Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 1996 SAL
10 DIŞ HABERLER
GüneyKore'de
Hderler davasr
• Dış Haberter Servisi -
I979'da gerçekleştirilen
askeri darbeyi yönetmekten
ve darbe sırasında yapılan
katliamlardan sorumlu
rutulan Güney Koreli eski
devlet başkanlan Chun Doo
Hwan ile Roh Tae Woo'nun
dûn Seul 'de başlayan
duruşmasında mahkeme
salonunda büyük bir
kavganın çıktıgı bildirildi.
Darbe sırasmda çıkan
çatışmalarda ölenlerin
yakmlannın, sanıklara
saldırması üzerine çıkan
kavganın, Chun'un
oğullannın karşılık vermesi
üzerine büyüdüğü ifade
edildi. Sanıkiann mahkeme
salonunun dışında da
protesto edilmeleriyle
devam eden duruşmanın 8
saat sürdüğu kaydedildi.
'Grozni'de 170
Rus asKeri öMü'
• MOSKOVA (AA) - Rus
askeri kaynakJan, Çeçen
rrulislenn başkent
Grozni'yebaskın
düzenledikleri 6 marttan
beri sûren çatışmalarda
toplam 170 Rus askerinin
öldüğünü, 100'ûnün de
yaralandıgını belirttiler.
Grozni 'deld Rus askeri
karargâhından adımn
açıklanmasını istemeyen bir
yetkili, Interfaks'a verdiği
bilgide, en büyük
kayıplann, Rusya tçişleri
Bakanlığı birlikJeri arasında
olduğunu söyledi. Yetkiii,
"Içişleri birlikJeri, kentte
bulunan kontrol noktalan
ve karakollardakı toplam
güçlerinin en az yüzde
60'ını kaybettiler" dedi.
MesutYıtmaz
Paris'e gidiyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Basbakan Mesut
Yılmaz, AvTupa
Demokratlar Birliği (EDU)
Liderler Konferansf na
katılmak üzere bugün
Paris'e gidiyor. Başbakanlık
Basın Merkezi'nden
yapılan açıklamada,
EDU'nun başkan
yardımcılıgı görevıni
yürüten Başbakan Mesut
Yılmaz'ın Paris'te,
konferansa katılan bazı
devlet adamlanyla ikili
görüşmelerde bulunacağı
bildirildi.
ABD'den
Bosna'ya yardım
• BRÜKSEL (AA) -
ABD'nin, Mart 1994tarihli
VVashington Anlaşması
temelinde kurulan Boşnak-
Hırvat Federasyonu ~
ordusunun teçhizat
gereksinimi ve eğitimi için
100milyondolarlık(6.8
trilyon TL) yardım
yapacağı açıklandı.
Brüksel'de dün açıklama
yapan, "Balkanlar'da
Askeri Istikrar" konusunda
özel temsilci olan ABD'li
diplomat James Pardew,
Boşnak-Hersek'te kuruluş
çalışmalan süren Boşnak-
Hırvat Federasyonu
ordusuna yapılacak
yardımla ilgili planın
aynntılannın, bu konuda
15 Mart Cuma günü
Ankara'da yapılacak
uluslararası toplantıda
açıklanacağını kaydetti.
Irak-BM petrol
pazarlığı
• NEW YORK (AA) -
BM ile Irak arasında
yürütüien petrol
pazarlığının ikinci turu dün
New York'ta başladı. Bu
turda da BM heyetine
Genel Sekreter Yardımcısı
Hans Corell, Irak heyetine
ise UNESCO Daimi
Temsilcisi Büyükelçi
Abdulamir EI-Anbari
baskanlık ediyorlar. El-
Anbari, ikinci tur
müzakerelerin
başlamasından önce yaptığı
kısa açıklamada, BM ile
işbirliğine hazır olduklannı
her zaman belirttiklerini
ifade etti. Al-Anbari,
"Anlaşmanın uygulanması
konusundaki yeşil ışıgın
Bağdat'tan yakılacağını"
da sözlerine ekledi.
Belçika'da
TurkGumı
• BRÜKSEL (AA)-
Belçika'nın Mons
kentindeki Avrupa Müttefik
Kuvvetier Komutanlığı
karargâhında Türk asker ve
sivil memurlann
düzenlediği Türk Günü'ne
3 bin kişi katıJdı.
