Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12MART1996SALI
Sungurlu'dan
Genelkurmay'a
nezaket ziyareti
• ANKARA. (Cumhuriyet
Bürostı) - Mıllı Sav unma
Bakanı Oltan Sungurlu,
görev ı sırasında yararlı
çalışmalar yapma gayreti
içinde olacağinı bıldırdi.
Sungurlu. dün
Genelkurrnay Başkanı
Orgeneral Ismaıl Hakkj
Karadayı'yı zıyaret ederek,
bir süre görüştü.
Görüşmenın başlangıcında
bir açıklama yapan
Sungurlu. göreve atanması
nedeniyle Karadayı'yı
ziyaret ettigıni belırterek,
bakanlığı sırasında >ararlı
çalışmalar yapma>ı
amaçladığını söyledi.
Karadayı da, Sungurlu'nun
başanlı çalışmalar
yapacağına rnandığını
vurguladı
Demokrasi ve
Barış Partisi
• AINKARA (AA) -
Demokrasi ve Banş Partisi
(DBP) kuruldu. Refık
Karakoç bpşkanlığındaki
kurucu üyeler, partınin
kuruluşuna ilışkın belgeleri,
dün Içışlen Bakanlığı Genel
Sekreterlığı'ne verdiler.
Karakoç, burada yaptığı
açıklamada. DBP'nin 128
kurucu üyesı bulunduğunu
ifade ederek, partı
amblemlennın de nergız
çiçeğı olduğunu soyledi.
Sendikacı
Gözaltında
• İstanbul Haber Servisi -
Tüm Saglık-Sen Genel
Sekreten Se\ıl Erol,
üyelennden Mahmut
Pulgu'nun öncekı gece
Fatih'teki evini basan
polisler tarafından gözaltına
alındığını söyledi. Erol,
yaptığı yazılı açıklamada,
Fatih Karakolu'ndakı tüm
girişımlenne rağmcn
Mahmut Pulgu'nun
gözaltına alınıp
alınmadığına ilışkın hiçbır
bılgı edınemedıklennı,
"kaybedılmesınden" endişe
duyduklannı belırttı.
CHP gençlik
kolları
• İstanbui Haber Servisi -
CHP İstanbui Gençlik
Kolu'nun oncekı gün
yapılan kongresınde,
seçimlen. lıderlığını Alp
Kantoğlu'nun yaptığı
"Genç Sol"' grubu kazandı.
Alp Kantoğlu, yaklaşık 450
delegenın katıldığı
kongrede 224 oy aldı
"Demokratık Sosyalizm
Hareketı" grubunun
liderligıni yapan Cem
Yılmaz'a 160 ov verilırken
Kemal Kızılırmak ıse 36
kişinin oyunu aldı.
Eğitim-Sen'e
destek
• İstanbui Haber Servisi -
Araştırma Görev lılen
Derneğı üyeleri, 9 martta
Ankara Güven Park'ta
Efitim-Sen'ın protesto
eylemınde polısin şıddete
başvurmasını kınadıklannı
açıkladılar. Dernek üyelen,
yaptıklan yazılı açıklamada,
"Eğıtım-Sen"ın "Temel ve
demokratık bir hak olan
örgütlenme üzenndeki
baskıların kaldınlması için
yürüttüklen meşru
mücadeleyı desteklıyoruz"
dedıler.
Anıt Mezar'a
agaç
İstanbui Haber Servisi -
istanbui Büyükşehır
Beledıye Başkanı Tayyıp
Erdoğan'm "İstanbul'a 100
bin ağaç kampanyası '
çerçe\esinde, Ümranıye
Kocatepe Mezarlığı ıle Anıt
Mezar çe\ resındekı alana
ağaç dıkıldı. Ağaç dıkme
törenlenne katılan Semra
Özal. ılgılilere teşekkür
ederek kampanyanın devam
etmesı dıleğınde bulundu.
Sağlıkta
özelleştinme
• İstanbui Haber Servisi -
Yenı kurulan ANAP-DYP
koalısyonunun. bugüne
kadar hiçbır hükümetın
cesaret edemedığı derecede
sağlıkta özelleştırmeyı
önplana aldığı ve halkın
sağlık güvencesını özel
sigorta şirketlerinın elıne
devretmeyı planladığı
bildınldı. İstanbui Tabıp
Odası Başkanı Prof. Dr.
Zekı Karagülle, Başbakan
Mesut Yılmaz'ın öncekı gün
TBMM'dehükümet
programını okurken bu
bölüme ilışkin bılgıleri
açıklamamasını,
"özelleştıımeye karşı verilen
bünca mücadelenın karşısına
fütursuzca çıkılamaması"
şeklınde değerlendırdi.
HABERLER
12 Mart'ın 25'inci yıldönümü
Mektupla gelen darbeOrgeneral Tağmaç: Biz hazırız
3 Mart 1971 günü Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Memduh
Tağmaç iki bin civarında üst rütbeli
subayı Genelkurmay'da toplayarak
"Sosyal uyanış, ekonomik
gelişmenin önüne geçti. Türkiye
hiçbir zaman sokağa bırakılamaz.
Durum vahim değildir. Her şeyi
biliycruz, hazırız ve ne yapılacaksa
biz yapacağız" diyordu.
7
2 Mart muhtı-
rasının bugün
25 yıldönümü.
Türkıyede dü-
şünceye, örgut-
lenme>e, temel
hak ve özgürlüklere, kısa-
cası demokrasıye ılk büyük
darbe 12 Mart' 1971 günü
vuruldu. Ancak 1971 yılına
gelınceye kadarTürkiye de.
devrımcı-faşıst çatışması.
her kesımden toplumsal mu-
halefetın yükselmesı. ışgal-
ler. ıdamlar, hükümet knz-
len. kısacası çok şey yaşan-
dı.
12 Mart 1971 gününe Tür-
kıye'nın nasıl geldığını an-
layabılmek ıçın bıraz genle-
re, 1965 yılına donmek ge-
rekıyor. 1965 yılına gelın-
dığınde Demokrat Partı an-
layışı mdhkûm edılmış, Baş-
bakan Adnan Menderes ıle
Malıye Bakanı Hasan Po-
latkan ve Dışışlerı Bakanı
Fatin RüşhıZoriunun ıdam-
lan. 22 Şubat ve 21 Mayıs
darbe gınşimlen genlerde
kalmıştı. Kısacası 27 Mayıs
dönemı kapanmıştı...
lşte 1965 yılından sonra-
kı gelışmeler Türkıye'yı 12
Mart'ataşıdı.. 1965yılında.
1961 Anayasası'nıngetırdı-
gı haklarveözgürlüklerçer-
çevesınde toplumsal muha-
lefet hızla yükselıyordu. 61
Anayasası kışılere. sosyal
kategorılerıne, sınıflarına
bakmadan ınsanca yaşanacak
bir düzen v e adı1 sosyo-eko-
nomık ılışkılergetırmek ıçın
düzenlenmıştı. Bu çerçeve-
de toplumun her kesımı ör-
gütlenıyordu.
10Ekıml965'te yapılan
seçımlerle 27 Mayis dönemı-
nesonvenldı Demokrat Par-
tı'nın devamı olan Adalet
Partisi (AP) oylann yüzde
52.87"sını alarak tek başına
ıktıdar oldu. Ancak bu se-
çımlenn en önemlı sonucu,
TfP'ın 14 mıfletvekılıyle
TBMM'ye gırmesıydı. Artık
sosyalıst düşünce. antı-em-
pervalıst düşünce her alanda kendını hısset-
tınyordu Meclıs"te, ünıversıtelerde, fabnka-
larda. dev let daırelerınde ınsanlar düşünce-
lennı rahatlıkla söylüyor ve örgütlenıyorlar-
dı. Solcu aydınlann düşüncelen gazetelerde.
dergılerde yer alıyordu.
Aralık 1965'te ayn ayn örgütlenen ünıver-
sıte ve yüksekokul gençlığı, Fıkır Kulüplen
Federasyonu'nu(FKF)kurdu I3§ubat 1967
tanhınde ıse Türkiye Devnmcı İşçı Sendı-
kalan Konfederasyonu"nu (DlSK) kuruldu
Aralannda TİP'lı sendıkacılann da bulundu-
ğu DlSK'ın kurulmasından sonra ışçı hare-
ketı daha örgütlü bir hal aldı. 1968 yılına ge-
lındığınde ıse dünyada ve Türkıyede "de>-
rim" sözcüğü telaffuz edilıyordu. Tüm dün-
yada olduğu gıbı Türkiye'de de ışçisinden
Demokrasıye
ındırılen
balyoz
D E N İ Z T E Z T E L
9 martçılar satılıyor
Evet "her şeyi" askerler yapacaktı.
Ancak gerek ordu içinde gerekse ordu
dışında büyük bir iyimserlikle "iierici
darbe" bekleniyordu. Aslında "iierici
darbe" için tarih bile belirlenmişti. 9
mart... 9 martçılar hazırdılar.
Anayasalarını yapmışlardı. Ama evdeki
hesap "orduya" uymadı. 9 martçılar
kendi deyimleriyle Faruk Gürler ve
Muhsin Batur tarafından "satıldilar".
polıs ablukası altındaydı. 17
Temmuz 1968 günü sabaha
karşı öğrencı mücadelesının
üssü konumunda olan Talebe
Bırlığı veyurt bınalan toplum
polısı tarafından basıldı. Polıs
öğrencılen gözaltına aldı ve
vahşıce dövdu. 53 öğrencı ya-
ralandı.
Hastaneye kaldırılan TİP
üyesı ve hukuk fakültesı öğ-
rencısı VedatDemircioğhı'nun
polıs tarafından pencereden
atıldığı haben yayıldı. Demır-
cıoğlukomayagırdı. Bu haber
üzenne öğrencıler kıtleler ha-
lınde İTÜ önünde toplanmaya
başladılar. Polısin de kızgın kıt-
leden çekınerek engellen kal-
dırması üzerinegertçlerDolma-
bahçe'ye ındıler. Ve ABD er-
lerı dev nmcıler tarafından dö-
vülerekdenizeatıldı.
12 Mart 1971 günü Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetler komutanlanyla birlikte Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ile
TB.MM Başkanı \e Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı'na muhtira verdiler. Saat 12.40'ta Tümgenaral Musa Öğün Anka-
ra radyosuna gelerek muhtıranın saat 13JO'da radyodan okunmasını sağladı. 12 Mart muhtırasının okunmasından 4 sa-
at 18 dakika sonra Başbakan Süleyman Demirel istifasını verdi \c şapkasını alıp gitti.
Muhtıra metni• 'V arlamento ve hükumet süregelen tutum, görüş
m J ve ıcraatı ıle yurdumuzu anarşı, kardeş
m kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar
^K. ıçıne sokmuş. Atatürk'ün bıze hedef verdığı
çağdaş uvgarlık sevıyesıne ulaşmak ümıdını
kamuoyunda yıtırmış ve Anayasa'nın öngördüğü
reformlan tahakkuk ettırememış olup, Türkiye
Cumhunyetı'nin geleceği ağır bir tehlike ıçine
duşürülmüştür.
2 -Türk mılletinin \e sıncsınden çrkan Silahlı
Kuvvetlen'nın bu vahım ortam hakkında duydttğH
üzuntü ve ümıtsızlığı gıderecek çarelenn partıler üstü
bir anlaşıyla meclıslerimizce değerlendınlerek mevcut
anarşık durumu gıderecek ve Anayasa'nın öngürdüğü
reformlan Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve ınkılâp
kanunlannı uygulayacak kuvvetlı ve ınandıncı bir
hükümetın demokratık kurallar içinde teşkılı zaruri
görulmektedır
3 - Bu husus süratle tahakkuk ettınlmedığı takdirde
Türk Silahlı Kuvvetlerı kanunlann kendisıne venmış
olduğu Türkiye Cumhuriyetf ni korumak ve kollamak
görevini yerine getırerek idareyi doğrudan doğruya
üzenne almağa kararİKİH-.
Bılgılennızc...
MEMDLH TAĞMAÇ
(Orgeneral)
Genelkurmay Başkanı ve
Mıllı Guvenlık Kurulu
Üvesı
FARLKGURLER
(Orgeneral)
Kara Kuvvetlerı
Komutani ve Mılli.
Guvenlık Kurulu Üyesi
CELAL EYİCEOĞLU
(Oramıral)
Denız Kuvvetlen
Komutani ve Mıllı
Güvenlik Kurulu Üvesı
ML'HSİN BATl'R
(Orgeneral)
Hava Kuvvetlen
Komutani ve Mıllı
Guvenlık Kurulu Üyesı
hukukçusuna, ögretmenınden öğrencısınc.
aydınından köy lusüne kadar herkes "ayaktay-
dı". Köylülertoprak ışgallen gerçekleştınyor.
ışçıler fabrıkalan ışgal edıyordu. Hukukçu-
lar. ünıversıte hocalan "demokratik hak ve
özgürlükler
1
" ıçın yürüyordu. Ünıversıte ve
vüksekokul gençlığı daha ıyı bir eğıtım için
okullarda bo\ kotlar. ışgaller gerçekleştınyor-
du.
Hazıran ayında ünıversıte işgalleri tüm yur-
da yay ıldı. Bu olav lardan üç yıl sonragerçek-
leştınlecek oîan Î2 Mart asken darbesının
başbakanF Nihat Erim. 1968 yılının toplum-
sal muhalefetı karşısında 21 Hazıran 1968
günü TBMM'dc CHP Grubu adına şunlan söy-
lüyordu "Bu bir patiamadır. Genç kuşağin
padamasHİır. Genciiğûnizesasında yerdengö-
ğe kadar haklıdır. Cniversitelerimiz ve genel
olarak bütün eğitim sistemimiz baştan sona
reforma, düzeltilmeye muhtaçtır. L'niversite-
lerimiz reform tstivor. Bunda şaşılacak üzü-
lecek bir nokta yoktur."
Temmuzda. ABD emperyahznıının sım-
ges! halıne gelen 6. Fılo'nun Istanburagelı-
şı. eenışçaplı bırdırenışı ba^lanı 15 temmuz-
daÎTL 'dedevnmcı örgütleraraMiıdabırtop-
lantı düzenlenerek. yjpılacak protesto eyle-
mı tartışıldı. Toplantının dağılmasından son-
ra gençlerın TakMmalanınaçıkmasını engel-
leyen toplum polısı (günümüzün çevık kuv-
vetı), Uoğrencı lıdennı hiçbırgerekçegös-
termeden gözaltına aldı. Ertesı gün bu olay ı
protesto eden öğrencıler, Dolmabahçe'dekı
bayrağı yas işareti olarak yany a ındırdıler. tTÜ,
M a r t ' ı y a ş a y a n l a r a n l a t ı y o r
4
ABD isterse darbe olur'
Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan, 12 Mart'ı değerlendirmek
için 27 Mayıs 'a kadar gitmek gerektiğini söylüyor
Hükümet destekli
dinci eylemleri
Vedat Demırcıoğlu 24 tem-
muzda öldü. 27 Mayıs sonra-
sında ılk ölüm olay ı polıs tara-
fından gerçekleştınlmıştı. Ar-
tık taraflar arasındakı kutup-
laşmanetleşmıştı. Bırtaraftan
devnmcıler, yurtseverler, ay-
dınlar "tam demokrasi" ıçın
mücadele edıyor. bir taraftan
da hükümet bu mücadelenın
önünü kesmek ıçın her çareye
başvuruyordu. Komümzmle
Mücadele Demeğı hükümetın
de desteğıyle dıncılen sokağa
dökrii. Türkiye'de sag-sol ça-
tışması tam anlamıyla başla-
mıştı.Cumhunyetçı Köylü Mıl-
let Partısı'nı eîıne geçıren Al-
parslan Türkeş. partının adını
Mıllıyetçı Hareket Partisi
(MHP) olarak değıştırdı. Ve
bu partintn göriişlen doğrultu-
- «unda komando kamplan ku-
ruldu. Faşıstler hıç çekınmeden
bu kamplarda mılıtanlanna si-
lahlı eğıtım venyorlardı. Hü-
kümetın de desteğıyle 1969'la-
nn sonuna doğru bu kampla-
rın sayısı 45'e yükseldı.
1969 yılının ekım ayına ge-
lındığinde ı>e gençlik içinde
yenı bir örgütortayaçıkıyordu. FKF adını de-
ğıştırdı ve Türkiye Devnmcı Gençlik Fede-
rasyonu (Dev-Genç) kuruldu. Artık Deniz
Gezmiş, Tay lan Ozgür. Sinan Cemgil, Harun
Karadeniz, Mahir Çayan. Yusuf Küpeli, Hü-
seyin Cevahir, Yusuf Aslan. Hüseyin İnan gı-
bi devnmcı gençler antı-emperyalıst müca-
delenın ön sıralannda yer alıyordu. Ve gelı-
şen olaylar sonucu zaman içinde Dev-Genç'm
ıçınden Türkıye Halk Kurtuluş Ordusu
(THKO) ıle Türkiye Halk Kurtuluş Partisi
Cephcsı (THKP C)örgütlen çıkacaktı. 1970
y ılına gınldığınde Türkıye'de her şey daha da
kötüye gıdıyordu. 274 sayılı Sendıkalar Ya-
sası tüm ış kollannda Türk-lş'ı yetkılı kıla-
cak şekılde değışıklık üzenne 15-16 olayla-
n yaşandı. 1971 yılına gmldığınde boykot-
lar. grevler. ışgaller her yanı
sanr.ıştı. Beledıye çalışanı, ış-
çıler, öğretmenler, memurlar,
hatta hükümetın merkeze al-
dığı valılerbıledıreruşteydı. Ve
gencılenn saldınlan da tüm hı-
zıyla sürüyordu
ÎJerici darbe beklentisi
7
2 Man asken darbesını en yakından ya^a-
yanlardan bm de emekJı kurmay y arbay İa-
latTurhan.Turhan. 1964 yılında sıyasetyap-
tığı ıçın kurmay yarbay lıktan emekli edıl-
dı. Ancak Turhan sıyaset yapmaktan vazgeçmedı
12 Mart'ın en önemlı davalanndan 'Bomba l)ava-
sı'nın bir numaralı sanığı ıdı. 1974 yıluıda çıkan-
lacak aftan -vararlanmamak istediğini'' bıldıren
ilk kışıydı. Ancak ıstemı kabul edılmedı ve Bom-
ba Davası af kapsamına sokularak dü>urü!dü. Tur-
han. yaşamı boyunca kontrgenlla. CIA'nm dene-
tımınde yürütüîen darbeler, Özel Savaş taktıklen
gıbı konularda araştırmalar yaptı
Çalışmalanru hâlâ sürdüren emekli kurmay yar-
bay Talat Turhan'la kütüphane ve çalışma odası-
na dönüştürdüğü ev mde. yıllardır y aptığı çalışma-
lar sonucu oluşturduğu düzenli dosyalar ve bınler-
ce belge arasında görüştük. 12 Mart asken darbe-
sıni gerçekleştırenlen "ürkektiler" dıve nıtelendı-
ren Turhan,"Amerika isterse darbe olur istemezse
oimaz" dıyor.
12 Mart'ı değerlendirmek ıçın 27 Mayıs'a git-
mek gerektığıne değınen Turhan. sözlennı şöyle
sürdürüy or- "27 Mayıs dış güçlerin veya empen a-
ILst mihraklann haberi olmasına karşın müdaha-
le etmediği kontrolünden kaçmış bir harekettir.
Onlar için Adnan Menderes'in fonksiyonu bitmiş-
ti ve gitmesi lazımdı. Ama 27 Mayıs'ın bo> utunu
hesapedemedilerve kontroUerinden çıkn. Kontrol-
den çıkan darbeyi ray ına oturtmakgerekiyordu.Özd
savaş kavramında istikrar harekâtı denen bir bö-
lüm vardır. Bu nederdedir ki 1960-1970 y ıllan ara-
sındaki süreç bu ray ından çıkmış hareketi tekrar
rayına oturtma dönemidir. O yıllardaki butun ha-
reketler. iktidann tutumu. sağı-solu birbirincçatış-
tuma. kısacası her şey bu anlayış Kindt «eliştirildi.
\e bu ortam içinde 61 Anayasası suçlandı. Çünkü
özgürlük kav ramı ortadan kalkmalıv dı. Siv il kad-
roanayasayıortadan kaldıramazdı. Dolayisıyiaas-
kerlerin yapnuş olduğu 61 Anavasası'nı askeriere
değiştirtmek gerektL"
Turhan'a göre. 12 Mart'ta taraflardan biri
pembe, diğeri koyu pembeydi.
Dönemm Genelkurmay Başkanı Memduh Tağ-
maç' ı "Cuntanın başı" olarak nıtelendıren Turhan.
"Hedefe ulaşmak için de en uygun kişi Tağmaç'tı"
dıyor. Tağmaç'ın sosyal uyanmaışlevını bastirma-
yı üstlendığını anlatan Turhan, şunlan söylüyor:
"Ama yapısı hibarıy la cuntada bulunan insan-
lara baktığımız Aanıan o adamlar ürkek adamlar-
dı ve tam da bir darbe yapamazlardı. Düşünün bir
kere muhtıra veriyorlar, ama paıiamentoduruyor.
Ve anayasayı sosyal uyanışı basnrma mantığı için-
de değiştirdirler. Kısır dünya göriişleri içinde dü-
zene egemen olarak bütün halkı yönlendirmeye
çalışblar. İlk günden o ürkek dört cuntacı birbiriy-
lc kavgaya başladılar. Bu kavga benim baş sanığı
olduğum bomba da\asınayansıdL Şimdi nirtaraf-
ta Sunay. Tağmaç, Türün bir tarafta Gürler, Ba-
tur, Kayacan... Bunlar birbiriyle tepişmeye başla-
dılar. Birtaraf dföerini ekarteedecekti ki tam Ame-
rikancı bir düzen kurulsun. Oburlen de Amen-
kancı dcğıl' demiyorum: ama işte bir taraf pem-
be,diğertaraf koyu pembe. Birbirterininyerineonır-
mak istiyoriar kısacası; ortada ideolojik bir çatış-
ma yok. Benim yargılandığım Bomba Davası. 12
Mart'ın iktidar kav«jasını yansıtan bir davadır. Dar-
belerin içerisindeki insanlar. kişisel ihtiraslannı bu
şekilde kullanırlarsa o darbe de azgelişmiş bir dar-
be olur." Türkıyedekı darbelerın bırbınnın aynı
olduğunu söyleyen Turhan. Genelkurmay'ın ter-
cüme ettırdığı "Ayaklanmalan Bastırma Harekâ-
tı" adlı kıtapta bir darbenın nasıl gerçekleştınle-
ceğının. sıyası partılenn kapatılma.sından yenı bir
sıyası partının kurulmasına kadar akla gelebılecek
her şeyınanlatıldığınıbelırtıyor. Amenka'da 'Dar-
be Okulu' bulunduğunu. bu okulun bir benzennin
de Almanya'da olduğunu anlatan Turhan. "De-
mokrasiyegeçtik.r
' •'Herşey rayınaoturacak" söy-
lemlennın doğru olmadığını belırtıyor Ve "Ame-
rikan çıkarian zedelendiğiiKİedarbeden kaçış yok
mu" sorusuna kesın bırdılle "Yok" yanıtı vererek
şunlan söylüyor:
-Amerikaolaylara "dığerülkelenn ulusal çıkar-
lan ıle bızımçıkarlanmızarasındakı bağnedır' di-
ye bakar. Ve çıkarian açısından hiç ödün vermez.
\e maalesef düny adaki darbeler konusunda en kö-
rü puan Fürkive'nindir. Vunanistan'dadarbeciler
hâlâ içeride hem deCIA darbecileri olmasına rağ-
men. Arjantiıı 34 bin kayıbı kabul etti \e halktan
öıür diledi. Vani öncelikie bir kere hatay ı kabul et-
meklazım. Biz hiçbir şey yapmıyoruz.Başkaülke-
lerde darbecilerden hesap sorulurken biz kimseden
hesap sormuyoruz. Darbecilerin bu kadar rahat,
elini kolunu sallav ıp itibar gordüğü bir yerde, dar-
becilerden hesapsormadan hem demokrasi için bir
potansiyel tehlike yarahyoruz hem de diğer dar-
belerin yolunu açıyoruz."
Mart ay ına gelındığınde ya-
şanan kanşıklıklar nedenıyle
herkes "devrim" beklıyordu ve
bazı kesımleraskerlerden me-
det umuyordu. 3 mart günü
Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Memduh Tağmaç ıkı bin
civarında üst rütbeli subayı
toplayarak ''Sosyal uyanış,eko-
nomik gelişmenin önüne geç-
ti. Türkiye hiçbir zaman soka-
ğa bırakılamaz. Durum va-
him değildir. Her şeyi biüyoruz.
hazırız ve ne yapılacaksa biz
yapacağız" diyordu
Evet "herşeyi" askerlerya-
pacaktı. Ancak gerek ordu
içinde gerekse ordu dışında
büyuk bir iyimserlikle "iieri-
ci darbe" bekleniyordu. Aslın-
da "iierici darbe" ıçın tanh
bıle belirlenmişti: 9 mart...
9 martçılar hazırdılar. Ana-
yasalarını yapmışlardı. Ba-
kanlar Kurulu'nun üyelennı
belırlemışlerdı. Darbe günü
kımın ne vapacağı çok önce-
den bellıydı Ama evdeki he-
sap "orduya" uymadı. 9 mart-
çılar kendı deyimlenyle Faruk
Gürler ve Muhsin Batur tara-
fından "sadldılar". Ikı kuv-
vet komutani Gürler ve Ba-
tur, Sunay ve Tağmaç'la anlas-
tı. Ve demokrasıye, toplumsal
uyanışa. emekçı sınıfın yük-
selışıne, devnmcı gençlığe,
aydınlara. kısacası Türkıye'nın
gelışmesıne en büyük darbe-
yi vuracak olan hazırlıklar ta-
mamlandı. Toplumsal muha-
lefetın her kesımının kendı le-
hıne yorumlayacağı bir me-
tın hazırlandı. Bu metın 12
Mart muhtırasıydı
SÜRECEK
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Halkımız Neyî
Anlayamıyor?
Prof. Mümtaz Soysal'ın sözleri ne düşündürücü!
Diyor ki:
"Cumhuriyetin Kemalist özüne ters, halk yığınla-
nnın çıkariarına aykırı hükümet programı ile ANAP'ın
tarikatçı, DYP'nin çıkarçevrelerineyakın, çılgın libe-
ralizme yatkın bakanlan tam bir uyum içindedırier.
Cumhuriyetin geleceği bakımından hüzün venci ve
sosyal dengeler açısından endişe verici bir tutum-
dur bu."
"Hüzün verici", evet, çünkü yeni yöneticiler, eski-
lerle birleşerek, cumhurıyetımızı ters yöne çeviriyor-
lar.
"Endişe verici", evet, çünkü yöneticiler, cumhuri-
yetimizin bir halk devleti olarak kurulduğunu unut-
mak vs unutturmak istiyoriar, bu tutumun yakın ge-
lecekte ne gıbı patlamalara neden olacağını hiç he-
saba katmıyorlar, çünkü burjuvazimizin tarihsiz oldu-
ğunu bilmıyorlar, çünkü çağdaş teknolojide çok ge-
ri kaldığımızı ve bilimsel yaratıcılık alanında çok de-
neysiz olduğumuzu bilmiyorlar.
Sayın Soysal'ın, koalisyon kuran iki partı bakanla-
rının "tam bir uyum içinde" olduklan sözüne gelin-
ce, ANAP'ın ve DYP'nin sağ partıler olduğunu göz
önüne aldığımızda, bunu olağan karşılamak gerekir
elbet.
Ancak burada da düşündürücü olan, bu partilerin
neden ıkı ayrı çatı altında bulunduklan sorusudur.
Yoksa daha "Partı" denilen sıyasal kurumun ne ol-
duğunu anlayamadık mı? (Gelecegiz.)
Anlayamadığımızı sanıyorum; koalisyon uygula-
malarımız da gösterıyor bunu. Bakın, programları
ayırdedılemeyecek denlı bırbirine benzeyen iki sağ-
cı parti koalisyon yapıyor! Buna koalisyon denmez
ki!
Dahası var... Sayın Soysal'ın da çok yerinde ola-
rak belirttiği gibi, bu iki sağcı partı koalisyon içinde
koalisyon yapıyorlar.
Ne demek?
Şu demek; ANAP tarikatçılarla, DYP lıberallerie
koalisyona gıtmiş değil mi kabıne içinde?
Bir koalisyondur gıdıyor!
Gerçekte bunlara koalisyon demek yanlış; bunlar
bu partılenn doğal eylemlennden sayılmak gerekir.
Bunun gıbi sağda birkaç partinın kurulmuş olma-
sı da, kolayca anlaşılır değil. Yoksa bu partılenn baş-
kanları "part/"nin ne demek olduğunu bilmiyorlar
mı?
Evet, bılmıyortar ve bu nedenle de koalisyona ken-
dilerınce bir anlam venyorlar, temel görevlerinı "ko-
alisyon" sanıyorlar.
Sağcı partıler konusunda söylediklerim, elbette
soldakı partılerimiz için de geçerli.
Bir adım daha atayım.
Sağcı ya da solcu partiler arasında da dışe doku-
nur bir aynm göremiyorum. Bu yüzden olacak ki, bir
solcu partimızle bir sağcı partimız arasındaki koalis-
yon hiçbir sorun çıkarmadı ortaya.
Yoksa bizde partilerarası değil de, kişilerarası uyuş-
mazlıklar mı var?
lşte halkımız bunu anlayamıyor.
Demektır kı, demokrasiyi de anlayamıyor bu yüz-
den.
Bu yazıya başlarken Avrupa'da partilerin nasıl baş-
ladığını anlatmaya nıyetlenmiştim, yazdıkça vazgeç-
tım.
Kazaıı: Yeminini çiğnedi
RP'nin hedefi
Başkaıı Kaleıııli
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Grup
Başkanvekıh Şevket
Kazan. TBM>" Başkanı
Mustafa Kalemli'nın,
hükümet programı ıle ılgılı
görüşmeler sırasında
tarafsızlık yemınım
çığnedığını öne sürdü.
Kazan. bu tav nnı
sürdürmesı durumunda
Kalemlı ıle çalışmalannın
mümkün olmadığına
dıkkat çekerek "Meclis
Başkanı bu tutumunu
sürdürürse, o görevden
ahnması için elimizden ne
geliyorsa onu yapanz"
dedı Kazan. dün
TBMM'de düzenlediğı
basın toplantısında sert bir
dılle eleştırdığı TBMM
Başkanı Mustafa
Kalemli'nın tarafsızlık
yemınım çığnedığını öne
sürdü. Kazan. Meclis
Başkanlığı'na seçıldığı
gün "tarafsız bir başkan
olacagı" yönündekı
sözlennı anımsattığı
Kalemli'nın bir aydan bu
yana yaptığı davranışlarla
anayasanın öngördüğü
ılkelere uymadığını ve
verdığı sözlere sadık
kalmadığını savuııdu.
Kazar., şöyle dedı:
"RPile ANAP arasında
hükümet kuruluşu için
çalışmalar yapıldığı
günlerde, ordunun ve bazı
çevrelerin Meclis'te
bulunan siyasi partikre.
dolayısrylaTBMM'ye
baskı yaptığı rfvayetleri
karşısında ilk tepkiyi
göstermesi gerekirken
suskun kalmış ve ancak
bizim uyanmız üzerine,
haşka bir konu hakkında
düzenlediği basın
toplantısında bir basın
mensubuna soru
sordurarak işi
savuşturmaya çalışmıştır."
Kazan, Kalemlf nır
hükümet programı
üzennde öncekı gün
yapılan görüşmelerdekı
tutumunun da anayasanın
HOve 112. maddelenile
Meclıs lçtüzüğü'ne aykın
olduğunu belırterek "O
gün bu konudaki
itirazjmızı basite
indirgemiş ve reddetmiştir.
tçtu/ük hükmünü
çiğnemiştir" dıye konuştu.
Kazan, Kalemli'nın
oturumda diğer
konuşmacılara gösterdığı
esneklığı RP
mılletvekıllenne
göstermedığmı, sataşmalar
karşısında da kendılenne
söz hakkı tanımadığını
kaydettı. Kalemli'nın bu
tutumuyia tam bir
adaletsizhk örneğı
sergıledığını savunan
Kazan. şunlan söyledi:
"TBMM'nin saygmbğmı
sav unamayan. anayasa ve
içtüzük hükümkrini göz
göre göre çiğneyen, mizacı
tarafsızlık ilkesi ile
bağdaşmayan, seçildiği gün
Meclis huzunında verdiği
sözleri tutmayan Meclis
Başkanı ile bu tutumunu
sürdürdüğü sürece birfikte
çalışmamız zordur. Bugün
RP olarak bizim
kaldığınuz muamekye
yaruı bir diğer parti maruz
kalabüir."
Istifayaçağn
Bır gazetecının. "Meclis
Başkanı'nı istifaya mı
çağmyorsunuz" sorusu
üzenne Kazan. "Biz,
kendisinden 25 ocakta
verdiği sözü tutmasını
istiyonız. \bksa görevinden
almak için ne gerekiyorsa
onu yapanz. Ancak şu
anda bu gibi konulan
düşünmek bile
istemiyoruz" yanıtını
verdı. Kazan. RP Grup
Başkanvekıh Necati
Çelik'ın, Cumhurbaşkanı
Sükyman Demirel'le
tsraıl'e gıden heyette yer
alan DYP İstanbui
Mılletvekih Cefı
Kamhi'den özür dıledıği
yönünde çıkan haberlere
de değınerek bunun
gerçeğı yansıtmadığmı
söyledi. Kazan, şöyle
dedı: "Sayın Demirel,
Kamhi'yi götürebilir.
Ancak Cumhurbaşkanı
her geziye 5-6 milletvekili
götürürken neden bu
geziye sadece Kamhi'yi
götürüyor? İnsanuı akhna,
"Acaba bu ışın içinde
başka ış mı var' diye bir
soru geliyor."