27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 1996 PAZAR 12 HABERLER Maastricht tedirginlikyaratıyorHÜSEYÎS BAŞ rakından ızlemekte sayısız yarar \ar Yenı dunya duzenı, azgelişmış ulkelenn ekonomılennı olumsuz yonde etkılerken, duzenın mıman zengın ulkelerde de ıçınden çıkılması guç ekonomık karmaşaya neden olmaktadır Ulkemızdekı kotu gıdışın, ıktıdar pastası çevresınde 'bina okuyan' duzen partılennın sa\ lannın aksıne. neredeyse sırayla ıktıdara gelıp gıden ıktıdarlann becen yoksunluğundan değıl, baş tacı edılen vahşı lıberalızmden kaynaİdandığını bılme>en yok Bu olgu, hukumet nasıl ve kımınle kurulursa kurulsun, daha da ağırlaşarak surecek, kârlannı katlamaktan başka hıçbır kural ve etık tanımayan buyuk fınans çevrelennın dayatmalan doğrultusunda v e kureselleşmenın felsefesıne uygun bıçımde kamu mallannın yağmalanması sosyal kazanımlann ve kamu hızmetlennın genletılmesı gınşımlen, le hızlanacaktır Azgelışmış ulkelerde çok daha yıkıcı olan ultra lıberalıst uygulamalardan, zengın ulkeler de nasıplennı almaktadır Avrupa Bırlığı ulkelennde, ozellıkle son haftalarda. okunuşu gıbı yazılışı da çetrefı! olan unlu Maasrncht Anlaşması'nın dayattığı tek para' \ e ortaklık kriterieri' Tuzak sözcü/dçrCL\UDEJULIEN ' ımsenın kuşkusu yok Sağlık sıgortası sıstemlen, emeldılık rejımı kamu hızmetlen, pa- rasız egıtım gıbı konularda us- tunkoru bır duzenlemeyle vetmmek, bun- lann ıpının çekılmesı anlamına gelecek- tır Bu sosyal kazanımlar ancak pazar ekonomiNinın olağanu>tu dınamızmının de kaıkısıv la çagdaşiığa ulaşarak kuresel- leşen bır ekonomı \e herkesın refahını guvence altına alacak dennlemesıne re- formlar karşıl ığında gerçekleşebılecektır Aslında boylesı açık bır perspektıfin cıddı umutlar yarahnası gerekırdı Ama ne gezer 1 -kitlekrin cehaleti". "seçkinJe- rin" geliştırdığı bu parlak stratejının ger- çek "değerinin" anlaşılmasını onlemış ve coşku kınlıp dokulmeden once. sal- lanmava başlamıştı "Patlama ölçüsünde gürültü' Sallanma. ılkın hukumetın, devlete, toplam vergı gelırlennın vuzde 61 'ını sağlavan \e ozellıkle de "adaletsiz" olan TVA'yı (KDV ) arttırmasıyla başlamıştı L'zmanlann dedıklenne bakılırsa TVA "ağnsu bir vergL" Ama o denlı "ağnsız- dıki" 1995 ekım ayında tuketımın yuz- de 4 4 genlemesıne yol açmıştı' Daha sonra ortadan kaldınlması gereken "ay- ncalıklar"ın neler olduğu açıklandığın- da, bu "patlama"olçusunde gurultu ko- paracaktı Once sorumsuz bır bakanın "dayanışma" yardımı alan ışsızlenn (RM'cıler) aslında tembel ve sahte ışsız- Ierolduğunuaçıklamasıgeldı Bunu"kı- yak" emeklıhk rejımıne saldınlar ızledı Yakın dostlarının sovledıklenne gore "çoksoğuk", "çokteknokrat" bır başba- kanın uzuntu vencı acemılıklenydı bun- lar Hıçbınnın aklma, bır an ıçın de olsa, halkın, ne denlı cahıl sayılırsa sayılsın, gerçek "avncahk" sahıplennm kırrüerol- duğundan haberlı bulunduğu gelmıyor- du - Şu ulusal malvarlığının yuzde 68 87'sıne el koyan yuzde 20 Fransız'a gelınce, bunlann. komşu ulkelere oranla daha hafıf olan "varlık üzerine vergTle- nnın devletın toplam vergı geiırlennde- kı payı sadece yuzde 5'tır Oysa demır- yollan. rr.etro ve posta çalışanlan çok da- ha kalabalık olmalanna karşın (nufusun yuzde 40 ı) ulusal varhğın sadece yuzde 2 77"sıyle yetınmektedırler Eşitsiz vergi sistemi -Zırvedekı vuzde 20 ulusal gelınn yuz- de 43 85 ını sahıplenırken halkın en yoksul vuzde 20"sıne bu gelınn sadece yuzde 6 01'ı duşmektedır Pekı ulkede hem nıspı hem de 'muterakkı olan ver- gı sıstemı, bu eşıt-.ızlıklenn ustesınden gelmekte mıdır' Sorunun vanıtı hayırdır Gehrlen SMIC've (asgan ucret) hemen eşıt yıllık 85 000 trank olan evlıve ıkı ço- cuklu bır aıle toplam yuzde 46 85 vergı odemektedır Buna "karşılık 400 000 franklık bır gelır soz konusu olduğundan bu oran vuzde 40 17"ye duşmektedır (1 frank vâkiaşık 12 500 TL) Işı bırakıp yollara dokuien ucretlıler, kuşkusuz bu rakamlardan haberlı değıllerdır tşsızle- re ve ev-ızlere gore kendılennı "aynca- lıklı" bıle savmaktadırlar Ama yuzde 20 hk gerçek ayncalık sahıplen tarafın- dan "ayncalıklı" olarak gostenlmelenne tahammul edememektedırler 1995 Ka- sım-Aralık gre\ cılen once Balladur son- ra da Başbakan Juppe tarafından kulla- nılan anahtar sozcukler uzenne kurulu genış reformlan, bu anahtar sozcuklenn butunuyle farklı anlamlannın goz onune alınması koşuluyla kabul edeceklerdır 1. \enilik (Modernite):Modern tekno- lojıler tek başına modern bır toplumun gerçekleştırılmesıne vetmemektedır Amenka'dakı az sayıdakı orta sınıfın gı- derek voksullaşmdsını anlatırken Ed- v»ard N. Luttvvak. haklı olarak \BD'nın "3. dünyalaşmasifldan" soz etmektedır Zengınlığın voğunlaşması o derecelere ulaşmıştır kı kendılennı çevreleyen yok- sullukkarşisindaburunuylekavıt'iizolan "en zengüıler". bu açıdan 3 duny a ulke- lcnnınzengınlennebenzemektedırler Ve bu olgu salt azgelışmışlığın sonucu de- ğıl, nedenlennden bındır Yenılık (mo- dernıtelyaratılan zengınlığın ıç talebı de arttırması ıçın gcnış bıçımde dağılımını Azgelişmiş ülkelerde çok daha yıkıcı olan ultra lıberalist uygulamalardan, zengin ülkeler de nasiplerini almaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde, özellikle son haftalarda, okunuşu gıbi yazılışı da çetrefıl olan ünlü Maastricht Anlaşması'nın dayattığı 'tek para' ve 'ortaklık kriterieri' şimdiden tedirginlik yaratmakta ye çeşitli çevrelerin yoğun eleştirilerine hedef olmaktadır. Avrupa'da işsizliğin önü bir türlü alınamamaktadır. Almanya'da, 1949'dan bu yana ilk kez, işsizlenn sayısı, çalışan nüfusun yüzde 10'unu aşarak 4 milyon 50 bıne ulaşmıştır. Sanayıde yoğun ışten çıkarmalar planlanmaktadır. Içte alım gücü gerilemiş, uluslararası konjonktürdeki olumsuzluklann da etkisiyle ihracat darboğazlara girmiştir. Fransa'da durum daha da beterdir. şimdiden tedirginlik yaratmakta ve çeşıtlı cevrelenn yoğun eleştınlenne hedef olmaktadır Buyuk fınans kuruluşlannın egemenlığını arttırmayı ongorduğu bugun daha ıyı anlaşılan Maasrncht ve 'ortaklık kriterieri' salt sol tarafından değıl, bızzat anlaşmanın onde gelen mımarlan tarafından da kıyasıya eleştınlmektedır Orneğın. eskı Avrupa Komısyonu Başkanı Jacques Delors, 'Vlaastricht'ın 'Avrupa'yı şizofren' yaptığını ılen surmuştur Sağın eskı cumhurbaşkanı Valen Giscard d'Estaing ortaklık kriteıierinin y umuşarılması gereği'nden soz etmektedır Sosyalıst Moscovici ıse, 'ortaklık kriterlerinin' butunuyle kaldınlmasını ve oylece 'tek para' sıstemıne gıdılmesını dıle getırmektedır Ancak bu eleştınlere şımdılık pek kulak veren yoktur Dahası, buyuk finans çevrelennın temsılcılen eleştınlere şıddetle karşı çıkmaktadırlar Nıtekım, Alman Merkez Bankası'nın Başkanı Hans Tietmeyer, Davos'ta, 'anlaşmadan' tavız venlmeyeceğını, 'ortak kriterlerin' de "harfiyen' uygulanacağını açıklamış ve ılgılı hukumetlen "Politikacdar, bundan boyle salt ulusal tartışmalann değil, finansal pazann kontrolu altında olduklannı anlamabdır" dıye uyararak aba altından sopa gostermeyı de ıhmal etmemıştır Ama her şeye rağmen, bugun Fransa'da para bırlığının sadece guçlu ortağa avantaj sağlayacağı tezı gıderek ağır basmaktadır 'Ortak para birimi'ne uç yıl kala 'ortaklık kriteıierinin' ve ultra lıberalıst tercıhlenn Avnıpa'nın en zengın ulkelenndekı sorunlan şimdiden hızlandırdığı gozlenmektedır Tüm çabalara karşın, genleyecek yerde artmaktadır Avrupa'da ışsızlığın önu bır turlu alınamamaktadır Almanya'da. 1949'dan bu yana ılk kez, ışsızlenn sayısı, çalışan nufusun yuzde 10'unu aşarak 4 milyon 50 bıne ulaşmıştır Sanayıde yoğun ışten çıkarmalar planlanmaktadır Içte alım gucu genlemış, uluslararası konjonktürdeki olumsuzluklann da etkisiyle ihracat darboğazlara gırmıştır Fransa'da durum daha da beterdir Gıderek artan ışsızlığe çare bulunamamaktadır O kadar kı buyuk fınans çevrelenne yakınhklan bılınen, Cumhurbaşkanı Chirac ve parababalannı vergılendırecek yerde, çalışan kesımın sosyal kazanımlanna saldırmayı yeğleyen başbakanı Juppe, 'bol kepce kredi kolaylığı, vergi ve diğer zorunlu kılmaktadır 2.PiyasaIar. On yıllık 4 -kısrtta>Ta" sos- yalızmın dayanılmaz cenderesınden son- ra sağ çoğunluk nıhayet •*pazar"a hak et- tığı rolu oynaması olanağını tanıyacak konuma gelmıştır 1987 ve 1993 arasın- da sol, gerçı sermaye gelırlennın, emek gelınnden yedı kat daha fazla artmasına ızın vennıştır Sağ bundan daha ıyısını yapmak zorundadır Eskı şansolye Hel- mut Schmidt "Kambivo piyasalan ah- maklardan, arkadaş söyientilerine ve gu- niin havasına kulak veren kiiçük banka görevlilerinden oluşmaktadır" dıye ya- ma devletler buna cesaret edememışler- dır. Ovsa boylece, hukumranlıklannı tes- lım ederek, genel ve ozgür seçımlenn kendılenne verdığı yasal haklardan vaz- geçmişlerdır Pazara evet' Ama dısıplm altına alınması koşuluyla, 3. Küreselleşme: Yenı grevler, acaba kureselleşmeye karşı ılk "başkaldın" olarak gorulebılır mı'' Aslında bu baş- kaldın daha çok Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dunya Bankası tarafından da desteklenerek gerçek bır serbest mübade- le ıdeolojısı olarak dayatılan küreselleş- meve karşıdır Eskıden "komünist teh- eni grevler, acaba kureselleşmeye karşı ılk "başkaldın" olarak görülebilır mi? Aslında bu başkaldın daha çok Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dunya Bankası tarafından da desteklenerek gerçek bır serbest mübadele ıdeolojısı olarak dayatılan küreselleşmeye karşıdır kınmıştı Ahmak belkı, ama bu ahmak- lar ABD'de tasarruf sandıklannm batma- sına, Credıt Lyonnaıs'nın yıkımına ne- den olmuşlardır ABD. Avrupa ve As- y a'dakı çok sayıda kuşkulu ıflas da y ukar- dakı olgunun kanıtlan arasındadır Ça- buk kâr peşınde koşan sermaye, kuzey - de olduğu gıbı guneyde de gıderek çok hareketlı olmuştur Oysa kalkınma uzun vadede ıstıkrarlı yatınmlara gereksınım duymaktadır Bu amaçla aslında eskı olan bır onen Nobellı bır ekonomıst tarafın- dan yenıden dıle getınlmıştır Çok sayı- da ekonomı uzmanının da katıldığı bu onen "spekûlatifserma>«''hareketlennın vergılendırmesınıongormektedır(l) A- dıt", bu ıdeolojıyı "ıhmh" olma zorunda bırakıyordu Oysa bugun. "kötulük im- paratorluğunun" yıkılmabindan bu yana, onu frenleyecek hıçbır engel yoktur Bundan bov le, orneğın şırketlenn sos- yal dampınge daha uygun bolgelere ta- şınması ıçın bır bırlıkte hareket stratejısı dayatan kureselleşmeyı, sadece guçlu bır ıç baskı bazı kurallar ıçıne çekebılecek- tır Yıne Edvvard N Lutrvvak'a gore mu- badelenın kureselleşmesı karşı çıkılma- sı olanaksız bır olgu değildır Onuyonet- mek pekala mumkundur Ne var kı hıç- bır ulke bunun ustesınden gelemez So- kak ısvanlan ve grevlenn ülke genelın- de somut hak arayışlannın, daha genış bır perspektıfte. yanı kuresel boyutta ger- çekleşmemesı durumunda Avrupa Bırlı- ğı de bunun ustesınden gelemeyecektır 4. Tek para: Av rupa Bırlığı dunyanın ge- lışmesıne katkıda bulunmak ıçın zıncır- lennden boşanmış bır lıberalızmden baş- ka bır ıdeolojıyı benımsemek zorundadır Bu yuzden tek para sıstemıne mutlak bır bıçımde gereksınım duymaktadır Kımı- lenne gore tek para, ekonomıde ılerle- meyı garantı altına alacak, bu da doğal olarak sosyal ılerlemeyı sağlayacaktır Kımılenne gore ıse bu '"mutlak kötfilû- ğû" ıfade etmektedır Maastncht'ın "or- tak kriterieri" az gelırlı kesımı şimdiden sıkıntıya sokmuş bulunmaktadır "Rhe- nan" kapıtalızmının '"Angto-Sakson" ka- pııalızmıne dırenmesını sadece Avrupa Bırlığı sağlayabılır Bu ıkı kapıtalızm ara- sında ne gıbı fark vardır sorusunun yanı- tı ıse şudur Fransa da ulusal gelınn yuz- de 28*ı, en zengın yüzde 10 aılenın elın- dedır ABD'de ıse yüzde 10'luk kesımın ulusal gelırdekı payı yuzde 7O'tır Ame- nkalılann on beş yıldan bu yana "yaşam dûzeyierinin" sureklı olarak duşmesı kar- şısındakı •'şaşıröcı sessizliğiııden'''yakı- nan \Villiam Pfaff. "Fransızlar hiç de uy- sal bir halk değil. Son grevler Av rupa'nın geleceğinin-belkı de \merika'nın-ekono- mikvesosyal mucadelesının bır evresidir. Avnıpa'nın başka anlamı olamaz" dı- yor (1) Nobel Ekonomı Odulu sahıbı JamesTobin'e gore gunde 1000 mılyar dolann el değıştırdığı dovız pazannda- kı spekulatıf hareketlenn yuzde 0 05 gı- bı onemsız bır oranda vergılendınlme- sınden sağlanacak yıllık 150 mılyar, ka- mu yatınmlannda onemlı artışlar sağ- layabılecek duzeydedır (Ç N ) Le Monde Diplomatique, Ocak 1996 yükümlülüklerinde indirim' gıbı 'ayncalık" bahşettıklen buyuk ış çevTelennı, 'yeni iş alanian' açmamak, kamunun bu amaçla venlen paralannı dupeduz 'cebe indirmekk' suçiamak durumunda kalmışlardır Turkıye'de, sosyal kazanımlara, kamu hızmetlenne ve kamu mallanna saldınlar, çok geçmeden, kalındığı yerden başlayacaktır Tatlı kâr kaynağı olarak ağız sulandıran sağlık hızmetlenyle, yurtıçı tasarruflannın yuzde 17'sını oluşturduğu ılen sunîlen SSK fonlannın, vahşı lıberalıst felsefeye uygun bıçımde. parçalanarak kolay yutulur duruma getınlmesı planlanan devlet bankalanyla bırlıkte, buyuk sermayeye tezgâhlanması, yağrnalama gundemının ılk maddelen arasındadır Medyanın bu surecın hızlanmasına katkıda bulunması ıse doğaldır Bu kesımın onemlı bır bolumünun buyuk fınans gruplannın denetımınde olduğu kımsenın saklısı değıldır Yururlukte olan ve Turkıye dahıl çok sayıda ulkede yoğun bıçımde tezgâhlanan bu buyuk yağma karşısında yağmadan en zok zarar gorecek çalışan kesım ve onlann buyuk yoksul kıtlelerle bırlıkte haklannı ve kazanımlannı korumakla yukumlu sendıkalar, kıtle örgutlen ve tum yurtsever demokratlann, en azından, yağmacılar ve yağmayı planlayanlar kadar hazırlıklı ve kararlı olmalan gerekıyor Acaba oyle mı9 Yoksulluğun önlenemeyen yükselişi ırleşmış Mılletler lnsan Haklan Alt Komısvonu Raportorû Arjantınlı Leandro Despouy'e gore gunümuz dunvasında ıkı mılyar ınsan 'koyu bir sefalctin' pencesınde yaşam savaşı venyor Leandro Despouy, 7 şubatta BM nın 'Voksulluğun Ortadan Kaldınlması Uluslararası Yılı'nın açılışı dolavısıyla düzenlenen basın konferansında, bu durumun daha ağırlaştığım açıkladı Mutlak sefalet ıçınde yaşayanlann sayılan her yıl 25 milyon artıyor Lstelık bu durum salt azgelışmış ulkelere ozgu de değıl, ılen sanayı ulkelennı olduğu gıbı, ekonomık buyumenın gerçekleştığı ulkelen de kapsıyor BM'ye gore ınsanlığın yuzde 20'sı susuz Sağlık hızmetlennden de butunuvle yoksun Gunluk gelırlen 1 dolann altında Toplumdan dışlanmış •mılyonlarca ınsanın evt yok Açtıkla karşı karşıya Çoğu kız olmak uzere 130 milyon çocuk okulsuz Geleceklen ıse tehlıkelerle dolu 'Ölüm mangalarf Boş gezmek. dılencılık. kolelıkten beter ış ıstısman, sersenlık, uyuşturucu satıcılığı, fahışelık gıbı tehlıkelerle karşılaşmalan kesın Latın Amenka'da sokak çocuklan 'ölüm mangalannın' tehdıdı altında Dunyanın bu bölgesınde 40 milyon Asya'da 25, Afrıka'da 25 milyon çocuk bu durumda 25 milyon çocuk ıse zengın ulkeler de dahıl dığer ülkelerde bulunuyor Toplum dışına ıtılmış bu ınsanlann hukuksal güvencelen de yok Işkenceye uğradiklan ya da katledıldıklennde cınayetler çoğu zaman cezasız kalıyor 1995 Cophenhague zırvesınde 'yoksulhıklasavaş'ın 'insanhk için', 'ahlakı, sosyal ve siyasal bir zonınluluk' olduğu ılan edılmıştır BM'nın 'Uluslararası Yoksullukla Savaş Yılı'nda tüm ulkelen, bolgesel orgutlen (UNICEP, PNUD-BM gelışme programı-, BIT. FAO. OMS, HCR vb) gıbı bağiı orgutlennı de yoğun bır bıçımde devreye sokma karannda Cenevre'dekı BM Ofıs Başkanı Madimir Petrovsky'nın açıklamalanna gore 25-27 mart tanhlennde Cenevre'de duzenlenecek CNL'CED (BM Tıcaret ve Kalkınma Konferansı) oturumunda, uluslararası ekonomık ılışkılenn yoksulluğa etkılen ıncelenecek Dığer taraftan OECD'nın venlenne göre, dunya nufusu, 1500 ıle 1820 yıllan arasında sadece ıkı katı arhnış "Eşitsizlik arüyor' Yaşam düzeyı de kışı başına 565 dolardan661 dolara yukselmış Bu yıllık 0 04'luk bır buyumeyı ıfade edıyor 1820'den 1992 vılına kadar ıse dunya nüfusu 5, toplam zengınlık 40, kışı başına duşen yaşam duzeyı 9'a katlanmış Son ıkı yüzyıl süresınce, eşitsizlik süreklı artmış 1820 yılında en zengın ulke ıle en yoksul ulke arasındakı farklıhk 1 'e 3'ten. bugun l'e 72'ye tırmanmış durumda Afnka ıse merdıvenın en alt basamağında Kışı başına ortalama gelır, bugun, 1820'lenn Avnıpası duzeyınde Turkıye bu ıç karartıcı tablonun neresınde yer alıyor9 DlE'nın rakamlanna bakılırsa, 1994 ıstatıstıklenne gore ışsızlık oranı yuzde 10 5 Ancak bu oranın çok daha yuksek olduğu kesın Geçen yıl, Bakırkoy Ruh ve Sınır Hastalıklan Hastanesı'ne başvuranlann 60 bınını 'işsizler' oluştunnuş '1978-1994 donemı arasında nüfus artışı yuzde 2 1 'den 2 3'e çıkarken ıstıhdam sadece 0 6 artmış Yıne DİE venlenne göre Turkıye'de yoksullann sayısı 8 milyon dolayında 3 milyon kjşı asgan ucretle, 8 milyon kışı de 2 milyon 800 bın lıra ıle geçınmeye çalışıyor Ustelık bu durum, yenı de değıl Bunda, gelmış geçmış tüm ıktıdarlann sorumluluğu var Bu yüzden, Mercümek'le tnlyonlan har vurup hannan savuran Hoca'nın, ıktıdar kapısında, Hakkân çopluklennde eşınen ınsanlanmız ıçın 'timsah gözyaşlan dökmesi" halkı kandırmaya yonelık ılkel bır sıvasal şovdan ote anlam taşımıyor ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Nerdesin İsmet Paşa?.. Erdal Inönu'nun "Anılar ve Duşunceler" yapıtı onun- cu baskısını yapmış. Ederı de daha artmış Anılara Erdal Bey, babaevınden başlıyor, çok tatlı oy- kuler anlatıyor Doğrusu, İsmet Paşa'dan aktarıyor Anıları okurken, Erdal Bey'de bır yazarlık kumaşı oldu- ğunu hemen anlıyorsunuz Kendıne ozgu bır bıçemı (uslubu), ınsanı sıkmayan bıranlatışı var İsmet Paşa'ya da, Erdal Inonu'ye de bır sevgımın olduğunu "Ankara Notlan'ru ızleyenler bılırler Ancak, bır yapıtı okurken, yansız olmam geraktığını de bılıyorum Genelkurmay Başkanı Ahmet Izzet Paşa ıle bırlıkte, Yemen'de onun kurmay başkanı olarak gorev yapan is- met Inonu, Izzet Paşa'nın kımı ozellıklerını evde sofra- da anlatıyor Kımı anılar şoyle Izzet Paşa'nın şışmanlıktan şıkâyetı vardı Ama ıyı yemek yemesını de severdı Doktorunun tavsıyelennı dınlemezdı Bır akşam eşraftan bınnın evıne yemeğe gıttık Buyuk bır sofraya oturduk Yemeklenn bın gıdıp bın gelıyor ve Paşa hepsınden alıyor Yemeğın sonuna geldık Kahvelen beklerken, Izzet Paşa'nın ıtırazı duyul- du - Nasıl şey, yemek bıttı mı, daha pılavı getırmedınız1 .. Ev sahıbı mahcup bır eda ıle - Yemeğımız bu kadardı kusura bakmayın, dıyecek oldu Paşa kıyametı kopardı - Katıyyen kabul etmem, ben gelırken gordum, pılav tepsısı hazırlanmıştı, sofrada duruyo>xiu Ondan yeme- den gıtmem. Çaresız ışaret ettıler ve gerçekten buyük bır tepsı pı- lav geldı Izzet Paşa keyıfle yemeğını bıtırdı Anlaşıldı kı Paşa gelırken dıkkat etmış, mutfağın yanındakı ara- lıkta hazırlanmış yemeklen gormuş Ancak doktoru da gormuş ve, - Aman bu kadar yemeğı Paşa'ya yedırmeyelım, hıç olmazsa pılavı kaldırın, dıye ev sahıbını uyarmış Ama uyansı para etmedı, Paşa ıstedığını gene yedı" "Doktoru bırgun Paşa'yı ıkna etmış, onereceğıper- hız yemeğını yıyecek Doktor memnun, onemlı başan sağladığını duşunuyor Bırlıkte yemekteyız Paşa, ge- tırılen perhız yemeğını guzelce yedı Sonra hızmet edenlere dûndu - Perhız yemeğını yedık, tamam Şımdı getınn baka- lım otekılenn yedığı yemeğı1 dedı Doktorun şaşkınlı- ğını gorecektınız Sabahları tartılırdı Çok meraklıydı Basküle çıkar, emıren de dengeyı sağlayarak ıbrenın gosterdığını oku- maya çalışırdı Emıren başlar - Seksen beş, seksen yedı, doksan Derken Paşa bağınr, sozunu keser - Dur, nereye gıdıyorsun, yanlış okuyorsun, baştan başla 1 der Er yenıden başlar - Seksen, seksen beş, doksan deyınce Paşa gene bağınr, en durdurur - Olmaz oyle şey, doğru oku baştan deyınce er tek- rar başlar Tartılma ışı her gun boyle devam ederdı Bır gün, ben oradayken Paşa gene bılmem kaçıncı defa - Dur, baştan oku 1 deyınce er dayanamadı, Paşa'ya döndü - Paşa, paşa, yıysın, yıysın, kantara kızıysın 1 deyı- verdı" Inönu'nun başbakanlarından Şiıkrü Saracoğlu, ödemış'te doğmuş, ılkokulu ortaokulu orada okumuş, lıse oğrenımını Izmır'de, yuksekoğrenımını de Istan- bul'da Mulkıye Mektebı'nde tarnamlamış, daha sonra burslu olarak gıttığı Isvıçre'de Cenevre Siyasal Bılgıler Fakultesı'nı brtırmış Bunlan belırttıkten sonra Erdal Bey anlatıyor "Saracoğlu sofrada, babama ve blze çocukluk anı- lanrn anlatmaktan hoşlanırdı Çocuklukta edındığı bır- takım alışkanlıklan hâlâ bırakmadığım da gomrduk Ye- meğe oturduğumuzda, soframızdan eksık olmayan çorba geıınce hemen ekmeğını ufalar, parçalan çorba- sına atar, çorbayı hep oyle ıçerdı Bıtırdıkten sonra da - Oh, dunya varmışi Eğer bınsı 'Aç kalmak, tok ol- maktan ıyıdır' derse sakın ınanmayın 1 derdı ödemış 'e, baba yurdunun anılanna buyuk bırsev- gı ıle bağlı ıdı Ûzellıkle annesıne ayn bır saygı ve hay- ranlık duyardı Zaman zaman Istanbul'dan gelıp evımız- de kalan, soframıza katılan halamın kızı irfan, bır gun Saracoğlu'nu dınledıkten sonra şoyle bır gozlem yap- mıştı. - Dınledığım butun bakanlar arasında yalnız bırtane- sı annesınden bahsederken 'anam' dıyor, o da Sara- coğlu 1 " Bunlan okurken, Saracoğlu ıle ılgılı olarak dınledığım bır anı canlandı Alev Coşkun'dan dınlemıştım Sara- coğlu'nun başbakanlığı sırasında "Efe" dıye anılan Ode- mışlı bır çocukluk arkadaşı gormeye gelır, bır derdı var- dır, ancak Saracoğlu, goruşemez mı ne olur, adam çe- kıp gıder Onun gelıp gıttığını oğrenen Şukru Saracoğ- lu, çok uzulur. Yanındakı gorevlılere, - Gıdın, onu bulun' der O, şımdı Ulus'takı kahveler- den bırındedır Kahveye gınn Kım uç sandalyede bır- den kaykılmış oturuyorsa, o Odemışlıdır Alıp getınn' Yoksa, Ödemış'te benım canıma okur' Ödemışlıler, sandalyeye oturur, yanındakı sandalye- ye kolunu, onundekı sandalyeye de ayaklannı dayar- mış Buna, bır başka Ödemışlı Aydın Engin ne der bıl- mem ••• Ikı gun önce, Istanbul'da Süleyman Bey'ın Dolma- bahçe'dekı Bezm-ı Âlem Valıde Sultan Camısı'ne gıde- rek cuma namazı kıldığını uzgoreçler verdı, AA da ha- ber olarak başına duyurdu Süleyman Bey'ı çok kına- dım Namaz kıldığı ıçın değıl, dını polıtıkada kullandığı ıçın. Bır de laıklıkten soz edıyor Namazını evınde kıla- bılır, gostensız yapabılırdı tapınmasını Başına ne olu- yor? Ondan sonra da Erbakan'ı eleştmyorlar Imam boyle yaparsa, cemaat ne yapmaz? Nerdesin İsmet Paşa? B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN S4ĞA: 1/ tnsanın ve bazı hayvanlann kaba etlennı oluşturan yumuşak bölge "Hastalık, dert" anlamında yerel sozcük 2/ Bağı- 4 şık Buyurucu 3/ Bırrenk Mayasıl da denılen den hastahğı 4/Dudak boyası Aşağılık, aiçak 5/ Kürkü değerlı bır yaban kedısı 6/Motorlu taşıtlann tekerleklennı tuttur- makta kullanılan somun kesınlıkle uyulması gereken Kuran ve hadıs hukümlen II Su geçırmez kumaştan yapı- lan bır çeşıt spor ceket Bır nota 8/ Kutsal olduğu ıçın dokunulmaması gereken şey Faız 9/ Kutsal ınanç Genelev ışleten kadın YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bayındırlık Yavaş, ağır 2/ Uzun tüylu bır sus köpeğı Emanet 3/ Şaşma behrten bır unlem Tohumlanndan çı- kanlan yağ kozmetık sanayısınde kullanılan bır ağaççık 4/ Batı Anadolu köy yığıdı Problem 5/ Narçıçeğı rengınde bırsustaşı 6/Dıvanşnnnınen yaygın nazımşeklı Küçük ağıl 7/lnyan, güçlu kuvveth veerkeksı kadın Eskı Mı- sır'da güneş tannsı 8/ Sıkı dokunmuş bır tur pamuklu ku- maş Yokluk, hıçlık, olum 9/Takımada Ilk damıtılan ve ıçınde anason bulunmayan rakı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle