25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 46. Berlin Film Festivali, 15-26 şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek Ağırhk Hoflywood yapımlannda G eçen yıl "Dügün Yemeği" filmiyle A-ltın Ayı 'ya aday olan Tayvanlı yönetmen Ang Lee'nin Jane Austen'in romanından sinemaya uyarladığı "Sense and Sensibility", bu yılki Altın Ayı Ödülü için en güçlü aday olarak görülüyor. Romanın senaryosunu yazan Emma Thompson,fîlmdebaşrolleri Hugh Grant ile paylaşıyor. Kültür Servisi- Bu yıl, 15- 26 şubat tarihleri arasında 46.sı düzenlenecek olan Uluslararası Berlin Film Festivali'nde gösterimi planlanan fîlmler arasında Hollywood yapımlannın ağıriıkta olduğu göze çarpıyor. Festivalin organizatörlen, Altın Ayı'ya aday gösterilen 25 fîlmden I4"ünü açıkladı. Altın Ayı için yafışacak fılmler arasında başrollerini "Pulp Fiction" (Ucuz Roman) ile yıldızı bır kere daha parlayan aktör John Travolta ve dcneyımli oyuncular Gene Hackman ile Danny de Vlto'nun paylaştıklan bır Barry Sonnenfield yapımı olan "Get Shorty!r> ılk sırada yeralıyor Amerika'da 70 milyon dolarlık gışe hasılatı yapan "Get Shorty!", kaliteli Hollywood yapımlan arasında gösteriliyor. Festivalin bir başka ABD'lı konuğu isc Jodie Foster. Yeni filmi "Homefor Hoüdays"de, Hoih Hunter ve Anne Bancroft ile. basrollen paylaşan Foster'ın, Altın Ayı için yanşacağı rakıplerinden bınsi de BruceVViUis Ünlü aktör. Terry Gilliam'ın yönettıği "TweJve Monkeys" de, Hollywood'un son dönem parlak oyunculanndan Brad Pirt ve Madoteine Stovve ile bırlikte rol Ang lx*'nin uinertjği "Sense and Sensibilif\" filminde ünlü İngilizoyuncular Emma Thompson ile Hugh Crant (soida) başroilerde. Bu yılki Bertin Film Festivati'nde Altın Ayı için yanşacak bir diğer yapnn, Barry Sonnenfiddın yönettiği, John Travolta ile Rene Russo'nun (üstte) yanı sıra Gene Hackman ile Danny DeVito'nun başrollerini pmlaştığı "Get Shorry!" Bu yılki festhalde, ünlü yönetmen Elia Kazan (sağda) ile güldürü fıİmleriniıı usta ovuncusu Jack Lemmon'a özel ödül verilecek. alıyor. Berlınlı sınemaseverler bu yıl ünlü komedi oyuncusu Jack Lemmon ve Hollyvvood'un önemlı yönetmenlennden Elia Kazan'ı da ağırlama şanMna sahıp olacaklar. Lemmon ve Kazan. aynı zamanda sinemaya katkılanndan ötürü birer Altın Ayı heykelcığı ile ödüllendırilecekler. Geçen yılın Altın Ayı adaylanndan "Wedding Banquet" (Düğün Yemeğı) filmının yönetmenı Ang Lee ıse, bu yıl festivalc Jane Austen'in romanından Oscar'lı îngılız oyuncu Emma Thompson'un senaryosunu uyarladığı "Sense and Sensibilhy" adlı filmle katılıyor Emma Thompson'ın başrollerini Hugh Grant ile paylaştığı filmin. yönetmen Ang Lee'nin ödüllerine bir yenisini daha ekleyeceğine kesın gözüyle bakılıyor. Festivalin önemlı bir bölümünü de, her yıl olduğu gibi, Avrupa filmleri oluşturuyor. Ispanya'dan "Extasis r ' (Yiariano Barroso); halya'dan "VTte Strazzatc" (Ricky Tognazzi), Ingiltere Üen "Richard III" (Richard Locnraine); Almanya'dan "StiUe Nacht" (Dani Levy), Berlin Film Fe*,tıvali'nin Avrupalı konuklan arasında yeralıyor. Fransa ise, iki filmle katılıyor festivale. "Mon Homme" (Bertrand Blier) ve "Les Menteurs" (Etie Chouraqui). Festivalin Asyalı konuklanna gelince: Festivale üç Asya fılmı seçılmiş. Japon yönetmen Yoichi Higashiden "E No Naka No Boku No Aura" (Düşlerimdeki Köy). bir Japon- Çin ortak yapımı olan "Sun Vauey" (H. E. Ping) ve Koreden "A Single Spark" Festivaiin Afrika kıtasından konuğu ıse; Tunuslu yönetmen Ferid Bougheir'den, ünlü oyuncu Claudia Cardinaie'ın rol aldığı; Hristıyan- Yahudi ve Müslümanlann banş içinde bir arada yaşadıklan dönemleri konu edinen "Hakj el wad". Festivalin yanşma dışı niteliğe sahip 'Uluslararası Panorama' bölümünde ise Fransadan "Les Apprenties" (Pierre Salvadori). Ingiltereden "OtheUo" (Oliver Parker'ın filminde Kenneth Branagh başrolde) ve "Street Life" (Karl Francis), Çin'den "Red Cheny" (Da- Vrag Yeh) ve ABD'den "lrt My Party" (Randal Kaiser) yer alıyor. Yılmaz Onay'ın hazırladığı "Brecht'le Yaşamak" Brecht'in sanat ve politika üzerine düşüncelerini gözler önüne seriyor Çabşkan bir adamm 'çahşma günlüğü' TANERGEZER "Grete'yi yitirmenin üzüntüsünden kurtulmak için hiçbir şey \apmadun ve yapmıyorum.Olanlau/laşmakni>eki'.\. Onu Hıtler ve açlık öldürdü. Hitler hâlâ hayatta \v açlık dünyayı sardı... Başanl- mış eserieri unutmak, ama başanlama- yanlan asla!" Bcrtolt Brecht. yaşamının 15 yılını sürgünde geçırmış, üç kıtada dolaşmak zorunda kalmış, buna rağmen ardında 30'u aşkın tiyatro yapıtı, IOOO'in üze- nnde şıır, üç roman ve sayısız yazı bırak- mış bır sanatçı. 1920'li yıllarda tanıştığı toplumcu düşünceyı yaşama geçiren, bu anlayışta yapıtlar veren sanatçı, dünyayı değiştirebilecek bir sanat arayışı ıcen- sinde ürettı bütün ömrü boyunca, büyük bır mücadele ıçınde. Brecht. Marksist bır insandı, sanatın- da gerçekçi olmanın gereklerini yerine getıriyordu. Ona göre gerçekçilik bır akımolmaktanöte, birtutummeselesiy- dı ve o. bu tutumu gereği insanlığa kar- şı olan sorumluluğuyla bır çok alanda çalışmalar yaptı. Ve bütün bunlan, in- sanlığa karşı olan sorumluluğu yüzün- den yaptı. Brecht, bu yüzden bu kadar sı- kıntı çekti. bu yüzden unutulmadı. Bır yandan bu kadar yüceltılirken bir kesım karafından da karalanmasının. unuttu- rulmaya çalışılmasınm sebebi de Brecht'in Marksist tavn ve insan sevgı- sidir. Gerçekçilik ve hümanizm Geçen günlerde ıkıncı basımı yapılan bir kitap, Yılmaz Onay'ın derlediği "Brecht'le Yaşamak" baslıklı. sanatçı- nm "Çauşma Günlüğü", Brecht'in, ça- ğımızın en etkileyicı sanatçılanndan bi- rinin yaşamını. mücadelesini ve çalış- malannı gözleri önüne seriyor; unuttu- rulmayaçalışıldığı budönemde Brecht'i ve gerçekçilik, hümanizm gibı kavTam- lan tekrar gündeme getinyor. Bu kavramlardan en önemlileri, ger- çekçilik ve sosyalıst sanat. Brecht, dü- şüncesini yaşama geçırmek. dünyayı de- ğiştirecek bir sanat geliştirebılmek ugnı- nadönemının bütün ünlü isimleriyle tar- tışmaktan kaçınmayan bir sanatçı. bir de\Tİmcıydi. Ve onun tartışmaktan yıl- "Y Zilmaz Onay'ın y derlediği "Çalışma JL Günlüğü", Brecht'in özel yaşamını, sanatsal yaratışını ve kuramsal #** tartışmalannı irdeliyor. Onay'a göre Brecht, 'düşündüklerini yaşama geçirmek için birçok sıkıntıyı göze alan, sosyalist, toplumcu düşüncesini yapıtlannda yaşama geçiren, yapıtlannda tartışan bir insan'dı. BRECHT'LE YAŞAMAK Çalışma Günlüğü madığı bu konular, günümüz Türkiye- sı'nde de henüz açıklığa kavuşmadı. Bu yüzden Brecht'ın sanat ve politika üze- rine düşüncelerini tarihsel birsüreç için- de aktaran "Çalışma Günlüğü", değer- lendirilıp tartışıldığında sanat ortamına ışık tutacak bir nitelik taşıyor. Yılmaz Onay da ilk kez yayımlandığı 1985 yı- lında bıraz da duygusal bircoşkuyla kar- şılanan kıtabın, bu defa daha serinkanlı bir şekilde incelenip yorumlanacağını umuyor. Onay'a göre Brecht, "düşündüklerini yaşama geçirmek için birçok sıkıntıyı gö- ze alan; sosyalist, toplumcu düşüncesini yapıtlannda yaşama geçiren. yapıtlann- da tartışan bir insan"dı Brechûn gün- lüğüne de yansıyan, Lucacs'la aralann- da süren gerçekçilik tartışması örneğin, kesinlikle Türkiye'nın de gündemine gelmesi gereken bir tartışma. Lucacs, Brecht'i gerçekçi yazarlar ara- sında saymıyordu, Brecht'e göre ıse Lu- cacs. "gerçekten gerçekçi olmayanlar"ı öne sürmek adınagerçekçılığın içını bo- şaltıyordu; gerçekçilik kavramını çarpı- tıyor. her şeyı kapsayan, ama hiçbir şey Türksinemasının büyükprojesi beyazperdede Kültür Servisi - Türk sinemasının yönetmen, oyuncu ve teknik kadro olarak bugüne kadar gerçekleştırdığı en büyük projesi "Günümüz Sinema- sından On İki Yönetmen İki Fîlm*"ın galası, Efes Pılsen'in katkılanyla 29 ocakta Fitaş Sınemasf nda gerçekleş- tirilecek. Türk sinemasının önde gelen on yö- netmenini ve birçok ünlü sinema oyuncusunu biraraya getiren projenin iki üriinü olan iki film. sevgi ve hoş- görü temalannı işliyor. Her biri beş kısa filmden oluşan iki film ve Sine- ma Vakfi kurucu üyelerinin gerçek- leştirdıği proje, sinema tarihimizin en kapsamlı çalışması olarak nitelendiri- liyor. Sinema Vakfı'nın ilk projesi niteli- ğini taşıyan ve 9 şubat tarihinde gös- terime girecek 2 filmden "Aşk Üzeri- ne Söylenmemiş Her Şey" baslıklı bi- nncı film; ÖmerKavur'un 'Buluşma \ İrfanTözüm'un 'MonteKristo', Yusuf Kurçenli'nın 'ÇünküOnuSeviyorum', Erden Kıral'ın 'Ay Hıkâyeleri' ve Ze- ki Ökten'ın 'Hep Aynı' kısa metrajlı filmlennden oluşuyor. "Yerçekimli Aşklar" adlı ikinci filmde ise Orhan Oğuz'un 'Şovalye, Pamuk Prenses ve Hain', Ali Özgentürk'ün 'Sır', Banş Pirhasan'ın 'GülileAdem'. Memduh Ün'ün Ona SevJiğimı Söyle' ve Atıf Yıfanaz'rn 'KazandibiTavukgögsü'ad- lı yapıtlan yer alıyor. söylemeyen bir şey haline dönüştürüyor- du. Gerçekçilik kavramı, ülkemizde ay- dınlığa kavuşrurulamayan konulardan sadece bir tanesi. Tartışma geleneğıni oturtamayan sanat ortamında bu belirsız- dik içinde Onay'ın da belirttıği gibi kimi- leri, sloganlan gerçekçi sanat olarak su- narken kimisi de gerçekçilikten ve günü- müz toplumundan kaçışın sanatını üre- terek yeni isimlerle moda haline dönüş- türülerek okuyucunun karşısına çıktı. Bu sorunun. günümüz sorunu olmadığı, kanlı Hıtler diktatörlüğünde bıle bu tür tartışmalann yaşandığını da yine Brecht'in günlüğünden öğreniyoruz. Yılmaz Onay'a göre gerçekçilikten kaçınanlar büyük bir çelişki içine düşer- ken ınsanlar, gerçekçilik adına büyük ha- talarda yapabiliyor, gerçekçiliği natüra- lizmle kanştırabıliyorlar. Işte Brecht'in çalışma günlüğü bu noktadan hareketle, hem tartışma yönte- mi bakımından, hem söyledikleri bakı- mından sanat ortamının kesinlikle ıhti- yaç duyduğu birtartışmayı gündeme ge- tiriyor. Brecht ve Çalışma Günlüğü, ka- osa dönüşmüş sanat ortamında bir yön çizebılir. açıklık getirebilir, tartışmalara katkı sağlayabilir. Brecht'e eleştirel bakış Brecht, kimılen tarafından politik tu- tumu yüzünden yüceltılip yaptıklan bı- rer yasa haline dönüştürüldü. Bu, hem Brecht'in içinin boşaltılmasına hem de ınsanlann ondan soğutulmasına sebep oldu. Bu kargaşa içerisinde çok az kim- se Brecht'e eleştirel bir bakışla yaklaş- mayı denedi. Onun eleştirilecek yanlan olduğunu. ama düşüncesinin ve yapıtla- nn, Marksist estetik için, toplumcu ger- çekçilik için büyük bir kaynak olduğu çok az kimse tarafından söylendi, uygu- landı. Yılmaz Onay, derlediği kitapla bu büyük kaynağa sağlıklı bır şekilde yak- laşmanın yolunu açıyor. Yaşamıyla ve yapıtlanyla günümüzün kanşık sanat or- tamına ışık tutacak geniş kaynaklardan bin olan Brecht, Yılmaz Onay'ın derle- diği "Çanşma Günlüğü"yle gözler önü- ne seriliyor. Brecht'in "Çalışma Günlüğü". bır tar- tışma başlatabilirse bu konuda oldukça yararlı olacak; tartışmalar, birçok kavra- mın netleşmesıne yardımcı olurken bir- çok soruyu ve birçok çözümü de günde- me gerirecek. Belki de tartışılması gereken konula- nn başında Brecht geliyor. Brecht, hiç tartışılmadan özel bir konuma yerleşti- rildi Türkiye'de. Kimılerine göre tüm doğrulann taşıyıcısı, kimılerine göre unutulması gereken bir şey olarak nite- lendi. Brecht'e toz kondurulmayan, ama Brecht'in takipçilerinın acımasızca eleş- tirildiği bir ortam yaratıldı Türkiye'de. Oysa Brecht'ten alınacak şeyler var ve eleştirilecek yönlerde var. Brecht'i don- durmadan. takJit etmeden nesnel bir bi- çimde yaldaşabilmek için önemli bir fir- sat Yılmaz Onay'ın kıtabı. Brecht'in çalışma günlüğünden, orta- mı ve bunun karşısında Brecht'in tavn- nı gösteren bir bölüm ile başlamıştı ya- zı. Brecht'in şu şiiri de onu yorumlama çabasının en güzel yolu: "Bencegerekyok mezar taşına, ama Eğer gerekliyse sizce, Şunlar yazılsın isterdim o taşa: 'önerilen getirmişti. Aldık önerilerini.' Böylesi Onuriandınrdı hepimizi." DÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FLAT Çok Yücelik Var İnsanda "Sağ için ınsan kötüdür, insanlık durmadan daha kötüye gitmektedir; sol için insan iyidir, insanlık dur- madan daha iyiye gitmektedir," demiştik... Sağcılar doğru bulurlar mı bu sözü? Hiç sanmıyo- rum... Ya solcular? Eskiden, gelecek güzel günlere şiirler yazılırken, evet... Ama şımdi, yetmiş yıllık SSCB deneyiminden sonra?.. Geneeskisi kadar güvenile- bilirmi insana?.. Biliyorsunuz, gözünü geçmişten ayırmayan, geliş- meye inanmayan, her gün daha kötüye gittığımizi ileri süren sağcılara göre, insan yaratıkların en kut- salı, en onurlusu... Ama. nasıl oluyorsa, bu en kut- sal, en onurlu yaratığın süreklı günah ışleyerek, "zi- na ile bina"yt çoğaltarak, dünya üzerindeki yaşamı büyük bir hızla sonuna doğru, kıyamete doğru sü- rüklediğine de inanılıyor... Her gün bir öncekı günden daha kötü olduğuna göre, yannın da bugünden kötü olacağı kesın, öyley- se bugüne sanlınmalı, hatta onu geçmışe doğru çek- meye çaba gösterılmelidir... İnsan yaratıklann en kutsalı, en onurlusu, ama an- laşılan kendisinin yaratıcılığı yok, o da doğadaki bü- tün varlıklar gibi bir çürümenin içinde. Değil daha güzel günlerin umut kaynağı olmak, insanlığın sürek- li kötüye gitmesini bile önleyemiyor. Sağcı düşünce günaha yatkın insanı baskı altında tutarak kötüjüğünü önlemeye çalışır. Her davranışı- nı denetler. Öbür dünyada alacağı cezalarla korku- tarak sıkıdüzene sokar. Gene de sordunuz mu, insan yaratıkların en kut- salı, en onurlusudur... Kısacası sağcılık insanı kötü bellediğini, bütün dü- şünce dızgesini buna göre kurduğunu kabul etmek istemezgibidir... Oysa insanın kötü olduğunu söyiemek gerçekçi bir yaklaşım... Yirminci yüzyılı bız de yasadık... Insanlann ne işler becerdığını, bırbırlerine, onun da ötesinde bütün do- ğaya neler yaptıklannı gördük, görüyoruz... Ne dıyor solculuk? İnsan iyidir, ama koşullar onu kötülüğe zorluyor... Peki, o koşullan yaratan kim? Doğa mı? Evet, bütün hayvanlar birbirlenni, ya da bitkileri yi- yor, bu arada insan denen yaratık da hayvanlan, bit- kileri yıyerek yaşamak zorunda... Bu yüzden kimsenin kımseye bir şey dediği yok... Doğa yasaları bir yana, iyi denilen insanın kötüleş- mesine yol açan toplumsal koşullan yaratan kim, onu soruyorum... insanlan birbirlerinı öldürecek, bırbirlerine her tür- lü kötülüğü yapacak kadar alçattan toplumsal koşul- lan yaratan kim? Başka yanıtı yok: O toplumsal koşullan yaratanlar da insanlar... Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan? Her neyse, anlaşılan bir yerlerde kötülüğün kayna- ğını ellerinde tutan kötüler var... Arda'nın çızgı fılmlerindeki lyilerle kötülere gelip dayandık... Beş buçuk yaşın unutulmaz sorusu: - Dede, Allah lyilerden mı, kötülerden mi? - Elbette lyilerden, oğlum. ' : ^ 3» - Öyleyse neden bizı öldürüyor? Evet, neden iyi ınsanlar birbirlennı öldürüyorlar? Toplumsal koşullar, anamalcılık, çıkarcılık... Belkı de bu kolay yolu bırakıp daha derinlerden ge- len bır yanıt aramak gerekiyor... SSCB'de yeni toplumsal koşullar altında çıkarcı ol- mayan, biriikte yaşamanın, paylaşmanın, dayanış- manın yaratacagı "yeni ınsan"\n oîuşacağı bekleni- yordu... Gelecek güzel günlerin mutlu insanı... Sırtını devlete dayayıp dalgasını geçen, çalışma- yan, üretmeyen bir başka tür çıkarcı insan oluştu... 1989 yılı başlannda yazdığım bir yazıda, "insanoğ- lu toplumsalcılığa ayak uyduracak değerde değil," demiştim. Kırgın, üzgün birsöz... Amatoplumsalcılık düşünü kuran da insan... Yüz- yıllarca öncesinden... Değişik tarihlerde, değişik yer- lerde, değişik bıçımlerde o düşü uygulama savaşımı veren de insan... Aynca, insana, insanın yaratcılığına da inanmaz- sak neye inanabıliriz? Ondan ötesi öbür dünyanm sorunlan... Beni hiç il- gilendirmiyor... İnsanlık gerçekten bir gelişme ıçindeyse, durma- dan daha iyıye gitmekteyse, çıkarcı, bencil, acıma- sız insanıyla, bir yandan kendi kendiyle savaşırken, kendi kendini öldürür, engeller, baskı altında tutarken, nasıl başanyor bunu? Dönüp dolaşıp Arda'nın iyilerle kötülerine geliyo- ruz... Az kalsın unutuyordum, bir sorusu daha vardı beş buçuk yaşın: İnsan olmak iyi bir şey mi?" Onat KutJar için anı odası Kültür Servisi - Geçen yıl The Marmara Oteli'ne konan bomba sonucu yaşamını yitıren yazanmız Onat Kutlar için, Barometre Kültür Merkezi'nde bır anı odası açılıyor. Neyzen Tevfik, Bedn Rahmı Eyuboğlu, Orhan Kemal, Orhon Murat Anburnu, Kuzgun Acar, Orhan Veli, Haldun Taner ve Aziz Nesin için düzenlenen anı odalannın bulunduğu Barometre Kültür Merkezi'ndekı 'Onat Kutlar Anı Odası' bugün açılacak (293 02 87) Çağdaş Bale Topluluğu gösterileri sürüyor Kültür Servisi - Gösterilerini aralıksız 24 yıldır sürdüren Çağdaş Bale Topluluğu, gelin Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi'ne bırakılacak olan gösterisini yann saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sergıleyecek. Programda topluluğun sanat yönetmeni ve koreografı Gem Ertekin'in yapıtlan yer alacak. Talar Margarosyan, Oral Yazıcı, Figen Yücel, Murat Kurtulmuş ve Banu Korkut'tan oluşan topluluk. 'Bir Yaz Günü' (Çaykovski), 'Equinoxe' (Theodorakis) ve 'La Somnambule' (Bellini) adlı yapıtlan sahneleyecek. ÇataHiöyük kazı projesi toplantısı Kültür Servisi - Dünyanın en eski yerleşim merkezlennden bıri olan Çatalhöyük kazı projesinin tarihçesi, projenin bugün ulaştığı safha ve tamamlandığında Anadolu uygarlıklanna ne ölçüde ışık tutacağı konulannın ele alınacağı basın toplantısı, Cambridge Üniversitesı Arkeolojı profesörü ve Çatalhöyük kazı projesi proje direktörü Dr. Ian Hodder, Çatalhöyük Dostlan Derneği Başkanı Dr. Reşit Ergener ve kazı projesinin sponsorlanndan Merko Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Duncan Blake'in katılımıyla çarşamba günü saat 10.00'da Hyatt Regency Balo Salonu'nda düzenlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle