Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 -MART 1996 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
Kışlalı: Atatürk
yeniden keşfedildi
İstanbul Haber Servisi -
Tüfiiyenın toplum olarak
güç bir dönem geçırdığinı
söyleyen Prof. Dr. AhmetTa-
ner Kışlalı, bu dönemde Ata-
türk'ün yeniden keşfedildi-
ğini söyledı. Gazetemiz ya-
zarlanndan KışlaJı, "Ata-
türk'ün Türkiyesu faşist dik-
tatörMussoJını'nin bile 'Av-
rupalı' kabulettiği bir iilkedir.
Anra ne yazık ki 60 yıi sonra-
nın Türkiyesi Avnıpa'ya 'Ne
olur beni kabul et' diye yaJva-
ran bir iilkedir*' diye konuş-
tu.
Kabataş Eğitim Vakfi'nın
düzenlediği 'Perşembe Söy-
leşileri'nın dünkü konusu
Atatürk ve Demokrasi'ydi.
Söyleşiye konuşmacı olarak
gazetemiz yazan Kışlalı çağ-
nlmıştı. Kışlalı, konuşmasın-
da, Mustafa Kemal Ata-
türk'ün her şeyden önce de-
mokratik kimlıği ağır basan
bır yurttaş yaratmaya çalıştı-
ğını belirterek "Demokrasi-
nin adını bile bilmeyen bir
halka demokrasiyi öğretme-
ye, benimsetmeye çahşmıştır.
Yabuzbu bileAtatürk'eyöne-
lik 'Onun yaptıklan demok-
rasi içermıyor. O bırdıktatör-
dür' suçlamalannın ne kadar
yantaşolduğunu göstermekte-
dir" dedı. Tiirkıye'dekı bu
günkü demokrasiyi 192O'li
yıllarla karşılaştıran Kışlalı.
konuşmasına şöyle de\ am et-
tı: "Detnokrasiolabilınesiicin
ülkede sanayininyerleşmiş oi-
masL, insanlann büyük ço-
ğunluğunun kentlerde yaşa-
ması, voksulluğun olmaması,
eğitim düzeyinin yüksek ol-
ması gerekir. Oysa 1920'lerin
Türkiyesi'ndc bunlardan söz
etmek miimkün değil. De-
mokrasi olabilmesi için her
şeydenöoceolması gereken u-
lus olma özeUiği de 1920'ler-
de rnevcut degü."
Kışlalı, Atatürk'ü 'dikta-
tör' olmakia suçlayanlan da
"Siz hiç kendi elivke muhale-
fet yaratmaya çalişan bir dik-
tatör gördünüz mü?" diye
yanıtlayarak, Atatürk'ün top-
lumu bir an önce çağa taşı-
mak ısteyen bir kişi olduğu-
nu vurguladı. Kışlalı, Türkı-
ye'de gençler dışında hiçbır
kesimin hakkım elde etmek
içın çaba göstermediğini ama
Atatürk sayesınde kadınlann,
oy hakkım birçok ülkeden
önce elde ettığinı de belirtti.
Kışlalı, şunlan söyledi:
"Shil toplum, insanlann dev-
letin dışında bir araya geierek,
devlet sorunlannı tarbşabtt-
mesi ve çözüm yollan arama-
sıdır. Atatürk, çevresindeld
birçok insanın karşı çıkması-
na karşın Türk Eğitim Derne-
ği, Türk Dil Kunımu ve Türk
Tarih Kunımu gibi örgütle-
rin temelini atmışür. Bunlar
devletin dışında bağımsız ku-
rumlardır. tlk üretim ve tüke-
tim kooperatifini kurmuştur.
Ve siz bütün bu çabayı dünya-
da faşizm yükselirken gös-
teren bir insana neredeyse
faşist diyorsunuz."
KÎT satışlaruıa
B Baştarafi 1. Sayfada
Hukukta "tersine işlem"
olarak anılan ilke uyannca,
yasayla kurulan KİT'lerin,
ancak yasa ile kapatılması
gerektiğinı vurgulayan ve
Anayasa Mahkemesi'nın bu
ilkeyi de dikkate aldığina
işaret eden Çağan, şöyle de-
vam etti:
"Anayasa Mahkemesi'nin
bu önemli karannın ardın-
dan, yeni kurulacak hükii-
metin Çiller gibi özelleştir-
mc şehvetine,çılgınlığına ka-
pılmaması gerekir. Hükü-
metler, bundan sonra bu ko-
nulardaki adımlannı dik-
katli atmalıdır."
Cumhunyet'ın soruJannı
yanıtlayan Anayasa Mahke-
mesı kaynaklan da T'nin sa-
tıştrtı durduran karardan yo-
la çıkılarak Özelleştirme Ya-
sası'nın yetkı devrine ilişkin
bölümlerinin de anayasaya
aykın olacagı yorumunun
yanlış olmadığını, idari yar-
gının iptal kararlan verebi-
leceğini kaydettiler 4046
sayılı Özelleştirme Yasası
hükümlerinin T'nin satışına
ilişkin yasada uygulanama-
yacağını vurgulayan kay-
naklar. iptal karannın daya-
nağına değinirken şu görüş-
leri dile getirdiler:
"Iptal noktası özellikle
yetki devrinde. Bir de ancak
kanunun içernıesi gereken
aynntılann. önceden Ba-
kanlar Kunılu tarafindan
yerine getirilmesine olanak
veren 4000 sayılı T'ye ilişkin
yasa daha önce iptal edilmiş-
ken bu defa aynı yetkilerin
bir kurula verilmesi, yani
Özelleştirme Yüksek Kuru-
lu'na, 4 bakana verümesi uy-
gun bulunmadı. Bu duru-
mu, vasanın kendisi düzenie-
oıelklir, düzenleyecektir."
Türk Telecom AŞ'nin his-
selennin yüzde 49'unun sa-
tışı projesı, Anayasa Mah-
kemesi'nin iptal karan ne-
deniyle askıya alındı.
özelleştirme
Yasası'nda devir
KlT satışlanna olanak
sağlayan 4046 sayılı Özel-
leştirme Yasası'nın, Özel-
leştirme Yüksek Kuru-
lu'nun görev ve yetkilerini
belirleyen ve anayasaya ay-
kın olduğu vurgulanan 3.
maddesi, kurula satış ve di-
ğer bütün tasarruflar ıçin ge-
niş yetkiler tanıyor. 3. mad-
denin c, d ve e bentleri, şu
hükümleri öngörüyor:
c) Kuruluşlann; satış, ki-
ralama, işletme hakkı devri, -
mülkiyetin gayri ayni hakla-
nn tesisi ve işin gereğine uy-
gun sair hukuki tasarnıflar
ve devredilmelerine ilişkin
özelleştirme yöntemlenn-
den hangisi ile özelleştirile-
cegini belirlemek.
d) Özelleştirme progra-
mına alınan kunıluşlann
"satış, kiralama. işletme
hakkı dev ri, mülkh etin gay-
ri a\ ni haklarm tesisi \e işin
gereğine uygun sair hukuki
tasarnıflarla gerçek ve / ve-
ya özel hukuk tüzelkişilerine
deyredilmesi" yöntemleriy-
le Özelleştirme Jdaresı Baş-
kanlığı tarafindan gerçek-
leştirilen nihai devir işlem-
lerini onaylamak.
e) Özelleştirme kapsamı-
na alınan kuruluşlardan ge-
rekli göriilenlerin küçüitül-
mesine, faaliyetlerinin süre-
li veya süresiz olarak dur-
durulmasına, kapatılmasına
veya tasfiyesine karar ver-
mek.
için yeni yasa
• Baştarafi 1. Sayfada
kurumun hisselerinin satı-
şında ve lisans hizmetleri-
nin kiralanmasında Özelleş-
tirme Idaresi Başkanlığı ve
Özelleştirme Yüksek Kuru-
lu'na yetki veren maddeleri-
ni iptal etti. Mahkemenin
iptal ettiği maddeler aynca,
T'nin satışının Özelleştirme
Yasası çerçevesinde düzen-
lenmesini de öngöriiyordu.
Anayasa Mahkemesi'nin
iptal karan üzerine. Özel-
leştirme îdaresi Başkanlığı,
T'nin satışı için başlattığı
tüm çalışmalan askıya aldı.
Bu çerçevede, PTT'nin
T'sinin hisselerinin satışında
danışmanlık yapacak firma-
nın seçimi için geçen yıl ha-
ziran ayında açılan ihale de
askıya alındı. ÖİB, geçen
yıl Dünya Bankası 'nın koor-
dinasyonunda uluslararası
piyasalarda danışrnan fir-
manm seçimi için bir ihale
açtı.
îhaleye katılan firmalarla
geçen yıl ağustos ayında ya-
pılan görüşmelerin ardın-
dan, 6 konsorsiyum son pa-
zarlık için yeniden seçildi.
Idare. geçen yıl kasım ayın-
da seçilen 6 konsorsiyuma
son önerilerini göndermele-
ri için yeniden mektup yaz-
dı.
Damşman fırma seçimi
ıhalesine katılmak üzere se-
çilen son 6 konsorsiyum
önerilerini geçen yıl ağustos
ayında ÖlB'ye sundu. Dün-
ya Bankası da, kendi koor-
dinasyonunda yapılan bu
ihaJe için ÖlB'ye 14 marta
kadar süre tanıdı.
Yetkililer, Dünya Banka-
sı'nın ihalenin tamamlan-
ması için verdiği 90 günlük
sürenin 14 martta dolacağı-
na dikkat çekerken, "Ancak,
artık hiçbir çalışma yapıla-
mı>or. İhaledurduruldu. Bu
kapsamda. Dünya Banka-
sı'nın verdiği süre de arük
önem taşımıyor. Tüm isJem-
ler yeni bir yasa çıktıktan
sonra yeniden başlayacak"
dediler.
KIGEM'de dava
I Baştarafi J. Sayfada
karannın ıptali ıçin Birleşik
Metal-lş Sendikası, HA-
VAŞ'ın satışının iptali için
Hava-Iş Sendikası, Orman
Ürünleri Sanayii (ORÜS),
Sümerbank, Sümer Hol-
ding, Testaş ve Kümaş için
de kurumda çalişan işçiler
satış kararlannın Özelleş-
tirme Yasası'na aykın ol-
iuklan gerekçesiyle Kl-
âEM önderliğinde idari
^argıda çok sayıda dava aç-
tılar.
KİGEM. Anayasa Mah-
kemesi'nin, PTT'nin T'si-
nin satışını düzenleyen ya-
sanın. Özelleştirme Yüksek
Kunılu (ÖYK) ve Özelleş-
tirme tdaresi Başkanlığı'na
yetki devri öngören madde-
lerini iptal etmesi üzerine
de, Özelleştirme Yasası'nın
benzer hükümlerinin iptali
sonucunu doğurucak dava
süreçlerini başlatma hazır-
iığına girdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
topraklar onlann olmuştu..."
Amerika'da eğitim gören Türk öğren-
cilerinin yansından fazlasının "şeriat"
eğilimli olduğu haberleri gelince, ne-
dense bu sözleri anımsadım.
Din, herkesin vicdanıyla ilgili bir du-
rum. Ama kredisinin büyük bölümü
ABD kontrolündeki Dünya Bankası'nca
verilen, öğrenci seçimi Milli Eğitim Ba-
kanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kuru-
mu'nca (YÖK) yapılan "yurtdışında eği-
tim" projesinden çoğunlukla, "şeriat"
eğilimli öğrencilerin yararlandınlması bir
dizi soru işaretini beraberinde getiriyor.
Bir devlet düşünün ki, birinci düşman
olarak kendi yapısını seçmiş öğrencile-
ri yurtdışında eğitiyor.
Cumhuriyet okurian konunun yaban-
cısı değil. Daha önce de arkadaşımız
Emine Kaplan birkaç kez haberieştir-
mişti.
Yurtdışından birbirinden farklı kesim-
lerden gelen haberler gösteriyor ki,
MEB-YÖK işbirliğiyle gönderilen öğren-
cilerin bir bölümü, ilk iş olarak şeriatçı
örgütlenmeyi genişletmeyi seçiyorlar.
Kişi istediği düşünceyi benimsemek-
te serbesttir. Şeriatı da benimseyebilir.
Ama "laik, demokratik bir hukuk devle-
ti" olduğunu iddia eden bir ülkenin eği-
timle ilgili birimlerinin, bu anlayışın tam
tersi düşüncede öğrenciler, öğretim ele-
manlan yetiştirmesinin düşünce özgür-
lüğüyle bir ilgisi olabilir mi?
îran yönetimi, Türkiye'ye çeşitli alan-
larda eğitim görmek üzere öğrenciler
gönderse.. bu öğrencilerin, molla yö-
netimini beğenmeyen, laiklik yanlısı
ABD'deki Oğrenciler...
olanfannı seçer mi?
Her devlet kendi yapısını korumak
için temeller atarr donanımlarını geniş-
letir. Yeryüzünde kendi temeline dinamit
koyan bir devlet nerede görülmüş?
Amerika'da eğitim gören öğrencilerin
yaptıklarına ilişkin olarak Amerika Ata-
türk Derneği'nce MEB'e ve YÖK'e bir
mektup gönderildi. Mektupta, bazı öğ-
rencilerin, Atatürk devrimlerine ve Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı'na ilişkin ağza alın-
mayacak hakaretler yağdırdıkları vur-
gulanıyordu.
YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz, bu
iddialan inceleme gereği duydu. Arka-
sından da yurtdışındaki öğrencilerin
eğitim düzeylerini kontrol etmek üzere
bir yapı oluşturulması kararlaştırıldı.
Prof. Gürüz, ABD'de incelemede.
Her nedense bu girişim, Zaman ve
Yeni Şafak gazetelerini çok kızdırdı. Za-
man, 1 şubat tarihli sayısında Amerika
Atatürk Derneği Başkanı Hüdai Yava-
lar'a çatarken şu başlığı kullandı:
"Yavalar ciddiye ahnırsa..."
3 şubat tarihli Yeni Şafak gazetesin-
de de konu, "Amerika Atatürk Deme-
ği'nin hedefi Türk öğrenciler, 'Araplar-
la arkadaşlık yaptığı' iddia edilen öğren-
ciler şeriatçı olmakia itham ediliyor"
başlığıyla işlendi.
Bu öğrencilere Zaman ve Yeni Şafak
gazetelerinin sahip çıkmasına tabıi ki
şaşırmadık. Ama daha ortada soruştur-
ma ya da MEB'de, YÖK'te herhangi bir
hareket yokken bu kadar telaşlanmala-
rına anlam verebılmiş değiliz.
Acaba, durumun ortaya çıkmasını mı
istemiyorlar? FırsatTürkiye'den, olanak
ABD'den.. şeriat propagandası bol ke-
seden. Dalgaya taş atana anında itham:
"Bunlar Türk öğrencilenne karşı..."
Oysa tam tersi. Türk öğrencileri dün-
yanın olabilecek her yerinde eğitim gör-
sünler, bilgilerini görgülerini geliştirsin-
ler. Ama devletin olanakfarını kullanıp
şeriatın değirmenine su taşımasınlar.
Internet'e köle düzeni...
Cumhuriyet'te konuya ilişkin olarak
çıkan haberlerin ardından, bu öğrenci-
lerden bazılan Internet aracılığıyla sö-
züm ona yanıtlar verdiler. Kimi putlar-
dan, kimi sank giymenin "şerefınden"
söz ediyor.
Bunlan burada uzun uzun aktarmak
istemiyorum. Ama içlerinden biri var ki,
durumu çok iyi özetliyor. Internet Nets-
cape'te yer alan MEB burslu bir öğren-
cinin yazısı şöyle:
"Şeriatın ne kadarkusursuz, güveni-
lir ve doğru bir hukuk olduğunu daha
önce yazmıştık. Hatta daha da ileri gi-
derek diyoruz ki, sadece 21. yüzyıla
yaklaştığımız şu günlerde değil, bütün
zamanlarda da şeriat uygulanmalıdır.
Şeriattan uzaklaşınca kaybederiz, geri
kalırız... Şeriatın ne kadarkusursuz, her
çeşit ihtiyaca karşılık verebilen bir hu-
kuk olduğunu daha iyi anlatabilmek için
bakınız şu örneği seçtim:
Diyelim ki, bir baba, oğlunun kadın
kölesiyle cinsel ilişkide bulundu veya
bir adam, babasının cariyesiyle cinsel
ilişkide bulundu veya iki adam, bir ka-
dın köleye ortak olarak sahipken adam-
lardan biri, kadınla ilişkiye girdi.
Bu üç durumda taraflann ne gibi ce-
zai veya hukukiyükümlülükleri olduğu-
nu şeriat hükmü çoknet bir şekilde bil-
diriyor. Halbuki gûnümüzde kul yapısı
olan hiçbir hukuk düzeni bu durumlara
bir çözüm getiremiyor. Şeriata uyma-
yanlar da bu durumda apışıp kalıyor."
21. yüzyılın eşiğindeyiz. Bi/gi çağında
olmanın en somut örneklerinden biri
olarak gösterilen Internet'teyiz ve bu
tümcelerie karşılaşıyoruz.
Çağdaş olmanın, kültürel ilerlemenin,
teknolojiyle doğrudan ilişkisi olmadığı-
nı, bilgisayar kullanmakla çağ atlanma-
yacağını gösteren ilginç bir örnek.
Her şey bir yana, çağımızın çok geri-
lerinde kalmış kölelikle ilgili bir düzen-
leme, mükemmel bir hukuk olarak su-
nulabiliyor.
Bu kafa yapısındaki insanlar bizi en-
dişelendirmiyor; devletin kaygısızlığı
kaygılandınyor.
Anadolu, değil bugün, bin yıl önce bi-
le bu mantığı reddetti.
Kuran, inanan insanın yüreğini aydın-
latır. Ama bunlar Kuran'la yüreği aydın-
latmak değil, gözleri çağa kapatmak is-
tiyorlar.
Unutulmamalıdır ki, böyle bir anlayı-
şın egemen olduğu Türkiye, Suudi Ara-
bistan'ın en yakın müttefiklerinin aley-
hine değildir...
Kuran bizim, Anadolu onlann olsun...
Hayır...
Kuran inananlann, Anadolu yaşayan-
lann olsun...
TEAŞ Genel Müdürü Turhan'ın 'Nükleer enerjiden başka çare yok' sözleri tepki gördü
4
Yetkililer, nükleerkoıııiklik yapıyor'• Türkiye Elektrik Üretim ve fletim AŞ Genel Müdürü Mustafa
Turhan'ın nükleer santrallan sa\-unan yaklaşımı, çevreciler
tarafindan tepkiyle karşılandı. Turhan'ın sözlerini "yetkililerin
yıllardır sürdürdüğü komikliklerin son halkası" olarak nitelendiren
çevreciler, genel müdürü gerçekleri çarpıtmakja suçladılar.
İZMtR / İSTANBUL (Cumhu-
riyet) - Akkuyu NükJeer Santra-
lı'nın yapım ihalesiyle ilgili hazır-
lıklar sürerken Türkiye Elektrik
Üretim ve lletim AŞ (TEAŞ) Ge-
nel Müdürü Mustafa Turhan'ın
nükleer santrallarla ilgili yakla-
şımlan büyük tepki topladı. Tur-
han' ın "Artık teknoloji o kadar ge-
tişti ki nükleer santral yakınında
insanlar piknik yapıyor" yaklaşı-
mını, "yetkililerin yıllardır sürdür-
düğü komikliklerin son halkası"
olarak nitelendiren çevreciler ve
aoti nükleerciler. genel müdürü.
"konumu gereği bilmesi gereken
bazı bilgileri hiç aktarmamak, ba-
zılannı da yanlış vermekfc" suçla-
dılar.
TEAŞ Genel Müdürü'nün nük-
leer santrallarla ilgili basında yer
alan. "Zaten bizdeolmasa da dün-
yadaki santrailar dünvayı yok et-
meye yeter", "Nükleer enerjiden
başkaçareyok"yakla§ımlan. Çer-
nobil faciasının 10. yıl etkinlikle-
rine hazırlanan anti-nükleerciler
arasında tepki yarattı. SOS Akde-
niz Derneği Sözcüsü Aylin Gen-
çoğlu. TEAŞ Genel Müdürü'nü,
kamuoyunu yanıltmak, bilimsel
gerçekleri çarpıtmak ve yalan söy-
lemekle suçladı. Gençoğlu, Çer-
nobil felaketi sonrası gelişmeleri
izleyen sıradan bir insanın bile bir-
çok şeyi açık seçik gördüğü or-
tamda yetkililerin hâlâ neden dı-
rendiklerine bir anlam vermenin
zor olduğunu belirterek şunlan
söyledi:
"On vılda ne degişti? Yalanlar
mı degişti? Bu TEAŞ Müdü-
rü'nün dünyadan haberi yok. Nük-
Ifer santrallarla ilgili bLdm bilme-
diğimi/ değişiklikler mi oldu ki bu
müdür rasgele aüp tutuyor. Çerno-
bü sırasında söylenen yalanlar da
unutulnıadı. Elektrik yetmezUği 30
yıldır bu >etkilikrin ağzında sakız
oünuştur.
Elektrikle tehdide son versinler.
komikliklere son versinler.Ama biz
bu komikliklere artık alıştık. Bu
memleket yü/ünc gözüne asbest
süren çe> re bakanı. srvanüriin teh-
likesi/ olduğunu sö> leyen çevre uz-
manı da gördü. Radyasyonlu çay-
lan içerek yararlıdu- diyen devlet
başkanlan da gördü. V'alanlan bı-
raksınlan. gerceklere bakalun."
Akdeniz Çevre Örgütleri top-
lantısı sonrası yapılan açıklamada
"Nükleer santral halkunıza saku-
ndır" yaklaşımı getırilirken Ak-
kuyu Sürekli Eylem Grubu da
Çernobil faciasının 10. yılındaan-
ti-nükleeretJdnlildertakvimini be-
lirledi. SOS Akdeniz Derneği de
bastırdıği kartlarla "komik duru-
ma düşen yetkilileri" nükleer sant-
railar konusunda uyaracak.
Greenpeace Mediterranean
Enerji Kampanyası Sorumlusu
Melda Keskin de yazılı biraçıkla-
ma yaparak
u
Ülkeyi son derece pa-
hah, tehlikeii vekiıietici olan A'dan
Z'yeithal nükleerenerji üretimine
süriiklemek, bügistzlik değUse, kö-
tü niyettir" dedi. Keskin, Türki-
ye'deki yetkililerin 30 yıi öncesi-
ne dayanan eskimiş bilgilerle ka-
muoyunu yanıltmaktan vazgeç-
meleri gerektiğini söyledi. Temiz,
yenıienebüır enerji kâynajdanna
yatınm yapmak yerine nükleer
santrallarda ısrar etmenin kimse-
ye yarar getirmeyeceğini savunan
Keskin, Norveç'te hiç nükleer
santral bulunmadığını, ABD ve
Almanya'dakilerin de teknik ve
ekonomik sorunlar nedeniyle bir
bir kapatılmakta olduğunu belirt-
ti.
TEAŞ Genel Müdürü Mustafa
Turhan'ı, Türkiye'nin enerji po-
tansiyelini sadece kömür ve hidro-
elektrikle kısıtlamakla suçlayan
Nükleer Karşıtı Platform - Istan-
bul îdan İfasan Catay ise "Türk res-
mi makamlan tarafindan yok sa-
yılan Türkiye'nin yenüenebilir
enerji potansiyeli özel sektör tara-
findan ticari amaçla kullanılmak
istenmektedir" dedı. Japonya'da
bin megavat gücündeki bir santra-
lm 6 milyar dolara mal olduguna
dikkat çeken Catay, aynı özellik-
lerdeki Akkuyu santralının nasıl 2
milyara mal olacağının acıkjan-
masını istedi. Catay, Turhan'ın
açıklamalannın aksine Japonya'da
birçok nükleer kazanın meydana
geldiğini de sözlerine ekledi.
Öğrencfleriıı harç eylemi büyüyor '** güvenilir gazete
• Baştarafi 1. Sayfada
zincirle birbirine bağlanmış kapılan
zorlayarak açmaya çalıştılar. Kapılar-
da görevli polislerin anahtan bulma
çabalan sonuç vermedi ve gençler zin-
ciri kıranak kapıyı açtılar.
'Yeni bir 68'
Öğrenciler, Beyazıt Meydanı'nda
"yeni bir 68'in geldiği" açıklamasını
yaptıktan sonra harç ödemeyecekleri-
ni ve eğitim görme haklannı savun-
maya devam edeceklerini belirttiler.
Harç ödememenin, parasız eğitim hak-
kını savunmanın fıili biçimi olduğunu
ifade eden öğrenciler, "Şimdi de harç
ödemeden kayıtlannıızın yapıimasuıı
istiyoruz'' dediler.
Kampus içindeki Atatürk anıtı önü-
ne yüriiyerek dönen öğrenciler daha
sonra hukuk fakültesi binası önüne git-
tiler. Öğrenciler, burada bina duvarla-
nna pankart astılar, sloganlar attılar.
Daha sonra hukuk fakültesine giren
öğrenciler, harçlannı yatırmamış öğ-
rencilerin kayıtlannın yapılması ama-
cıyla öğrenci bürosunun önünde top-
landılar. Büronun kapalı olduğu anla-
şılınca yaklaşık 400 öğrenci, hukuk fa-
kültesine girerek okulu terk etmeme
karan aldı. Öğrenciler, kayıtlan yapı-
lana kadar eylemelerini sürdürecekle-
rini, ancak eğitimi engellemeyecekle-
rini vurguladılar. Gece saat 21.00 sıra-
lannda öğrenci temsilcileri Rektör Bü-
lent Berkarda ile görûştü. Berkar-
da'nın temsilcilere "Bizim yetkimiz
buraya kadar.Olayı arük güvenlik güç-
leriçözecek" demesi ortamı gerginleş-
tirdi. Daha sonra yakJaşık 400 öğren-
ci hukuk fakültesindeki Prof. Dr. Ca-
vit Orhan Tütengil anfisine geçerek
eylemde kararlı oldaklannı açıkiadı-
lar. Bu arada emniyetyetkililerinin, bu
sabaha kadar müdahale etmeyecekJe-
ri açıklamalan gecenin sakin geçme-
sine neden oldu. Üniversite Öğrenci-
leri Koordinasyonu tarafindan önceki
gün başlahlan "okulu terk etmeme"
eylemleri de İTÜ İşletme Fakültesi ve
Cmnhuriyet'
• Baştarafi 1. Sayfada
Enstitünün araştırmasına
göre haberlerine en güveni-
len televizyon kanahnın da
"TRT" olduğu saptandı.
Anadolu Universitesi lle-
tişim Bılımlen Enstitü-
sü'nden verilen bilgiye göre
I996yılııçinde 130 bin tele-
vizyon izleyicisi üzerinde ya-
pılan ankette, habercilikte
yüzde 41 'le TRT "en güvent-
len televizyon kanalı" seçildi.
Prof. Dr. Yılmaz Büyüker-
şen yaptıgı açıklamada, ens-
titü tarafindan yapılan kamu-
oyu araştırmasında taraflı ve
uzun haber verdiği ıçin eleş-
ttrilen TRT'nın en güvenilen
TV kanalı olarak seçildığini
belirtti.
Özel TV'lerin habere çeş-
ni katmak ıçin espn ile dolay-
lı ya da açık yorum getirme-
sının haberin objektifliğine
göige düşürdüğünü vurgula-
yan Prof. BüyiÛcerşen, şu gö-
rüşlere yer verdı:
"Özel TV'ler haberlere
magazin havası vermektedir.
Haberleri lasa tutmakta, izle-
yicinuı doğru kanaate sahip
ounasını sağlayacak detavlan
vennemektedirler. tzleyicile-
rin çoğu, özel kanallardaki
haberleri izlemekte, farkülık-
lan gördükten sonra, doğru
kanaate varmak için özel
TV'lerden sonra TRT'yi izle-
meyi tercih etmektedirler.
Özel TV'lerin siyasi taraf tut-
tuklan kanaari hâkimdir. Iz-
leyki, TRT'nin özerk olma-
yıp faaüyet ve yönetimi ile il-
gili olarak çeşitli bakanlıkla-
ruı yetki bağlantısı içinde ça-
resizkaldığı protokol haberci-
liğini mazurjörmektedir."
Anadolu Ünıversıtesı lletı-
şim Bılimleri Enstitüsü'nün
130 bin TV izleyicisi üzerin-
de yaptığı ve 72 bin 658 kişı-
nin cevapladığı araşnrmanın
sonuçlan da şöyle:
"TRT yüzde 41, Kanal-D
yüzde 17.10, TGRT vüzde
11.50, atv vüzde 10.60," STV
vüzde 6.80, SHOW yüzde
3.60, STAR yüzde 3.10, HBB
yüzde 0.30, Kanal 6 yüzde
0.70, digerieri; yüzde 5 J0."
Öğrenciler, eğitim görme haklannı savunmaya devam edeceklerini sövledüer
MSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi'nde de-
vam ediyor. Mimar Sinan Universite-
si'nde 50, tstanbul Teknik Ünıversite-
si'nde de yakJaşık 100 kadar öğrenci,
kayıtlan yapılmadığı gerekçesiyle ge-
celeri de okulu terk etmeme karan al-
dılar. TBMM Baskanvekili UluçGür-
kan başkanlığında saat 15.00'tetopla-
nan genel kuruldan yaklaşık bir saat
sonra izleyici bölümünde bulunan bir
grup öğrenci, "Öğrenim hakkınuzen-
geUenemez" pankartı açarak slogan at-
tılar. Daha sonra kaçmaya çalişan öğ-
renciler, TBMM koruma görevlileri ta-
rafindan yakalanarak hırpalandılar.
Öğrenciler, eylemlerini, harçlan pro-
testo etmek için gerçekleştirdiklerini
söylediler. Gözaltına alınan Hacettepe
ve Gazi Üniversitesi'nde okuyan öğ-
rencilerin adlan şöyle: Deniz Erdo-
gan, Deniz Karaaslan, Hülya Yeşirvurt,
Bahadır Ahıska, Ozgür Yılmaz, Ibra-
him Altun, Metin Derinkaya, Mahmut
Yılmaz, Devrim Öz, Deniz KartaJ ve
Hacı Ferhan Deniz. Istanbul ve Anka-
ra'da başlayan öğrenci eylemlerine
destek veren Ege Universitesi öğren-
cileri de kampus bahçesine kurduklan
çadırda, "okulu terk etmeme" ey-
lemine başladı.
Antmasız termik
santrala iziıı yok
DYP^li Şahin'den genel müdüre yalanlama
ECE TEMELKURAN
ANKARA - Eski Tanm ve Köyişleri
Bakanı DYP Ordu Milletvekilı Refaid-
dinŞahin, 1994 yıimda açılan pirinçiha-
lesınde usulsüzlük yaptığı savlanan eski
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel
Müdürü Tımuçin Turan'ın, kendisıne
ilişkin bazı açıklamalannı yalanladı. Tu-
ran, Başbakan Tansu ÇiDer'in yalı kom-
şusu Mehmet Üstünkaya ile ilişkisi bu-
lunan Akel firmasına yarar sağlamak
amacıyla yapıldığı savlanan ihale işlem-
lerinde bakan talimatıyla hareket edildi-
gmi ileri sürmesine karşın Şahin, "Ben
talimat vermedini" dedı.
TBMM gündemine de getirilen
TMO'dakı usulsüzlük dosyalan nedeniy-
le başlayan tartışmalar sürüyor. Belgele-
re göre TMO'nun 1994'te yaptığı ilk pi-
rinç ihalesini Romak AŞ kazandı. Ancak
ihale sonucu ilan edılmeden önce, tekli-
fi. "pirincinin kalitesi şartnameyeuygun
olmadığı"' gerekçesı\ le reddedilen Akel
fırması. TMO'ya bır faks mesajı gön-
derdi. Çıller'ın yalı komşusu Üstünkaya
ile ilişkisi bulunan Akel, dönemın Tanm
ve Köyışlen Bakanı Refaiddin Şahın ve
eski Genel Müdür Tımuçin Turan'agön-
derdiği mesajda, verdıkleri fiyatın dü-
şûk olduğunu ve TMO'nun zarara uğra-
maması içın malın kendılennden alın-
ması gerektiğinı savundu. Turan'ın
Cumhuriyet'e yapüğı açıklamaya göre
Romak, garanti veremedi ve Turan'ın is-
teği üzerine ihalenin iptal edilmesi halin-
de TMO'dan hiçbir hak talep etmeyecek-
lerine ilişkin bir faks gönderdi. Faksın ar-
dından kesinleşen ilk ihale iptal edildi.
Açılan yeni ihalede, pirincı istenen kali-
tede olmamasına karşın Akel'in teklifi
kabul edildi.
thale karan kesinleşmeden önce Tu-
ran, görevinden istıfa etti.
Turan, pirinç ıhalesinin iptaline iliş-
kin işlemlerin bazılannda dönemin ba-
kanı Şahın'ın sözlü enınyle hareket edil-
dığini söyledi.
Bakan Şahin ise Cumhuriyet'e yaptı-
ğı açıklamada, "Ben böyle bir talimat
vermediaı'' dıyerek Turan'ı yalanladı.
• Baştarafi 1. Sayfada
kadar faaliyeti durdurulan
Orhaneli Termik Santralı'na,
disülfurizasyon (antma) te-
sislerinin yapımına başlandı.
tki kez ihalesi ertelenen ve
belirlenen süreden 2 yıl son-
ra yer teslimi yapılabilen te-
sislerin 26 ayda tamamlan-
ması öngörülüyor. Bursalı
çevrecilerin, mücadelesi so-
nucu peşpeşe verilen karar-
lar, ülkedeki diğer antmasız
tesisler için de geçerli olabi-
lecek.
Orhaneli Termik Santra-
lı'nın antmasız açılmasma
yönelik kararın düzeltilmesi
yolunda başvuranlar arasın-
da TEAŞ, Enerji ve Tabii
KaynakJar Bakanlığı, Tes-Iş
Sendikası Genel Başkanlığı,
Bursa Ticaret ve Sanayi Oda-
sı'nın yanı sıra Çevre Bakan-
lığı'nın da bulunması dikka-
ti çekiyor.
Zehir kusacak santt-alın
antmasız devreye sokulması
için Çevre Bakanlığı'nın
başvuru yapması "skandal"
olarak niteleniyor.
Bursa'daki duyarlı sivil
toplum örgütlerinin dava et-
tiği Şağlık Bakanlığı ile Bur-
sa Valıliği'nin, karann dü-
zeltilmesi başvurusunda bu-
lunmadıklan bildirildi.
Danıştay 6. Dairesi'ne ya-
pılan başvuru sonrasında ve-
rilen ve kesin olma özelliği
taşıyan kararda, karann dü-
zeltilmesi için öne sürülen
hususlann idari Yargılama
Usulü Kanunu'nun değişik
54. maddesinde yazılı ne-
denlerden hiçbirine uymadı-
ğı dile getirildi.
Bursahlann antmasız açıl-
maması için büyük çaba har-
cadığı Orhaneli Termik Sant-
ralı'nın üretime başlamasını
isteyenler kervanına Bursa
Ticaret ve Sanayi Odası'nın
yanı sıra Tes-Iş Sendika-
sı'nın da katılması dikkat
çekti.
Santralın işletmeye alm-
maması nedeniyle elektrik
kesintilerinin başladığını öne
süren bir grup işadamı ve
DYP'li ile işçilerin mağdur
olduğunu öne süren Tes- Iş
yönetıcilerinin ANAYOL'a
güvendikleri ve hükümet ku-
nılur kurulmaz girişimlerde
bulunacağı öğrenildi.
OLAYLAMN
ARDEVDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
km çevrelerin "Ne Özelleş-
tirme Yüksek Kurulu'nun
ne de Özelleştirme Idare-
si Başkanlığı'nın özelleş-
tirme karan almaya ya da
uygulamaya yetkileri var-
dır. özelleştirme kararlan,
tektek, Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi Genel Kuru-
lu'nun onayından geçiril-
mek durumundadır" açık-
lamalan da bu "aykınlığı"
vurgular niteliktedir.
Üstelik, Anayasa Mah-
kemesi'nin son karan; Er-
demir, ORÜS ve Sümer
HokJing'in özelleştirilmele-
n konusunda da "emsal"
oluşturmaktadır. Bu yüz-
den her üç KİT için de
mahkemelerde bekleyen
"yürütmenin durdurulma-
sı ve iptal" başvuruları için
de yol açılmış olmaktadır.
Dahası, Anayasa Mah-
kemesi'nin son kararıyla
birlikte, bugüne dek özel-
leştirilmesine karar alınmış
ya da "satış listesi"ne ko-
nulmuş Klf'lerin satışlan-
nın "olup bitti"ye getiril-
melerine de olanak kalma-
mıştır.
iç borçlan ödeyebilmek
için umudun, özellikle
PTT'nin T'sine bağlandığı
ve tümüyle KİT satışlann-
dan elde edilecek geliriere
güvenerek ekonomi plan-
laması yapılan ve üstelik
yeni bir hükümetin bile he-
nüz oluşma aşamasında
olduğu bir ortamda, bun-
dan sonra neler olacağını
kestirebilmek kolay değil-
dir.
Ancak gelinen noktada,
tüm sorumluluğun; özel-
leştirme için "Yayapılacak
ya da yapılacak" diyerek
konunun yasal temellerini
hiçe sayan politikacı man-
tığında olduğu kesindir.
• • •
DSP, yetkili
kıınıllamu
topluyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Başka-
nı Bülent Ecevtt, ANAP ve
DYP liderlerinin, DSP'nin
kurulacak hükümete dışan-
dan desteği konusunda ortak
istekte bulundugunu ve ko-
nuyu bugün yetkılı kunılia-
nnda görüşmeye başlayacak-
lannı açıkladı. Ecevit. destek
konusunda bir yıl sonrası için
güvence veremeyışlerinin
'pürüz' gibi gösterilmesının
yanlış olduğunu belirterek
"Bu, CHP'yi hükümete ça-
ğırma bahanesi olabilir. Bunu
kendi aralannda halktsinkr.
Baykal'ın sözlerinden de ken-
disinüı talip olduğu anlaşılı-
yor" dedı. CHP Genel Baş-
kan Yardımcısı Ali Topuz ise
Ecevit'in ANAYOL azınlık
hükümetine dışandan destek
vennesinin doğru olmadığı-
nı, hükümete 3. ortak olarak
girmesi gerektiğini savundu.
ANAP Genel Başkanı Me-
sırt Yılmaz, önceki gün Ece-
vıt'i ziyareti sırasında. DYP
Genel Başkanı Tansu Çil-
ler'in kendi başbakanlığı dö-
neminde de DSP'nin deste-
ğınin sürmesı konusunda gü-
vence istediğinı aktardı. DSP
lideri. bir yıl sonrası içın hü-
kümete destek güvencesi ve-
remeyeceklerinı belirterek
Çiller'in Yılmaz aracılığıyla
ilettiği istemi reddetti.
Ecevit, dün düzenlediği
basın toplantısında. ANAP
ile DYP'nin hükümet kur-
mak içın ilke anlaşmasına
vannalannı mutlulukla kar-
şıladıklannı belirterek "Ha-
yırlı olsun" dedı.
Karakutu
bulundu
FUAT KOZLLKLU
VVASHTNGTON - Kara-
yibler'deki Dominik Cum-
huriyeti'nin ruristik kenti
Puerto Plata açıklannda ge-
çen ay düşen ve 12 si Türk
189 kişinin ölümüne yol
açan Birgen Aır adlı Türk
şirketine ait Boeing 757 tipi
uçağın karakutusu bulundu.
Uçuş kayıtlannın bulundu-
ğu iki karakutu, ABD De-
niz Kuvvetleri robotunca 7
bin 200 feetten (2 bin 200
metre) önceki gün çıkanldı
veVVashington'da inceleme-
ye alındı. Federal Almanya
Ulaştırma Bakanı Matthias
VVîssmann, Almanya'nın
masraflann 580 bin markı-
nı karşıladığmı söyledi.
Wıssmann, güvenli olma-
yan uçak şirketlennin çalış-
masını engelleyecek bir ön-
lem paketi de hazırlandığı-
nıbildirdi.
\merikan kaynaklann-
dan verilen bilgiye göre
fazla bir ay süreyle «•'
yaymaya devam ed
kutulann yeri, V
nütespit edilf4
' •