26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MART 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güpkan'dan ilk icpaat • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Güven Gûrkan, demokratikleşme yolundaki ilk icraatım, Sendikalar Yasası'ndaki "sendikacılann seçim engelini" kaldırarak ve genel kurul süresini uzatarak gerçekleştirdi. Sendikalann olağan genel kurul süresi, 3 yıldan 4 yıla çıkartılırken sendika yöneticilerinin seçilmeleri önündeki süre smırlaması dakaldınldı. 2821 sayilı Sendikalar Yasası'nda yapılan ve bugün TBMM Genel Kurulu'nda görûşülecek olan değişikliğe göre bu yıl genel kurul sürecine giren Tûrk-lş, Hak-tş, DİSK ve TİSK yönetimlerinin, tûzük degişikhğine giderek, 1996 yılı sonuna kadar görevde kalmalanna yeşil ışık yakıldı. Demirel'e Tunceli • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-CHP Tunceli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Kamer Genç, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüşerek, Tunceli için yardım istedi. Genç, "PKK geldiyse insanlann günahı ne? Insanlann zor yaşarn koşullannın iyileştirilmesi için yardım edin" derken Demirel' in de "Terör olmasa her şey daha kolay olur" karşılığını verdiği öğrenildi. Polis amca' ödemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Polis-Halk lşbirliği Sempozyumu'nda konuşan Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, polisin geçmişte halkla polis arasında çok iyi ilişkilerin olduğunu anımsatarak. "Bugün biz halkla saygı ve sevgiye dayalı ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Ve herkes kendisine, 'Ben bu konuda ne yapabilirim' diye sormalıdır" dedi. Geçmiş yıllarda halk arasında bir 'bekçi amca' tabirinin olduğunu belirten Menzir, "Bugün halkla ilişkılerde aradığımızı 'bekçi amca', yıllar önce bulmuştu. Dansı 'polis amca'lann başına" diye konuştu. DYP'den başkan ziyareti • tSTANBUL(AA)-DYP Istanbul ll Yönetim Kurulu üyeleri, 1987-88 yıllannda partinin tstanbul II Başkanhğı'nı yapan Seyfı Basa'yı ziyaret ettiler. DYP lstanbul tl Başkanı Tekin Enerem, ziyaret sırasında, parti içinde 1.5 yıldan beri rahatsızlık bulunduğunu ifade ederken Basa da DYP'nin 1983'ten beri lstanbul'da hiçbir seçirru kazanamadığına dikkat çekti. CHP'de, grup yönetimi • ANKARA (ANKA) - CHPde kabine değişikliğinin ardından gözler TBMM grup yönetim kurulunun oluşturulmasına çevrilirken Bakanlık beklentisi olan ancak elde edemeyen milletvekıllerinin grup başkanvekilleri ve yönetim kurulu üyeliklerine adaylıkta isteksiz olduklan gözleniyor. CHP'de üç grup başkanvekilliği için Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, Ankara Milletvekili Ali Dinçer ve Amasya Milletvekili Cemalettin Gürbüz'ün adlan geçiyor. Ayukat Kraı, düşünce suçlusu • ANKARA (ANKA) - Insan Haklan Derneği Ankara Şubesi Başkanı Naciye Erkol, avukat Sait Kıran hakkında Aras Kargo işçileriyle dayanışma gecesinde yaptığı konuşmada bölücülük propagandası yaptığı iddiasıyla dava açıldığını bildirerek, düşüncenin yargılanmaya devam ettiğini kaydetti. İHD Ankara Şubesi Başkanı Naciye Erkol yaptığı yazılı açıklamada, şube yönetim kurulu üyesi ve saymanı avukat Sait Kıran hakkında 14Ekim 1994tarihinde yapılan Aras Kargo