Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
46. Berlin Film Festivali, 15-26 şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek
Ağırhk Hoflywood yapımlannda
G
eçen yıl "Dügün
Yemeği" filmiyle A-ltın
Ayı 'ya aday olan
Tayvanlı yönetmen Ang
Lee'nin Jane Austen'in
romanından sinemaya
uyarladığı "Sense and
Sensibility", bu yılki Altın Ayı
Ödülü için en güçlü aday
olarak görülüyor. Romanın
senaryosunu yazan Emma
Thompson,fîlmdebaşrolleri
Hugh Grant ile paylaşıyor.
Kültür Servisi- Bu yıl, 15- 26 şubat
tarihleri arasında 46.sı düzenlenecek
olan Uluslararası Berlin Film
Festivali'nde gösterimi planlanan
fîlmler arasında Hollywood
yapımlannın ağıriıkta olduğu göze
çarpıyor. Festivalin organizatörlen,
Altın Ayı'ya aday gösterilen 25
fîlmden I4"ünü açıkladı. Altın Ayı için
yafışacak fılmler arasında başrollerini
"Pulp Fiction" (Ucuz Roman) ile
yıldızı bır kere daha parlayan aktör
John Travolta ve dcneyımli oyuncular
Gene Hackman ile Danny de Vlto'nun
paylaştıklan bır Barry Sonnenfield
yapımı olan "Get Shorty!r>
ılk sırada
yeralıyor Amerika'da 70 milyon
dolarlık gışe hasılatı yapan "Get
Shorty!", kaliteli Hollywood yapımlan
arasında gösteriliyor. Festivalin bir
başka ABD'lı konuğu isc Jodie Foster.
Yeni filmi "Homefor Hoüdays"de,
Hoih Hunter ve Anne Bancroft ile.
basrollen paylaşan Foster'ın, Altın Ayı
için yanşacağı rakıplerinden bınsi de
BruceVViUis Ünlü aktör. Terry
Gilliam'ın yönettıği "TweJve
Monkeys" de, Hollywood'un son
dönem parlak oyunculanndan Brad
Pirt ve Madoteine Stovve ile bırlikte rol
Ang lx*'nin uinertjği "Sense and Sensibilif\" filminde ünlü İngilizoyuncular Emma
Thompson ile Hugh Crant (soida) başroilerde. Bu yılki Bertin Film Festivati'nde Altın Ayı
için yanşacak bir diğer yapnn, Barry Sonnenfiddın yönettiği, John Travolta ile Rene
Russo'nun (üstte) yanı sıra Gene Hackman ile Danny DeVito'nun başrollerini pmlaştığı
"Get Shorry!" Bu yılki festhalde, ünlü yönetmen Elia Kazan (sağda) ile güldürü fıİmleriniıı
usta ovuncusu Jack Lemmon'a özel ödül verilecek.
alıyor. Berlınlı sınemaseverler bu yıl
ünlü komedi oyuncusu Jack Lemmon
ve Hollyvvood'un önemlı
yönetmenlennden Elia Kazan'ı da
ağırlama şanMna sahıp olacaklar.
Lemmon ve Kazan. aynı zamanda
sinemaya katkılanndan ötürü birer
Altın Ayı heykelcığı ile
ödüllendırilecekler. Geçen yılın Altın
Ayı adaylanndan "Wedding Banquet"
(Düğün Yemeğı) filmının yönetmenı
Ang Lee ıse, bu yıl festivalc Jane
Austen'in romanından Oscar'lı îngılız
oyuncu Emma Thompson'un
senaryosunu uyarladığı "Sense and
Sensibilhy" adlı filmle katılıyor Emma
Thompson'ın başrollerini Hugh Grant
ile paylaştığı filmin. yönetmen Ang
Lee'nin ödüllerine bir yenisini daha
ekleyeceğine kesın gözüyle bakılıyor.
Festivalin önemlı bir bölümünü de, her
yıl olduğu gibi, Avrupa filmleri
oluşturuyor. Ispanya'dan "Extasis
r
'
(Yiariano Barroso); halya'dan "VTte
Strazzatc" (Ricky Tognazzi),
Ingiltere Üen "Richard III" (Richard
Locnraine); Almanya'dan "StiUe
Nacht" (Dani Levy), Berlin Film
Fe*,tıvali'nin Avrupalı konuklan
arasında yeralıyor. Fransa ise, iki
filmle katılıyor festivale. "Mon
Homme" (Bertrand Blier) ve "Les
Menteurs" (Etie Chouraqui).
Festivalin Asyalı konuklanna gelince:
Festivale üç Asya fılmı seçılmiş. Japon
yönetmen Yoichi Higashiden "E No
Naka No Boku No Aura"
(Düşlerimdeki Köy). bir Japon- Çin
ortak yapımı olan "Sun Vauey" (H. E.
Ping) ve Koreden "A Single Spark"
Festivaiin Afrika kıtasından konuğu
ıse; Tunuslu yönetmen Ferid
Bougheir'den, ünlü oyuncu Claudia
Cardinaie'ın rol aldığı; Hristıyan-
Yahudi ve Müslümanlann banş içinde
bir arada yaşadıklan dönemleri konu
edinen "Hakj el wad". Festivalin
yanşma dışı niteliğe sahip
'Uluslararası Panorama' bölümünde
ise Fransadan "Les Apprenties" (Pierre
Salvadori). Ingiltereden "OtheUo"
(Oliver Parker'ın filminde Kenneth
Branagh başrolde) ve "Street Life"
(Karl Francis), Çin'den "Red Cheny"
(Da- Vrag Yeh) ve ABD'den "lrt My
Party" (Randal Kaiser) yer alıyor.
Yılmaz Onay'ın hazırladığı "Brecht'le Yaşamak" Brecht'in sanat ve politika üzerine düşüncelerini gözler önüne seriyor
Çabşkan bir adamm 'çahşma günlüğü'
TANERGEZER
"Grete'yi yitirmenin üzüntüsünden
kurtulmak için hiçbir şey \apmadun ve
yapmıyorum.Olanlau/laşmakni>eki'.\.
Onu Hıtler ve açlık öldürdü. Hitler hâlâ
hayatta \v açlık dünyayı sardı... Başanl-
mış eserieri unutmak, ama başanlama-
yanlan asla!"
Bcrtolt Brecht. yaşamının 15 yılını
sürgünde geçırmış, üç kıtada dolaşmak
zorunda kalmış, buna rağmen ardında
30'u aşkın tiyatro yapıtı, IOOO'in üze-
nnde şıır, üç roman ve sayısız yazı bırak-
mış bır sanatçı. 1920'li yıllarda tanıştığı
toplumcu düşünceyı yaşama geçiren, bu
anlayışta yapıtlar veren sanatçı, dünyayı
değiştirebilecek bir sanat arayışı ıcen-
sinde ürettı bütün ömrü boyunca, büyük
bır mücadele ıçınde.
Brecht. Marksist bır insandı, sanatın-
da gerçekçi olmanın gereklerini yerine
getıriyordu. Ona göre gerçekçilik bır
akımolmaktanöte, birtutummeselesiy-
dı ve o. bu tutumu gereği insanlığa kar-
şı olan sorumluluğuyla bır çok alanda
çalışmalar yaptı. Ve bütün bunlan, in-
sanlığa karşı olan sorumluluğu yüzün-
den yaptı. Brecht, bu yüzden bu kadar sı-
kıntı çekti. bu yüzden unutulmadı. Bır
yandan bu kadar yüceltılirken bir kesım
karafından da karalanmasının. unuttu-
rulmaya çalışılmasınm sebebi de
Brecht'in Marksist tavn ve insan sevgı-
sidir.
Gerçekçilik ve hümanizm
Geçen günlerde ıkıncı basımı yapılan
bir kitap, Yılmaz Onay'ın derlediği
"Brecht'le Yaşamak" baslıklı. sanatçı-
nm "Çauşma Günlüğü", Brecht'in, ça-
ğımızın en etkileyicı sanatçılanndan bi-
rinin yaşamını. mücadelesini ve çalış-
malannı gözleri önüne seriyor; unuttu-
rulmayaçalışıldığı budönemde Brecht'i
ve gerçekçilik, hümanizm gibı kavTam-
lan tekrar gündeme getinyor.
Bu kavramlardan en önemlileri, ger-
çekçilik ve sosyalıst sanat. Brecht, dü-
şüncesini yaşama geçırmek. dünyayı de-
ğiştirecek bir sanat geliştirebılmek ugnı-
nadönemının bütün ünlü isimleriyle tar-
tışmaktan kaçınmayan bir sanatçı. bir
de\Tİmcıydi. Ve onun tartışmaktan yıl-
"Y Zilmaz Onay'ın
y derlediği "Çalışma
JL Günlüğü", Brecht'in
özel yaşamını, sanatsal
yaratışını ve kuramsal #**
tartışmalannı irdeliyor.
Onay'a göre Brecht,
'düşündüklerini yaşama
geçirmek için birçok
sıkıntıyı göze alan, sosyalist,
toplumcu düşüncesini
yapıtlannda yaşama geçiren,
yapıtlannda tartışan bir
insan'dı.
BRECHT'LE
YAŞAMAK
Çalışma Günlüğü
madığı bu konular, günümüz Türkiye-
sı'nde de henüz açıklığa kavuşmadı. Bu
yüzden Brecht'ın sanat ve politika üze-
rine düşüncelerini tarihsel birsüreç için-
de aktaran "Çalışma Günlüğü", değer-
lendirilıp tartışıldığında sanat ortamına
ışık tutacak bir nitelik taşıyor. Yılmaz
Onay da ilk kez yayımlandığı 1985 yı-
lında bıraz da duygusal bircoşkuyla kar-
şılanan kıtabın, bu defa daha serinkanlı
bir şekilde incelenip yorumlanacağını
umuyor.
Onay'a göre Brecht, "düşündüklerini
yaşama geçirmek için birçok sıkıntıyı gö-
ze alan; sosyalist, toplumcu düşüncesini
yapıtlannda yaşama geçiren. yapıtlann-
da tartışan bir insan"dı Brechûn gün-
lüğüne de yansıyan, Lucacs'la aralann-
da süren gerçekçilik tartışması örneğin,
kesinlikle Türkiye'nın de gündemine
gelmesi gereken bir tartışma.
Lucacs, Brecht'i gerçekçi yazarlar ara-
sında saymıyordu, Brecht'e göre ıse Lu-
cacs. "gerçekten gerçekçi olmayanlar"ı
öne sürmek adınagerçekçılığın içını bo-
şaltıyordu; gerçekçilik kavramını çarpı-
tıyor. her şeyı kapsayan, ama hiçbir şey
Türksinemasının büyükprojesi beyazperdede
Kültür Servisi - Türk sinemasının
yönetmen, oyuncu ve teknik kadro
olarak bugüne kadar gerçekleştırdığı
en büyük projesi "Günümüz Sinema-
sından On İki Yönetmen İki Fîlm*"ın
galası, Efes Pılsen'in katkılanyla 29
ocakta Fitaş Sınemasf nda gerçekleş-
tirilecek.
Türk sinemasının önde gelen on yö-
netmenini ve birçok ünlü sinema
oyuncusunu biraraya getiren projenin
iki üriinü olan iki film. sevgi ve hoş-
görü temalannı işliyor. Her biri beş
kısa filmden oluşan iki film ve Sine-
ma Vakfi kurucu üyelerinin gerçek-
leştirdıği proje, sinema tarihimizin en
kapsamlı çalışması olarak nitelendiri-
liyor.
Sinema Vakfı'nın ilk projesi niteli-
ğini taşıyan ve 9 şubat tarihinde gös-
terime girecek 2 filmden "Aşk Üzeri-
ne Söylenmemiş Her Şey" baslıklı bi-
nncı film; ÖmerKavur'un 'Buluşma \
İrfanTözüm'un 'MonteKristo', Yusuf
Kurçenli'nın 'ÇünküOnuSeviyorum',
Erden Kıral'ın 'Ay Hıkâyeleri' ve Ze-
ki Ökten'ın 'Hep Aynı' kısa metrajlı
filmlennden oluşuyor. "Yerçekimli
Aşklar" adlı ikinci filmde ise Orhan
Oğuz'un 'Şovalye, Pamuk Prenses ve
Hain', Ali Özgentürk'ün 'Sır', Banş
Pirhasan'ın 'GülileAdem'. Memduh
Ün'ün Ona SevJiğimı Söyle' ve Atıf
Yıfanaz'rn 'KazandibiTavukgögsü'ad-
lı yapıtlan yer alıyor.
söylemeyen bir şey haline dönüştürüyor-
du.
Gerçekçilik kavramı, ülkemizde ay-
dınlığa kavuşrurulamayan konulardan
sadece bir tanesi. Tartışma geleneğıni
oturtamayan sanat ortamında bu belirsız-
dik içinde Onay'ın da belirttıği gibi kimi-
leri, sloganlan gerçekçi sanat olarak su-
narken kimisi de gerçekçilikten ve günü-
müz toplumundan kaçışın sanatını üre-
terek yeni isimlerle moda haline dönüş-
türülerek okuyucunun karşısına çıktı. Bu
sorunun. günümüz sorunu olmadığı,
kanlı Hıtler diktatörlüğünde bıle bu tür
tartışmalann yaşandığını da yine
Brecht'in günlüğünden öğreniyoruz.
Yılmaz Onay'a göre gerçekçilikten
kaçınanlar büyük bir çelişki içine düşer-
ken ınsanlar, gerçekçilik adına büyük ha-
talarda yapabiliyor, gerçekçiliği natüra-
lizmle kanştırabıliyorlar.
Işte Brecht'in çalışma günlüğü bu
noktadan hareketle, hem tartışma yönte-
mi bakımından, hem söyledikleri bakı-
mından sanat ortamının kesinlikle ıhti-
yaç duyduğu birtartışmayı gündeme ge-
tiriyor. Brecht ve Çalışma Günlüğü, ka-
osa dönüşmüş sanat ortamında bir yön
çizebılir. açıklık getirebilir, tartışmalara
katkı sağlayabilir.
Brecht'e eleştirel bakış
Brecht, kimılen tarafından politik tu-
tumu yüzünden yüceltılip yaptıklan bı-
rer yasa haline dönüştürüldü. Bu, hem
Brecht'in içinin boşaltılmasına hem de
ınsanlann ondan soğutulmasına sebep
oldu. Bu kargaşa içerisinde çok az kim-
se Brecht'e eleştirel bir bakışla yaklaş-
mayı denedi. Onun eleştirilecek yanlan
olduğunu. ama düşüncesinin ve yapıtla-
nn, Marksist estetik için, toplumcu ger-
çekçilik için büyük bir kaynak olduğu
çok az kimse tarafından söylendi, uygu-
landı. Yılmaz Onay, derlediği kitapla bu
büyük kaynağa sağlıklı bır şekilde yak-
laşmanın yolunu açıyor. Yaşamıyla ve
yapıtlanyla günümüzün kanşık sanat or-
tamına ışık tutacak geniş kaynaklardan
bin olan Brecht, Yılmaz Onay'ın derle-
diği "Çanşma Günlüğü"yle gözler önü-
ne seriliyor.
Brecht'in "Çalışma Günlüğü". bır tar-
tışma başlatabilirse bu konuda oldukça
yararlı olacak; tartışmalar, birçok kavra-
mın netleşmesıne yardımcı olurken bir-
çok soruyu ve birçok çözümü de günde-
me gerirecek.
Belki de tartışılması gereken konula-
nn başında Brecht geliyor. Brecht, hiç
tartışılmadan özel bir konuma yerleşti-
rildi Türkiye'de. Kimılerine göre tüm
doğrulann taşıyıcısı, kimılerine göre
unutulması gereken bir şey olarak nite-
lendi. Brecht'e toz kondurulmayan, ama
Brecht'in takipçilerinın acımasızca eleş-
tirildiği bir ortam yaratıldı Türkiye'de.
Oysa Brecht'ten alınacak şeyler var ve
eleştirilecek yönlerde var. Brecht'i don-
durmadan. takJit etmeden nesnel bir bi-
çimde yaldaşabilmek için önemli bir fir-
sat Yılmaz Onay'ın kıtabı.
Brecht'in çalışma günlüğünden, orta-
mı ve bunun karşısında Brecht'in tavn-
nı gösteren bir bölüm ile başlamıştı ya-
zı. Brecht'in şu şiiri de onu yorumlama
çabasının en güzel yolu:
"Bencegerekyok mezar taşına, ama
Eğer gerekliyse sizce,
Şunlar yazılsın isterdim o taşa:
'önerilen getirmişti. Aldık
önerilerini.'
Böylesi
Onuriandınrdı hepimizi."
DÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FLAT
Çok Yücelik Var İnsanda
"Sağ için ınsan kötüdür, insanlık durmadan daha
kötüye gitmektedir; sol için insan iyidir, insanlık dur-
madan daha iyiye gitmektedir," demiştik...
Sağcılar doğru bulurlar mı bu sözü? Hiç sanmıyo-
rum... Ya solcular? Eskiden, gelecek güzel günlere
şiirler yazılırken, evet... Ama şımdi, yetmiş yıllık SSCB
deneyiminden sonra?.. Geneeskisi kadar güvenile-
bilirmi insana?..
Biliyorsunuz, gözünü geçmişten ayırmayan, geliş-
meye inanmayan, her gün daha kötüye gittığımizi
ileri süren sağcılara göre, insan yaratıkların en kut-
salı, en onurlusu... Ama. nasıl oluyorsa, bu en kut-
sal, en onurlu yaratığın süreklı günah ışleyerek, "zi-
na ile bina"yt çoğaltarak, dünya üzerindeki yaşamı
büyük bir hızla sonuna doğru, kıyamete doğru sü-
rüklediğine de inanılıyor...
Her gün bir öncekı günden daha kötü olduğuna
göre, yannın da bugünden kötü olacağı kesın, öyley-
se bugüne sanlınmalı, hatta onu geçmışe doğru çek-
meye çaba gösterılmelidir...
İnsan yaratıklann en kutsalı, en onurlusu, ama an-
laşılan kendisinin yaratıcılığı yok, o da doğadaki bü-
tün varlıklar gibi bir çürümenin içinde. Değil daha
güzel günlerin umut kaynağı olmak, insanlığın sürek-
li kötüye gitmesini bile önleyemiyor.
Sağcı düşünce günaha yatkın insanı baskı altında
tutarak kötüjüğünü önlemeye çalışır. Her davranışı-
nı denetler. Öbür dünyada alacağı cezalarla korku-
tarak sıkıdüzene sokar.
Gene de sordunuz mu, insan yaratıkların en kut-
salı, en onurlusudur...
Kısacası sağcılık insanı kötü bellediğini, bütün dü-
şünce dızgesini buna göre kurduğunu kabul etmek
istemezgibidir...
Oysa insanın kötü olduğunu söyiemek gerçekçi bir
yaklaşım...
Yirminci yüzyılı bız de yasadık... Insanlann ne işler
becerdığını, bırbırlerine, onun da ötesinde bütün do-
ğaya neler yaptıklannı gördük, görüyoruz...
Ne dıyor solculuk?
İnsan iyidir, ama koşullar onu kötülüğe zorluyor...
Peki, o koşullan yaratan kim?
Doğa mı?
Evet, bütün hayvanlar birbirlenni, ya da bitkileri yi-
yor, bu arada insan denen yaratık da hayvanlan, bit-
kileri yıyerek yaşamak zorunda...
Bu yüzden kimsenin kımseye bir şey dediği yok...
Doğa yasaları bir yana, iyi denilen insanın kötüleş-
mesine yol açan toplumsal koşullan yaratan kim,
onu soruyorum...
insanlan birbirlerinı öldürecek, bırbirlerine her tür-
lü kötülüğü yapacak kadar alçattan toplumsal koşul-
lan yaratan kim?
Başka yanıtı yok:
O toplumsal koşullan yaratanlar da insanlar...
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
Her neyse, anlaşılan bir yerlerde kötülüğün kayna-
ğını ellerinde tutan kötüler var...
Arda'nın çızgı fılmlerindeki lyilerle kötülere gelip
dayandık...
Beş buçuk yaşın unutulmaz sorusu:
- Dede, Allah lyilerden mı, kötülerden mi?
- Elbette lyilerden, oğlum. '
:
^ 3»
- Öyleyse neden bizı öldürüyor?
Evet, neden iyi ınsanlar birbirlennı öldürüyorlar?
Toplumsal koşullar, anamalcılık, çıkarcılık...
Belkı de bu kolay yolu bırakıp daha derinlerden ge-
len bır yanıt aramak gerekiyor...
SSCB'de yeni toplumsal koşullar altında çıkarcı ol-
mayan, biriikte yaşamanın, paylaşmanın, dayanış-
manın yaratacagı "yeni ınsan"\n oîuşacağı bekleni-
yordu... Gelecek güzel günlerin mutlu insanı...
Sırtını devlete dayayıp dalgasını geçen, çalışma-
yan, üretmeyen bir başka tür çıkarcı insan oluştu...
1989 yılı başlannda yazdığım bir yazıda, "insanoğ-
lu toplumsalcılığa ayak uyduracak değerde değil,"
demiştim. Kırgın, üzgün birsöz...
Amatoplumsalcılık düşünü kuran da insan... Yüz-
yıllarca öncesinden... Değişik tarihlerde, değişik yer-
lerde, değişik bıçımlerde o düşü uygulama savaşımı
veren de insan...
Aynca, insana, insanın yaratcılığına da inanmaz-
sak neye inanabıliriz?
Ondan ötesi öbür dünyanm sorunlan... Beni hiç il-
gilendirmiyor...
İnsanlık gerçekten bir gelişme ıçindeyse, durma-
dan daha iyıye gitmekteyse, çıkarcı, bencil, acıma-
sız insanıyla, bir yandan kendi kendiyle savaşırken,
kendi kendini öldürür, engeller, baskı altında tutarken,
nasıl başanyor bunu?
Dönüp dolaşıp Arda'nın iyilerle kötülerine geliyo-
ruz...
Az kalsın unutuyordum, bir sorusu daha vardı beş
buçuk yaşın:
İnsan olmak iyi bir şey mi?"
Onat KutJar için anı odası
Kültür Servisi - Geçen yıl The Marmara Oteli'ne
konan bomba sonucu yaşamını yitıren yazanmız Onat
Kutlar için, Barometre Kültür Merkezi'nde bır anı
odası açılıyor. Neyzen Tevfik, Bedn Rahmı Eyuboğlu,
Orhan Kemal, Orhon Murat Anburnu, Kuzgun Acar,
Orhan Veli, Haldun Taner ve Aziz Nesin için
düzenlenen anı odalannın bulunduğu Barometre
Kültür Merkezi'ndekı 'Onat Kutlar Anı Odası' bugün
açılacak (293 02 87)
Çağdaş Bale Topluluğu gösterileri
sürüyor
Kültür Servisi - Gösterilerini aralıksız 24 yıldır
sürdüren Çağdaş Bale Topluluğu, gelin Atatürkçü
Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi'ne bırakılacak olan
gösterisini yann saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde sergıleyecek. Programda topluluğun
sanat yönetmeni ve koreografı Gem Ertekin'in
yapıtlan yer alacak. Talar Margarosyan, Oral Yazıcı,
Figen Yücel, Murat Kurtulmuş ve Banu Korkut'tan
oluşan topluluk. 'Bir Yaz Günü' (Çaykovski),
'Equinoxe' (Theodorakis) ve 'La Somnambule'
(Bellini) adlı yapıtlan sahneleyecek.
ÇataHiöyük kazı projesi toplantısı
Kültür Servisi - Dünyanın en eski yerleşim
merkezlennden bıri olan Çatalhöyük kazı projesinin
tarihçesi, projenin bugün ulaştığı safha ve
tamamlandığında Anadolu uygarlıklanna ne ölçüde
ışık tutacağı konulannın ele alınacağı basın toplantısı,
Cambridge Üniversitesı Arkeolojı profesörü ve
Çatalhöyük kazı projesi proje direktörü Dr. Ian
Hodder, Çatalhöyük Dostlan Derneği Başkanı Dr.
Reşit Ergener ve kazı projesinin sponsorlanndan
Merko Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Duncan
Blake'in katılımıyla çarşamba günü saat 10.00'da
Hyatt Regency Balo Salonu'nda düzenlenecek.