14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 -MART 1996 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 Kışlalı: Atatürk yeniden keşfedildi İstanbul Haber Servisi - Tüfiiyenın toplum olarak güç bir dönem geçırdığinı söyleyen Prof. Dr. AhmetTa- ner Kışlalı, bu dönemde Ata- türk'ün yeniden keşfedildi- ğini söyledı. Gazetemiz ya- zarlanndan KışlaJı, "Ata- türk'ün Türkiyesu faşist dik- tatörMussoJını'nin bile 'Av- rupalı' kabulettiği bir iilkedir. Anra ne yazık ki 60 yıi sonra- nın Türkiyesi Avnıpa'ya 'Ne olur beni kabul et' diye yaJva- ran bir iilkedir*' diye konuş- tu. Kabataş Eğitim Vakfi'nın düzenlediği 'Perşembe Söy- leşileri'nın dünkü konusu Atatürk ve Demokrasi'ydi. Söyleşiye konuşmacı olarak gazetemiz yazan Kışlalı çağ- nlmıştı. Kışlalı, konuşmasın- da, Mustafa Kemal Ata- türk'ün her şeyden önce de- mokratik kimlıği ağır basan bır yurttaş yaratmaya çalıştı- ğını belirterek "Demokrasi- nin adını bile bilmeyen bir halka demokrasiyi öğretme- ye, benimsetmeye çahşmıştır. Yabuzbu bileAtatürk'eyöne- lik 'Onun yaptıklan demok- rasi içermıyor. O bırdıktatör- dür' suçlamalannın ne kadar yantaşolduğunu göstermekte- dir" dedı. Tiirkıye'dekı bu günkü demokrasiyi 192O'li yıllarla karşılaştıran Kışlalı. konuşmasına şöyle de\ am et- tı: "Detnokrasiolabilınesiicin ülkede sanayininyerleşmiş oi- masL, insanlann büyük ço- ğunluğunun kentlerde yaşa- ması, voksulluğun olmaması, eğitim düzeyinin yüksek ol- ması gerekir. Oysa 1920'lerin Türkiyesi'ndc bunlardan söz etmek miimkün değil. De- mokrasi olabilmesi için her şeydenöoceolması gereken u- lus olma özeUiği de 1920'ler- de rnevcut degü." Kışlalı, Atatürk'ü 'dikta- tör' olmakia suçlayanlan da "Siz hiç kendi elivke muhale- fet yaratmaya çalişan bir dik- tatör gördünüz mü?" diye yanıtlayarak, Atatürk'ün top- lumu bir an önce çağa taşı- mak ısteyen bir kişi olduğu- nu vurguladı. Kışlalı, Türkı- ye'de gençler dışında hiçbır kesimin hakkım elde etmek içın çaba göstermediğini ama Atatürk sayesınde kadınlann, oy hakkım birçok ülkeden önce elde ettığinı de belirtti. Kışlalı, şunlan söyledi: "Shil toplum, insanlann dev- letin dışında bir araya geierek, devlet sorunlannı tarbşabtt- mesi ve çözüm yollan arama- sıdır. Atatürk, çevresindeld birçok insanın karşı çıkması- na karşın Türk Eğitim Derne- ği, Türk Dil Kunımu ve Türk Tarih Kunımu gibi örgütle- rin temelini atmışür. Bunlar devletin dışında bağımsız ku- rumlardır. tlk üretim ve tüke- tim kooperatifini kurmuştur. Ve siz bütün bu çabayı dünya- da faşizm yükselirken gös- teren bir insana neredeyse faşist diyorsunuz." KÎT satışlaruıa B Baştarafi 1. Sayfada Hukukta "tersine işlem" olarak anılan ilke uyannca, yasayla kurulan KİT'lerin, ancak yasa ile kapatılması gerektiğinı vurgulayan ve Anayasa Mahkemesi'nın bu ilkeyi de dikkate aldığina işaret eden Çağan, şöyle de- vam etti: "Anayasa Mahkemesi'nin bu önemli karannın ardın- dan, yeni kurulacak hükii- metin Çiller gibi özelleştir- mc şehvetine,çılgınlığına ka- pılmaması gerekir. Hükü- metler, bundan sonra bu ko- nulardaki adımlannı dik- katli atmalıdır." Cumhunyet'ın soruJannı yanıtlayan Anayasa Mahke- mesı kaynaklan da T'nin sa- tıştrtı durduran karardan yo- la çıkılarak Özelleştirme Ya- sası'nın yetkı devrine ilişkin bölümlerinin de anayasaya aykın olacagı yorumunun yanlış olmadığını, idari yar- gının iptal kararlan verebi- leceğini kaydettiler 4046 sayılı Özelleştirme Yasası hükümlerinin T'nin satışına ilişkin yasada uygulanama- yacağını vurgulayan kay- naklar. iptal karannın daya- nağına değinirken şu görüş- leri dile getirdiler: "Iptal noktası özellikle yetki devrinde. Bir de ancak kanunun içernıesi gereken aynntılann. önceden Ba- kanlar Kunılu tarafindan yerine getirilmesine olanak veren 4000 sayılı T'ye ilişkin yasa daha önce iptal edilmiş- ken bu defa aynı yetkilerin bir kurula verilmesi, yani Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'na, 4 bakana verümesi uy- gun bulunmadı. Bu duru- mu, vasanın kendisi düzenie- oıelklir, düzenleyecektir." Türk Telecom AŞ'nin his- selennin yüzde 49'unun sa- tışı projesı, Anayasa Mah- kemesi'nin iptal karan ne- deniyle askıya alındı. özelleştirme Yasası'nda devir KlT satışlanna olanak sağlayan 4046 sayılı Özel- leştirme Yasası'nın, Özel- leştirme Yüksek Kuru- lu'nun görev ve yetkilerini belirleyen ve anayasaya ay- kın olduğu vurgulanan 3. maddesi, kurula satış ve di- ğer bütün tasarruflar ıçin ge- niş yetkiler tanıyor. 3. mad- denin c, d ve e bentleri, şu hükümleri öngörüyor: c) Kuruluşlann; satış, ki- ralama, işletme hakkı devri, - mülkiyetin gayri ayni hakla- nn tesisi ve işin gereğine uy- gun sair hukuki tasarnıflar ve devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlenn- den hangisi ile özelleştirile- cegini belirlemek. d) Özelleştirme progra- mına alınan kunıluşlann "satış, kiralama. işletme hakkı dev ri, mülkh etin gay- ri a\ ni haklarm tesisi \e işin gereğine uygun sair hukuki tasarnıflarla gerçek ve / ve- ya özel hukuk tüzelkişilerine deyredilmesi" yöntemleriy- le Özelleştirme Jdaresı Baş- kanlığı tarafindan gerçek- leştirilen nihai devir işlem- lerini onaylamak. e) Özelleştirme kapsamı- na alınan kuruluşlardan ge- rekli göriilenlerin küçüitül- mesine, faaliyetlerinin süre- li veya süresiz olarak dur- durulmasına, kapatılmasına veya tasfiyesine karar ver- mek. için yeni yasa • Baştarafi 1. Sayfada kurumun hisselerinin satı- şında ve lisans hizmetleri- nin kiralanmasında Özelleş- tirme Idaresi Başkanlığı ve Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'na yetki veren maddeleri- ni iptal etti. Mahkemenin iptal ettiği maddeler aynca, T'nin satışının Özelleştirme Yasası çerçevesinde düzen- lenmesini de öngöriiyordu. Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan üzerine. Özel- leştirme îdaresi Başkanlığı, T'nin satışı için başlattığı tüm çalışmalan askıya aldı. Bu çerçevede, PTT'nin T'sinin hisselerinin satışında danışmanlık yapacak firma- nın seçimi için geçen yıl ha- ziran ayında açılan ihale de askıya alındı. ÖİB, geçen yıl Dünya Bankası 'nın koor- dinasyonunda uluslararası piyasalarda danışrnan fir- manm seçimi için bir ihale açtı. îhaleye katılan firmalarla geçen yıl ağustos ayında ya- pılan görüşmelerin ardın- dan, 6 konsorsiyum son pa- zarlık için yeniden seçildi. Idare. geçen yıl kasım ayın- da seçilen 6 konsorsiyuma son önerilerini göndermele- ri için yeniden mektup yaz- dı. Damşman fırma seçimi ıhalesine katılmak üzere se- çilen son 6 konsorsiyum önerilerini geçen yıl ağustos ayında ÖlB'ye sundu. Dün- ya Bankası da, kendi koor- dinasyonunda yapılan bu ihaJe için ÖlB'ye 14 marta kadar süre tanıdı. Yetkililer, Dünya Banka- sı'nın ihalenin tamamlan- ması için verdiği 90 günlük sürenin 14 martta dolacağı- na dikkat çekerken, "Ancak, artık hiçbir çalışma yapıla- mı>or. İhaledurduruldu. Bu kapsamda. Dünya Banka- sı'nın verdiği süre de arük önem taşımıyor. Tüm isJem- ler yeni bir yasa çıktıktan sonra yeniden başlayacak" dediler. KIGEM'de dava I Baştarafi J. Sayfada karannın ıptali ıçin Birleşik Metal-lş Sendikası, HA- VAŞ'ın satışının iptali için Hava-Iş Sendikası, Orman Ürünleri Sanayii (ORÜS), Sümerbank, Sümer Hol- ding, Testaş ve Kümaş için de kurumda çalişan işçiler satış kararlannın Özelleş- tirme Yasası'na aykın ol- iuklan gerekçesiyle Kl- âEM önderliğinde idari ^argıda çok sayıda dava aç- tılar. KİGEM. Anayasa Mah- kemesi'nin, PTT'nin T'si- nin satışını düzenleyen ya- sanın. Özelleştirme Yüksek Kunılu (ÖYK) ve Özelleş- tirme tdaresi Başkanlığı'na yetki devri öngören madde- lerini iptal etmesi üzerine de, Özelleştirme Yasası'nın benzer hükümlerinin iptali sonucunu doğurucak dava süreçlerini başlatma hazır- iığına girdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada topraklar onlann olmuştu..." Amerika'da eğitim gören Türk öğren- cilerinin yansından fazlasının "şeriat" eğilimli olduğu haberleri gelince, ne- dense bu sözleri anımsadım. Din, herkesin vicdanıyla ilgili bir du- rum. Ama kredisinin büyük bölümü ABD kontrolündeki Dünya Bankası'nca verilen, öğrenci seçimi Milli Eğitim Ba- kanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kuru- mu'nca (YÖK) yapılan "yurtdışında eği- tim" projesinden çoğunlukla, "şeriat" eğilimli öğrencilerin yararlandınlması bir dizi soru işaretini beraberinde getiriyor. Bir devlet düşünün ki, birinci düşman olarak kendi yapısını seçmiş öğrencile- ri yurtdışında eğitiyor. Cumhuriyet okurian konunun yaban- cısı değil. Daha önce de arkadaşımız Emine Kaplan birkaç kez haberieştir- mişti. Yurtdışından birbirinden farklı kesim- lerden gelen haberler gösteriyor ki, MEB-YÖK işbirliğiyle gönderilen öğren- cilerin bir bölümü, ilk iş olarak şeriatçı örgütlenmeyi genişletmeyi seçiyorlar. Kişi istediği düşünceyi benimsemek- te serbesttir. Şeriatı da benimseyebilir. Ama "laik, demokratik bir hukuk devle- ti" olduğunu iddia eden bir ülkenin eği- timle ilgili birimlerinin, bu anlayışın tam tersi düşüncede öğrenciler, öğretim ele- manlan yetiştirmesinin düşünce özgür- lüğüyle bir ilgisi olabilir mi? îran yönetimi, Türkiye'ye çeşitli alan- larda eğitim görmek üzere öğrenciler gönderse.. bu öğrencilerin, molla yö- netimini beğenmeyen, laiklik yanlısı ABD'deki Oğrenciler... olanfannı seçer mi? Her devlet kendi yapısını korumak için temeller atarr donanımlarını geniş- letir. Yeryüzünde kendi temeline dinamit koyan bir devlet nerede görülmüş? Amerika'da eğitim gören öğrencilerin yaptıklarına ilişkin olarak Amerika Ata- türk Derneği'nce MEB'e ve YÖK'e bir mektup gönderildi. Mektupta, bazı öğ- rencilerin, Atatürk devrimlerine ve Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'na ilişkin ağza alın- mayacak hakaretler yağdırdıkları vur- gulanıyordu. YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz, bu iddialan inceleme gereği duydu. Arka- sından da yurtdışındaki öğrencilerin eğitim düzeylerini kontrol etmek üzere bir yapı oluşturulması kararlaştırıldı. Prof. Gürüz, ABD'de incelemede. Her nedense bu girişim, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerini çok kızdırdı. Za- man, 1 şubat tarihli sayısında Amerika Atatürk Derneği Başkanı Hüdai Yava- lar'a çatarken şu başlığı kullandı: "Yavalar ciddiye ahnırsa..." 3 şubat tarihli Yeni Şafak gazetesin- de de konu, "Amerika Atatürk Deme- ği'nin hedefi Türk öğrenciler, 'Araplar- la arkadaşlık yaptığı' iddia edilen öğren- ciler şeriatçı olmakia itham ediliyor" başlığıyla işlendi. Bu öğrencilere Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinin sahip çıkmasına tabıi ki şaşırmadık. Ama daha ortada soruştur- ma ya da MEB'de, YÖK'te herhangi bir hareket yokken bu kadar telaşlanmala- rına anlam verebılmiş değiliz. Acaba, durumun ortaya çıkmasını mı istemiyorlar? FırsatTürkiye'den, olanak ABD'den.. şeriat propagandası bol ke- seden. Dalgaya taş atana anında itham: "Bunlar Türk öğrencilenne karşı..." Oysa tam tersi. Türk öğrencileri dün- yanın olabilecek her yerinde eğitim gör- sünler, bilgilerini görgülerini geliştirsin- ler. Ama devletin olanakfarını kullanıp şeriatın değirmenine su taşımasınlar. Internet'e köle düzeni... Cumhuriyet'te konuya ilişkin olarak çıkan haberlerin ardından, bu öğrenci- lerden bazılan Internet aracılığıyla sö- züm ona yanıtlar verdiler. Kimi putlar- dan, kimi sank giymenin "şerefınden" söz ediyor. Bunlan burada uzun uzun aktarmak istemiyorum. Ama içlerinden biri var ki, durumu çok iyi özetliyor. Internet Nets- cape'te yer alan MEB burslu bir öğren- cinin yazısı şöyle: "Şeriatın ne kadarkusursuz, güveni- lir ve doğru bir hukuk olduğunu daha önce yazmıştık. Hatta daha da ileri gi- derek diyoruz ki, sadece 21. yüzyıla yaklaştığımız şu günlerde değil, bütün zamanlarda da şeriat uygulanmalıdır. Şeriattan uzaklaşınca kaybederiz, geri kalırız... Şeriatın ne kadarkusursuz, her çeşit ihtiyaca karşılık verebilen bir hu- kuk olduğunu daha iyi anlatabilmek için bakınız şu örneği seçtim: Diyelim ki, bir baba, oğlunun kadın kölesiyle cinsel ilişkide bulundu veya bir adam, babasının cariyesiyle cinsel ilişkide bulundu veya iki adam, bir ka- dın köleye ortak olarak sahipken adam- lardan biri, kadınla ilişkiye girdi. Bu üç durumda taraflann ne gibi ce- zai veya hukukiyükümlülükleri olduğu- nu şeriat hükmü çoknet bir şekilde bil- diriyor. Halbuki gûnümüzde kul yapısı olan hiçbir hukuk düzeni bu durumlara bir çözüm getiremiyor. Şeriata uyma- yanlar da bu durumda apışıp kalıyor." 21. yüzyılın eşiğindeyiz. Bi/gi çağında olmanın en somut örneklerinden biri olarak gösterilen Internet'teyiz ve bu tümcelerie karşılaşıyoruz. Çağdaş olmanın, kültürel ilerlemenin, teknolojiyle doğrudan ilişkisi olmadığı- nı, bilgisayar kullanmakla çağ atlanma- yacağını gösteren ilginç bir örnek. Her şey bir yana, çağımızın çok geri- lerinde kalmış kölelikle ilgili bir düzen- leme, mükemmel bir hukuk olarak su- nulabiliyor. Bu kafa yapısındaki insanlar bizi en- dişelendirmiyor; devletin kaygısızlığı kaygılandınyor. Anadolu, değil bugün, bin yıl önce bi- le bu mantığı reddetti. Kuran, inanan insanın yüreğini aydın- latır. Ama bunlar Kuran'la yüreği aydın- latmak değil, gözleri çağa kapatmak is- tiyorlar. Unutulmamalıdır ki, böyle bir anlayı- şın egemen olduğu Türkiye, Suudi Ara- bistan'ın en yakın müttefiklerinin aley- hine değildir... Kuran bizim, Anadolu onlann olsun... Hayır... Kuran inananlann, Anadolu yaşayan- lann olsun... TEAŞ Genel Müdürü Turhan'ın 'Nükleer enerjiden başka çare yok' sözleri tepki gördü 4 Yetkililer, nükleerkoıııiklik yapıyor'• Türkiye Elektrik Üretim ve fletim AŞ Genel Müdürü Mustafa Turhan'ın nükleer santrallan sa\-unan yaklaşımı, çevreciler tarafindan tepkiyle karşılandı. Turhan'ın sözlerini "yetkililerin yıllardır sürdürdüğü komikliklerin son halkası" olarak nitelendiren çevreciler, genel müdürü gerçekleri çarpıtmakja suçladılar. İZMtR / İSTANBUL (Cumhu- riyet) - Akkuyu NükJeer Santra- lı'nın yapım ihalesiyle ilgili hazır- lıklar sürerken Türkiye Elektrik Üretim ve lletim AŞ (TEAŞ) Ge- nel Müdürü Mustafa Turhan'ın nükleer santrallarla ilgili yakla- şımlan büyük tepki topladı. Tur- han' ın "Artık teknoloji o kadar ge- tişti ki nükleer santral yakınında insanlar piknik yapıyor" yaklaşı- mını, "yetkililerin yıllardır sürdür- düğü komikliklerin son halkası" olarak nitelendiren çevreciler ve aoti nükleerciler. genel müdürü. "konumu gereği bilmesi gereken bazı bilgileri hiç aktarmamak, ba- zılannı da yanlış vermekfc" suçla- dılar. TEAŞ Genel Müdürü'nün nük- leer santrallarla ilgili basında yer alan. "Zaten bizdeolmasa da dün- yadaki santrailar dünvayı yok et- meye yeter", "Nükleer enerjiden başkaçareyok"yakla§ımlan. Çer- nobil faciasının 10. yıl etkinlikle- rine hazırlanan anti-nükleerciler arasında tepki yarattı. SOS Akde- niz Derneği Sözcüsü Aylin Gen- çoğlu. TEAŞ Genel Müdürü'nü, kamuoyunu yanıltmak, bilimsel gerçekleri çarpıtmak ve yalan söy- lemekle suçladı. Gençoğlu, Çer- nobil felaketi sonrası gelişmeleri izleyen sıradan bir insanın bile bir- çok şeyi açık seçik gördüğü or- tamda yetkililerin hâlâ neden dı- rendiklerine bir anlam vermenin zor olduğunu belirterek şunlan söyledi: "On vılda ne degişti? Yalanlar mı degişti? Bu TEAŞ Müdü- rü'nün dünyadan haberi yok. Nük- Ifer santrallarla ilgili bLdm bilme- diğimi/ değişiklikler mi oldu ki bu müdür rasgele aüp tutuyor. Çerno- bü sırasında söylenen yalanlar da unutulnıadı. Elektrik yetmezUği 30 yıldır bu >etkilikrin ağzında sakız oünuştur. Elektrikle tehdide son versinler. komikliklere son versinler.Ama biz bu komikliklere artık alıştık. Bu memleket yü/ünc gözüne asbest süren çe> re bakanı. srvanüriin teh- likesi/ olduğunu sö> leyen çevre uz- manı da gördü. Radyasyonlu çay- lan içerek yararlıdu- diyen devlet başkanlan da gördü. V'alanlan bı- raksınlan. gerceklere bakalun." Akdeniz Çevre Örgütleri top- lantısı sonrası yapılan açıklamada "Nükleer santral halkunıza saku- ndır" yaklaşımı getırilirken Ak- kuyu Sürekli Eylem Grubu da Çernobil faciasının 10. yılındaan- ti-nükleeretJdnlildertakvimini be- lirledi. SOS Akdeniz Derneği de bastırdıği kartlarla "komik duru- ma düşen yetkilileri" nükleer sant- railar konusunda uyaracak. Greenpeace Mediterranean Enerji Kampanyası Sorumlusu Melda Keskin de yazılı biraçıkla- ma yaparak u Ülkeyi son derece pa- hah, tehlikeii vekiıietici olan A'dan Z'yeithal nükleerenerji üretimine süriiklemek, bügistzlik değUse, kö- tü niyettir" dedi. Keskin, Türki- ye'deki yetkililerin 30 yıi öncesi- ne dayanan eskimiş bilgilerle ka- muoyunu yanıltmaktan vazgeç- meleri gerektiğini söyledi. Temiz, yenıienebüır enerji kâynajdanna yatınm yapmak yerine nükleer santrallarda ısrar etmenin kimse- ye yarar getirmeyeceğini savunan Keskin, Norveç'te hiç nükleer santral bulunmadığını, ABD ve Almanya'dakilerin de teknik ve ekonomik sorunlar nedeniyle bir bir kapatılmakta olduğunu belirt- ti. TEAŞ Genel Müdürü Mustafa Turhan'ı, Türkiye'nin enerji po- tansiyelini sadece kömür ve hidro- elektrikle kısıtlamakla suçlayan Nükleer Karşıtı Platform - Istan- bul îdan İfasan Catay ise "Türk res- mi makamlan tarafindan yok sa- yılan Türkiye'nin yenüenebilir enerji potansiyeli özel sektör tara- findan ticari amaçla kullanılmak istenmektedir" dedı. Japonya'da bin megavat gücündeki bir santra- lm 6 milyar dolara mal olduguna dikkat çeken Catay, aynı özellik- lerdeki Akkuyu santralının nasıl 2 milyara mal olacağının acıkjan- masını istedi. Catay, Turhan'ın açıklamalannın aksine Japonya'da birçok nükleer kazanın meydana geldiğini de sözlerine ekledi. Öğrencfleriıı harç eylemi büyüyor '** güvenilir gazete • Baştarafi 1. Sayfada zincirle birbirine bağlanmış kapılan zorlayarak açmaya çalıştılar. Kapılar- da görevli polislerin anahtan bulma çabalan sonuç vermedi ve gençler zin- ciri kıranak kapıyı açtılar. 'Yeni bir 68' Öğrenciler, Beyazıt Meydanı'nda "yeni bir 68'in geldiği" açıklamasını yaptıktan sonra harç ödemeyecekleri- ni ve eğitim görme haklannı savun- maya devam edeceklerini belirttiler. Harç ödememenin, parasız eğitim hak- kını savunmanın fıili biçimi olduğunu ifade eden öğrenciler, "Şimdi de harç ödemeden kayıtlannıızın yapıimasuıı istiyoruz'' dediler. Kampus içindeki Atatürk anıtı önü- ne yüriiyerek dönen öğrenciler daha sonra hukuk fakültesi binası önüne git- tiler. Öğrenciler, burada bina duvarla- nna pankart astılar, sloganlar attılar. Daha sonra hukuk fakültesine giren öğrenciler, harçlannı yatırmamış öğ- rencilerin kayıtlannın yapılması ama- cıyla öğrenci bürosunun önünde top- landılar. Büronun kapalı olduğu anla- şılınca yaklaşık 400 öğrenci, hukuk fa- kültesine girerek okulu terk etmeme karan aldı. Öğrenciler, kayıtlan yapı- lana kadar eylemelerini sürdürecekle- rini, ancak eğitimi engellemeyecekle- rini vurguladılar. Gece saat 21.00 sıra- lannda öğrenci temsilcileri Rektör Bü- lent Berkarda ile görûştü. Berkar- da'nın temsilcilere "Bizim yetkimiz buraya kadar.Olayı arük güvenlik güç- leriçözecek" demesi ortamı gerginleş- tirdi. Daha sonra yakJaşık 400 öğren- ci hukuk fakültesindeki Prof. Dr. Ca- vit Orhan Tütengil anfisine geçerek eylemde kararlı oldaklannı açıkiadı- lar. Bu arada emniyetyetkililerinin, bu sabaha kadar müdahale etmeyecekJe- ri açıklamalan gecenin sakin geçme- sine neden oldu. Üniversite Öğrenci- leri Koordinasyonu tarafindan önceki gün başlahlan "okulu terk etmeme" eylemleri de İTÜ İşletme Fakültesi ve Cmnhuriyet' • Baştarafi 1. Sayfada Enstitünün araştırmasına göre haberlerine en güveni- len televizyon kanahnın da "TRT" olduğu saptandı. Anadolu Universitesi lle- tişim Bılımlen Enstitü- sü'nden verilen bilgiye göre I996yılııçinde 130 bin tele- vizyon izleyicisi üzerinde ya- pılan ankette, habercilikte yüzde 41 'le TRT "en güvent- len televizyon kanalı" seçildi. Prof. Dr. Yılmaz Büyüker- şen yaptıgı açıklamada, ens- titü tarafindan yapılan kamu- oyu araştırmasında taraflı ve uzun haber verdiği ıçin eleş- ttrilen TRT'nın en güvenilen TV kanalı olarak seçildığini belirtti. Özel TV'lerin habere çeş- ni katmak ıçin espn ile dolay- lı ya da açık yorum getirme- sının haberin objektifliğine göige düşürdüğünü vurgula- yan Prof. BüyiÛcerşen, şu gö- rüşlere yer verdı: "Özel TV'ler haberlere magazin havası vermektedir. Haberleri lasa tutmakta, izle- yicinuı doğru kanaate sahip ounasını sağlayacak detavlan vennemektedirler. tzleyicile- rin çoğu, özel kanallardaki haberleri izlemekte, farkülık- lan gördükten sonra, doğru kanaate varmak için özel TV'lerden sonra TRT'yi izle- meyi tercih etmektedirler. Özel TV'lerin siyasi taraf tut- tuklan kanaari hâkimdir. Iz- leyki, TRT'nin özerk olma- yıp faaüyet ve yönetimi ile il- gili olarak çeşitli bakanlıkla- ruı yetki bağlantısı içinde ça- resizkaldığı protokol haberci- liğini mazurjörmektedir." Anadolu Ünıversıtesı lletı- şim Bılimleri Enstitüsü'nün 130 bin TV izleyicisi üzerin- de yaptığı ve 72 bin 658 kişı- nin cevapladığı araşnrmanın sonuçlan da şöyle: "TRT yüzde 41, Kanal-D yüzde 17.10, TGRT vüzde 11.50, atv vüzde 10.60," STV vüzde 6.80, SHOW yüzde 3.60, STAR yüzde 3.10, HBB yüzde 0.30, Kanal 6 yüzde 0.70, digerieri; yüzde 5 J0." Öğrenciler, eğitim görme haklannı savunmaya devam edeceklerini sövledüer MSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi'nde de- vam ediyor. Mimar Sinan Universite- si'nde 50, tstanbul Teknik Ünıversite- si'nde de yakJaşık 100 kadar öğrenci, kayıtlan yapılmadığı gerekçesiyle ge- celeri de okulu terk etmeme karan al- dılar. TBMM Baskanvekili UluçGür- kan başkanlığında saat 15.00'tetopla- nan genel kuruldan yaklaşık bir saat sonra izleyici bölümünde bulunan bir grup öğrenci, "Öğrenim hakkınuzen- geUenemez" pankartı açarak slogan at- tılar. Daha sonra kaçmaya çalişan öğ- renciler, TBMM koruma görevlileri ta- rafindan yakalanarak hırpalandılar. Öğrenciler, eylemlerini, harçlan pro- testo etmek için gerçekleştirdiklerini söylediler. Gözaltına alınan Hacettepe ve Gazi Üniversitesi'nde okuyan öğ- rencilerin adlan şöyle: Deniz Erdo- gan, Deniz Karaaslan, Hülya Yeşirvurt, Bahadır Ahıska, Ozgür Yılmaz, Ibra- him Altun, Metin Derinkaya, Mahmut Yılmaz, Devrim Öz, Deniz KartaJ ve Hacı Ferhan Deniz. Istanbul ve Anka- ra'da başlayan öğrenci eylemlerine destek veren Ege Universitesi öğren- cileri de kampus bahçesine kurduklan çadırda, "okulu terk etmeme" ey- lemine başladı. Antmasız termik santrala iziıı yok DYP^li Şahin'den genel müdüre yalanlama ECE TEMELKURAN ANKARA - Eski Tanm ve Köyişleri Bakanı DYP Ordu Milletvekilı Refaid- dinŞahin, 1994 yıimda açılan pirinçiha- lesınde usulsüzlük yaptığı savlanan eski Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Tımuçin Turan'ın, kendisıne ilişkin bazı açıklamalannı yalanladı. Tu- ran, Başbakan Tansu ÇiDer'in yalı kom- şusu Mehmet Üstünkaya ile ilişkisi bu- lunan Akel firmasına yarar sağlamak amacıyla yapıldığı savlanan ihale işlem- lerinde bakan talimatıyla hareket edildi- gmi ileri sürmesine karşın Şahin, "Ben talimat vermedini" dedı. TBMM gündemine de getirilen TMO'dakı usulsüzlük dosyalan nedeniy- le başlayan tartışmalar sürüyor. Belgele- re göre TMO'nun 1994'te yaptığı ilk pi- rinç ihalesini Romak AŞ kazandı. Ancak ihale sonucu ilan edılmeden önce, tekli- fi. "pirincinin kalitesi şartnameyeuygun olmadığı"' gerekçesı\ le reddedilen Akel fırması. TMO'ya bır faks mesajı gön- derdi. Çıller'ın yalı komşusu Üstünkaya ile ilişkisi bulunan Akel, dönemın Tanm ve Köyışlen Bakanı Refaiddin Şahın ve eski Genel Müdür Tımuçin Turan'agön- derdiği mesajda, verdıkleri fiyatın dü- şûk olduğunu ve TMO'nun zarara uğra- maması içın malın kendılennden alın- ması gerektiğinı savundu. Turan'ın Cumhuriyet'e yapüğı açıklamaya göre Romak, garanti veremedi ve Turan'ın is- teği üzerine ihalenin iptal edilmesi halin- de TMO'dan hiçbir hak talep etmeyecek- lerine ilişkin bir faks gönderdi. Faksın ar- dından kesinleşen ilk ihale iptal edildi. Açılan yeni ihalede, pirincı istenen kali- tede olmamasına karşın Akel'in teklifi kabul edildi. thale karan kesinleşmeden önce Tu- ran, görevinden istıfa etti. Turan, pirinç ıhalesinin iptaline iliş- kin işlemlerin bazılannda dönemin ba- kanı Şahın'ın sözlü enınyle hareket edil- dığini söyledi. Bakan Şahin ise Cumhuriyet'e yaptı- ğı açıklamada, "Ben böyle bir talimat vermediaı'' dıyerek Turan'ı yalanladı. • Baştarafi 1. Sayfada kadar faaliyeti durdurulan Orhaneli Termik Santralı'na, disülfurizasyon (antma) te- sislerinin yapımına başlandı. tki kez ihalesi ertelenen ve belirlenen süreden 2 yıl son- ra yer teslimi yapılabilen te- sislerin 26 ayda tamamlan- ması öngörülüyor. Bursalı çevrecilerin, mücadelesi so- nucu peşpeşe verilen karar- lar, ülkedeki diğer antmasız tesisler için de geçerli olabi- lecek. Orhaneli Termik Santra- lı'nın antmasız açılmasma yönelik kararın düzeltilmesi yolunda başvuranlar arasın- da TEAŞ, Enerji ve Tabii KaynakJar Bakanlığı, Tes-Iş Sendikası Genel Başkanlığı, Bursa Ticaret ve Sanayi Oda- sı'nın yanı sıra Çevre Bakan- lığı'nın da bulunması dikka- ti çekiyor. Zehir kusacak santt-alın antmasız devreye sokulması için Çevre Bakanlığı'nın başvuru yapması "skandal" olarak niteleniyor. Bursa'daki duyarlı sivil toplum örgütlerinin dava et- tiği Şağlık Bakanlığı ile Bur- sa Valıliği'nin, karann dü- zeltilmesi başvurusunda bu- lunmadıklan bildirildi. Danıştay 6. Dairesi'ne ya- pılan başvuru sonrasında ve- rilen ve kesin olma özelliği taşıyan kararda, karann dü- zeltilmesi için öne sürülen hususlann idari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 54. maddesinde yazılı ne- denlerden hiçbirine uymadı- ğı dile getirildi. Bursahlann antmasız açıl- maması için büyük çaba har- cadığı Orhaneli Termik Sant- ralı'nın üretime başlamasını isteyenler kervanına Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın yanı sıra Tes-Iş Sendika- sı'nın da katılması dikkat çekti. Santralın işletmeye alm- maması nedeniyle elektrik kesintilerinin başladığını öne süren bir grup işadamı ve DYP'li ile işçilerin mağdur olduğunu öne süren Tes- Iş yönetıcilerinin ANAYOL'a güvendikleri ve hükümet ku- nılur kurulmaz girişimlerde bulunacağı öğrenildi. OLAYLAMN ARDEVDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada km çevrelerin "Ne Özelleş- tirme Yüksek Kurulu'nun ne de Özelleştirme Idare- si Başkanlığı'nın özelleş- tirme karan almaya ya da uygulamaya yetkileri var- dır. özelleştirme kararlan, tektek, Türkiye Büyük Mil- let Meclisi Genel Kuru- lu'nun onayından geçiril- mek durumundadır" açık- lamalan da bu "aykınlığı" vurgular niteliktedir. Üstelik, Anayasa Mah- kemesi'nin son karan; Er- demir, ORÜS ve Sümer HokJing'in özelleştirilmele- n konusunda da "emsal" oluşturmaktadır. Bu yüz- den her üç KİT için de mahkemelerde bekleyen "yürütmenin durdurulma- sı ve iptal" başvuruları için de yol açılmış olmaktadır. Dahası, Anayasa Mah- kemesi'nin son kararıyla birlikte, bugüne dek özel- leştirilmesine karar alınmış ya da "satış listesi"ne ko- nulmuş Klf'lerin satışlan- nın "olup bitti"ye getiril- melerine de olanak kalma- mıştır. iç borçlan ödeyebilmek için umudun, özellikle PTT'nin T'sine bağlandığı ve tümüyle KİT satışlann- dan elde edilecek geliriere güvenerek ekonomi plan- laması yapılan ve üstelik yeni bir hükümetin bile he- nüz oluşma aşamasında olduğu bir ortamda, bun- dan sonra neler olacağını kestirebilmek kolay değil- dir. Ancak gelinen noktada, tüm sorumluluğun; özel- leştirme için "Yayapılacak ya da yapılacak" diyerek konunun yasal temellerini hiçe sayan politikacı man- tığında olduğu kesindir. • • • DSP, yetkili kıınıllamu topluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başka- nı Bülent Ecevtt, ANAP ve DYP liderlerinin, DSP'nin kurulacak hükümete dışan- dan desteği konusunda ortak istekte bulundugunu ve ko- nuyu bugün yetkılı kunılia- nnda görüşmeye başlayacak- lannı açıkladı. Ecevit. destek konusunda bir yıl sonrası için güvence veremeyışlerinin 'pürüz' gibi gösterilmesının yanlış olduğunu belirterek "Bu, CHP'yi hükümete ça- ğırma bahanesi olabilir. Bunu kendi aralannda halktsinkr. Baykal'ın sözlerinden de ken- disinüı talip olduğu anlaşılı- yor" dedı. CHP Genel Baş- kan Yardımcısı Ali Topuz ise Ecevit'in ANAYOL azınlık hükümetine dışandan destek vennesinin doğru olmadığı- nı, hükümete 3. ortak olarak girmesi gerektiğini savundu. ANAP Genel Başkanı Me- sırt Yılmaz, önceki gün Ece- vıt'i ziyareti sırasında. DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'in kendi başbakanlığı dö- neminde de DSP'nin deste- ğınin sürmesı konusunda gü- vence istediğinı aktardı. DSP lideri. bir yıl sonrası içın hü- kümete destek güvencesi ve- remeyeceklerinı belirterek Çiller'in Yılmaz aracılığıyla ilettiği istemi reddetti. Ecevit, dün düzenlediği basın toplantısında. ANAP ile DYP'nin hükümet kur- mak içın ilke anlaşmasına vannalannı mutlulukla kar- şıladıklannı belirterek "Ha- yırlı olsun" dedı. Karakutu bulundu FUAT KOZLLKLU VVASHTNGTON - Kara- yibler'deki Dominik Cum- huriyeti'nin ruristik kenti Puerto Plata açıklannda ge- çen ay düşen ve 12 si Türk 189 kişinin ölümüne yol açan Birgen Aır adlı Türk şirketine ait Boeing 757 tipi uçağın karakutusu bulundu. Uçuş kayıtlannın bulundu- ğu iki karakutu, ABD De- niz Kuvvetleri robotunca 7 bin 200 feetten (2 bin 200 metre) önceki gün çıkanldı veVVashington'da inceleme- ye alındı. Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Matthias VVîssmann, Almanya'nın masraflann 580 bin markı- nı karşıladığmı söyledi. Wıssmann, güvenli olma- yan uçak şirketlennin çalış- masını engelleyecek bir ön- lem paketi de hazırlandığı- nıbildirdi. \merikan kaynaklann- dan verilen bilgiye göre fazla bir ay süreyle «•' yaymaya devam ed kutulann yeri, V nütespit edilf4 ' •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle