Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 SUBAT 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ANAP lideri Yılmaz, başkanlık divamnı toplayarak ANAYOL'un koşullannı belirledi
Iiderler de Irifidi açamadıANKARA (Cum-
huriyet Biirosu) -
ANAP ile RP arasında
2 haftadır süren koalis-
yon pazarlığı. anlaş-
mazlıkla sonuçlandi.
ANAP lideri Mesut Yıl-
maz ve RP Genel Baş-
kanı Necmettin Erba-
kan dün gerçekleştır-
dikleri 5. görüşmede ko-
misyon toplantılannda
ortaya çıkan pürüzleri
aşamadılar. Liderler, başta Maliye ve tçiş-
Jeri bakanhklan olmak iizere ekononıı
ve özelleştirmenin yönetimi ile devlet
bakanlıklanna bağlı Vakıflar Genel Mü-
dürlüğü. Diyanet Işleri Başkanlığı'yla il-
gili anlaşmazlığı gideremediler. ANAP ile
RP arasındaki göriişmelerin kesilmesin-
den sonra, ANAYOL yeniden gündeme
geldi. Gaziantep MiIJetvekili Mustafa
Taşar'ın evinde dün gece ANAP Grap
Başkanvekili ÜlküGüney ile DYP Grup
Başkanvekılı Yalun Erez bir araya geldi.
Görüsmede, ANAP Başkanlık Drvanı 'nda
alınan karar doğrultusunda ANAP'a en
az 2.5 yıllık öncelik ve ekonominin yö-
netiminin bırakılması koşuluyla ANAYOL
hükümeti kurulması önerisı tamşıldı.
Sıkıpazarük
ANAP lideri Yılmaz'ın 3 şubatta aldı-
ğı hükümet kurma görevi çerçevesinde
4 kez bir araya geldiği RP Genel Başka-
nı Erbakan'la hûkümetin çatısı konusun-
da uzlaşmasından sonra oluşturulan ko-
misyon, öncekı gün çalışmalannı tamam-
ladı. Ancak komısyon, Kültür ve tçişle-
ri bakanhklan ile Diyanet Işleri Başkan-
lığı'nın yanı sıra Maliye Bakanlığı ve
ekonomiyi yönlendiren Hazine ve Dış
Ticaret müsteşarlıkJan, Özelleştirme ve
Topiu Konut idareleriyle para muslukla-
n olan kamu bankalannın yönetıminin
hangi ortakta olacağı konusunda kilit-
lendi. Hükümetlenn "kadro kaynağı"
olarak nitelenen Tanm ve Köyişleri Ba-
kanlığı da anlaşmazlık konusu oldu.
Komisyon, toplam 20 saate yakın sü-
ren toplantılannı. bir yandan lıderlere de
danışarak ve yenı stratejıler belirleyerek
3 gün boyunca devam ettirdi Anlaşmaz-
lığın aşmılmasından çok perçinlendıği
hertoplantıda, komisyonun üye sayısı da
arttı. ANAP'a bırakacağı ekonomi yöne-
Kurııı\vuniarua nkanan pa/ariığj çözmek için Erbakan ile Yılmaz dün yeniden bir araya gelerek görüştüler.
timinde söz hakkı isteyen RP, Taksim'e
cami yapmak isteyen belediyelerinin ha-
reket yeteneğıni kısıtlayan SİT alanlan-
nı geçersiz kılabilmek için Kültür Ba-
kanlığı'ru, dini çevrelerde tam egemen ola-
bilmek için de Diyanet Işlen Bakanlığı
ve Milli Eğitim Bakanlığı 'nı istedi. ANAP
kurmaylan ise ekonomi yönetıminde tam
sorumluluk almak, Kültür ve Maliye ba-
kanlıklanyla Diyanet Işleri BaşkanlığTnı
RP'ye bırakmama noktasmdan gen adım
atmadılar. Taraflann ısrarlan, görüşme-
leri sık sık kopma nokıasına getirdi.
Liderler, kurmaylanyla yaptıkJan son
bir değerlendırmeden sonra dün yeniden
bir araya geldiler.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz
ve RP lideri Necmettin Erbakan'ın
TBMM'de baş başa yaptıklan görüşme
iki saat sürdü.
Alınan bilgiye göre görüşmede Erba-
kan, başbakan yardımcısının Ekonomik
Koordinasyon Kurulu'nun başkanlığını
da yürütmesini istedi. Ancak, Yılmaz bu-
nu kabul etmedi. Liderler de komisyon
toplantılannda çözüme kavuşturulamayan
anlaşmazlıklan gideremediler.
Görüşmeden sonra, liderierayn ayn ba-
sın toplantısı düzenlediler. llk açıklama
Yılmaz'dan geldi. Yılmaz, Erbakan'ı in-
citmemeye özen gösterdiği açıklamasın-
da, "Türkiye'ye bir yaran olmayacağmı
ve ülke sorunlanndan çok kendi arasın-
daki sorunlan çözmeye yönelecek bir hü-
kümet sorumluluğuna girmemeyi karar-
laştırdıklannr açıkladı. Erbakan ise ön-
ce namaz kıldı, daha sonra Yılmaz'ın ba-
sın toplantısını TV'den izleyerek, ardın-
dan görüşlerini açıkladı. Yılmaz'ı sert
olmayan bir üslupla eleştirirken kırma-
maya dikkatetti. Anlaşmazlık açıklama-
sının ardından ANAP Grup Başkanveki-
li Ülkü Güney, "Eümizdengeleniyaptık,
içimiz rahat. Herkesin öcü dediği bir par-
tiye bile gittik" dedi.
ANAYOL'a yönetiş
Mesut Yılmaz, bugün randevu isteye-
ceği Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'e görevi iade etmeyebilecegini söyler-
ken ANAYOL'un yeniden gündeme ge-
lebileceğini bildirdi.
Yılmaz, RP ile görüşme sürecinde res-
mi olmayan kanallardan DYP ile yapılan
temaslar olduğunu belirtirken görevi ia-
de etmeden yeniden ANAYOL'a yönele-
cekleri işaretmi verdi. Yılmaz, DYP'den
gelen mesajlan değerlendirmek için açık-
lamasının hemen ardından başkanlık di-
vanını topladı.
ANAP Başkanlık Dıvam'nda, DYP ile
yeniden masaya oturmanın koşullan be-
lirlendi. Buna göre, ANAP dönüşümlü
başbakanlıkta ilk sıra ve ekonominin yö-
netiminden vazgeçmeme karan aldı.
ANAP Başkanlık Divanı. DYP ile işbir-
liğinin asgari koşulunu, ekonominin yö-
netimiyle birlikte, dönüşümlü başbakan-
lıkta önceliğin en az 2.5 yıllık süreyle
Mesut Yılmaz'a bırakılması olarak belir-
ledi.
Yılmaz'ın yakın çevresiyle yaptığı de-
ğerlendirmede de DYP lideri Tansu Çil-
ler'in esnek bir tavır sergilemesi halinde
ANAYOL'un gündeme gelebıleceğini vur-
guladığı öğrenildi.
ANAP ve DYP''liler görüştü
ANAP ile RP arasındaki göriişmelerin
kesilmesinden sonra, ANAYOL yeniden
gündeme geldi. Gaziantep Milletvekıli
Mustafa Taşar'ın evinde dün gece ANAP
Grup Başkanvekili Ülkü Güney ile DYP
Grup Başkanvekili Yalım Erez bir araya
geldi. Yaklaşık 3 saat süren görüşmeden
sonra taraflar evden aynlırken gazeteci-
lerin sorulanna aynntılı yanıt vermek-
ten kaçındı.
Erez, ANAP'lılarla bir araya gelme ne-
denini soran gazetecilere, "Mustafa Bey
yemeğe çağırdı. Birlikte yemek yedik, du-
rumu değerlendirdik" dıye konuştu. Ya-
lım Erez, ANAYOL ve olası bir DYP-
ANAP ortaklığinın dönüşümlü azınlık
şekîinde mı, koalisyon şeklinde mi ola-
cağı yolundaki sorulara, "O benûn yet-
kimiaşar" karşılığını verdi.
Ülkü Güney ise ısrarlı sorulara "3 ar-
kadaş bir araya gelip yemek yiyemez mi-
yiz?" diye karşılık verirken Mustafa Ta-
şar da gülerek "Bayram yemeği yedik" de-
mekle yetindi.
Görüşmeden sonra Ülkü Güney ile
Mustafa Taşar, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın konutuna geçerek. Ya-
lım Erez'leyaptıklan toplannya ilişkin bil-
gi aktardılar.
Alınan bilgiye göre, Ülkü Güney, görüş-
mede Yalım Erez'e, ANAP Başkanlık
Divanı'nın karannı iletti.
Baykal. görüs belirtmenin erken olduğunu söyledi
Ecevit:ANAP tiderinin
vardığı sonuçsevindirici
ANKARA (AA) - DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit ANAP-RP
koalisyon görüşmelerinin
anlaşmazhkla sonuçlanmasını
değerlendirirken, "Sayın Mesut
Yılmaz, kendisine sağlanan
başbakanhk olanağına rağmen bu
sonuca varmakla,
kendisi ve partisi
açısından bir
özveri örneği
vermiştir'' dedi.
Ecevit, hükümet
sorununun
esenlikle
aşılabılmcsi için,
benzeri bir
özverinin de DYP
Genel Başkanı
Tansu Çiller'den
beklendiğini ifade
etti. DSP lideri
Ecevit, ANAP
Genel Başkanı
Mesut Yılmaz ile
RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan arasında yapılan
ve anlaşmazhkla sonuçlanan
koalisyon görüşmelerinin ardından
yaptığı açıklamada şunlan söyledi:
"ANAP Genel Başkanı Sayın Mesut
Yılmaz'ın, RP Ue koalisyondan
ülkemiz için doğabilecek sakıncalan
• Ecevit: Sayın Yılmaz,
kendisine sağlanan başbakanhk
olanağma rağmen bu sonuca
varmakla, bir özveri örneği
vermiştir. Şimdi, hükümet
sorununun esenlikle
aşılabilmesini kolaylaştırmak
için, DYP lideri Sayın Çiller'den
de benzer bir özveri beklenir.
CHP lideri Deniz Baykal,
ANAP ve RP arasında yürütülen
koalisyon çalışmalanndan bir
sonuç ahnamaması üzerine.
görüş belirtmek için erken
olduğunu söyledi.
sağlıklı biçimde değerlendirerek
vardığı sonuç sevindiricidir. Sayın
Mesut Yılmaz, kendisine sağlanan
başbakanhk olanagına rağmen bu
sonuca varmakla, kendisi ve partisi
açısından bir özveri örneği de
vermiştir. Şimdi, hükümet sorununun
esenlikle
aşılabilmesini
kolaylaştırmak
için DYP Genel
Başkanı Sayın
Tansu Çiller'den
de benzer bir
özveri beklenir."
CHP Genel
Başkanı ve
Dışişleri Bakanı
Deniz Baykal,
ANAP ve RP
arasında
yürütülen
koalisyon
çalışmalanndan
bir sonuç
ahnamaması
üzerine, görüş belirtmek için erken
olduğunu söyledi. Bayram tatilini
Antalya'da geçıren Baykal, konuya
ilişkin soruya. "Sabah olsun. Olayın
olgunlaşmasını bekleyelim. Şu anda
konuşmak için henüz erken "
karşılığını verdi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
OTLAR I ORAL ÇAUŞLAR
Siyasi Islamcılann hoşgörüsü (!)" W ^ k P, koalisyonun büyük ortağı
m M olmaya hazırlamrken, siyasi
M-^ç Islamcıçevrelerdehavalarde-
m % gişmeyebaşladı. RP'ningay-
JL. ^ - ri resmi yayın organı Milli
Gazete'dekı iki köşe yazısının başlığı,
bu çevrelerdeki ruh halini yansıtması ba-
kımından ilgi çekici.
Gazetenin 3. sayfasında "AnkaraNot-
lan'' başlıklı köşenin yazan Zeki Ceyhan
makalesine, "Hizaya Geü\orlar" başlığı-
nı koymuş. Kim hizaya geliyor: Tabii ki
ANAP ve DYP. Ceyhan. yazısının birye-
nnde şöyle diyor: "Yani hepsi de hiza>-a
gdhoriar. Bu hizaya gelişleri elbette hak-
kı ve hakikan görmek için değildL Bu, bir-
birierinin başansmı önJemek içindL. Ya-
nn daha makul ve mantıklı bir çizgi>e ge-
fecekkrinden kuşkumuzyok. Zamanla da-
ha çok hizaya gelecekler."
Bir siyasi partınin seçimlerden başa-
nlı çıkması ve bu başansının keyfini çı-
karması onun en doğal hakkı. RP'lilerde
iktidar ortağı olmakJa istedikleri kadar
övünebilirler.
Ama nedense bu sözler, demokrasiyi
ve çağdaş bir yaşam tarzını savunan çev-
ıclerde iticı ve irkiltıci birtepkiye neden
oluyor. RP'lilerin yürüttüğü iktidar pa-
zarhklannda ve bu pazarlıklar sırasında
yapılan açıklamalarda samimiyetsizli-
ğin ve Şark kurnazlığının izleri hemen
göze çarpıyor.
Milli Gazete'nin başyazan Sadık Al-
bayrak'ın yazısının başlığı ise "Sindire
sindire geüyor (mu?)" Albayrak, bu ya-
zısında ordunun kendilerine karşı oldu-
ğu şeklinde yayılan spekülasyonlara ce-
vap veriyor. "HahŞle ayağmın altındaki
toprağın v^avaş vavaş kaydığını görenlerin
ve halktan kopuk bir marjinal cephe>e
doğru kaydığının farkına varanlann böy-
le bir tavır sergilemeleri doğal karşdan-
malıdır."
RP'liler, iktıdara adım adım geliyoruz
ve hepinız bize mecbursunuz diyorlar.
Çok tartışma götürür bir iddıa bu. Ülke-
nin içınde bulunduğu olağanüstü koşul-
lardan yararlanan ve sistemin çürümesı-
ne olan tepkiyı kendi peşine takmayı ba-
şaran RP, bu yükselişinin devam edece-
ğini ve katlanacağını sanıyor. Halbuki
oynak zeminde poiitika yapıyorlar ve
Türkiye'deki siyasi dunım her an değiş-
kenlik gösterebilir.
1973 seçimlerinde 12 Mart askeri dar-
besinin hızıyla Erbakan'ın o zamanki
partisi MSP yüzde 11.8 oy almıştı. Ar-
dmdan 1974'lerde demokrasi hareketi
yükseldi ve MSP hızla oy yitirdi ve oy-
lan yüzde 8.6'ya düştü.
RP'nin yükselişinin asıl nedeni anti-
demokratik" ortamdır. Halk hareketinin
ezilmiş olmasıdır. Bu böyle devam eder-
se yükselişi sürebilir. Arna, Türkiye'nin
uzun boylu bu baskıcı ortamı kaldırabıl-
mesi mümkün değildir. Türkiye, mo-
demleşme sancılan çeken bir ülkedir.
Banş özlemi hızla yükseliyor. Işte bu yö-
neliş, RP'nin uzun vadeli hesaplannı kı-
racaktır.
RP, Türkiye'nin modernleşme ve de-
ğişim çabasından nasibini alıyor. RP için-
de değişim isteyen ve çağdaş Türkiye
imajma kendısini ahştırmaya çahşan bir
güç boy veriyor.
Çünkü Türkiye'de Islamcı siyasi bir
gücün büyüyebilmesinin ve çoğunluğun
onayını alabilmesinin yolunun, onun ken-
disini çağdışılıktan uzakJaştırmasından
geçtiğini bazı RP'liler görmeye başladı-
lar. Ama çağdaşlık ve hoşgörü, siyasi Is-
lamcılann meşrebine ne kadar uyuyor. Bu
çok tartışmalı.
Örneğın RP ıçindekı değişim eğilimi-
nin etkıli isimlennden Bahri Zengin, hâ-
lâ parti içinde geri planda tutuluyor. Par-
tinin en etkili fikiradamlanndan birisi ol-
masma rağmen, zar zor milletvekili se-
çildi.
Öte yandan RP içinde şahinlerin söz-
cülen olarak bilinen Oğuzhan Asiltürk
ve Şevket Kazan, koalisyon pazarlıklan-
nın önde gelen isımleri olarak sivriliyor-
lar. Asiltürk'ün ve Kazan'ın kurulacak hü-
kümette etkili görevierde bulunacaklan
kesin. Asiltürk'ün, Erbakan'ın yerine
Başbakan yardımcısı olacağı belirtiliyor.
Hoşgörü ve demokrasi, siyasi Islam-
cılann çok sözünü ettikleri, ama bir tür-
lü içlerine sindiremedikleri iki önemli
sözcük. Bu yönde bazı adımlar atıyorlar
ama, kritik dönemeçler geldiğinde hemen
gerçek eğilimleri ortaya çıkıyor.
Terörle Mücadele Yasası değişirken
RP'lilerin gösterdikleri olumsuz tavır hâ-
lâ belleklerde. 1974 yılında Af Yasası
çıkarken TCK'nin 141-142. maddesini
kapsam dışı bırakan oylara ellerini kal-
dıran MSP'lileri unutmak mümkün mü?
Siyasi İslamcılann etkili yayın organ-
lanndan Zaman gazetesinde Sıvas'ta köy
boşaltmalar üzerine çıkan bir yazı, hoş-
görü sözcüğünün bu çevreler için hâlâ ne
kadar eğreti olduğunu göstermesi bakı-
mından ibret verici.
İdrisGürsoy, "CMavlann İçinden" baş-
lıklı köşesinde Sıvas olaylanyla ilgilı
şunlan söylüyor: "Devtetin 'bölgedeki
Alevi köylerine baskı yaptığı, köyleri
boşalttığı' propagandası>apıbyor. Güven-
Kkgüçleri veözeDDde operasyonlarda ba-
şanlı olan özel tim zan altında bıralohr-
ken, Alevi örgüner,vatandaşlar sokağa dö-
külmek istenivor. Örgütier özel timin çe-
kümesini isthor, bunda da bir ölçüde ba-
şanh oluyorlar. Bölgedeki yasadışı örgüt-
lerin nasıl calışhğını, halka nasıl baskı
yapbğını görmeven bir kısım medva ve si-
yasiler, maaiesef örgütlerin ekmeğinev'ağ
süren açıklamalar yapıj'or, haberler ya-
yunuvoriar. Vaü veemniyet güçleri hedef
anıuyor."
Zaman gazetesi yazannın bu sözleri-
ni Fethullah Hoca'ya armağan ediyorum.
Hem sivil toplumculuk ve hoşgörü üze-
rine ödüller verip hem de vatandaşı ezen,
köy boşaltan devlet güçlerine ve özel ti-
me arka çıkan yazılar yazan gazeteler
yayımlamak bize özgü bir durum olsa ge-
rek. Kendi lerini kutluyorum, ben de Fet-
hullahçılara, en büyük hoşgörü ödülünü
armağan ediyorum
Allah işlerinı rastgetirsin, tutruklannı
altınetsin(l)
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Fırtına...Bulutlar uçuşuyor muydu, yoksa gökyüzü bir ma-
vi yalnızlığı öfkeyle mi karşılıyordu?..
O sırada aynaya baktı...
Shakespeare'in bir dizesi geldi usuna farkına var-
madan:
"Yaşlısın deselerde bana inanmam aynalara/Genç-
lik ve sen aynı yaştasınız ya!"
İçinde bir derin sızı, yüreğini alıp götürdü bilinme-
yene doğru...
Bir şeyler yazmak istedi. Biraz Yannis Ritsos'tan
okudu...
Gülümsedi. Kırlangıçlar havalandı karşıkı evin ça-
tısından.
Usulca "Nasıl da güzelsin" dedi. Durdu, odanın
içinde gezinirken ekledi:
"Korkutuyor beni güzelliğin. Açım sana, susadım
sana..."
Mavi gökyüzü yalnızlığa tutsaktı o anda...
Yannis'le konuşuyordu artık. Onun dilini konuşu-
yordu. ince bir gül tacı bir bardak temız suda duru-
yordu.
Hiç kimseler duymuyordu söylediklerini. Hiç kim-
se o sevişmelerin tadına varamıyordu. Hiç kimse o
esen fırtınanın sesini işitemiyordu...
Bir batık kent görmüştü bir gece düşünde. Kaçış-
lann acısıyla hiç kımıldamadan durmuştu...
Bir kez daha baktı aynaya...
Okumaya başladı..
"Biliyorsun, ölüm diye birşeyyok, diyor adam ka-
dına/Biliyonım, evet, öldüğüme göre, diyorkadın./lkı
gömleğin de ütülendi, çekmecede./Sadece küçücük
bir gül benim özlediğim."
Aynaya baktı bir kez daha...
Canı lımonlu votka istiyordu...
Pencereye doğru yöneldi. Hamburg, bir gece ya-
nsı sarhoşluğunu yaşıyordu... Sarı saçlı bir dilber,
zenci gemicilerle pazarlık yapıyordu.
Mavi gökyüzünün yalnızlığı takıldı aklına. Nedense
gece yarısının farkmda değildi...
Yeşil koltuğa gömüldü...
Pablo Neruda'dan yanm kalmış bir öyküyü dinle-
meyı yeğledi:
"Gözlerim arar onu, çağınr yanıma./Yüreğim ça-
ğınr, ama yoktur bu sefer./Böyle gecelerdeydı, be-
yazlaşırdı ağaçlar./Gayrı ne biz eski biziz ne de ge-
celer."
• • •
Yıldızlar, gece yansı buluşmalannı sever mi?
Bir masal kahramanının avuçlarına saklanan acı
karanlığı sever...
Koltuktan kalkıp pencereye yöneldi. Limonlu vot-
kadan bıryudum aldı...
Attila Jozsef ince tül perdenin arkasından bakıyor-
du:
"Muhtacım sana, çalışan kalabalık/Nasılişe, ekme-
ğe, özgüriüğe muhtaçsa/Ve nasıl avuntuya muhtaç-
larsa kuşatıldıklannda/Çünkü gelecek doğmadı da-
ha acılardan."
Birden gözlerinden yaşlar boşandı Hamburg sokak-
larında...
Koşmak istedi, koşamadı. Bağırmak istedi, bağı-
ramadı...
Diyordu ki:
"Bıktıran yaşamımı! Daha eğil uzenme, tehditkâr
başınla;yıkılışımdangumıiu, hatıriayarakactyarak, ona
birzamanlaro olana. Bir daha!"
Kendini James Joyce'a benzettı...
Birlikte, geceyle ıç içe, yatıyorlardı toprağa... " ' "
Durmadan, bıkıp usanmadan soruyordu:
"Beni seviyor musun, beni seviyor musun?..' "'
Ne diyecekti bilmiyordu...
Tek bildiği şuydu:
Gel teslim oluyorum. Daha da eğil üzerime! Bur-
dayım. Boyun eğdiren bırakma beni, koru beni, te-
selli et beni, ah esirge beni!"
Bir fırtına sesini duymuyordu o. Bir kaçışın için-
deydi o...
Ama nereye kadar kaçacaktı?
Karanlık yakınlığıyla kör eden bir yalnızlığın ıçine gö-
mülmüştü...
O otel odasında tek başınaydı...
Bir daha baktı aynaya, saçlarına düşen aklan gör-
dü...
Çalıkuşlarını yosunlu bir tünekte tanımıştı çocuk-
luğunda...
Alsancak gannda tütün işçisi kızlarla tanışmış, son
tren bekçilerinin hüznüyle buluşmuştu...
Hamburg hem sarhoş hem de saygısızdı...
Mavi, laciverte yenik düşmüştü. Sokak lambalan
donuk sarı bakıyordu...
Loise Bogan'la o akşam selamlaştı...
Loise, "Dönsen bulutlar ülkesinden" dedi ona gü-
lümseyerek. Elini omzuna koyup kulağına bir şeyler
fısıldadı:
"Şimşeklerseni getirse/Tutsak kentlerin içinden/Se-
ni yıldızlar bir bilse/Böyle yakamazdı yürekten."
İçinde fırtınalar koptu...
Ve yanıt verdi Loıse'ye kendi dilinden:
"Dumanlargerisinde sen belirsen/Sen belırsen de
yaksan tekmıl ışıklan/Sen bir gece yansı bekledi-
ğim/Getirsen el değmemiş sevdalan"
• • •
Sabahın sisi kente ininceye kadar pencereden dı-
şarıyı seyretti...
Bir kırfangıç sürüsü havalandı kırmızı kiremitli ah-
şap binanın çatısından...
O, gökyüzüne bakıyordu...
Bulutlar ötesindeki sevgiliyi düşündü...
Büyücek uzaklığın erimesini bekledi....
Susmuşlar ülkesinde bir garip yolcuydu sanki...
Bir 'dost' mektubunu okudu uzun uzun...
Çılgın sevişmelerin içine doğru koşmak istiyordu....
Yüzünde rüzgâr ve güneş vardı dışanya çıktığında...
Sabahın sisi yitip gitmişti. Bulutlar uçuşmuyor, ma-
vi gökyüzü yalnızlığı kovalıyordu...
Yaşamı delice seviyordu. Bunca çılgınlıklardan son-
ra uslanmak bilmiyordu...
Aynaya bakmak için bir tuvalete girdi...
Ama aynaya bakmadan dışan çıktı...
Beklediği sevgiliyi ardına kadar açık kapılarda
aramaya koyuldu...
Neyazıkkiyoktu...
Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa...
• Bayram tatilini Istanbul Levent'tekı evinde
geçırmeyı tercih eden Demirel'i dün Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ziyaret etti.
• 0-1 Karayolu Cevizlibağ mev kiinde kaza vapanlara
yardım amacn la duran Mehmet Sevgin adlı bekçi,
otomobiline binerken Topkapı istikametinden gelen bir
aracın çarpması sonucu havatını ka>bctti.
• Hızmet-lş Sendikası tstanbul Şubesi'ne üye konut
işçileri, Bizimkiler dizisınin yapımcılannın
kendilerinden özür dilemesini istediler.
• Haydarpaşa l.imanı'nda, liman işçileri tarafından,
Toprak Mahsülleri Ofisi binastnın vanındaki boş
kontevTierlerden birinin içinde, 25-30 yaşlannda kimliği
beiirsiz bir ceset buhındu.
• Şımak Taşkonak'ta bölücü terör örgütüyle çıkan
çatışmada şehit olan er Aytaç Ermiş'in cenazesi. dün
Edirnekapı Şehitliğı'nde toprağa verildı.
• TBM.M Başkanı Mustafa Kalemli, iç tüzüğü
değiştirerek Meclis'te sürekli görev yapacak "siyasi
ahlak komisyonu" kurulmasını önerirken A!NAP"lı
Oitan Sunguriu da volsuzluk iddiaJannı incelemek
üzere bir komisyon kurulmasını istedL