Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 1996 PAZAR
12 HABERLER
Maastricht tedirginlikyaratıyorHÜSEYÎS BAŞ
rakından ızlemekte sayısız
yarar \ar Yenı dunya duzenı,
azgelişmış ulkelenn
ekonomılennı olumsuz
yonde etkılerken, duzenın mıman
zengın ulkelerde de ıçınden çıkılması
guç ekonomık karmaşaya neden
olmaktadır Ulkemızdekı kotu gıdışın,
ıktıdar pastası çevresınde 'bina
okuyan' duzen partılennın sa\ lannın
aksıne. neredeyse sırayla ıktıdara gelıp
gıden ıktıdarlann becen
yoksunluğundan değıl, baş tacı edılen
vahşı lıberalızmden kaynaİdandığını
bılme>en yok Bu olgu, hukumet nasıl
ve kımınle kurulursa kurulsun, daha da
ağırlaşarak surecek, kârlannı
katlamaktan başka hıçbır kural ve etık
tanımayan buyuk fınans çevrelennın
dayatmalan doğrultusunda v e
kureselleşmenın felsefesıne uygun
bıçımde kamu mallannın
yağmalanması sosyal kazanımlann ve
kamu hızmetlennın genletılmesı
gınşımlen, le hızlanacaktır
Azgelışmış ulkelerde çok daha yıkıcı
olan ultra lıberalıst uygulamalardan,
zengın ulkeler de nasıplennı
almaktadır Avrupa Bırlığı ulkelennde,
ozellıkle son haftalarda. okunuşu gıbı
yazılışı da çetrefı! olan unlu
Maasrncht Anlaşması'nın dayattığı
tek para' \ e ortaklık kriterieri'
Tuzak
sözcü/dçrCL\UDEJULIEN
' ımsenın kuşkusu yok Sağlık
sıgortası sıstemlen, emeldılık
rejımı kamu hızmetlen, pa-
rasız egıtım gıbı konularda us-
tunkoru bır duzenlemeyle vetmmek, bun-
lann ıpının çekılmesı anlamına gelecek-
tır Bu sosyal kazanımlar ancak pazar
ekonomiNinın olağanu>tu dınamızmının
de kaıkısıv la çagdaşiığa ulaşarak kuresel-
leşen bır ekonomı \e herkesın refahını
guvence altına alacak dennlemesıne re-
formlar karşıl ığında gerçekleşebılecektır
Aslında boylesı açık bır perspektıfin
cıddı umutlar yarahnası gerekırdı Ama
ne gezer
1
-kitlekrin cehaleti". "seçkinJe-
rin" geliştırdığı bu parlak stratejının ger-
çek "değerinin" anlaşılmasını onlemış
ve coşku kınlıp dokulmeden once. sal-
lanmava başlamıştı
"Patlama ölçüsünde gürültü'
Sallanma. ılkın hukumetın, devlete,
toplam vergı gelırlennın vuzde 61 'ını
sağlavan \e ozellıkle de "adaletsiz" olan
TVA'yı (KDV ) arttırmasıyla başlamıştı
L'zmanlann dedıklenne bakılırsa TVA
"ağnsu bir vergL" Ama o denlı "ağnsız-
dıki" 1995 ekım ayında tuketımın yuz-
de 4 4 genlemesıne yol açmıştı' Daha
sonra ortadan kaldınlması gereken "ay-
ncalıklar"ın neler olduğu açıklandığın-
da, bu "patlama"olçusunde gurultu ko-
paracaktı Once sorumsuz bır bakanın
"dayanışma" yardımı alan ışsızlenn
(RM'cıler) aslında tembel ve sahte ışsız-
Ierolduğunuaçıklamasıgeldı Bunu"kı-
yak" emeklıhk rejımıne saldınlar ızledı
Yakın dostlarının sovledıklenne gore
"çoksoğuk", "çokteknokrat" bır başba-
kanın uzuntu vencı acemılıklenydı bun-
lar Hıçbınnın aklma, bır an ıçın de olsa,
halkın, ne denlı cahıl sayılırsa sayılsın,
gerçek "avncahk" sahıplennm kırrüerol-
duğundan haberlı bulunduğu gelmıyor-
du
- Şu ulusal malvarlığının yuzde
68 87'sıne el koyan yuzde 20 Fransız'a
gelınce, bunlann. komşu ulkelere oranla
daha hafıf olan "varlık üzerine vergTle-
nnın devletın toplam vergı geiırlennde-
kı payı sadece yuzde 5'tır Oysa demır-
yollan. rr.etro ve posta çalışanlan çok da-
ha kalabalık olmalanna karşın (nufusun
yuzde 40 ı) ulusal varhğın sadece yuzde
2 77"sıyle yetınmektedırler
Eşitsiz vergi sistemi
-Zırvedekı vuzde 20 ulusal gelınn yuz-
de 43 85 ını sahıplenırken halkın en
yoksul vuzde 20"sıne bu gelınn sadece
yuzde 6 01'ı duşmektedır Pekı ulkede
hem nıspı hem de 'muterakkı olan ver-
gı sıstemı, bu eşıt-.ızlıklenn ustesınden
gelmekte mıdır' Sorunun vanıtı hayırdır
Gehrlen SMIC've (asgan ucret) hemen
eşıt yıllık 85 000 trank olan evlıve ıkı ço-
cuklu bır aıle toplam yuzde 46 85 vergı
odemektedır Buna "karşılık 400 000
franklık bır gelır soz konusu olduğundan
bu oran vuzde 40 17"ye duşmektedır (1
frank vâkiaşık 12 500 TL) Işı bırakıp
yollara dokuien ucretlıler, kuşkusuz bu
rakamlardan haberlı değıllerdır tşsızle-
re ve ev-ızlere gore kendılennı "aynca-
lıklı" bıle savmaktadırlar Ama yuzde
20 hk gerçek ayncalık sahıplen tarafın-
dan "ayncalıklı" olarak gostenlmelenne
tahammul edememektedırler 1995 Ka-
sım-Aralık gre\ cılen once Balladur son-
ra da Başbakan Juppe tarafından kulla-
nılan anahtar sozcukler uzenne kurulu
genış reformlan, bu anahtar sozcuklenn
butunuyle farklı anlamlannın goz onune
alınması koşuluyla kabul edeceklerdır
1. \enilik (Modernite):Modern tekno-
lojıler tek başına modern bır toplumun
gerçekleştırılmesıne vetmemektedır
Amenka'dakı az sayıdakı orta sınıfın gı-
derek voksullaşmdsını anlatırken Ed-
v»ard N. Luttvvak. haklı olarak \BD'nın
"3. dünyalaşmasifldan" soz etmektedır
Zengınlığın voğunlaşması o derecelere
ulaşmıştır kı kendılennı çevreleyen yok-
sullukkarşisindaburunuylekavıt'iizolan
"en zengüıler". bu açıdan 3 duny a ulke-
lcnnınzengınlennebenzemektedırler Ve
bu olgu salt azgelışmışlığın sonucu de-
ğıl, nedenlennden bındır Yenılık (mo-
dernıtelyaratılan zengınlığın ıç talebı de
arttırması ıçın gcnış bıçımde dağılımını
Azgelişmiş ülkelerde çok daha yıkıcı olan
ultra lıberalist uygulamalardan, zengin
ülkeler de nasiplerini almaktadır. Avrupa
Birliği ülkelerinde, özellikle son
haftalarda, okunuşu gıbi yazılışı da çetrefıl
olan ünlü Maastricht Anlaşması'nın
dayattığı 'tek para' ve 'ortaklık kriterieri'
şimdiden tedirginlik yaratmakta ye çeşitli
çevrelerin yoğun eleştirilerine hedef
olmaktadır.
Avrupa'da işsizliğin önü bir türlü
alınamamaktadır. Almanya'da, 1949'dan
bu yana ilk kez, işsizlenn sayısı, çalışan
nüfusun yüzde 10'unu aşarak 4 milyon 50
bıne ulaşmıştır. Sanayıde yoğun ışten
çıkarmalar planlanmaktadır. Içte alım
gücü gerilemiş, uluslararası
konjonktürdeki olumsuzluklann da
etkisiyle ihracat darboğazlara girmiştir.
Fransa'da durum daha da beterdir.
şimdiden tedirginlik yaratmakta ve
çeşıtlı cevrelenn yoğun eleştınlenne
hedef olmaktadır Buyuk fınans
kuruluşlannın egemenlığını arttırmayı
ongorduğu bugun daha ıyı anlaşılan
Maasrncht ve 'ortaklık kriterieri' salt
sol tarafından değıl, bızzat anlaşmanın
onde gelen mımarlan tarafından da
kıyasıya eleştınlmektedır Orneğın.
eskı Avrupa Komısyonu Başkanı
Jacques Delors, 'Vlaastricht'ın
'Avrupa'yı şizofren' yaptığını ılen
surmuştur Sağın eskı cumhurbaşkanı
Valen Giscard d'Estaing ortaklık
kriteıierinin y umuşarılması
gereği'nden soz etmektedır Sosyalıst
Moscovici ıse, 'ortaklık kriterlerinin'
butunuyle kaldınlmasını ve oylece 'tek
para' sıstemıne gıdılmesını dıle
getırmektedır Ancak bu eleştınlere
şımdılık pek kulak veren yoktur
Dahası, buyuk finans çevrelennın
temsılcılen eleştınlere şıddetle karşı
çıkmaktadırlar Nıtekım, Alman
Merkez Bankası'nın Başkanı Hans
Tietmeyer, Davos'ta, 'anlaşmadan'
tavız venlmeyeceğını, 'ortak
kriterlerin' de "harfiyen'
uygulanacağını açıklamış ve ılgılı
hukumetlen "Politikacdar, bundan
boyle salt ulusal tartışmalann değil,
finansal pazann kontrolu altında
olduklannı anlamabdır" dıye uyararak
aba altından sopa gostermeyı de ıhmal
etmemıştır Ama her şeye rağmen,
bugun Fransa'da para bırlığının sadece
guçlu ortağa avantaj sağlayacağı tezı
gıderek ağır basmaktadır 'Ortak para
birimi'ne uç yıl kala 'ortaklık
kriteıierinin' ve ultra lıberalıst
tercıhlenn Avnıpa'nın en zengın
ulkelenndekı sorunlan şimdiden
hızlandırdığı gozlenmektedır Tüm
çabalara karşın, genleyecek yerde
artmaktadır Avrupa'da ışsızlığın önu
bır turlu alınamamaktadır Almanya'da.
1949'dan bu yana ılk kez, ışsızlenn
sayısı, çalışan nufusun yuzde 10'unu
aşarak 4 milyon 50 bıne ulaşmıştır
Sanayıde yoğun ışten çıkarmalar
planlanmaktadır Içte alım gucu
genlemış, uluslararası konjonktürdeki
olumsuzluklann da etkisiyle ihracat
darboğazlara gırmıştır Fransa'da
durum daha da beterdir Gıderek artan
ışsızlığe çare bulunamamaktadır O
kadar kı buyuk fınans çevrelenne
yakınhklan bılınen, Cumhurbaşkanı
Chirac ve parababalannı
vergılendırecek yerde, çalışan kesımın
sosyal kazanımlanna saldırmayı
yeğleyen başbakanı Juppe, 'bol kepce
kredi kolaylığı, vergi ve diğer
zorunlu kılmaktadır
2.PiyasaIar. On yıllık 4
-kısrtta>Ta" sos-
yalızmın dayanılmaz cenderesınden son-
ra sağ çoğunluk nıhayet •*pazar"a hak et-
tığı rolu oynaması olanağını tanıyacak
konuma gelmıştır 1987 ve 1993 arasın-
da sol, gerçı sermaye gelırlennın, emek
gelınnden yedı kat daha fazla artmasına
ızın vennıştır Sağ bundan daha ıyısını
yapmak zorundadır Eskı şansolye Hel-
mut Schmidt "Kambivo piyasalan ah-
maklardan, arkadaş söyientilerine ve gu-
niin havasına kulak veren kiiçük banka
görevlilerinden oluşmaktadır" dıye ya-
ma devletler buna cesaret edememışler-
dır. Ovsa boylece, hukumranlıklannı tes-
lım ederek, genel ve ozgür seçımlenn
kendılenne verdığı yasal haklardan vaz-
geçmişlerdır Pazara evet' Ama dısıplm
altına alınması koşuluyla,
3. Küreselleşme: Yenı grevler, acaba
kureselleşmeye karşı ılk "başkaldın"
olarak gorulebılır mı'' Aslında bu baş-
kaldın daha çok Uluslararası Para Fonu
(IMF) ve Dunya Bankası tarafından da
desteklenerek gerçek bır serbest mübade-
le ıdeolojısı olarak dayatılan küreselleş-
meve karşıdır Eskıden "komünist teh-
eni grevler, acaba kureselleşmeye karşı ılk "başkaldın"
olarak görülebilır mi? Aslında bu başkaldın daha çok
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dunya Bankası tarafından da
desteklenerek gerçek bır serbest mübadele ıdeolojısı olarak
dayatılan küreselleşmeye karşıdır
kınmıştı Ahmak belkı, ama bu ahmak-
lar ABD'de tasarruf sandıklannm batma-
sına, Credıt Lyonnaıs'nın yıkımına ne-
den olmuşlardır ABD. Avrupa ve As-
y a'dakı çok sayıda kuşkulu ıflas da y ukar-
dakı olgunun kanıtlan arasındadır Ça-
buk kâr peşınde koşan sermaye, kuzey -
de olduğu gıbı guneyde de gıderek çok
hareketlı olmuştur Oysa kalkınma uzun
vadede ıstıkrarlı yatınmlara gereksınım
duymaktadır Bu amaçla aslında eskı olan
bır onen Nobellı bır ekonomıst tarafın-
dan yenıden dıle getınlmıştır Çok sayı-
da ekonomı uzmanının da katıldığı bu
onen "spekûlatifserma>«''hareketlennın
vergılendırmesınıongormektedır(l) A-
dıt", bu ıdeolojıyı "ıhmh" olma zorunda
bırakıyordu Oysa bugun. "kötulük im-
paratorluğunun" yıkılmabindan bu yana,
onu frenleyecek hıçbır engel yoktur
Bundan bov le, orneğın şırketlenn sos-
yal dampınge daha uygun bolgelere ta-
şınması ıçın bır bırlıkte hareket stratejısı
dayatan kureselleşmeyı, sadece guçlu bır
ıç baskı bazı kurallar ıçıne çekebılecek-
tır Yıne Edvvard N Lutrvvak'a gore mu-
badelenın kureselleşmesı karşı çıkılma-
sı olanaksız bır olgu değildır Onuyonet-
mek pekala mumkundur Ne var kı hıç-
bır ulke bunun ustesınden gelemez So-
kak ısvanlan ve grevlenn ülke genelın-
de somut hak arayışlannın, daha genış
bır perspektıfte. yanı kuresel boyutta ger-
çekleşmemesı durumunda Avrupa Bırlı-
ğı de bunun ustesınden gelemeyecektır
4. Tek para: Av rupa Bırlığı dunyanın ge-
lışmesıne katkıda bulunmak ıçın zıncır-
lennden boşanmış bır lıberalızmden baş-
ka bır ıdeolojıyı benımsemek zorundadır
Bu yuzden tek para sıstemıne mutlak bır
bıçımde gereksınım duymaktadır Kımı-
lenne gore tek para, ekonomıde ılerle-
meyı garantı altına alacak, bu da doğal
olarak sosyal ılerlemeyı sağlayacaktır
Kımılenne gore ıse bu '"mutlak kötfilû-
ğû" ıfade etmektedır Maastncht'ın "or-
tak kriterieri" az gelırlı kesımı şimdiden
sıkıntıya sokmuş bulunmaktadır "Rhe-
nan" kapıtalızmının '"Angto-Sakson" ka-
pııalızmıne dırenmesını sadece Avrupa
Bırlığı sağlayabılır Bu ıkı kapıtalızm ara-
sında ne gıbı fark vardır sorusunun yanı-
tı ıse şudur Fransa da ulusal gelınn yuz-
de 28*ı, en zengın yüzde 10 aılenın elın-
dedır ABD'de ıse yüzde 10'luk kesımın
ulusal gelırdekı payı yuzde 7O'tır Ame-
nkalılann on beş yıldan bu yana "yaşam
dûzeyierinin" sureklı olarak duşmesı kar-
şısındakı •'şaşıröcı sessizliğiııden'''yakı-
nan \Villiam Pfaff. "Fransızlar hiç de uy-
sal bir halk değil. Son grevler Av rupa'nın
geleceğinin-belkı de \merika'nın-ekono-
mikvesosyal mucadelesının bır evresidir.
Avnıpa'nın başka anlamı olamaz" dı-
yor (1) Nobel Ekonomı Odulu sahıbı
JamesTobin'e gore gunde 1000 mılyar
dolann el değıştırdığı dovız pazannda-
kı spekulatıf hareketlenn yuzde 0 05 gı-
bı onemsız bır oranda vergılendınlme-
sınden sağlanacak yıllık 150 mılyar, ka-
mu yatınmlannda onemlı artışlar sağ-
layabılecek duzeydedır (Ç N )
Le Monde Diplomatique, Ocak 1996
yükümlülüklerinde indirim' gıbı
'ayncalık" bahşettıklen buyuk ış
çevTelennı, 'yeni iş alanian' açmamak,
kamunun bu amaçla venlen paralannı
dupeduz 'cebe indirmekk' suçiamak
durumunda kalmışlardır Turkıye'de,
sosyal kazanımlara, kamu hızmetlenne
ve kamu mallanna saldınlar, çok
geçmeden, kalındığı yerden
başlayacaktır Tatlı kâr kaynağı olarak
ağız sulandıran sağlık hızmetlenyle,
yurtıçı tasarruflannın yuzde 17'sını
oluşturduğu ılen sunîlen SSK
fonlannın, vahşı lıberalıst felsefeye
uygun bıçımde. parçalanarak kolay
yutulur duruma getınlmesı planlanan
devlet bankalanyla bırlıkte, buyuk
sermayeye tezgâhlanması, yağrnalama
gundemının ılk maddelen arasındadır
Medyanın bu surecın hızlanmasına
katkıda bulunması ıse doğaldır Bu
kesımın onemlı bır bolumünun buyuk
fınans gruplannın denetımınde olduğu
kımsenın saklısı değıldır Yururlukte
olan ve Turkıye dahıl çok sayıda
ulkede yoğun bıçımde tezgâhlanan bu
buyuk yağma karşısında yağmadan en
zok zarar gorecek çalışan kesım ve
onlann buyuk yoksul kıtlelerle bırlıkte
haklannı ve kazanımlannı korumakla
yukumlu sendıkalar, kıtle örgutlen ve
tum yurtsever demokratlann, en
azından, yağmacılar ve yağmayı
planlayanlar kadar hazırlıklı ve kararlı
olmalan gerekıyor Acaba oyle mı9
Yoksulluğun
önlenemeyen
yükselişi
ırleşmış Mılletler lnsan
Haklan Alt Komısvonu
Raportorû Arjantınlı Leandro
Despouy'e gore gunümuz
dunvasında ıkı mılyar ınsan 'koyu bir
sefalctin' pencesınde yaşam savaşı
venyor Leandro Despouy, 7 şubatta
BM nın 'Voksulluğun Ortadan
Kaldınlması Uluslararası Yılı'nın açılışı
dolavısıyla düzenlenen basın
konferansında, bu durumun daha
ağırlaştığım açıkladı Mutlak sefalet
ıçınde yaşayanlann sayılan her yıl 25
milyon artıyor Lstelık bu durum salt
azgelışmış ulkelere ozgu de değıl, ılen
sanayı ulkelennı olduğu gıbı, ekonomık
buyumenın gerçekleştığı ulkelen de
kapsıyor BM'ye gore ınsanlığın yuzde
20'sı susuz Sağlık hızmetlennden de
butunuvle yoksun Gunluk gelırlen 1
dolann altında Toplumdan dışlanmış
•mılyonlarca ınsanın evt yok Açtıkla
karşı karşıya Çoğu kız olmak uzere 130
milyon çocuk okulsuz Geleceklen ıse
tehlıkelerle dolu
'Ölüm mangalarf
Boş gezmek. dılencılık. kolelıkten beter
ış ıstısman, sersenlık, uyuşturucu
satıcılığı, fahışelık gıbı tehlıkelerle
karşılaşmalan kesın Latın Amenka'da
sokak çocuklan 'ölüm mangalannın'
tehdıdı altında Dunyanın bu bölgesınde
40 milyon Asya'da 25, Afrıka'da 25
milyon çocuk bu durumda 25 milyon
çocuk ıse zengın ulkeler de dahıl dığer
ülkelerde bulunuyor Toplum dışına
ıtılmış bu ınsanlann hukuksal
güvencelen de yok Işkenceye
uğradiklan ya da katledıldıklennde
cınayetler çoğu zaman cezasız kalıyor
1995 Cophenhague zırvesınde
'yoksulhıklasavaş'ın 'insanhk için',
'ahlakı, sosyal ve siyasal bir zonınluluk'
olduğu ılan edılmıştır BM'nın
'Uluslararası Yoksullukla Savaş Yılı'nda
tüm ulkelen, bolgesel orgutlen
(UNICEP, PNUD-BM gelışme
programı-, BIT. FAO. OMS, HCR vb)
gıbı bağiı orgutlennı de yoğun bır
bıçımde devreye sokma karannda
Cenevre'dekı BM Ofıs Başkanı
Madimir Petrovsky'nın açıklamalanna
gore 25-27 mart tanhlennde Cenevre'de
duzenlenecek CNL'CED (BM Tıcaret ve
Kalkınma Konferansı) oturumunda,
uluslararası ekonomık ılışkılenn
yoksulluğa etkılen ıncelenecek
Dığer taraftan OECD'nın venlenne
göre, dunya nufusu, 1500 ıle 1820 yıllan
arasında sadece ıkı katı arhnış
"Eşitsizlik arüyor'
Yaşam düzeyı de kışı başına 565
dolardan661 dolara yukselmış Bu yıllık
0 04'luk bır buyumeyı ıfade edıyor
1820'den 1992 vılına kadar ıse dunya
nüfusu 5, toplam zengınlık 40, kışı
başına duşen yaşam duzeyı 9'a
katlanmış Son ıkı yüzyıl süresınce,
eşitsizlik süreklı artmış 1820 yılında en
zengın ulke ıle en yoksul ulke arasındakı
farklıhk 1 'e 3'ten. bugun l'e 72'ye
tırmanmış durumda Afnka ıse
merdıvenın en alt basamağında Kışı
başına ortalama gelır, bugun, 1820'lenn
Avnıpası duzeyınde Turkıye bu ıç
karartıcı tablonun neresınde yer alıyor9
DlE'nın rakamlanna bakılırsa, 1994
ıstatıstıklenne gore ışsızlık oranı yuzde
10 5 Ancak bu oranın çok daha yuksek
olduğu kesın Geçen yıl, Bakırkoy Ruh
ve Sınır Hastalıklan Hastanesı'ne
başvuranlann 60 bınını 'işsizler'
oluştunnuş '1978-1994 donemı
arasında nüfus artışı yuzde 2 1 'den 2 3'e
çıkarken ıstıhdam sadece 0 6 artmış
Yıne DİE venlenne göre Turkıye'de
yoksullann sayısı 8 milyon dolayında 3
milyon kjşı asgan ucretle, 8 milyon kışı
de 2 milyon 800 bın lıra ıle geçınmeye
çalışıyor Ustelık bu durum, yenı de
değıl Bunda, gelmış geçmış tüm
ıktıdarlann sorumluluğu var Bu yüzden,
Mercümek'le tnlyonlan har vurup
hannan savuran Hoca'nın, ıktıdar
kapısında, Hakkân çopluklennde eşınen
ınsanlanmız ıçın 'timsah gözyaşlan
dökmesi" halkı kandırmaya yonelık ılkel
bır sıvasal şovdan ote anlam taşımıyor
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Nerdesin İsmet Paşa?..
Erdal Inönu'nun "Anılar ve Duşunceler" yapıtı onun-
cu baskısını yapmış. Ederı de daha artmış
Anılara Erdal Bey, babaevınden başlıyor, çok tatlı oy-
kuler anlatıyor Doğrusu, İsmet Paşa'dan aktarıyor
Anıları okurken, Erdal Bey'de bır yazarlık kumaşı oldu-
ğunu hemen anlıyorsunuz Kendıne ozgu bır bıçemı
(uslubu), ınsanı sıkmayan bıranlatışı var İsmet Paşa'ya
da, Erdal Inonu'ye de bır sevgımın olduğunu "Ankara
Notlan'ru ızleyenler bılırler Ancak, bır yapıtı okurken,
yansız olmam geraktığını de bılıyorum
Genelkurmay Başkanı Ahmet Izzet Paşa ıle bırlıkte,
Yemen'de onun kurmay başkanı olarak gorev yapan is-
met Inonu, Izzet Paşa'nın kımı ozellıklerını evde sofra-
da anlatıyor Kımı anılar şoyle
Izzet Paşa'nın şışmanlıktan şıkâyetı vardı Ama ıyı
yemek yemesını de severdı Doktorunun tavsıyelennı
dınlemezdı Bır akşam eşraftan bınnın evıne yemeğe
gıttık Buyuk bır sofraya oturduk Yemeklenn bın gıdıp
bın gelıyor ve Paşa hepsınden alıyor Yemeğın sonuna
geldık Kahvelen beklerken, Izzet Paşa'nın ıtırazı duyul-
du
- Nasıl şey, yemek bıttı mı, daha pılavı getırmedınız1
..
Ev sahıbı mahcup bır eda ıle
- Yemeğımız bu kadardı kusura bakmayın, dıyecek
oldu Paşa kıyametı kopardı
- Katıyyen kabul etmem, ben gelırken gordum, pılav
tepsısı hazırlanmıştı, sofrada duruyo>xiu Ondan yeme-
den gıtmem.
Çaresız ışaret ettıler ve gerçekten buyük bır tepsı pı-
lav geldı Izzet Paşa keyıfle yemeğını bıtırdı Anlaşıldı
kı Paşa gelırken dıkkat etmış, mutfağın yanındakı ara-
lıkta hazırlanmış yemeklen gormuş Ancak doktoru da
gormuş ve,
- Aman bu kadar yemeğı Paşa'ya yedırmeyelım, hıç
olmazsa pılavı kaldırın, dıye ev sahıbını uyarmış Ama
uyansı para etmedı, Paşa ıstedığını gene yedı"
"Doktoru bırgun Paşa'yı ıkna etmış, onereceğıper-
hız yemeğını yıyecek Doktor memnun, onemlı başan
sağladığını duşunuyor Bırlıkte yemekteyız Paşa, ge-
tırılen perhız yemeğını guzelce yedı Sonra hızmet
edenlere dûndu
- Perhız yemeğını yedık, tamam Şımdı getınn baka-
lım otekılenn yedığı yemeğı1
dedı Doktorun şaşkınlı-
ğını gorecektınız
Sabahları tartılırdı Çok meraklıydı Basküle çıkar,
emıren de dengeyı sağlayarak ıbrenın gosterdığını oku-
maya çalışırdı Emıren başlar
- Seksen beş, seksen yedı, doksan Derken Paşa
bağınr, sozunu keser
- Dur, nereye gıdıyorsun, yanlış okuyorsun, baştan
başla
1
der Er yenıden başlar
- Seksen, seksen beş, doksan deyınce Paşa gene
bağınr, en durdurur
- Olmaz oyle şey, doğru oku baştan deyınce er tek-
rar başlar Tartılma ışı her gun boyle devam ederdı Bır
gün, ben oradayken Paşa gene bılmem kaçıncı defa
- Dur, baştan oku
1
deyınce er dayanamadı, Paşa'ya
döndü
- Paşa, paşa, yıysın, yıysın, kantara kızıysın
1
deyı-
verdı"
Inönu'nun başbakanlarından Şiıkrü Saracoğlu,
ödemış'te doğmuş, ılkokulu ortaokulu orada okumuş,
lıse oğrenımını Izmır'de, yuksekoğrenımını de Istan-
bul'da Mulkıye Mektebı'nde tarnamlamış, daha sonra
burslu olarak gıttığı Isvıçre'de Cenevre Siyasal Bılgıler
Fakultesı'nı brtırmış Bunlan belırttıkten sonra Erdal Bey
anlatıyor
"Saracoğlu sofrada, babama ve blze çocukluk anı-
lanrn anlatmaktan hoşlanırdı Çocuklukta edındığı bır-
takım alışkanlıklan hâlâ bırakmadığım da gomrduk Ye-
meğe oturduğumuzda, soframızdan eksık olmayan
çorba geıınce hemen ekmeğını ufalar, parçalan çorba-
sına atar, çorbayı hep oyle ıçerdı Bıtırdıkten sonra da
- Oh, dunya varmışi Eğer bınsı 'Aç kalmak, tok ol-
maktan ıyıdır' derse sakın ınanmayın
1
derdı
ödemış 'e, baba yurdunun anılanna buyuk bırsev-
gı ıle bağlı ıdı Ûzellıkle annesıne ayn bır saygı ve hay-
ranlık duyardı Zaman zaman Istanbul'dan gelıp evımız-
de kalan, soframıza katılan halamın kızı irfan, bır gun
Saracoğlu'nu dınledıkten sonra şoyle bır gozlem yap-
mıştı.
- Dınledığım butun bakanlar arasında yalnız bırtane-
sı annesınden bahsederken 'anam' dıyor, o da Sara-
coğlu
1
"
Bunlan okurken, Saracoğlu ıle ılgılı olarak dınledığım
bır anı canlandı Alev Coşkun'dan dınlemıştım Sara-
coğlu'nun başbakanlığı sırasında "Efe" dıye anılan Ode-
mışlı bır çocukluk arkadaşı gormeye gelır, bır derdı var-
dır, ancak Saracoğlu, goruşemez mı ne olur, adam çe-
kıp gıder Onun gelıp gıttığını oğrenen Şukru Saracoğ-
lu, çok uzulur. Yanındakı gorevlılere,
- Gıdın, onu bulun' der O, şımdı Ulus'takı kahveler-
den bırındedır Kahveye gınn Kım uç sandalyede bır-
den kaykılmış oturuyorsa, o Odemışlıdır Alıp getınn'
Yoksa, Ödemış'te benım canıma okur'
Ödemışlıler, sandalyeye oturur, yanındakı sandalye-
ye kolunu, onundekı sandalyeye de ayaklannı dayar-
mış Buna, bır başka Ödemışlı Aydın Engin ne der bıl-
mem
•••
Ikı gun önce, Istanbul'da Süleyman Bey'ın Dolma-
bahçe'dekı Bezm-ı Âlem Valıde Sultan Camısı'ne gıde-
rek cuma namazı kıldığını uzgoreçler verdı, AA da ha-
ber olarak başına duyurdu Süleyman Bey'ı çok kına-
dım Namaz kıldığı ıçın değıl, dını polıtıkada kullandığı
ıçın. Bır de laıklıkten soz edıyor Namazını evınde kıla-
bılır, gostensız yapabılırdı tapınmasını Başına ne olu-
yor? Ondan sonra da Erbakan'ı eleştmyorlar Imam
boyle yaparsa, cemaat ne yapmaz? Nerdesin İsmet
Paşa?
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN S4ĞA:
1/ tnsanın ve bazı
hayvanlann kaba
etlennı oluşturan
yumuşak bölge
"Hastalık, dert"
anlamında yerel
sozcük 2/ Bağı- 4
şık Buyurucu 3/
Bırrenk Mayasıl
da denılen den
hastahğı 4/Dudak
boyası Aşağılık,
aiçak 5/ Kürkü
değerlı bır yaban
kedısı 6/Motorlu
taşıtlann tekerleklennı tuttur-
makta kullanılan somun
kesınlıkle uyulması gereken
Kuran ve hadıs hukümlen II
Su geçırmez kumaştan yapı-
lan bır çeşıt spor ceket Bır
nota 8/ Kutsal olduğu ıçın
dokunulmaması gereken
şey Faız 9/ Kutsal ınanç
Genelev ışleten kadın
YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/
Bayındırlık Yavaş, ağır 2/
Uzun tüylu bır sus köpeğı
Emanet 3/ Şaşma behrten bır unlem Tohumlanndan çı-
kanlan yağ kozmetık sanayısınde kullanılan bır ağaççık 4/
Batı Anadolu köy yığıdı Problem 5/ Narçıçeğı rengınde
bırsustaşı 6/Dıvanşnnnınen yaygın nazımşeklı Küçük
ağıl 7/lnyan, güçlu kuvveth veerkeksı kadın Eskı Mı-
sır'da güneş tannsı 8/ Sıkı dokunmuş bır tur pamuklu ku-
maş Yokluk, hıçlık, olum 9/Takımada Ilk damıtılan ve
ıçınde anason bulunmayan rakı