25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TRT'de yürütmeyi dupdurma • ANKARA(AA)- Ankara 2. îdare Mahkemesi, RTÜK tarafından bir süre önce görevlerinden alınan TRT Yönetim Kurulu üyelerinin, görevlenne dönmeleri konusunda açtıklan davada, RTÜK'ün savunması alınıncaya kadar 'yürûtmeyi durdurma' karan verdi. RTÜK'ün savunmasını hazırlaması için belirli bir süre verilmediğini, ancak bu konudaki yasal sürenin 30 gûn olduğu bildirildi. Ankara Bölge Îdare Mahkemesi"nin önceki gün verdiği karar üzerine TRT Genel Müdürü Tayfiın Akgüner de dün görevine başîamıştı. YTÜ'deki açlık gnevi • İstanbul Haber Servisi - Öğretim Elemanlan Sendikasf ndan (ÛES) dün yapılan açıklamada, Yıldız Teknik Üniversitesi'nden ) 0 ocak çarşamba günü gözaltına alınan açlık grevindeki öğrencilenn serbest bırakılması istendi. ÖES'in açıklamasında, gözaltındaki ögrencilerin göreceği her türlü zarardan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü'nün sorumlu tutulacağı vurgulandı. Birgrup üniversite öğrencisi de HADEP Eminönü ilçesinde yaplıklan basın açıklamasında açlık gTevini sürdüreceklerini belirterek arkadaşlannın serbest bırakılmasını istediler. İSKhle kititiar • İstanbul Haber Servisi - ISKl'nin Aksaray merkez binasında 19 yıldır memur olarak çalışan Yalçın Tekbaşoğlu (44), kendini odasında asarak intihar etti. İSKİ Kanal Proje Müdürlüğü'nde çalışan Yalçın Tekbaşoğlu dün odasında kendini asmış olarak bulundu. 1977'de göreve başlayan Tekbaşoğlu'nun, 435 namaralı odasının kapısını içeriden kilitlediği ve arkadaşian tarafından kapı kinlarak içeri girildiğinde ölü bulunduğu ögrenildi. Hayali ihracatçrtar • İstanbul Haber Servisi- tstanbul Mali Şube Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamaya göre, sahte belge düzenieyerek devletten haksız şekilde 55 milyar lira vergi iadesi aldıklan. aynca 10.5 milyar lira da vergi iadesi talebinde bulunduklan belirlenen 6 kişi yakalandı. Cezaevi tepkHeri İstanbul Haber Servisi - Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'nca yapılan yazılı açıklamada, "Ülkemizde suçlu suçsuz cezaevlenne doldurulan genç insanlar devlet eliyle katlediliyor" denildi. Dernek adına Genel Başkan Ali Rıza Gülçiçek imzasıyla dün yayımlanan açıklamada, "Devlet vatandaşa karşı olan saygınhğını yitirmiştir" sözlerine yer verildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi'nce yapılan basın açıklamasında da "Cezaevlerinde birkaç günden bu yana devam eden ve dört kişinin ölümüyle sonuçlanan siyasal baskılan kıruyoruz" denildi. Otomobil veGB • Haber Merkezi - Türkiye'nin gürnrük birliğine girmesiyle Rover marka ürünlerin fıyatlannda yüzde 6 ile yüzde 15 arasında değişen oranlarda ucuzlama olduğu bildirildi. Türkiye otomobil pazanna iki yıl önce giren ıngiliz yapımj Roverlar, 1995yılındaithal otomobillerin satış miktannda 36 marka arasında 12. sıraya yükselirken, lüks otomobil sınıfında ise 3. sırada yer aldı. Lüks otomobil srralamasında BMW'nin birinciliği, Mercedes. Rover'ın önünde az farkla ikinciliği aldı. Rover'ın, 400, 600, 800 serilerinin yanı sıra 200 coupe ve cabriolet modelleri de bulunuyor. ANAP ve DYP, zora giren koalisyon formülüne karşı DSP ve CHP'ye yöneldiler ANAYOCda çıkmaza doğruDYP'li Peker: DYP yönetirni kesinlikle Çiller'i başbakan görmek istiyor. Tek seçenek ANAP değil. DSP ve CHP ile de koalisyon gündeme gelebilir. ANAP'll UZUI1: Ne demek işadamlannın bürolannda kahvaltılı ANAYOL toplantılan. Parlamenterlerin bir araya gelmesi için muhabbet tellallanna gerek yoktur. Önemli olan güç odaklannın değil, halkın ne istediğidir. Çözüm yeri parlamentodur. ANAYOL olmazsa başka formüller bulunur. DÜRDANE KOCAOĞLL BÜLENTSAR1OĞLU ANKARA - Başbakanlık konusunda kilitlenen pazar- lıklarnedeniyle DYP-ANAP hükümetıne ilişkin girişim- ler, başarısızlıkla sonuçlan- maya doğru sürükleniyor. DYP lideri Tansu Çiller'in başbakanlığının tartışmaya açılarnayacağını belirten DYP yönetıcileri. "dönüşümlü baş- bakanhk" seçeneğı üzerin- deki ılımlı tutumlannı da de- ğiştirdiler. DYP ve ANAP yö- neticileri, "ANAYOL" hükü- metinin tek seçenek olmadı- ğinı belirterek DSP ve CHP ile koalisyon olasılıkiannı gündeme getirdiler. İşadam- lannın bürolannda ANAYOL kurma çaba- lan da ANAP'ta tepkilere yol açtı. ANAP Kocaeli Milletvekili Hayrettin Uzun,"Çö- züm yeri parlamentodur. ANAYOL olmaz- sa başka formüller bulunur" dedi. Işadamı HamdiAkın'ınbürosunda yapı- lan kahvaltılı ANAYOL toplantısından son- ra, başbakanlık dışında kalan tüm konular- da anlasma sağlandığı yolunda açıklama- lar yapılırken DYP ve ANAP yöneticileri- nın açıklamalan, hergeçen gün ANAYOL olasılığını zayıflatıyor. DYP'nin basın ve propagandadan sorum- lu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Peker, Tansu Çiller'in başbakanhğı konusunun tartışmaya açılamayacağını, demokratik te- amüllerin uygulanması gerektiğini belirte- rek "DYP-ANAP hükümeti, Mesut Yıl- maz'ın tavnna bağh. Sayın ÇUIer görevi al- dıktan sonra ANAP'a gider. Ancak bu gö- rüşmenin başında hemen başbakanlık ko- nusu gündemegetirilirse bi/im tutumumuz belli. DV P yönerimi ve teşkilatı, DV P'nin içinde olacağı bir hiikümette kesinlikle Çil- ler'i başbakan görmek istiyor. Dışandan bi- rini başbakan göstermek, halkın iradesûıe de saygısızlık oiur. Seçmen DYP'yeoy verir- Temel ilkekrde koalisyonu engelleyebüecek herhangi bir sorun yaşamayan ANAP lideri Mesut Yılmaz ile DYP lideri Tansu Çiller, oiası bir A.NAP-DY P hükümetinde başbakanın kim olacağı konusunda anlaşamıvonar. ken Çiller'i başbakan görmek istediği için verdi" dedı.. Hasan Peker, DYP ve ANAP'ın kuraca- ğı oiası bir hükümet için "ANAYOL" ya da "ANAYOL-SOL" ifadelerinin kullanılma- sını da eleştirerek "ANAYOL tabiri, birleş- meyie ilgili apayn bir olay. ANAP'la bir hü- kümet kuracaksak bu hükümetin adı DOG- RUVATAN olabilir" görüşunü dile getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Kösede DYP'nin yer alacaği birhükümet- te Çiller'in başbakanhğı konusunda "feda- kârlıkta bulunmayacakfarınr belirterek "Çilkr'siz bir koalisyona DYP'nin girmesi mümkün değildir. Hükümete gireceksek, Sayın Çiller başbakan olacakür" dedi. Aydın Milletvekili Nahit Menteşe, dönü- şümlü başbakanlık seçeneğıne gerek olma- dığını savunarak şunlan söyledi: "Sayın Çiller'e görev, DYP genel başka- nı olduğu için verilecektir. Tansu Çiller, baş- bakan olursa girnıeyiz gibi bir itiraz, de- mokratik kaidelere uygun değildir." DYP'de üst düzey baa yöneticiler, RP'nin ilk tur görüşmelerde sonuç alamayacağını, bu sırada RP-ANAP hükümeti kurulsa bi- le, ANAP'ta 40'a yakın milletvekilinin gü- venoyu vermeyebileceğini öne sürdüler. ANAP kurmaylan, başbakanlığın dönü- şümlü modeline soğuk bakmazken önceli- ğin Mesut Yılmaz'da olması konusunda ka- rarlı olduklannı belirttiler. Bu konuda ısrar- lı olacaklannı vurgulayan ANAP yönetici- leri, ekonominin yönetimini de talep ede- ceklerini vurguladılar. ANAP'lılar, "Eğer Çiller'in başkanlığında hükümet kuracak- sak, ekonominin yönetimini DYP'ye bıraka- caksak niye erken seçime gittik. Eğer, DYP'nin koşuUaıinı kabul edersek bunu ta- banunıza asla anlatamayız. DYP, ısraruu sürdürürse bu koşullarda, ANAYOL zor" dediler. ANAP Kocaeli Milletvekili Hayrettin Uzun, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, işadamlannın bürolannda yapılan ANA- YOL göriişmelerini eleştirerek "Ne demek işadamlannın bürolannda kahvaltılı ANA- YOL toplantılan? Arkadaşlar kahvala ede- cek yer bulamıvorlarsa lütfen Meclis lokan- tasına gelsinler. Parlamenterierin bir araya gelmesi için muhabbet tellallanna gerek yok- tur" dedi. Müteahhıtlenn, güç odaklannın ne istedığınin değil, toplumun ne istediği- nin önemli olduğunu anlatan Uzun, şöyle konuştu: "Şimdi, işadamlan işgüzâriıkyapiyorlar. Kurulacak hükümetten nasıl yararianabikceklerinin hesa- bını yapiyorlar." ÇUIer'den Ydmaz'a suçiama Tansu Çiller, Milliyet Ga- zetesi Genel Yayın Müdürü DeryaSazak'ın köşesinde dün yayımlanan demecinde, ANAYOL konusunda şu gö- rüşleri dile getirdi: "TÜSİAD yönetimi, Mesut Bey'e yakın bilinir. Bana ge- len bilgilerde,onlarda ANAP üderine 'Tansu Hanım'ın baş- kanlığında anlaşın' diyorlar- mış. Keşkedaha önce bu nok- tayagednseydL Bir 'Refahla ol- maz, koalisyon kurmayız' de- dik. Sayın Yılmazda bunu de- seydi Cumhurbaşkanı'nın işi- ni de kolaylaştınrdık. Hiç va- kit kaybetmeden hükümeti biz kurardık." Çiller, tıkanıklığın kendi lehine olacağı yolundaki yo- rumlann anımsatılması üze- rine "Rejimi nkayan niye ben olayun ki? Refah'a kapıyı açan, Tansu Çiller'le olmaz diyen kim? Ben miyim, Sayın Yümazmı? Hanginiiz?ANAP, Refah ile flört etmeseydi bu- gün bambaşka yerde olur- duk" dedi. DYP lideri, dönüşümlü baş- bakanlık formülü konusunda ANAP Genel Başkanı Yıl- maz'ın "Öncelik bizde olursa dış dünyaya daha güven verici bir ekonomik program açıklanz" yolundaki görüşlerinin anımsa- tılması üzerine de "Nasılolacakmış, vani Re- fah'la koalisyon kurarlarsa Batı, 'bekle gör'den vaz mı geçecekmiş? Gülerim bun- lara" karşılığını verdi. Çiller'in bu görüşlerinin, ANAYOL ara- yışlannda yayılmaya çalışılan iyimser ha- vanın gerçekleri yansıtmadığının gösterge- si olduğu vurgulandı. CHP: ANAYOL kuruiacak CHP Genel Başkan Yardımcısı AB Topuz, " Biz hükümetegirmeme eğilimindeyiz. Ama siyasette her şeyi önceden kesin bir biçim- de karaıiaştırmak bazen nezaket kuralla- nna, bazen siyasete aykm düşer" dedi. Topuz, ANAYOL-GHP hükümeti için ba- zı görüşmeler yaptıgına ilişkin savlan da ya- lanladı. Iş çevrelerinin ANAYOL baskısı konusunda da "Onlann asü sorunu.ANAPTa DYP'yi bir araya getirmek. Ondan sonrası iş çevrelerini fazla ilgilendirmiyor. Eninde sonunda DYP \e ANAP anlaşacak. ANAP- RPhükümeti kurulursa ANAP çadayabilir. 20 milfcrvekiii güvenoyu vermez" görüşunü dile getirdi. RP'liler umutsuz Erbakan 'a göreükturlar nezaketiçin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümeti kuımak için koalisyon önensiyle gittiği DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu ÇUIer'den "Bir araya gelemeyiz" yanıtı alan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, bugün ANAP Genel Başkanı Mesut Yıunaz'la yapacağı görüşmede, iki partinin ortak noktalannı gündeme getirmeye özen göstereceği bildirildi. Yılmaz'a, "Koalisyonu kurup yoisuzluklan birlikte araşürahm" önensinde bulunacağı bildirilen Erbakan'ın, hükümeti kurmak için yürüttüğü ilk tur görüşmelerden genel olarak umutsuz olduğu kulislerde dile getirildi. Erbakan da. ilk turun "prensip ve nezaket görüşmelerinden ibaret olduğunu" bildirdi. RP'liler. "Bizden sonra Çiller'e görev verilecek. O zaman AN.\YOL'un olmayacağı anlaşılacak ve ondan sonra hızh davranan bizimle koalisyon kuracak" dediler. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den yetki aldıktan sonra koalisyon arayışlanna başlayan Erbakan'ın, bugün Yılmaz'la yapacağı görüşmede farklı bir strateji izleyeceği kaydedildi. Çiller gibi Yılmaz'a da "Koalisyonu birtikte kuraum" önensiyle gidecek olan Erbakan'ın, iki partinin ortak noktalan üzerinde duracağı kaydedildi. ANAP liderine, işsizlik. enflasyon, gümrük birliği, Kıbns sorunu, Çekiç Güç ve olağanüstü hal uygulaması gibi ülkenin temel sorunlanna yaklaşımlannın aynı olduğunu söyleyecek olan Erbakan'ın aynca, "Koalisyonu kurup yoisuzluklan birlikte araşürahm. İki partinin de seçim öncesi yapüğı vaatlerin başında bu yobuzluklann araştınlması geliyordu" önerisınde bulunacağı kulislerde dile getirildi. RP Genel Merkezi'nde dün, Yılmaz'la bugün yapacağı görüşme konusunda değerlendirmede bulunan Erbakan. "Bunlar prensip ve nezaket görüşmeleridir. Önerecegimiz programla ilgili görüşler ikinci turda ortaya çıkacakür" dedı. Çiller gibi Yılmaz'a da götüreceği "pembe dosyanın" sorunlann çözümünü içerdiğini belirten Erbakan, "Bu görüşmelerde çaü beUrlenecektir" diye konuştu. 'Yılmaz'ın ise bugün yapılacak görüşmede, koalisyon önerisine hemen "evet" demeyeceği, ancak kapılan da kapatmayacağı bildirildi. Yılmaz'ın, RP ile koalisyon için üçüncü bir ortak konusunda koşul öne süreceği belirtildi. Gad Malıaüesi'ndegerginük İstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi'nde cemevinin bulunduğu lsmetpaşa Caddesi'ni kapatarak, korsan gösteri yapan bir grubun arasından kimliği belirlenemeyen kişiler, olaya müdahale etmek isteyen çevik kuvvet görevlilerini taşıyan araca ateş açtı. Saldında can kaybı olmazken polis, olaya kanşan 17 kişiyi gözaltına aldı. Gazi Mahallesi lsmetpaşa Caddesi üzerinde saat 21.30 sıralannda toplanan yaklaşık 100 kişilik bir grup, Gazi Mahallesi'ndeki cemevinin 100 metre ilerisinde lastik yakarak yola barikat kurdu. Bu arada, Baydur mevkiindeki Gazi Mezarlığı'nın girişinde olaya müdahale etmek isteyen çevik kuvvet personelini taşıyan 34 A 81972 plakalı midibüse, göstericiler arasından ateş açıldı. Saldında ölen ya da yaralanan olmazken midibüste maddi hasar meydana geldi. (Fotoğraflar: AYKUT KÜÇÜKKAYA) Iki Kürt ailenin sınırdışı edilmesi üzerine bölge halkı polisle çatıştı Isveç'te sınırdışı tarbşması GÜRHAN UÇKAN ASELE / STOCKHOLM -1990 yıiın- da Isveç'e Kuzey Irak'tan gelen ve sığın- ma basvurusunda bulunan Sincari soyadlı iki erkek kardeş, 4 ay bekledikten sonra kalma izni alınca ailelerini de Isveç'e ge- tirdiler. Ne var ki eşlerinin \e çocuklannın Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla gelme- si üzerine, sığınma baş\aırulan geri çevril- mişti. Son olarak hükümetin de perşembe günü olumsuzyanıt vermesinden sonra Ku- zey Isveç'teki Asele kentinin polisi, her iki ailenin evini çember altına alarak sınırdışı emrini yerine getirdi. Bu arada. aile reisi Sincariler'in ve 18 ya- şındaki bir gencin kaçarak bilinmeyen bir adrese sığındıklan ögrenildi. İki polisin ha- fif yaralandığı sokak kavgalanndan sonra Asele'de durum gergin. Başbakan Ingvar Caıisson sınırdışı etme olaymın yasal oldu- ğunu söyledi ve Birleşmiş Milletler'in Ço- cuk Konvasyonu'na aykın bir durum yaşan- madığını ileri sürdü. Isveç basınında uzun süredir geniş yer alan ve cuma günü hem radyo. hem de televizyonlarda birinci ha- ber olarak verilen olay şöyle gelişti: 1990 yılında Sincari yada Smcar soyad- lı iki kardeş, Iraklı Kürt olduklannı, ülke- lerinde süren savaş nedeniyle yaşamlannın tehlikede olduğunu ileri sürerek İsveç ma- kamlanndan sığınma talebinde bulundu. tki kardeş 4 ay bekledikten sonra kalma ız- ni aldı. Ardından, eşlerini ve çocuklannı ts- veç'e getirttiler. Gelenlerin Türkiye Cum- huriyeti pasaportuyla giriş yapmalan, Dev- let Göçmen Dairesi'nin tepkisine yol açtı. Yetkililer, Sincari kardeşlerin gerçeği çar- pıtarak kalma izni aldıklannı belirterek iz- ni geri çektiler. Oiumsuz yanıt aldüar Kürt aileler, bunun üzerine bir üst maka- ma başvurdular, ancak oradan da oiumsuz yanıt aldılar. Sınırdışı edilmekten kurtulmak isteyen ve toplam 9 çocuğu olan iki aile. bu- lunduklan Asele kentinin kilisesine sığın- dı. Buradan polisin kendilerini alma girişim- leri, kilisenin rahibi tarafından geri çevTİl- di. Aynı zamanda, bölge halkı da iki aileyi desteklemeye başladı. Zaman geçtikçe ço- cuklar, kreşlere ve okullara gitmeye, dil öğ- renmeye başlamışlardı. 1995'in Ocak ayında Sincariler Strasba- urg'daki Avrupa Mülteci Komisyonu'na buşvuruda bulundular. Komisyon, konu- nun kendi masası olmadığını belirterek gün- demine almadı. Bunun yerine, devletin göç- men sorunlanyla ilgili en yüksek makamı, daha önce oiumsuz yanıt vermiş olduğu için karan hükümete bıraktı. Hükümet, ailelerin kalma izninin yanlış bilgi üzerine kurulduğunu belirterek Sinca- riler'in sınırdışı edilmelerine karar verdi. Tür- kiye, Kürtlerin gönderilmesinin sakıncalı ola- rak kabul edilmediği için, aile bireylerinin toplanmasına Asele ve çevresinden gelen polislerin yardımıyla perşembe günü baş- landı. Bir süredir kendilerini güven altında hisseden iki aile, kiliseden çıkmış, kent merkezindeki dairelerde oturuyordu. Halk, ailenin evleri çevresine otolannı yol orta- sında park ederek polislerin geliş-gidiş tra- Fığini önledi. Aynı zamanda, bölgeye gelen Kürtler ve halktan bazılan, polisle tartıştı. Çıkan kavgada iki polisin hafif yaralandı- ğı belirtildi. Çocuklann durumunu kontrol için olay yerine çagnlan doktor ve çocuklann gittik- leri okulun iki hemşiresi, polis tarafından durduruldu. Iki anne ve sekiz çocuk, ağlar ve çırpınır halde otobüse bindirildi. Aynı za- manda, kayıp aile reisleri ve 18 yaşındaki gencin aranmasına başlandi. AİHK'ebaşvuruldu Isveç'in Ankara Büyükelçisi Michael Sahlin, dün Cumhuriyet'e yaptığı açıklama- da, söz konusu ailenin mülteci olabilmek için Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'na (AlHK) da başvurduklannı belirtti. İsveç'te uzun süren davalar sonunda "Bu kişilerin, sığınmacı bir ülkeye yerieşmeleri gereğinin bulunmadığı" karanna vanldığı- nı belirten Sahlin. bu nedenle ailenin Tür- kıye'ye iade edildiğini kaydetti. Sahlin, mülteci olmak isteyen kişilerin kendilerini "Kuzey Irak Kürtteri" olarak tanıttıklan- nı, ancak Türk yurttaşı olduklannın ortaya çıkması üzerine de ia- de karannın hemen yaşama geçirildigini anlattı. lsveç'ten kalkan uçak dün gece geç saatlerde Ankara'ya ulaştı. Türk yurttaşla- nnı Ankara'ya getiren uçakta, tsveç emni- yet örgütünden bir polis yetkilisinin de yer aldığı kaydedildi. Uçağı karşılamak üzere, İsveç Büyükelçiliği'nden biryetkili de Esen- boğa Havalimanı'nda hazır bulundu. POLtltKA GtmÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA • •Hiizün Çiçekleri. Cumhuriyet'in dünkü manşeti şuydu: "Bu acılar son olsun!.." Gazetelerde yayımlanan fotoğraflara bakıyorum... Geride kalan sadece kan, gözyaşı ve acı... Gazeteci Metin Göktepe'nin annesi, hıçkınklara boğuluyor; Nilgün Hasefe'nin yakınlan ağlıyor, Sa- kıp Sabancı göz pınarianndan akan yaşı siliyor... Yürekler parçalanıyor aynı gün... Acılar tarifsiz sıkıntıların içinde büyürken terörün kaynağına inilebiliyor mu? Beni en çok etkileyen ise ilhan Selçuk'un yazısı ol- du. İlhan Ağabey ne diyordu? Şunu: "Otuzyıldan beri kendi ellerimizle kendi cehenne- mimizi yarattık." Terör canavan otuz yıldan beri toplumun içindeydi. Otuz yıldır terör batağı kurutulamamıştı. Bakın bu konuda neler yazıyordu İlhan Selçuk: "....Vaktiyle 'yapoıayın etmeyin' diye nice yazılar yazıldı; birülkede 'bölgeler' ve 'sınıflar' arasında oluş- tunıiacak uçurumlann insanlan dibe çekeceğine iliş- kin uyanlar, solculuk, sosyalistlik, komünistlik ve va- tan hainliği sayıldı. Nüfus patlamasıyla kentlere göç yeni bir coğrafya türetti. Sokağı, mahallesi, evnuma- rası belli olmayan bölgelerde, işsizlik ve sömürünün pompalanmasıyla bilenen yoksul kesimler, anarşi ve terörün bataklığına dönüştü. Iç savaşa doğru insan- lan körükleyen ve öteki dünyanın ipine sanlanlan ço- ğaltan oiumsuz değişim Türkiye'yi bugünlere getirdi. Açın gazete koleksiyonlannı, bu yolda uyanlann bi- ni birparadır...." İlhan Selçuk'un 'Terör Canavannı Kim Besliyor?..' başhklı yazısını herkesin kesip başucuna asması ge- rekir. Belki o zaman terör bataklığının kurutulması için bir çözüm yolu bulunabilir... • • • Birkaç gün sonra Metin Göktepe, Özdemir Sa- bancı, Nilgün Hasefe ve Haluk Görgün'ün öldürül- me olayını unutup gidecegiz.... Hep böyle olmadı mı, öldürülenler unutulmadı mı? Bir Uğur Mumcu, Turan Dursun, bir Muammer Aksoy, Musa Anter, Hasan Ocak, bir Bahriye Üçok, Abdi Ipekçi, Çetin Emeç, bir Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan ve daha niceleri unutulup gitti. Onları salt ölüm yıldönümlerinde anıyoruz, toplan- tılar, panellerdüzenliyoruz.... Ama terör bitmiyor, giderek ivme kazanıyor; gözal- tındaki kayıplara gün geçmeden bir yenisı eklenıyor; kimileri 'devrimcilik', kimileri 'şeriat' adına, kimileri 'vatan', kimileri 'halk' adına katliam yapıyor... Terör bataklığı akan kanla sulanıyor... ,., Insanımız sanki bir hüzün çiçeği.... Duygusal ve hüzünlü... Ağlamakla, gözyaşı akıtmakla teselli oluyor... Fotoğraffara bakıyorum tek tek... Gençlerle, orta yaşlılarla, yaşlılarla konuşuyorum... Cesur ve atak bir toplumuz... Bu doğru... Ama akıllı mıyız, olaylan yeterince değerlendirebi- liyor muyuz? Bu biraz değil, fazlaca tartışılması gereken bir so- ru... Sürekli hüzünlenen, ağlayan, ölülerinin arkasından sadece ağıt yakan bir toplum, hiçbir sorununu çöze- mez. Bir kısırdöngüde oyalanmaya başlar. Heracıda, her ölümde tepki gösterir, sonra derin bir sessizliğe gömülür... Terörün sağcısı, solcusu; dinsizi, dindan olmaz... Terör ister devletten gelsin, ister bireysel ya da ör- gütsel olsun karşı çıkılmahdır. Türkiye'de terör bataklığı kurutulmuyor, kanla bes- leniyor. Böylece kan çiçekleri açıyor... • • • Fotoğraflara bakıyorum... Acılar büyüyor yüreklerde. Acılar insan yaşamının bir parçası oluyor yurdumuzda.. Metin Göktepe'nin cenazesinde yürüyen binlerce in- san ve bir pankart dikkatimi çekiyor: "Devrim, şehitlehyle yüceleşir..." işte 30 yıldır yüzlerce değil, binlerce genç öldürül- dü. Kızıldere'de Nuıtıak Dağlan'nda, evlerde yargısız infazlarda katledildi. Bizim kuşağımız bu acılarla büyüdü, bu acılarta bu- günlere gelindi. Ama devrim yücelmedi... Geride acılı analar, babalar, sevgililer, eşler kaldı. Kan çiçekleri o bataklıkta boğuldu. Kıraç topraklarda hü- zün çiçekleri açtı. Ben dün sabah İlhan Selçuk'un yazısını okuyunca çok duygulandım, her zamanki gibi hüzünlendim... Kendi kendime şu soruyu yönelttim: "Otuz yıldan beri aramızda dolaşan terör canava- nnın kimliğini bilen var mı?" Ben fazla duygusal olduğum için yanıt veremedim... Yasiz, sizler?.. • • • Meslektaşlanmız, gazetelere ilan verip Metin Gök- tepe'nin katillennin bulunup yargılanmasını istiyor. Bunlar iyi, güzel şeyler de bir de gazeteciliğin önemli bir işlevi var: Olayın üstüne gitmek, gözaltına nasıl ve kimler tarafından (hangi polisler) alındığını saptayabil- mek. Gazetecilik, ölenin arkasından gözyaşı dökmek ol- mamalı. Yaşanan bu vahşeti tüm çıplaklığıyla kamu- oyuna yansıtmalı. Ben, Metin Göktepe cinayetinin perde arkasını, kim- ler tarafından alınıp götürüldüğünü saptamak için kol- lan sıvadım. Tıpkı Elazığ'da gözaltında işkenceyle öl- dürülen 22 yaşındaki Sinan Demirbaş olayını aydın- latıp katillerini kamuoyunaaktardığım gibi Metin Gök- tepe'nin katillerini de kendi olanaklanmla araştınp bu köşede yazmaya kararlıyım. Anket ANAP-RP hükümeti olasıbğı yüzde 50 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP yönetimi- nin, hangi partiyle koalis- yon yapılması istendiğini belirlemek amacıyla parti örgütünde yaptırdığı anke- te katılanlann yansı "RP", yansı da "DYP" dedi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Avni Akyol imza- sıyla il ve ilçe örgütlerine dağıtılan anketlere il örgüt- lerinden yanıt geldi. Anke- te katılanlann tamamına ya- kın bölümü, "ANAP, kuru- lacakbir koalisyonda yer al- sın mı?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi. Örgütlerden gelen yanıtlara göre, anke- te katılanlann yansı ANAP- DYP-DSP koalisvonunu ıs- terken, yüzde 50'si de ANAP-RP koalisyonunu is- tedi. ANAP'ın, BBP ile yap- tığı seçim işbirliğinden za- rarlı çıktığı saptandı. ANAP'ın, yaptırdığı bir araştırmaya göre BBP, se- çimlerde ANAP'a 3 puan kaybettirdi. BBP ile ittifak yapan ANAP,yaptığı işbirliğinden pişman oldu. Bu ittifak BBP'ye 8 milletvekili ka- zandınrken ANAP'a birçok şey kaybettirdi. DYP'den binde 4 puan fazla oy aldı- ğı halde 3 milletvekili eksik çıkaran ANAP, şimdi de 8 BBP'li milletvekilinin her an aynlması korkusunu ta- sıvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle