Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- 1 3 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
Berke Barajı'nda Uzan yağması
• SPK uzmanlannın hazırladığı rapora göre inşaatta ana sözleşmeye uyulmayarak ÇEAŞ zarara uğratıldı
ÇETİNYlĞENOĞHJ/
ESRA YENER
ANKARA/ADAİNA- Çukurova Eiekt-
rik AŞ'yle (ÇEAŞ) birlikte şirketin bir
kompleksı olan Berke Barajf nın yapimı-
nı da de\Talan Uzan ailesinin, inşaatta da
usulsüz ışlemler yaparak şirketi zarara
soktuğu bildirildi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) uz-
manlan tarafından hazırlanan rapora gö-
re, 1993 yılındaÇEAŞ'labirlike, şirketin
bir kompleksi olan Berke Barajı inşaatını
da devralan Uzan ailesi, önce inşaatı ya-
pan Italstrad adlı Italyan kuruluşunun hak
edişlerini vermeyerek firmanın çekilme-
sine neden oldu. Raporda, inşaatı daha
sonra baraj yapımı konusunda hiç dene-
yimi bulunmadığı belirtilen kendi şirket-
len Yapı ve Ticaret AŞ'ye veren Uzan-
lar'ın. barajın yapımı için gereken çimen-
tolan da daha yüksek fiyatlarla kendi fab-
rikalanndan getirterek ÇEAŞ'ı zarara
soktuklan belirtildi. Projeye göre 1991 'de
inşaatına başlanan barajın, 1995 yılında
bitmesi gereken bölümünün de yalnızca
yüzde 4'ünün tamamlandığı belirlendi.
Rapor, SPK uzmanlan Cclali Yılmaz ve
Cevdet liruk tarafindan geçen yıl kasım
ayı başında ÇEAŞ'a bağlı Berke Barajı
.inşaatı içın başlatıldı.ÇEAŞ tarafından
SIR Barajı'nın tamamlanmasının ardın-
• dan 1991 'de inşaatına başlanan Berke Ba-
rajf nun bu yıl tamamlanması öngörülü-
yordu. Tamamlanmasının ardından yılda
toplam 1 milyar670kılovaat/saatelektrik
üretımi sağlanması beklenen Berke Bara-
jı'nın yapımı için açılan ihaleyi Italvan
Italstrade firması kazandı. Firma altyapı
çalışmalannın tamamlanmasının ardından
1992 yılında ınşaata başladı. Berke Bara-
jı'nın yapımı için de Dünya Bankası'ndan
7 yıl ödemesız 270 milyon dolar kredi sağ-
landı.
Dünya Bankası krediyikesti
ÇEAŞ'ın 1993 yılında özelleştirme
kapsamında Uzan ailesine ait Rumeli
Elektrik AŞ'ye verilmesinin ardından,
Berke Barajı'nın inşaatı da bu ailenin de-
netımine geçti. Uzanlar yönetime gelme-
lerinden 150 gün sonra Italyan Italstrade
firması hak edişlerinin ödenmediği ge-
rekçesiyle inşaattan çekildi. Firmanın iha-
leden çekilmesinin ardından inşaat yine
Uzanlar'a ait ve baraj yapımında hiçbir
tecrübesi olmayan Yapı ve Ticaret AŞ'ye
verildi.
Rapora göre, bu gelişmeler iizerine
Dünya Bankası geçen yıl mart ayında kre-
di desteğini geri çekti.
Raporda, ana baraj gövdesi kazı işlem-
lerinin geçen yılın ekiminde tamamlan-
ması ve betona başlanması gerekirken,
150 metrelik kazının yalnızca 20 metresi-
nin bitirildiği belirtildi. Baraj inşaatında
daha çok taşeronlann çalıştınldıgı, arazi-
de görevli olan toplam 8 mühendisin de
daha önce baraj inşaatı deneyimı olmadı-
ğı vurgulanan raporda. "Yapılan sözkş-
meye göre, 1995 yılı sonuna kadar tamam-
lanmasıöngörülen işlerin sadeceyüzde 4'ü
taırıamlanmıştır" dendi.
Rapora göre, inşaattan çekilen Italyan
fırmayla yapılan ilk anlaşmada inşşatın
gecikmesi durumunda günliik 25 bin ile
30 bın dolar arasında ceza öngörülürken,
Uzanlar kendi firmalan Yapı ve Ticaret
AŞ ıle ımzaladıklan sözleşmede günlük
ceza bedelını 3 bin dolara düşürdüler.
Raporda, Adana'ya 140 kilometre
uzaklıkta olan Berke Barajı inşaatında ge-
reken çimentonun 80 kilometre uzaklık-
taki Iskenderun veya 135 kılometre uzak-
lıktaki Adana çimento fabrikalan yerine,
Uzanlar'a ait Gaziantep ve Şanlıurfa çi-
mento fabrikalanndan alındığı belirtildi.
Çimentonun Iskenderun yerine Gazian-
tep Çimento Fabrikasf ndan getirtilmesi-
nin ton başına 3.4 dolarek maliyetyükle-
SPK: Barajın durumu şüpheliANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Uzanlara ait olan
ve baraj inşaatı konusunda
hiçbir deneyimi olmayan
Yapı ve Ticaret AŞ tarafindan
inşa edilen Berke Barajı'nda
yapılan mcclemede, ana ve
yan tesisîerde yıkılma ve
çatlama tehlikesimn
bulunduğu ortaya çıktı.
fnsaatın tamamlanması
durumunda bile barajda su
tutulmasının imkânı
oimadığım beltrten Sermaye
Piyasası Kurulu uzmanlan,
"Barajda su tutulamamas
haündi'. yapıldıgı nehrin aktş
aşagBtnda boiuoan Aslantaş
Barajı ve Ceyhan
Ova» ile yerieşim
birimlcrindc çok kötû
sonuçlar meydana J JJ J
getebilecegi endişesi . _,
buhınmaktadır"
dediler.
SPK'ce hazırlanan ve
projede 300 kilogram/
metreküp olarak öngörülen
beton dozajınm, hiçbir
gereksinim olmadığı halde
yeni firma tarafından 350'ye
çıkanidıgı belirtilen raporda.
"Mühendisleriıı ve
danışmanlık yapan Fransız
Cayne et Ballier fınııasının
açıklamalanna göre. bu
IIIIB
!••••
durum hidratasyon
ısısımn yükselmesine
ve betonda çatlakiann
J JJ ohışmasına neden
mmm obbüecektir." dendı.
Raporda, şöyle de\'am
edildi: u
Ana baraj
govdtsinde kullamlacak
maksimıım dolgu çapu 152
milimetre iken bu çap bilinçli
olarak 120 milimetreye
indirümistir. Çapın azalması
bu bölümde daha fazla
miktarda çimento
kullanılınasını gerektirmesine
rağmen >apılan keşifte eski
çapa göre olan çimento
miktannın esas almdığı
görülmüştür. Barajın tipi
itibanyla hassas dengenin
bozulması halinde, bazı
böhlmferde gerekenden fazla,
baz» böiümlerde daha az
çûnenfo kullanılması
nedenryk- barajın yıkılma
riski önemli ülçüde artmıştm1
*
İnşaat Mühendıslen Odası
Başkanı Doç. Dr. Mustafa
Tokyay. Berke Barajı'nm
projesinde 300 kg öngörülen
beton dozajmın, hiçbir
gereksinim bulunmadığı
halde 350 kg metreküpe
çıkanlmasının betonda
çatlaklann oluşmasma neden
olacağını bclirttı.
diğı belirtilen raporda. "ÇEAŞ'a ek taşı-
ma malivctinden kaynaklanan zaran 943
bin 945 dolarolacaknr" dendi. Aynca çi-
mentonun, sözleşmede belirlenenden yüz-
de 100 fa2la fiyatla alındığı kaydedildi.
Uzanlar'ın inşaat için ılk projede belir-
tilen tünelde kullanılacak çimento mikta-
nnı da 50 kilogram arttırdıklannı. bunun
da baraj inşaatmda 4 bin 195.5 ton fazla
çimento kullanırruna neden olduğu belir-
tilen rapora, şöyle devam edildi: "Kulla-
nılacakçimento miktanna ilişkin bu deği-
şikliğin tüm projede uygulanması halinde
ÇEAŞ'a yükleyeceği toplam ek çimento
mahyeti3 milyon 788 bin 793 dolar olacak-
nr.n
Raporda aynca, Uzan grubunun Yapı
ve Ticaret AŞ'ye ÇEAŞ'tan banka kesin
teminat mektubu vermeden 22 milyon do-
larlık avans verdiği de belirtildi.
Raporun sonuç bölümünde, şöyle den-
di: "Faaliyete geçmesi ekonomik açıdan
büyük önem taşıyan Berke Barajı'nın,
L'zan gnıbuna daliil Yapı veTicaret AŞ ta-
rafından süresi içinde layıkıyla ve tekniğt-
nemgun olarak tamamlanmasının müm-
kün görünmediği ve şimdiden 3 yıl gecik-
miş olan barajın. 2014 yılında doiacak olan
ekonomik ömrünün tamamını inşaat için
harcanmadan faaliyete geçirilmesi için,
stratejik ülke menfaatieri düşünülerek ve
ihalenin Napı ve Ticaret AŞ'ye usulsüz ve-
rildiği ve ihale sonrasında da çeşitli usul-
sü/Jüklcrin yapıldığı dikkate alınarak,
mcvcut sözteşmenin feshedilip, yeni bir
ihalevegidilmesLSPK Yasası'nın 24. mad-
desi uyannca Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı ile DSİ Genel Müdürlüğü'nün
bMgilendirilmesi uygun olacaktır."
ÎKV Başkanı Eriş, Türkiye'nin gümrük birliği için daha çok mali yardım hak ettiğini savundu
Pazarlık bitmedi^ yeni başkyorEkonomi Servisi -
Gümrük birliği (GB) 1
Ocak 1996 tarihinden iti-
baren yürürlüğegirerken
AB ile ilişkilerde Türk
özel sektörünü temsil e-
den Iktisadi Kalkınma
Vakfı (IKV), mali yar-
d i
• AB ile ilişkilerde özel sektörü
temsil eden İktisadi Kalkınma
Vakfı'nın yeni başkanı Meral Gezgin
Eriş, Türkiye'ye sağlanacak mali
kaynağın deklarasyonda belirtilenden yüksek
olması gerektiğini, bunun için çalışmalar
dım için Avrupa Birliği yapacaklannı söyledi.
ile pazarlığa şımdi başlı-
derek, bunun için gerek Ankara gerekyor. Sedat Aloğhı'nun milletvekilli-
ğine geçmesinden sonra İKV Yöne-
tim Kurulu Başkanlığı'na seçilen Me-
ral Gezgin Eriş, Türkiye'nin beş yıl
içinde alması öngörülen kredilerin,
deklarasyonda belirtilen tutardan faz-
la olması gerektiğini ifade ederek.
"Türkiye'nin daha fazlasını hak etti-
ğme de inanıyonız'" dedi.
Türkiye-AB ılişkilerinin son duru-
munuve I996yılındaİKVolarakya-
pılması planlanan çalışmalan anlat-
mak için dün bir basın toplantısı dü-
zenleyen Enş, "öngörülen vardımın
artbnlması, kamu ve özel sektöre tah-
sisedilecek ilavefonlarsağlanması için
imkânlann araştinlacağını" kayde-
g g
AB nezdinde çalışmalan başlattıkla-
nnı dıle getirdi.
Eriş, '96 yılı içerisinde yapılacak
çalışmalar arasında, 5 yıllık dönem
için öngörülen yaklaşık 2.5 milyar E-
CU tutanndaki proje kredisinden ya-
rarlanma koşullannın da yer aldığını
anlatarak şöyle konuştu: "2 milyar
210 milyon ECII civannda tahmin
edilen bu vardımın ne şekilde ve ne
zaman işleriik kazanacağımn ve bu
yardım içinde proje kredisi olarak >«-
rileceklerin hangi süre ve şartiar esas
alınarak tahsis edileceğinin beliıien-
mesine çalışılacaktır.'"
Küçük ve orta boy ışletmelere
(KOBl)yönelik olarak
daABülkelerindeKO-
Bl'lenn yararlandıkla-
n destek mekanızmala-
nnın inceleneceğini
belırten Enş, bu destek
mekanizmalanndan
Türk KOBl'lennın ya-
rarlanma koşullannın
araştınlacağını söyledi.
Eriş, *96 yılı içerisinde yapılması
planlanan diğer iki çalışmayı da şöy-
le özetledi:
Tirmalar, GB'nin uygulanmasın-
dan kaynaklanan çeşitli soru veya so-
nınlannı İKV'ye aktarabilecekkrdir.
İKV, tüm yetkili kurumlarla doğru-
dan işbirlijji içinde çıVüm vollannı ku-
rumlara veva firmalara ulaştırma gö-
revini üstlenmektedir. İKV'nin bir
başka çahşması da öncelikle ihraç
mallanmu) ilgilcndircbüecek sektör-
lerin inceiennKSİne yönclikfir."
Meral Gezgin Eriş. İKV Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcılığı'na seçi-
len Dr. Mazhar L. Basmacı'yı da ba- İKV Başkanı Meral Gezgin Eriş: Öngörülen yardı-
mın arttınlması için imkânlar arâşünlacak.sın mensuplanna tanıttı.
Kapasite
kullanımı
oranı arttı
ANKARA (AA) - Imalat sanayiin-
de kapasite kullanımı, geçen aralık
ayında yüzde 81.4'e yükseldi. 1994
yılının aralık ayında söz konusu oran,
yüzde 76.8 düzeyinde gerçekleşmiş-
ti.
DtE'den yapılan açıklamaya göre,
1995'in aralık ayında ait sektörlerba-
zında en yüksek kapasi-
te kullanımı ıse yüzde
87.9 ile metal ana sa-
nayıınde görüldü.
Kapasite kullanımı
gıda, içki, tütün ımala-
tında yüzde 76.1, tekstil, gi-
yim ve deri sanayiinde yüzde 82.4, kâ-
ğıt, kâgıt ürünleri ve basın sanayiinde
yüzde 75.8, kimya sanayiinde yüzde
83.2. taş-toprağa dayalı ürünleri ima-
latında yüzde 78.5, metal eşya, maki-
ne ve teçhızat itnalatında ıse yüzde
81.5 olarak gerçekleşti.
Bu arada aralık ayında firmalann
tam kapasite ile çalışamama nedenle-
ri arasında, iç pazardakı talepyetersiz-
liğı yüzde 46.6 ile ilk sırada yer aldı.
İŞÇİNİNEVREMNDEN
ŞUKRAN SONER
Olçüyü Yakalamak
12 Mart, 12 Eylül gibi ihtilallerin baskısı attında
ezilirken, terörün, siyasi krizlerin, hertürtoplum-
sal kirlenmenin bir karabasan gibi tırmandığı sü-
reçlerde, moralimiz bozuk, "Neden böyle olu-
yor?" sorusuna yanıt ararız.
- Üç gencecik insan, belli ki çok p/anlı, hiçbir
insani ölçüye girmeyen, vahşi cinayetlerin, nasıl
tetikçisi oldular?
- Görevini yaparken gözaltına alınan gazeteci
Metin Göktepe, başına vurularaknasılöyle hun-
harca öldürülebildi?
- Geçen dönem 130 milletvekilinin parti değiş-
tirdiği, çiçeği bumunda parlamentoda bile par-
ti değiştirmenin gündeme geldiği bir siyasi ah-
lak çöküşü noktasına nasıl geldik?
- En son ahlak dini Müslümanlık adına bayrak-
tarlık yapanlar, parlamentoda Cumhuriyet'e,
Atatürk ve devrimlerine bağlılık yemini ettikten
sonra, kendi fanatik müritlerine dönük olarak,
yayın organlarında gerek Meclis gerekse mah-
keme önünde yapılan yeminlerin geçersiz oldu-
ğunu nasıl savunabiliher?
- Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen,
her tür kirliliğe bulaşan kimi siyasiler, nasıl olu-
yor da saygın kişiler olarak aramızda, parti yö-
neticisi, parlamenter, lider, başbakan adayı kim-
liğinde, yüzleri kızarmadan, tepki yerine onay
alarak dolaşabiliyohar?..
Aklıma yıllar öncesinde, 12 Eylül sürecine iliş-
kin bu türden sorulara yanıt aranan bir Türk-lş yö-
neticiler eğitim seminerinde söylenen sözler gel-
di:
"İnsan hakları evrensel bildirgesinde yer alan
ilkeleri reddedecek bir sendikacının bulunduğu-
nu sanmıyoruyz. Ama siz Türk-lş yöneticileri,
'Sendikaların zarar görmemesi, sendikal hakla-
rın korunrnası' gibi bir iyi niyetle de olsa, ihtilal
hükümetine yönetici vermekte bir sakınca gör-
mediniz. En sağcısı bile olsa evrensel demokra-
si, sendikal haklarölçüleriniyakalamış Batılısen-
dikacıların sizi bu nedenle eleştihp, Türk-lş'in
üyeliğini askıya alma nedenini kavrayamadınız.
Hatta kızdınız."
Türk-İş'in o dönemdeki uzman dantşmanı, sen-
dikacıları fazlaca incitmeden, insan haklan, de-
mokrasi, sendikal haklarda evrensel ölçüleri ya-
kalamanın önem ve anlamını anlatmaya çalışıyor-
du.
Kıyamet her zaman ve her yerde, işte bu ölçü-
yü kaçırmamızdan, çıkarlarımıza, düşüncelerimi-
ze göre yontmamızdan kopuyordu...
- Karşıdakialtematifaday bize uygun değil. Bi-
zim başkanın biraz kihenmişliği, sabıkası var. Var-
sın harçlıkçılığı geçmişte kalsın, bugün işimize
yarar.
- Adamlar takıyye yapıyor. Bir yandan ülkeyi
parçalayacak, insanlarımızı birbirine kırdıracak,
ırka, dine dayalı ayınmcılığı örgütlüyor, her tür
melaneti besliyor, bir yandan da banş çubuğu
uzatıyorlar. İnsan haklanna, düşüncelerine say-
gılı olmak, hoşgörü adına her türmelaneti örgüt-
lemelehne hoşgörülü araç olmak anlamında da
gelir mi?
"Cezaevleri yine yönetimin şorumluluğunda,
suç odağı konumuna geldi" gibi bir yaklaşımla,
4 tutuklunun ölümüne, çok sayıda ağır ya-
ralamaya yol açan sorumlulara hesap sormak-
tan vazgeçebilir miyiz?..
ERKAN ALTINSOY
95'ten 96'ya
yeni
otomobiller
1
995, otomobil pazarı için hem
Türkiye'de hem de dünyada ol-
dukça hareketli geçti. Türki-
ye'de yerfi üreticiler, gümrük birliği-
nin (GB) pazar paylarını mümkün ol-
duğuncâ az etkilemesini sağlamak
için verdikleri müşteri hizmetlerini
arttınrken ithal otomobil satıcıları da
GB'yi umutla bekledi.
1 ocakta GB'nin yürürlüğe girme-
siyle birlikte oluşan fiyat karmaşası
ve satışlann fiyatlar belirfeninceye
kadar durdurulması, bu konuda oto-
mobil şirketleri-
nin yeterince ha- J
zırlıklı olmadığını
gösterdi. Maliye'-
nin de ayın ilk
günlerinde yeni
sisteme henu
geçilmediği içırı
ithal otomobillerle ilgili ışlemleri yap-
maması, işin ayn bir boyutuydu.
AB ile uyumlu gümrük yasalannın
çıkarılamaması da GB'nin fiilen ger-
çekleşmesini zorlaştıran bir engel
olarak duruyor. Buna bağlı olarak
ÖTV yasa tasansı da ancak birkaç ay
sonra çıkabilecek.
Bu yıl yapılan uluslararası otomo-
bil fuarlannda sergilenen yeni oto-
mobil ve kavramsal otomobil sayısı
rekor düzeye ulaştı. Sunulan yeni
modellerin yanında piyasadaki mo-
deller de daha sık ve daha büyük
oranda yenılendi.
Türkiye'de yeni yerliler Renault 19
Europa, Fiat Uno ve Toyota Corolla
başanlı satış grafikleri çizdi. Özellik-
le Toyota, edindiği olumlu imaj saye-
sinde çabuk bir şekilde kendi sınrfı-
nın liderliğine yükseldi. Toyota mo-
dellerine üretimin birinci yılında Co-
rolla Family adı verilen Station-VVa-
gon da eklendi. Şa-
hin'e çevreyi daha az
kirleten (ama katalitik
dönüştürücü yine de
yok) daha iyi perfor-
manslı Tempra moto-
ru yerleştirilerek Şa-
hin S adı verıldı.
Son yıiiaröa Volksvvagen'ın elinin
değmesiyle Skoda'da daha iyiye
doğru hızlı değişiklikler görülüyor.
Türkiye'de de bu yıl piyasaya sunu-
lan son Felicia modeli gerçekten mo-
dern bir görünüşe sahip ve mptoru
yine biraz gürültülü olsa da kalite ile
konfor artmış.
Bu yıl atağa geçen markaların ba-
şında Alfa Romeo geliyor. Yeni çı-
kardığı '145' modeline kardeşi
'146'yı ekleyen Alfa Romeo, klasik
Spider'ın yerine sunduğu "modern
klasik" olarak nitelenebilecek yeni
Spider ve GTV ile büyük beğeni top-
ladı. Bu arada yeterince başanlı ola-
mayan 155 modeli yenilenerek ken-
di sınrfında iddialı bir duruma getiril-
di ki bu, yılın en iyi model iyileştirme
çalışmalanndan biriydi.
Audi de yeni A4 modeliyle artık
Mercedes-C sınrfı ve BMW 3 serisi
ile boy ölçüşüyor. Alümınyumdan
üretilen lüks modeli A8
ve yenilenen A6 sayesin-
de Audi, Alfa Romeo ile
birlikte Avrupa'da satış-
lannı en çok arttıran şir-
ket oldu.
Mercedesyeni 'E' sını-
fını yazın pryasaya sun-
du. Önde çift yuvarlak farlara sahip
Mercedes'in görünüşü konusunda
kamuoyu ikiye ayrılmış durumda.
Bazılan otomobilin "taze" birtasan-
ma sahip olduğunu söylerken bazı-
lan da otomobilin ön farlar dışında
genel olarak çok
"anonim" göründüğü-
nü söylüyor. Otomo-
bildeki teknik yenilik-
ler ise herkes tarafın-
dan takdir ediliyor.
BMW de yeni Mer-
cedes'in rakibi 5 seri-
sini aralıkta Almanya'da piyasaya
sundu. Yeni 5 serisi de görünüş ola-
rak eleştirilerden payını aldı ve yete-
rince yaratıcı olmadığı söylendi. Öte
yandan, yeni BMVV Z-3 Roadster
"majestelerinin emrindeki" James
Bond'un da yardımıyla büyük ilgi
topladı. Mercedes de BMVV Z-3'ün
rakibi yeni SLK modelini bu sonba-
harda piyasaya su-
nacak.
Fiat, bu yıl yeni s-
por modeli Fiat
Barchetta ile büyük
ilgi gördü ve spor
otomobil pazanna
renk kattı. Tipo'nun
(ve Tempra'nın) yerine piyasaya sun-
duğu 3 ve 5 kapılı iki model Bravo ve
Brava Fiat'ın son yıllarda pek yanlış
adım atmadığının bir göstergesi. Bu
modeller otomobil gazetecilerinden
oluşan bir jüri tarafından 1996'nın
otomobili seçildi. Bu ödülü geçen yıl
Punto ile de kazanan Fiat bu ödülü
iki yı1
üst üste kazanan ilk otomobil
markası oldu.
Ferrari'de de son yıllarda önemli
gelişmeler sağlandı. Yeni ve gele-
neksel Ferrari ruhuna uygun model-
ler sayesinde Ferrari'nin satışları bu
yıl yüzde 25 arttı. Türkiye'de ilk kez
bayilik açan Ferrari bu yıl özellikle
yeni F50 modeliyle büyük yankı
uyandırdı. Ford bu yıl cesur bir dış
görünüşe sahip yeni Ford Scor-
pio'yu piyasaya sundu. Yılın en çok
tartışılan tasanmlanndan biri buydu.
Ford'un artık iyice eskiyen mini oto-
mobili Fiesta da yenilenerek rakiple-
rine zor günler yaşatmaya başladı.
Bu arada 1998'de çıkacağı soyle-
nen yeni modelden önce üçüncü ve
son kez yenilikler yapılan Ford Es-
cort da artık eskisı gibi rakipleri kar-
şısında utanmıyor ve başı dik. Bu
aralar otomobil dünyasında moda
olan "çok amaçlı araç" (MPV) mo-
dası uyannda Ford da yeni Galaxy
modelini sundu. Ford Galaxy, bu sı-
nıftaki diğer otomobillerin sağladığı
içi hacim ve çok yönlü kullanıma ek
olarak küçük bir minibüs gibi değil
de buyük bir otomobil gibi sürüş
sağlamak için tasar-
lanmış.
Peugeot'nun yeni
modeli 406 kendi-
sinden önceki 405
gibi yine bulunduğu
sınıfta çrtayı yukselt-
meyi başardı. 406,
birkaç ay içinde Türkiye'ye gelecek.
406'nın rakibi yeni Opel Vectra da
yine önümüzdeki ayiarüa Türkiye'de
üretilmeye başlanacak. Yeni Vectra
güvenlik bakımından kendi sınıfında
en iyilerden biri olacak şekilde tasar-
lanmış ve yeni Ecotec motorları da
çok verimli çalışıyor. Vectra'nın çok
az degiştirilert dış görünüşu şu anda
yeni görünse de diğer modellere gö-
re daha çabuk eskıyebilir.
Bu arada otomobil sporlarında,
Formula 1 'de Alman Michael Schu-
macher'in Benetton-Renault ekibiy-
le şampiyon olması ve sonra da ina-
nılmaz bir para karşılığında Ferrari
ekibine geçmesi yılın en önemli olay-
larıydı. Schumacher'in Ferrari'den
ne kadar para aldığı açıklanmadı, a-
ma bunun TL olarak 2 trilyon civann-
da olduğu söyleniyor. Ferrari'nin ge-
çen yılki sponsor petrol şirketi Agip,
bu transfere çok pahalı olduğu için
karşı çıktı. Bunun üzerine Ferrari,
Shell ile anlaştı ve Schumacher'in
ücretinin büyük bir bölümü Shell ta-
rafından karşılandı.
SADUUA
USUMİ
Tütünde altın yıllar geride kaldı
M
ilyonlarca tü-
tün üreticisinin
sorunlan say-
makla bıtmez.
Dünyanın en zor ışlerinden
biri, tütün yetiştirmektir.
Tecrübelı çiftçiler "Tütün
üreticisine yılın 12 ayı yet-
mez, 13 ay gereklidir" der-
ler. Üreticilerin, işlerinden
kaynaklanan zorluklara iti-
razı yoktur. Seve seve kat-
lanırlar. Ancak gece-gün-
düz çekilen bu kadar sıkın-
tının ardından emeğinin ve
hakkının çalınması, onlan
çileden çıkanr!..
Tütün üreticilerinin en
büyük sorunu, devletin
kendilerine sahip çıkma-
masıdır. 15 yıldan beri hü-
kümetler, üreticilen', tücca-
nn önüne kurbanlık koyun
gibi koymuşlardır. Üretıci-
leri korumak için kurulan
Tekel, yıllarca tüccar kesi-
mine yardımcı olmuştur.
Sonunda da Türk tütünü-
nün ve üreticisinin kaderi,
yabancı sigara sanayiine
teslim edilmiştir!..
Tütün üreticisi bu acıyı
unutmamıştır. Gelişmeler,
yıllarca unutmayacağını da
göstermektedir.
1980 yılından önce de
yakınmalar vardı. O zaman-
lar da hükümetler eleştiri-
lirdi. Ama, yakınma ve eleş-
tiriler daha iyiye kavuşmak
için yapılırdı. Meğer, eleşti-
rilere rağmen Türk tutüncü-
lüğü o dönemlerde "altın
yılları"r» yaşıyormuş. O
günlerin değeri, bugünleri
yaşadıktan sonra daha iyi
anlaşılıyor!..
1974 yılında Ecevit'in
başkanlığında kurulan
CHP-MSP hükümetinin Te-
kel Bakanı Mahmut Türk-
menoğlu, daha bakan olur
olmaz ayağının tozu ile tü-
tünde devrim yaptı. Daha
doğrusu yeni bir dönemin
sayfalarını açtı.
Yabancılarla ilişkiler nasıl
yürütülür, ABD'nin dev şir-
ketleri ile ezilmeden büzul-
meden nasıl pazariık yapı-
lır, tütün piyasalan nasıl yü-
rütülür, üreticiler nasıl des-
teklenir, Tekel'in temel gö-
revi nedir? Bütün bunlan
Türkiye'ye Mahmut Türk-
menoğlu öğretti. En büyük
şansı, kadrosu ve Grup Ti-
caret Müdürü Ortıan
Özet'ti. Özet de aynen ba-
kanı gibi yetenekli bir in-
sandı....
Yabancı dev sigara ve tü-
tün tekelleri o zamanlarda
da vardı. Türkiye'den ucuz
tütün almaya alışmışlardı.
Ama Türkmenoğlu bakan,
Ortıan Özet de Ticaret Mü-
dürü olunca bir
andaişlerdeği-
şivermişti.
Yabancı şir-
ketler bu iki ka-
leyi aşamadılar.
Hem de hükü-
metin en sıkışık
zamanında.
Yeni hükümet,
yeni bakan, ye-
ni bir kadro, tü-
tün stokları
oluşmuş; tü-
tünler satıla-
mazsa para
yok, piyasa
açılmak üzere,
tütün üreticisi
yıllarca ezilmiş,
yeni hükümet-
ten ve bakan-
dan çok şeyler
bekleniyor!..
Amerikahlar da hükümetin
bu sıkışık durumunu bildik-
leri için tütünümüzü ucuza
kapatmak istiyoriar...
Böyfe bir ortamda bakan
direndi... Amerikahlar di-
rendi... Sonuçta boyun
eğen, yabancı dev şirketler
oldu. Tekel'in istediği fiyatı
verdiler ve dolarlan bırakıp
gittiler!.. Türk halkının bu
gizli savaştan haberi yokt-
u. Yabancılardan dolarlar
gelmce Ege, Marmara, Ka-
radeniz ve diğer bölgeler-
deki tütünlere o zamana
kadar kımsenin akhndan
geçmeyen yüksek fiyatlar
verilebildi. CHP'li senatör
ve milletvekilleri de tütün
alım merkezlerini müfettiş
gibi izlediler. Tam bir des-
tekleme yapıldı.
1974 ıle 1980 yılları ara-
sında tütünde yaşadıklan-
mızın hiçbiri mucize değil-
di... Hükümetlerin kendi
halkının haklannı koruması
göreviydi... Asıl yanlış olan,
halkının sömürulmesine fır-
sat vermekti... Turgut Özal
ne yazık ki, halkına karşı bu
haksızlığı yaptı... Hem de
büyük bir süratle... Yalan
yanlış sloganlarla... Ger-
çekleri milletten saklaya-
rak!..
İki anlayış arasında bü-
yük fark vardı. Zamanın
Ecevit hükümeti ve Tekel
Bakanı Mahmut Türkme-
noğlu ile darbeci generaller
ve onların uzantısı Turgut
Özal, tam ters görüş sergi-
lediler... Bir taraf, dev ya-
bancı şirketlere direndi...
Diğerleri piyasalanmızı tes-
lim etti...
Böyle bir değerlendirme-
den çıkacak sonuç şudur:
Eğer, Ecevit hükümeti veya
onun anlayışındaki siyasal
kadrolar bugüne kadar iş-
başında kalmış olsaydı ya-
bancı tütün şirketleri Türki-
ye'ye yerieşemeyeceklerdi.
Yerleşseler bile piyasalarda
istediklerini yapamayacak-
lardı. Türk tütün üreticileri-
nin de yararianabileceği bir
sistemin içine girmek zo-
runda kalacaklardı!..
Şımdi olan olmuş... Türk
halkı, Türk-Amerikan tütü-
nü harmanına alışmış... Ya-
bancı şirketler trilyonlarca
liralık yatırım yapmışlar...
Bu durumu dikkate alarak
bundan sonraTürk halkının
ve ekonomisinin yararına
neler yapılabilir
diye düşünmek-
te yarar var!..
Türkiye'nin
tütün politikası-
nı tespit etmek
Amerikan şir-
ketlerinin değil,
bizim hükümet-
lerin işidır. Tütün
üretimimizi ge-
liştirmek, ürün-
lerimizi, üretici-
lerimizi ve eko-
nomimizi koru-
mak, bize düşen
görevdir...
Yerli sigarala-
nmızın daha faz-
la satması, tütün
ihracatımızın
artması, ithalatı-
nın da azalması
için acil önlem-
ler almalıyız. Örneğin, Te-
kel'in ürettiği 2000 ve 2001
sigaralan, Türkiye iç piya-
sasında dünyanın en ünlü
yabancı markalan ile reka-
bet edebiliyor... Hepsinin
toplamından daha fazla sa-
tabiliyor...
Türkiye'de 1995 yılının
10 ayı içinde Türk-Ameri-
kan harmanh yerli ve ya-
bancı sigara üretimi ve tü-
ketimi, 32 milyon 200 bin
kilo... Bunun 18 milyon 500
bin kilosu Tekel'in ürettiği
sigaralar... Geriye kalan 13
milyon 700 bin kilosu da
tüm yabancı sigaralann sa-
tışı...
Dünya devleri arasında
Tekel sıgaralarının aldığı
yüzde 57.5 pay, büyük bir
başan... Demek ki, istenir-
se Türkiye'nin gücü ve im-
kânlan bırçok şeye yetebi-
liyor!.. Bunlar gösteriyor ki,
Amerikan tipi büyük yap-
raklı tütün ekimine, 2000 ve
2001 gibi sigara üretimine
çok öncelerden başJanmış
olsaydı yabancı şirketler ül-
kemize gelemeyecek veya
yerleşemeyecekti....
Burada dikkat edilmesi
gereken önemli bir nokta
daha var. Tekel'in kullandı-
ğı Amerikan tipi tütün, ya-
bancı sigara fabrikalannda-
kinden daha çok... Buna
rağmen, yabancı şirketler
Türkiye'de Amerikan tipi
tütün ekimine ağırlık veri-
yor, Tekel ise sadece sey-
rediyor!..
Ancak, bunun sorumlu-
su Tekel değıi, gelmiş geç-
miş hükümetlerdir... Hükü-
metler Tekel'e geniş yetki
ve imkânlar verse yerli si-
gara üretimindeki başarıyı
yabancı tütün ekiminde de
gösterecektir.
Yabancı sigara sanayi-
inin Amerikan tipi tütün eki-
mine katkıda bulunması iyi
bir şeydir. Ancak, bu onla-
rın görevi değildir... Yap-
mak zorunda da değildir.
Eğer, sigara sanayiine izin
verilmişse yabancı tütün
ekimini teşvik etmek, Türk
devletinin görevidir... Hat-
ta, yabancı şirketlerin ekim
yaptırdığı bölgelerde dev-
let adına Tekel'in denetle-
mesi, yasalarla, yönetme-
likleriesağlanmalıdır... Türk
tütün üreticisinin haksızlığa
uğraması önlenmelidir...
Tabii, Türk ekonomisinin
ve üreticisinin geleceğini
yabancı şirketlerin insafına
terk etmek istemiyorsak!...
BİTTİ