Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎARALIK1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çekiç Güç'e yenî ad: Tetik Gücü
Çekiç Güç'ün yerine geçecek yeni yapılanmaya ilişkin siyasi anlaşmanm hazır olduğu, ancak uçuş
kurallanna ilişkin pürüzlerin sürmesi nedeniyle askeri alandaki görüşmelerin devam edeceği belirtildi
LALE SARIİBRAHİMOĞLU
•ANKARA- Incırlık'te konuşlu Çekiç
Güç'ün yerine yalnızca hava unsurlan
ile Kuzey lrak üzerinde denetim
•uçuşlan yapması öngöriilen yeni
.yapılanmaya büyük olasılıkla
."Constant Vlgü-SiirekJi Tetik Gücü"
adının venlmesı öngörülüyor.
Hükümetin, görev süresi 31 aralıkta
sona erecek olan Çekiç Güç konusunda
yeni düzenleme için yetki isteyeceği
tezkerenin sah günü TBMM'ye
sunulması bekJenıyor.
Hava unsurlanyla sınırlı yeni gücün
faaliyetlerine ilişkin siyasi metnin
Iıazır olduğu, ancak uçuş kurallanna
ilişkin görüşmelenn "uçuş sayısı ve
uçaklann taşıv acaklan silahlar"
konusundaki pürüzler nedeniyle
gelecek yıla sarkacağı belirtildi.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşan
Büyükelçi OnurOymen ile ABD'nın
Ankara Büyükelçısı Marc Grossman,
jeni gücün faaliyetlerine ilişkin temel
jlkelen ıçeren metın üzerinde önceki
"SÜreklİ Tetik CÜCÜ" İncirlik'te konuşlu Çekiç Güç'ün yerine geçecek yeni yapılanmaya
konulacak olası isimler arasında "Constant Vigil-Sürekli Tetik Gücü" de bulunuyor. "Kuzey Irak
üzerinde etkinliğimizi önleyecek uçuş sayısına karşıyız" diyen koalisyon ortaklan, Türk tarafının
uçuş sayısının daha da azaltılması önerisine karşı çıktılar.
gün görüşme yaptılar. "Sürekli Tetik
Gücü" olarak anılması bekJenen yeni
gücün faaliyetlerinin siyasi boyutlannı
içeren ve anlaşma ya da mutabakat
belgesi olarak ortaya çıkması
öngöriilen metni Öymen'den alan
Grossman'ın Washington ile
danışmalarda bulundugu belirtildi.
Anlaşmada neler var?
Bir anlaşma ya da mutabakat belgesi
olarak taraflarca onaylanması ve
bağlayıcı nitelik taşıması istenen temel
ilkeler belgesinde, Türkiye şu
unsurlann yeralmasını istedi:
- Incirlik'in kara unsurunu oluşturan ve
Türkiye'nin PKK teröristlerinin yanı
sıra Kuzey Irak'ta Kürt gruplannın
Bağdat yönetimi ile diyaloğunu
önleme görevi yürütmesinden
yakındığı Zaho'da konuşlu Askeri
Koordinasyon Merkezi'nin (MCC)
kalktığı ve bır daha dönmeyeceği
güvence altına alınacak.
- Türkiye'nin PKK gibi zararlı
unsurlara dolaylı destek vermesinden
rahatsızlık duyduğu gönüllü
kuruluşlann (NGO) bölgedeki
faaliyetlerinin önemli ölçüde
sınırlandınldığı vurgulanacak. (ABD
kendi NGO'lannı bölgeden çekerek
Kuzey Irak'a yaptığı yardımlann
Birleşmiş Milletler kuruluşlan
tarafından gerçekleştirilmesine karar
verdi.) Çekiç Güç'ün diğer ıkj ortağı
Ingiltere ve Fransa'mn da üzerinde
çalıştığı belgenin büyük olasılıkla salı
günü TBMM'nin konuyla ilgılı olarak
toplanmasından önce hazır hale
getirilmesi bekleniyor.
Koalisyon hükümetinin. Kuzey Irak
üzerinde denetim uçuşlan yapması
öngöriilen yeni gücün görev süresınin
bundan böyle TBMM'de by-pass
edilerek Bakanlar Kurulu tarafından
onaylanması planını uygulamada
iktidar millefvekillerinden gelen
tepkıler nedeniyle zorlandığı bildinldi.
'Uçuş sayısını azaitamayız'
Yalnızca hava unsuru ile Kuzey Irak
üzerinde keşif uçuşlannı sürdürmesi
öngöriilen Çekiç Güç'ün yerine
geçecek yeni yapılanmanın askeri uçuş
kurallanna ilişkin olarak yapılmakta
olan görüşmelerin gelecek haftaya
yetişmeyeceği bildırildi.
Türkiye, Kuzey Irak üzerinde
günlük uçuş yapan Çekiç Güç
uçaklannın sayısının daha da
azaltılmasını isterken koalisyon
ortaklan bölgede denetim uçuşu
yapmak için gerekli olduğunu
söyledikleri uçak sayısının altına
inmemekte direniyorlar.
Çekiç Güç'e destek \eren ülkelerden
bir diplomat Cumhurivet'e. "Kuzey
Irak üzerinde denetim için gerekli
asgari uçuş sayısının alüna
inmeyeceğimiz gibi, uçaklarda
kendimizi sa\ unacak silahlar
bulundurmakta da karaıiıyız" dedı.
Türkiye'nin istemi üzerine
Çekiç Güç'ün uçuş faaliyetlerinde
yüzde 30'luk indirim yapılmış ve
günde 28 ila 36 Çekiç Güç
uçağının ayda 18 kez olmak üzere
Kuzey Irak üzerinde denetim uçuşu
yapmasına izın verilmışti. Yeni gücün
angajman kurallanna ilişkin
müzakerelerde yaşanan ikinci pürüz de
Türkiye'nin uçaklarda saldın amacına
dönebilecek misket bombası gibı
silahlann bulundurulmaması istemıne
diğer ortaklardan tepkılenn
gelmesıydi.
Rizespor'un şenliğinde ANAP lideri ile görevden alınan Emniyet Müdürü'nün ortadan kaybolmalan kuşku yarattı
YılınazrYazıcıoğlu
Rizespor gecesinde
ı İstanbul Haber Servisi - ANA P
Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile
görevden uzaklaştınlan İstanbul
Emniyet Müdürü Kemal
, Yaacıoğhı'nun, Çaykur Rizespor'a
yardım amacıyla düzenlenen geceye
farklı saatlerde gelerek bir ara
ortadan kaybolmalan, gızlıce görüştüklen
kuşkusunu doğurdu.
Çaykur Rizespor'un önceki akşam Ceylan
• Intercontinental Otel'de yardım sağlamak
amacıyla diizenlediği geleneksel şenliğe,
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın
yanı sıra Susurluk kazasıyla ilgilı bilgileri
tçişlen Bakanlığı yerine muhalefet liderine
sızdırdığı gerekçesiyie görevden
uzaklaştınlan eski istanbul Emniyet
Müdürü Kemal Yazıcıoğlu da katıldı. Eşi
Hülya Yazıcıoğlu ile bırlikte saat 20.30'da
otele gelen Kemal Yazıcıoğlu, iki
bölümden oluşan gecenin kokteyline
katıldıktan sonra, yemeğe kalmadan kulis
kapısından aynldı. Yaklaşık bir saat sonra
ğelen Mesut Yıhnaz da gecenin ılerleyen
saatlennde, Genel Başkan Yardımcısı
Yaşar Okuyan, Fatih Belediye Başkanı
Sadertin Tantan\c otelin sahibi Mahmut
Ceylan ile yemek salonundan aynlarak
kafeteryaya geçtiler. Korumalar ve otelin
güvenlik görevlilerince gırişi engellenen
kafeterya kapısından yalnızca
Yaşar Okuyan, Sadertin Tantan ve
Mahmut Ceylan'ın görülmesi, bu
sırada yan tarafta, Yılmaz ile
Yazıcıoğlu'nun gizlice buluştuğu
kuşkusuna neden oldu.
Yaklaşık 100 mılyar lıralık bağışın
toplandığı gecede, ANAP lideri Mesut
Yılmaz ile eski Fenerbahçe Yönetim
Kurulu üyesi Şadan Kalkavan. ışadamı
Kadir Has ile armatör Gündüz
Kaptanoğlu, kulübe 5"er milyar lira
bağışta bulundu. Yılmaz, ikinci
Futbol Ligi'nde mücadele eden
Rizespor'un Birinci Lig'e çıkmasını istedi.
Aslında Galatasaraylı olduğunu belirten
Yılmaz. bütün Türkiye'nin desteğini almak
için "Rizesporluvum" demesi gerektiğıni
söyledi. Çaykur Rizespor Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Cengiz 30 mılyar lıralık
alacağını kulübe bağışladığını açıklarken,
ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp A$ık bir,
fstanbul Milletvekili Şadan Tuzcu ile
Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan da ikişer
milletvekili maaşını bağışladılar. Geceye,
Rize Valisi Erdal Ata, Rize Belediye
Başkanı Hızır Hop. Rize Emniyet Müdürü
Hamdi Güngör Bahçelievler Belediye
Başkanı Saffet Bulut ve Şişlı Belediye
Başkanı GüJay ADğda katıldı.
* * t t i Gecenin sürprizi HüJya Avşar'dı. Avşar, bir ara şarküanna eşlik e-
C I U denYümaz'ıöpmekistediğini söyledi. Yılmaz'ın kulağına fisılda-
dığı sö/Jerden sonra gülerek "Siz ne zaman isterseniz" diyen Avşar, öpmekten vazgeçti. Gece boyunca gergin göriı-
nen Yılmaz'ın, Hüha Avşar'ın gazeteciler önündeki rahat tavırlanyla daha da sıkıntılı anlar yaşadığı gözlendi.
(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
DENIZ BAYKAL SAMSUN'DA
'REFAHYOL
üniversitelerden
öç alma peşinde'
CEMİLCİĞERİM
SAMSUN-CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal. hükümetin _
jYÖK üzerindeki etkısını
erttırmaya yönelik yasa
'değişikliği girişimini sert
birdille eleştirdi. .
Hükümeti, "başından beri
öç alma girişimi içüıde
olmakla" suçlayan Baykal,
"Cnhersiteleri devlet
dairesi halinc dönüştürme
arayışı içinde olan
hükümet, Silahlı
Kuvvetler'le de gizli
hesaplaşma hareketi
içerisinde" dedi.
CHP hden Baykal.
Vezirköprü, Merzifon ve
çevresindeki gezisinin
ardından önceki akşam
CHP il örgütünce
Samsun'da düzenlenen
"dayanışma yemeğjne"
katıldı. Partısınin son genel
"seçimlerden bu yana
yükselişe geçtiğıni
söyleyen Baykal, sosyal
demokratlardaki
dağınıklığın giderilmesi
gerektiğini dile getirdi.
Birlik çağnsı yapan
Baykal. şunlan söyledi:
"Bugün meydan
başkalanna kaldıysa bu,
onlaruı gücünden değiL
bizim dağınıklığunızdan
Jiaynaklanmıştır. Bizim bir
|orumluluğumuz var. CHP,
bu sorumluluğun aJtından
kalkmak durumundadır.
fiirbirimize dudak
bükmeyi bir tarafa
bırakacağız. Bu nedenle
laik, demokratik
cumhuriyete inanan tüm
insanlan CHP'de 'gönül
bütünleşmesine"
çağınyonım.''
Gazetecilerin. YÖK yasa
tasansına ilişkin sorulannı
da yanıtlayan Baykal.
"Ünjversiteleri,
REFAHYOL zihııiyetinin
etkisi alüna alma
teşebbüsüdür" dedı.
Baykal, şöyle
devam ettı:
"Ünivershelerden
öçalma
girişinıidir.
Başuıdan beri bu hükümet
böyle bir öç alma içine
ginniştir. Silahlı
Kuvvetler'le de gizK
hesaplaşma hareketi
içerisindek'r. Üniversiteleri
de bir devlet dairesi haline
dönüştürme arayışı
içindeler. Buna karşı siyasi,
hukuki mücadelemizi
sürdüreceğiz. Ama
zannediyorum, bu plan
işlemeyecektir."
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Çekiç Güç kaygısını dile getirdi
Tiili Kürdistan kunılacak'ELAZIĞ (Cumhu-
'riyet)- DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit,
I ABD'nin"ÇekiçGüç"
I adı altında 6 yıldır böl-
gede sürdürdüğünü belirttiği Hu-
zur Harekâtı düzenlemesinin çök-
tüğünü belirtirken. "yerine başka
bird üzenlemegetirilmediği için böl-
gedeki otorite boşluğunun tehlikeli
ölçülere varacağını veya fîili bir
Kürdistan devleti kurulacağını"
söyledi.
Ecevit, Elazığ'da yaptığı konuş-
mada, Susurluk olayı ve ardındakı
gerçeklerin unutulmaması, devlet
her türlü kirden anndınlıncaya ka-
dar konunun Türkiye gündeminde-
ki öncelikli yerini koruması gerek-
tiğini belirterek "Ancak, Türkiye'vi
hem içinden sarsan hem de dışından
kuşatan başka ağır sorunlann da
bulundugu gözardı edilmemelJdir"
dedi. Ece\ it, ülkenin sorunlannı sı-
ralarken, özetle şu görüşleri dile ge-
tirdi:
- Bölücü terörün iç ve dış kaynak-
lan kunjtularnamıştır.
- Güneydoğu'daki halkımızın bü-
yük çoğunluğu yoksulluğun ve iş-
sizliğin çaresizliği içindedir.
- Boşalülan köylerin insanlaruıa
yardum eli uzanmamıştır. O yüzden
yüz binlerce insanımız perişan du-
rumdadır.
- Yıllardır bölgede 3 bın okul ka-
palıdır, açık olan okullann da 2 bin
öğretmen açığı vardır. Bu ortamda
yetişen çocuklardan, gençlerden
bazılan PKK'nin tuzağınadüşebil-
mektedır.
- Güvenlik önlemlerindeki \an-
hşlıklar, hem bölgedeki terörün ön-
lenmesini güçleştirmekte hem de
bölge halkınj ezmektedir. Köy koru-
culuğu. halkı ezen ve bölgevi geri bı-
rakan feodal yapıyı büsbürün kök-
leştirmiştir. Dev letin silahlandırdığı
aşiret reislerinden bazılan şimdi
devleti tehdit edebüiyor.
- Bölücü terörün dış kaynaklann-
dan biri, Körfez Savaşı ardından
Kuzey Irak'ta yaratılan otorite boş-
luğudur. O sayede PKK buraya yer-
leşmiş ve Türkiye'ye kitlesel sız-
ma olanağı elde etmiştir. Başbakan
Erbakan. "ÇeldçGüç"ün 31 aralık-
ta Türkiye'den gideceğını söylüyor.
Oysa gerçek öyle değıldir. Gerçek
şu kı ABD'nin altı yıldır Kuzey I-
rak'ta uygulamaya çalıştığı sözde
"Huzur Harekâü" çökmüştür. Ye-
nne başka bır düzenleme getinlme-
diğı için de. buradakı otorite boşlu-
ğu şımdi büsbütün tehlikeli ölçüle-
re varacaktır veya bir süre sonra bu-
rada bır fiili Kürdistan devleti ku-
rulacaktır; PKK'nin Kuzey Irak'ta-
ki etkinliğı de, o yüzden büsbütün
artacaktır
- Çöken "Huzur Harekâtı" dü-
zenlemesinin yerine yeni bir plan
hazırlamak, öncelikle Türkiye'nin
görevidir. Fakat Demokratik Sol
Parti bu yıl 15 nisanda "Huzur Ha-
rekâtı" yerine geçecek bir "Bölge-
sel Güvenlik Planf'hazırladığıhal-
de, devletin hâlâ öyle bir hazırhğı
yoktur. DSP'nin hazırugı da, RP-
DYP hükümeti kurulduktan sonra
rafa kaJdınlmıştır.
- Gümrük birliği konusunda
DYP-CHP hükümeti. yıne DSP'nin
uyanlanna kulaklannı tıkayarak,
çok yanlış bir tutum izlemiştir. Tür-
kiye'nin büyük pazarlık gücünü
kullanamamıştır.
- Kamu göre> lilerine toplu pazar-
lık gücü hâlâ tanınmamıştır. Geçen
yıl anavasada vapılan değişiklik de
bu açıdan çokyetersizdir. O >üzden
kamu görev lilerinin de voksullaş-
ması sürmektedir.
- Toplusözleşme hakkına karşın,
ışçılerde gitgide yoksullaşmakta ve
ışsizlık yaygınlaşmaktadır.
IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Bu dördüncü gün. Milli Gü-
venlik Kurulu'nun, kestirmeden
"Kürtsonınu üstüne öngörvler
ve önlemler paketi" diye ad-
landırabileceğimiz raporu ga-
zetelere, TV kanallarına uiaşalı
tam dört gün oldu. Kimi gaze-
te büyük kullandı, kimi küçük,
kimi görmezden geldi. Kimi TV
birinci haber yaptı, kimi değin-
medi bile.
Raporu okuduktan sonra bir
yurttaş olarak (haydi bakalım,
gelin dilinizin ucuna ilk gelen
sözcüğü kullanın burada)... Bir
yurttaş olarak... Biryurttaş ola-
rak ürktüm. (Yoksa "Dehşete
düştüm" mü deseydim? Ya da
"Utanç bastı" deseydim ne
olurdu acaba?).
Yurttaş şapkamı çıkarıp ga-
zeteci şapkamı giydim. Meslek
ahlakı ve ilkeleri bu konuda
yazmamı buyuruyor. Madem
bana bu gazetede bir köşe
emanetedilmiş, madem "Olup
bitenler üstüne söyleyecek sö-
zün varsa söyle bakalım " den-
miş, mutlaka ama mutlaka bu
MGK raporu üstüne düşün-
düklerimi, duyduklarımı yaz-
mak yükümündeyim. Aklım-
dan ve yüreğimden geçenleri
Kendini Çoğaltan Bir Korku
Cumhuriyet okuruyla bölüş-
mek zorundayım.. diye düşün-
düm.
Şakası yok. MGK raporu, ül-
kede Kürt kimliği ile tanımla-
nan nüfusun 2010 yılında top-
lam nüfusun yüzde 40'ına,
2025 yılında ise yüzde 50'nin
üstüne çıkacağını tahmin edi-
yor. Ardından da bu demogra-
fik yapının parlamentodaki nü-
fus dengesini değiştireceğini,
kendini Kürt kimliği ile tanımla-
yanların 'çoğunluk'a dönüş-
mekten aldıklan cesaretle ülke
için tehlikeli tercihlere yönele-
bilecekleri değertendirmesi ya-
pılıyor. Onun da ardından Do-
ğu ve Güneydoğu Anadolu'da
çok çocukluyu vergilendirip, az
çocukluyu ödüllendirerek siya-
sal amaçlı bir nüfus planlama-
sına gidilmesini öğütlüyor.
Dahası da var. Anayasa
Mahkemesi'nin denetiminden
geçmiş, devletin resmi kurum-
lannca bir siyasi parti olarak et-
kinlik gösterme hakkını kazan-
mış bir partinin, HADEP'in P-
KK'ye mılitan yetiştiren bir 'o-
cak'a dönüştüğü vurgulanıyor.
Dahanın da dahası var. Ozel
timin Emniyet Genel Müdüriü-
ğü'nden (Içişleri Bakanlı-
ğı'ndan) alınıp Genelkurmay'a
bağlanması öngörülüyor.
Bu üç önemli noktada, MGK
raporu üstüne söylenecek sö-
züm var. Oysa bu dördüncü
gün ve hâlâ tek satır yazama-
dım. Lafı evirip çevirmeye ge-
rekyok. Elim titriyor. Birkaç kez
yazmaya başladım. Elim bilgi-
sayann tuşlannda, aklım DGM
ya da basın savcılarında. "Şu-
nu sorarlarsa şöyle ifade ver-
sem; bunu sorarlarsa öyle ifa-
de versem..." diye ince hesap
yapıyorum.
Alçakgönüllülüğe de yer yok.
Ödlek filan değilim. Mesleğe
adımımı attığımdan beri savcı
iskemlelerinden, mahkemeko-
ridorlarından, sivil ya da aske-
ri hapishane ranzalarından çok
geçtim.
Ama bu kez bile bile lades
olacak. Elbette lafı dolandıra-
rak, benzetmeler, dolaylı anla-
tımlar, imalar, bilinçli olarak ge-
çiştirilmiş kimi noktalar, sözcük
cambazlıkları, kavram jonglör-
lüğü filan yaparak bir yazı ya-
zabilirim. Savcılara uğrasam
bile hapishanede volta atmak
zorunda kalmadan "iş"i geçiş-
tirebilirim.
Ama...
Ey okuyucu, ben bu konuda
düşündüklerimi elim titreme-
den, sözcükleri savcı korku-
suyla değiştirmeden, aklımın
erdiğini, dilimin döndüğünü ol-
duğu gibi aktarmak ve sizlerle
bölüşmek istiyorum.
Tapu Kadastro Genel Mü-
dürlüğü'nde bir yolsuzluk ya-
kalamış olsam haberi de yoru-
mu da nasıl yazacaksam öyle,
o rahatlık ve özgürlükle yaz-
mak istiyorum. Sözcüklerle de-
ğil, 'sorun'la didışmek, bu ra-
porda kendini açığa vuran zih-
niyeti elim titremeden ve hak-
kını vere vere tırmıklamak isti-
yorum.
!yi kötü hukuk eğitimi gör-
düm. Yargının bağımsız oldu-
ğunu, bana ceza verilecekse
bunun mahkemelerce verile-
ceğini biliyorum. Milli Güvenlik
Kurulu'nun biryargı kurumuol-
madığını, Milli Güvenlik Kurulu
üyelerinin yargıç olmadıklannı
biliyorum. Hukukun egemen
olduğu bir ülkede Tapu Ka-
dastro Genel Müdürlüğü ile
MGK, Tapu Kadastro Genel
Müdürü ile MGK üyeleri arasın-
da "yargılama ve cezalandır-
ma"bağlamındahiçbirfarkol-
madığını biliyorum.
Ama dört gün oldu. Ben bu
yazıyı yazamıyorum. Ödlek ol-
madığımı biliyorum. Ama ben
bu yazıyı yazamıyorum.
Bir korku, bu bildik korku,
hepinizin bildiği (en azından
anladığı) bu korku kendini bü-
yüterek, kendini üreterek üstü-
me çöktü. Düşündüklerimi,
duyduklanmı tam olarak yaz-
dırtmayan bir korku bu...
Ama bu korku yurttaşlık onu-
rumu, meslek onurumu yaralı-
yor. Çok derinden yaralıyor.
Ne yapacağımı, ne yazaca-
ğımı bilemiyorum.
Dört gün oldu. Görüyorsu-
nuz. Hâlâ MGK raporu üstüne
bir satır bile yazabilmiş deği-
lim.
Ne ayıp!..
POLİTİKA GUNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Derin Sevişmeler...
Dışa düşmüş bir yaşam değişmez, ama acı ve-
ren anılarla bütünleştirir sevgiyi.
Derın sevişmelerin ötesinde yapayalnızlık sını-
rı, akşamüstülerin kahverengi buluşmalarıyla çok
hızlı bir gidişin gölgesini çağrıştınr...
Kadın, ellerini düşünür adamın; göğüs kafesi al-
tındaki titreşimi. Erkek, bir çemberin orta yerinde,
kulak memelerine dokunur kadının...
Kadın, buz kesmişyalnızlıkların ortasında konu-
şur:
"Bir yana gözyaşlarını koy/Benimkileri de ekle-
yerek /Coşkularımızı ve kaygılanmızı/Kıskançlık ve
üzüntüleri/Güvensizlik ve korkulanJBunlann hep-
sini topla /Ve gör ne denli ağır bastıklarını/Sevinin
verdiğı kısacık mutluluklar yanında."
Kavgalar bitip tükenmez...
Yitip giden sevgidir aslında...
O uzun boylu sevişmeler, o anlatılan masallar,
tüm yalanların paçavraya dönmüş parçacıklandır...
Ronald Duncan sevginin ölçüsünü anlatır bü-
yük hınçlann, öfkelerın. kaçışlann sokağında...
Umut bir boşvermişlik için midir?
Gözyaşlannda birleşen hüzün, şu solmuş çi-
çekler bir gece yarısı sevişmedir...
Bir el uzanır perdelere, bir ei yürek olup çıkıp gi-
der...
Acılar bir yalaz gibi sarar gövdeleri...
Bir şiir okur Andrey Voznesenski, ince başak
sapı gibi sapsarı saçlı kadına...
Der ki:
"Kilometreler ayıramaz insanı inan,
Birleştirir telefon telleri gibi;
Ama milimetrelerse avıran,
Bağışlanmaz biryazgıdır bu beterin beteri."
Birden insan gölgeleri çoğalır, kaçışlar başlar
hiçbir şey yaşanmadan...
Dışa düşmüş bir yaşam derin sevişmeleri hatır-
latır...
• • •
Kadın diyor ki erkeğe:
"Ne çileler, ne üzünçler umurumda..."
Erkek hiç konuşmuyor, yanıt vermiyor. Kadınsa
durmadan konuşuyor:
"Bil ki tek düşüncem, yarın..."
Voznesenski uzaktan ızliyoronları...
Bir ışık süzülüyor odaya...
Sandalyeler, masalar gidip geliyor can sıkıntısın-
dan...
Bırileri bir şeyler mırıldanıyor o sırada:
"Ne acı bu denli geç rastlamak sana
Ve böylesine erken ayn kalmak sonunda."
Kadın kayboluyor ansızın...
Sadece bir resim kalıyor duvarda...
Bir kördüğüm gevşeyip kanatlanıyor...
Yalnızlık ve yüreksizlik içinde kalıyor erkek...
Işte o zaman da konuşmaya başlıyor:
"Yaraladım seni sevgilim, hırpaladım seni..."
Pablo Neruda, boş gözlerle bakıyor adama...
Bir tutam çiyli yasemin, bır öpüş derin bir uçu-
ruma düşürüyor sevdayı...
Düşleri dalgalanıyor o anda...
Üzüntü ve öfke düşman ellerde kilitleniyor...
Adamsa farkında bunun...
Ateşin ve kadının yaşam içinde buluştuğu sa-
atleryaklaşıyor...
Sessiz bir çığlık yayılıyor çevreye:
"Seni seçtim tüm kadınlann arasından
yineleyesin diye
yeryüzünde yüreğimi
ki dans ederler püsküllerte
ve amansız dövüşür gereğinde."
• • •
Birdenbire kaybolan kadın, dışa düşmüş bir ya-
şamın içinde 'derin sevişmeleri' düşünüyor o sa-
atlerde...
Kadın buz kesmiş yalnızlıkların içinde "Sevoe-
ni, gülümse bana" diyor...
Bir gül ve yasemin kokusuyla dolu evren köpü-
ren bir sesle şaklayarak tüm mevsimleri geriye
yolluyor...
Şair tam bu sırada sesleniyor:
"Siz büyük aşkı arayan kızlar
büyük aşkı, büyük ve korkunç aşkı
ne oldu size, kızlar?"
Bir uzun yolculuğun yorgun kurbanı deniz, Art-
hur Rimbaud'un gözlerinde büyüyor...
Yüzlerde gizemli kokular oluşuyor benek be-
nek...
Gümüş güneş, buzullar, gökler, fildişi sular
Dışa düşmüş bir yaşam acılarla bütünleşir mi
gerçekten? Karanlık bir körfezde gemiler karaya
vurur mu bizlerden habersiz?
Şımdi derin sevişmeler zamanıdır, bırakın hü-
zünler kıskansın!..
Yaşam sizın, tüm engelleri kaldırın...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (g Planet.com. TR
Hikmet Cetinkaya