Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya • Yaznşlerı Müdürlerr
fbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (SonımJu)
• Haber Merkezi Müdürü' Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fıkret Eser
Dış Haberier Ergnn B»lcı • tsöhbarat Yılçın Çakır •
Ekonomı Bûlent Kızanllk • Radyo-TV. ihgırEremektar
• Kültur Handan Şcnköken • Spor Abdfilkadir Yücelnuuı
• Yurt Haberieri- Mehmet Saraç • Makaleler S«ml
Karaörcn • Çevin. Scyfettin Turiuuı • Düzeltme
Abdnllah YIZKI • Fotograf Entoğan KÖKoğhı
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Oktay
Kartböke, Özgen Acar. Hikmet
Çetinkaya, Şökr»n Soner, Ergun
Bakı, Diııç Tayanç, tbrahim YIME,
Orhan Bursah, Mustafa Balbay.
Ankaıa Temsıicısı. Mustafa Balbay • Haber Mûdürû. Doğan
AkmAtatûrkBulvanNo: 125.Kat4.Bakanhklar-AnkaraTel:
4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısr Serdar
Kıak, H. Zıya Blv. 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks: 4419117
• AdanaTemsücısi: Çetiıı Yîğenofhı,tnöııüCd 119 S.No.l
Kat.i, Tel: 3522550, Faks- 3522570
Müessese Müdüni. Erol Erknt • MEDYA C: • Yönetun Kunılu
Koordınatör Ahroet Korukan # Başkanı-Genel Müdür Gulbin
Muhasebe BülentYener•Jdare Erdaran • Koordınatör Reha
HüsevinGürer#lşletme Önder Ijıtm»n • Genei Müdûr Yardım-
Çdik • Bılgı-lşlem Nail tnal • cısı Mine \kdag • Halkla tl>$-
Bılgısayar Sıstem. Mürirvet Çiler kıler Mûdura Nurten Btrkjoy
Yıyımlayın vc Buaa: Ycnı Gün Haber Ajann, Basın ve Yayıncılık A Ş
Türfcoca&cac 39'41 CagaloğluÎ4334lst. PK246lsıanbulTel. (IV212) 5120505(20haı) Faks (0212)513 85 95
14MAYIS1995 tmsak: 3.55 Gûneş: 5.41 Öğle: 13.07 Ikindi: 17.00 Akşam 20.20 Yatsı: 21.58 MEDYACTei 5140753-5139580-5138460-6i,Faks-5118466
Yunanistan'da
korkutan
deprem
• Haber Merkezi -
Yunanistan'da dün öğle
saatlerinde meydana gelen
depremde 25 kişi
yaralandı. Merkez üssü
haşkent Atina'ya 300
kilometre uzaklıktaki
Siyatista bölgesi olan
depremin şiddetinin
Richter ölçeğine göre 6.6
olduğu bildirildi.
Yunanistan'da son
gûnlerde 50 kadar sarsıntı
yaşandığı, dûnkû depremin
de son yıllarda meydana
gelenlerin en büyügü
olduğu kaydedildi. Bazı
binalann orta dereceli
hasar gördüğü depremde,
can kaybmın olmamasınin
büyük bir şans olduğu
belirtildi.
Eurovizyon'da
Norveç birinci
• Haber Merkezi -
Dublin"de yapılan 40.
Eurovizyon Şarkı
Yanşması'ıu "Nocture"
adlı parçası ile Norveç
kazandı. Yanşmada
ikinciliği Ispanya,
üçüncülüğü ise Isveç
kazandı. Türkiye, Melih
Kibar'ın bestesüıi yaptığı
ve Erzu Ece'nin
seslendirdiği 'Sev' adlı
şarkıyla 16. sırada yer aldı.
Yanşmanın puanlaması bu
yıl ilk kez halk jûrileri
yerine profesyonel jûriler
tarafindan yapıldı.
bısanlap ve
robotfaşma
• İSTANBUL (ANKA) -
Teknolojinin yaşamı
kolaylaştırmasına karşın
insanlardaki şıddeti ve
kötûlüğü ortaya çıkardığı
bildirildi. Psikiyatrist
Nihat Kaya, teknolojinin
ınsanlann üzerinde olumlu
etkisinin olması gerektiğini
ancak ters etki göstererek
insanlarda egemenlik
dürtülerini ve bencillik
duygulannı, egoızmi
ortaya çıkardığını söyledi.
Doğum kontrol
haptarı
• İSTANBUL (ANKA) -
Doğum kontrol haplannın
beyin hücrelerini
etkileyerek psikolojik
bozukluklara yol açtığı
ileri sürûldü. Prof. Dr.
Müfit Uğur, doğum
kontrol haplannın beyin
damarlannı tıkayarak uzun
süreli kullanımlarda
felçlere neden olduğunu
öne sürdü.
Hak var kuüanan
yok
• ANKARA(UBA)-
Dûnya Ekonomik Forumu
tarafindan gerçekleştirilen
bir istatistikte, Türkiye'nin
kadın haklannın yasal
düzenlenmesi açısmdan 41
dünya ülkesı arasında
birinci sırada yer aldığı
ortaya çıktı. Dünya
Ekonomik Forumu (VVorid
Economic Forum)
tarafindan yapılan
istatistiki değerlendirmede
Türkiye kadın haklan
alanında Amerika,
Kanada, Isveç ve
Fransa'dan da ileri bir
düzeyde olduğu belirlendi.
Türkiye'nin yasal
düzenlemeler açısmdan
kadınlara seçme ve
seçilme hakkı veren ilk
ûlkelerden biri olması,
kadın bir başbakana sahip
olması ve kadınlann her
aianda çalışma hakkı
bulunmnsı gibi haklannın
yasal güvenceye bağlaması
konulannı göz önünde
bulundurarak yapılan
araştırmada, Tûrkiye
birinci sıraya oturdu.
Tûrkiye'yi ikinci olarak
Norveç, üçüncü olarak da
Yeni Zelanda izledi.
tanHdar tutucu
ohıyor
• tSTANBUL (ANKA) -
Azınlıklann tutucu olduğu
bildirildi. Prof. Özcan
Köknel, azınlık olarak
yaşayan insanlann
yaşadıkları büyük kültur
içinde kendi kültürlerinin
yok olmaması için sıkı
sıkıya bağlandıklannı ve
tutucu olduklannı bildirdi.
tstanbul Oniversitesi Çapa
Tıp Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Özcan Köknel
yaptığı açıklamada,
azınlıklann sürekli olarak
büyük kültur içinde kendi
kültürlerini, kendi
benliklerini
kaybedeceklerine
ınandıklannı kaydetti.
SJLV •• ••• • •<'
O
öyle bir grysi obaydı ld bedeni çiçeklerie bezenmiş, etekleri umut tohumlan fle dolu ve kulaklan koflan yeşfl
yapraklar sarsaydü dogayı geri istercesine_.
Üzerinize ne örterseniz örtün... Doğaya çıkın ve yeşilin içine dalın...
Yaşamdan keyifli bir nefes
• Bugün anneler günü... Annelerimize
yeşil, çiçekli, mis gibi kokan bir tstanbul
armağan edelim, birkaç saksıyı
pencerelerimizin önüne koymak yeterli
olacaktır başlamak için.
CEMtLİPEKÇİ
M
erhaba... Bayram tatili boyunca Istanbul'u
hasretle bir ucundan bir ucuna arşınladım
adeta.
O kadar uzun zaman olmuş ki ne kendime ne de
tutkum olan şehrime vakit ayıramamışım.
Kumaşlar, renkler.. birbirleriyle uyumlan derken
gönlümü, beynimi besleyen uyumlardan, renklerden
uzak kalrruşım.
Beş gün boyunca gittiğim, dolaştığım yerlerde modayı
kendimden başka bana hatırlatan hiçbir şey yoktu.
tnsanlar güneşin, tatilin, sevdikleri ile beraber
olabilmenin mutluluğu, doyumu içinde... tnanın ne
giydikleri ne moda umurlanndaydı.
Beykoz sııHannda umut dolu nefes
Haftalardır sizlere yazılanmda, köşesinden kenanndan
da olsa güncel modayı, kendime göre giyimin güzelini,
çirkinini bir biçimde anlatmaya çalışıyorum. Ama
bugün, dört günlük düşüncelerimde ve işimde tatilden
sonra giyimle ilgili bir şeyler yazmak yerine, doğaya
çıkın, yeşillerin içine dalın ve üzerinize ne örterseniz
örtün, ama yaşamdan derin ve keyifli bir nefes alın
demek geliyor. tnanın ben böylesi keyifli, umut dolu
bir nefesi Istanbul'u arşınlarken Beykoz sırtlannda
aldım.
Kocaman ağaçlann altında tam yanıbaşınızda
inanılması güç de olsa akan suyun kenannda hâlâ
duran tahta kır sandalyelerine ve üzerleri binlerce
öyküyü anlatan masalara rastladım.
İnsanlann birbirine, tanışsmlar tanışmasınlar
korkmadan yaklaşıp çay ikram ettiklerini, kırk yıllık
dost gibi sohbet ettiklerini gördüm.
Atlayan zıplayan, neşeden terlerniş çocuklan, bayram
telaşı ile hazırladıklan yemeklerini göğüslerini gere
gere masalannın üzerine dizen insanlan izledim.
Nasıl mutlu oldum, gönlüm bazı umutlannı tam
kaybederken yaşamın sadeliği ile kendine geliverdi
birden.
Ne olurdu herkes üzerlerine gösterdikleri titizliği,
birbirleriyle olan şıklık gösteriş yanşının birazını da
doğayı, çevreyi giydinnek, korumak için gösterseydi
diye düşündüm.
Akşamsefası dolu sokaklar
Gitgıde şehir dışında kalan bu güzellilder az bir
gayretle hâlâ şehirlerin içinde de olabilirlerdi ve bizler
tatilleri, bayramlan beklemezdik ağaçlann altına
serilip oturmak ve güzel demli bir çay içmek için.
Çocuklanmız yeşille haşır neşir olup birbirleriyle
tanışabilirlerdi gelecekte yalnız kalmamak için.
Şimdilerde çok moda olan şehir dışı yerlere dikilen
ağaç fıdanlannı acaba kapılanmızın önüne
oturduğumuz sokaklara mı dikseydik diye geçti
içimden bir an.
Ister olsun ister olmasın, ama yüreğimden
akşamsefalan dolu sokaldan, vazolan dolduran
çiçekler yerine pencere önlerine yerleştirilen
fesleğenli, sardunyalı şehrimi istiyorum. Bu benim
gönlümün isteği.. ama, eminim sizlerde
istiyorsunuzdur; o zaman ne bekliyoruz? Bugün
anneler günü... Annelerimize yeşil, çiçekli, mis gibi
kokan bir Istanbul armağan edelim, birkaç saksıyı
pencerelerimizin önüne koymak yeterli olacaktır
başlamak için.
Tüm annelerin anneler gününü gönlümden sevgiyle
kutluyorum.
Filmler, maçlar seyredilmez oldu, binalar gömlek giydi, kravat taktı
Reldamkolik olduk• Toplum olarak
tezkere alan Kaan'ın
trafık kazasına
üzülüyor, ulusal
futbol takımına
Tadelle dağıtan
çocuğun başansıyla
seviniyoruz. Çünkü
biz artık "bu tadı
çoook seviyoruz."
EMtS ÖZCAN ~
"Radyola Ajans sizkrle:
tstekleriniz, seçtikleri-
niz_""Dûnyanın Sesi Ajan-
sı sunar: Zeki Müren'le 5
dakika..." Ya da "Halkın
dili, halkın telL.."türünden
duyurulan bılmem anımsar
mısınız? Çok değil, bun-
dan 20-25 yıl önce radyo-
nun belki de en sevilen
programlanydı bu tür rek-
lam kuşaklan. özel izleyi-
cileri vardı...
Sonra bir şeyler oldu ve
bürün yaşamımız değişti
Kim bilir, belki de reklam-
cılanmız "bir Idtap okudu-
btr" ve "gözleri açıkü."
önce TV girdi yaşamı-
mıza, bizi birçok güzellik-
ten uzaklaştırdı. Derken
"reklamlar" girdi TV'ye
ve yaşamımızın orta yerine
oturdu: "Eskimiş çorapla-
nmızı aüp J0 akfak". "Oo-
ooo"dıyerek "Job öraş bı-
çağı" kullandık. Çocuklan-
mız, "Akşama babacığım
ıınutma Ulker getir" dedi-
ler, birbirlerine "Eti"bil-
mecesi sordular.
Aslında bunlar masum
bir başlangıçtı. Öyle ya,
zaten eve bisküvi alınmı-
yor muydu? Ha Eti olmuş.
ha Ülker... Hoş Jil hanım-
lanmıza eskimiş çoraplan-
nı bile arattı ve kimi beyle-
rimiz birkaç jilet yarasıyla
gitti işine kimi günler, ama
bunlar da pek önemli de-
ğildi...
Ne olduysa 1980'lerden
sonra oldu. Toplumca bir
hastalığa yakalanmıştık
sanki. Gözümüz hiçbir şeyi
görmez olmuşru... Sağol-
sun reklamlar gözümüzü
açtı ve başladık koşmaya...
Kimimiz 18 yaşındaki Yal-
çın'ın peşine düştük, kimi-
miz haritada adı bile geç-
meyen Kastel'i başkent
yaptık kendimize... Gözle-
rimiz Walt Disney'in kah-
ramanı "Varyemez"in göz-
lerine dönmüştü. Kazanç
hırsıyla ışıl ışıl parlıyordu.
Bu koşunun sonu ağlama
duvannda bitse de ne gam,
artık yol açılmıştı ve bizi
kimse tutamazdı... Tabii
reklamlan da...
Önce TV'yi bütünüyle
zaptetti reklamlar. sonra da
TV'leri. Filmleri seyredil-
mez hale getirdiler, kızdık,
maçlann canına okudular,
küstük... Ama ne onlar
usandı ne biz uslandık. Gi-
derek de hayatın her alanı-
na el atan reklamlann tut-
sağı olduk.
Artık haberlerde bile
reklam vardı. Hava duru-
mu demek, bihnem ne şir-
keti demekti. Gazete sayfa-
lan parsel parsel satıhnaya
başlandı reklamlara... Geç-
mişin duvar afişleri dev
panolara döndü, köre bile
gösterdi gerçeği. Sanatçı-
Trafik,
kazasız da
olduruyor
YAŞARÖZTÜRK
SİLİFKE - Ingiliz Yeşil-
ler Partisi ile Dünya Dost-
lan Örgütü tarafindan or-
taklaşa hazırlanan raporda,
giderek artan yol trafığinin
çevreyi ve insanlan yavaş
yavaş öldürdüğü belirtile-
rek köklü çözümler getiril-
mesi isteniyor.
Ortak raporda trafiğin
insan ve çevre üzerindeki
olumsuz etkileri 10 başlık
altında inceleniyor. Bunlar
hava kirlenmesi, gürültü,
toplumsal yaşamın yoke-
dilmesi, sağlık sorunlan,
sera etkisi, ekonomi ve iş
sorunlan, kırsal alanlann
yokedilişi, enerji israfı,
toplumsal eşitsizlik ve kor-
ku ile tehlike olarak sıra-
landınlıyor.
Rapora göre trafiğin ne-
den olduğu kirlenme yü-
zünden sokaklanmız, ilçe-
lerimiz ve kentlerimiz gi-
derek yaşanmayacak yerler
haline geliyor. Atmosfer-
deki nitrojenoksitin yüzde
53'ü, karbondioksitin yüz-
de 9O'ı, hidrokarbonun
yüzde 46'sı, dumanın yüz-
de 47'si trafikten kaynakla-
nıyor.
jıııuumüiıe
Otobüslerimi/j bile değiştirdi reklamlar. Kimi domates oldu, kimi gökyüzü. Kimi oto-
mobü lastiği oldu, kimi çilek_. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜZ)
lar, sporcular neredeyse
saçlannın teline kadar ar-
malarla donatıldılar... Yet-
medi, otobüslerimizi bile
değiştirdi reklamlar. Kimi
domates oldu, kimi gökyü-
zü. Kimi otomobil lastiği
oldu, kimi çilek... Binalar
bile gömlek giyip kravat
taktı.
Aslında işin mantığı
açıktı. Türkiye tüketim
toplumu olacak ve
u
çağ at-
layacakd." Öyle ya, ne di-
yordu büyüklerimız: "tn-
sanlann önüne her şeyi ko-
yacağız. Onlar bunu almak
için para kazanmak zorun-
da kalacak. Bunun için da-
ha çok çalışacak ve böylece
ülke kalkınacak." Özetle,
tüketim hırsı, kalkınmanın
kamçısı olacaktı.. Tabii
reklamlar da kamçının bir
parçası... Bu kamçı kalkın-
mayı ne kadar sağladı bı-
linmez ama, kımilerine ko-
lay para kazanmayı öğretti-
ği ve reklamlann toplumu
toptan değiştırdiği kesin...
Bankerlerden aldığımız
dersle paralan bankalarda
batınyoruz artık. O süper-
market senin, bu hipermar-
ket benim, Avrupa malla-
rın peşinde koşuyoruz.
Marka yıyor, marka çıkan-
yoruz. Marka gıyiyor mar-
ka soyunuyoruz ve reklam
ızleyip reklam konuşuyo-
ruz...
tki üç yıl önce, "Açıyor-
duk, kapıvorduk... Biz bu-
nu hep >apıyorduk". şımdı
ıse "Pepsi'yi hiç yapma-
dun!" noktasına geldik. Üç
yıl önce Ibo'nun aklına
uyup BMC aldık, şimdi
"BP şapkası olmadan sah-
neye çıkmıyonız."
Eskiden çocuklanmız
oyun için sayışırken "Ooo
piti piti"derlerdi, şimdi
"Mkhael Jackson, Madon-
na. bir numara, vur duva-
ra..." dıyorlar. Her şeye
"Vaoovvv!" çeken gençle-
rimiz, konuşmalan arasın-
da Türkçe sözcükleri yan-
hşlıkla söyler hale geldi-
ler... Ve bir kısmımız buna
"kd oluyoruz!"
Toplum olarak tezkere
alan Kaan'ın trafik kazası-
na üzülüyor, ulusal futbol
takımına Tadelle dağıtan
çocuğun başansıyla sevini-
yoruz. Çünkü biz artık
"farkı" biliyoruz ve "bu
tadı çoook seviyoruz."
Kamçı şakladı ve biz çağ
atladık Kımilerimiz hâlâ
"annesinin margarinini"
kullansa da sorun değil:
"Yarının teknolojisine
bugünden ulaştık" ve biz
artık "Bir dünya mar-
kas"yız.
Crawford'ın Richard Gere'den aynlma nedeni:
Benim için yaşlıydıSTOCKHOLM (Cumhuriyet) - Şu
sıralar ilk kez beyaz perdede "Fair Ga-
me" adlı filmle yer alacak olan ünlü
manken Cindy Crawford, sinema oyun-
cusu Richard Gere'den ayrılmasının
nedenlenni, fılm setine çıkmadan önce
Isveçli gazeteci Magnus Sundholm'e
Miami'de açıkladı.
29 yaşındaki 1.80 m boyundaki foto-
model, yılda 8 milyon dolar kazanarak
mesleğinin en yüksek gelirli güzeli du-
rumunda. Aynca televizyonda program
yapımcılığı da yapan Cindy Cravvford,
Richard Gere'den boşanmasının nede-
nini şöyle açıklıyor:
"Bürün boşanmalar güçtür; bizimki
de öyle oldu. Yine de birbirûni/Je diya-
loğu korumayı başardık. Bir ilişkinin
canh rurulması çok güç bir şey. tnsanlar
evtenince her sorunun geride kalacağına
inamyorlar. Hiç kuşkusuz, bö>1e bir şey
söz konusu değil. Evlilik, gayret gerekti-
ren bir kurum. Her iki insanın da çok
çaba harcaması gerek. Evlendiğimizde
yalnızca 22 yaşındavdım. Şimdi 29 ya-
şındayun ve hâlâ öğrenmeyi sürdürüyo-
rum. Aramızdaki yaş farkı giderek da-
ha beürginleştL''
Cindy Crawford, iki ünlü insanın bir-
likte yaşamasmın kolay olmadığına
inanıyor:
"Nelere dayanmamız gerektiğini iki-
miz de bilhorduk. Hatamız, birlikte ye-
terince olmamakn. tki haftada bir kar-
şılaşarak bir evlilik yürütülemez. Hiç
kuşkusuz 5 eve sahip olmak çok göz ka-
maştıncı bir şey, ama ben hiçbirinde
'evimde' değüdim.''
Peki Richard Gere'nin hiç çekici yanı
yok muydu?
"Olmaz olur mu? Çok zeki, esprili,
başarüı ve derinlik sahibi biri. Beni güJ-
dürmeyi başanyordu; se\ildiğimi hisset-
tiyordu."
Cindy Crawford, daha önce de fîlm
önerileri almış. Hemen hepsinde "ya
filmin başında hemen öldürülen çıplak
güzel rolü ya da manken dünyasının yri-
dızmın yaşamını oynaması" önerildiği
için olumsuz yanıt vermiş. Şu anda sete
çıktığı film, bir serüven filmi, Holly-
vvood'da "fast fijod" denilen, görüp de
geçilecek cinsten bir fılm. Bu filme ne-
den evet demiş?
"Filmin odak noktasını rol sahipleri-
nin değil, konunun oluşturmasından
ötürü. Önemli olan benim ve Billy
Baldwin'in rollerindeki başanlan değiL
Daha ağır roller için yeterince olgunlaş-
madım hcnüz."
Sinemada kararlı oiup olmadığı soru-
sun ise şu yanıtı veriyor: "Ben her şey-
den önce bir mankenim. lyi ve yorucu
bir meslek. Ne yaak ki bir yere vardık-
tan sonra daha ileri gidilemiyor. Ben,
hangi işe girişirsem elimden gelenin
yüzde yüzünü yapmak isterim. Man-
kenükte de böyle, şimdi sinemada da."