Tümgeneral Ilker
Basbuğ'un eşi Sevil
Başbuğ'un girişimiyle
yapılan özel günün açılışı
NATO Avrupa Kuvvetleri
Komutanı General George
Joulvvan'ın eşi tarafindan
yapıldı. Elde edilen gelir,
dünya üJkelerindelci rakir
çocuklara bağışlandı.
ABD savaş uçaklannm Tayvan adası önlerine doğru gelmesi üzerine Çin, Washington'ı uyardı
Tayvan'm hamiGğmibıraknr• Çin Dışişleri
Bakanı Kian Kichen,
ABD'den Tayvan'ı
seçim politikalanna
alet etmemesini
isterken Tayvan'ın '
bağımsızlığını
açjklaması halinde
Tayvan'ı işgal
edeceklerini
vurguladı. ABD
Dışişleri Bakanı
Warren Christopher
ise ikinci bir uçak
gemisini "Çin'in
yanlış bir adım atma"
olasılığına karşı
gÖnderdiklerini
açıkladı.
Dış Haberier Servisi - ABD'-
nin, Çin'in Tayvan adası yakınla-
nnda tatbikat yapmasına reaksi-
yon olarak Tayvan yakınlanna iki
uçak gemisini göndermesi, böl-
gede zaten gergin olan tansiyo-
nun iyice tırmanmasma yol açtı.
Çin Dışişleri Bakanı Kian Kic-
hen, ABD'yi uyararak Tayvan'ın
hamıliğini üstlenmemesıni istedi
ve ABD Başkanı Bil) Clinton'u Çin 'e mü-
dahale etmeyi bir seçim kozu olarak kul-
lanmakla suçladı. Kichen aynca Tay-
van'ın bağımsızlığını açıklaması halinde
Tayvan'ı ışgal edeceklerini bir kez daha
8 Mart
Çin bınsı adanın
kuzeyınde dığer ıkısi
güneyde 3 M-9
füzesini denedı
j 12-20Mart
^ Çm hava ve dentz
| tatbıkatının
yapıldığı bolge
© Tayvan denız
üssü
Çin denız
üssü
ABD savaş
uçağı gemısı "Indepefidence
ve yanındakı filo Tayvan a
yaklaşıyortar
Q Nukteer ener\ı
tesJslen
Mematıfhava trahff
açıklamasından sonra ülkede sivil sa-
vunma tedbirleri arttınlırken, Tayvan
Devlet Başkanı Lee Teng-Huı de halka
"sükûnet" çagnsında bulundu.
'Sükûnet vebirük'
Tayvan Devlet Başkanı Lee, 23 mart-
ta düzenlenecek devlet başkanlığı se-
çimleri öncesinde sürdürülen kampan-
ya çerçevesınde yaptığı konuşmada,
"Korkuya kapılmak için hiçbir neden
yok. Çin'in askeri tehditierine karşı ken-
dimiri savuflabilmemiz için sükûnet ve
biriik içinde obnabyız" dedi.
Tayvan, Çin'i reddetti
Öte yandan Tayvan, iki hükümet ara-
sındaki gerginliğin azalması için, Bir-
leşmiş Milletler üyeliği çabalanndan
vazgeçmesi yolundaki Çin talebini red-
detti. Tayvan Dışişleri Bakanfığı Söz-
cüsü RockLeng, "Onlarfiizeateşlerken,
biz BM üveliği için çaba göstermekten
vazgeçersek,daha fazlasını isterler" söz-
leriyle Çin Dışişleri Bakanı Kian Ki-
çen'in bu yöndeki önerisini geri çevir-
di. Sözcü, BM üyelığı isteğinden vaz-
geçmenin21 milyon Tayvan yurttaşının
haklannın ınkân anlamına geleceğini
söyledi.
'İşgaltehdkİr
vurguladı. ABD Dışişleri BakanıWarren
Christopher ise ikinci bir uçak gemisini
"Çin'in yanlış bir adım atma" olasılığına
karşı gönderdiklennı açıkladı. Basra Kör-
fezi'nden Çin Denızi'ne doğru harekete
geçen Nimitz uçak gemisinin, bölgede gö-
revli Independence uçak gemisiyle birlik-
te görev yapacağı belirtildi.
Çin hükümetınin Tayvan açıklannda
yaptığı askeri tatbikatlan genişleteceğini
Bu arada Ekonomist dergisinde yer
alan bir yoruma göre ABD'nin, Çin'in
"Tayvan'ı işgaJ ederim tehdidi" karşı-
sında iki korkusu bulunuyor. Olayı
önemsemediği ve herhangi birgirişım-
de bulunmadığı takdirde Çin'e istediği
zaman Tayvan'ı işgal edebileceği izleni-
mi vermekten korkan ABD, müdahalede
bufunduğu takdirde de Tayvan'ın kendi-
sine güvenerek bağımsızlığını iian etme-
sinden korkuyor.
Çin-Tayvan ilişklleri
Asi eyalet Tayvan
Dış Haberier Servisi -16.
yüzyılın sonuna kadar Çin
ve Japon korsanlan arasında
paylaşılamayan bir ada olan
Tayvan, diger adıyla
Formoza, 1683 yıhnda Çin'e
bağlandı. İkinci Dünya
Savaşı sırasında Formoza,
Japonlann elinde bir istila
üssü haline geldi. Kahire
Konferansı'nda(I943)
Tayvan'ın Çin'e geri
verileceği vaat edildi ve
I945'te ada, Çin'e geri
verildi.
Kıta Çini'nin zaferinden
sonra Milliyetçi Çin, Çan
Kay-şek önderliğinde 1949
yıhnda Tayvan'a sığmdı ve
orada Çin Çumhuriyeti'ni
kvırdu.
Çin Cumhunyeti, Çan Kay-
şek'in iktidarda bulundugu
20 yıl boyunca uluslararası
örgütlerde Çin'i temsil etti
ve Kıta Çini'nin yeniden ele
geçirilmesi amacını hep
tasıdı.
Bu arada Pekin hükümeti de
Tayvan üzerinde durmadan
hak iddiaetti. 1954'te
Tayvan'la ABD arasında bir
savunma anlaşması
imzalandı ve Tayvan,
ABD'den askeri ve
ekonomik yardjm almaya
başladı. 1971'de Tayvan
Birleşmîş Milletler'den
uzaklaştınldı ve yerine Çin
Halk Cumhuriyeti getirildi.
Dönemin ABD Başkanı
Nüon'un Çin'i ziyareriyle
biriikte de ABD ve Çin
arasında dıplomatık ilişkiler
kurulmuş oldu. Bu olay pek
çok ülkenin Çin'i tanımasına
ve Tayvan ile olan ilişkilerini
kesmelerine yol açtı.
ABD, 1 Ocak 1979'daÇin
Halk Çumhuriyeti'ni Çin'in
tek yasal hükümeti olarak
tanıdığını ve Tayvan'la olan
ilişkilerini kestiğini
açıkladı.
Bununla biriikte aynı yıl
Tayvan'la ekonomik ve
toplumsal ilişkilerin
sürdürülmesini öngören
"Tayvan'la fliskifer Yasası"
ABD Kongresi'nde kabul
edildi ve Tayvan'a sılah
satışı sürdürûldü. Bu
dönemde Çin Halk
Cumhuriyeti, Tayvan'a
karşı daha uzlaşmacı bir
politika izlemeye
başladıysa da, Tayvan
anakarayla ilişkı
kurmaktan kaçındı. Ancak
1980'lerde iki ülke arasında
dolaylı ticari ilişkiler
kuruldu.
Komünizm tehdidinekarşı BağdatPakü1949'da NATO kurulduktan sonra ABD ve tn-
giltere, Sovyetler Birliği'ne karşı Ortadoğu'da
da bir savunma örgütü kurulmasını planlamaya
başlamışlardı. Önce "Ortadoğu Komutanbgı''.
sonra Ortadoğu Savunma Örgütü (MEDO) dü-
şünülmüş, ama basta Mısırolmak üzere Arap ül-
keleri her şeyden önce lsrail'i düşman gürdük-
lerinden buna yanaşmamışlardı. Çok geçmeden,
1953 başında ABD yönetiminin başına geçen
Eisenhovver'ın dinamik Dışişleri Bakanı Dufles
Sovyetler'e karşı bir Kuzey Kuşağı (Northern
Tier) doktrini oluşturmuş ve 1953 Mayısı'nda
Ortadoğu bölgesinde gerçekleri araştırma (Facts
fınding) gezisine çıkmıştı. Kahire gibi Tel-Aviv
de böyie bir doktrine soğuk bakıyordu. Türkiye,
Irak ve Pakistan ise projeyi lyi karşıiamışlardı.
Suriye'de Çiçekli, ABD'yeyaklaşmak istediğin-
den plana karşı çıkmamıştı.
26 mayısta Ankara'ya gelen Dulles'a Mende-
res ve Bayar, Ortadoğu'da komünizm tehlikesı-
ne karşı bir an önce önlem alınması gerektiğinı
söylemişler, Türkiye ile biriikte Irak ve Pakis-
tan'ın bu düşünceyi payiaşhğını, Ürdün'ün ve şu
sırada kimi dış sorunlan nedeniyle Iran'ın şim-
dilik bunu benimsemekten kaçınacağını, Suri-
ye'ye gelince bu devlete güvenilemeyeceğini be-
lirtmişlerdi (1).
Dulles, Ankara'dan çok memnun aynlmıştı.
VVashington 'da Türkiye, Iran, Pakistan ve derin-
lik olarak, Irak ve Sunye'nin Kuzey Kuşağı kap-
samı içine alınması karara bağlanmıştı. Bunun
üzerine Menderes kollan sıvamış, işe 1954 Ni-
sanı'nda Pakistan ile birpaktyapniakla başlamış.
arkasından Irak ile görüşmelere girişmişti. Mu-
hatabı Nuri Es-Said idı. Bu zeki ve kurnaz adam
Türkiye'de Harbiye'de okumuştu. Çok iyi Türk-
çe konuşurdu. Irak Haşimi Krallığı'na herzaman
sadık kalmış, Ingiltere ile sürekli dostluk ve iş-
birliği politikasını benimsemişti.
Ortadoğu'da komünizm tehlikesi
YI1LIK SIKINTI
Adnan Menderes ve Irak Başbakanı Nuri Es-Said.
• 13 Ocak
1955'te, Adnan
Menderes'in
Şam'a gelişinden
bir gün önce
elçiliğimizin
önünde Türkiye '
karşı gösteriler
başladı. Gösterinin
Suudi Arabistan'ın
parası, Fransa'run
organizasyonu ve
Mısır'ın kışkırtmasıyla yapıldığını sonradan öğrendik.
Hükümet önlem alacaktı, ama yasaklamaktan
çekinecekti. Elçiliğimizin önünden geçen 500-600 kişilik
gençlergrubu "Yaşasın Suriye, devrilsin Türkiye" diye
bağınyor, kimileri elçiliğin camlannı kınyordu.
İSMAİLSOYSAL
Menderes Ortadoğu'da diplomatik temaslara
geçmeden önce, Arap devletlerinin nabzını yok-
lamak istemişti. Bu amaçla Irak, Suriye, Mısır,
Ürdün, Suudi Arabistan ve Lübnan'daki Türk
temsilcilikleriyle Ankara'da 12-13 Temmuz
1954'te bir danışma toplantısı düzenletmişti.
Menderes'in başkanlığuıdaki bu toplantıda Dev-
let Bakanı ve Başbakan Yrd. Fatin Rûştü Zoriu,
Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Dışişleri Genel
Sekreteri Nuri Birgi hazır bulunuyordu. Başba-
kan, Ortadoğu'daki komünizmin tehlikesinden,
güvenlik boşluğundan söz edip bu duruma kar-
şı Araplann tsrail tehlikesini ileri sürüp işbirli-
ğinden kaçındığını, bizim onlara gerçekleri an-
latabileceğimizi, Türklerin o ülkelerde eskiden
beri saygınlığı bulunduğunu ve oralardaki dost-
laruıdan yararlanabileceğini, onlan Türkiye'ye
davet edip izaz-ikram edebileceğimizi belirtmiş-
ti. Elçilerimiz de bu iyimser konuşmaya uygun
mesajlar verdiler. Yalnız Kahire Maslahatgüza-
n MahnnıtDikerdem, biraz örtülü de olsa tered-
dütlerini dile getirdi. En genç temsilci olan ben
-ki o nedenle toplantının tutanagının hazjrianma-
smı da benden istediler- açıkça inandıklanmı
söyledim: "Bugün Arap dûnyasmda aşın mflK-
vetçiKk egcmen; halk Baöülara hem eski sömû-
rücüler hem de Israil'in koruyuculan olarak gü-
venmiyor. Turkhe'ye karşı da kuşkulan var. En
azmdan Surij
r
e'de durum böyte." Menderes bu
sözlenmden rahatsızlık duydu, ama bir tepki
göstermedi. Yalnız Zorlu sonra "Başbakan'ı üz-
dün" diye bana tarizde bulundu (2).
15 temmuzda tstanbul'da Florya Köşkü'nde
Cumhurbaşkanı Bayar'ın etrafinda toplandık.
Ankara toplantısının notunu okumuş. O neden-
le bana sadece kimi düşüncelerini ekledi. Arap-
lara, özellikle Suriyelilere güvenilemeyeceğini,
dikkatli olmamız gereğini tembih etti.
O yılın sonbahannda, Dışişleri'nden Şam EI-
çiliğnnize bir haber geldi. Başbakanın ricası üze-
rine Emekli General AH FuatCebesoy, Meşruti-
yet zamanında tanıştığı Suriye Cumhurbaşkanı
Haşim Bey (El-Attasi) ile dostça görüşmek üze-
re Şam'a gelecekmiş. Paşa'nın gelişine sevindik.
ElçiJiğimizde kaldı. Curnhurbaşkanı Attasi'nin
ailesi Türk kökenlidir. Türkçe adlan "At Agası"
ile 17. yüzyılda ailece Konya'dan Suriye'ye ge-
lip Homs kenrine yerleşmiş ve Araplaşmışlar.
Arna Türkiye ile her zaman bağlannı korumuş-
Başbakan Adnan Menderes, 22 Kasım 1955'te Bağdat Pakü'nın imzalanması için gittiği Irak'ın başkentinde dönemin Pakistan Başbaka-
ru Muhammed Ali, Irak Başbakanı Nuri Es-Said, Ingiltere DışişJeri Bakanı Harold MacMiIlan ve İran Başbakam Hüseyin Ala ile biriikte.
lar. Kendisi Mekteb-i Mülkiye'de okvunuş. Ter-
temiz Osmanhca Türkçesi konuşuyordu.
Cumhurbaşkanı, Ali Fuat Pasa'yı benimle bir-
iikte akşam yemeğine davet etti. Bizden başka
yalnız oğlu, miiletvekili Adnan Bey vardı. O da
Türkçe biliyordu. Kansı, lstanbullu bir Türktü.
Konuşma daha çok geçmişteki anılar üzerinde
oldu. En ilginç anektod şu idi: Haşim Bey, Mül-
kiye'de okurken Türk arkadaşlan Türkçülük akı-
mıru benimseyıp toplantılaryapmaya başlamış-
lar. Okulda öğrencilerin beşte biri Arapmış. Giz-
li bir toplantı düzenleyip Haşim Bey'i başkan
seçmişler ve demişler ki: "Onlar Türkse, biz de
ArabE." Böylece Hıristiyan Araplardan sonra,
okumuş Müslüman Araplar da milliyetçilik ha-
reketini fstanbul'da başlatmışlar.
Haşim Bey ve Ali Fuat Paşa, Türkiye ile Su-
riye'nin dost kalmalan gereğini vurguladılar.
Ama günlük sorunlara değinmek istemediler.
"Estd dost,iyi dosttur" sözleriyle sanlıp öpüşrü-
ler. Aynldık.
Irak Başbakam Istanbul'da
Komünizme karşı bir pakt için Türk-Irak te-
masian baslamıştı. Irak Başbakanı Nuri SaitPa-
şa, genç Kral Faysal ile biriikte Londra'dan dö-
nerken 1954 Ekimi ortalannda bir hafta bo>ıın-
ca Jstanbul'da Menderes'le görüşmeleryapmış-
tı. Menderes gibi o da komünizme karşı Batı ile
işbirliği yanlısıydı. Ortada, Mısır'ın Süveyş Ka-
nalı uyuşmazlığı ve Araplar için Filistin sorunu
engelleri vardı. Ama birincisi çözümlenmek üze-
reydı. Paşa'ya göre ikincisine de bir çare bulu-
nabilirdi. Menderes'in bu konudaki görüşü ise
Israil'in Araplarca tanınması ve sonra BM ka-
rarlan çerçevesinde bir çare bulunmasıydı.
tran'ın da Türk-Irak Paktı'na bir an önce katıl-
ması gerekirdi. Suriye'ye gelince; "Bizünleişbir-
Bgine girmesi iyi olur, ama nenüz bizden kuşku-
lan v^r" diyordu Menderes (3).
Bağdat Paktı'nın temeli atıldı
Istanbul toplantısının ışığı altında 12 Ocak
1955 günü Bağdat'ta Menderes, Irak Başbakam
Nuri Said Paşa ile birortak bildiri imzalamışlar-
dı. Bununla, taraflar>x)lgede kendilerine dışan-
dan ya da içeriden (komünist isyanı gibi) yönel-
tilecek her saldınya karşı işbirliği yapmayı vaat
ediyorlardı. Bu,24Ocak 1955'te geneBağdat'da
imza edilecek paktın da temeli olacaktı. Pakta 4
nisanda Ingiltere, 23 eylülde Pakistan ve 23
ekimde de Iran katılmıştı. ABD, daha çok Isra-
il'in kaygılan ve pakta karşı çıkan Mısır'ın hoş
tutulması, aynca Suudileri tedirgin etmemek dü-
şüncesiyle ona tam üye olmayacaktı. Ancak onu
destekleyecek ve komisyonlanna üye olacaktı.
Böylece NATO-Northern Tier-Güneydoğu As-
ya Andlasması Örgütü (SEATO) ve Pasifik'te
Avustralya-Yeni Zelanda ve ABD Paktı (AN-
ZUS) ile Sovyetler Birliği savunma çemberi içi-
ne alınacaktı.
12 Ocak 1955'te Bağdat Bildirisi'nden sonra
Başbakan Menderes ve Dışişleri Bakanı Köprü-
lü ve geniş bir miiletvekili grubunun 14 ocakta
Şam'a 3-4 saatlik birziyarette bulunması karar-
lastınlmıştı. Çiçekli, iktidardan 1954 Şubatı'n-
da uzaklastınlınca onun devirdıği meşru yöne-
tim yeniden gelmiş; Cumhurbaşkanı Haşim At-
tasi. Faris Huri'yi (Hıristiyan) başbakan, Feydi
Attasi'yı dışişleri bakanı yapmıştı. Eylülde dü-
zenlenen yeni seçimde hükümet partisi. halkçı-
lar nıspi çoğunluğu sağlamıştı. Bu parti Irak ve
Ürdün, yani Haşimilere yakındı, hatta federas-
yon yanlısıydı. Ancak ordunun ne diyeceği bel-
li değildi. Haşimilere, Suudi Arabistan'dan bas-
ka, Abdülnasır'ın Mısır'ı da karşıydı. Aynca
Fransızlar, İngiltere'nin Irak'taki etkınliğinin art-
masını istemıyordu. Irak'a Türkiye ve ABD'nin
desteği, onlara Araplann işlerine tehlikeli bir
müdahale gibi görünüyordu. Böyle oiunca Suri-
ye ve Lübnan hiç değilse şimdilik Bağdat Paktı
karşısında tarafsız kalmayı yeğlemişti. Ama At-
tasi ne de olsa komşu Türkiye'nin Başbakam
Menderes'in dostça ziyaretinı geri çevirmek is-
tememişti. Yeğeni olan Feydi Attasi, parlamen-
toda, Türk başbakanın davetine karşı eleştiriler
yapılması üzerine "Israil gibi bir düşmanı olan
bir kimse ikinci bir düşmanı istemez" diyordu.
13 ocakta, yani Menderes'in Şam'a gelişinden
bir gün önce elçiliğimizin önünde Türkiye'ye
karşı gösteriler başladı. Gösterinin Suudi Arabis-
tan'ın parası, Fransa'nın organizasyonu ve Mı-
sır'ın kışkırtmasıyla yapıldığını sonradan öğren-
dik. Hükümet Önlem alacaktı, ama yasaklamak-
tan çekinecekti. Elçiliğimizin önünden geçen
500-600 kişilik gençler grubu "Yaşastn Suriye,
devrilsin Türkiye" diye bağınyor, kimılen elçi-
liğin camlannı kınyordu. Sunye Dışişieri'ne te-
lefon ederek durumu bildirdim, "Merak etme-
yin, sizi konıj-acagız" dediler. Gerçekten hemen
bir bölük asker elçiliği çevirdi, göstericıler kar-
şı kaldınma geçirildi. Biz bir yandan Ankara'ya
şifreli telgraf yollarken Cumhurbaşkanı Bayar
teiefonla beni aradı.
- Ajans haberlerinden elçiliğimize saldın ol-
duğunu öğrendik, durum nedir? diye sordu.
- Tehlikeli bir şey yok. Yalnız birkaç cam kı-
nldı. Asker etrafımızı sardı. Polis müdürü benı
görmeye geldi. Her türlü önlemi aldılar, dedim.
- Bu olaylar, yann oraya gelecek başbakanı-
mız ve Türk heyetinın hayatını tehdit eden bırdü-
zeye çıkacaksa Bağdat'a telefon edeceğim, ziya-
reti iptal ettireceğim.
- Tehlike herhangi bir ülkede ortaya çıkabile-
cek olan düzeyden fazla değildir, yanıtını verin-
ce cumhurbaşkanımız rahatladı ve "Allah yar-
dımcınız olsun" dedi.
Hemen Bağdat'a telefon ettim. Menderes çık-
tı. Ankara ile konuşmamızı anlattım. Dedi ki
"Yann sabah geüyoruz. Geleceğiz ve bu gösteri-
leridüzenleyenleri kahredeceğiz.''(Kuskusuz tüm
telefonlanmız dinlenıyordu)
Polis müdürü ertesı sabah alınan önlemleri ba-
na yerlerinde gösterdi. Biraz sonra heyetimız,
özel KLM uçağı ile havalimanına indi. Başba-
kan Nuri ve Dışişleri Bakanı Feydi Attasi karşı-
ladılar. Kortej saraya yöneldi. Ben, protokol şe-
fi ile 3. arabadaydım. Polis yollan tutmuş. Tam
Muhacirin Mahallesi 'nden (93 Savaşı Türk göç-
menlerinin yerleştiği yer) geçerken halk "Yaşa-
sın Türldye" diye bağınyor, mendil sallıyordu.
Menderes coşkuyla onlan selamlıyordu. Göz
yaşlanmı protokol şefınden gizlemeye çalışıyor-
dum.
'Sağıriar dryaloğu'
Öğle yemeğinden önce Türk ve Suriye heyet-
leri arasında görüşmeler oldu. Not alıyordum.
Cumhurbaşkanı Attasi, Suriye için fsrail tehlike-
sinden söz edip buna karşı Türkiye'nin kendile-
rine yardımcı olmasını istiyordu. Menderes ise
bölgede komünist tehlikesinin önlenmesi zorun-
luluğundan söz ediyor ve bunun için bir pakt ha-
zırlandığını, paktın bölgede güvenlıği koruyaca-
ğını anlatıyordu. Görüşmeler tam bir "sa^rlar
drvaJogu" şeklinde seçti. Ama ne de olsa ilk kez
bir Türk devlet adam Suriye'ye geliyor, dostça
karşıianıyor; iki ülkenin komşu olduğu gerçeği
belirlenmiş oluyordu.
Yemekten sonra heyet Beyrut'a gitti. Gider
gitmez Şam'da daha geniş gösteriler başladı. Et-
rafımız yeniden askerlerle sanldı. Içimiz rahat-
tı. Derken Beyrut'taki Menderes*ten telefon:
- Gene gösteriler olmuş.
- Merak etmeyin, güvenlik içindeyiz.
- Siz hemen Beyrut'a gelin, biraz görüşürüz.
Derhal elçilik şoförü ile yola çıktık. Arkada,
uzaktan bir polis arabasının bizi izlediğini fark
ettim. Sınırda soru sormadan selam durdular,
"Buyrun, g^iniz" dediler. Beyrut'a vardık. St.
George Oteli'nde Menderes soruyor
- Ne diye bağınyorlar?
- "Türkiye, süküt sükût, Menderes sükût, sü-
kût."
- Menderes'i bilmem, ama Türkiye sükût eder-
se altımızda ezilirler.
(1) DışişleriArşivi, Bağdat Paktı 1954
12) MahmutDikerdem, Ortadoğu da Devnm Yıilan. ts-
lanbul, 1990
(Sj Dışişleri, aynı
YARIN: BAĞDAT PAKTI'NIN
YARATTIÖI BUNALIMLAR