Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14MAYIS1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
11
ErmenîstanMan
işbirliği çağrısı
ÇİZGİLİK KÂMtL MASÂRACI
• Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Levon
Ter-Petrosyan'ın danışmanı Libaridyan, güdülen
yanlış siyasetten sonra günümüzde daha gerçekçi
siyaset oluşacağından ümitli olduğunu söyledi.
Prof. Dr. PARS TUĞLACI
MADENATARAN -Teodos-
ya'daki (Kefe) Ayvazovski Vak-
fi tarafından aldıgım resmi bir
davet üzerine gittiğim Girit'te
bir süre kaldıktan sonra, oradan
3 nisan günü Ermenistan'a ge-
çip 4 nisanda Dünya Ermenile-
n Eçmiadzin Gatoğıgosluğu
(Başpatrikliği) geleneksel seçı-
minde hazır bulundum.
19 nisanda Madenataran'da-
yım. yani dünyanın en zengin
Ermenice elyazmalan kütüpha-
nesinde. Kütüphanenin anı-im-
za defterini gözden geçiriyo-
rum. Bir de ne göreyim! Türki-
yeCumhuriyeti'nin 6. Cumhur-
başkanı Fahri Korutürk'ün Tür-
kiye'nin Moskova Büyükelçıli-
gi görevinde bulunduğu sırada
(1960-1964) gıttigı ve 10 gün
süreyle kaldığı Erivan'da Made-
nataran'ı ziyaret etmiş ve bu
kültür merkezinin anı defterin-
de şu satırlan kaleme almış: "tz-
lenimlerim çoktur. Erfvan Kü-
rüphanesi ve Ermenistan'ın bi-
limsel gelişme düzeyi, >apılaşma
boyııtian ve halkın > üksek kiil-
türfi karşısında şaşırdım. Erme-
nistan'ı ziyaretimden çok mem-
nunum. Ermeni halkı büyük so-
runlarla karşı karşı>a bulun-
makta veonlann üstesinden gel-
mek için çaba göstermekte,
önemliişleryapmaktadır. Bende
özellikle en bü\ük izlenim \ara-
tanlar, bizi hararetle kabul eden
sade, alçak gönüllü insanlar ol-
du"(24Mart 1964).
Evvelce aldıgım bir randevu
üzerine Madenataran'dan Dışiş-
leri Bakanhğı'na yöneliyorum.
Erivan'ın belli başlı caddelerin-
den birine ulaşıyorum. Adı Ma-
reşal Pağramyan Caddesı. Ya-
yan yoluma devam ediyorum.
Yolun sağında ve solunda Rus-
ya, Amerika Birleşik Devletle-
ri, Fransa, Almanya, Mısır, Yu-
nanistan. İran, Çin vb. büyükel-
çıliklen ile Birleşmiş Milletler
Temsifciliğini görüyorum. Bu
arada Türkiye Büyükelçili-
ği 'nden bir eser olmadığı dilcka-
timi çekiyor.
- tlişkiler konusundaki hal-i
hazırdaki eğilimler eskisine na-
zaran daha iyi. Belirli süre önce
güdülen yanlış siyasetten sonra
günümüzde daha gerçekçi siya-
sete yönelme egiliminin oluşa-
cağı hakkında ümitliyiz. Ger-
çekten bu, gelecek için başanlı
ilişkiler doğurabilir. Bildiğınız
gibı. bız daha ilk günden ılişki-
lerimizin önkoşulsuz kurulması
konusundaki dıleğimizı dile ge-
tirdik. Azerbaycan'a bağlı ve ay-
nı zamanda iç kamuoyu ile ilgi-
li sorunlann bulunduğunu bıli-
yoruz. Ancak bu sorunlar her-
keste var. Fakat ılerleme kayde-
dılmıştir. Aramızdaki ilişkilerin
gelişmesınin başka sorunlara
bağlanmamasının doğru olaca-
ğını sanıyorum. llişkılerimizin
düzenlıce süreceğınden umutlu-
yum.
- Son zamanlarda Türk bası-
nında Ermenistan'ı Türkiye'ye
bağlayan \ollann yeniden açıla-
cağına ilişkin >azüar \ a> ımlandı.
Bu konudakİ söylenriler, sizin
Ankara'ya yaptığınız son ziya-
retten sonra arttı. Buna ne der-
siniz?
• Libaridyan, gelecekte daha başanlı ilişkilerin
doğabileceğini kaydederek "Biz daha ilk günden
ilişkilerimizin önkoşulsuz kurulması konusundaki
dileğimizi dile getirdik" dedi.
rüyortar. Bu konuya açıkbk ge-
tirebilir misiniz?
- Bu kınamalann ciddiyetle
asla bağdaşmadığını söyleyebi-
lirim. Bugüne kadar bu konuda
hiç kimse ciddi bir kanıt ibraz et-
miş değildir ve hiçbir ciddi ka-
nıt mevcut değildir. Maamafih,
bız düzenli bir hukuk devletiyiz
ve bizde bu çeşit şeyler olmaz.
Bu tür kınamalan biz ciddiye al-
mayız.
kâğıt üzerinde kalmıştır. Tica-
ret, bilim, kültür alanlanndaki
işbirliğine karşı tavır alacak bir
insanın olabilecegini sanmıyo-
rum. Ne var ki ülkelerin birbir-
lerine abluka uyguladıklan bir
ortamda bunun şimdilik başan-
ya ulaşabileceğini tasavvur et-
mek güç
- Karabağ çarpışmasının ola-
geldiği jörede \aklaşık bir >ıl-
dan beri süren ateşkesi nasıl de-
ğeriendiriyorsunuz? Eninde so-
nunda cefakâr Güney Kafkas-
ya'da beklenen banşın gerçek-
leşme günü sizce yaklaşmış mı-
dır?
- Önce şunu belirtmek iste-
rim. Güney Kafkasya'daki so-
run, yalnızca Karabağ değildir.
Karabağ'da banşın gerçekleşe-
ceğine dair umut ifade etsem da-
hi, başka yerlerde nelerolacağı-
nı kestıremem. Biryıllık ateşke-
si doğuran sebebin, salt savaşan
karşıt taraflann yorgun düşmüş
olmalan sebebiyle onlardan bi-
rinin veya ötekinin stratejik iş-
lemlere yeniden girişmesini zor-
laştırdığı açıdan izahı mümkün-
dür. Maamafih bu ateşkes Azer-
Prof. Tuğiacı Libaridyan ile ikili iiişkileri görüştü.
İyi ilişkiler
Nihayet Dışişleri Bakanlı-
ğı'na vanyorum. Resmi gıysile-
riyle bir mihmandar tarafından
karşılanıyor ve az sonra Erme-
nistan Cumhuriyeti Dışişleri Ba-
kanı Sayın Vahan Papazyan'ın
huzuruna çıkanlıyorum. Sami-
mi bir görüşme sırasında özel-
likle ülkemizle komşumuz Er-
menistan arasında bir süreden
beri askıda kalan ilişkiler konu-
su ele.alınıp tartışılıyor. Bu tar-
tışma sırasında Sayın Bakan,
son derece ileri görüşlü ve olum-
lu bir devlet adamı olduğu izle-
nimini yaratıyor bende. lki kom-
şu ülke arasında her türlü ilişki-
nin bir an önce kurulup gelişti-
rilmesinın taraflara yarar sağla-
yacağı konusundaki inancını de-
falarca belırten Papazyan"dan
aynlarak Ermenistan Cumhuri-
yeti Cumhurbaşkanı Levon Ter-
Petrosyan'ın başlıca danışmanı
Jirayr Libaridyan ile buluşmak
ilzere görkemli Cumhurbaşkan-
lıgi binasına vanyorum. Ama-
cım Libaridyan'ı soru yağmu-
runa tutmak. Nihayet buluşuyo-
ruz ve sorulanmı yöneltiyorum:
- Sayın Libaridyan, Ermeni-
Tiirk ilişkUerinin haM hazırda-
ki dnrumunu nasıl değeriendiri-
yorsunuz?
- Bundan önceki sorunuza
verdiğim cevabın de%amı olarak
şunu ifade etmek isterim. lki
de\ let arasında bağlantılann ku-
rulması açısından yollann açıl-
masının normal olduğu kanısın-
dayım. Bu, karşılıklı yarar sağ-
layıcı temellere dayandınlarak
uygulandığı takdirde her ikı ta-
raf için yararlı olur. Yollann ya-
kın bir gelecekte açılacağını
umuyorum. Bizım birlikte yaşa-
mayı öğrenmemız gerektiği ka-
nısındayım.
- 1992*den beri Ankara hükü-
meti, Ermenistan'a giden \olla-
n tek yanlı olarak kapama kara-
n aldı. Tarafsız bir gözlemci ola-
rak sizce bu engeller ne gibi so-
nuçiar yaratmıştır?
- Sanınm bu engeller tama-
mıyla olumsuz sonuçlar doğur-
muştur. Eğer güdülen amacm,
Ermenistan'a baskı yaparak si-
yasetıni değiştirmeye zorlamak
olduğunu düşünsek bile. bunun
başanlı bir sonuç vermediği
açıktır.
- Karadeniz Ekonomik İşbir-
liği Topluluğu'na ü\c olan Er-
menistan ile Türkije'nin bilim
ve kültür alanlannda ve özellik-
le ekonomi konulannda işbirüği
yapmalannda fayda görüyor
musunuz?
- Karadeniz Ekonomik tşbir-
liği Topluluğu henüz gerçekleş-
memiş olup, şimdilik daha çok
baycan tarafından ihlal edilme-
dikçe. Ermeni tarafının savaşa
girişmeyeceğini söylemek iste-
rim. Öte yandan biz hal-i hazır-
daki durumdan pek memnun de-
ğiliz. Ateşkesin devamının kalı-
cı bir banşa dönüşeceğini umu-
yorduk. Bu olmadı. Bu. hoş bir
şey değil.
- Son zamanlarda Ermenis-
tan'da Rus askeri birtiklerin yer-
leşmesi hakkında anlaşma imza-
landı. Batı'da >e özellikle Türki-
ye'de, bunun bir Rus stratejik ile-
ri adım denemesi olduğu yolun-
da endişe duv uldu. Buna ne der-
siniz?
- Söz konusu anlaşma, yasa
gereği. evvelce fiilen mevcut
olan durumu yasalaştırmaktadır
Bu açıdan yenilik yok. Ancak
günümüz şartlarıyla Ermenis-
tan'ın kendi güvenlik düzenine
sahip olması gerekmektedir. Bi-
zimle diplomatik ilişkiler kur-
mamış olan komşulanmız var.
Bazen tehditkâr sesler işitiliyor.
Böyle bir ortamda pek tabii so-
run ciddiyet kazanır ve Erme-
nistan kendi güvenliğini ciddi-
yetle düşünmek zorunda kalır.
- Ülkemizde Ermenilerin ve
Ermenistan'ın KürtterörisHeri-
ne yardım ettikleri konusunda
kınamalardurmuyor. Fakat Er-
menistan'a gelen bizim Türk ga-
zeteciler, bu kınamalar için pek
kanıtlar bulunmadığını ileri sü-
Karabağ sorunu
- Karabağ sorununa döneiim.
Sonuç olarak Karabağ kime ait?
Bu sorunda sizce haklı taraf
kimdir? Bu soruna tarih açısın-
dan kısaca deginmevc ne dersi-
niz?
- Mesele şudur. Sovyet yöne-
timinin ilk yıllannda o bölge ta-
nh gereği Ermenistan'ın birpar-
çası durumundayken ve nüfusu-
nun yüzde 97'si Ermenilerden
oluşmaktayken, statüsü def işti-
rilerek haksızca başka bir devle-
tin yönetimine terk edildi. Pe-
restroyka döneminde Kara-
bağ'da ve Sovyet Ermenista-
nı'nda insanlar, ekonomik re-
formlara koşut olarak başka de-
ğişikliklerin de yapılacağına
inandılar. tnsanlar burada Kara-
bağ' ın yeniden Ermenistan'a
bağlanacağını düşündüler. Ama
bu olmadı. Sovyetler Birliği,
kendi varlığmın ilk döneminde
olduğu gibi. bu kez de bu soru-
na hakkanıyetli birçözümgetir-
medi.
Sovyet cumhuriyetlerinin ba-
ğımsızlıklanna kavuşmasından
sonra Karabağ'ın Ermenistan ile
birleşme ıstemı, birdevletin baş-
ka bir devletten toprak ıstemin-
de bulunması şeklınde değerlen-
dinlebılirdi.
Ve bizim bu soruna yaklaşı-
mımız Karabağ halkının özgür
ıradesini kullanma hakkına sa-
hip olabıleceği bakış açısı doğ-
rultusunda oldu. Şimdi Dağlık
(Nagorno) Karabağ sorunu biz-
ce sürmektedir. Karabağ halkı,
kendi anayurdunda sakin, emni-
yette v e özgür yasama hakkına
sahıp olmalıdır. Bizim için te-
mel sorun budur.
- Ülkelerimiz arasında diplo-
matik ilişkilerin zorunluluğu
hakkındaki düşüncenizi öğre-
nebilir mi\im?
- tki komşu devlet arasında
diplomatik ilişkilerin var olma-
masını ben düşünemem. Diplo-
matik ilişkilerin olmaması ha-
linde değışik alanlarda ışbirli-
ğinden söz etmek mümkün mü?
Bu durumun nasıl çözüleceğini
kestirmek zor.
- Bizim ülkemizde Ermenile-
rin "Büyük Ermenistan" veya
"denizden denize uzanan Erme-
nistan" istedikleri, kimi çevre-
lerce iddia edilmektedir. Bu ko-
nuya getireceginiz açıklık, kamu-
oyumuzun avdınlanmasına ya-
rartı olacaktır.
- Sizde buna benzer daha pek
çok yorumlar, anlamsız ıddialar
süredurmaktadır. Bunda bir
nebze "Sorumsuz gazetecilik"
gözlenmektedir. Benim anlama-
dığım bir şey var. "Ermeni-
ler"den kasıt ne? Bu ne demek
oluyor? Ben her türlü "gazeteci-
lik tahrikJerine" cevap verme-
nin gereksiz olduğunu düşünü-
rüm. Kaldı ki. bu konuda devlet
başkanımızın Ermenistan'ın
Türkiye'den herhangi bir toprak
talebinde bulunmayı düşünme-
diğine dair resmi beyanatı var.
15 milyon Müslüman Fransa, İngiltere ve Almanya'yı rahatsız etti
Müslümanlar Avrupa'ya yayılıyor
Çeviri Senisi- Avrupa, sosyal bünyesi
içinde yer alan Müslümanlardan daha sık
yakınmaya başladı. Yakınmalarda bunlann
belirli yerlerde işçi olarak yoğunluk oluştur-
duğu, ancak zamanla sayılannın artması ve
işsizlerin çoğalması sonucu refah düzeyi de-
ğişik yerli toplumla bu göcmen nüfus ara-
sındaki ilişkilerin her gün biraz daha sert-
leştiği ve sürtüşmeye dönüştüğü belirtiliyor.
Avrupa'nm bütününe dağılmış olan 10-13
milyon Müslümanın en yoğun olduğu ülke-
ler Fransa, Almanya ve Jngiltere. Bunlardan
Fransa'ya yerleşen Müslümanlann, çoğun-
lugu Kuzey Afrika'dan gelme. eski sömür-
ge halkından olan insanlar oluşturuyor ve
sayılan 5 milyonu buluyor. Çoğu ülkenin
güneyinde Marsilya ve çevresine yerleşmiş
olan bu insanlar bir yandan belirli yerlerde
ekonomik yapıya tamamen egemen olurken
öbür yandan işsizlerin sayısı da artıyor.
Bu artış her şeyden önce asayış yönünden
çe\Teyi güvensiz hale getirirken aynı za-
manda uyuşturucu kullanımı alışkanlığını
da yaygınlaştınyor.
Kendisiyle görüşülen bölge sakini bir
Fransız, geceleri buralara otobüs işlerme-
nir bile tehlikeli olduğunu, taksiyle oralara
gitmenin ise hiç göze alınamayacağını söy-
lüyor.
Amabirgazetecinin bu konudakı gözlem
ve saptamalan, aynı çevrede yaşayan Fran-
sızın söyledıklerinden daha ilginç. Gazete-
cinin dediklen özetle şöyle:
"Cumhurbaşkanı adayı Le Pen, Marsilya
ve Metz bölgesinde oylann yüzde 20'sini al-
dı. Çünkü kampanya boyunca bölgedeki Af-
rikalılann geldikleri yere gönderileceklerini
ve sayılan 3 milvonu hulan bu insanlann ye-
rine 3 mihon işsiz Fransızın >erlestirileceği-
ni de\amlı olarak \ urgulamıştı.'"
İngiltere'deki göçmenlerin çoğunu, Fran-
sa "dan farklı olarak Pakistanlı, Bangladeşli
ve Karayipliler oluşturuyor. Bunlar da tıpkı
Fransa"da olduğu gibi Londra'nın ve başka
şehirlerin belirli kesimlerine toplu olarak
yerleşip sefaletin sergilendiğı birer gece-
kondu bölgesi oluşrurmuşlar.
Oralan artık İngiltere'de biryerolmaktan
bile çıkmış. Fransa'da yerleştikleri yerlerde
dükkân levhalanndan yol işaretlerine kadar
Arapça-Fransızca kanşımı bir dil kullanan-
lar gibi İngiltere'dekiler de kendi anadille-
rini lngilizcenin önüne geçirmişler. Lond-
ra'nın Brick Lane bölgesinde yaşayan göç-
menler arasında işsizlik viizde 27"yi bulu-
yor. Bu da ülkedeki genel işsizlik oranının
tam 2.5 katı. Ama bazı Pakistanlı gruplar
arasındaki işsizliğin yüzde 50'yi bulduğu
anımsanırsa sorunun boyutlan daha iyi an-
laşılır herhalde.
tş bulmak için gidip büyükçe bir çokluk
oluşturan topluluklardan biri de Alman-
Ç^Jj / —\
HARBİ SEMİH POROY
\ /
C ıı
«4R
BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇ!
ya'daki Türkler. Bu ülkedeki 2 milyon ya-
bancının 1.9 milyonu TürkJer. Bunlarla il-
gili olarak bir işsizlik yüzdesi verilmiyor;
ama Berlin, Köln, Hamburg, Frankfurt, Mü-
nih gibi kentlerde neo-Nazilerin ya da ge-
nel tanımlanışlanyla dazlaklann Türklere
karşı sürekli saldın halinde oluşlannın ne-
denleri arasında bunlann çalışma alanlann-
dan uzaklaştınlmalan ve ekonomiden dış-
lanmalan asıl etken olarak göstenliyor. Ay-
nı ülkede 250 bin kadar da Bosnalı göçmen
bulunduğu halde onlann aynı derecede ra-
hatsız edılmemelen çok küçük bir topluluk
oluşturmalanyla açıklanıyor.
Nereye varacağı henüz kestirilemeyen bu
sürtüşme ve çatışmalann temelde Müslü-
manlar arasındaki köktendincilik, keskin
çizgili kültür farklılığı ve bu iki etkenden
kaynaklanan aşın sertliğe dayandığı ileri sü-
rülüyor.
Bu açıklamada söz konusu insanlann
kendi ülkelerinde çaresiz duruma düşüp el-
lerinde olanı da elden çıkanp yaşamak için
gittikleri ülkede yeni bir çaresizlikle karşı
karşıya gelince bugün yaşanan olaylardan
başka ne beklenebileceğine değinilmiyor,
ama Herald Tribune'daki yazıda anlatılan
yaşama koşullan, işsizlik oranlan ve yerli
toplumun bu yabancılardan kurtulma plan
ve çabalan herhalde görmezlikten geline-
mez.
Şu "Trafik
Canavarı"da
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 14 Mayts
HOLLANDA'DA BLITZKRIB6Î.
194O'rA auSUN, NOLLAMDA'OA NAZl IŞSAU Trt-
MAMLANMlŞrt.U-DUMYA SAl/AÇl'UIN SAŞLAHtNDA-
İ POLONYA SALDıRtStNt (1933} İZLÇYEN PANİ-
AIiACA VE NORVEÇ H/4*£>CArLs4Rr*JDA ALAAAN-
ÇOK SAÇAmiLl OLMUŞTV.SlR/IM FHANSA
. ANCAK "MAGlNOr'ÇMAJİNÖ) HATTl Ol-
ye BıuNesı BMGEU-E^ DUŞUNULB/ZEK. , SE-
ÇJÇ YEfZl İÇİN HOLLAUDA VE BELJÇIKA YEĞ-
LENMtŞn. İO MAYISTA NAZl KUWE71.EtZİ UOL-
LANOA 'YA SreMıÇ, DÖSr GuN tÇiUPE ÜUCE-
NıfiJ IŞGALI BırıK/Ut/EeM/çri ( SOM DEISECE
UIZLI LtAGEtier E&EM ALMAtJLAR IN Su SA
VAf METOCHJMA', "BUTZKKIES"(yii-DtKlM SAVA-
$0 ADI i
Oğlumuz
dünyaya geldi.
Ailecek çok mutluyuz.
13 Mayıs 1995
Ankara
DERYA-MEHMET
KIRICI
Hülya Arıcı
ile
Kâzım Ekmekçi
nişanlandılar
13.03.1995 ISPARTA
KÜLTUR • SANAT
UJ
Beyoglu ALKAZAR (245 73 83)
@U¥IR STONE FİLMLERİ
KATİL DOĞANLAR
12, 14. 16, 18 Mayıs
CESTNET ve YEBYÜZÜ
13, 15, 17 Mayıs
S e g n s l a r : 1 1 . 3 0 ) 4 . 0 0 - 1 6 . 5 0 1 9 . 0 0 - 2 1 . 3 0
î CEMALREŞFTREYKONSEflSALONU
•İSTANBUL HUYUKŞEHİR BELEDİYESİ
S İS Mans 199S Piaartesi Saat: 19.30
Yaşam ile Olüm Arasındaki Seçim
YAGMURDAN ÖNCE"Before The Rain"
YÖNETMEN
MlLCHO MANCHEVSKI
GREGOIRE RADE KATRIN
COLIN SERBEDZIJA CARTLIDGE
19 Mayıs'tan itibaren Sinemalarda
1994 VENEDİK FİLM FESTİVALİ ALTIN ARSLAN ÖDÜLÜ
1995 EN İYİ YABANCI FİLM OSCAR ADAYI
U
u
u
<>
<>
<>
n
<>
Kültür Sanat
ilanlarınız için.
293 89 78
(3 hat)
Istanbul Devlet Sentonı Orkcstrası
(Ek Program)
Şef. Erol Erdınç
Solıst ZevnepYamantürK (Pıvanoi
Borusan'ın Oio'nun Katkılan\1a
Bılet Fiyatlan 300.000-250 000 TL
*****
16 Mavıs 199S Salı Saat: 19.30
YAYGARA '70
Mözlkal 2 Bölûm
ı Ek ?roj;ranı
Yazan Erol GunaMjın
Muzık. Cemal Reşıt Rev
1
Dekor Ergun Işıldar
Kostün) Ersın Öklen
Müak Dırektoaı Serpıl Toparlak
Yoııeten. Haldun Dormen
Ovnavaıılar Ist t'ııı De\le! Konservatınarı
Tıyatro Bölunıu
BUeı Fnatlın 200 000-H0 OOO II
*****
r Ma>is 1995 Çarsamba Saal: 19.30
S 7 "AKŞAM EN GÜZEL
MASALDIR"
MUzik: Göniil Paçacı
Seslendırenler Serap \Iutlu Akbulut Dersaadet
Oda Miızığı Topluluğu
Boğazıçı L'nıversıtesı T \i K. Topluluğu
Bıieı Fnaüan lîO.000-100 000 TL
18 Ma>is 1995 Persembe Saat: 20.30
OTIS GRAND AND THE
BIG BLUES BAND
"Maıor Mûzik Organızas\on işbırlıSıvle
Bılet Fıyatlan. 350 000-300 000 TL
İndınm Yapılmaz
CRR Konser Salonu: 246 06 96-240 50 12
AKM Konser Gışesi: 251 56 00
CAPITOL Altunızade: 39119 30 / 333
S,ılnnumıi7un tumfi\afkjdnnL'k-nmic f^rtuıuiı-oğrı.nu-
cmtklı \e Bmiikşehir BdediMM roraMipİJnnj '. iil cıı a;
M) kj^ılık sruplara \ 10 ıminm lapılmakudır
TtREBOLU ASLlYE HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
1994-115
Davacı Tirebolu ilçesı Işıklı Köyü nüfusuna kayıtla Âdetn kızı
Nazan Horoz tarafından davalı. aynı köyden Osman oğlu Yakup
Horoz aleyhine açtığı boşanma davasının yapılan açık dumşmasın-
da;
Davalı adına çıkanlan teblıgatın davalıya teblığ edılemedıgı.
uzun araştırmalara rağmen adresınin tespıt edilmesı mümkün ol-
madığından mahkememizde 16.5.1995 günü saat 10 lO'dayapıla-
cak duruşmada bızzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekılle
temsıl ettırmedığinız takdirde yokluğunuzda vargılama yapılacağı
ve karar verileceğı da\a dılekçesı duruşma günü teblığ yerıne ge-
çerlı olmak üzere ılanen duvurulur. Basın. 8322
KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
1995 132 esas
Davacı Necmettın Göral vekılı tarafından davalı Remzi Yel-
man aleyhıne mahkememızm 1995/132 esas sayılı dosyası ile
açılan Karışyaka Turan mahallesı 25M-11 A pafta. 36730 ada,
15 parselde kayıtlı taşmmazın taksımen \eya satılarak ortaklı-
ğın gıdenlmesi ile ılgilı da\ada. davalı Remzı ^'elman'ın ad-
reslerınde bulunamamış olmakla. duruşma günü olan 8.6.1995
günü saat 10 00'da duruşmada hazır bulunması. aksi halde yok-
lukluğunda davanın sonuçlandınlacagı ılanen teblığ olunur.
5.5.1995
Basın: 21517