Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.13 OCAK 1996 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
:Somşturma çıkmazda
• Baştarafı 1. Sayfada ol açar. İdeal olan, tek moni-
Iherhangi bir sonuca ulaşa-
^madıklannı belırttiler.
• Gerek cinayetlerin işleniş
^biçimi gerekse seçilen he-
2def nedeniyle Türkiye'nin
" gündemini bir anda değişti-
l ren Sabancı Center baskı-
^nıyla ilgili şaşırtıcı gelişme-
- ler yaşanıyor. 9 ocak günü
• saat 10.30 sıralannda cina-
yetlerin işlenmesmin ardın-
dan ilk resmi açıklamanın
24 saat sonra yapılması, ka-
muoyunda kuşkulu değer-
lendirmelere yol açtı. İstan-
bul Emniyet Müdürü Or-
han Taşanlar'ın 10 ocakta
düzenlediği basın toplantı-
sında "Cinayeti işleyenkrin
görûntüleri kayıtlarda yok-
tu, saldırganlar kontrolsiiz
' D kapısından içeriye gjrmiş-
' ler" açıklaması. Anadolu
,Ajansı'nın (AA) bültenle-
rindedeyeraldı AncakOr-
t han Taşanlar. a>nı günün
fikşamı iki özel televizyon
'kanalında "Saldırganları
_ kamera kayıtlanndan sap-
_iadık" dedi, saldırganlann
.Jcontrolsûz D kapısından
girdikJeri değerlendirmesi-
ni ise yıneledi.
11 ocak günü gazetelerde
saldınyı gerçekleştirdiği be-
lirtilen iki tetikçinin kamera
kayıtlanndan eldeedilen fo-
toğraflan yayımlandı. Kont-
' rolsüz denilen D kapısının,
'kontrolsüz olmadığı görül-
dü. Saldırganlann fotoğraf-
ı lan ise hem teşhisi sağlaya-
cak kadar net değildi hem de
fotoğraflann altındaki tarih-
ler daha da di kkat çekiciydi:
,9' 1/96 olması gereken tarih
.yerine 9/1/95 yazması, de-
gişik yorumlan da berabe-
• rinde getirdi. ICameralı gü-
.venlik sistemleri kuran bir
şirket yetkilisi, otomatik za-
man ayar parçasının böyle-
sine büyük merkezde bulun-
mamasının olanaksızhğına
dikkat çekerek şu görüşlere
yer verdı:
"GörüntüJü güvenlik sis-
temlerinde kontrol monitör-
lerinin gnıplandırılması
önemlidir. Orneğin 300 ka-
meranın bulunduğu bir siv
temde. kimlerin. hangi gru-
bu nasıl kontrol edecegi be-
lirienmelidir. Ayncabirmo-
,nitörden 16 ayn kameranın
•görüntiisü görülebilir. An-
*cak bu,göriintö kaybuıa y-
törden dört kameranın gö-
rüntüsünü izlemektir. An-
cak bunun da başka bir
olıımsuz >önü vardır. Örne-
ğin. kamera saniyede 24 ka-
re kaydeder,ekran bölündü-
ğiinde monitör saniyede bir
görünrüyü gösterir. Vani tek
tek fotoğraflar geçiyormuş
gibi olur. Bu noktada bazı ay-
nnnlar kaçabilir ya da köfü
niyetli insanlar bundan ha-
berdarsa görüntüden kısa
süreli duraklamalarla kaça-
bilirter."
Eski bir emniyet yetkilisi
ise suikast olayına başka bir
açıdan bakarak en ince ay-
nntısına kadar planlanmış
bir saldınyı Türkiye'de fa-
aliyet gösteren terör örgütle-
rinin yapmasının olanaksız-
lığına dikkat çekti. Emniyet
yetkilisi, "Şu veya bu şekü-
de bir gizti örgüt bu suikas-
ta bir şekilde yardımcı olmuş
olabilir. Ev lem.dev lete > öne-
liktir" dedi Bir başka eski
emniyet yetkilisi ise cinayet-
lerin işleniş biçimine dikkat
çekti.
Aynı yetkili. "Böylebirci-
nayet organizasyontınu, te-
rör örgütleri -kesin olma-
makla birlikte- pek kullan-
maz. Susruruculu silahla
hem de iyi organize olmuş
suikastlan düzenleyenler, >a
gizii örgüt elemanlandır ya
da mafyadır. Duvariarı ses
geçirmeyen bir binada ne-
den sustunıculu silah kulla-
luisın ki! Görünen o ki, bu işi
yapanlar kesinlikle yakalan-
mak istemiyorlar" dıye
konuştu.
Istanbul Cumhuriyet Baş-
savcısı Avni Bflgin ise görün-
tülerinaltındayeralan 1995
tarihiyle ilgili tutanak tutul-
duğunu belirtti. Bilgin, ko-
nuyla ilgili gazetecilerin so-
rulanni şöyle yanıtladı:
"Yaptığımız araştırmada,
güvenlik kameralan üzerin-
deki tarihin değiştirilmeme-
sinin teknik bir hatadan
kaynaklandığını öğrendik.
Tarih 1995"ten. 19%'vaatia-
rılması gerekirken bu yapıl-
mamış. Bu durunıu sanık-
lann ileridc lehlerine kullan-
mamalan için teknik ekiple-
rin görüşü alınarak soruş-
turmayı yürüten Cumhuri-
yet Savcısı Ünal Soytekin ta-
rafindan tutanak furuldu."
Halıık Görgün de
toprağa verîldi U I H.İ.1O
İstanbul Haber Servisi -
Sabancı Center'da 9 Ocak
1996 günü uğradığı silahli
saldında Sabancı Holding
•Yönetim Kurulu üyesi Öz-
demir Sabancı ve Başkan-
lık sekreten Nügün Hasefe
ile birlikte yaşamını yiriren
Toyota-SA Genel Müdürü
Haluk Görgün'ün cenazesi
dün, Bebek Camii'nde kılı-
nan cuma namazından son-
ra Aşiyan Mezarlığı'nda
toprağa verildi.
Haluk Görgün için ilk tö-
ren dün sabah Kartal'da To-
yota-SA Genel Müdürlü-
ğü'nde yapıldı. Törende ko-
nuşan Toyota-SA Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı
Akiro Yokoi. Haluk Gör-
gün'ü başanlı çalışmalany-
la hep anımsayacaklannı
söyledi.
Özel Marmara Hastanesi
morgunda bekletilen Gör-
gün'ün cenazesi, dün sabah
Maltepe Gülsuyu'nda genel
müdürlük binasına getirildi.
Haluk Görgün'ün çalışma
arkadaşlanndan Işık Dik-
men de, Görgün'ün profes-
yonel iş yaşamının gerekle-
rini bilen. üstün nitelikli bir
can dostu olduğunu vurgu-
ladi. Dikmen. "Onun buan-
•layışını hayatunız boyunca
^nuhafaza edeceğiz. Onu çok
özleyeceğiz" dedi.
Toyota-SA Genel Merke-
zi'ndeki törende oğlunun
cenazesi başında sürekli ağ-
layan Müfîde Görgün'ün
yanına gelen Sakıp Saban-
cı, "Hadi Özdemir'i hedef
seçmişlerdi. Senin oğlunun
ne suçu vardı" diyerek te-
selli etti.
Görgün'ün cenazesine
Sabancı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Sakıp Sa-
bancı, Yönetim Kurulu üye-
len Erol Sabancı, Hacı Sa-
bancı, Japonya İstanbul
Başkonsolosu Terufiısa Ari-
ga, Görgün'ün annesi Müfi-
de Görgün, babası İhsan
Görgün, eşi Meral Görgün,
çocuklan Alkın ve Murat
Sakıp Sabancı'nın eşi Tür-
kan Sabancı, Özdemir Sa-
bancı'nın oğlu Demir Sa-
bancı, Güler Sabancı, To-
yota-SA çalışanlan ile va-
tandaşlar da katıldı.
Müfıde Görgün, Bebek
Camii bahçesinde Sakjp Sa-
bancı 'dan oğlunun katilleri-
nin bulunmasını isteyerek,
"Halimi görün. başkaJan-
nın canını yakmayın" diye-
rek katillere seslendi. Sa-
bancı da polisin gerekeni
yapacağını söyledi. Japon-
ya'nın istanbul Başkonso-
losu Ariga da Görgün "ün
ailesine başsağliğı diledi.
Görgün'ün cenazesi Be-
bek Camii'nde kılınan ce-
naze namazının ardından.
Aşiyan Mezarlığı'nda top-
rağa verildi.
Ismail AkkoPun
• Baştarafı 1. Sayfada
le geçmezdi, hâlâ da geç-
miyor. İS'eler olup bittiğini
bilemiyorum. Vakalanırsa
ancak o zaman öğrenece-
ğiz" diyerek şaşkmlığını
ifade ediyor.
Akkol ailesi basunn bas-
kısindan bunalmış. Ağabeyi
Hasan Akkol sık sık "Aile-
mi bu olayın dışında tut-
mak istiyorum. ancak ne
telefon susuyor ne de kapı
zili" diyerek bütün bildikle-
rini emniyete anlattıklannı
belırtiyor.
Kardeşinin çekingen ve
ürkek biri olduğunu yinele-
yen Hasan Akkol, "Birlik-
te kömür getirmek için
aşağı indiğimi/de fare kor-
kusundan kömürlüğe gi-
remez dışanda beklerdi"
diyor. Akkol şunlan söylü-
yor: "Olayı tasvip etmiyo-
ruz ama ailemizin bu olay
yiizünden rahatsızedilmc-
sini ve çevremizin bizi po-
tansiyel suçlu olarak gör-
mesinden rahatsızım. Ai-
lemde kimsenin bırakın
sabıkasını. bu olayla ilgili
tanıklık için çağrılmadan
önce karakola gitmişliği
bile yoktur. Kardeşim İs-
mailMn de öyleydi. Bu zor
gönleri aile dayanışması
içinde aşmaya çalışıyoruz.
Basından ricam bizi rahat
bıraksınlar. Kardeşim suç-
Iuysa cezasını çeker. Ka-
meralarda İsmail takım
elbiseli görülü>or. Oysa o
gün sabah evden spor kı-
yafetle çıktı. Evde bir sürü
takım elbisesi olduğu hal-
de onları giymemiş. Bu
arada basında babamın
ağzından İsmail'in "Ali-
beyköy'de gözaltına alınan-
lar arasında görenler var'
şeklinde sözler yer aldı. Bu
tümüyle yalan. Gazetecile-
rin kendileri bu yönde ba-
bama bilgi veriyorlar, son-
ra bunlan babam söylemiş
gibi yazıyorlar. Bize oğlu-
nuzu Alibeyköy'de gördük
diyen biri çıknîadı."
Basının söylenmedik ba-
zı sözleri kendilenne atfen
yazdıklannı belirten Hasan
Akkol, bu konuda duyduk-
lan rahatsızlığı dile getirdi.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı I. Sayfada
Çiller, Erbakan'la görüşmeye "hır-
çın kız" rolünde gitmiş olmalı. Erba-
kan da alttan almış, "masum baba "yı
oynamış. Çiller, "derin görüş ayrılık-
/an"ndan söz etti. Erbakan, "Umut-
suz değilim" dedi. Hocaya göre gö-
rüşme, "yapıcı" geçmiş. Demek ki
yeni bir durum yok.
Çıkışta yapılan açıklamalardan an-
laşıldığı kadarıyla iki liderin diyaloğu
şöyle olmuş:
HOCA - Bizimle koalisyon yapma
arzunuzu çok iyi anlıyorum.
ANA - Aramızda derin görüş ayn-
lıkları var sanıyorum.
HOCA - Evet, hükümeti kurmak
için çok derin bir istek duyuyorum.
ANA - Size bu yolda başarılar dili-
yonjm.
HOCA - Evet, başarımızın ortak
olacağından sizin gibi ben de kuşku
duymuyorum.
ANA - Giderilmesi olanaksız kuş-
kuların daha da belirginleştiğini görü-
yorum.
HOCA - Bakın siz de görmeye baş-
ladınız, çok mesafe aldığımızı hisse-
diyorum.
Yazının başında vurguladığımız gi-
bi, her iki lider çıkışta farklı açıklama-
lar yaptığı için durumu netleştirmek
güçleşti. Bu gidişle, Erbakan her gö-
rüşmeden çok mutlu ayrılacak...
Bugünkü Erbakan-Yılmaz görüş-
mesinden de fazla bir şey bekleme-
mek gerekli. Taraflar, bu ilk görüşme-
lere biraz da "hazıriık maçı" gözüyle
bakıyorlar.
Herkes Ikfldara Muhtaç...
Turlar devam ederken başta işa-
damları olmak üzere toplumun farklı
kesimlerinden Ankara'ya "mesajlar"
da sürekli akacak...
Daha 24 aralık gecesi durum yo-
rumlanmıştı:
- Seçmen ANAYOL dedi...
Sabancı Center'daki cinayet son-
rasında da yine aynı mesaj gündeme
getirildi:
- Ülke iktidar boşluğunu kaldırmı-
yor. Bu, ANAYOL'un kurulması ge-
rektiğini gösteriyor...
Sakıp Sabancı da cenaze töreni
öncesinde karşılaştığı Çiller ve Yıl-
maz'a aynı şeyi söylemiş. Rahmi
Koç'la Halis Komili, soluğu Anka-
ra'da aldı. iki lidere, "Lütfen kurunuz
ulan şu ANAYOL'u" öedl
Demek ki Dev-Sol da ANAYOL-
SOL hükümetinin kurulmasını istiyor.
Ne çok isteyeni var, imrenmemek
elde degil.
Erbakan-Çiller görüşmesinin oldu-
ğu gün Ankara'da hava kapalıydı.
Demek ki hava da bu durumdan ra-
hatsız oldu ve "ANAYOL" mesajı ver-
di.
Bakalım Yılmaz-Erbakan görüş-
mesi sırasında nasıl mesajlar gele-
cek.
Hükümet turlan sırasında "adildü-
zen "in nasıl bir şey olduğunu biraz
daha anlamaya başladık. Ne demiş-
ler, "Aynası iştir siyasetçinin, seçim
demeçlerine bakılmaz."
24 aralık sonrası Erbakan'ın gidiş-
gelişlerine bakılırsa adil düzenin iki
temel ilkesi şu:
- Seçimden önce desteksiz at. Se-
çimden sonra defteri kapat.
- iktidar koltuğu için atılmayacak
çengel, aşılmayacak engel yoktur.
Koalisyon ilkesi partiye göre proto-
koldür.
Erbakan, ikinci kez Çiller'le görüş-
me durumuqda kaldığında şöyle bir
öneri getirirse şaşmamak gerekir:
- Yurtdışında mal-mülk edinmek
serbesttir. Bu konuda açılmış tüm so-
ruştunmalar yok hükmündedir.
RP özel bir kurul oluşturdu. Her
partinin programı tarandı. RP ile or-
tak olan noktalar tek tek çıkanldı. Di-
ğer partilerin programlannda RP ile
örtüşen ilkelerin üzeri, "yeşile" bo-
yandı.
Partiler, "RP'yle olmaz" nutuklan
atmaya devam etsin. Hoca onlan ye-
şilledi bile.
ANAYOL kaynatmalan
Erbakan Hoca, elinde görevlendir-
me belgesi bir süre turlannı atacak.
Sonra, "yeniden gelir" umuduyla bel-
geyi Köşk'e vermek durumunda ka-
lacak. Vermezse Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel önlemini almış
durumda. Erbakan'ı en iyi tanıyan ki-
şilerden biri olan Demirel, görevi ver-
meden birkaç saat önce yaptığı ba-
sın toplantısında şunu söyledi:
- Görevi verdiğim sayın genel baş-
kan makul bir süre içinde hükümeti
kuramazsa bir başkasını görevlendi-
ririm. Yapamayanın gelip görevi iade
etmesi gerekmez.
Burada mesaj Erbakan'a idi:
"Hükümet turu, Kâbe turuna ben-
zemez. Bir kez dönülür. Olmazsadu-
rulur."
Erbakan döndü, durdu. Köşk, gö-
revi düşman kardeşlerden birine ver-
di. Asıl tango bu aşamadan sonra.
Önümüzdeki dönem, ANAYOL in-
şasının çok daha yoğun tartışılacağı
günlere gebe. Çiller ve Yılmaz, me-
zarlıkta yürürken korkmamak için
şarkı söyleyen telaşlı insanlar gibi ba-
ğınyor:
"Biz ANAYOL'a mecbur değiliz.
Başka seçeneklerimiz var."
İki liderin ilk turdaki görüşmelerinin
ardından da büyük olasılıkla bu tür
demeçler çıkacak. Ancak, koalisyon
hükümetleri, salt tepedeki liderlerin
görüşmeleriyle oluşmaz.
Kaynama alttan başlar. ANAP'ın ve
DYP'nin ağır topları, sık sık kahvaltı-
larda, yemeklerde buluşuyor. Kahval-
tıda "ayık kafayla" bir araya gelen ta-
raflar, zaman zaman akşamlan da be-
raber oluyor.
DYP kadrosu iktidara alıştı. Kaldı ki
Çiller'in A takımı siyasete öncelikle
"iktidarda olmak" hayalleriyle girdi.
ANAP'ın kadrosu da dört yıllık "ikti-
dar hasretiyle" yanıp tutuşuyor.
RP'deki heyecan da büyük ölçüde
"Başbakan Erbakan''a yönelik.
Bu pencereden baktığımızda en-
geç 44. günde hükümet kurulur. Kim-
se kimseye muhtaç değil, ama her-
kes iktidara muhtaç...
RADYO MADYO Bu alcsam 1 8:1 5
Radyoda
kaos!
Sekreter Sevda hastalanıyor.
DJ
7
ler yolda kalıyor.. Radyoya
gelen iki sakar temizlik görevlisi
de cabası!
OLAYLARIN
ARDENDAKT
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
1991 seçimlerinde
SHP'nin (sonra CHP'nin)
DYP ile koalisyondan
amacı -sosyal demokrasi-
den önce- Türkiye'ye de-
mokrasiyi getirmek, 12 Ey-
lül hukukunun faşizme dö-
nük yasalarını değiştir-
mekti.
Bu amaca ulaşılamadı.
demokrasiye kavuşulama-
dı. Bu durumdayken 'yeni
sol' ne oluyor?..
Demokrasiden yoksun
bir ülkede 'sosyal' sözcü-
ğünü hangi demokrasinin
başına takmak olanağı
vardır?..
Ülkemizde ağır sorunlar
yaşanırken, çoğu zaman
ayakları yerden kesik poli-
tıkacıların fantezilerıyle
oyalanmak, siyaset yaşa-
mının cilveleridir.
1996 Türkiyesi'nde gün-
demin birinci maddesi de-
mokrasidir.
Siyasal demokrasiden
uzak düşen bir toplumda,
solcunun ilk görevi, top-
lum yaşamında demokra-
sıyı geçerli kılabilecek bir
güçle seçim sandığından
çıkmaktır
iki merkez sol partinin oy
toplamıyüzde25i..
Bütün yaşananlara kar-
şın, solda uyanışın umu-
dunu yaratacak gerçekçi
birgelişmeyok!..
Sol, daha bir süre, sağ-
la değil, solla uğraşacak...
•••
ABD
'Kalleşçe
bir saldırı'
FUAT KOZLUKLU
VVASHINGTON - ABD
Dışişlen Bakanlığı Sözcü Ve-
kili Gh/n Davies, Sabancı
Center'da Özdemir Sabancı,
Haluk Görgün vc N'ilgün Ha-
sefe'nm yaşamlannı yıtırme-
lennc yol açan suikastı. 'kor-
kakça' ve 'kaUeşçe' bıreylem
olarak nıteledi. Sözcü, "Buo-
la\ Türk sana>icileri \e >ük-
sekdev let görevlikri arasında
terör yaratmayı anıaçlnor"
dedi. "
Sözcü vekili, öncekı gün
başkem Washington'da gaze-
tecılere yaptığı açıklamada o-
lay hakkında Ankara'dakı bü-
yükelçılıkten "aynnnlı bilgi'
almadıklanna dıkkatı çekerek
"Bu tür olaylan kmıyoruz"
dedi. Davies, Türkıye'deki
yeni hükümet kurmaçalışma-
ları ve son sıyası gelışmelere
ılışkin yorum yapmaktan ka-
çındı.
Bu arada Cumhunyet'e
Tûrkıye'deki terör eylemlen-
ne ılışkın bir degerlendırme
yapan ABD'li bir yetkili. en
etkilı terör örgütünün PKK
olduğunu, gücünü yitirmış dı-
ğer örgütlerin ise 'yeniden di-
rilme" mücadelesı verdıklerı-
ni söyledi.
Aynı \etkili, yasadışı Dev-
Sol örgütüne ılışkın "Mark-
sist-Leninist terörist grup
DevTİmci Sol (Dev-Sol). ABD
çıkarlanna ve Tiirkiye'deki
Amerikalı personele karşı bir
tehdittir" şeklinde konuştu.
Mentese
6
Hedef GB'
.4NKARA(AA)-Eskı Içiş-
leri Bakanı Nahit Menteşe.
Özdemir Sabancı'vı kurşun-
layan karanlık güçlenn, Tür-
kiye'nin gümrük bırhğıne
gırmesının ardından yabancı
sermayeye gözdağı vermek
istediklerini söyledi.
Türkiye'nin Ortadoğu'da
'lider ülke' konumuna gır-
mekte olduğunu, dınamık ve
genç bir nüfusa sahıp bulun-
duğunu. dış güçlerin uzun yıl-
lardır Türkiye'nin gelışmesı-
nı \e kalkınmasını önlemek
ıçın çaba gösterdığini belir-
ten Menteşe. şöyle devam et-
ti: "Türkiye'mn önünü kes-
mek isteyen dış güçlerin des-
tefiyle 1978 vılında PKK kur-
duriılmuştur. Bölücü terör ör-
gütü, 1984'te kanü eylemleri-
ne başlamıştır. Diğer kanlı ör-
gütler Dev-Yol, Dev-Sol,
DHKP-C de aynı güçler tara-
fından yönetilmekte >e yön-
lendirilmektedir. Yabancı
odaklar bu örgütü de maşa
olarak kullanmaktadır. Sa-
bancılar. Türkiye'nin kaJkın-
nıasında önemli rol o> namak-
tadır. Gümrük birliğine gir-
diğimi/ bugünlerde, Sabancı-
lar hedef alınmıştır. Sabancı-
lar'ın uluslararasışöhreti var-
dır. Avrupa, Amerika ve Ja-
ponya ile önemli işbiriikleri
içindedirler. İşte vabancı ka-
ranlık odaklar. kalkınma ar-
zusunda olan 1'ürkiye'de
önemli bir sanayi grubunu
seçmekle, yabana sermaytye
gö/dağı \ermek istemi|tir."
Menteşe, katıllenn yurtdı-
şına çıkışının önlenmesı ıçın
gerekli tedbırlenn alındığını
da belırterek "Hiç kuşkum
yok, failler bugün yann yaka-
lanacaktır" di>c konuştu.