Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 1996 PAZAR
HABERLER
Refah Partisi, bütün tepkilere karşın devlet içindeki örgütlenmesine devam ediyor
Bakanlığa 'kadrohı imam'HaberMerkea- De\ letm. Susurluk skan-
dalıyla açığa çıkan "kirii ilişkilerden" te-
mizİenmesı ıstemleri kamuoyunu meşgul
ederken her şeve kulaklannı tıkayarak ade-
ta "üç maymunuoynayan" koalisyonun RP
kanadı. b'ürokrasideki atamalarla devlet
içindeki örgütlenmesıni sürdürüyor.
RP'lı bakaniıkiann kendi ıdeolojilerine
uygun şekılde bürokrasıde \ apttkian ata-
maiar ve sürgünler devam ediyor. Taban-
dan tavana doğru yaptığı RP'îi kadrolaş-
mayla eleştinlere hedef olan Kültiir Baka-
nı l'smail Kahraman da bakanlığına "kad-
rolu imam'alabılmek içın kolları sıvadı.
BakanlarKurulu'nda kabul edılerekTB-
MM Başkanlığı'na sunulan 190 sayılı ge-
nel kadro cetvelierinde değişıklık yapılma-
sını öngören >asa tasansı. Kültiir Bakanlı-
gı'na "dini hizmetler sınıfl"ndan kadro ve-
rilmesini içerıyor. Tasarıyagöre Kültür Ba-
kanlığı'na 9'uncu dereceden 24 ımam alı-
nacak. Tasannın gerekçesinde. Kültür Ba-
kanliğfnın mıllı, manevi. tarihı ve küftürel
değerleri araştırarak geliştirmek. korumak
ve saymakla yükümlü olduğuna dikkat çe-
kildi. Gerekçede. lstanbul Topkapı Sara-
yı'nın "Kutsal Emanetler" bölümünde 24
saat boyunca Kuran okutulduğuna dikkat
çekilerek 24 ımama gereksinim duyulduğu
öne sürüldü. Gerekçede. lstanbul Topkapı
Müzesi'nı ziyaret edenCumhuıbaşkanıSü-
leyman Demirerm, "Müzede 24 saat
Kur'an okutıması" emrini verdiği öne sü-
rülerek. "Bu emri gerçeklestirmek için per-
sonele ihtiyaç olduğu" ıfade edıldı.
Söz konusu yasa tasansı. TBMM Milli
Eğitım ve Kültür Komisyonu'nda görüşül-
dükten sonra genel kurulda ele alınacak.
TBMM'ye sunulan bir başka tasanda da
>ine RP'li Çe\re BakanhgYna 635 yenı
kadro venlmesı öngörülüyor.
RPlı Bayındırlık\e İskân Bakanı Cevat
Ayhan da parti>e \akın isimleri kuruma yer-
leştirmek amacıyla Yapı tşlerı Genel Mü-
dürlüğü'nde görev li 3 şube müdürünü sür-
gün etti.
Yeni görevden almalar
Ba> ındırlık ve Iskân Bakanlığı Müsteşa-
rı Seİahartin Seyis'in göre\den alınarak
Yüksek Fen Heyetı'ne atandığı öğrenildi.
Yapı Işleri Genel Müdürlüğü'ndegöre\!ı 3
şube müdürü. görevden alınarak Erzıncan.
Iğdır ve Kilıs'e atandı. Ankara !l Müdürlü-
ğü'ndeçalışan 90 kişı. bakanlık merkez teş-
kılatında görev lendirildi. 40-50 kişilik mü-
hendis grubunun daha yılbaşına kadar gö-
rev inden alınacağı belirtildi. Bazı bürokrat-
ların görevden alınmasıyla ilgili kararna-
menindeCumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in onayını beklediği kaydedildi. Ancak
dörtlü karamame gerektirmeyen görevden
almaların süreceği öğrenildi. Tarım Orman
ve Köy ışleri Bakanlığı Idari Işler Daıre Baş-
kanlığı'nda görevden alınan 7 şube müdü-
ründen 5 'ı memur. 2'sı de şef olarak aynı ku-
ruma atandı.
Resmı Gazete'de dün yayımlanan atama
kararlanna göre çoğunluğu RP'li bakanlık-
lara baglı bürokratık kadrolarda da atama-
lar ve görevden almalar gerçekleştirildi.
Kültür Bakanlığı Telif Hakları \e Sınema
Genel Müdür Yardımcısı Gürbüz Mutlu ve
Kocaeli ll Turizm Müdürü ÖmerErdoğan
başka bır yere atanmak üzere görev ınden
alındı. Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı Idari ve Mali Işler Dairesi Başkanı Meh-
met İvibilgörev mden alındı. Iv ıbıl'den bo-
şalan yere Başbakanlık Aile Araştırma Ku-
rumu şube müdürlerinden Osman Kesgin
atandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı Aydın Bölge Müdürlüğü'ne aynı yer
bölge müdür yardımcısı Ekran Tüzmen
atandı. Bakanlık lstanbul Bölge Müdürlü-
ğü'ne İş Teftiş Kurulu Baş İş Müfettişı Meb-
metCirav getirildi.
Başbakanlık Müşavirliği'ne Yalçın Fuat
Kaynakatanırken Devlet Bakanlığı Mersin
Gümrükler Muhafaza Başmüdürü Hüseyin
Tekile Malatya Gümrükler Muhafaza Baş-
müdürü İdris Serbest arasında görev deği-
şimi yapıldı.
Milli Sav unma Bakanlığı Askeri Yüksek
Idare Mahkemesi üyesi Denız Kurmay Kı-
demli Albav Atilla Egemen. Deniz Kuvvet-
leri Komutanlığı Personel Başkanlığı emri-
ne atanırken yerine Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanlıgı Istihbarat Daıre Başkanlığı Istih-
barat Şube Müdürü Denız Kurbay Kıdem-
lı Albay Orhan AJtınçubukgetıriİdi.
İran'a tepki
Türkiye
Atatürk
yolımda'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Atatürkçii
Düşünce Dernefi (ADD)
Genel Başkanı Suphi
Gürsoytrak. Türkiye'ye
resmi ziyarette bulunan
lran Cumhurbaşkanı
Haşimi Rafsancani'nin
Anıtkabir'i ziyaret
etmemesini kınayarak
"Türkiye, Atatürk'ün
kurduğu laik Türkive
Cumhuriyeti ebednen
vasavacak. uygariık
aleminde ve uvgaıiık
yolunda biJimin \e aklın
gösterdiği yönde ilerlemeve
devam edecektir" dedı
CHP. Rafsaneani ve
heyetinin tav ırlarını
protesto ederek lran
Büyükelçiligı önüne siyah
çelenk bıraktı.
Gürsoytrak, dün yaptığı
yazılı açıklamada.
Cumhurbaşkanı Sülevman
Demirerın resmi davetlisi
olarak Türkiye de bulunan
Rafsaneani "nin
temaslarının sürdüğünü
anınisatarak. şöyle devam
etti: "tran Cumhurbaşkanı
ve heyetinin Türk de\letinin
kunıcusu ve Türk
ulusunun kuttarıcısı, onuru
ve simgesi olan Atatürk'ü
uluslararası örf ve adete.
teamüle ve uluslararası
ilişkilere aykın olarak.
say gısızlık ederek.
Anıtkabir'i ziyaret
etmemesi ve ayrıca
Türkiye'nin içişlerine ve dış
politikasına yöneiik
sergiledikleri tutum \e
daıranışları Türk ulusunun
bağımsızlık anlay ışını ve
gurumnu derinden
incitmiştir. Daha da acısı,
devlet erkânının birtakım
ekonomik çıkariar uğruna
bu davranışlara hak
ettikleri yanıtı verememiş ve
gerekli davranışı
yapamamış olmalandır."
Gürsoytrak. Rafsaneani ve
heyetinin bütün diplomatik
nezaket kurallanna aykın
davranışlarını protesto
ederek u
Türk ve dünya
kamuoyu iyice bilmelidir ki
Atatürk'ün kurduğu laik
Türkiye Cumhurheti
ebediyen yaşayacak.
uygaıiık aleminde ve
uygarlık yolunda bilimin \e
aklın gösterdiği yönde
ilerlemeye devam
edecektir"dedı.
Büjükelçiliğe siyah
çelenk "
CHPGençlikvekadın
Kolları, milletvekilleri ve
Ankara il örgüründen
oluşan bir grup dün Jran'ın
Ankara Büyükelçiliği
önüne siyah çelenk bıraktı.
Aralarında CHP
milletvekillen Mehmet
Fatih Atav, Ahmet Küçük.
Yusuf Öztop. AU Haydar
Şahin v e Zeki
Çakıroğlu'nun da
bulunduğu grup. dün öğle
saatlerinde Tran'ın Ankara
Büyükelçiliği'ne giderek
siyah çelenk bırakmak
istedi. Yoğun güvenlik
önlemleri alan polis.
CHP'lileri önce
büyükelçilik çevresine
yaklaştırmadı. CHP'lilerin
direnmesi üzerine basın
açıklamasına izin verildi.
CHP Gençlik Kolları Genel
Başkanı Erhan Baydar.
"Bizim ulusal değerlerimize
saygı göstermeyen,
Anıtkabir'i ziyaret etmeyen
bir nıisafir
cumhurbaşkanını misafir
olarak kabul etmiyoruz.
Misafirlerimiz. Atatürk ilke
ve dev rimlerij le kurulan
ülkemize, ulusal
değerlerimize ya saygı
gösterir ya da gelmez" dedi.
4
Türldye Islaıııa dönüyor'A.VKARA / tZMİR (Cumhuriyet)
- lran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Ha-
şimi Rafsaneani. R? iktidannı > orum-
larken Türkiye'de Islama donüş hare-
ketının başladığını. ancak Ankara "nın
benimsedığı laik rejımın ıkili ilişkile-
nn gelıştınlmesıne engel olmadığını
söyledı. Rafsaneani. "kontrol edeme-
diği îçin bugün Suriye'yefazla niiktar-
da su bıraknğını beürttiğiTürkiye'nin
gelecek vıllarda bu ülkeye sanivedt
1000 metreküp su zorunda kalacagı-
nı" öne sürdü.
• Rafsancanı'nınbuıddıasına karşın,
Türkiye'nin. Suriye ile ımzalanan
198
7
protokolü çerçevesınde. halen
Fırat Nehri'nden saniyede 500 metre-
küp su bırakmav ı kabul ettıgıne dik-
kat çekıldı. lran Cumhurbaşkanı Raf-
saneani. dün konuğu olduğu Cumhur-
başkanı SüleymanDemirelile 5 ayn ti-
can anlaşma ımzaladıktan sonra ağır-
landığı Çankaya Köşkü içindeki Cam-
lı Köşk'te bır basın toplantısı düzen-
ledi. Rafsaneani. vöneltılen sorulara
özetle şu vanıtları verdr
- Türkhe'yi üçüncü kez ziyaret edi-
yorsunuz. Bu kez Ankara'nın cadde-
lerine tslami değerlerin döndüğünü
görüvorui Siz ne düşüniiyorsunuz?
- Ev et. doğrudur. Biz de öyle deger-
lendınyoruz. Islama dönüş hareketı
cıddı meseledır ve Türkıve'de başla-
mıştır. Daha önce Türkiye'nin güne-
yıne gıttım. İslamı hareketı cıddı ve
güçlügördüm Son seçimler buna ör-
nektır.
-Türkiye'deki laik sistem ikili ilişki-
lerin gelismesine engel mi?
- Şımdive kadar hıç engel olmadı.
Ikı ülke kendi menfaatlannı koruyor
ve makamlar kendi menfaatlannı dü-
şünüvorlar.
- Bölgesel sular konusunda Surive ile
Türkiye arasında arabuluculuk vapa-
cakmısmH?
- Iki ülke arasında nıeseleler var.
Bız çözmek için hazırız. Özellıkle P-
KK ve Fırat sulan konusunda barışçı
çözüme hazınz. Türkiye buna olumlu
bakıvor.
İran Cumhurbaşkanı Rafsaneani'nin 1 ürkiye /jyareti yine tartışmalara ve protestolara neden oldu.
- GAP'ı gezerken su konusunda
Türkiye'nin tezlerini zorlayan açıkla-
malaryaptınız.
- GAP'ı gördüm, çok değerli bir
projedir Türkiye için. Basında Türki-
ve'nin. Sunye've yetersız su verdığı
anlamına gelen ve bana atfen çıkan
haberler yanlıştır. Su. belki daha faz-
la gidıyor Sunye'ye. Elektrik santral-
lanndan gıden su o kadar çok ki, siz
bunu kontrol edemıvorsunuz ve bu
Suriye ve Irak için yeterlıdır. Ama ge-
lecek senelerde saniyede 1000 metre-
küp su vermek mecbunyetınde kala-
caksınız.
- Kıbrıs'ta ölümleıie sonuçlanan
gerguıliklervar. Bu konuda .Ankara'da
temaslannız oldu mu?
- \ unanıstan ile de ılışkilerimiz ıy ı-
dır. Demirel'e iki ülkeyı banştırmaya
hazırolduğumuzu söy ledım. Ama uy-
gulamak içın karara varmadık.
-Savunma sanayiindeişbirliği ve st-
nır güvenliğj konusunda somut adıcn-
lar aüldı mı?
-Sınırgüvenlıeıneilışkıngörüşme-
lenmızsürüvor. fran: ABDve Ineilte-
re gıbi ülkelerden gelen ambargo üze-
rine askeri araç-gereç üretimindcde-
neyimlerinı geliştirdı. Bu deneyimle-
ri türkıye'ye de aktarmaya hazınz.
- Ben İran'daki bir Pkk üssünde
bulundum. İran'daki PKK üsleri ko-
nusunda bir şey yapacak mısınız?
- Bu tür üs buluşları. Daıiy Teleg-
raph muhabirleri (soruyu yönelten
muhabir) tarafından ortava atılıyor
Siz PKK üyesi misiniz'.' Kesınlikle
Iran'da PKK üssü yoktur.
- ABD'nin ülkenize yöneiik tkari
vapnnm karanna karşın, Türkiye ve
lran arasındaki ticari ilişkilerin geUş-
tirilmesi V^ashingttın'a bir meydan
okuma olarak görülebilir mi?
- Türkiye ile Iran başkalarına karşı
cephe oluşturmadı. '»'abancılann böl-
genin ışlenne kanşmasına izın v emıe-
yecegız. Ama aramızdaki anlaşmalar
birtakım ınsanları rahatsız edecek
Hem Demirel. hem Erbakan. hem de
bız, ABD'nin bölgeye ıstedığı koşul-
lan dıkte etmesıne ızın vermeyeceğız.
Aramızdaki bu polıtıkanın değışece-
gıni zannetmiyorum.
250 kışı dolayında kalabalık bır he-
yetle Türkıye'ye gelen Rafsanea-
ni "nin. bugün gideceği Trabzon'daki
temaslanndan sonra Türkiye'den ayn-
lacağı bıldırildı. Resmi karşılama tö-
renlennı Çankaya Köşkünde yapan
DeiTurel'ın, Rafsancani'yi Esenboğa
Havalimanf nda karşılayarak bu ülke-
ye atfedilen önem konusunda İran'a
me5aj verdiâıne dikkat çekildi. Demi-
rel'ın. Rafsaneani ile görüşmelen sı-
rasında. Kuzey Irak'ta Çekiç Güç ope-
rasyonlarının başladığı dönem olan
1990 başlarından ıtibaren lran sınınn-
dan sızmalara ılışkın bütün ay nntılan
ıçeren belgelerı muhatabına verdıği
kaydedildi.
Savunmaya 'hajır'
Başbakan 't'ardımcisi ve Dışışlerı
Bakanı Tansu Çillerde. Jran "da y ay ım-
lanan lran Nevv s gazetesine verdıği de-
nıeçtc. Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın tartışmalara neden olan açıkla-
masına karşın. Türkiye ve lran arasın-
da savunma sanayıı alanında işbırliği-
ne gereksinim olup olmadığımn ikj ül-
kenin savunma bakanları ve kurullan
tarafından incelenmesı gerektıgıni be-
lirtti.
Başbakan'ın eşı Nermin Erbakan.
lran heyetinin siyah çarşaflı kadın üy e-
lerine, Necmettin Erbakan da erkek
üyelerine dün akşam Sheraton Ote-
li'nde birer yemek verdıler.
Milli Savunma Bakanlığı veGenel-
kurmay'ın askeri anlaşma istememe-
sıne karşın, Başbakan Erbakan ın.
Iranla her alanda işbirliği yapılabile-
ceğıni söylemesi dikkat çekti. Erba-
kan, yemekte yaptığı konuşmada. ıkı
ülke arasında yapılabılecek sonsuz bir
işbirliği bulunduğuna işaret ederek
•"Gayemiz, Türkiye ile lran arasında-
ki her sahadaki işbiriiğini. Almanya ile
Fransa arasındaki işbiıiiğinin derece-
sine.hattaonunilerisinegörürmektir"
dedı. Başbakanlık ve Dışışlen Bakan-
lığı'nın istemıne karşın Genelkur-
may "ın. F-16 tesıslerimn gezi progra-
mına alınmasına karşı çıktığı bildınl-
dı.
Tören misiUemesi
Rafsaneani. Izmır gezisınin son
gününde tarihi yerleri gezdi. Diğer
konuk cumhurbaşkanlannın aksine
Izmir'den Efes'egiderken askeri he-
likopteryenne. özel birşırkete ait he-
likoptere bınen Rafsancani'ye Iz-
mir'e gidiş ve gelişinde askeri tören
düzenlenmemesi dikkat çekti.
Sabah programını değiştirerek
Çiğlı Atatürk Organize Sanayi Bölge-
si'ndeyapılan toplantıya katılmayan
lran Cumhurbaşkanı, Balçova'y a gi-
derek termal tesisler hakkında Vali
KutluAktaş'tanbılgıaldı. Daha son-
ra Red Star şirketine aıt Rus tipı ikı
helikopterle Selçuk Hav aalanfna ge-
len Rafsaneani. Efes'ı gezdi.
Rafsancani've askeri törenin dü-
zenlenmemesi ile ilgilili olarak bir
askeri yetkili. bunun karşıhklı oldu-
ğunudilegetirerek^Nasılonlar Anıt-
kabir'i ziyaret etmiyorlarsa, bizimki-
ler de Humeyni'nin mezarına ghmi-
vor'dedi.
Iki ülke arasındaki 5 ayrı ticaret anlasması gecikmeli olarak îmzalandı
Türkiye ve îran, ABD'ye cephe aldıAıNKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye ve lran. ABD'nin
Tahran'laticareti geliştiren mütte-
fiklere yaptınm uygulayacağı yo-
lundaki açıklamasına karşın ikili
ticari ilışkıleri geliştirmeyi öngö-
ren 1964 tarihli anlaşmanın yerine
yenisini imzaladılar. Türkiye ile
Dünya Ticaret Örgütü'ne (WTO)
üyelik için başvuran lran. ulusla-
rarası anlaşmalann yükümlülükle-
rine uygun olarak birbirlerine *en
fazla müsaadeye mazhar devlet"
statüsü tanıdılar. Türkiye ve lran
arasında 1990 yıiından bu yana
kullanılmayan Trabzon ve Samsun
lımanlarının ticarete yenıden açıl-
ması kararlaştırıldı.
Heyetler arası görüşmelerde,
planlanandan 2 gün geç imzalanan
metinlerden. Türkiye'nin Avrupa
Birliği ile imzaladığı gümrük bir-
liği mevzuatına aykın olabilecek
unsurlar ayıklandı. llk önerilerde
bulunduğu biçimiyle. iki ülke ara-
sında planlanan karşılıklı gümrük
indinmi projesinin. AB'nin üçün-
cü ülkelerle ticaret kurallannı ih-
lal anlamına gelebileceğınin altı
çizildi. Türkiye ve lran arasında
lran Cumhurbaşkanı Haşimi Raf-
saneani ile Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in başkanlığında dün
Çankaya Köşkünde yapılan ikın-
ci tur resmi görüşmelen sonunda.
gecikmeli olarak 3 anlaşma, 2 mu-
tabakatzaptı ilebirprotokol imza-
landı. Türkiye ve lran arasında im-
zalanan ticaret anlaşmasının, 22
Eylül 1964 tarihli anlaşmanın ye-
rine geçtiği bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı, iki ülkenin
ilgili bakanlan tarafından imzala-
nan anlaşmalar konusunda şu bil-
gileri verdi:
Türkiye-tran Ticaret Anlaşma*
sı: 22 Eylül 1964 tarihli ticaret an-
laşmasının yerine geçecek olan bu
anlaşma uyannca Türkiye ve lran
Gümrük Tarifeleri ve Genel Tica-
ret Anlasması (GATT) ve Dünya
Ticaret Teşktlatı yükümlülüklenne
uygun olarak birbirlerine "en faz-
la müsaadeye mazhar devlet" (en
fazla kayrılan) statüsü tanıyacak-
lar. Ağustos 1996 olağanüstü KEK
toplantısı kararlan çerçevesinde i-
ki ülke arasındaki ticaret hacminin
2 milyardolara çıkanlması hede-
fini gerçekleştirmek üzere hazırla-
nan anlaşma, iki ülkenin üçüncü
ülkelerden temin ettikleri mallan
birbirlennden almalarmı teşvik et-
mekt*.
Yannmlann Teşviki ve Korun-
ması Anlasması: Türkiye-tran ti-
cari ılişkilerinin uzun va'deli olarak
gelıştırilebilmesini temin amacıy-
la hazırlanan bu anlaşma. Türk ve
Iraniı yatırımcıların karşılıklı ola-
rak diğerinin ülkesinde yatınm ya-
pabilmelerinı ve bunun içingerek-
lı sermaye hareketlerinin kolayca
ve güvenli birbiçimde gerçekleş-
tirilmesini temin etmeyi amaçla-
makta.
Deniz Ticaret SevTÜsefer Anlas-
ması: Esasen 1993 yılında parafe
edilmiş olan bu anlaşma. Türk ve
Iran ticari gemilerinin iki ülke ka-
rasulanndan ve lımanlarından ser-
bestçe yararlanabilmelerini temin
etmeyi amaçlamakta.
Çevre .Alanında Işbirliği Muta-
bakatZapü: îki ülke arasında çev -
re korunması alanında yapılacak
işbirliğinin hukuki çerçevesinı
oluşturmak üzere bir mutabakat
zaptı hazırlanmış bulunmakta.
Türkiye-tran Ortak Ticaret ve
Sanayi Ödası Protokolü: Türkiye
Odalar Birlığı ile lran Ticaret. Sa-
nayi ve MadenlerOdası arasında i-
ki ülkenin kamu ve özel sektör ku-
ruluşları arasındaki ilişkıleri güç-
lendırmek amacıyla faalıyet göste-
recek bir ortak ticaret ve sanayi
odası kurulması kararlaştırılmış
olup bu amaçla hazırlanan proto-
kol ve starü imzalandı.
SİFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-maJI: oral.caiislar@planet.com.tr
lran Cumhurbaşkanı Haşimi
Rafsancani'nin kızı Faezeh'in
Türkiye ve iran'daki kadınlarla il-
gili benzetmesi tartışmalara ne-
den oldu. Faezeh, lran Cumhur-
başkanı'nın kızı olmasının öte-
sinde. Iran Olimpiyat Komitesi
Başkanı ve Spor Bakanı. Ülkesi-
nın etkili kadınlanndan birisi ol-
duğu anlaşılıyor.
Türkiye'nin Iran'la son dönem-
de girdiği siyasi flört ayrıca de-
ğerlendirilebilir. Ancak Faezeh'in
söyledikleri çok tahrik edici.
Ne diyor Faezeh: Iran'da Is-
lamcılar iktidan ele geçirmeden
önce, kadınlar başı açık dolaşa-
biliyorlardı. ama siyasette etkin
değillerdi. Şimdi başları örtüldü,
ama siyasette etkili hale geldiler.
Parlamentodaki kadın sayısı art-
tı.
Faezeh, Iran'da iktidan Islam-
cıların ele geçırmesinden önce-
ki durumu şimdiki Türkiye'ye
benzetiyor. Iranlı Islamcı erkekler,
kadınlann ellerini bile sıkmıyorlar.
Kadınların temel özgürlüklerine
yöneiik her türlü müdahaleyi
yapmaktan geri durmuyorlar.
Kadınları, üst düzey toplantılara
îranlı Kadınlann Siyasi Ağırlığı(!)
bile katmıyorlar. Rafsancani'nin
verdiği davete Tansu Çiller'in
alınmak istenmemesi çok çarpı-
cı bir örnek. Son dönemde,
Iran'da parlamentoya çok sayı-
da kadının girmesi bir ölçü ola-
rak öne sürülüyor. Siyasi Islamın
katı erkek egemen kurallarının
uygulandığı fran'da bu sayı on-
ların etkinliğini ne kadar arttıra-
bilir ki? Siyasi Islamcıların iktida-
n ele geçirmesiyle kadınlann ne
büyük kayıplara uğradığını bili-
yoruz.
iranlı kadınların feryadını duy-
mamak mümkün mü? Iran Şahı
döneminde. isteyen kadın başı
açık dolaşabiliyor, isteyen kadın
tesettüre uygun giyinebiliyordu.
Bu en basit insan hakkı bile, şu
anda Iran'da yok. Kadınlar, sayı-
sız haklaryitirdiler. Istedikleri za-
man doğurmak. istediklerı za-
man çocuk aldırmak hakları bile
ortadan kaldırıldı. Yalnızca ka-
dınlar değil, bugünkü sisteme
muhalif sesleri kısmak için neler
yapıldığını duymayan mı var?
Abdulkerim Suruş, Islamcı bir
profesör; bugünkü anlayışlara
karşı bazı eleştiriler yönelttıği için
başına gelmeyen kalmadı.
İran'daki totaliter yönetımın,
Türkiye'nin en kötü haliyle bile
kıyas edilebilecek bir yanı yok.
Orada muhalif yok, partiJer yok,
özgür düşünme ve eleştiri hakkı
yok. Herkes. 'Rehber Humey-
ni'nin kayıtsız şartsız takipçisi ol-
mak zorunda.
Yoksa zulümlerden zulüm be-
ğenmekle yükümlü. iran, Islamın
kurallanna göre yönetildiğini
söyleyen bir ülke. Buna karşı bir
seçenek öne sürmek veya baş-
ka bir seçenek düşünebilmek bi-
le yasak. Herkes, bir gerekçe
söylerken önce Islamın bazı ku-
rallarını önşart olarak kabul ede-
rek söze başlıyor.
Türkiye'deki Islamcılar. özgür-
lüklerinin olmadığından söz edi-
yorlar ve Kemalist sistemi eleş-
tiriyorlar. Türkiye'nin özürlü bir
parlamenter sistem içinde oldu-
ğu bir gerçek. Ama. bu sistemi
yine de eleştirmek mümkün.
Iran'da mümkün mü? iran'da la-
ik bir sistemi, Kemalist bir siste-
mi savunabilir misiniz? Sosyalist
bır sistemi, liberal bir sistemi sa-
vunabilir misiniz?
Faezeh'in söylediği gibi işe ka-
dın açısından bakarsak. islam-
cılann temel amacı kadınlan eve
kapatmak. Kadınları. anne veev-
deki temel hızmetleri yerine ge-
tiren bir ikinci sınrf insana dönüş-
türmek.
Iran'dakı yoğun siyasal yaşam
ve Şah'a karşı muhalefetin için-
deki kadın ağırlığının bir birikim
yarattığı açık. Kadınlar bu biriki-
me rağmen, erkeklerin koyduğu
kapanma şartına boyun eğerek
siyaset yapabıliyorlar. Erkek ege-
men anlayışı bir önşart olarak
benimseyerek parlamentoya gi-
rebiliyorlar. Türkiye'de siyasi ya-
şamda kadın ağırlığının çok az
olmasma yöneltilen eleştiri hak-
lı. Ancak bu eleştirınin diğer par-
tiler yanında bir muhatabı da si-
yasi Islamcı hareket. RP'nin ne
yönetiminde ne de temsil edildi-
ği yerlerde kadınlar var. Parla-
mento'ya türban gerekçesiyle
kadın almadıklarını öne sürüyor-
lar. Peki ya yönetim kurullanna,
il ve ilçe başkanlıklanna, beledi-
ye meclislerine neden kadın a-
day koymuyorlar?
Siyasi Islam, birtoplumsalge-
rilik akımı. Toplumsal geriliğin en
net olduğu nokta ise erkek ege-
menliğini kayıtsız şartsız kabul
etmesi. Bu bazı ülkelerde kadın-
lann sokağa çıkmasını yasaklı-
yor, bazı ülkelerde kadınları ör-
tünmeye zorluyor, bazı ülkeler-
de ise hiçbir yönetim kademesi-
nin yanına yaklaştırmıyor. Bayan
Faezeh, ülkesinde kadınların en
temel haklannın, insanlann en te-
mel haklarmın ihlal edildiğinı bil-
diği halde nasıl böyle konuşabi-
liyor?
Kadınların en temel haklarmın
erkek egemenliği altında ihlal
edildiği Iran'ın başkasına söyle-
yecek bir sözü olduğunu san-
mıyorum.
MKRO
DİNÇ TAYANÇ
Kirli Oyun
Birbahçedolusu bacaksız "oyun" oynuyor. Oyun
yahn, deneysel ve acımasız! Önce bakkal amcadan
iri bir puro alıyorlar. Sonra sıra bahçedeki kurba-
ğalardan birini yakalamaya geliyor. Yakalanan kur-
bağanın ağzına tıkıhyor yakılmış bekleyen puro...
Oyunun adı "zengin kurbağa" ya da "kendini
zengin sanan kurbağacık" ya da "zenginliğe öykü^
nüp de şişinen akılsız kurbağa", ne fark eder ki.'.'.'
Kurbağacık başına geleceklerden habersiz ha*-
• bire çekiyor dumanını icine... Çektikçe şişiyor, şi-
şiyor ve sonunda patlayıveriyor! Çünkü soluğu çek-
mesi kolay, ama dışarı vermesi olanaksız...
"Oyunu" uzaktan izleyip de "durun yahu " deme-
yen büyükler, önce birbirlerine "Çocukluk işte, ne
kadar da muzır oluyor bunlar" diyor, ardından da
çocukların yanına gidip "ders" veriyorlar:
"Dışarı salamayacağı solukla şişinip büyümenin
sonu budur işte!!!"
Yaşam ilerlıyor, birdönemin çocukları büyüyorve
artık kurbağalar yerine ınsanlar, insanlardan da öte
toplumlar üzerinde oyunlar oynayıp deneyler yap-
maya kalkışıyorlar.
Önce tek tek insanlara "kazandıklarından çok
harcatma" deneyimıne girişiyorlar.
Alıyor mu insancıkları bir hırs? Sonrası kolay, har-
cadıkça harcayıp şişiyorlar... Ama patlamaları öy-
le kurbağacıklarınki denli kısa sürmüyor. Çünkü
geçmişin çocukları, şimdinin büyüklerinde oyun
bitmiyorü!
Sıra oyunun ya da deneyimin "sen işini bilirsin''
faslına geliyor ve insancıklara "Madem ki gelihn
harcamalarına yetmiyor, öyleyse sen de işini bil ve
yan cebinden kazanmanın yollannı bul" kavramı
belletiliyor...
Bu kez oyun ve de deney bireylerden topluma
sıçrayıveriyor... Insancıklar, önce birbirlerinin. son-
ra da toplumun değer yargılarını hiçe saymaya ve
önce birbirlerini, ardından da toplumu soymaya
koyuluyorlar...
Sarıyor mu toplumu bir hırs? Sonrası kolay, top-
lum ürettiğinden fazlasını tüketmeye, oluşturduğu
gelirden fazlasını harcamaya ve böylelikle şişme-
ye koyuluyor... Ama toplumların patlamaları ne kur-
bağacıklarınki, ne de insancıklarınki denli kısa ve
kolay oluyor. Çünkü geçmişin çocukları, şimdinin
büyükleri ve insanlarla toplumların "egemenle-
ri"nöe oyun bitmiyorü!
Sıra insancıklara ve topluma "Madem ki üretti-
ğin tükeüiğine yetmiyor, öyleyse bırak da borçla-
nalım" ilkesizliğinin belletilmesine geliyor...
Sarıyor mu herkesı bir "borç yiğidin kamçısıdır"
hırsı? Sonrası kolay, kazandığından çok harcama-
ya alıştırılmış insancıklardan oluşan ve ürettiğinden
fazlasını tüketmeye saplanan toplum. bu kez de ge-
leceğini tüketme yarışıyla şiştikçe şişiyor...
Insancıkların ve toplumun böylesıne şışmesi ar-
tık oyun olmaktan çıkıp da önce toplumsal, ardın-
dan ulusal. sonunda da uluslararası soruna dönü-
şünce alıyor mu oyunu deneye, deneyi yaşama
dönüştürenlerı bir düşünce?
Alıyor ya da almıyor, ama sonuçta önce bireysel,
ardından toplumsal, sonunda da ulusal değerler
"satılmaya" başlıyor ki satıcısı belli, alıcılan şaibe-
li...
Sonunda bireyler, toplum ve ulus patlama nok-
tasına gelip de ağzına sokulmuş puroyu tükürme-
nin yollannı aramaya koyuluyor.
işte oyunun can alıcı noktası da burada başlıyor.
Çünkü geçmişin çocukları, bugünün büyükleri
ve egemenlerini bu noktada "Yahu bunlar da çok
oluyohar. Ne güzel oyun oynuyor ve onlariçin ders-
ler çıkartıyorduk. Bu arada bizlerde hem egemen-
liğimizi, hem dezenginliğimizipekiştiriyorduk. Şim-
di ne halt edeceğiz?" demeye bu noktada başlı-
yorlar...
Sonunda ne mi oluyor? O da dünün küçük. bu-
günün büyük ve de dünya egemeni güçlerinin pu-
royu çıkartmak ya da bırakıp patlamayı izlemek
arasında yapacaklan tercihe bağlıü!
Ana fikir: Marifet çocukları başıboş bırakıp çı-
kacak sonuçlardan onlara ders vermek değil, kal-
kışılan oyun ve deneylerin ne sonuç vereceğini baş-
tan anlatıp onları bılinçlendirmektir.
Ana fikrin ana fikri: Doğru söyleyenin dokuz
köyden kovulduğu toplumlarda, iti öldürene sürü-
türler!
Başbakana Kıbrıs brifingi
Erbakan: Ruınlar bizden
izinsiz AB'ye girenıez
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Nec-
mettin Erbakan. Kıbns
Rum K.esimi'nin. Türki-
ye'nin izni olmadan Avrupa
Bırlığfne (AB) gırmesınm
söz konusu olamayacağını
vurguladı
"•RP'nin gölge Dışişleri
Bakanı" olarak nıtelendirı-
len Dev let Bakanı Abdullah
Gül. Devlet Bakanı Fehim
Adakve Dışişleri Bakanlığı
Kıbns ve Yunanistan işle-
rinden sorumlu Müsteşar
Yardımcısı Büyükelçi İnal
Batu ile diğer Dışişlen yet-
kilileri. dün Başbakan Erba-
kan'a Kıbns konusunda bir
brifing verdiler. Erbakan.
ülkenin denk bütçeyle
1997'de beklenen atılımı ya-
pacaâını savunarak bu yılın
KKTC için de "ahlım VTIT
olacağını kaydetti. Erbakan.
toplantıda vanlacak sonuç-
ların ışığı altında KKTC
Başbakanı Derviş Eroğ-
lu'nun Türkiye'ye davet
edilerek KKTC'ye yöneiik
"atıüm projesi'nin gözden
geçırileceğini söyledi.
EroŞlu'nun kasım ayında
ıçınde Ankara'ya ge'lmesi
ve KKTC ile Türkiye ara-
sındaki ekonomik ilişkilerin
gözden geçirilmesi gereki-
yordu. İkı ülke arasında ya-
pılacak anlaşmayla Türki-
ye'nin KKTC'ye proje kar-
şılığında kredi vermesi ön-
görülüyor.
Erbakan. Türkiye'nin.
adada "garantör ülke" ola-
rak ulusal bır meselesi olan
KKTC'de herhangi bir hu-
zursuzluğa izin vermeyece-
ğini kaydederek "Güney
Kıbns'ın. Türkiye'nin izni
olmadan AB'ye girmesi söz
konusu olamaz. Böyle bir
durumda KKTC'nin Tür-
kiye ile entegrasyonu ger-
çekleştirilir. KKTC. Türkiye
ile her zaman bir ve beraber-
dir" dedi.
sayısal Loto
130 ıııilyar haftaya devretti
ANK.4RA (Cumhuriyet)
- Milli Piyango îdaresi'nin
düzenlediği Sayısal Lo-
to'nun bu haftaki çekilışın-
deöbilençıkmadı. 130mil-
y ar lıra gelecek haftaya dev -
redildı.
Milli Piyango tdare-
si'nden yapılan açıklamaya
göre. bu hafta yapılan çeki-
Iişte49 rakamdan 02,14,24,
25, 30 ve 36 numaralar ka-
zandı. Buna göre. 6 bilen
çıknıayınca 130milvar6S4
milyon lira gelecek haftaya
devredildi.
Bu haftaki çekilişten 580
mılyar 809 milyon lira top-
lam hasılat elde edilirken
290 milyar 404 milyon lira
da ıkramiye dağıtıldı.
Çekilişte. 5 bılen 536 ki-
şı 70 milyon 530 biner, 4 bi-
len 28 bin 115 kişi 1 milyon
480 biner, 3 bilen 472 bin
391 kişi de 170 biner lira ik-
ramiye almaya hak kazan2
dılar.