Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 OCAK1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TRT'de
yürütmeyi
dupdurma
• ANKARA(AA)-
Ankara 2. îdare
Mahkemesi, RTÜK
tarafından bir süre önce
görevlerinden alınan TRT
Yönetim Kurulu üyelerinin,
görevlenne dönmeleri
konusunda açtıklan davada,
RTÜK'ün savunması
alınıncaya kadar
'yürûtmeyi durdurma'
karan verdi. RTÜK'ün
savunmasını hazırlaması
için belirli bir süre
verilmediğini, ancak bu
konudaki yasal sürenin 30
gûn olduğu bildirildi.
Ankara Bölge Îdare
Mahkemesi"nin önceki gün
verdiği karar üzerine TRT
Genel Müdürü Tayfiın
Akgüner de dün görevine
başîamıştı.
YTÜ'deki açlık
gnevi
• İstanbul Haber Servisi -
Öğretim Elemanlan
Sendikasf ndan (ÛES) dün
yapılan açıklamada, Yıldız
Teknik Üniversitesi'nden
) 0 ocak çarşamba günü
gözaltına alınan açlık
grevindeki öğrencilenn
serbest bırakılması istendi.
ÖES'in açıklamasında,
gözaltındaki ögrencilerin
göreceği her türlü zarardan
Yıldız Teknik Üniversitesi
(YTÜ) Rektörü'nün
sorumlu tutulacağı
vurgulandı. Birgrup
üniversite öğrencisi de
HADEP Eminönü ilçesinde
yaplıklan basın
açıklamasında açlık gTevini
sürdüreceklerini belirterek
arkadaşlannın serbest
bırakılmasını istediler.
İSKhle
kititiar
• İstanbul Haber Servisi -
ISKl'nin Aksaray merkez
binasında 19 yıldır memur
olarak çalışan Yalçın
Tekbaşoğlu (44), kendini
odasında asarak intihar etti.
İSKİ Kanal Proje
Müdürlüğü'nde çalışan
Yalçın Tekbaşoğlu dün
odasında kendini asmış
olarak bulundu. 1977'de
göreve başlayan
Tekbaşoğlu'nun, 435
namaralı odasının kapısını
içeriden kilitlediği ve
arkadaşian tarafından kapı
kinlarak içeri girildiğinde
ölü bulunduğu ögrenildi.
Hayali
ihracatçrtar
• İstanbul Haber Servisi-
tstanbul Mali Şube
Müdürlüğü'nden dün
yapılan açıklamaya göre,
sahte belge düzenieyerek
devletten haksız şekilde 55
milyar lira vergi iadesi
aldıklan. aynca 10.5 milyar
lira da vergi iadesi
talebinde bulunduklan
belirlenen 6 kişi yakalandı.
Cezaevi
tepkHeri
İstanbul Haber Servisi -
Avrupa Alevi Birlikleri
Federasyonu'nca yapılan
yazılı açıklamada,
"Ülkemizde suçlu suçsuz
cezaevlenne doldurulan
genç insanlar devlet eliyle
katlediliyor" denildi.
Dernek adına Genel
Başkan Ali Rıza Gülçiçek
imzasıyla dün yayımlanan
açıklamada, "Devlet
vatandaşa karşı olan
saygınhğını yitirmiştir"
sözlerine yer verildi. Pir
Sultan Abdal Kültür
Derneği Genel
Merkezi'nce yapılan basın
açıklamasında da
"Cezaevlerinde birkaç
günden bu yana devam
eden ve dört kişinin
ölümüyle sonuçlanan
siyasal baskılan kıruyoruz"
denildi.
Otomobil
veGB
• Haber Merkezi -
Türkiye'nin gürnrük
birliğine girmesiyle Rover
marka ürünlerin
fıyatlannda yüzde 6 ile
yüzde 15 arasında değişen
oranlarda ucuzlama olduğu
bildirildi. Türkiye otomobil
pazanna iki yıl önce giren
ıngiliz yapımj Roverlar,
1995yılındaithal
otomobillerin satış
miktannda 36 marka
arasında 12. sıraya
yükselirken, lüks otomobil
sınıfında ise 3. sırada yer
aldı. Lüks otomobil
srralamasında BMW'nin
birinciliği, Mercedes.
Rover'ın önünde az farkla
ikinciliği aldı. Rover'ın,
400, 600, 800 serilerinin
yanı sıra 200 coupe ve
cabriolet modelleri de
bulunuyor.
ANAP ve DYP, zora giren koalisyon formülüne karşı DSP ve CHP'ye yöneldiler
ANAYOCda çıkmaza doğruDYP'li Peker: DYP
yönetirni kesinlikle
Çiller'i başbakan görmek
istiyor. Tek seçenek
ANAP değil. DSP ve
CHP ile de koalisyon
gündeme gelebilir.
ANAP'll UZUI1: Ne
demek işadamlannın
bürolannda kahvaltılı
ANAYOL toplantılan.
Parlamenterlerin bir araya
gelmesi için muhabbet
tellallanna gerek yoktur.
Önemli olan güç
odaklannın değil, halkın
ne istediğidir. Çözüm yeri
parlamentodur. ANAYOL
olmazsa başka formüller
bulunur.
DÜRDANE KOCAOĞLL
BÜLENTSAR1OĞLU
ANKARA - Başbakanlık
konusunda kilitlenen pazar-
lıklarnedeniyle DYP-ANAP
hükümetıne ilişkin girişim-
ler, başarısızlıkla sonuçlan-
maya doğru sürükleniyor.
DYP lideri Tansu Çiller'in
başbakanlığının tartışmaya
açılarnayacağını belirten DYP
yönetıcileri. "dönüşümlü baş-
bakanhk" seçeneğı üzerin-
deki ılımlı tutumlannı da de-
ğiştirdiler. DYP ve ANAP yö-
neticileri, "ANAYOL" hükü-
metinin tek seçenek olmadı-
ğinı belirterek DSP ve CHP ile koalisyon
olasılıkiannı gündeme getirdiler. İşadam-
lannın bürolannda ANAYOL kurma çaba-
lan da ANAP'ta tepkilere yol açtı. ANAP
Kocaeli Milletvekili Hayrettin Uzun,"Çö-
züm yeri parlamentodur. ANAYOL olmaz-
sa başka formüller bulunur" dedi.
Işadamı HamdiAkın'ınbürosunda yapı-
lan kahvaltılı ANAYOL toplantısından son-
ra, başbakanlık dışında kalan tüm konular-
da anlasma sağlandığı yolunda açıklama-
lar yapılırken DYP ve ANAP yöneticileri-
nın açıklamalan, hergeçen gün ANAYOL
olasılığını zayıflatıyor.
DYP'nin basın ve propagandadan sorum-
lu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Peker,
Tansu Çiller'in başbakanhğı konusunun
tartışmaya açılamayacağını, demokratik te-
amüllerin uygulanması gerektiğini belirte-
rek "DYP-ANAP hükümeti, Mesut Yıl-
maz'ın tavnna bağh. Sayın ÇUIer görevi al-
dıktan sonra ANAP'a gider. Ancak bu gö-
rüşmenin başında hemen başbakanlık ko-
nusu gündemegetirilirse bi/im tutumumuz
belli. DV P yönerimi ve teşkilatı, DV P'nin
içinde olacağı bir hiikümette kesinlikle Çil-
ler'i başbakan görmek istiyor. Dışandan bi-
rini başbakan göstermek, halkın iradesûıe
de saygısızlık oiur. Seçmen DYP'yeoy verir-
Temel ilkekrde koalisyonu engelleyebüecek herhangi bir sorun yaşamayan ANAP lideri Mesut Yılmaz ile DYP
lideri Tansu Çiller, oiası bir A.NAP-DY P hükümetinde başbakanın kim olacağı konusunda anlaşamıvonar.
ken Çiller'i başbakan görmek istediği için
verdi" dedı..
Hasan Peker, DYP ve ANAP'ın kuraca-
ğı oiası bir hükümet için "ANAYOL" ya da
"ANAYOL-SOL" ifadelerinin kullanılma-
sını da eleştirerek "ANAYOL tabiri, birleş-
meyie ilgili apayn bir olay. ANAP'la bir hü-
kümet kuracaksak bu hükümetin adı DOG-
RUVATAN olabilir" görüşunü dile getirdi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmail
Kösede DYP'nin yer alacaği birhükümet-
te Çiller'in başbakanhğı konusunda "feda-
kârlıkta bulunmayacakfarınr belirterek
"Çilkr'siz bir koalisyona DYP'nin girmesi
mümkün değildir. Hükümete gireceksek,
Sayın Çiller başbakan olacakür" dedi.
Aydın Milletvekili Nahit Menteşe, dönü-
şümlü başbakanlık seçeneğıne gerek olma-
dığını savunarak şunlan söyledi:
"Sayın Çiller'e görev, DYP genel başka-
nı olduğu için verilecektir. Tansu Çiller, baş-
bakan olursa girnıeyiz gibi bir itiraz, de-
mokratik kaidelere uygun değildir."
DYP'de üst düzey baa yöneticiler, RP'nin
ilk tur görüşmelerde sonuç alamayacağını,
bu sırada RP-ANAP hükümeti kurulsa bi-
le, ANAP'ta 40'a yakın milletvekilinin gü-
venoyu vermeyebileceğini öne sürdüler.
ANAP kurmaylan, başbakanlığın dönü-
şümlü modeline soğuk bakmazken önceli-
ğin Mesut Yılmaz'da olması konusunda ka-
rarlı olduklannı belirttiler. Bu konuda ısrar-
lı olacaklannı vurgulayan ANAP yönetici-
leri, ekonominin yönetimini de talep ede-
ceklerini vurguladılar. ANAP'lılar, "Eğer
Çiller'in başkanlığında hükümet kuracak-
sak, ekonominin yönetimini DYP'ye bıraka-
caksak niye erken seçime gittik. Eğer,
DYP'nin koşuUaıinı kabul edersek bunu ta-
banunıza asla anlatamayız. DYP, ısraruu
sürdürürse bu koşullarda, ANAYOL zor"
dediler.
ANAP Kocaeli Milletvekili Hayrettin
Uzun, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada,
işadamlannın bürolannda yapılan ANA-
YOL göriişmelerini eleştirerek "Ne demek
işadamlannın bürolannda kahvaltılı ANA-
YOL toplantılan? Arkadaşlar kahvala ede-
cek yer bulamıvorlarsa lütfen Meclis lokan-
tasına gelsinler. Parlamenterierin bir araya
gelmesi için muhabbet tellallanna gerek yok-
tur" dedi. Müteahhıtlenn, güç odaklannın
ne istedığınin değil, toplumun ne istediği-
nin önemli olduğunu anlatan Uzun, şöyle
konuştu:
"Şimdi, işadamlan işgüzâriıkyapiyorlar.
Kurulacak hükümetten nasıl
yararianabikceklerinin hesa-
bını yapiyorlar."
ÇUIer'den Ydmaz'a
suçiama
Tansu Çiller, Milliyet Ga-
zetesi Genel Yayın Müdürü
DeryaSazak'ın köşesinde dün
yayımlanan demecinde,
ANAYOL konusunda şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"TÜSİAD yönetimi, Mesut
Bey'e yakın bilinir. Bana ge-
len bilgilerde,onlarda ANAP
üderine 'Tansu Hanım'ın baş-
kanlığında anlaşın' diyorlar-
mış. Keşkedaha önce bu nok-
tayagednseydL Bir 'Refahla ol-
maz, koalisyon kurmayız' de-
dik. Sayın Yılmazda bunu de-
seydi Cumhurbaşkanı'nın işi-
ni de kolaylaştınrdık. Hiç va-
kit kaybetmeden hükümeti
biz kurardık."
Çiller, tıkanıklığın kendi
lehine olacağı yolundaki yo-
rumlann anımsatılması üze-
rine "Rejimi nkayan niye ben
olayun ki? Refah'a kapıyı
açan, Tansu Çiller'le olmaz
diyen kim? Ben miyim, Sayın
Yümazmı? Hanginiiz?ANAP,
Refah ile flört etmeseydi bu-
gün bambaşka yerde olur-
duk" dedi.
DYP lideri, dönüşümlü baş-
bakanlık formülü konusunda
ANAP Genel Başkanı Yıl-
maz'ın "Öncelik bizde olursa dış dünyaya
daha güven verici bir ekonomik program
açıklanz" yolundaki görüşlerinin anımsa-
tılması üzerine de "Nasılolacakmış, vani Re-
fah'la koalisyon kurarlarsa Batı, 'bekle
gör'den vaz mı geçecekmiş? Gülerim bun-
lara" karşılığını verdi.
Çiller'in bu görüşlerinin, ANAYOL ara-
yışlannda yayılmaya çalışılan iyimser ha-
vanın gerçekleri yansıtmadığının gösterge-
si olduğu vurgulandı.
CHP: ANAYOL kuruiacak
CHP Genel Başkan Yardımcısı AB Topuz,
" Biz hükümetegirmeme eğilimindeyiz. Ama
siyasette her şeyi önceden kesin bir biçim-
de karaıiaştırmak bazen nezaket kuralla-
nna, bazen siyasete aykm düşer" dedi.
Topuz, ANAYOL-GHP hükümeti için ba-
zı görüşmeler yaptıgına ilişkin savlan da ya-
lanladı. Iş çevrelerinin ANAYOL baskısı
konusunda da "Onlann asü sorunu.ANAPTa
DYP'yi bir araya getirmek. Ondan sonrası
iş çevrelerini fazla ilgilendirmiyor. Eninde
sonunda DYP \e ANAP anlaşacak. ANAP-
RPhükümeti kurulursa ANAP çadayabilir.
20 milfcrvekiii güvenoyu vermez" görüşunü
dile getirdi.
RP'liler umutsuz
Erbakan 'a
göreükturlar
nezaketiçin
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümeti
kuımak için koalisyon
önensiyle gittiği DYP
Genel Başkanı ve
Başbakan Tansu
ÇUIer'den "Bir araya
gelemeyiz" yanıtı alan RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan'ın, bugün
ANAP Genel Başkanı Mesut Yıunaz'la
yapacağı görüşmede, iki partinin ortak
noktalannı gündeme getirmeye özen
göstereceği bildirildi. Yılmaz'a,
"Koalisyonu kurup yoisuzluklan birlikte
araşürahm" önensinde bulunacağı
bildirilen Erbakan'ın, hükümeti kurmak
için yürüttüğü ilk tur görüşmelerden
genel olarak umutsuz olduğu kulislerde
dile getirildi. Erbakan da. ilk turun
"prensip ve nezaket görüşmelerinden
ibaret olduğunu" bildirdi. RP'liler.
"Bizden sonra Çiller'e görev verilecek. O
zaman AN.\YOL'un olmayacağı
anlaşılacak ve ondan sonra hızh
davranan bizimle koalisyon kuracak"
dediler. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'den yetki aldıktan sonra
koalisyon arayışlanna başlayan
Erbakan'ın, bugün Yılmaz'la yapacağı
görüşmede farklı bir strateji izleyeceği
kaydedildi. Çiller gibi Yılmaz'a da
"Koalisyonu birtikte kuraum" önensiyle
gidecek olan Erbakan'ın, iki partinin
ortak noktalan üzerinde duracağı
kaydedildi. ANAP liderine, işsizlik.
enflasyon, gümrük birliği, Kıbns
sorunu, Çekiç Güç ve olağanüstü hal
uygulaması gibi ülkenin temel
sorunlanna yaklaşımlannın aynı
olduğunu söyleyecek olan Erbakan'ın
aynca, "Koalisyonu kurup yoisuzluklan
birlikte araşürahm. İki partinin de seçim
öncesi yapüğı vaatlerin başında bu
yobuzluklann araştınlması geliyordu"
önerisınde bulunacağı kulislerde dile
getirildi. RP Genel Merkezi'nde dün,
Yılmaz'la bugün yapacağı görüşme
konusunda değerlendirmede bulunan
Erbakan. "Bunlar prensip ve nezaket
görüşmeleridir. Önerecegimiz
programla ilgili görüşler ikinci turda
ortaya çıkacakür" dedı. Çiller gibi
Yılmaz'a da götüreceği "pembe
dosyanın" sorunlann çözümünü
içerdiğini belirten Erbakan, "Bu
görüşmelerde çaü beUrlenecektir" diye
konuştu. 'Yılmaz'ın ise bugün yapılacak
görüşmede, koalisyon önerisine hemen
"evet" demeyeceği, ancak kapılan da
kapatmayacağı bildirildi. Yılmaz'ın,
RP ile koalisyon için üçüncü bir ortak
konusunda koşul öne süreceği belirtildi.
Gad Malıaüesi'ndegerginük
İstanbul Haber Servisi - Gazi
Mahallesi'nde cemevinin bulunduğu
lsmetpaşa Caddesi'ni kapatarak, korsan
gösteri yapan bir grubun arasından
kimliği belirlenemeyen kişiler, olaya
müdahale etmek isteyen çevik kuvvet
görevlilerini taşıyan araca ateş açtı.
Saldında can kaybı olmazken polis, olaya
kanşan 17 kişiyi gözaltına aldı. Gazi
Mahallesi lsmetpaşa Caddesi üzerinde saat
21.30 sıralannda toplanan yaklaşık 100
kişilik bir grup, Gazi Mahallesi'ndeki
cemevinin 100 metre ilerisinde lastik
yakarak yola barikat kurdu. Bu arada,
Baydur mevkiindeki Gazi Mezarlığı'nın
girişinde olaya müdahale etmek isteyen
çevik kuvvet personelini taşıyan 34 A
81972 plakalı midibüse, göstericiler
arasından ateş açıldı. Saldında ölen ya da
yaralanan olmazken midibüste maddi
hasar meydana geldi.
(Fotoğraflar: AYKUT KÜÇÜKKAYA)
Iki Kürt ailenin sınırdışı edilmesi üzerine bölge halkı polisle çatıştı
Isveç'te sınırdışı tarbşması
GÜRHAN UÇKAN
ASELE / STOCKHOLM -1990 yıiın-
da Isveç'e Kuzey Irak'tan gelen ve sığın-
ma basvurusunda bulunan Sincari soyadlı
iki erkek kardeş, 4 ay bekledikten sonra
kalma izni alınca ailelerini de Isveç'e ge-
tirdiler. Ne var ki eşlerinin \e çocuklannın
Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla gelme-
si üzerine, sığınma baş\aırulan geri çevril-
mişti. Son olarak hükümetin de perşembe
günü olumsuzyanıt vermesinden sonra Ku-
zey Isveç'teki Asele kentinin polisi, her iki
ailenin evini çember altına alarak sınırdışı
emrini yerine getirdi.
Bu arada. aile reisi Sincariler'in ve 18 ya-
şındaki bir gencin kaçarak bilinmeyen bir
adrese sığındıklan ögrenildi. İki polisin ha-
fif yaralandığı sokak kavgalanndan sonra
Asele'de durum gergin. Başbakan Ingvar
Caıisson sınırdışı etme olaymın yasal oldu-
ğunu söyledi ve Birleşmiş Milletler'in Ço-
cuk Konvasyonu'na aykın bir durum yaşan-
madığını ileri sürdü. Isveç basınında uzun
süredir geniş yer alan ve cuma günü hem
radyo. hem de televizyonlarda birinci ha-
ber olarak verilen olay şöyle gelişti:
1990 yılında Sincari yada Smcar soyad-
lı iki kardeş, Iraklı Kürt olduklannı, ülke-
lerinde süren savaş nedeniyle yaşamlannın
tehlikede olduğunu ileri sürerek İsveç ma-
kamlanndan sığınma talebinde bulundu.
tki kardeş 4 ay bekledikten sonra kalma ız-
ni aldı. Ardından, eşlerini ve çocuklannı ts-
veç'e getirttiler. Gelenlerin Türkiye Cum-
huriyeti pasaportuyla giriş yapmalan, Dev-
let Göçmen Dairesi'nin tepkisine yol açtı.
Yetkililer, Sincari kardeşlerin gerçeği çar-
pıtarak kalma izni aldıklannı belirterek iz-
ni geri çektiler.
Oiumsuz yanıt aldüar
Kürt aileler, bunun üzerine bir üst maka-
ma başvurdular, ancak oradan da oiumsuz
yanıt aldılar. Sınırdışı edilmekten kurtulmak
isteyen ve toplam 9 çocuğu olan iki aile. bu-
lunduklan Asele kentinin kilisesine sığın-
dı. Buradan polisin kendilerini alma girişim-
leri, kilisenin rahibi tarafından geri çevTİl-
di. Aynı zamanda, bölge halkı da iki aileyi
desteklemeye başladı. Zaman geçtikçe ço-
cuklar, kreşlere ve okullara gitmeye, dil öğ-
renmeye başlamışlardı.
1995'in Ocak ayında Sincariler Strasba-
urg'daki Avrupa Mülteci Komisyonu'na
buşvuruda bulundular. Komisyon, konu-
nun kendi masası olmadığını belirterek gün-
demine almadı. Bunun yerine, devletin göç-
men sorunlanyla ilgili en yüksek makamı,
daha önce oiumsuz yanıt vermiş olduğu
için karan hükümete bıraktı.
Hükümet, ailelerin kalma izninin yanlış
bilgi üzerine kurulduğunu belirterek Sinca-
riler'in sınırdışı edilmelerine karar verdi. Tür-
kiye, Kürtlerin gönderilmesinin sakıncalı ola-
rak kabul edilmediği için, aile bireylerinin
toplanmasına Asele ve çevresinden gelen
polislerin yardımıyla perşembe günü baş-
landı. Bir süredir kendilerini güven altında
hisseden iki aile, kiliseden çıkmış, kent
merkezindeki dairelerde oturuyordu. Halk,
ailenin evleri çevresine otolannı yol orta-
sında park ederek polislerin geliş-gidiş tra-
Fığini önledi. Aynı zamanda, bölgeye gelen
Kürtler ve halktan bazılan, polisle tartıştı.
Çıkan kavgada iki polisin hafif yaralandı-
ğı belirtildi.
Çocuklann durumunu kontrol için olay
yerine çagnlan doktor ve çocuklann gittik-
leri okulun iki hemşiresi, polis tarafından
durduruldu. Iki anne ve sekiz çocuk, ağlar
ve çırpınır halde otobüse bindirildi. Aynı za-
manda, kayıp aile reisleri ve 18 yaşındaki
gencin aranmasına başlandi.
AİHK'ebaşvuruldu
Isveç'in Ankara Büyükelçisi Michael
Sahlin, dün Cumhuriyet'e yaptığı açıklama-
da, söz konusu ailenin mülteci olabilmek için
Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'na
(AlHK) da başvurduklannı belirtti.
İsveç'te uzun süren davalar sonunda "Bu
kişilerin, sığınmacı bir ülkeye yerieşmeleri
gereğinin bulunmadığı" karanna vanldığı-
nı belirten Sahlin. bu nedenle ailenin Tür-
kıye'ye iade edildiğini kaydetti. Sahlin,
mülteci olmak isteyen kişilerin kendilerini
"Kuzey Irak Kürtteri" olarak tanıttıklan-
nı, ancak Türk yurttaşı
olduklannın ortaya çıkması üzerine de ia-
de karannın hemen yaşama geçirildigini
anlattı. lsveç'ten kalkan uçak dün gece geç
saatlerde Ankara'ya ulaştı. Türk yurttaşla-
nnı Ankara'ya getiren uçakta, tsveç emni-
yet örgütünden bir polis yetkilisinin de yer
aldığı kaydedildi. Uçağı karşılamak üzere,
İsveç Büyükelçiliği'nden biryetkili de Esen-
boğa Havalimanı'nda hazır bulundu.
POLtltKA GtmÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
• •Hiizün Çiçekleri.
Cumhuriyet'in dünkü manşeti şuydu:
"Bu acılar son olsun!.."
Gazetelerde yayımlanan fotoğraflara bakıyorum...
Geride kalan sadece kan, gözyaşı ve acı...
Gazeteci Metin Göktepe'nin annesi, hıçkınklara
boğuluyor; Nilgün Hasefe'nin yakınlan ağlıyor, Sa-
kıp Sabancı göz pınarianndan akan yaşı siliyor...
Yürekler parçalanıyor aynı gün...
Acılar tarifsiz sıkıntıların içinde büyürken terörün
kaynağına inilebiliyor mu?
Beni en çok etkileyen ise ilhan Selçuk'un yazısı ol-
du. İlhan Ağabey ne diyordu?
Şunu:
"Otuzyıldan beri kendi ellerimizle kendi cehenne-
mimizi yarattık."
Terör canavan otuz yıldan beri toplumun içindeydi.
Otuz yıldır terör batağı kurutulamamıştı.
Bakın bu konuda neler yazıyordu İlhan Selçuk:
"....Vaktiyle 'yapoıayın etmeyin' diye nice yazılar
yazıldı; birülkede 'bölgeler' ve 'sınıflar' arasında oluş-
tunıiacak uçurumlann insanlan dibe çekeceğine iliş-
kin uyanlar, solculuk, sosyalistlik, komünistlik ve va-
tan hainliği sayıldı. Nüfus patlamasıyla kentlere göç
yeni bir coğrafya türetti. Sokağı, mahallesi, evnuma-
rası belli olmayan bölgelerde, işsizlik ve sömürünün
pompalanmasıyla bilenen yoksul kesimler, anarşi ve
terörün bataklığına dönüştü. Iç savaşa doğru insan-
lan körükleyen ve öteki dünyanın ipine sanlanlan ço-
ğaltan oiumsuz değişim Türkiye'yi bugünlere getirdi.
Açın gazete koleksiyonlannı, bu yolda uyanlann bi-
ni birparadır...."
İlhan Selçuk'un 'Terör Canavannı Kim Besliyor?..'
başhklı yazısını herkesin kesip başucuna asması ge-
rekir. Belki o zaman terör bataklığının kurutulması için
bir çözüm yolu bulunabilir...
• • •
Birkaç gün sonra Metin Göktepe, Özdemir Sa-
bancı, Nilgün Hasefe ve Haluk Görgün'ün öldürül-
me olayını unutup gidecegiz....
Hep böyle olmadı mı, öldürülenler unutulmadı mı?
Bir Uğur Mumcu, Turan Dursun, bir Muammer
Aksoy, Musa Anter, Hasan Ocak, bir Bahriye Üçok,
Abdi Ipekçi, Çetin Emeç, bir Onat Kutlar, Yasemin
Cebenoyan ve daha niceleri unutulup gitti.
Onları salt ölüm yıldönümlerinde anıyoruz, toplan-
tılar, panellerdüzenliyoruz....
Ama terör bitmiyor, giderek ivme kazanıyor; gözal-
tındaki kayıplara gün geçmeden bir yenisı eklenıyor;
kimileri 'devrimcilik', kimileri 'şeriat' adına, kimileri
'vatan', kimileri 'halk' adına katliam yapıyor...
Terör bataklığı akan kanla sulanıyor... ,.,
Insanımız sanki bir hüzün çiçeği....
Duygusal ve hüzünlü...
Ağlamakla, gözyaşı akıtmakla teselli oluyor...
Fotoğraffara bakıyorum tek tek...
Gençlerle, orta yaşlılarla, yaşlılarla konuşuyorum...
Cesur ve atak bir toplumuz...
Bu doğru...
Ama akıllı mıyız, olaylan yeterince değerlendirebi-
liyor muyuz?
Bu biraz değil, fazlaca tartışılması gereken bir so-
ru...
Sürekli hüzünlenen, ağlayan, ölülerinin arkasından
sadece ağıt yakan bir toplum, hiçbir sorununu çöze-
mez. Bir kısırdöngüde oyalanmaya başlar. Heracıda,
her ölümde tepki gösterir, sonra derin bir sessizliğe
gömülür...
Terörün sağcısı, solcusu; dinsizi, dindan olmaz...
Terör ister devletten gelsin, ister bireysel ya da ör-
gütsel olsun karşı çıkılmahdır.
Türkiye'de terör bataklığı kurutulmuyor, kanla bes-
leniyor. Böylece kan çiçekleri açıyor...
• • •
Fotoğraflara bakıyorum...
Acılar büyüyor yüreklerde. Acılar insan yaşamının
bir parçası oluyor yurdumuzda..
Metin Göktepe'nin cenazesinde yürüyen binlerce in-
san ve bir pankart dikkatimi çekiyor:
"Devrim, şehitlehyle yüceleşir..."
işte 30 yıldır yüzlerce değil, binlerce genç öldürül-
dü. Kızıldere'de Nuıtıak Dağlan'nda, evlerde yargısız
infazlarda katledildi.
Bizim kuşağımız bu acılarla büyüdü, bu acılarta bu-
günlere gelindi. Ama devrim yücelmedi...
Geride acılı analar, babalar, sevgililer, eşler kaldı. Kan
çiçekleri o bataklıkta boğuldu. Kıraç topraklarda hü-
zün çiçekleri açtı.
Ben dün sabah İlhan Selçuk'un yazısını okuyunca
çok duygulandım, her zamanki gibi hüzünlendim...
Kendi kendime şu soruyu yönelttim:
"Otuz yıldan beri aramızda dolaşan terör canava-
nnın kimliğini bilen var mı?"
Ben fazla duygusal olduğum için yanıt veremedim...
Yasiz, sizler?..
• • •
Meslektaşlanmız, gazetelere ilan verip Metin Gök-
tepe'nin katillennin bulunup yargılanmasını istiyor.
Bunlar iyi, güzel şeyler de bir de gazeteciliğin önemli
bir işlevi var: Olayın üstüne gitmek, gözaltına nasıl ve
kimler tarafından (hangi polisler) alındığını saptayabil-
mek.
Gazetecilik, ölenin arkasından gözyaşı dökmek ol-
mamalı. Yaşanan bu vahşeti tüm çıplaklığıyla kamu-
oyuna yansıtmalı.
Ben, Metin Göktepe cinayetinin perde arkasını, kim-
ler tarafından alınıp götürüldüğünü saptamak için kol-
lan sıvadım. Tıpkı Elazığ'da gözaltında işkenceyle öl-
dürülen 22 yaşındaki Sinan Demirbaş olayını aydın-
latıp katillerini kamuoyunaaktardığım gibi Metin Gök-
tepe'nin katillerini de kendi olanaklanmla araştınp bu
köşede yazmaya kararlıyım.
Anket
ANAP-RP hükümeti
olasıbğı yüzde 50
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP yönetimi-
nin, hangi partiyle koalis-
yon yapılması istendiğini
belirlemek amacıyla parti
örgütünde yaptırdığı anke-
te katılanlann yansı "RP",
yansı da "DYP" dedi.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Avni Akyol imza-
sıyla il ve ilçe örgütlerine
dağıtılan anketlere il örgüt-
lerinden yanıt geldi. Anke-
te katılanlann tamamına ya-
kın bölümü, "ANAP, kuru-
lacakbir koalisyonda yer al-
sın mı?" sorusuna "Evet"
yanıtını verdi. Örgütlerden
gelen yanıtlara göre, anke-
te katılanlann yansı ANAP-
DYP-DSP koalisvonunu ıs-
terken, yüzde 50'si de
ANAP-RP koalisyonunu is-
tedi. ANAP'ın, BBP ile yap-
tığı seçim işbirliğinden za-
rarlı çıktığı saptandı.
ANAP'ın, yaptırdığı bir
araştırmaya göre BBP, se-
çimlerde ANAP'a 3 puan
kaybettirdi.
BBP ile ittifak yapan
ANAP,yaptığı işbirliğinden
pişman oldu. Bu ittifak
BBP'ye 8 milletvekili ka-
zandınrken ANAP'a birçok
şey kaybettirdi. DYP'den
binde 4 puan fazla oy aldı-
ğı halde 3 milletvekili eksik
çıkaran ANAP, şimdi de 8
BBP'li milletvekilinin her
an aynlması korkusunu ta-
sıvor.