Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 1995 PERŞEMBE
8 DIZIYAZI
Erkeğebuyruk,kadına azarlslam'ın, Musa ve Isa şe-
riatıyla kadın konusundaki
ortak kurallanna geçmeden
hemen önce, kendine özgü
yapılanmasından kısaca söz
edelim.
fslam dininin ohışturduğu
şenatın temel kaynağı, bilin-
diği gibi Kuran'dır. Ikinci
kaynak Hadisler'dir kj, bun-
Iar, Islam Peygamberi'nin
'dûnyevi ahkâm'ı, yani dün-
yasal yaşam alanını düzen-
lemek, kimi sonınlara yanıt
vermek için bildirdiği yargı-
lardır. Bunlann 'vahiy' olgu-
suyla bir bağlantısı yoktur;
Peygamber'in doğrudan
doğruya kendisinın koyduğu
hûkûmlerdir.
Oluşum sürecinde, Kuran
ayetlerinin yazımı ile kanştı-
nlır korkusuyla, Hadisler'in
yazıya geçirilmesine izin ve-
rilmemiştir. Bu engel orta-
dan kalkınca Hadisler'in top-
lanıp yazımına geçildiğinde,
bu işi yûkJenen Hadis bilgi-
ni Buhari (810-869), döne-
min lslam toplumunda
600.000 Hadis'in geçerli ol-
duğunu saptar. Bu duruma
şaşıran Buhari, yaptığı çalış-
malarla bu sayıyı yedi bin
dolayına indirerek, onlan ün-
lû kitabı et-CamhTs Sahih'te
toplar.
lslam şeriatının üçüncü
kaynağı 'lçtihatiar\dördün-
cü ve son kaynağı da 'Kı-
yas'tır. Bu yazt dizisinde ilk
iki şeriatta uygulanan yol, ls-
lam şeriatı için de geçerli ka-
lacak, yani yalnızca lslamın
kutsal kitabı olan Kuran'dan
konumuzla ilgili aktarmalar
yapılacaktır. Bu bakımdan
Kuran hakkında kimi bilgile-
ri anımsatmak gerektiğinde
şunlan belirtebiliriz:
Erkefie hak. kadına
yaptırım
Kuran, 114 Sure'den olu-
şur; bunlann 93'ü Mekke'de,
21ı de Medine'de tebliğ
edilmiş ve 23 yılda tamam-
lanmıştır. "Mekke Sureleri"
ve "Medine Sureteri" olarak
yapılan bu bölümleme, bu
surelerin içerikleri bakımın-
dan da geçerlidir. Çünkü,
Mekke Sureleri'ni oluşturan
ayetlergenelde, dinin 'itikat'
- yani inanç ve 'ibadet'lerle il-
- gili konulanm bildirirler.
. Oysa, Medine Sureteri daha
çok 'dûnyevi ahkâm* yani
dünyasal yaşamla ilgili kurallan, hüküm-
leri içeren ayetlerden oluşur. Kuran 'ın
tüm ayetlerinin sayısı da 6660'tır. Bunla-
nn üçte biri Medine Sureleri'ne aittir.
Öte yandan uzmanlar, Kuran'daki hü-
kürrderden ancak 80kadannın hukuk ku-
ralı niteliğinde olduğunu bildirirler. Bun-
lann büyûk birçoğunluğu da Medine Su-
releri'nde yer alir. Aynca bu 80 kadar
hükmün yine büyûk bir bölümü yalnız-
ca kadına özgü yükümlülüklerle, evlen-
me-boşanma, miras gibi aile kurumuna
ilişkin yaptınmlan içerir. Genelde yargı-
lar (hükümler) erkeğe 'endeks'lidir; erke-
ğe özgü haklar getirir, kadına ise uyaca-
ğı yaptınmlar yükler.
Ayetlerin ayrımı
Kuran'ın ayetleri anlaşılmalan bakı-
mından da iki türlüdür. Kimi ayetler 'dış-
anlam'a (lafza) bağlıdırlar. Yani oldugu
gıbianlasılıpanlamlandınlırlar. Bu ayet-
lerin ne dediğini '7'den 70'e' herkes ko-
laylıkla anlar. Ya da bunlann anlaşılma-
sı için 'yonım' gerekmez. Bunlann dışın-
daki ayetler ise örtülü bir anlamı, yani
'badnı' olan ayetlerdir. lşte bu gibi ayet-
lerin anlamını ortaya çıkarabilmek için
t
yornm' gereklidir. Çünkü bu ayetleri, Is-
• Tebliğ edilen yargılar, Kuran'da, Peygamber aracılığı ile
topluma bildirilirse de, yer yer Tanrı'nın doğrudan
doğruya erkek kullara seslendiği görülür. Tevrat ve
incil'de olduğu gibi Kuran'da da kadın kullara hemen
hemen aracısız hiç seslenilmez. Yalnızca kadınları
ilgilendiren hükümler bile dolaylı olarak aktanlır.
• Bu tutum bir kez Ahzab suresinde, Peygamber eşlerine
doğrudan doğruya seslenirken bozulur: "Ey Peygamber
eşleri! içinizden kim açık bir hayasızlık yaparsa bunun
azabı iki kat olur." Görüldüğü gibi bu sesleniş de
Tevrat'ta okuduğumuz, Adem ve İbrahim
peygamberlerin eşleri Havva ile Sara'yı, Tann'nın
azarlayıp onlara hesap sorması biçiminde gerçekleşir.
Yukan Ren'in ustası olarak bilinen Alman Ressam 1410'larda yaptığı minyatürde cenneti böyle betimliyor. Minyatürü ya-
pan usta da farklı düşünmüyor olacak ki, şeriatlann kadına yüklediği ev işleri ve çocuk bakımı gibi dûnyevi rolleri cenne-
te de taşımakta sakınca görmüyor. Resimdeki tek ilginç yan, arka plandaki kadının krtap okuması.
lamsal görüşe göre ancak toplum düze-
yinin üstünde olan, okumuş, daha akıllı
'âlim kişüer' anlayabilir. Kuran'da bu du-
rum yer yer^açıklanır. Bu açıklamalar-
dan biri de Âü İmran suresinin yedinci
ayetinde görülür:
"Onun (Kuran'ın) bir kısmı manası
apaçık ayetlerdir. Bunlar kitabın temeli-
dir. Dtğer kısmı da çeşitti manalara ben-
zeriik gösteririer. (_) Bunlan ancak tam
akıl sahibi nlanlar düşünür ve anlar."
Kadın hükümleri kesin
Kadın kullarla ilgili, kadına özgü tüm
ayetlerin bu 'manası apaçık ayetler' için-
de yer aldığı görülür; çünkü bunlar yo-
ruma gerek görülmeden oldugu gibi uy-
gulanmışlardır. Ama öte yanda, başka
konulardaki 'manası apaçık1
olan ayetle-
rin, ihtiyacı karşılayacak biçimde yorum-
lanarak. zamana uydurulduklan yadsı-
namaz bir gerçektir.
Örneğin, Bakara suresinin 275. aye-
tinde faizin haram olduğu apaçık biçim-
de, kesin bir anlatımla belirtilir. Oysa te-
meli ve bürün işlemleri 'feiz'e dayanan
bankacıhk, şeriatla yönetilen tslam ül-
kelerinde de ister istemez, yani çağın zo-
runluğu olarak kurulup işlemeye basla-
yınca, hemen 'faiz'e bir yorum getirilip
'kâr payı' adı verilmiş, böylece yeni bir
'hilei şer' ile durum kurtanlıp, kotanl-
mıştır. Ama, Nisa suresindeki:"Erkeğin
hissesi kızın hissesinin iki katıdır" düzen-
lemesiyie mirası paylaştıran 41. ayet, Ni-
sa suresinin inmesinden bu yana, yani
1400yı!dırhiçbiryorumauğramadan uy-
gulanmaktadır islamda...
Tebliğ edilen yargılar (hükümler), Ku-
ran'da, Peygamber aracılığı ile topluma
bildirilirse de, yer yer Tann'nın doğrudan
doğruya erkek kullara seslendiği görülür.
Önceki iki şeriatın kutsal kitaplannda ol-
duğu gibi Kuran'da da kadın kullara he-
men hemen aracısız hiç seslenilmez: da-
hası, yalnızca kadınlan terbiye ederken
bile:"Kadınlar başka kadınlaria alay et-
mesinler. Belki ala> edilen kadınlar öbür-
lerinden daha iyidirler" (Hucurat-11)
ayetinde olduğu gibi dolaylı biçimde
uyanlırlar.
Bu tutum bir kez Peygamber eşlerine
doğrudan doğruya seslenerek bozulur ve
"Ey Peygamber eşleri! İçinizden kim açık
bir hayasızlık yaparsa bunun azabı iki kat
olur. („) Ey Peygamber eşleri! Sizler di-
ğer kadınlar gibi herhangi bir kadın de-
ğflsiniz. Eğer Allah'tan sakınıyorsanız,
yabancı erkeklerte kıntarak konuşma-
yın" biçiminde Ahzâb suresinin 30 ve
32nci ayetlerinde yer alır.
Görüldüğü gibi bu sesleniş de Tevrat'ta
okuduğumuz, Adem ve İbrahim pey-
gamberlerin eşleri Havva ile Sara'yı,
Tann'nın azarlayıp onlara hesap sorma-
sı biçiminde gerçekleşir.
Sorunlu evlilikler
Bu üç şeriatın peygamberlerinden
İsa'ntn hiç evlenmemesine karşılık, Mu-
sa ile lslam Peygamberi birden fazla ev-
lilik yapmişlardır. Bunlardan Musa Pey-
gamber'in ikinci evliliği sorun olmuş;
bunu ilk şeriat anlatılırken Tevrat'tan ya-
pılan alıntılarla belirtmiştik. lslam Pey-
gamberi'nin yedinci evliliği de böyle bir
sorun yaratmış, zamanın kamuoyunu
uzun süre uğraştıran, oyalayan bir duru-
ma gelince, söylentilenn arkası ancak
inen tebliğ' ile kesilmişti.
Medine Sureleri'nden olan 73 ayetlik
Ahzab suresinin hemen yansı bu konu-
ya ve Peygamber'in evliliklerine özgü-
lenmişti. Peygamber'in halasının kızı
Zeynep ile olan bu evliliği, Hıristiyan
kaynaklannca da çok eleştirilir. tlkin,
Peygamber'in manevi oğlu olan kölesi
Zeyd ile evlenen genç ve güzel Zey-
nep'in, daha sonra kocası ile
geçüıemeyip aynlmasının ar-
dından. Peygamber ile evlen-
mesini tslam kaynaklan do-
ğal bulur ve savunurlar; çün-
kü bu evliliği Ahzab suresi-
nin:"Ey Muhammet! Haür-
la, Allah'ın nimct verd^i ve
senin nimetlendirdiğin kişiye
(Zeyd'e): Eşini bırakma, Al-
lah'tan çekin, diyor, Allah'ın
açığa vuracağı şeyi içindegiz-
Uyordun („) Nihayet Zeyd eşi
(Zeynep) De ilişiğini kesti. Bfe
de onu seninie evlendirdik"
biçimindeki 37. ayetine da-
yandınrlar.
Peygamber için
değiyen hüküm
Öte yandan Musa'nın
ikinci evliliğinde ortaya çı-
kan sorunun özü, kavmin
kullanna yasak olan kuralın,
Peygamberce çiğnenmesiy-
di. Bunabaşta Musa'nın kar-
deşleri lMiryam ile Ha-
run'un karşı çıktığını dizinin
ilk bolümünde belirtmiştik.
Benzer bir durum tslamda
da görülür. Ahzab suresinin
52. ayeti, Peygamber'in ala-
cağı kadın sayısına bir sınır
getirir "Bundan sonra kadın
almak sana heial degüdir"
der. Bu hükmün tebliğinden
kısa bir süre sonra yeniden
onuncu evliliğini yapmak
(dolayısıyle onuncu kadını
almak) durumunda olan Pey-
gamber, bu ayetin kendisi
için geçerliliğini yine kendi-
si kaldınr. (*)
Oysa bilindiği gibi lslam
şeriatı, Musa şeriatının "Bir-
den fazla kadın alma" kura-
hnı sınırlayarak, yine bu şe-
riatın "Sınırsız cariyc bulun-
dunna" hükmünü ise değiş-
rirmeden kabul eder, aynca
Musa şeriatının çokeşlilik
için ileriye sürdüğü: "Evvel-
kinin nafakasını, giyecegini
ve kardık hakkını ekstttme-
yecektir" (Çıkış 21) koşulu-
nu da onaylar.
Muhammed'e
ayrıcalık
Nisa suresinin üçüncü aye-
ti, bu hükmü tüm boyutuyla
şöylece belrrtir: "Beğend^i-
niz, hoşonuza giden başka
kadmlardan iki, üç veya dört
kadın alın. Fakat bunlar ara-
sında adaletsizlik yapmaktan
korkarsanız, o vakit bir eşle. ya da sahibi
bulunduğunuz cariyelerle yetinin."
tslam şeriatının erkek kullan için ge-
tirilen bu hüküm, Peygamber için geçer-
li değildir. Oysa yine lslam inanışına gö-
re Peygamber de tüm kullar gibi bir in-
sandır, yalnızca 'tehliğ'i iletmekle görev-
lendirilmiştir. (Nur-54). 'DOediği kadar
kadın alma', 'Göğe Çıkış' (Mirac) dışın-
da Peygamber'e tanınan hemen hemen
tek ayncalıktır.
Yîne önceki iki kutsal kitapta yer alan
SebaMelikesi ile Meryem'den, Kuran'da
da söz edı lir. Andi-Atik'te, Seba Melike-
si, Peygamber Kral Süleyman'ın komşu-
su olan dost ülkenin kraliçesi olarak an-
latılırken (I. Krallar-10), Kuran'da güne-
şe tapan bir milletin hükümdan diye be-
lirtilir, ama Süleyman Peygamber'i ziya-
reri sırasında: "Rabbün şüphe yok ki ben
kendime yazık etmişim. Süleyman ile bir-
likte âlemlerin Rabbi olan Aİlah'a teslim
otdum" (Nem 1 -44) diyerek doğru olanı
seçer.
(*) Ö.N. Bilmen, Hukuku Islamiye Ka-
musu. 1949. Cilt I. S. 98
Yarın.- islam $erfatı ile
diğerlerinin ortak yanları
Milli Piyango
cekildi
ANKARA (AA) - Milli
Piyango'nun 29 Mart 1995
çekilişi dün yapıldı.
Ikramiye kazanan numa-
ralar şöyle:
20MÎLYAR
525644 tstanbul, Istanbul,
Çanakkale, Antalya.
5MİLYAR
784909 Istanbul
İMİLYAR
535471 Istanbul, Çanakka-
le.
500MİLYON
114653 161520
651936 697909
200MİLYON
051518 104223
208224 253149
654736 672055
771210
Büyük ikramiye dörde bölündü069351
124308
149500
171737
262458
287270
330648
357852
427912
504608
587518
632422
669486
697587
761631
784926
085705
137643
154402
223375
277789
303446
343552
365359
454331
548461
597582
640286
680233
716326
770125
799173
572215 20MİLYON
180010
510872
757079
100MİLYON
037713 071427 116007
177286 205798 267346
269121 278675 299043
328559 343340 344432
348588 389905 417319
465348 479919 496868
509007 517222 564735
612136 618972 624838
660684 681541 682684
688604 740338 781616
50MİLYON
002421 012036 017957
018163
029553
069303
084938
115048
127245
140574
158034
186920
210771
222895
251993
285175
313038
332705
341885
382221
410838
433978
457678
024081
038654
075209
088650
116376
130249
148555
171857
188034
215856
223320
253405
292669
327198
333334
348839
404264
411587
435770
466058
091323
144469
156472
237098
281962
321976
349636
371336
474345
581147
615343
664355
680432
727827
17527\
024454
064736
080306
102278
123387
140359
156729
175582
194874
219827
238967
271892
300542
328584
337922
363268
406327
414572
437513
466613
467310
482680
503385
525646
538213
556392
584368
615717
634229
636579
697351
708119
726092
795101
10 MİLYON
474662
489195
506392
526268
548548
574366
586214
624532
634733
656533
702715
721226
780288
002706
014475
022195
041717
046214
072507
086425
109761
122591
137644
146368
163342
174393
180866
201417
204928
212959
233804
250791
254263
268088
295660
002839
018636
023880
041890
048220
081142
088689
116274
124268
143521
148270
164620
178326
186025
203270
208459
223721
241153
251484
258445
273616
306594
480097
495682
511887
536532
553679
582955
595293
627756
635428
688291
704397
722871
787783
012000
021220
035208
042324
072059
083047
102452
118721
136494
144599
157350
168987
178585
193944
203282
211471
227871
241516
252330
267679
274289
311731
312326
328335
348432
376455
404347
423381
430071
443513
446997
468753
483003
495638
522368
537143
322367
339054
353927
380722
421384
423865
431128
444477
451713
474597
484955
497258
523292
541058
325071
341662
367321
401312
422002
426078
434764
446393
456046
482724
487797
505635
525866
551751
558535
567151
572414
599239
622437
635100
646357
686279
699199
706065
714530
737276
751597
770151
562379
569340
590354
613347
630519
636931
657829
687494
703631
706321
723783
738349
752988
777925
564960
570523
596522
616194
634714
641125
677525
692802
704077
712688
735684
747578
753406
790603
5 M ÎLYON
00006 01239
11874 12108
16881 17120
18633 20045
25868 30831
33622 35014
44354 44468
50734 52565
62812 63052
72079 72610
85807 88840
91599 92615
98993 99935
04295
12514
17152
23083
32813
40410
44847
60570
63223
75495
90481
92777
04801
16443
18353
23193
33113
42257
47995
62075
68608
75940
91575
98235
2 MİLYON
0113 0522'1290 1807 2279
35894256 5330 5413 5872
7963 9306 9315 9672 9676
800 BÎN
470 529 669 725 778 883
915
400 BtN
09 11 16 22 27
200BtN(AMORTİ)
2ve8
GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT)
MUFIT IŞLER
Resim Sergisi
30Mart-16Nisan 1995
SEFAHATHANE
İstiklal Cd. Atlas Pa*ajı Sağda Girişte. Tl. 25122 45
ÜMtTYAŞAR
SANAT GALERİSİ
Kodıköy Şubesi
KESKIN
Resım Sergısı
26 Mart-14 Nisan
BoğdotCod RıfatBeySol No 293/3
Coddeboaon Td 411 35 01
Galeri
Atölye
ılanlarmz için
293 89 78
(3 hat)
BASAK SIGORTA
SANATGALERİSİ
MüSTAFA HORASAN
RESİM SERGİSt
27 Mart-15 Nisan 1995
Şair Eşref Bulvan No: 19İZMİR
Başak Sigorta Sanat Galerisı, Başak Sıgorta'mn
bir kültiır hızmetıdir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
DoğanÖzCinayetL.d)
Savcı Doğan Öz'ü tanır mıydıntz bilmem. Benim arka-
daşımdı. 24 Mart 1978'de, evinden çıkıp işine gitmek
üzere, arabasına binip, arabayı çalıştırmaya başladığı sı-
rada öldürüldü. Öldüruldüğünde, tabancası torpıdo gö-
zündeydi. 1980 öncesi, terörün azdığı günlerdeydi. Fa-
şolar cirit atıyofdu.
Doğan Öz'le öyle sık filan buluşmazdık. Cumhuriyet'e
gireli üç yıl olmuştu. Gazetede, akşam nöbetlerine ben
de kalıyordum. Nöbetçı olduğum bir akşam, Doğan Öz
telefon ettı:
- Ağabey oğada mısın? (r'leri ğ gibi söylerdi.)
- Evet, gece nöbetçiyim!
- Sana gelebihğ miyim? Çok özledim...
- Bekliyorum sevgili savcım gel!
Gelırdi, gelirken de büronun yakınındaki "Piknik"e uğ-
ramış, bir naylon torbaya, Rus salatası, yaprak sarması,
peynir, bir şişe de votkayı koymuş olurdu.
- Oooo, bu ne yav, sen çilingir sofrası hazıriatmışın!
- Aman ağbiy, lafı mı oluğ?Bir yandan çalışır, bir yan-
dan laflardık. Meğer, bütün arkadaşlara aynı biçimde
davranırmış.
O gün önemli bir olay olmuştu; sanatçılardan bir grup,
Kırşehir'de mi Nevşehir'de mı bir yerde saldınya uğramış-
lar, ancak polis de sajdırganları yakalayacak yerde, sa-
natçılan tırtup götürmüştü. Sanatçılardan haber alamıyor-
duk. Sağa.telefon, sola telefon, ı-ıh yok.
Doğan Öz, işe el koydu, telefonda şöyle diyordu:
- Oğlum, ben Savcı Doğan öz, neğede bu sanatçılağ?
Sizden bilgi istiyoğum!
Doğan öz, hem savcı gibi hem gazeteci gibi çalışıyor,
sanatçıların izini bulmaya çalışıyordu. Sonunda bukju da
Haberi Istanbul'ayazdırdık...
Geç saatte. gazeteden birlikte çıktık. Ikımız de nöbet
tutmuştuk gazetede. Herkesın dostuydu Doğan Öz, ör-
neğın Sofu Tuğrul, Uğur Mumcu, Kemal Aydar, Fikret
Otyam, Orhan Duru, Büient Dikmener, Ümrt Gürtuna,
Ozgen Acar, Turan Ugaz, Engin Karadentz, Vural Say-
gılı, Naci Akın, Yılmaz Gümüşbaş ın Sofu Tuğrul'la
Konya savcılığından dosttular. Büronun odacılan Şahin
ile Mustafada Doğan Öz'ü severler, sayarlardı. Doğan
öz, gerıcılenn, laikltk düşman/annın amansız bir karşıtf,
gerçek bir cumhuriyet savcısıydı. Doğan Öz'ün öldürül-
mesi haberini alır almaz, evinin önüne koştum, ne yapı-
labilirdi ki?
Savunman Veii Devecioğlu, o yıllar Adalet Bakanlı-
ğı'nda Ceza ve Tutukevleri Genel Müdürü'ydü. Doğan
Oz'ün yakın arkadaşı Veli Devecioğlu, olayı şöyle anlatı-
yor
"Tarih 24 Mart 1978... Ve bız o akşam, Doğan'ı her za-
man çok sevmiş, O'na destek olmuş Yargrtay Başkanla-
nndan Orfıan Erdoğan Varfa, yüzü ve şohbeti insana şiir
tadı veren Doğan ve eşi Sayın Sezen Öz, hep birlikte ak-
şam yemeğine çıkacak olmanın sevincı içindeydik.
Ama talih bıze bunu çok görecekti. Sevgili Doğan, o
sabah görevine gitmek üzere Bayındır Sokak'taki evin-
den çıkıp Kızılırmak Caddesi'yte sokağın kesiştiği kavşak-
ta, kaldınma parkettiğı eski model Anadol'una henüz bin-
miş ve arabayı çalıştırmıştı kı uğursuz kurşunlara hedef
olmuştu.
Dehşet verici haber, saat 9. OO'larda Adalet Bakanlı-
ğı'na ulaşmıştı. O arada ben. masamda günlük iş prog-
ramını yapmakla meşguldüm. Bir anda canevımden vu-
rulmuştum... Böyle haberler karşısında herkes etkilenir.
Ama bu başka bir şeydi; en dennden sarsılmıştım. Bir tür-
lü inanamadım. Hemen olay yerine koştuk. Kan gölüne
dönmüş arabayı görebildik sadece. kendisini kaldırmış-
lardı.
Doğan neden öldürüldü? Doğan'ın neden öldürüldü-
ğünü anlatmak uzun... Burada sadece şu kadannı söy-
leyeyim: Doğan'ın öldürülme nedeni asıl; aydınlık kimJi-
ği, kişilıği. Arna en yakın olay, somut Ves/te' şu:
.19 Ocak 1978 günü, Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek
Öğretmen Okulu'ndan Levent Özyörük adındaki öğren-
ci öldürülmüştü. Doğan Öz de nöbetçi savcıydı. Katilin
bukjnabıleceği her yerde arama yapılması için polise emir
vermişti. Ancak, emnıyet işı çok ağırdan alıyordu. Top-
lanan bilgiler, cinayetın bir ülkücu tarafından işlendiğini
gösteriyordu. Her cinayette olduğu gibi bunun da aydın-
lanması bakımından 'zaman'çokönemliydi. Polisin ayak
sürmesi karşısında, Doğan, o zaman ülkücülertn yoöun
olarak bulunduğu ve katillerin kaçtığını öğrendiği Site
Yurdu'ndaki aramada bizzat hazır bulunmuş, bir grup
kuşkulu ülkücünün de gözaltına alınmasını emretmişti.
Kısaca söylemek gerekirse, olayın yakın nedeni, Do-
ğan'ın en iyi biçimde yaptığı Cumhuriyet Savcılığı göre-
viydi..."
Cinayetin nasıl planlandığını, Doğan Öz'ün öldürülme-
sinden sonra aılesı adına savunmanlığını üstlenen Veli
Devecioğlu, "Bız ölrpeyız" adlı yapıtta, şöyle anlatır:
"Sanık İbrahim Çfftçi'nın 3 savcı önündeki itıraflanna
ve mahkeme kararına göre ülkücülertoplanıp, Doğan'ın
öldürülmesine karar vermişler. Bunun için de 3 kişı gö-
revlendirmışler. Bunlar, -gene itıraflanna göre- olaydan
bir gün önce Malıye Bılımler Yüksek Okulu yanında bu-
luşmuşlar, planın uygufanmasını yeniden gözden geçir-
mişlerdir.
Ertesi sabah saat 07.00'de okul önünde yeniden bu-
luştuktan sonra ikisi bir taksiyle olay yerine gelerek Do-
ğan'ı beklemişler, biraz yukarıda belirtildiği gibi cınayeti
işledikten sonra kaçmışlardır..."
Sanığın yakalanması ile insanın kanını durduracak yar-
gılama bölümünü, gelecek yazıda anlatacağım.
•••
"Demokrasi Umudu..." başlıklı "Ankara Notlan"nn
sonunda, Ingilız Işçı Partisı "gölge kabınesı"nder\ Ann
Clywd ile Jim Cousins adındaki ıkı mılletvekilının Kuzey
Irak'taki "harekât"\ yennde gönnek ıçın Türkiye'ye gel-
diklerini yazmış, Ingiltere'de Türkiye aleyhine girişimler
başlayınca "gidip yerinde görelım, öyle karar verelim"
demelerini alkışlamıştım. Ikı gölge bakan geldiler, Özdem
Sanberk, onlann Diyarbakır'a, oradan Kuzey Irak'a git-
melerine yardımcı oldu. Bn. Ann Clwyd ile Bay Jim
Cousins, Kuzey Irak'ta, Gürümlü köyünde, PKK'nin öl-
dürdüğü üçü çocuk dört kişinin cesedini görünce, çok
etkilendiler. Diyarbakır'da bir basın toplantısı düzenleyen
iki "gölge" bakan, o yörenin güç koşullarını da yakından
görmüş oldular. Nederler? "Asılacaksan, Ingiliz sicimiy-
le asıl!" Amerikan sicimiyle değil...
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Hükümdann,
tüm siyasal erki '
elinde bulundur- 2
duğu yönetim bçi-
mi. 2/ Oyunda ka- 3
zanılan her parri... A
Su akan musluk-
suz boru. 3/Amir- 5
ler... "— ile zeri
kendine kat kat si-
per ettin / Merk
okunu geçmez mi
sanırsın siperin-
den"' (Bağdatlı
Ruhi).4/Isviçre'de
bir kent... Bin metrenin kısa
yazılışı. 5/ Platon'un kurdu-
ğu okul. 6/Eyemleri olumsuz
yapmakta kullanılan ek. 7/
Yok olan, ortadan kalkan...
Vilayet... Sınır boyu... Kapı,
dolap gibi şeylerin kanatlan-
na çakılan çıta. 8/Kısa ökçek-
Ii ve bağsız ayakkabı. 9/ Di-
van edebiyatında gerçek ya
da mecaz anlamıyal içki ve
içki âleminin övülerek anlatı-
lıdığı manzum yapıtlann gene! adı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
XI Doğanın bilgisme büyüsel işlemlerle vanlabileceği inan-
cı. 2/Cehennem... Asya'dabirülke. 3/Yunan abecesinde bir
harf... Yapma, etme. 4/ Osmanlı devletinde habercı olarak
kullanılangörevlılpreverilenad. 5/ln,kart... Bırnota. 6/Bir
renk... Birkişinm ya da toplumun yaşamındaki yüce bir ola-
yı anmak üzere yazılan lirik şiır türü... Olta ya da tuzağa ko-
nulan yem. 7/ Bezek... Eskiden Fransa, Italya ve Isviçre'de
kullanılmış biragırlık ölçüsü. tUJdare lambası. 9/ "Sakal se-
ni matkabınan yolayım / Bir kız bana —- dedi n'eyleyim"
(Karacaoğlan)... Düşünce.