işçileri ile dayanışma gecesinde düzenleme komitesi başkanı olarak yaptığı konuşmadan dolayı dava açıldığmı bildirdi. DSP ve ANAP liderleri, K. Irak harekâtma ilişkin kaygılannı dile getirdi: Muhalefet çözüm planı istiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit Bağdaftaki Saddam yönetimini devirme ve kendi gü- dümünde bir "Kürdistan devteti"ne işler- lik kazandırma amacını gerçekleştireme- yen ABD yönetiminin, Türkiye'den Kuzey Irak için yeni çözüm önerileri beklediğini söyledi. Ecevit, "Kapsamh ve belirgin bir çözüm planı üzerinde ABD ile yapdacak gö- rüşmeler sürecinde, ABD'nin bu konularla ilgili gerçek niyetini saptama olanağı sağla- nacakür** dedı. ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz ise "bu kadar ciddi bir operas- yonun bu kadar gayri ciddibir hükümet ta- rafindan yürütülmesinin talihsizlik olduğu- nu" vurguladı. DSP Genel Başkanı Ecevit, dün düzen- lediği basın toplantısında, 24 mart günü, ABD'nin Türkiye'ye " Kuzey Irak'tan ken- di topraklanna yönelik terörist saldınlan sorununa belirgin çözüm önerileri oiuştur- ması''yönünde açık çağnda bulundugunu kaydederek. hükümeti, bu çağndan "ha- bersizmiş gibi"davranmakla suçladı. Ece- vit, hükümetin hızla bir çözüm planı hazır- laması gerektiğirü vurgulayarak, planın Ku- zey Irak'taki otorite boşluğuna ve Irak'ın bölünmüşlüğüne son verecek nitelikte ol- ması gerektiğini kaydetti. Ecevit, "Türkiye'nin önerileri, Kuzey I- rak'ta yaşayanlan kesin güvenlige kavuştu- racak, Irak yönetimini demokrasiye yönel- tecek ve Irak'ta yeniden bir yayılmacı eği- timler doğmasuu önleyecek önİemler içer- melidir"diye konuştu. ABD'nin Körfez Savaşı sonrasında Ku- zey Irak'ta Türkiye'yi tuzağa düşürerek yaptığı düzenlemeden mutlu olmadığım belirten Ecevit, Çekiç Güç desteğıyle böl- gede uyguladıgı "huzur sağlama harekâ- fndan umduğu sonuçlan alamadığını ile- ri sürdü ve şunlan söyledi: "Bu düzenleme, Kuzey Irak'ta yaşayan- lara da Türkiye'ye de huzur değil, büsbü- tün huzursuzluk getirmiştir. ABD, Bağ- daftaki Saddam yönetimini de\irme ama- cına da erişemediği gibi. kendi güdümünde bir Kürdistan de\letine de işleriik kazandı- ramamışür. Bu gerçekler karşısında şimdi, ABD yeni çözüm arayışlanna yönelme ge- reğini duymuştur. O yönde belirgin çözüm önerilerini de Kuzey Irak'ta yaratttğı otori- te boşluğunun başkca kurbanı dunımunda- ki Türkiye'den beklemektedir." Türkiye'nin çözüm planını "bağışlan- maz sonımsuzluk örnekleri veren" Avrupa Birliği ülkeleri yerine doğrudan ABD ile BULENT ECEVtT • ABD'nin, Saddam yönetimini deviremediği gibi, kendi güdümünde bir Kürt devletine de işleriik kazandıramadığını söyleyen DSP lideri, "Bu gerçekler karşısında şimdi, ABD yeni çözüm arayışlanna yönelme gereğini duymuştur. O yönde belirgin çözüm önerilerini de Kuzey Irak'ta yarattığı otorite boşluğunun başlıca kurbanı durumundaki Türkiye'den beklemektedir" dedi. MESUT YILMAZ • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Kuzey Irak'ta süren harekâtın geleceğiyle ilgili olarak ortada yanıtlanmayan sorular bulunduğuna dikkat çekerek, harekâtın süresi konusunda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller tarafından yapılan çelişkili açıklamalann endişe verici boyutlarda olduğunu savundu. görüşmesi gerektiğini vurgulayan Ecevit, Kuzey Irak sorununa çözümün anahtannm ABD'nin elinde olduğunu kaydetti. Çözüm planıyla ABD'nin gerçek amacının sapta- nabileceğini vurgulayan Ecevit, şunlan söyledi: "ABD gerçekten bölgede, Kuzey Irak ve Türkiye'de huzur istiyor mu? Irak'ın top- rak bütünlüğünegerçekten saygıh mı? Yok- sa Irak'ı bölmek için Türkiye'yi kullanıp ardından bir federasyon tuzagına çekmeyi, son aşama olarak da Türkiye"nin bölünme- sini gündeme getirmeyi mi tasaruyor? Kap- samlı ve belirgin bir çözüm planı üzerinde ABD ile yapılacak görüşmeler sürecinde .ABD'nin bu konularla ilgili gerçek niyetini saptama olanağı sağlanacakbr." Mesut Yılmaz'ın eleştirileri ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Kuzey Irak'ta süren harekâtın geleceğiyle ilgili olarak ortada yanıtlanmayan sorular bulunduğuna dikkat çekerek, harekâtın sü- resi konusunda Cumhurbaşkanı ve Başba- kan tarafından yapılan çelişkili açıklama- lann endişe verici olduğunu savundu. Yıl- maz, "Bu kadar ciddi bir operasyonun bu kadar gayri ciddi bir hükümet tarafından yürütülmesı talihsizliktir" dedı. ABD'de yaptığı temaslar sırasında bu ha- rekâtın meşruluğunun süresine bağlı oldu- ğu yolunda değerlendirmeler yapıldığını belirten Yılmaz, harekâtın süresinin uza- ması halınde tepki gösterileceğinin ifade edildiğini bildirdi. ANAP lideri, Çekiç Güç'ün Türkiye'de konuşlanmasına karşı olmadıklannı, ancak bugün Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'ta bağım- sız bir Kürt devleti kurulmasına şemsiye görevi yaptığı yolunda endışeleri bulundu- gunu söyledi. Yılmaz, bu konudaki endişelerin gide- rilmesi ve somut güvenceler verilmesi ha- linde Çekiç Güç'ün süresinin uzatılmasına karşı olmayacaklannı bildirdi. Yılmaz, bu endişeler giderilmez ve birtakım somut gü- venceler venlmezse Çekiç Güç'ün süresi- nin uzatılması oylamalannda olumsuz oy vereceklerini söyledi. Yılmaz, dünkü grup toplantısında, ABD'ye yaptığı ziyareti ve temaslannı da anlattı. ABD'den bakıldıgında, Türkiye'nin "3. lige düşmüş bir ülke" görüntüsü verdı- ğini ileri süren Yılmaz, "Bugünkü hükü- metin, Türkiye için ne kadar talihsizlik ve ileriye dönük olarak da risk olduğunu şim- di daha iyi değeriendiriyorum" dedı. DYP'de Refah rahatsızlığı • DYP GİK toplantısında konuşan Genel Muhasip Bahattin Şeker, köy imamlannın RP propagandası yaptığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP, kırsal kesim seçmenini RP'ye kaptırma kaygısı yaşıyor. DYP Genel Muhasibi Bahattin Şeker, RP'nin. bü- yük şehirlerdeki örgütlenme modeli- ni kırsal kesime yaymaya çalıştığına dikkat çekerek, parti örgütlerini bu konuda dikkatli olmaya çağırdı. DYP Genel tdare Kurulu'nda (GİK) konu- şan Şeker, özellikle köy imamlannın, "RP'nin militanrgıbı çalıştığını be- lirterek, bu durumun DYP'ye 1996'daki genel seçimlerde büyük oy kaybettireceğini dile getirdi. Başbakan Tansu Çiller'in başkan- lığindatoplanan GtK'te, ağırlıklı ola- rak üye kayıtlan, haziran ayında ya- ptlacak yerel ara seçimler ve örgüt so- runlan ele alındı. Çiller, DYP'nin, ül- kenin "çünentosu" olduğu görüşünü savunarak 1996 yılında tek başına ik- tidara geleceklerini öne sürdü. Edinilen bilgiye göre. toplantının kapalı bölümünde söz alan üyeler de ağırlıklı olarak üye kayıtlannm yeni- lenmesi konusunu gündeme getirdi- ler. Toplantıda Genel Muhasip Şeker. çiftçinin gübre sıkıntısı ve Çevre Ba- kanlığı'na araç verilmemesi konu- sundaki şikâyetleri iletirken, DYP'nin oy kaybetmesine ilişkin etkenleri de dile getirdi. Şeker'in, "Köy imamla- n, bulundukİan yeıierde RP'nin mi- litanı gibi çalışıyor. Bu konuda bir ça- hşma yapmazsak, bu durum DYP'ye kırsal kesimde oy kaybettirir'' dediği öğrenildı. Sözen ve Göknebyineyargıçönünde İstanbul Haber Servisi - Eski lstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen ve eskı İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel. 'Moda Kolektörü ihalesine fesat kanştırmak' suçlamasıyla mahkeme önüne çıktılar. İSKl'nin Moda'da yaptırdığı kokktörün inşası sırasında düzenlenen ek sözleşme ile kurumu 3.5 milyon dolar zarara uğratmakla suçlanan Sözen. Göknel ve İSKİ yönetim kurulu üyeleri Metin Kavuk, Hüseyin Yüksel Yavuz, Mehmet Yaşar Baykal ile yüklenıci firma temsilcisi Umberto Marizzi'nin yargılandığı davanın dün yapılan duruşmasında tanıklar dinlendi. Eski İSKİ Hukuk Müşaviri Sevgi Tüten, ek sözleşmenin ana sözleşme maddelerine uygun olduğunu söyledi. Türk- ttalyan ortaklığı olan Torna-Yöntaş firmasının, 1989 yılında hakediş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle konuyu uluslararası mahkemelere yansıtma yetkisinin bulunduğuna dikkat çeken Tüten, ek sözleşme ile ihalenin tamamlanmasmın sağlandığını belirtti. Daha sonra dinlenen tanıklann da sözleşmenin yenılenmesinin ve ihale bedelindeki artışın, Bedrettin Dalan döneminde yapılan ihalenin hakediş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle zorunlu olduğunu vurguladılar. Sanıklar hakkında "deviet adına yapılan ihaleye fesat kanştararak çıkar sağlamak" suçlamasıyla 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezasının istendiğı davada mahkeme, tanıklann dinlenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Düşünce suçuna af için düğmeye basıldı Adalet Bakanlığı, kesin çözüm olarak düşünce suçunun kaldınlması gerektiği görüşünde TÜREYKÖSE ANKARA - Adalet Bakanlığı, düşüncenin suç sayılmaması yo- lundaki çalışmalannı hızlandırdı. Adalet Bakanlığı tarafından hazır- lanan bir raporda, af çıkanlması ya da ceza indırimine gidilmesi yeri- ne, en uygun çözümün Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik öngören tasanyı ivedilikle yasa- laştırarak, düşünce suçunu orta- dan kaldırmak olduğu görüşüne yerverildi. Raporda. "Terörle Mü- cadele Yasası'nın 8. maddesi yü- rürlükten kaldınlırsa, af çıkarma- ya gerek kalmaksızm, bu madde- de yazılı suçlardan dolayı yapıl- makta olan takibatlar duracak, hüküm giymiş olanlar tahliye edi- lecektir. Bu madde hükmü, bu ha- liyle kaldığı sürece, yeni tutukla- malann, yeni mahkûmiyetlerin önüne geçilmiş olunmayacaktır" denildi. 50. hükümetin uygulama prog- ramında "Hükümetçe Ele Alına- cak Yeni Konular" başlığı altında ilk sırada, "Kişi haklan saklı kal- mak Uzere, basın ve yayın yoluyla işlenmiş suçlara ilişkin cezalann infazında indirim için yasal düzen- leme yapümasryeraldı.GHP Ge- nel Başkanı Hikmet Çetin, şu an- da cezaevinde bulunan düşünce suçlulannın bir an önce dışan çı- kanlmasını isterken, Adalet Ba- kanı MehmetMoğuhay da, bir ça- lışma başlattı. Moğultay, Cumhu- riyet'in sorulannı yanıtlarken, "En kısa zamanda bu çahşmamı- a tamamlayacağız" dedi. Deviet Bakanı Bekir Sami Daçede,u Da- ha degişiklikler yeni oldu. Oturup konuşacağız'" dedı. Bakanhğın raporu Adalet Bakanlığı tarafından ha- zırlanan bir raporda. af konusun- da şu görüşlere yer verildi: ".\f, eezanın istenmeyen etkisini azaltarak ceza adaletinin yardun- ctsıdır. Af, toplumdaki çatışmala- nn unurulması. kin duygulannuı önlenmeyeçahşdması gibi durum- larda kinıi zaman ceza siyasetinin uygutama aracı olarak düşünüle- bilir. Cezanın ne zaman sosyal ya- rannı yitirdiğini en iyi takdir cde- bilecek durumda olan deviet orga- nı. kamuoyuyla en yakın temas ha- linde bulunan yasama organıdır. .\nayasa, TBMM'nin af yetkisini belirleyen 87. maddesinde, 'Ana- yasanın 14. maddesindeki fiıller- den dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere' diyerek af yetkisini sınırlamıştır" Anayasanın 14. maddesinde, "•Anayasada yer alan hak ve hür- riyetlerden hiçbirisi devletin ülke- si ve milletiyle bölünmez bütünlü- ğünü bozmak, Türk devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehükeye düşürmek amacıyla kullanamaz- lar, bu yasaklara aykın hareket e- den veya başkalanm bu yokla teş- vik veya tahrik edenler hakkında uygulanacak müeyyideler, kanun- la düzenlenir" deniliyor. Raporda, düşünce suçunun 3713 Sayıh Terörle Mücadele Ya- sası'nın 8. maddesinde yer alan suç olduğu anımsatılarak, •'Bu madde, 'Hangi yöntem, maksat ve düşünceyle olursa olsun Türkiye Çumhuriyeti Devletı'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı' hedef alan yazılı \-e sözlü propagandayı ve bu amaçla yapı- lacak toplantı, gösteri ve yürüyüş- lerini cezalandırmaktadır. Bu maddeye göre, cezalandırılan fiil- ler anayasanın 14. maddesinde ya- zılı olup. yasaklanan ve anayasanın 87. maddesine göre de af kapsamı dışuıda tutulan fiillerin aynısıdır. Bu durumu 3713 sayıh yasanın 8. maddesinde yazıh suçtan hüküm giyenler için af kanunu çıkarmak mümkün değfldir'* görüşüne yer verildi. Raporda şu değerlendir- meler yer aldı: *1- Af, bir anfettir. Ancak Mec- lis'in af konusundaki takdir hak- kma ipotekgetirilmesi, affuı bir an- fet olma niteliğiyle bağdaşmaz. Bu itibaria anayasada yapılacak deği- şikh'kle 87. maddesinde yer alan 'anayasanın 14. maddesindeki fi- illerden dolayı hüküm giyenler ha- riç olmak üzere' ibaresi madde metninden çıkardmabdır. Ancak bunun gerçekleşmesi durumunda bu suçlar bakunuıdan genel veya özel af çıkartılabilir. 2- 3713 sayıh Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi yürürlükten kakhnlmalıdır. 3- Diğer bir çözüm yolu da, ba- kanlığımı/ca hazırianan ve halen TBMM gündemüıde bulunan Te- rörle Mücadele Yasası'nda veözel- likle bu yasanın 8. maddesinde de- ğişiklik öngören tasannın bir an önce kanunlaşmasıdır. Bu durum- da da, aynı olumlu sonuç hasıl ola- caknr. 4- Şartlı tahliye süresinin kısal- ülması da, müracaat olunabilir ve ancak af çıkartmada olduğu gibi sakıncab bir yoldur. Kişinin, işledi- ği suçtan dolayı damgah olmak du- rumu devam eder. 5- Kanımızca 'DGM'lerin Ku- ruluş ve Yargılama Usulü Hakkın- da Kanun' varken, aynca Terörle Mücadele Kanunu'na gerek bu- lunmamaktadır. Ancak Terörle Mücadele Kanunu'nda belki te- rörle mücadelede görev yapanlar bakımından getirilen mali \e sos- yal haklar içeren hükümler ile ko- nımayı hedef alan hükümler mu- hafaza edilebilir." Raporun "So- nuç" bölümünde şöyle denildi: "Gümriik birliği anlaşmasuıı imzaladığımıza ve bu toplulukla entegrasyona girdiğimize göre, dü- şünceyi suç ohnaktan çıkartma- nuz en uygun çözüm yolu olacak- tır. Zaten 3713 sayılı yasanın 8. maddesi yürürlükten kaMınlırsa, af çıkartmaya gerek kalmaksızm bu maddede yazıh suçlardan dola- yı yapılmakta olan takibatlar du- racak, hüküm giymiş olanlar tah- liye edilecektir. Bu maddeyi y ürür- lükten kaldırmak. medeni ulus oi- manın da bir geregidir.'' POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA İkiKaçak Tayyip Erdoğan ile Metih Gökçek, lstanbul ve Ankara'nın belediye başkanlan mı yoksa mahalle ka- badayısı mı? Kanal 6'da Ümit Zileli'nin 'Pusula' adlı tartışma programında ortalığı ayağa kaldıran bu iki 'adil dü- zen savunucusu'nun gerçek kimlikleri, demokrasi anlayışları ortaya çıktı. Tartışmadan apar topar ka- çan Erdoğan ve Gökçek'in adamlan, stüdyodışında da olay çıkardı. Biz bu köşede yıllardır aynı şeyleri yineler dururuz: "Demokrasi düşmanı şeriatçılara anladıklan dil- den yanıt vereceksiniz..." Gördünüz, bu yaratıklarla tartışma fılan olmaz. Bunlar kişi hak ve özgürlükleriyle oynar. Erdoğan ve Gökçek'in tavırlanna tanık oldunuz... Adam elinde bir kitap, Ümit Zileli'ye saldınyor. Çün- kü Ümit, belgeleri eline geçirmiş, her ikisini de sıkış- tıracak. Tartışmada deneyimli gazeteci Yıldınm Çav- lı da 'yolsuzluk belgelerini' bir bir önlerine çıkaracak. Ne yapsın Erdoğan ve Gökçek? Saldınp olay çıkaracaklar ve sonra kaçacaklar... Öyledeyaptılar... Şeriatçılar; demokrasi düşmanıdırlar, ikiyüzlüdür- ler. Onlar için demokrasi bir yaşam biçimi değil ken- di çıkarları açısından bir araçtır. Bunlar için 'yalan' geçerlidir. Inanın hepsi de sah- te Müslümandır... Kimileri kurban derilerinden trilyonlan gizli kasala- nna indirir, kimileri beş yıldızlı otellerde iftar yemek- leri verir, kimileri askeri liselerde, polis kolejlerinde 7a- ik demokratik Türkiye Çumhuriyeti'n\ yıkmak için ör- gütlenir. Şimdi soruyoruz: "Hiç bunlaria uziaşma olur mu?" Ben karanmı yıllar önce verdim: "Şeriatçılarla hiç- bir zaman uzlaşmayacağım, onlara anladıklan dille yanıt vereceğim. Çünkü rier biri -halim selim de oL sa- demokrasi düşmanıdır." Demek ki 'adil düzenci' olmanın onda dokuzu kaç- makmış... ••• Geriye ne kaldı? Bir... O zaman da karşındakine saldıracaksın... Melih Gökçek ile Tayyip Erdoğan bugüne dek 'ça- nak sorularia' vaziyeti idare ettiği için Ümit Zileli ve Yıldınm Çavlı'nın karşısında ne yapacaklannı şaşır- dılar... Karşılannda kimi görmek istiyoriardı acaba? Sanınz yeniyetme yağdanlıkian... Olmadı, bu kez ters geldiler... Melih Efendı elinde bir kitapla Ümit'e sakjınyor "Maaşınız kadar konuşun..." İki başkan yanlarında 'icraatlannı' içeren iki bant getirmişler... Ikisi birden tepeleniyor: "Bantlanmızı yayımlayın, neleryaptık neter..." Hayda!.. Ümit Zileli gayet kibar söze giriyor "Böyle şey olmaz. Sayın Çavlı'nın bazı yolsuzluk dosyalan üzerine konuşmak için buradasınız. Ka- muoyunun öğrenmek istedikleri sorulan yanıtlayı- nız. Sonra da icraatlannızı anlatırsınız. Buprogramın koşullannı biz belihehz..." Ne yapacak Tayyip Bey ile Melih Bey? Elbet saldınya geçecekler... Yıldınm Çavlı'nın elinde altı tane yolsuzluk dosya- sı bulunuyor... Melih Gökçek her zamanki numarasını yapıyor. Bıçkın delikanlılığı oynuyor... "Biz sizin figüranınız değiliz..." Bunlan söylerken belki de aklından şunlar geçiyor "Ah, şurada Ümit Zileli ve Yıldınm Çavlı'nın yeri- ne Hulki Cevizoğlu, Fehmi Koru, Erkan Göksel, llnur Çevik, Abdurrahman Dilipak olsa ne güzel tartışırdık..." Ama karşılannda Ümit Zileli ve Yıldınm Çavlı gibi iki yiğit gazeteci var. Takkeli ve takkesiz liboşlaryok... ••• Tayyip Bey ile Melih Bey için hem 'mahalle kaba- dayılığı' yapmanın, hem de 'kaçmanın' zamanı gel- miştir... Gökçek elindeki kitabı sallayıp ilk atağı yapmaya kalkışır, ama tökezler. Yerinden doğrulur ve elindeki kitapla Ümit Zileli'ye döner: "Sizin kimliğiniz şu kitapta var..." Tayyip Bey söze girer: "Kitabın adını verelim de halk okusun..." Maksat tartışmakian kaçmaktır... Ümit Zileli her iki belediye başkanını sarsmaya başlar: "Siz hertralde bugüne kadar hep monolog yapma- ya alıştınız. Çanak sorular sorulacak, siz de yanıt ve- receksiniz..." Melih Gökçek: "Bana 400 bin kişi oy verdi. Siz paranız kadar ko- nuşan birisiniz..." Melih ve Tayyip beyleryiğitliği kaçmakta bulurlar... Biz Ümit Zileli'yi bir kez daha kutluyoruz... Işte televizyon gazeteciliği budur... Adamlar takkeli ve takkesiz liboşlann 'çanak so- rulanna' alışmışlar. Karşılannda gerçek gazetecileri bulunca kurtuluşu 'sıvışmakta' buluyoıiar... Sizi uyanıklar sizi!.. Ortak tavır alacaklar Şimdi de CHP'de güvenoyu saııcısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP'de bir grup milletvekilinin "güvenoyu tehdidi"nden sonra, CHP'de de "güvenoyu ce- zasrgündeme geldi. CHP kanadındaki kabine deği- şikliği sırasında kabinede temsil edilmemelerine sert tepki gösteren Doğu ve Gü- neydoğulu milletvekilleri- nin güvenoylamasından önce bir araya gelerek ortak tavır belirlemeleri bekleni- yor. Bazı milletvekilleri, kendi partilerine güvenoyu vermemelerinin sözkonusu olamayacağını, ancak oyla- maya katılmayabilecekleri- ni söylediler. CHP'de kabine değişik- liğinden sonra, Doğu ve Güneydoğu milletvekilleri kırgınlık ve öfkelerini giz- lemediler. Bölge milletve- killeri, önümüzdeki hafta yapılması beklenen güve- noylamasından önce bir araya gelerek ortak tavır be- lirleyecekler. Kabine dışı kalan bir eski bakan, "As- hnda güvenoyu vermem. A- ma şimdi. 'bakan olamadı da vermedi' derler. Verir- sem kerhen veririm''dedi. Kars Milletvekili Meh- met Alp, "Bireysel karar vermem. Arkadaşlaria or- tak karar veririz. O gün ma- ZEretiolan arkadaşlar olabi- Hr" diyerek bazı mılletve- killerinin oylamaya katıl- mayabileceğinin işaretini verdi. Doğu ve Güneydoğu milletvekillerinden bir bö- lümünün oylamaya katıl- maması bekleniyor. Erzincan Milletvekili AB tbrahim Turu da güvenoyu vermeyeceğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle