Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MART1996CUMA
14 KULTUR
Ölümünün üzerinden bir yıl geçen Nejad'm resim sergisi bugünden itibaren 26 marta dek Galeri Nev'de
Dohı bir yaşamnı resimleıi
AHU ANTMEN
Nejad Melih Devrim'in ölümünün
üzerinden bır yıl geçti. Serüvenli yaşa-
mının son durağı Polonya'nın, küçük,
sessiz Nowy Sacz kentinde, geçen yıl 28
şubatta, 72 yaşındayken öldü sanatçı.
1950'li yıllarda Pans'tekı gerçekten par-
lak yıllanna kıyasla, unutulmuş denile-
bilırdi. Bir sanatçı için unutulmak, son
ölümden önce gelen ölümdür.
Söyleşilerinden anlaşıldığı üzere,
"sükse" sözcüğünü sıkça kullanırmış
Nejad Devnm. Türkiye'deki 'sükse'si,
Paris'teki süksesine benzemiyordu, hat-
ta ülkemizde yeterince tanındığı bile söy-
lenemez. Galeri Nev, 1993 te Istanbul ve
Ankara'da açtığı Nejad sergilerinden
sonra, sanatçıyı bir kez daha gündeme
getiriyor. Galeri Nev'de bugünden itiba-
ren 26 marta dek görülebilecek sergi, Ne-
jad'm Paris'e gitmeden önceki figüratif
döneminin Matisse'ı çağnştıran "Hafi-
karnas" resimlerini, Bizans mozaikleri
ve tslam hat sanatından esinlenerek ("Bi-
zans ve Kaligrafr diye adlandırmıştı sa-
natçı, bu dönemini) yaptıği, bir eleştir-
menın sanatçıyı "esİd dünyanın doruk
noktası" olarak tanımlamasına neden
olan resimleriyle bu dönemden sonra ge-
len ve sanatçının "Paris Ekolü Renkçiii-
ğTdiyeadlandırdığı Paris'te 1950'li yıl-
lann önde gelen soyut sanatçılan arası-
na adını yazdırdığı ve Nejad Devrim'in
tüm dönemleri içinde başı çeken resim-
lerinin örnekleri yer alıyor. Sergi, daha
sonra Ankara'da da açılacak. Avrupa'da
bilinen adıyla Nejad' ı tanımak. yeniden
tanışmak, yeniden değerlendirmek için
kaçınlmaz bir fırsat.
Sıradışı bir yaşam
Sıradışı bir yaşamdı yaşadığı: Türki-
ye'nin, kapsamlı bir biyografiyi çoktan
hak eden, ünlü Şakir Paşa aılesinın sanat-
çı çocuklanndan bıriydi. Büyükada'daki
Şakir Paşa Konağı'nda, zengin bir sanat
ortamı içinde yetışti. Bazı eleştinmenle-
rin, Nejad Devnm'in çocukluğunu ve ilk
gençliğinı geçirdiği bu konağı, formas-
yonunun bir parçası sayması boşuna de-
ğil: Birdönemin ünlü yazan İzzet Melih
Devrim ije daha sonra yaptığı ikinci ev-
liliğiyleÜrdünKraliyetAilesi'nekatılan
ünlü ressam. "Prenses" Fahrelnissa Ze-
Id'in çocuğu olarak dünyaya gelen Ne-
jad Devrim'in teyzesı yine ünlü ressam
Aliye Berger, dayısı Halikarnas Balıkçı-
sı Cevat Şakir -kı sanatçının Halikarnas
dönemi, dayısının yanında geçirdiği yaz
tatıllerinden esinlidir-, kız kardeşi tiyat-
ro sanatçısı Şirin Devrim, kuzeni ünlü
seramik sanatçısı Füreya Koral'dı.
1946 yılında, Istanbul-Marsilya sefe-
rini yapan "Ege" vapuruyla Türkiye'den
aynlan, bir daha da hiç dönmeyen (yal-
nızca bir kez ziyaret ediyor Türkiye'yi,
1980'lerde) Nejad Devrim'in bu ülkede
tek özlediği, galiba çqcuklu|unun o Şa-
kir Paşa Konağı'ydı. Ölümünden birkaç
yıl önce yaptığı bir söyleşide, "Şakir Pa-
şa Konağı olmadıktan sonra biz ne yapa-
nz ki?" demışti. Sanatçının Büyükada
tutkusunu, çocukluk arkadaşı ressam Ti-
raje Dikmen de anlatıyor. Bundan birkaç
yıl önce yaptıklan bır telefon görüşme-
sinde, Nejad Devrim'in sürekli Büyüka-
da'yı sorduğunu; adayla ılgıli en ince ay-
nntılan anımsadığını; köşklenn, konak-
lann yenı sahıplerini sorduğunu söylü-
yor. 1980'li yıllarda Türkiye'ye geldi-
ğinde ise adada kalacak, çalışacak bir yer
aramış sanatçı. Ama hayalkınklığı için-
de Polonya'ya geri dönmüş.
Bu, ölümünden birkaç yıl öncesine
rastlıyor. Öncesınde ise hiç dönmemişti
oraya. Şakir Paşa Konağı'nda. sanatın
soluğuyla yaşanıyordu, ama her biri ken-
di alanlannda bırer sanatçı olan bu aile-
nin içindekı "muazzam ek'ştiriden, mü-
cadeleden" de söz ediyor kimi kaynak-
lar. Nejad Devrim, bağımsız kişiliğinin
de etkisıyle ailesiyle bu ortamla bağlan-
nı kopardı. Bağlannı kopardığı kişiler
19S0'li
yıllarda
Paris sanat
ortamında
gençkuşak
soyut
sanatçılan
anısında .
önemiibir
yerioian
Nejad'm,
I948tarihü
bu "Paris
Ekolü"
dönemi
resmide
Galeri
Nev'deki
sergideyer
ahyor.
arasında annesi ressam Fahrelnissa Zeid
de vardı. Hangisinin daha iyi ressam ol-
duğu tartışılır durur. Kesin olan şu ki, bir
ana-oğul'dan çok. iki ressam gibiydi iliş-
kileri. Nejad Devrim ıle ilgili kaynaklar-
da bu konu üzennde nedense pek durul-
mamış. Nejad Devrim'in yaşamının özel
bır alanı olsa da bu, sanatçının komp-
leksli sayılabilecek kişiliğinin oluşumun-
da, sanatına itici bir güç oluşturmuş ol-
masında rol oynamış olsa gerek.
Her iki ressamı da tanıyan Vahşi Ba-
raz, Fahrelnissa Zeid'le bır konuşması
sırasında Nejad Devrim'in adını günde-
me getirince sanatçının "Beni ügilendir-
miyor" dediğini anlatıyor. Aile fertlenn-
den Füreya Koral ise "Annesine karşı bü-
yük bir kompleksi vardı muhakkak" dı-
yor: "İkisidezannedryorum birbirlerin-
den daha iyi olmayı farkında olmadan da
olsa istiyorlardı. Nejad'm bütün aksilik-
leri, bana kalırsa bundan kaynaklanıyor-
du." Koral. Nejad Devnm'le Polonya yıl-
lanna dek iyi bir diyaloğu olduğunu an-
latıyor. 1960'lardan sonra gittiği Polon-
ya'da ise gerçekten "sessizce" yaşamını
sürdürüyor Devrim.
Bir 'müze sıçanı'
Nejad Devnm, en parlak dönemini Pa-
ris'te yaşadı. Sanat tarihçısi Lydia Ha-
rambourg'un yazdığı 1992 tarihli
"L'Ecole de Paris /1945-65" başlıklı ki-
tapta Nejad'm da adına rastlanması, sa-
natçının Pans döneminin asla unutulma-
vacağına işaret ediyor. Nejad'm, soyut
Nejad MeBh
Devrim, 1990
yıhnda grrtigi
Kopenhag'da.
Resimleri
Danimarka'da
çeşitii
mûzelerde
bulunan
Nejad. kısa
bir sfire bu
ülkede de
kalmıstı.
(Fotoğraf:
YAHŞİ
BARAZ)
sanatın nıtelıkli örneklerini verdiği bu
dönemde yaptığı resimler, kendi deyi-
miyle "eski hat yazılanndan üham ola-
rak, onlardan bir nevi soyut tat çıkardı-
ğı" işler. Nejad Devrim'in, İstanbul'da.
akademide Leopold Levy'nin öğrencısi
olduğu yıllardaki figüratif döneminden
soyuta geçışi, kimi ressamlann aksine
yavaş yavaş değil, aniden oluyor. Onun
zengin, kalıplara sığmayan, 'doludizgin'
kişiliğinin ve dünyayı algılayış bıçimi-
nın, soyut sanatta ifade bulmasına şaşma-
mak gerek: Nejad Devrim de "diiz bir
çtgiyleyürüyüşe çıkan " Klee gibi, fırça-
sını dızginlememeyi seçti. Renklerin
farklı duyumlara açılan dünyasında, ren-
gârenk bir doğa kurdu tuvalinde. Ama
bu, resmin kendi doğasıydı.
Sık sık yolculuklaraçıkan Nejad Dev-
rim'in resminde bu yolculuklann etki-
siyle çeşitii değişimlergözlendi. Çin ge-
zisı ardından gelen resımlen söz gelimi,
başlı başına farklı bir dönem sayılabilir
sanatında.
"Resim, resim üzerine büyür" lafina
inanırdı.Yaşamı boyunca resim üzerine
düşünmekten 'beslenmekten' vazgeçme-
dı, Fransızlann kendine taktığı lakapla
"bir müze sıçanı" gibi gezdi durdu. Hâ-
lâ da mûzelerde... Nejad Devnm'in re-
simleri, İstanbul Resim Heykel Müze-
si'nin yanı sıra Paris Modem Sanatlar
Müzesi'nde, Varşova Ulusal Müzesi'nde
ve Avrupa'nın başka kentlerindeki mû-
zelerde sergileniyor.
Nejad Devrim'in Paris'ten aynlarak
Polonya'ya yerleşmesi, sanatı açısından
yaptığı bir hata olarak değerlendiriliyor
bugün. Nejad, Paris'i terk etti; bu dö-
nemden sonra bir anlamda Paris de Ne-
jad'ı. Bu dönemden sonra bir 'durakla-
madevri'ne girdiği söylenebilir. Ancak,
Füreya Koral'ın da işaret ettiği gibi "her
döneminde, hem iyi hem kötü resimler
vermiş bir sanatçı" Nejad Devrim.
Sonyıllan-.
Nejad Devrim'in son yıllan, zoryıllar-
dı. Aşın ölçüde alkol içiyordu (Kahval-
tıda bir konserve kutusu pateyle, votka).
Geçim sık-ntısı çekiyordu. 18 yaşındaki
kızının trajık intihan da sanatçıyı derin-
den etkilemış olmalı. "Cambaz gibi bir
hayattr yaşadığı, kendi deyimiyle. Şa-
kir Paşa Konağı 'nın kalabalık, neseli, ha-
reketli sanatortarrundan Polonya'nın kü-
çük kenti Nowy Sacz'a dek uzanan, Av-
nıpa kentlerinin yanı sıra Sovyetler'e,
Çin'e, Amerika'j;a uzanan binbirdurak-
lı bır yaşamdı. Onceliği, hep resimdi:
"Ben asıl sanabmla evlendim."
Uzun lafın kısası, bir sanatçı gibi
yaşadı ve öldü Nejad Devrim.
Emeç, babasınut*
anısına çalacak
Küfrür Servisi - İstanbul De\ let Senfonı Orkestrası bu haf-
ta sonu vereceğı konserleri gazeteci - yazar Çetin Emeç anısı-
na düzenliyor.
Simenon Kogan'ın yöneteceğı konserlere solist olark
Emeç'ın kızı, pıyanıst Meh>
n
eş Emeç katılacak. Bu akşam sa-
at 19.00 ve yann saat 11 .OO'de gerçekleştirilecek konserlerde
Schumann'ın 'Manfred L'vertürü' ıle pıyano konçertosunu ve
Çaykovskf nın ^4 numaralı Senfoni'sinı seslendirilecek. İlk
konserinı 5 yaşında veren Mehveş Emeç, Avusturya'da 'Mo-
zart' ve 'Bösendorfer', Fransa'da 'Ravel' ödüllerini kazanına-
sının ardından çok genç yaşta konser kariyenne başladı. Al-
manya'da yayımlanan 'Westde-
utsche Zeitung' gazetesı,
Emeç'ten "Hayran olunacak
teknikte inci benzeri bir tuşe"
dıye söz ederken, diğer müzik
otoriteleri de genç piyanist
hakkmda "tnsanı baştan çıka-
ran bir yorumu van_ O, dinle-
yeni ağtaürken gülümsetiyor"
şeklinde yorumlar yapıyor.
Mehveş için piyanoya do-
kunmak zamanla vazgeçilmez
bir tutkuya dönüsmüş. Genç
sanatçı müzikle bütünleştiği
anlan 'duyulabilecek en bflyük
haz' diye niteliyor. 1992 yılm-
dan bu yana Londra'da ünlüpe-
dagog Maria Curdo'nun a«s-
tanlığıru yürüten Emeç, b»yü
konser sezonunda Söıu-
mann'ın yapıtlanndan o h ^ ı
resital dizileriyle, müzık^pri-
telennın beğenısını topladı. Londra Wigmore Hall kona^sa-
lonunda bu yapıtlardan derlenen bir CD kaydı yapıldı. Meh-
veş Emeç, İstanbul Belediye Konservatuvan'nı sınıflaryjüa-
yarak 14 yaşında bıtırerek, Avusturya hükümetınin bursl> ile
Salzburg'daki ünlü Mozarteum MüzikAkademisi'nde ögrepim
gördü. 1988 yılında Konser Piyanistliği ve Müzik Pedagejisi
bölümlerinden master derecesı ıle mezun oldu. Aynı yıl Fran-
sa'daki Ravel Akademisı'ne davet edildi ve burada Türkiye'yi
temsilen katıldığı yanşmada en iyi Ravel yorumcusu seçildi.
P O R T R E
Nejad Devrim, 192i yılında
İstanbul'dadoğdu. İstanbulGüzel
Sanatlar Akademisi nde Leopold
Levy'nin atölyesinden 1944yılında
mezun oldu, bu dönemde kaligrafi ve
Bizans sanatı üzerine çalışmalar
yaptı. 1946yılında Paris'e verleşti.
1955yılında Tristan Tzara'nın "Le
Temps Naissant", 1960yılında Paul
Eluard'ın "Sens de Tous Les
Instants " şiir kitaplarını desenledi.
Dünyanın çeşitii ülkelerinde 40 'ı
aşlan kişisel sergi açan Nejad
Devrim, I948yıhndan itibaren
Paris 'te Mayıs Salonu ve Yeni
Gerçeklikler Salonu, 1954-62 yıllan
arasında da Paris Ekolü sergilerine
katıldı 1952'dekurucularından
olduğu Ekim Salonu 'nun
baskanlığım yaptı ve bildirgesini
hazırladı. Nejad'myapıtlan,
dünyanın çeşıtlı kentlerınde
mûzelerde ve özel koleksiyonlarda
bulunuyor.
NEJAD'I ANLATTILAR
FÜREYA KORAL
Nejad gerçekten entelektüel bir
insandı, çok iyi bır ressamdı.
Diyebilinm ki Pans'te o genç kuşağın
soyut sanatçılan arasındakı en iyi
ressamlardan biriydi.
Pans'te yaşamını sürdürmüş olsaydı,
bence sanat tarihinde şimdi bambaşka
bır yen olurdu.
Pans'e gitmeden önce Bodrum'da
yaptığı resimleri de lyıdır. Ben, bır de
Çın'e gıttıkten sonra yaptığı
resimlerini çok sevenm. Nejad'm
hastalıklı bır kişıliği vardı, etrafinı
kollayamadı, arkadaş edinemedi.
Sonra da gıtti Polonya'nın küçük bir
kasabasına yerleştı. Insanlan
kendinden uzaklaştıran bır kişıliği
vardı. Benı de uzaklaştırdı, ki ben ona
çok yakındım.
TlRAJE DİKMEN
Nejad, kendımi bildim bıleli
tanıdığım kişılerden bindir...
Çocukluk yıllanmızda. özellıkle
Büyükada'da aynı çevrede
bulunuyorduk, beraber oynardık;
kışlan da Taksım Bahçesı'nde.
Resim çahşmalanna çok genç yaşta
başladı, büyük bır heyecanla. Bu
heyecanı yaşamının sonuna kadar da
sürdürdü. Nejad iyi bır ressamdı.
Yaşama nedeni, gerçekten resimdi.
Resim onun ıçın bır araç değıl,
hedeftı. 1950'li yıllarda Pans'te non-
figüratıf akımın en önde gelen
ısımlerindendi; çok başanlı bir
başlangıç yapmıştı orada. Hayalgücü
ve fantezisi zengin bir kişiliğe sahipti.
'Tekçizgi insanı' değildi, tekdüze bir
yaşantı da yapısına uymuyordu.
GÜZİN DİNO
Abidin'le bırlikte resimlerini
beğendiğimız bir ressamdı. 1950'li
yıllann Paris sanat ortamında öne
çıkmıştı. O dönemdeki lirik soyut
resimleri özellikle dikkat çekiciydi.
1993 yılında Türkiye'ye geldiğimde
resimlennı yeniden gördüğümde yine
çok se\ miştim.
YAHŞİ BARAZ
Nejad Devrim, benim tanıdığım en
görgülü insanlardan biriydi.
Sanatının çok önemli olduğuna
inanmıştı, gerçekten de Türk resmi
içindekı en büyük yeteneklerden
biridir. Özellikle soyut sanatın önde
gelen ressamlanndandır. Fakat, bir
taraftan resim yaparken bir taraftan da
büyük kişisel problemleri vardı;
sürekli korku içinde yaşardı. Aslında,
kapsamlı bir kitabın konusudur
Nejad'ın yaşamı.
Yeşflçam, tarihe merak sardı
CUMHL'R CANBAZOĞLU
Yerli sinema sektörü Avrupalılar-
la ortak yapımlarda tarihi konulara
önem vermeye başladı. Daha çe-
kım aşamasında kamuoyunun bü-
yük ilgisını toplayan İstanbul Ka-
natlanmın .AJtında'ya son rötuşlar
yapılırken Pierre Loti'nın yaşamı-
nı işleyecek fılm ile Fatih'in Istan-
bul'u fethi döneminde geçen bır
başka proje gündeme geldi. Proje-
lerle ilgili son durumu aktaralım:
15 mart tarihinde gösterime gire-
cek İstanbul Kanatlanmın Altın-
da'nın montajı Madnd'de sürüyor.
Filmin yönetmeni Mustafa Alüok-
lar, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin ki-
şiliğinde şekillenen öyküyü (28 bin
metre fılm çekmiş) 117 dakikaya
indireceğini belirtiyor. Ankara ve
İstanbul uluslararası fılm festival-
lerine katılacak yapıt ülkemizi
Cannes Fdm Festivali'nde de tem-
sil edecek; hangi kategoride kabul
göreceği daha sonra belli olacak.
İstanbul Kanatlanmın Altın-
da'nın özgün müziği Tuluyhan
L'ğuriu'ya ait. Uğurlu'nun yazdığı
kompozısyonlann toplandığı al-
büm de filmin gösterime girdiği
gün markete sunulacak.
Bu filmin yapımcı firması Umut
Sanat Ürünleri Fransızlar'la ortak,
Pierre Loti'nin yaşamını anlatacak
bır fılm üzerinde çalışıyor. Çekim-
lerine sonbaharda başlanacak filmi
yönetecek en kuv \etli aday Fransız
Vagnier. Onun kabul etmemesi ha-
linde Corneau'nun gündeme gele-
bileceğı konuşuluyor sinema çevre-
Mustafa Alboklar ErsinPertan Pierre Loti
lerinde. Aynı dönemi işleyecek İs-
tanbul Kuşatma Altında adlı bir
proje de yaşama geçmek üzere. Bü-
yük olasılıkla yine Mustafa Altıok-
lar'ın yöneteceği fılm, Kurtuluş Sa-
vaşı sırasında ışgal altında yaşayan
İstanbul'da geçecek ve Pierre Loti
için üretilecek birçok kostüm ve de-
koru kullanarak maliyetleri düşü-
recek.
Ersin Pertan ise tanhe yolculuk-
ta daha eskiye gidip Fatih'in Istan-
bul'u fethı sırasında yaşanan biraş-
kı Kuşatma Altında Aşk adlı fılm-
de anlatacak. Çekimlerine ağustos
ayında başlanacak fılmi Ersin Per-
tan, Özer Film, Macar ve Yunan ya-
pımcılar finanse edecek. Euroima-
ges'in desteği ve Kültür Bakanlı-
ğı'nın mini katkısıyla filmin büt-
çesi dokuz milyon franka ulaşacak.
Jale Ankan, Erdal Uğurlu, Halü
Ergün, Rasirn Öztekin, Erdinç Ak-
baş, Tomris İnceer. Hikmet Kara-
göz'den oluşan zengin oyuncu kad-
rosuna sahip fılmde neler anlataca-
• Çekim
aşamasında bile
kamuoyunun
büyük ilgisini
toplayan
"İstanbul
Kanatlanmın
Altında"ya son
rötuşlar
yapılırken
Pierre Loti'nin
yaşamını
işleyecek film
ile Fatih'in
İstanbul'u fethi
döneminde
geçen bir başka
proje gündeme
geldi.
ğını Pertan şöyle özetliyor "Olaym
hem Rum tarafina hem de Osman-
h tarafina bakma\a çahşacağız. Gü-
nümüze çağrışım \apacak şekilde
bir olay örgüsü geliştireceğiz. Gü-
nümüz Avrupa-Türkiye-Yunanis-
tan Uişkücrini. biraz uzaktan da ol-
sa,çağnşüracak bir fılm olacak bu."
Ersin Pertan'ın Kuşatma Altında
Aşk'tan sonra çekmeyi planladığı
İşgal ise Altıoklar'ın yöneteceği
fılm gibi 1915-1923 arası yaşanı-
lanlan anlatan bir çalışma olacak.
Underground grubu
Agathocles'tan konser
Kültür Servisi - Avrupa ve dünya underground
müziğinin en çok sözü edilen topluluklanndan ^
Agathocles, Kod Müzik'in davetlisi olarak 9 mart
cumartesi günü Staras Stüdyolan'nda bir konser
verecek. Türk grup Radical Noise'un arduıdan sahne
alacak Agathocles, punk, metal, hardcore, noise
etkilen taşıyan müziği ile geçen 11 yıl içerisinde
oldukça üretken bir topluluk izlenimi veriyor. Kısa
zamanda hardcore müziğin kahplannı zorlayarak
ekstrem uçlara kayan gnıbun sert pvolitik söylemli
besteleri dikkat çekiyor. Faşizm karşıtı, anti-
materyalist, vejetaryen tavıılan, gnıbun söyleminin
temel taşmı oluşturuyor. Felsefı alanda Sartre,
Heidegger, Vandeloo, Kropotkin ve Proudhon gibi
yazar ve filozoflardan etkilenen Agathocles, bas ve
vokalde Ian, davulda Burt ve gıtar/vokalde Matty'den
oluşuyor. (244 24 22).
Didem Ünlü resim sergisi
Londra'da
Kültür Servisi - 1993 yıhndan bu yana resim
çalışmalannı Londra'da sürdüren Dıdem Ünlü, 3-25
mart tarihleri arasında Londra Cafe Gallery'de bır
resim sergisi açıyor. 1966 İstanbul doğumlu olan
sanatçının gerçeğe dayah bır anlatımın gözlendiği
resimleri, konulannı çocuk oyunlanndan alıyor.
Eleştirmen Philıp Rovvland'a göre hıçbır şekilde
bağıra bağıra ılgi çekmeyen bu resimler, bu yüzden
daha sarsıcı ve etkileyici. Temalan çoğu kez
rutuklayıcı biçimde sessiz, alçakgönüllü ve aldatıcı bir
yalınhkta olan bu resimler, bir anda yumuşak bir
kavrayışa dönüşmeyi de içlerinde banndınyorlar. Yine
Rowland'ın deyişiyle, onlan dolduran bu masum gızin
ruhu çözümlenemiyor ve rahatsız edici olan da bu. Ve
bu, onlan böylesine gerçek ve insan kılıyor.
DİSK, karikatür sanatçılarını
destekliyor
Kültür Servisi - DİSK, 'İnsan haklan ve kayıplar'
konusunu ele alan bir sergi için hazırlıklara başlayan
Karikatürcüler Derneği'nin çalışmalannı destekleme
karan aldı. DİSK, bu çerçevede, 8 mart cuma günü
açılması planlanan ve 'Beni Burada Arama Anne'
olarak adlandınlan bir karikatür sergisi ile İnsan
haklan ve kayıplar' konulu karikatürlerden oluşan bır
albüme destek vermeyi kararlaştırdı.
Beşiktaş Atatiirk Anadolu
Lisesi'nde Atatiirk etkinlikleri
Kültür Servisi - Beşiktaş Anadolu Lisesi, 43.
yıldönümünü "Atatürk'ü konu alan etkinliklerle
kutluyor. 4 mart günü düzenlenen etkınlıkler
çerçevesinde AKM Konser Salonu'nda Prof. Necla
Arat, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ve Doç. Dr.
Süheyl Batum'un katılacağı '21. yüzyıla hazırlanırken
Atatürk ilkeleri' paneli düzenlenecek. Okuldan mezun
olan sanatçılann yapıtlanndan oluşan bir sergi, AKM
Konser Salonu Fuayesi'nde açılacak ve saat 19.00'da
Devlet Sanatçısı Hüseyin Sermet. AKM Konser
Salonu'nda bir resital verecek.
Tarık Tolunay'dan İnadına'
karikatürler :..u
^
Kültür Servisi - Çizer Tank Tolunay'ın İnadına*
başlıklı karikatür sergisi. yann saat 16.00'da Kadıköy
BEKSAV'da açılıyor. 1970 doğumlu olan çizer, Izmir
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'ndeki eğitiminı yanm bırakarak Gırgır,
Pişmış Kelle gibi mizah dergilerinde çalıştı.Tolunay
halen Kurtuluş gazetesinde çiziyor.
Zafer Diper, Aksanat'ta Dava'yı
salıneliyor
Kültür Servisi - Zafer Diper, Kafka'nın aynı adlı
yapıtından yararlanarak oyunlaştınp yönettiği
1
Dava'yı 8 marttan başlayarak Aksanat'ta sahneliyor.
Zafer Diper, Nazan Diper. Ceyda Aşar ve Pınar
Öğünç'ün rol aldıklan oyun, 'kanun'un aslında nice
bir 'kanun' olduğu, hükümlerin nelerden oluştuğu,
kanunun neleri yasaklayıp neleri buyurduğu,
suçlandırmanın içyüzü, suçun ya da suçsuzluğun ne
olduğu gibi kavramlar sorgulanıyor. Oyun cuma
günleri saat 19.30, cumartesi günleri ise 15.00 ve
19.30'da sahneienecek.
"Uluslararası Kısa film Günleri"
ANKARA (ANKA)- tstanbul Fotoğraf ve Sinema
Amatörleri Derneği (İFSAK) ile Fransız Kültür
Merkezi'nin 8 yıldır aralıksız olarak düzenlediği
"Uluslararası Kısa Film Günleri", 4-9 mart tarihleri
arasında gerçekleştinlecek. Kısa Film Günleri'nde
Ispanya, Italya, Avusturya, Almanya, İsveç, Fransa,
Belçika, lngiltere, Hollanda ve Türkiye'den toplam 65
film gösterilecek. Tüm fılmler, geçen yıllardan farklı
olarak her gün dört kez tekrarlanacak ve bu yıl
önceden alma yöntemıne dönülerek kapılardaki
yığılmalar önlenmeye çalışılacak. Kurmacalı ve
canlandırma türii fılmlerden oluşan gösterilerin son
günü olan 9 martta ise İFSAK Kısa Metrajlı Film
Yanşmasf nda ödül ahnış kişi ve yönetmenlere
plaketleri dağıtılacak. Aynca değışik ülkelerden gelen
yabancı yönetmenler de filmlerinın gösterilerine
katılarak ızleyıcilerin sorulannı yanıtlayacaklar.
K Ü L T Ü R t Ç t Z t K
K Â M Î L M A S A R A C I