Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13OCAK1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11
Olüm tarihmî
kendi belirledi
• STRASBOLRG (AA)
- Fransa eski
Cumhurbaşkanı François
Mittenand'ın ölûm tarihini
kendisinin belirlediği ileri
sürüldü. Le Monde
gazetesınde çıkan bir
haberde, Mitterand'ın,
ölümünden birkaç gün
önce, özel doktoru Jean-
Pierre Tarot'a, agn
kesiciler dışında kanser
ilaçlannı almayı bırakması
halınde ne olacağı yolunda
soru yönelttıği bildirildi.
Gazetenin haberinde,
doktor Tarot'un, eski
cumhurbaşkanının haplan
almayı bırakması halınde.
üç gün içinde öleceğini
kendisine bildirdiği
kaydedildi. Mitterrand'ın
ölümünden bir gün önce,
nasıl bir cenaze töreni
istediğine ilişkin, kendi el
yazısı ıleyazdığı üç
sayfalık notlan, yakın
arkadaşı Andre
Rousselet'e teslim ettiği
bildirildi.
Gorbaçev ve
Jackson banka
soyuyor
• REICHELSHEIM
(AA) - Almanya'da iki
banka soyguncusu,
soygunlan Amerikalı ünlü
pop şaıkıcısı Michael
Jackson ve eski SSCB'nin
liden Mikhail
Gorbaçev'in maskelerini
takarak gerçekleştiriyor.
Ülkenin batısındaki
Reıchelsbeim kenti polis
yetkililen. iki
soyguncunun en az üç
bankayı soyduklannı
açıkladı. Polis, "Michael
Jackson" ve
"Gorbaçev"un önceki
akşam Reichelsheim'deki
bir banka şubesine gırerek,
20 kadar memur ve
mûşteriyı silahla tehdit
ettikten sonra 170 bin
mark (vaklaşık 7 milyar
TL) alarak kaçtıklannı
bildirdi. Polis, bu
soygunculann aynı
maskeler ve yöntemlerle
1994 Ekim ayında da aynı
banka şubesini ve geçen
Aralık ayında ise
Kranenburg kentindeki bir
banka şubesini
soyduklannı açıkladı. Bu
iki soygunda toplam 950
bm mark çalındı. • - •
Holbrooke
paylaşılamıyor
• PRIŞTLNA (AA) - ABD
Dışışleri Bakan Yardımcısı
Richard Holbrooke'un
Bosna'da banşın
sağlanmasında oynadığı
önemlı rolün ardından
adının fCıbns sorunu ıle
ilgıli olarak da geçmesi,
uluslararası camiada
popülaritesini iyice arrnrdı.
Kosova'da yaşayan etnik
Arnavutlar da Sırplarla
olan sorunlannın çözümü
için Holbrooke'un
arabuluculuk yapmasmı
istediler. Sırbistan'ın
güneyindekı Kosova özerk
bölgesinde yaşayan
Amavutlann lideri îbrahim
Rugova, dün gazetecilere
yaptığı açıklamada
"Kosova sorununun
çözümü ıçın Holbrooke'un
arabuluculuk yapmasını
umuyorum" diye konuştu.
ABITde yaşlrtarm
intihar salgmı
• NEWYORK(AA)-
Amerika'da yaşlı kişiler
arasında intihar olaylannın
giderek arttığı ve bunda
depresyon, aşın alkol
kullanımı. sosyal açıdan
tecnt edilme ve
hastalıklann rol oynadığı
bildirildi. ABD Hastalık
Kontrol \e Önleme
Merkezi (CDC) tarafindan
yapıian açıklamaya göre 65
ve daha yukan ya^taki
Amenkalılar arasındaki
intihar olaylan, 1980-1992
arasında yüzde 36 oranında
arttı. 65 yaşın üzerindeki
insanlann ABD nüfusunun
yüzde 13'ünü
oluşfurduğuna dikkati
çeken CDC uzmanlan
intihar edenlerden çogunun
80-84 yaş diliminden
oldıığunu belirtiyor.
Zana için ödül
töreni
• STRASBOURG (AA) -
"Sakharov İnsan Haklan
Ödülü"nün, Avrupa
Parlamentosu Genel
Kurulu'nda 17 Ocak
Çarşamba günü
düzenlenecek törenle.
halen cezaevinde bulunan
kapatılan DEP'in eski
milletvekili Leyla Zana'ya
verileceği bildirildi. Leyla
Zana'ya, ödül çerçevesinde
20 bin dolar da para
verileceği kaydedildi.
Leyla Zana'nın ödülünü,
eşi Mehdi Zana alacak.
Bosnalı Sırplann şavaş sırasında 8 bin Müslüman ve Hırvat'ı öldürüp demir madenine gömdükleri iddia ediliyor
Bosııalı Sırplar'ın öliiııı ıııadeııiFUATKOZLUKLU
WASHINGTON - ABD'de yayımla-
nan üç ayn gazete, Bosna'da dört yıla
yakın bir süre devam eden ve geçen yıl
ımzalanan banş anlaşmasıyla "nokta-
lanan" savaş sırasında Bosnalı Sırp-
lar'ın, yaklaşık 8 bin Müslüman ve Hır-
vat'ı öldürüp demir madenine gömdük-
lenni iddia ediyor.
Sırplar'ın katlettikleri binlerce sivili,
Bosna'nın kuzey-batısındaki Ljubija
yakınlanndaki bir madcnc attıklan ve
cesetlerin bulunmaması için üzerlerine
tonlarca kum ve toprak döktükleri bil-
diriliyor.
Sırplar'dan
toplu göç tehdidi
New York Times, Houston Chronic-
le ve Chicago Tribüne gazetelerinin ha-
berlerinde, I992yılıyazındagerçekle-
şen katliamın görgü tanıklannın oldu-
gu belirtiliyor. Haberlerde köylûlerin, 8
bin Müslüman ve Hırvat'ın "Arkan"
kod adıyla bilinen Zdjko Raznjatoviç
komutasmdaki Sırp mtlıslerince katle-
dildiklerin gördüklerini söyledikleri de
kaydediliyor. Gazetelerin haberlennde
Sırplar'ın, "etnik temizfik" operasyon-
lan çerçevesinde öldürdükleri Müslü-
manlar ile Hırvatlann yanı sıra bölge-
deki toplu mezarlarda bulunan cesetle-
ri de Ljubija demir madenine taşıdıkla-
n belirtiliyor.
Sırplar'ın öldürdükleri sivilleri, de-
mirezmede kullanılan makinelerle par-
çaladıklannı, daha sonra da tanınma-
malan için yüzlerine kezzapdöküp, de-
rin maden kuyulanna attıklannı yazan
Nevv York Times, sistemli olarak etnik
temizlik gerçekleştiren ve on binlerce
sivili katleden Sırplar'ın. cesetler bu-
lunmasın diye maden kuyulannı ton-
larca toprakla doldurduklannı yazıyor.
'İki ay sürdü'
Ljubija köylülerinrn, özellikle 1992
yazında aralannda çok sayıda kadın ve
çocuğun da bulunduğu binlerce Müslü-
man ve Hırvat'ın Sırplartarafindangö-
türüldüğunü, bir daha da görmedikleri-
ni bildirdikleri vurgulanan haberlerde,
bir tanığın anlattıklanna yer veriliyor:
"Ağzına kadar insanla dolu otobüsler
gece-gündüzsüreklimadenegidiyordu.
Döndüklerinde otobüsierin hepsi boş-
tu. Madenden gece ve gündflz silah ses-
leri geiiyordu. fîk önce tek silah sesi du-
yuyorduk,ardındançok saj ıda makine-
li tûfek sesi geiiyordu. Bu iki ay sürdü."
Hırvatıstan Helsinki İnsan Haklan
Izleme Komitesi'nden Ivan Zvonimir
Cfcak, katliamlarla ilgili olarak Nevv
York Times gazetesine yaptıgı açıkJa-
mada "Madende8bin cesedin buhindu-
ğunu tahmin ettikJerini" ve Sırp kont-
rolündeki topraklarda bulunan toplu
mezann en büyüğünün Ljubija olduğu-
na inandıklannı anlatn. Gazete, bölge-
de oturanlara Sırplar'ın aylarca evlerin-
den çıkmalanna izin vennedigini, hat-
ta pencereden bakmalanna bile izin ve-
rilmediğini belirttiklerini kaydediyor.
ABD de flgüenecek
Pentagon (Savunma Bakanlıgı) söz-
cüsü Kenneth Bacon, önceki gün Was-
hington'da gazetecilere yaptığı açıkla-
mada, ABD istihbaratının şimdiye ka-
dar söz konusu madenle fazla ilgilen-
mediğini söyledi ve bundan sonra ko-
nunun üzerine eğileceklerini bildirdi.
Dış Haberler Servisi -
Bosnalı Sırplar. Saraybos-
na'nın Sırp mahallelerini
topyekûn boşaltma tehditle-
rinde dün geri adım attılar.
Bosnalı Sırplar, Bosna banş
sürecini ciddi biçimde teh-
likeye sokan tehditlerinde,
70 bin kadar Sırp'ın evleri-
ni yakarak göç edeceklenni
bildirmışlerdi.
NATO Banşı Uyguiama
Gücü'nü sıkıntıya sokan bu
tehdıde karşılık Saraybos-
nalı Sırplar, mahallelerini
boşaltmak için ek süre ıste-
mışlerdi. NATOyetkiliIeri-
nin ek süre talebine kulak
asmamalan sonucu toplu
göç olayı dün kriz noktası-
na geldi. Bosna îdaki sivil iş-
ler koordinatörü Carl
Bildt'in devreye girmesiyle
Sırplar, toplu göçü bir süre
erteledi. Bosnalı Sırplann
parlamento başkanı Mom-
cilo Krajisnik. Bildt'e Bos-
nalı Sırplann televizyonu-
na çıkarak insanlara evle-
rinde oturmalan ve paniğe
kapılmamalannı söyleme-
sini istedi.
ABD Başkanı Bffl CKn-
ton'ın Bosna'yı ziyaret ede-
ceği günde binlerce insanın
yollara dökülmesi ve ma-
hallelerin ateşe verilmesi
gibi bir gösteri sergilemeyi
düşünen Bosnalı Sırplar,
Boşnak-Hırvat federasyonu
yönetimine girmeyi eylül
ayına kadar ertelemek isti-
yorlar. NATO yetkililen ise
böyle birertelemenin. Bos-
na'da kalıcı bir banş sağla-
yabilmek için 1996'nın so-
nuna kadar süresi olan NA-
TO'nun misyonunu tehlike-
ye sokacağını belirtiyorlar.
Saraybosnalı Sırplan ya-
tıştırmakta, Sıroistan Dev-
let Başkanı Sktbodan MUo-
SCTTÇ ve NATO Genel Sek-
reteri Javier Sotana'nın rol
oynadığı sanılıyor. Federas-
yon yönetimine girmek is-
temeyen Saraybosnalı Sırp-
lann en büyük korkusu, üç
buçuk yıl kuşatma altında
inim inim inlettikleri Saray-
bosnahlann kendilerini ce-
zalandıracaklan. Bu korku
yüzünden, bir bölüm Saray-
bosnalı Sırp zaten göç etmiş
bulunuyor. Bir bölüm ise
ölülerinı bile mezanndan
çıkanp yanına alarak her an
göç etmeye hazır bekliyor.
' • \\ i
\J If
1 / /
ı " 1/ '
• « • • • ' • • > « — » • -
* = -
. %
^ \
Saraybosna'da V lako\o me/ariığında bir Sırp kadın, oglunurı cesedinin mezardan çıkanhşını ağlayarak izliyor. Saraybosnab Sırplar,
Müslüman vönetimi alüna girmemek için göç ederken bir yandan evierini yakıyor bir yandan mezariannı bile nakJedryorlar.
Bosna'da 15 ile 20 ayn toplu mezar bu-
lunduğunu söyleyen Pentagon Sözcüsü,
bunlann sorumlusunun Sırplar olduğu-
nun altım Çİzdi.
Bu arada. Birleşmiş Milletler Lahey
Savaş Suc'ulan Mahkemesi yetkilileri-
nin, NATO'nun müdahalesine karşın
halen Sırpkontrolü altında bulunan bol-
geye giremedikleri de haberde kayde-
diliyor.
New York Times'ın haberinde, NA-
TO banş uyguiama gücündegörevli Jn-
giliz bîrlıklcnnin komutanlanndan Al-
bay Benjanun Barry'nin "Bizûn işimiz
askerleri ayırmak,toplu mezararamak
değü" sözîen de dikkat çekiyor.
dintoıı
Bosna'daDış Haberler Servisi - ABD Başkanı
Bill Clinton'ın bugün eski Yugoslavya
topraklanna yapacağı kısa ziyaret sıra-
sında Saraybosna'ya uğramayacağı bil-
dirildi. Bosna'ya gelmeden önce Ital-
ya'daki Aviano hava üssünü ziyaret ede-
cek olan Clinton'ın buradakı Amerikan
askerlerine teşekkür edecegi bildirildi.
Burada askerlere hitaben bir konuş-
ma yapacak olan Clinton daha sonra
Bosna'ya gidecek. Bosna'da kuzeydeki
Tuzla kasabasını ziyaret edecek olan
Clinton'ı Bosna Devlet Başkanı Alia Iz-
zetbegoviç karşılayacak. Macaristan ve
Hırvatistan'a da ugrayacak olan Clin-
ton'a gezisinin Zagreb durağında, Dı-
şişleri Bakan Yardımcısı Richard Holb-
rooke eşlik edecek. Dipomatık gözlem-
ciler, Clinton'ın Bosna ziyaretınin birkaç
amaca birden hizmet edeceğini düşünü-
yor. Ziyaretin temel hedefi ise imajını
yücelhnek ve resmi olmayan biçimde,
seçim kampanyasını başlatmak.
Bu hafta sonu başlayacak bu geziye
Amerikan basın-yayın organlannda ge-
niş yer verilecek. Clinton, hem başkan
olarak hareket edecek hem de yeniden
seçilebilmek için seçmenlerinin gözüne
hoş görünebılecek. Clinton, "Buraya
Amerikan askerierini ben gönderdiğun
için, onlann nasıl olduğunu şahsen gör-
mek benim için çok önemli" dcdi.
Öte yandan Beyaz Saray. Clinton'ın
gideceği yerler konusunda güvenlik ge-
rekçesiyle aynntı vermekten kaçınıyor.
S\\ sorunu BM9
deLALE SARIÎBRAHtMOĞLU
ANKARA - Ortadoğu banş sü-
recı çerçevesinde teröre destek
verdiği için sıkışan Suriye'nin ye-
niden alevlendirdiği su sorunu ko-
nusunda, Fırat ve Dicle gibi suıır
aşan sulann kullanımınm yasal da-
yanağa kavuşmasını sağlayacak ilk
Birleşmiş Milletlerbelgesi, Türki-
ye'nin tezleri doğrultusunda sınır
aşan sulann ortak kaynak olmadı-
ğı ve paylaşılamayacağı ilkesini
benimsiyor. Ekim ayında BM'de
yapılacak toplantıda son şeklinı al-
• Birleşmiş Milletler'in 23 yıllık çalışmasının ürünü olan ve sınır aşan sular
konusunda önemli bir belge olma özelliğini taşıyan taslak metin, Türkiye'nin
tezleri doğrultusunda sınır aşan sulann ortak kaynak olmadığı sonucuna vanyor.
ması beklenen ve 23 yıldır üzerin-
de çalışılan çerçeve anlaşması ni-
teligindekı taslak metin, su israfi-
nı diğer kıyıdaş devletlere göre da-
ha geniş öİçüde önleyebilecek tek-
nolojılcr kullansa dahı bu duru-
mun o devlete daha fazla su kullan-
ma hakkı vermeyeceği görüşünü
içeriyor. Bu görüşe göre örneğin
Suriye kendisine tahsis edilen su-
yu israf etse dahi, belirlenmiş mik-
tarda suyu almaya devam edebile-
cek. BM Genel Kurulu, aralık
1970 tarihinde aldığı bir kararla sı-
nır aşan sular konusunu incelemek
üzere Uluslararası Hukuk Komis-
yonu'nu (UHK) görevlendirdi.
UHK, 23 yıllık çalışmasını yansı-
tan taslak metni 1994 yılmda Ge-
nel Kurul'a sundu. BM 6. Komis-
yonu'nda ekim ayında son şeklini
alması beklenen "l lustararası Su
Yollannın llaşımdışı Amaçlaria
Kullanılmasına İlişkin Hukuk
Hakkında Madde lasanlan" baş-
lığını taşıyan metin sonuçlartdığın-
da F ırat ve Dicle gibi sınır aşan su-
lann kullanımınm beiirlenmesinde
önemli bir kaynak oluşturacak.
Aralannda su sorunu bulunan
ülkelerin önce ikili görüşmeleryo-
luyla çözüm yöllan aramalarını
öngören vc "madde tasanlan"
Bitmeyen Senfoni: IrakDış Haberler Servisi - Körfez Savaşı'nın
üzerinden 5 yıl geçti. Irak, savaşın sona erme-
sine karşın ABD ve uluslararası toplum için hâ-
lâ bir tehdit unsuru olmaya devam ediyor.
ABD Başkanı Bill Clinton Irak'auygulanan
BM ambargosunun kaldınlmaması yönünde
kararlılığını sürdürürken Saddam'ın uluslara-
rası arenada manevra kabiliyeti giderek azalı-
yor. Körfez Savaşı sırasında ABD'nin öncülü-
ğünde BM'nın askeri müdahalesi sonucunda
Saddam Kuveyt'ten çıkartıJdı, ancak bugün
Saddam hâlâ iktidarda ve iktidan bırakacağa
da hıç benzemiyor.
Uluslararası toplumu karşısına alan Saddam,
kimyasal. nükleer ve biyolojik silahlara ilişkin
uluslararası yasaklara uymamak ve silahsız-
lanma konusunu araştıran yabancı gözlemci-
lere yanlış bilgi vermekle suçlanıyor.
ABD yönetımi Irak uzmanı Laurie Mylroie
Reuter haber ajansına verdiği demeçte "Biz
ashnda KörfezSavaşı'nı kazanmadık. Boşu bo-
şuna kendimizi zafer hikâvcleri ile kandırma-
yanm. Çünkü Saddam intikam duygulanyla
dolu"diye konuşuyor. Mylroie ve bazı Ortado-
ğu uzmanlan, ABD'nin taktik değiştirerek
Saddamı yönetimden uzakJastırmak için so-
mut çözümler üretmesi gerektiğine dikkat çe-
kiyor. Ancak Bosna ve Ortadoğu banşı ile had-
dinden fazla meşgul durumdaolan Clinton yö-
netiminin, Saddam konusuna yeterince eğil-
mediği öne sürülüyor.
Savaş sona erdiği zaman dünya kamuoyu,
Saddam'ın uluslararası baskılara bpyun eğip
işbirliğine yanaşacağını veya iktidan bırakaca-
ğını sanmıştı. Bağdat Batı'nın istediği "kıva-
ma" gelinceye dek ekonomik yaptınmlann
süreceği öngörülmüştü. 1994'te başta Fransa
ve Rusya olmak üzere bazı ülkeler, ABD'ye
baskı yaparak Irak'a uygulanan katı ekonomik
ambargonun gevşetilmesi yolunda girişimler-
de bulundular. Ne var ki Clinton büyük bir ka-
rariılık ömeği sergileyerek Irak üzenndeki am-
bargonun kaldınlması için öne sürülen koşul-
lardan ödün vermeyeceğini bildirdi.
Siyasi gözlemcıler, uluslararası toplumun
Irak'a yönelik çıkar hesaplannda ortaya çıkan
çok sesliliğin.silahsızlanma konusunda geçer-
li olmadığını; BM'ye üye ülkelerin Irak'ın bi-
yolojik ve nükleer silahlardan annması konu-
sunda ABD'ye koşulsuz destek verdiğini be-
lirtiyorlar. ABD Ulusal Savunma Üniversitesi
öğretim üyelerinden Parrick Clavvson, "5 yü
sonraki durum 1991"e göre bir değişiklik gös-
termiyorT
'diyerek ABD'nin Körfez Savaşı so-
nucunda "zafer" olarak nitelediği kazanımla-
n sorgulamaktan kendini alamıyor.
Öte yandan Clinton yönetimi Irak'taki yö-
netim karşıtlannı Saddam'a karşı birleşmele-
ri yönünde iknaya çabahyor. Son günlerde, Ür-
dün Kralı Hüseyin bu doğrultudaki girişimle-
rine hız vererek Irak'ın geleceğine ilişkin dip-
lomatik temaslannı yoğun bir şekildc sürdürü-
yor.
olarak da anılan taslak metnin bir
"çerçevesö/Jejmea" şeklinde orta-
ya çtkması bekleniyor.
UHK'nin metin üzerindeki ça-
lışmalan sırasında, sınır aşan sula-
nn Tahsferni değil de -payiaş*-
mı"nı öngören değişiklik önerge-
leri iki kez komisyonlara götürülüp
geri döndü. Sonuçta Fırat ve Dic-
le gibi sulann "ortak kaynak ol-
madığı" sonucuna vanldı. Metin-
de öngörüldüğü gibi tahsis kavra-
mını benimseyen ve Fırat sulannın
yüzde 80'den fazlasının kendi top-
raklanndan kaynakJandığma işa-
ret eden Türkiye, Suriye'nin, sula-
nn matematiksel bölüşümü tezine
karşı tüm ekolojık dengeleri de göz
önünde tutarak u
suyun tahsisi"
kavramının önemine işaret edıyor.
Türkiye'nin Mısır Büyükelçili-
ği görevini yürüten Dışişleri Ba-
kanlığı eski Müsteşar Yardımcısı
Büyükelçi Yasar Yalaş, geçen yıl
Dış Politika Enstitüsü ve Türkiye
Uluslararası llişkiler ve Stratejik
Araştırmalar Vakfı tarafindan ya-
yımlanan "Sınır aşan Sulann Hu-
kuki Rejinıi" başlıklı makalesin-
de. son a^amasına gelen ve "Mad-
deier Tasansı" olarak anılan tas-
lak metin konusunda şu noktalara
dikkat çekiyor:
•UHK, 3- madde ile ilgili ola-
rak vapOgı vorumda, kıvıdaş dcv-
letlerin tasandayer alanhükümle-
ri uygula>ıp uygulamamakta öz-
gür olacaklan ve aynı şeküde bu
hükümleri knıdaşfliduklansu yo-
lunun özeUikİerine göre ujariaya-
bileceklerini ifade edi\or.
•Tasanda "kaydadeğerzarar"
ifadesi "önemli zarar vermeme"
şeklinde değiştinldi. Böylece bir
uluslararası su yolunu kullanırken
aşağı kıyıdaş devlete zarar vernıe
olasılığı bulunan bir yukan kıyıdaş
devletin sorumlu tutulma derecesi
"kayda değer zarardan" "önemli
zarara" vükseltilmiş oluyor.
•Kıyıdaş devietlerin uluslara-
rası bir su yolunun kendi ülkelerin-
de kalan bölümünü hakça ve akıl-
cı biçimde kuilanmalan gerektigi
befirtilhor. Maddedeki ifade kulla-
nan ülkeye bir sorumluluk yükle-
mekle birlikte bu çerçevede kal-
mak şartrvla suyu kullanmanın o
ülke için bir hak olduğunu da be-
lirtiyor.
• Tasanda suyun optimal kul-
lanımı da öngörülüyor. Bu ifade,
suyun en fazla yarar sağlayacak şe-
kılde kullanılması anlamına gel-
miyor. Sudan sağlanacak kısa va-
deli azami yarar, uzun vadeli ka-
yıplara neden olursa UHK, bunun
optimal kullanıma aykın olacağı-
nı vurguluyor. UHK'nin, bir ülke-
nin kendisine tahsis edilen bölü-
mü israf etse dahi, belirlenmiş
miktarda suyu almaya devam ede-
bileceği yorumunu getiren bir
maddeye yer vermesi, suyun hak-
ça ve akılcı kullanımı ilkesiyle
bağdaşmıyor.
ABD, suya
dokunmuyorWASHINGTON (Cum-
huriyet) - Clinton yönetimi,
su ve teröre verdiği destek
konusunda Suriye ile ilişki-
leri "krize"dönüşen Türki-
ye'den yana tavır almaktan
uzak durmaya çabahyor. Or-
tadoğu banş sürecine Şam
yönetimini de katmak ama-
cıyla yoğun bir diplomatik
çaba sarfeden ve tsrail'le
masaya oturulmasına aracı-
lık eden ABD'nin, Suriye'yi
ürkûteceği düşüncesiyle An-
kara'nın su konusundaki
destek istemine bugün için
açık bir tavır sergilememe
politikası izlediği bildirili-
yor.
Washington'un "suyado-
kunmama" yönûndeki tavn,
ABD Dışişleri Bakanlıgı
Sözcü Vekili Glyn Davies'in
ağzmdan açıkça ortaya kon-
du. Gazetecilerin Türkiye ve
Suriye arasındaki su sorunu-
na ilişkin sorulannı yanıtla-
mak istemeyen sözcü vekili
Davies "Bu konuyu geneJde
Türkiye ile Suriye arasında
çözümlenmesi gereken bir
mesele olarak görüyoruz"
diye konuştu. Davies, suyun
Türkiye ile Suriye'yi "karşı
karşıya getirip getirme>ece-
ğj" konusunda "\merikan
Dışişleri Bakanlığı binası
içinde konuyla ilgili yüksek
derecede bir korkunun ola-
cağına ait belirtilergörmedi-
guıi" sözlerine ekledi.
Oysa Ankara, Şam'la ara-
sındaki su krizinde ABD'den
"destek" isteyerek Fırat neh-
rinden saniyede 500 metre-
küp yerine 700 metreküp su
almasına karşın "Türkiyesu
vermiyor" iddiasında bulu-
nan Suriye'nin girişimlerin-
den duyduğu kaygıyı Was-
hington'a bildirmiş, Türki-
ye'nin Clinton yönetimin-
den beklentilerini dile getir-
mişti. Diplomatik kaynaklar,
Clinton'ın "Ortadoğu ban-
şının mimarian arasında ön-
de gelen isim" olarak göster-
diği Dışişleri Bakanlığı Özel
Ortadoğu Koordinatörü
Ross'a iletilen "Şam'la su
krizüıin" bu ayın sonlanna
doğru Washington'da yeni-
den değerlendirileceğini bil-
dirdiler.
Öte yandan, su sorunu Is-
rail'dedegündemegeldi. Is-
rail Başbakanı ve Savunma
Bakan ı Şimon Peres, ve Dı-
şişleri Bakanlığı _Müsteşan
Büyükelçi Onur Öymen'in,
Tel Aviv'de dün gerçekleş-
tirdikleri görüşmede, "İsra-
il'in, su konusunda Türki-
ye'ye baskı yapılmasını is-
tediği" yolundâki spekülas-
yonlann keşinlikle yalanla-
ndığı bildirildi.
Christopher Surive'de
Şam temkinli• ABD Dışişleri Bakanı Suriye-Israil banş
görüşmelerinde kritik bir noktaya gelindiğini
ve dikkatli davranılması gerektiğini belirtti.
Dış Haberler Servisi - Su- rüşmenin çok olumlu geçtiğj-
riye yönetimi, Ortadoğu ba-
nş sürecini hızlanlandırmak
için bölgedeki tüm ülkelerin
işbirliği yapması çağınsuıda
bulunarak ABD'nin bu ko-
nudaki girişimlerini övgüyle
karşıladığını bildirdi.
Suriye'de hükümet yanlısı
EITavragazetesinde yer alan
bir haberde. ABD Dışişleri
Bakanı Christopher'm ön-
cülüğünde sürdürülen Suri-
ye-lsrail banş gönîşmeleri-
nin son derece dostça ve
olumlu bir atmosferde geçti-
ği belirtildi. Gazete, bu olum-
lu gelişmelerin devam etme-
si için Israil'in Golan tepele-
rinden çekilmesi koşulunun
yerine getirilmesi gerekliliği-
ne dikkat çekti. Christopher,
lsrail Başbakanı Şimon Pe-
res ile önceki gün yaptığı gö-
ni belirterek "Şu anda çok
kritik bir noktaya geidik. Bu
aşamada çok dikkatli olma-
mız gerekijor" diye konuştu.
Ortadoğu!
da mekik diplo-
masisini sürdüren Christop-
her. Tel Aviv'den sonra Suri-
ye Devlet Başkanı Hafız
Esad ile görüşmek üzere
Şam'a geçti. Suriye yöneti-
mini fsraü'in banşgörüşme-
lerininin kapsamını genişlet-
me çağınsını kabul etmeleri
doğrultusunda ikna etmeye
çabalayan dışişleri bakanı,
görüşmelerde askeri ve eko-
nomik konularda uzman kişi-
lerirtde hazırbulunmasını is-
tiyor. Ancak siyasi gözlem-
ciler, Christopher'm bu tale-
binin Suriye tarafindan kabul
edilmesinin çok uzak bir ih-
timal olduğunu öne sürüyor.