSİ, Hidroelektrik Santral Projelerinin Durumu 1.1995 yılı başı ıtıbanyla ışletmede olan 2 1995 programında olan 2.1 Inşaatı devam eden 2.2 Inşaatına geçıtemeyen AraToplam (2.1+2.2) Ara Toplam fU2) 3. Gelecek yıllar programına teklıf edılecek Top/am Potansiyel HES Adet 99 30 17 47 146 364 510 fl Çalışmayan kûçuk santrallann topiatm guçıen dahil edılmıştır. Toplam Kurulu Gücii MW 9933 (') 3252 3065 6317 16250 19205 35455 C) Ortalama Yıllık Üretimi GWh/yıl 36354 10302 9527 19829 56183 69076 125259 12.3 MWolan kurulu 1996) Yiizde Ardışık Oranı Oran % % 29 29 8 37 8 45 16 45 55 100 100 - Son beş yılda Atatürk Hidro- elektrik Santralı hariç bu alanda önemli sayılabilecek hiçbir yatı- rımın yapılmadığını veya başla- nanlann bitirilemediğini. uzunca bir süre yeni hidrolik ve termik santral yatınmlan için **yap-işlet- devret'" modeline ümit baâlandı- ğını anlatan Prof Avcı, ilk aşama- da toplam üretim kapasitesi 20 milyar kilovatı ve yatınm bedeli 6 milyar dolan bulan 20'ye yakın santral yatınm talebi yaratıîdığı- nı söyledi ve "•Ancak bugün inşa halinde olan Birecik Hidroelekti- rik Santralı da dahil olmak iizere bu proje \e uygulamalann tiinıü Nisan 95'te Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Dolayısıyla 1996 yılı içinde eksik de olsa bir siste- me bağlanabilen bu model de kı- sa süre içinde birçözüm olmaktan çıkmıştır"dedi. 'Önemli hatalar' Hidroelektrik santral yatınm- larında, üretim-pazarlama-fiyat ve rekabet politikalarında. yine sınıraşan sular üzerinde yapılan ve aynı modelle yaptınlması dü- şünülen santral projelerinde de aynı sorunlarvebelirsizliklerbu- lunduğuna dikkat çeken İTL öğ- retim üyesi Prof. İlhan Avcı. bu hataları şö> le değerlendirdi: "Ço- ruh nehrimiz gibi büyük bir hid- rolik potansiyeli buiunan ve üze- rinde uygulama projeleri bile vıl- lardır hazır olan sorunsuz akarsu- lanmızdaki yatınmlara da bir türlü başlanamamıştır. Planlama ve yatınm aşamasında vapılmış olan önemli hatalar sonucu bugün ortaya çıkan olumsuz çevre etki- leri nedenjyle Yatağan, Gökova »e Yeniköy gibi önemli termik sant- ralların da dev reden çıkma aşa- masına gelmeleriyle enerji krizi iyice yakınlaşmıştir. Sonuçta ön- celikJe değerİendirilmesi gereken yenilenebilir (tükenmeyen) kendi öz enerji kaynaklanmız dururken tamamen dışa bağımlı \e üsteiik istikrarsız üikelerin kaynaklanna dayalı enerji yatırımlarına nıec- bur olunmuştur. Türkiye'nin içi- ne düştüğü bu düşündürücü tab- loya 7. Beş \\\\ık Kalkınma Pla- nı'nda değüıilmiş. "...son dönem- lerde sektörde büv iiyen nüfusun ve gelişen ekonominin ihtiyaçla- nnı karşılamaya vönelik olarak yapılması gereken yatırımlarda yetersiz kalındığı" belirtilmiştir." Prof. Avcı. dünyada işsız kalan nükleer santral üreticisi firma ve devletlenn de yönlendirmesiyle her enerji krizi öncesinde nükle- er santrallann sürekli gündeme getirildiğıni vurgulayarak şunla- n söyledi: "Ancak, gelinen nokta itibany- la bugün sözü edilen değü 10Ö0 megavatlık bir nükleer santral, birkaç santral dahi sorunu tü- müyle çözmeye yetmeyecektir. Kaldı ki dünyada çev resel etkj ve tepkiler dahil bütün somnlannı çözmüş gelişmiş ülkeler bile yılda bu kapasitede ve bedeli 3 nıilvar dolan bulan ancak bir santral in- şa edebilmektedirler. DSİ Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre bugün inşaatı devam eden ancak bir türlü bitiriletneyen 30 adet, 95 yılından bu yana yatınm progra- mında olmasına karşın yine bir türlü inşaatına geçilemeyen 17 adet hidroelektrik santralın top- lam kapasiteleri bugün vapüması düşünülen 1000megavatuk6adet nükleersantrala eşdeğerdir. Buna projeleri hazır olan ve yatırım programına alınmalarını bekle- yen 364 adet hidroelektrik santral projesi de eklendiğinde hemen ilk aşamada 26 adet nükleer santra- la eşdeger sorunsuz bir potansiyel ortaya çıkmaktadır. Bütün bu nedenlerle önemli riskler içeren nükleer santraida ısrar etmeyi an- lamak mümkün değildir." MAZLüai-DER'DEN AÇIKLAAtA 'Yüksek Askeri Şûra kararları denetlensin' .\NK\R4 (Cumlıuriyet Bürosul - Yfazlum-Der Gene. Başkanı V'ılmaz tnsaroglu. "irticai iaaliyet'* göster- dikleri gerekçesiyle orduyla ilişıği kesilen 12 subay ve- astsubayın hak arama yollannın kapatıldığını öne sü- rerek Yüksek Asken Şûra kararlan- nın denetlenmesı gerektiğini söyledi. Mazlum-Der Genel Başkanı En- saroğiu, dün düzenlediği basın top- lantısında, irticaı faaliyet gösterdik- leri gerekçesiyle ordudan uzaklaştı- nlan askerleri savur.du. Ensaroglu. anayasanın 125. maddesi gereğınce Yüksek Asken Şûrakararlannınyar- gı denetımi dışında bırakıldığını ka>- dederek bunun hukukun üstünlüğü ilkesini yok ettigi iddıasında bulun- du. Ensaroglu. bu madde hazırlanır- ken Türk Sılahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplannın terfi. atama \e emek- lilikle ilgili Yüksek Askeri Şûra ka- rarlannın yargı denetimi dışında tu- tulmasının amaçlandığını öne sürdü. Ensaroglu, ordudan ilişiği kesilen 12 subay ve 4 astsubayın. yargılanma- dan, kendilerine her türlü hak arama yollannın kapatılarak resen emekli- ye se\k edildığini ka>dederek bazı subaylardan eşlerine başını açtırma veya eşlerinden aynlma isteğınde bu- lunuldugu iddiasında bulundu. Yüksek Asken Şûra karanyla re- sen emekli edilerek ordudan ilişıgı kesilen Emekli Albay Mustafa Ateş de bugüne kadar hiçbir dısiplinsizlik davranışında bulunmadıklannı kay- dederek. "inançlanndan dolayı or- duyla ilişiklerinin kesüdiğini" söyle- di. Ateş. bir soru üzenne. tankatlar- la hiçbir şekilde ilişkilerinin olmadı- gını. bu konuda basında çıkan haber- lerin de gerçeği yansıtmadığını söz- lerine ekledi. 'BARISA BIR ŞAIVS VERIN' PANELI 'Banş, sıcak savaşın önlenmesi değildir' A.\KAR\ (Cumhuriyet Bürosu)- Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. loanna Kuçuradi. banşın sadece sıcak savaşın önlenmesi anla- mına gelmedığını belirterek. "Banş, savaşın olmaması değü. insan hakla- nnın yerleştiği huzurlu bir ortanun sağlanınasıdır" dedi. Beş kuruluş tarafından ortaklaşa düzenlenen "Banşa Bir Şans V'erin"' başlıklı panel, Türkıve Odalar ve Borsalar Birliğı Salonu'nda yapıldı. Panelde konuşan Prof. Dr. Kuçuradi. dünv anın ıki ideolojik bloka aynldı- ğı d'önemde. insan haklan ve temei özgürlüklere Batı Bloku. banşa ise Doğu Bloku tarafından sahip çıkıldı- ğını söyledi. Banşın sürekli politıka aracı olarak kullanıldığmı belirten Prof. Dr. Kuçuradi, "Banş günlerin- de bile silahlar susmuyor. Sıcak bir savaşın önlenmesi olarak aigüanıyor banş™" diye konuştu. Çagımızda te- mel haklann yasal güvence altına alındığını. ancak yine de insanlann bu özgürlükleri yaşayamadıgını sa- \ unan Prof.Dr. Kuçuradi, banşın an- cak temel insan haklannın sürekli \ ar kılınmasıyla yaratılabileceğinı söy- ledi. Hukukçu ve araştırmacı Semih Gemalmazda banşın, haklan ve öz- gürlükleri düienleyen bir siyasal sis- tem olduğunu kaydetti. Sıkıyönetim hahnin ülkelerde insanlann bazı hak- lan için bazı özgürlüklerinden fera- gat etmesi şeklinde algılandığını. bu- nun yanlış bir anlayış oiduğunu vur- gulayan Gemalmaz. u Toplumu bir yandan devlet, bir vandan da ekono- mik erk odaklan yönlendirmektedir. Bu ortamda da banştan söz edilmesi çokzordur" dedi. Toplumda banşın tam olarak yer- leşmesi için sivil toplum örgütlerine de büyük görevlerdüştüğünü belirten Gemalmaz. "Banş için sivil toplu- mun. inisiyatifin. kısaca toplumun se- sinin duvurulması gerekiyor" diye konuştu. Panelin sonunda program yapımcısı ve savaş fotoğrafçısı Coş- kun Aral tarafından hazırlanan banş konulu bir film gösterimi de yapıldı. Hyatt Regency Oteli'nde işten çıkarılan işciler ve sendika jöneticileri birbirlerini suçlavan açıklamalar yapıyorlar.. Işçiden OLEYIS'esuçlamaİstanbul Haber Senisi- DlSKe baglı Otel. Lokanta, Eğlence Yerleri Işçileri Sendikası'nın (OLEYİS) örgiitlenme çalışmalannı sürdürdüğü Hyatt Regencv Oteli'nden atılan 20 işçi. sendikanın kendilerine gerekli destegi sağlamadığını belirterek yönetimi suçladılar. Sendika ise atılan işçileri, kendi doğrulannı sendikal örgütlülüğün önüne çıkarmakla eleştirdi. Hyatt Regency Otel'deki işlerinden çıkarılmalan üzerine geçen pazartesi günü otel lobisinde eylem yapan bir grup işçi.perşembe günü Taksimcleki OLEYIS Marmara Bölge Şubesi'nde açlık grevine başlamak istemişti. Ancak yöneticilerÖren'deki Genel Temsilciler Kuruluna katıldıkları için sendika binasınm kilitli olması üzerine polis müdahalesiyle karşılaşmışlardı. Hyatt Regency işçileri imzasıyla dün yapılan yazılı açıklamada. OLEYİS Marmara Bölge Şubesi'ndeki 5 işçinin gözaltına alınmasından sendika yöneticileri sorumlu tutulurken açlık grevlerini sürdürecekleri kaydedildi. OLEYİS Dergisi Özel Say ısı'nda yayımlanan yazıda ise sendikanın Hvatt Regency "de örgütlenme çalışması yaptığı doğrulanarak özetle şu görüşlere ver verildi: "Sendikal mücadele açısından bu aşamada örgütsüz bir tepki veriünesi, aceleci ve duygusal davTanmak. örgütlenmeyi erken deşifre etmek anlamına gelecekti. Ancak bütün bunlara rağmen sendikamız örgütlenmeyi sahiplenmiş. Hvatt işçilerini örgütlenmeye katılmaya çağırmıştır. İşten atılan işçiler ve dışandan destekçileri açlık grevi sürdürme önerisini "sendikayı dışlayarak kendi doğrularını sendikaya dayatmak istemişlerdir." Bu arkadaşlanmız ve birlikte davrandıklan grup kendi doğrulannı sendikal örgütlülüğün önüne çıkarmakta ısraıiı olmuştur." MAKU4RA ÜNİ\ ERSİTESİ NDE YURTLAR İÇİN YOĞUN PROPAGANDA Oğrenei tarikatçı loskacmda FİGENATALAY Manmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Faküitesi 'ne kayıt olmaya gelen öğrenci- ler. tarikatçı yurtlann kıska- cınaalınıyor. Öğrenci pano- lannı bu yurtlann afişleriy- ledonatan sakallı ve türban- lı gençler, öğrencileri çeşit- li yöntemlerle ikna etmeye çalışıyor. Fakülte dekan ve- kili Prof. Dr. İsa Eşme. "Bunlann bizimle hiçbir il- gisi yok. izin vermiyoruz. Afişlerini her akşam kaldın- voruz. Başka bir şey yapa- mç'oruz'* derken, ünıv ersite rektörü Prof. Dr. Ömer Fa- rukBatırelde özel yurt ilan- lannın izin alınmadan asıl- masının mümkün olmadığı- nı, izinsiz asılan afişlerin kaldınlması için talimat ve- rildiğini belirtti. Grup kalabalık Marmara Üniversitesi'nin Göztepe Kampusu'nun bah- çesi. bugünlerde sakallı. tür- banh gençlerle dolu. Ünı- versiteye kayıt yaptırmaya gelen öğrencilerden daha kalabalık olan bu grup, öğ- renciler arasında dolaşarak. tarikatçı yurtlann propagan- dasmı yapıyor. • Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Faküitesi girişindeki öğrenci panolannda tarikatçı ^-urtlann reklamı yapılıyor. Sakallı, türbanlı gençler, kayıt için okula gelen öğrencileri bu yurtlarda kaîmalan için ikna etmeye çalışıyor. Kampusta buiunan Ata- vetesettürgiyimligenç, ka- türk Eğitim Faküitesi kapısı- nın önünde. üzerinde "Eği- tim ve Teknoloji Kulübü" yazılı bir masa bulunuyor. Bu masada oturan gençler. özellikle ,\nadolu'dan gelen gençlere tarikatçı yurtlann broşürlerini. kartlannı \ere- rek, onlan bu yurtlarda kal- maya ikna etmeye çalışıyor- Iar. Bu masanın arkasında ve karşısındaki öğrenci duyu- ru panolan ise tamamen ta- rikatçı yurtlann afişlerıyle donatılmış durumda. Üfta- de Yurdu, Osman Gazi Yur- du. Mahmud Hoca Yurdu, Hak Yol Vakfı Evleri gibi ad- lar taşıyan öğrenci yurtlan. "Milli ve manevi degerlerin hâkim olduğu, sevgj ve kar- deşlik ortanunda eğitim ve öğretim görmek" isteyenle- ri çağınyor. Fakülte önünde, ellerinde Milli Gazete, Yeni Şafak gibi gazeteler ya da Islamiyet konulu kitaplarla dolasan yaklaşık 30 sakallı yıt için gelen erkek öğrenci- îerle görüşerek, söz konusu yurtlan anlatıvorlar. Yine bu sayıda tesettürlü genç kız da kız öğrencüerle ilgileniyor. Velilerden teptd Kayıt için gelen bir öğren- cinin velisi. bu duruma tep- ki göstererek. "Bu konuyla ilgili olanlann. yetkililerin uyanunasını istiyorum. De- kanlığm, rektöıiüğün. Milli Eğitim Bakanlığı'nın önlem almasını istiyorum. Laikliğe, demokrasiye. çağdaşlığa, Atatürk ilkelerine bağlı ol- duğunu söyleyen yetkilileri göreve çağınyorum" dedi ML" Atatürk Eğitim Fa- küitesi Dekan Vekili İsa Eş- me, Eğitim ve Teknoloji Ku- lübü"nün Teknik Eğitim Fa- küitesi öğrencilerince kuru- lan kulüp ve derneklerden biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Eşme. bu konudaki soru- lanmızı şöyle cevaplandır- dı: "Bu afişleri her akşam kaldınyoruz. Polise de söy- lüyoruz. Büyük bir bez afiş asmışlardı. Onu da kaldır- dık. Başka bir şey \apamıyo- ruz. Geçen vıl bina içine gir- mişlerdi. Bu vıl dışan çıkar- dık. Bunlann dekanlığımız- la hiçbir ilgisi vok. Adı Ata- türk " olan bir fakültede böy- le bir şeye izin verilmesi mümkün değil. Bizim izni- miz. inisiyatifımiz dışında afişleri asıvoriar. Kayıt bü- rosunagelen öğrencileri, Bi- zim yurdumuz yok" diyerek uyanyoruz." Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Fa- ruk Batırel ise "Üniversite- mizde çeşitli özel ilanlar ve özel yurt ilanlannın rektör- lükten izin alınmadan asıl- ması yükseköğretim mevzu- atınagöre mümkün değildir. Kampus amiıiiğine izinsiz afişdağıtınıının engellenme- si. bu tür izinsiz asılan afişle- rin kaldınlması yolunda sü- rekli talimat verilmiştû-. Ay- nca ilgili fakülte dekanlıkla- rına da bu konuda daha ön- ce yazılı bir talimat verilmiş buİunmaktadır. Buna aykın davranılması halindederhal müdahale ediunektedir" de- di. PARTf İÇİ MUHAUFET YÖNETİME GÖZ KOYDU REFAH İKTİDARINDA SONUN BAŞLANGICI Ml? TÜM YÖNLERİYLE FETHULLAH ERBAŞ'IN OLAY YARATAN YOLCULUGU BİR ENSEST FAİLİNDEN AÇIKLAMALAR VALİLERİN GİZLİTOPLANTISINDA NE KONUŞULDU? TIPTA UZMANLIK SINAVI'NDA SAİBE ORDUMUZDA MURPHY KURALLARI TEC\\1'Z KURBANI CAROUNTN A BAXKAUAR MARKETLERH KARSIÖRGLTLENÎYOR KLTUR UZEMNE ÇEŞ1TLLMELER ALMANYAHA BtR TÛRK MUCÎZESİ NoMa Dsrsisj, intarnet Web Adre»i:bttp:'«w».m«lvatexLc< )oı/no4t ta N k t D M , E-*Uİ Adre*i: nokta(bTn«i..atnl.com HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 2. Cumhupiyetçiler, Ordu ve RP... Orduyu temsil edenlerin "laiklik ve demokrasi"ye sahip çıkan uyarılarına iki yerden tepki geldi: RP'den ve numaracı cumhuriyetçilerden. RP kendini savunuyordu. "Nasılyönetileceğine halk kendisi karar verir" anlamına gelen bir şeyler mırıldan- dılar. Asıl ilginç tepki "numaracılar"\nk\ idi. Birisı Sabah gazetesinde orduya veryansın etti. Öte- kisi Milliyet gazetesinde -çok daha ölçülü bir anlatım- la- orduyu eleştirdi. Birincisini, bir zamanlar "sosyal demokrat" bir kül- tür bakanı sağ kolu yapmıştı. Ikincisıne ise CHP'nin bugünkü önderi, bir zamanlar Atatürk'ün partisinin ideolojisini teslim etmişti. • • • Bakın, Erdal İnönü ve Deniz Baykalın kültür ba- kanının "başdanışmanı", elıne sazı alınca ne cevher- ler döktürüyor: Bir... Genelkurmay Başkanı ilk sıraya laıkligı, ikinci sıraya demokrasiyi koyuyor. Oysa laik diktatörlükler var. ama demokrasi ile yönetilen dın devletı yok. Iki... Kemalızm tek parti dıktatörlüğünün ideolojisi- dir. Hem Kemalist olup hem de demokrasi yanlısı gö- rünmek çelişkidir. Üç... Birbirleri ile itışen camı ve kışla" arasında as- lında fazla da fark yoktur. ikısi de demokrasiye karşı- dır. Ve SHP ve CHP'nin kültür bakanma "ışık tutmuş" olan bu kafa, RP'nin TV kanalına da çıkıp benzer dü- şünceleri yineledi. Özellikle de, Atatürk'ün getırdik- lerine kin kusmayı ön plana çıkardı... • • • Yanhşları düzeltmeye nereden başlamalı? Bir kere... Kemalizmin "tek partı diktatörlüğünün ideolojisi" olduğu yalandır. Tam tersine; Kemalizm. demokrasinin hiçbir koşuluna sahip bulunmayan bir geri toplumu, demokrasiye taşımanın adıdır. (Bunu, Duverger gibi dünyanın en ünlü sıyaset bilimcileri de kabul edıyorlar.) Türk ordusu. Atatürk'e ve yapıtına saygılı olduğu için, her darbeden sonra mutlaka kışlasına dönmek zorundadır! Ikincısi... Laiklik korunduğu sürece, yitirilen demok- rasiyi günün birinde yeniden kurmak olasıhğı ve umu- du vardır. Ama laikliği yitirırseniz, demokrasiyi de za- ten yitirmişsiniz demektir. Tartışılmayan bir "tek doğ- ru"nun olduğu yerde demokrasi olmaz. Demokrasi laikliğin değil, laiklik demokrasinin ön koşuluduri Uçüncüsü... Askerler laiklıkten yanadır, köktendin- ciler laikliğe karşıdır. Askerler demokrasiden yanadır, köktendinciler demokrasiye karşıdır. "B/rbirleri ile itişen camı ve kışla" anlatımı çirkindır. Ama aralarında fazlaca da bir fark olmadığını öne sür- mek, insanlan aptal yerine koymakla eşdeğerlıdir. Ancak aptallar, başkalarını da aptal yerine koyarlar. • • • Zırvalara yanıt vermek gerekır mi? Her zaman gerekmez. Çoğu zaman vakit ve enerji kaybıdır. Ama yalanlar ve yanlışlar her allahın günü yineleni- yorsa... Ustelik de çok satan bazı gazetelerin köşete- rinde, az seyreditse de bazı TV'lerin ekraft)anndqjj- neleniycjrsa... Arada bir de olsa, yanıt vermek kaçıfffl- mazoioyör. ?-.*=• « M Bu gerçek dışı savlar niçin yineleniı-"? . ' Hitler'in ve has adamı Göbbels'ın geliştirdıği bir propaganda ilkesi nedeniyle... insanlarda, sürekli yı- nelenen ve karşılık verilmeyen savların, giderek tartı- şılmaz doğrular olduğuna inanma eğilimi bulunması nedeniyle... Kimisi cehaletinden "yanlış" konuşur. Kimisi gafletınden "yanlış" söyler. Kimisi ise hıyanetinden "yalan" uydurur! Işsiz üniversite mezunlanna öğretmenlik yolu EMİNE KAPLAN A.NK.ARA - Mıllı Eğitim Bakanı MchmetSağlam ın is- teği üzenne Talim \e Terbıye Kurulu, pedagojık formasyo- nu olma> an ünıv ersite mezun- lannın sınıf öğretmenı olarak atanmasını onayladı. Buna gö- re. Açıkögretım Faküitesi dı- şındakı ünı\ ersite mezunları öğretmen olarak atandıktan sonra. pedagojık formasyonu- nu tamamlayabılecekler. Ba- kan Sağlam' ın karann alınma- sı için dıretmesı, bürokratlar arasında rahatsızlık yarartı. Üst düzey bir yetkıli, öğret- menlikle ilgi>i olmavan ki^i- lere ilkokul öğrencılennın tes- lim edilmesini doğru bulmadı- gını belirterek, "lstersenizl50 bin yeni öğretmen atayuı. vine açığı gjderemezsiniz. Çünkü. dengeli dağıtun yapılamıyor" dedi. Başta sınıf öğretmenliği ol- mak üzere bir çok branşta öğ- retmen açığını gideremeven Milli Eğitim Bakanlıgı (MEB). "sevyar öğretmen, emekli öğretmenlerin yeniden görev lendirilmesi. bir öğret- nıenin yan branşlarda da derv lere girmesi" uygulamalarmı- nın ardından. pedagojık for- masyonu olmavan üniversite mezunlannı da öğrennen ola- rak atavacak. Talim \e Terbı- ye Kurulu. eğitımcılenn karşı çıkmasına karşın. Mıllı Eğitim Bakanı MehmetSağlam'ın ıs- ran üzerine, karan onavladı. Buna göre. Açıkögretım Fa- küitesi dışındaki üniversite mezunlan, pedagojık formas- yon belgesi alıp almadıgma bakılmaksızın sınıf öğretmeni olarak atanacaklar. Pedagojık formasyon belgesi olmayan- lar. hizmetlerı sırasında bu eğitımlenm tamamlayabıle- cekler. Talim ve Terbiye Kurulu. ayrıca okul yöneticisı sayısı- nın çok fazla olduğunu. fazla olan okul yönetıcilerinın öğ- retmen olarak göre\ lendiril- mesi. bakanlık merkez örgü- tünde görevlendırılen öğret- menlerin okullanna gerı dön- dürülmesi vönünde görüş bıl- dirdi. Talim \e Terbive Kuru- lu yetkilileri. her üniversite mezununun öğretmen olarak atanmasının son çare olarak görülmesı gerektiğini belirte- rek. "Öğretmen atamalanna iüşkin kurulun daha önce ver- diği kararlar tam anlamıyla uygulanırsa. açığın giderilece- ğine inanıvoruz. Buna karşın. açığın giderilmesi için diğer üniversite mezunlannınöğret- men olarak atanmasını öner- dik" dediler. Bakan Mehmet Sağlam"ın "her ünh ersite mezununa oğ- retmenlik" konusunda diret- me»ı. bakanlık bürokratları arasında rahatsızlık yarattı. Üst düzev bir yetkıli. öğret- menlik eğirimı almayan \e 6 yaşındaki bir çoeuğa okuma yazmayı öğretecek nıtelikte olmayan kışılerın öğretmen olarak atanmasını doğru bul- madığını kaydederek. son yıl- lardaki çarpık u\gu!amalarla eğıtımin kalıteden >oksun du- ruma getirıldığini vurguladı. Av nı \etkili. siv asilerin dev re- ve girmesi nedenıvle illerde dengeli öğretmen dağılımının gerçekleştınlemedığıne dikkat çekerek. şu görüşlerı dıle ge- tırdı: "fsterseniz 150 bin yeni öğretmen atayın. > ine de açığı gideremezsiniz. Çünkü.denge- li dağılım vapanıı\on.unuz. İdeaUst öğretmen yetiştiremi- vorsunuz. ^eni atanan öğret- menler, köy lere, kırsal bölgele- re gitmek istemivor. Sınıfa gir- mek istemiyor,çünkü sınıfisev - meyi öğrenmiyor. Bu nedenle de devreye siyasikri sokarak. evinin yamndaki okulda görev vapmak istivor. Şimdiyekadar denge sağlanamadı. Bu politi- kalar devam ederse. yine ayıu şey olacaktır. Ne yapılırsa ya- pıİsın, öğretmen açığı giderile- mej ecektir. Bakanlık. iş bulma kurumuna döndü." Bakanlık. Talim \e Terbıye Kuruiu'nun gorüşüne göre. aralık a> ına kadar göre\ yeri- ne gitmeven öğretmenlerden boşalan kadrolarla birlikte 10 bin yeni öğretmen ataması yapmavı planlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle