Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 1996 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Naciye Sultan'ın Anılan PENCERE
ÇELİKGÜLERSOY
B
;r siire öıue, "diiz akılla"
kavrananmacak bir akışla.
vme tuhaf jirolaylar dizisi
yaşandı: Neden gerekti ise
Emer Paşı'nın Orta As-
ya'nın çorak topraklarda
kalmış kenıik kalıntılan. yurda getırıldi.
Dev let törenlen yapıldı. 'tmımculann bü-
yük bölümü Paşayı yücelten yazılar ve
sözler ürettıler. En tuhafi. bunlara bir 27
Mav ısçı ile kimi ünifbrıru lılar da katıldı.
Ben o sıralarda sustum Çünkü bu say-
fa> a üç-dört haftada bir yazdıgım için ola-
yıngüncelliğigeçmişolacaktı. Pekiy şim-
di niye, bu kapanmış sayfayı açıyorum?
Onu açıklavacağım. AITK önce bir "ter-
minoloji"konusuna değineyim:
Benim bildığim kadan îe çok öncelerı
gitmiş bir insanın kalıntılinna. dilitnizde
ve dinımizde, "naaş" denmez. O deviş.
yeni ölmüş \iicutlar içın ktllanılır. Kemik-
lere. hele onun da artık tozı dönüşmüş ha-
line. eskı dılde. -bakiyye-i izam" denilir.
Evren Paşa'nın -zor bela saptanabilmiş-
madde artıklanna. tiim başlıklar "naaş"
deyiverdiler. Bu yanlıştı.
Sonra. olayın. >anı bu tajimaların. hadi
taşındı diyelım. dev leti ayağa kaldımıanın
ve -bilenlerın gözüne parmık sokarcasına-
tarihi saptırmalann.. tiimüdt' yanlıştı. Bu-
nu kanıtlamak üzere. bugün birinci elden
bir ka>nağı gündeme getirtceğim:
Paşa'nın eşi Naci>e Sultan'ın. artık ki-
tap halıne getirilmî^ anılan .. Bunlar 1952
yılında Millıyet'te dizi yazı olarak çıkmış.
Beyazıt'ta bir yayınevi. (dizgi \e baskı
yanlışları ile baştan sona kaşını-gözünü
yararakı iki yılönce bır kitapyapmış. Ye-
niçeri fıkrasındaolduğu gibi ben veni gör-
müş olduğum için ondaki çok değerlı bil-
gileri okuyucularla paylaşayım. Once be-
linmenı gereken bir şey. hanım sultanın
kimliğini ve duygulannı anlayışla karşıla-
makgereğidir.PadişahAbdülmecid'ınto-
runu. Ortaköy sahil-sarayında kendi ken-
disine yeten kapalı birsatelitte büyümüş,
ancak meşrutiyet ile şehri dolaşmaya çıka-
bilmiş. ev İenecek çağa geldiğinde, kendisi-
ne dayatılan iiç beş ad'dan birini -resimle-
rine bakıp- seçebilmiş ve bu genç subaya
da temiz yüzüne kapılıp bağlanmış. sonra
da ömrü acüarla geçmiş, bir günahsız ha-
nım. (Bana kalsa, Enver Paşa'dan sonra
Paşa'nın kardeşi ile evlenmese. daha tutar-
li olurduya. neyse).
Ama sonuçlannı düşünmeden verdiği
bilgilerve'"masumane" açıkJadığıgizüko-
nularla, bu temız kadın, yakın tarihimızde
bence önemlı biryere oturmuş olmaktadır:
Hanım Sultan. Paşa'nın Alman denizal-
tısıyla kaçışı ile başlayan "sergüzeştini"
anlatırken Alman gizli servisleri ile kocası-
nın kesüıtisiz işbiıiiğinL, bütün aşamalan
ile sayıp dökmekte!
Alman hükümeti demeyip. gızli sen isı
deyişini kullandım. Çünkü 1919 yıkıntı
Almanyası'nda, ortada göze görüniir bir
dev let otoritesi kalmamıştır. Kabineler is-
kambil kâğıdına dönnıüş- ordu kademele-
rı birbirine girmiş durumdadır. Komünist
ayaklanmalar güçlenmiştir: Işçıler. gece
olunca silahı alıp. baskın düzenleyen grup-
lara döııüşmüştür.
Ama her "devlette" olduğu gibi yine de
varlığını sürdürebilen etkin bir çekırdek
\ardır. Ülkesini yıkıp kaçan paşanın. ışte
o odakla sürekli ilişki ıçinde olduğu, ma-
sum eşinin anlattıklarıyla. ekrana. yeni
banyodan çıkmış pınl pınl bir film netli-
ğı ile yansıyor. Kargaşa Almanya'sına sı-
ğınan bızim maceracının. parası yok. Ai-
lesine Berlin'de bir ver alıp, güvence ile
yerleştiremiyor. Hanım Sultan. sürgüne
çıkmadan önce yok pahasına satabiidikle-
rinin parası ile ancak bir kira evinde, ucu
ucuna geçinebiliyor. Ama cebi boş Paşa.
sürekli bir hareket halinde:
O zamanlar çok çok ayncalıklı bir yol-
culuk aracı olan uçakla. boyuna, Rusya'ya
geçme girişimleri içinde. Bir kez. yakıt
için Lıtvanya'ya inmek zorunda kalıyor-
!ar. Oradaki hükümet, bu kuşkulu tipe gü-
venmeyip, hapse atıyor. Paşa'nın elinden
resim gelirmış. Bir şeyler yapıp satarken
hapishane müdürünün dikkatini çekiyor.
Evdeki Alman dadıyı. kendisinin bir AJ-
man subayı olduğuna inandınp. onun giz-
lice Beriin'e bir mektup uçurmasını sağb-
vor. Adres: Herr VVangenheim! Istan-
bul'daki eski elçi! Osmanh'yı sa\aşa sok-
ma tezgâhını. Emer'le birlikte yürüten
adam.
Paşa. Rıga'dan onun aracılığıyla kurtu-
lunca. bu kez -yıne uçakla- giderken Uk-
ravna'ya inmek zorunda kalıyor ve Ingi-
liz bırliklenne tutsak düşüyor. Onu ora-
dan kaçıran. yine bir Alman birliği ve bir
.Alman kurmav subaj ı.
Şimdi, l'ğurıMumcu'nunüslubu ile so-
rayım: Nedirbu "sistematik" .Alman bağ-
lanbsı? Kim veriyor bu paralan? Hangi
amaçla veriyor'? Batmış bir Aimanya için
Orta Asva Türklerinin ayaklandınlması,
neden dolav ı o kadar önemli?
Binbaşılıktan çok kısa sürede önce pa-
şalığa. sonra dasaravdamatlığınasıçramış
bu tip, biryabancıdevletebuderecedebağ-
lanmakta,niçinhiçbirsakıncabulmamışo
Enver, bir seferinde Kremlin'de konukedil-
miş.
Bu Paşa'nın. Rusya'nın da Türk ayak-
lanmalarını isteveceği inancınakapılması.
saflıktan öteye, nasıl bir "patolojiyi" yan-
sıtır?
Devletini. sonundabatılacakbirsavaşa,
sırf kendisinin ayarladığı birtezgâhlasok-
tuktan sonra yine Almanları rahatlatmak
için bir Sankamışcephesinide-bütün uya-
nlara kulak ökayıp- açan ve o diyarda sa-
vaştan değil açlıktan, kardan. buzdan ve
ölümden kaçan Anadolu çoeuklannı. ta-
bancası ile birer birer vuran bu Paşa'nın,
son mernıiyi kendi kafasına sıkması gere-
kirken trene binip payıtahta "döndüğü-
nü", azıcıktarih okumuş herkes bilir Ama
o herkes. bu kadar zaman sonra ve durup
dururken bu adamın neden dolayı "onore
edildiğini" anlamakta zorluk çekmiş olsa
gerek. Düşünen zihinler. şöyle bir yorum
>apsa. akla yatar mı?: "'Görevimiz Tehli-
ke," T\r
dizisinin giriş anlatımına uyarak
yazalım: So\yetler'in çöküşünden sonra
dev letlerüsfü kapital,Orta Asya'nın yeral-
tı zenginliklerine girmek karanndadır.
Ama Asya'nın ortası, hâlâ Komünist Par-
tisi vetiştirmelerinin yönetimindedir: Ço-
kuluslu kapital. bunlann artık sahneden
çekilmelerini arzu eder. Bunun da yolu, o
topluluklann tekrar İslamlaşonlmasından
geçecektir.
Bunun için fanatik Iran yerine hep "dım-
lı bir İslamT uygulamış olan liberal Tür-
ki>e, elverişlidir. Bu amaca en ıvı hızmet
edecek araç. eğitimdir. Rusça verine İngi-
lizce ile işe başlanır. Bir eroinmanı, kanın-
daki kimyasından anndırmakgibi sabır ve
zaman ısteyen bir politika. (Avnı kültür
değişimini. geçen v üzyüdan beri Orta As-
ya'ya, Rusya da zorla uygıılamışh.) Artık
rüzgâr değişti. şimdi sıra milliyetı olma-
yan. devletlerüstü kapıtalde. Ama bu ko-
lejlerin arkasına konulan Türkiye'nin ön-
ce kendisinin İslamlaşması zorunlu olur.
İslamlaşma demek, ulusçuluk / banş ve
üretim kavramlan yerine, ümmetçilik ve
fetih çizgisine dönüş demektir.
Gerçekçi Mustafa Kemal ve Misak-ı
Milli sınırian yerine, "En\er. macera ve
tüfeğe karşı elde kıhç çarpışma"idealleri-
nin benimsetilmesi amaçlanmalıdır.
Buniarda, kapital bakımından hiçbirsa-
kınca yoktur. Çünkü ABD'nin petrol, İn-
giltere'nin altın. Fransa'nın uranyum_ ara-
dığı bir pivasaya, Türkiye nasıl olsa,en çok
bisküvi satabilir.ya da inşaat yapabilir.
Enver, bu çizgi üzerindeişeyararbir sim-
ge olarak görülmüştür.
Yazdıgım bu senaryo. çok mu "'yakıştır-
ma" oldu? Naaş naklini ve törenlen, "bir
Türk büyüğünegösterilensaygı" diye açık-
lamak. daha basit bir gerçe'k olamaz mı?
Belki de öyledir. Ona da u
inşaüah öyie-
dir" derim. Ama Enver. bu Türk büyiik-
lüğü"nü hiç mi hiç hak etmeyen bir insan.
Yakın tarihi okursanız. yanlış adam seçil-
diğini anlarsınız. Yakın tarihe eğilmeyi
zahmetli bulacak olanlara. günümüzden
kolay bir belge sunayım: Geçenlerde Mu-
rat Bardakçı.Cemal Paşa'nın Mustafa Ke-
mal V çok ilginç bir mektubunu yayımla-
dı. Cemal Paşa gibi bir Harb-i Imumi so-
rumlusu bile EnverMecnunu'nun As\a se-
ferinden ürknıüş. Türk milleti bir yaşam
kavgasında iken ve savaşın Sovyet yardı-
mı ile yürütüldüğü bir dönemde, Enver'in
Orta Asya macerasından. o bile. dehşete
düşmüş.
Cemal Paşa, 1921 'de uyannuş. Dansı ba-
şımıza.
Kultursuzluğun Kulturu...
ABDULLAH TEKİN
D
emokrasi. laiklik ve kültür kavram-
lan bırbirını tamamlayan. birbirinı
etkileyen \e zaman zaman da ortak
bir payda altında yansı\an özellikler
gösterir. Demokrasi kavramının içe-
riğinde yeralan küJtürel etkinlik ve
öğelerın yaygınlığıyla başarısında laık düşünce \e
eğitımin önemli rolü vardır Demokrasi \e laikliğin
ortak paydası olarak yansıy an kültür, çok degişikbi-
çimlerde kullanılıp tanımlanmaktadır. Buçerçevede
kültürü u> garlıkla eşdeğerlı ya da eşanlamlı görenle-
rin sayısı daazdeğıldir. Ancak kültürü uvgarlığauza-
nan yolun temel taşları olarak görmek daha doğru-
dur.
Kültür kavramı nasıl birtanım içerırse içersin. du-
rağanlık yaklaşımından ırakta yansır. Içerdiği öğeler
itibarıyla kültür. zamanın akışı içinde değışime tanık
olur. Âslında bu tür değişımlere insanın kısa sayıla-
bilecek yaşamında da tanık olması mümkündür. Dil-
de yeni sözcüklenn benimsenıp kullanılması verile-
cekörneklerden birıdir. YıllarönceSayın BülentEce-
vit'in kullandıâı "olanak". ~olasılık"sözcüklenne bu-
run kıv ıranlar. hatta hafiften alay edenler. şimdilerde
bu sözcükleri en çok kullananlardan başkası değıldir.
Bu tür bir değişım olgusu ve süreci için \erilecek
en çarpıcı örnek. kendi kültürümüzdür. Türklenn ta-
rih sahnesine çıktığından. yaşadığımız günlere uza-
tılacak çizgideki kültürleriv le. Türkiye kültürü arasın-
da aynmlar. bir degişimin dile getirilisjdir. Türkiye
kültürü. Türklerden once veonların Anadolu'yayer-
leşmelen noktasında değişikliğe uğrayarak günüöiü-
ze kadar ulaşan boyutta yansır Külîürlenn birbirinı
etkileyerek sürmesı olumlu bir yaklaşımdır. Kültür-
lenn birbirlerini sömürme yerine birbirlerini etkile-
yiptamamlamalan.doğal olduğu kadardayararlıdır.
Anadolu'da kurulmuş olan Ahiliğin Islam dünyasın-
daki fiitüvvet kavramını sürdürmesi örneğinde oldu-
ğu gibi... Osmanlılanndevlet kurarken toplumyaşa-
mını etkileyen birçok ögeyi Bizanslılardan aldıklan
bir gerçektır. • •
Kültürlenn zamanla değışime uğraması. içerılen
öğelerin çağdaş konumlara ulaşması ne denlı doğal-
sa. giderek küçülmesi ve yerlerini eğlence adı altın-
dakı yozlaşmava bırakması daodenlı doğa! değildır.
Yaşadığımız günlerde bu tür olumsuzluklara çok
sık tanık olunmaktadır. Popüler kitle kültürü yozla-
şarak yaygınlaştıkça ısıtan ve ışıtan güzel insanlann
sayısı da o oranda azalıyor. Son aylarda aydın kesi-
min çeşitli platformlarda "Onuncu Yıl" marşını sık
sık söylemeye yöneldikleri noktayı da bu çerçevede
ele alıp değerlendirmek gerekir. Bir saygın ortamın.
bir düzey in. bir soylu yapılanmanın \ e bir seçkin kül-
türel dokunun özlemi duyuluyor.
Anımsanacagı gibi cumhunyetın ilk yıllannda dev-
let kültüre özel bir önem vermıştı. Mılli Eğitim ya-
yınlan bunun en çarpıcı örneğidir. O dönemin kuşa-
ğı kendi kültürü yanı sıra birçok ülkenin kültürünü de
ıvı biliyordu. O dönemdeki kültürel çaba ve yakla-
şımlar bir aydınlanma hareketine dönüşmüş. 600yıl-
lık uyuşukluk yerini dinginîiğe \e ışığa bırakmıştır.
Toplum kendisine sunulan ortamın etkisiyle de-
mokratik ve laik kültür sürecinı yaşamaya başlamış-
tı. Laik anlayış bu açıdan büyük önem taşıvordu. Ulu-
sal kültürün özümlenmesi ve giderek çağdaş uygar-
lık düzeyinin üzerine çıkmasına da bu anlayış etken
olmuştu.
Ne yazık kı bu sürecin yeteri kadar yaşanmamast
boyııtunda ulusal kültür zenginleşip boy atacağına
küçülüp yozlaşmaya başlamıştır. Oysa beklenen ve
özlenengelişmeler. kültür etkınlikleriningeleneksel-
leşme boyutunda toplumun birçok kesimini ilgilen-
dırmesi veetkilemesi biçımindeolmalıydı. Degişimin
olumlu rüzgârlanyla kanatlanan kültür, çağdaş uygar-
lık düzeyine ulaşabilmeliydi.
Kültür; besleneceği. büyüyüp sergileneceği ortam-
ların ötesinde yansıyor. Toplumda en gözde konular
kumarhaneler. cinayetler, mafya.yolsuzlukvehırsız-
lık... Kültür bu ortamın karanlığında kalmış. "Bacı"
"Haeı'Va yaranmak için "Siyaset dinin emrindedir"
buyurup, kültürün donanımlannı altüst ettiğının. po-
lıtıkanın taşlarını oynattığının -bilerek ya da bılme-
yerek- farkına varmıyor.
Ulaşılan noktayı en iyi açıklayan örneklerden biri-
ne de Adana'daki Film Festivali'nde tanık olundu ve
en yoğun ilgiyle sevgiye "katil" ve "tecavüzcü" rol-
ieriyle tanınan iki film oyuncusu "mazhar
1
" oldu.
Kuşkusuz bu tablo Ankara'daki çürümüşlüğün uzan-
tısından başka bir şey değıldir.
Içindebulunduğumuz ortamın en büyük özelliği ve
özlemi, kültürden politikaya uzatılacak çizgide aydın-
lığı yayacak ve taşlan yerine oturtacak kadro ve yö-
netimlere duyulan gereksınimdir.
TARTIŞMA
Aşağılık Adam
E
vet. kımdir
aşağılık
adam?
Dilimizde
yığınla sözcük
kullanılarak,
benzetişleryapılarak
anlatılmaya. açıklanmaya
çahşılmış zengın içenklı
sözcüklerden biri de
"aşagılık" sözcüğüdür. Bir
şeyin alt kesimi olan
•*aşağı"nın türe\ idir.
sözcükler aşağılığı. adi
olmak. düşük nitelikli
olmak diye açıklarlar.
Argoda da ıspanak. kıçı
kınk. külüstür. sobalık gibi
yakıştırmalaryapılır. Sözü
fazla uzatmadan
özetleyecek olursak.
aşağılık olmak. hiç de hoş
bir şey değildir.
Ruhbilimsel açıdan da
hoşgörülüryanı yok işin.
Çünkü yıne sözcüklere göre
aşağılık adamın "'gerçeklere
uyan ya da uymayan
nedenlerle, benliğini yetersi2
ve kuçük görmesi" hali
vardır. Cumhuriyet
dönenıınin hırsızlannı.
uyuşturucu ve silah
kaçakçılıklannı. yasa
çignemelerini araştınp,
hukuk süzgecinden
geçirdıkten sonra halka
gösteren, adalete gönderen
Lğur Mumcu'vdu. Bu
gazetecilik çalışmalanm.
olağanüstü bir dikkat ve
titiziikle yerine
getirdiğinden dolayı da
mahkûm edilememişti.
Dava edemeyenlerden
birileri. bu ender yetişen
insanı. ancak bir köprüvü
sav unma amacıv la ha\ aya
uçurmada kullanılabılecek
çaptaki bir bombayla
susturabildi! Doğrulann
savunuculuğuyla
ünlendiğmden, Türkiye
ayaga kalktı. cenazesine
yurdun dört biryanından.
insan seli aktı.
tstatistiği bılen, devletin üst
katında görev li, abur cubur
olmayan. çanak
yalamayanların yaptıklan
hesapça. altı yüz bin kişi
cenazesini kaldırmıştı. Bu
aydın kesiminden birinin
hesaplamasıydı... Aynı
dakikalarda polis telsizi.
insan selini bir milvon
olarak rapor edivordu.
Atatürk'ün cenaze törenine
kattlmış bir başkası.
"Atatürk'ten sonra en
büvük cenaze Lîğur'un-
kiydi!"diyordu.
Gelin görün ki Uğur'un
canını divet olarak ödeyip
çıktığı doruğu (zirveyı)
özümseyemeven
(hazmedemeyen) aşağılık
adam. şurada burada. karga
gibi ortalığı pislemeye
çalışıyor. görev i. doğruyu
saptamak olduğu halde,
Uğur gerçeğini gözardı
ederek "Zeki Müren'in
cenazesi, Atarürk'ten sonra
en büyük cenazeydi" demek
sahtekârlığında
bulunabiliyor. Bunu konu
etmemizin nedenı.
Müren'ın cenazesine
katılanlar azdı ya da çoktu
gibi bir basitlik içın değil.
çünkü Türk müziğinde
kendine özgü yorumu \e
sesiyle büyük kitlelere mal
olmuş bir insana, ancak
şapka çıkannz. ama sorun
bu değil. Sorun aşağılık
adamın söylediklerini.
düzeltmenizolasılıgı
bulunmayışındadır; öyle bir
yerde söyleyip yayıyor ki
düzeltemiyorsunuz. yanıt
veremiyorsunuz. Bunu da
bir güzel biliyor,
Mumcu'nun yazdıklarından
kim bilir kendisi ne kadar
gocundu, kim bilir patronu
ne v urgunlar kaybetti de o
aşağılık kişi. Müren'in
cenazesini bahane ederek
Uğur'u silebileceğini
sanıyor, intikam alıyor!
Sonra bir de suret-i haktan
(temiz yüreklı) görünerek
Müren'in cinsel yaşamına
da dil uzatıyor! Bir taşla
birkaç kuş hikâyesı!
Kısaca erişemeyeceği
Mumcu'yu unutturma
çabasının yanı sıra
Zeki Müren'ı eleştirerek
ünlenmek. kendisine "ne
adammış be dedirtmek! Bu
sınıflamaya giren daha
başkaları yok mudur bu
ülkede'.'Tonla!..
Arap işbirlikçıleri var.
ngmaracı cumhuriyetçiler
\ar. Atatürk'ün anısına,
kendisine. ona saygı duyan
biziere sövüp sayanlar,
tükürenler var. yurtseverlik
ve meslek gereklerini
yerine getirenlere soytarılık
diyenler var. var oğlu var!..
Yanı bizimki öyle bir
demokrasi ki adamların laik
cumhuriyeti yok etme
özgürlüklen bile var!
Hem de bu özgürlüklen
her yerde kullanma
hakl'an var. TBMM'de,
TV'de, gazetelerde.
sokakta, meydan
mitinglerinde,
salonlarda vb!..
Ama işin en matrak yanı,
bizim bugibilere.
u
Haydi oradan aşağılık
adam" deme özgürlüğümüz
yok!..
AhmetYORULMAZ
Ayvalık
Bir Engel Var...
iran'da gün saymak, mahalle kahvesinde oyna-
nan tavlada zar atmak gibidir:
Yek-şembe..
Du-şembe..
Se-şembe..
Cıhar-şembe..
Penç-şembe..
iran'da yıl 1417, komşumuz çağdaş dünyadan
yaklaşık altı yüzyıl geride; kadınlar haremde, er- i
kekler selamlıkta yaşıyorlar; oysa Firdevsi'nin,
'Şertname'sindeyazdığınagöre, bir zamanlar kom-;
şumuz öylesine ileri idi ki "deve sütü içip kerten- '•
kele yiyen Arap kavminin gözü, Iran'ı istila ettiği'
gün gördüğü zenginlik ve uygarlık karştsında ka-'
maşmıştı." Ama bugün Iran çoğu Arap ülkesini sol-'
da sıfıra indirgeyecek kadar şeriat düzeninin çağ-
dışılığına bağlanmıştır.
Ne zaman oldu bu?..
1979daAyetullah Humeyni liderliğinde 'Molla
rejimi' kuruldu İran'da...
Ancak Iran'ın başı göğe ermedi, akıl durdurucu ,
petrol kaynaklarına karşın geriledi, Irak'la sekiz yıl-
lık savaşta yarım milyon insanını yitirdi. iran keder-;
li bir topluma dönüştü, neşesi uçup gitti, kadınlar •
kara koncoloslar gibi dolaşmak zorunda kaldılar... -
Yazık komşumuza!..
•
Iran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani Türki-
ye'ye geldi, hoş geldi, safa geldi; başında sarık, ya-1
nında kara çarşaflı kızı Faezeh ve yüzlerce kişilik .
heyetiyle ağırlandı. Rafsancani'nin kızı cumhuriye-
tin başkenti Ankara'da çevresine bir göz attıktan
sonra dedi ki:
"Türkiye'yi tanıyorum, Ankara Şahlık döneminin
son yıllanna benziyor."
Kıyamet koptu...
Bizim medyamız birtuhaftır, gazetelergarip baş-
lıklar attılar: '
"Bu ne küstahlık!.."
"Çirkin benzetme!.."
"fnanılmaz sözler!.." t
Oysa Rafsancani'nin kızı Iran Spor Bakanı Fa-
ezeh, izleniminidilegetiriyor, gözlemine dayanıyor; '
Türkiye'nin "Humeyni devrimi"n\r\ eşiğinde olma-
sı, bir Iran hükümet üyesi için Türklere müjde sayı- '
lır, çünkü bizi kendilerine benzetmek istiyorlar. Hem
biz birkaç yıldan beri, ken.di aramızda, sıraiı sırasız
tartışmıyor muyuz: -
"Türkiye Cezayir mi olacak?.."
;
"iran mı olacak?.." '
Kendi aramızda tartışırken iyi de Rafsancani'nin '
kızı işe kanşınca neden öfkeleniyoruz?..
• ;
'Şaibe Hanım', Necmettin Hoca'ya imam nikâ-
hıyla bağlanıp 'Rehine Hanım' oldu. DYP diye bir
parti yok. Hükümet dinci partinin damgasını taşı- ,
yor. Dinci siyaset sabırlıdır; iktidarının altyapısını :
öğretim düzeninde ve iş dünyasında adım adım
oluşturdu, uzun yıllar taş üstüne taş koydu; şimdi >
dışa dönük bağlarını örüyor. dış ilişkilerinde Türki- i
ye'yi şeriatçı devletler dünyasına kaydırmak için
ı
açık ya da kapalı kapılar ardında bilinçle çalış/yor. .'
Türkiye neden Iran olmasın?..
Ya da Cezayir?..
Engel ne?.. '"• ,."",. '•".'•'•
• ."• . . ;
Bir engel var... '
1962 yılında Iran'a geziye gitmiştim, döndükten ,
sonra kaleme aldığım dizi yazıyı şöyle bitirdim: ,
"Iran, birçok açıdan Türkiye'ye benziyor; j
ama, bir aynlık var.
Nedir o?..
İran, Atatürk görmemiş bir Türkiye'dir." ı
Aklımızı başırnıza devşirirsek, Türkiye ne Iran olur, •
ne de Cezayir...
!
Arkadaşımız, ECE TEMELKURAN
ile
METİN SOLMAZ
evlendiJer.
21 Aralık 1996 Ankara,
Genç çifte mutlululdar dileriz.
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI