Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL1994 PERŞEMBE
HABERLEREV DEVAMI
GUNDEM
Ozelleştirme
yîneçıkmazda
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tansu Çiller'-
in "vazgeçümez taedef" dediği
ve I995"teenazl0milyardolar
saüş geliri beklediği özelleştir-
me, iktidar ortaklan arasındaki
anlaşmazhk ve Anayasa Mah-
kemesi'nin yeni gerekçeli karan
ile yeniden çıkmaza girdi. DYP
kurmaylan, "özeDeştirilecek
KİT hisselerinin yabancı serma-
ye için yüzde 20-25Te sınırlan-
ması ve özeUeştiribnesi hedefle-
nen 98 kunımşun listeanin
TBMM'ye sunulması" ıçerikli
yeni taslak üzerinde çahşıyor-
lar. SHP'nin ise Anayasa Mah-
kemesi'nin gerekçelı karanru
dikkate alarak, anayasa değişti-
rümeden özeÜeştirme yapıla-
mayacağı görüşüne yaklaştığı
bildırildi. Partilerarası görüş-
melere SHP adına katılan Dı-
şişjeri Bakanı Mümtaz Soysal,
KITlerin satılması yerinex
ve-
rimli işletilmesini önerdi. Ozel-
leştirme geiirlerinin, seçim eko-
nomisinın finansmanı için kul-
lanılacağı endişesini taşıyan
ANAP yönetimi de, çalışmala-
ra soğuk bakıyor.
Yakın çevresine, "Yüksek
Mahkeme'nin son karanndan
sonra özefleştirme artık olanak-
sız hale geldi" dedığj öğrenılen
Soysal'a daruşmanlan tarafın-
dan sunulan raporda da, "özd-
leştirme için Anayasa değişikliği
şart" görüşüne yer verildi Sıv a-
si çe\ relerde. "Anayasa Mahke-
mesi'nin karan, yan çizmeye
hazuianan SHP'nin işine ya-
radı" yorumlan yapılırken,
DYP, Çiller'in isteği doğrultu-
sunda tasannın ay sonuna ka-
dar TBMM'ye sunulması için
formül anyor. KİT'lerin ya-
bancı sermayeye satılabilecek
hisselerinin oranını Anayasa
Mahkemesi'nin isteği dogrultu-
sunda yüzde 20-25 düzeyine in-
dirmeyi kabul eden DYP, her
ozelleştirme için ayn bir yasa çı-
karmak yerine, TBMM'ye su-
nulacak tasanya, özelleşüri-
lecek 98 KİTin listesini ekleye-
rek bu zorunluluktan kurtul-
mayı planlıyor. Ancak, SHP'-
nin tutumu, ANAP'ın tasanyı
desteklemekten vazgeçme eğili-
mine girmesi ve RPnin de en-
gelleme karan alması, "Bu yasa
eylül sonuna kadar mutlaka
TBMM'den geçmeli" dıyen
DYP'lileri gıderek umutsuzlu-
ğa itiyor.
Soysal ipleri atıyor
SHP adına ozelleştirme gö-
rüşmelerine katılan Dışişleri
Bakanı Soysal, Anayasa Mah-
kemesı'run gerekçeli karannı,
"Bugünün Anayasası'yla, bugü-
nün özeÜeştirme niyetlerini kar-
şılamak kolay kolay mümkün
olmayacak" şeklinde yorumla-
dı. Soysal, Hürriyet gazetesinde
dün yayımlanan makalesinde,
"Mahkeme ilkeleri ortaya koy-
muştur. İsteyen uyar, kazanır,
uymavanlar eksik ya da yanltş
düzenlemelerle iptal kararlan >e
hav al kırıklıkları arasında debe-
lenir durur" görüşünü dıle getir-
dı.
Sürdüriilen görüşmeler sıra-
sında, Anayasa Mahkemesi'-
nin uyanlan dikkate ahnarak
şekillendirilecek tasannın SHP
gmbundan "onay alması" şartı-
nı da öne süren Soysal, koalis-
y on ortağını tedirgin eden bu is-
teminin gerckçesini, "Daha
önce biz, bakan arkadaşlanmız-
dan önemli karar ve tasanlan
imzalamadan önce grupta tartış-
malarını istiyorduk. Bakanlar
imzalamadan önce grubun görü-
şünü alsın diyorduk. Şimdi ben
hükümetteyim. Tasanya imza
koymadan önce gnıbumun görü-
şünü alacağım" diverek açıkla-
dı. Soysal'ın. SHP grubunun
onay vermemesi halinde tasan-
ya imza atmama karannda ol-
duğu bıldinldi. Soysal'ın, da-
ruşmanlan tarafından kendisi-
ne sunulan raporda, "Mahke-
menin karanna göre, özeÜeştir-
me için anayasa değişikliğjne gj-
dilmesi şart" görüşüne yer veril-
mesi de, tasannın mevcut haliy-
le SHP gmbundan onay al-
masını zorlaştırdı.
DYP formül anyor
Kamuoyuna yapılan "anlaş-
tık" açıklamasma karşın,
SHP'nin bazı maddelerine itira-
zıru sürdürdüğü tasanyı, henüz
grup yönetimini oluşturamadı-
ğı grubunda tartışma istemi.
DYP kurmaylannı "simrli bir
bekJeyişe" soktu. Başbakan
Çiller'in isteği doğrultusunda
tasannın en geç eylül ayında
Meclis'ten geçirilmesi gerektiği-
ni vurgulayan DYP'liler, "Ne
zaman gnıp yönetimini oluştu-
rup, ne zaman tartışacaklar.
Geçtiğimiz saJı günü bu tasan-
nın SHP grubunda ele alınması
gerekiyordu, ancak grup yöneti-
minin oluşturulamaması nede-
niylc 1 hafta daha ertelendi.
Arbk Türkiye'nin tahammülü
kalmadı" diyerek tepkilerini
dile getirdiler.
a_
Çalısmalar başladı
Anayasa Mahkemesi'nin ge-
rekçeli karannın yayımlanma-
sının ardından, dün gerçekleşti-
rilen son toplantıda, tasannın
yüksek mahkemenin isteği doğ-
rultusunda düzeltilmesi çabş-
malanna başlandı. KİTlerin
yabancı sermayeye satılabile-
cek hisselerinin, Anayasa Mah-
kemesi'nin isteği doğrultusun-
da yüzde 20-25 düzeyine indiril-
mesi görüşü benimsendi. An-
cak, mahkemenin her ozelleş-
tirme için ayn bir yasa çıka-
nlması istemi, "anlamsız" ola-
rak nitelendirildi.
Bunun üzerine TBMM'ye
sunulacak çerçeve yasaya özel-
leştirilecek 98 KİT'in listesi ek-
lenerek, bu zorunluluktan kur-
tulma formülü ortaya atıldı,
ancak bu formüle Kamu Or-
taklığı İdaresı Başkanı Tezcan
Yaramancı karşı çıku. Yara-
mancı'nın, şu görüşleri dile ge-
tırdıği öğrenildi:
"Bu listeyi eklemek bağlavıcı
olur. Zaman içinde bazı KIT-
lerin özeÜeştirme kapsamından
çıkanlması ya da bu listede yer
verilmeyen bir KÎPin özelleşti-
rilmesi gerekliliği ortaya çıkabi-
lir.
Burada, iş siyasi iktidara dü-
şüvor. Mahkemenin isteği doğ-
rultusunda hazırlayacağımız
çerçeve tasannın TBMM'den
gecmesi için SHP >e muhalefe-
tin uzlaşması sağlanırsa, iptal
tehlikesi ortadan kalkar. Eğer
idari mahkemeler aracıuğryla
itiraz davalan açılırsa, bunun
için en az 1 yıl süre gecer. Biz de
o süre içerisinde özeüeştinneyi
bitiririz."
RP'den "işçiye saldın"
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Grup Başkanvekiü Şev-
ket Kazan. Ankara BüyükşeMr Beledıye Meciisi toplantısında iş-
çilerin dövülmesi olayını MHPTi bir üyenin başlatüğım söyledi.
RP Genel Başkanı Necraettin Erbakan'ıa, Ankara dışmda bu-
iunması nedeniyle dünkü RP Grubu'nun açış konuşmasını ya-
pan Şevket Kazan, RP'li belediyelerin yaptığı çalışmalann
"kıskaaddığHn" savundu. RP'li belediyelerin çalışmasırtîn önlen-
mesi için "çeşâdi çareler aranuğrat" söylcyen Kazan, bunun ardı-
ndan da provokasyonun geldiğini iddia etti. "SHP, Ankara ve
' diyen Kazan, provokasyonlann arkasında SHP-
nin olduğunu savladı.
Kazan, RP'li Ankara Belediye Başkam'MeB» Gökçek tara-
findan atilan işçilerin, sorunlannı anlatmak tçin gıttikfcn Beledi-
ye Meciisi toplantısında dövüTmeleri olayina değinırken, MHP*yi
suçladı. Kazan, "Evlem yapan işçâer, kanunsuz obırak sakma gel-
nı^ ve mecfis ûyeJerwâı oturacag^ saadaiyekre otarflraşiards'. Ba
ğff, M H F İ bir raecfe üy«sidir. Bü olaydan soara da bazı çewe-
ler befediye medtsiiB basaabm savnBuyor" diye konuştu.
TerörleMücadeleYasası
değiştirilnıeli'
Haber Merkezi-Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti (TGC), '_Te-
rörie Mücadele Yasası'mn bir an
önce değiştirüerek, basın ve dü-
şünce açıklama özgürlüğünü ya-
saklayıcı hükümkrin bu yasa-
dan çıkanlmasmı" istedi.
TGC'nce yapılan yazıh acı-
klamada, Terörle Mücadele
Yasası'na dayanılarak DGM
karanyla gazete toplaülması-
nın, demokrasimizin eksiğine
yeni ve üzücü bir örnek olduğu
belirtildi.
Açıklamada özetle şöyle de-
nildi:
"Yasadaki basına yönelik hü-
kümler, zaman zaman böylesine
ters sonuçlar doğurmaktadır. Bu
hükümler terörle mücadeleyi ba-
sınla mucadeleye dönuştürmek-
tedir. Demokrasiyi korumak
için, elbet yasalar ve hukuk için-
de terörle mücadele edihnelidir,
ama bu düşünce açıklama ve ba-
sın özgürlüğünü engelleme sonu-
cunu doğurmamalıdır.
Terörle Mücadele Yasası bir
an önce değiştirilmeli, basın ve
düşünce özgürlüğünü yasak-
layıcı hükümler bu yasadan çı-
kanbnalıdır. Adalet BakanlığY-
nda bu konuda kurulan komis-
yonun çalışmalannuı bir an önce
olumlu soouca uutşmasmı dih'yo-
ruz."
MBaştarafi lSayfada
Karayalçtn'ın geleceği, en erken
bir seçim sonra netleşecek.
Karayalçın, SHP Genel Baş-
kanlığı'nda birinci yılını doldurdu.
"12-13 Eylül Kurultayı"y\a seçilen
SHP lideri için biraz "kara", biraz
da "yalçın" bir yıl oldu.
Parti içinde ve dışmda bir kesim,
Karayalçın'ı daha genel başkanlığa
seçilmeden "harcadı"; bir kesim, li-
derliğindenbirkaçay sonra, "Olmu-
yor" dedi; bir kesim, 5 Nisan'ın ar-
dından, "Artık yeter, bizden destek
yok" dedi. Bütün bunları top-
ladığımızda herkes, "Karayalçın'ın
nasıl başarılı olmayacağını" seyre
koyuldu. Bu, Türkiye'de siyasete
atılanlann kaderi.
Bir yıla baktığımızda Karayalçın-
ın eksilerinin, artıiarından fazla ol-
duğunu görüyoruz.
Seçilişinin birinci ayında, Haber
Müdürümüz Doğan Akın'la birlikte
uzun bir söyleşi yapmıştık. önümü-
ze çok güzel hedefler koymuştu.
Partı yeniden yapılanacak, koalis-
yon protokolündeki demokratikleş-
me paketi mutlaka yaşama geçirile-
cek, kamu çalışanlarına sendika
hakkı verilecek...
Bunlann tümünde adımlar atıldı,
Kapayalçın'ın Bir Yılı.
Karayalçın ciddi uğraşlar verdi;
ama sonuç olarak, tüm bunlar ger-
çekleşemedi.
Parti içinde ise mekanizmaların
sağlıklı işlemediği dikkat çekiyor.
Her olağan değişiklik, olağanüstü
gerginliklere neden oluyor. Genel
sekreter seçimi, grup başkanı seçi-
mi...
Hükümet değişikliği ise aylarca
ertelendikten sonra, "olaylı"biçim-
de gerçekleşti. "Karşılıklı anlayış"
içinde yaşama geçirilmesi gereken
bakan değişikliği, "düelloya" dö-
nüştü. Onur Kumbaracıbaşı, Httc-
met Çetin ve Seyfi Oktay'ın istifa di-
lekçesi vermemesi, yerlerine yeni
bakanlar atanması, SHP'yi kamuo-
yu önünde gülünç duruma düşürdü.
Bir yıl, siyaset için çok kısa bir
süre Bir politikacıya birinci yılınso-
nunda puan vermek, bir fidanın bir-
kaç yıl sonra ne kadar meyve vere-
ceğini öngörmek gibi bir şey.
Karayalçın da eksikliklerini kabul
ediyor, bizim de altını çizdiğimiz ko-
nuları başaramadığını söylüyor;
ama umutsuz değil. Bu doğal. Poli-
tikacının yitirme korkusu içinde
olmaması gerekiyor. Böyle bir kor-
kuya kapılırsa yitirme acısı da bera-
berinde gelir.
Kaldı ki bir siyasi parti lideri, sa-
dece iktidarda yaptıklanyla değer-
lendirilemez. Muhalefetteki tutumu
da önemli. Nasıl ki "aşk azapla bes-
lenirse" gerçek politikacı da yenil-
gilerle beslenir. Yenilgiyi hazmedip
kazanmayı hedeflemek, belki de
politikanın ilk kuralı. Tabii, "vitrin-
lik" alınıp parti tepesine oturtulan-
lar, muhalefette ne yapar bilinmez!
"Bana danışmanını söyle..."
Belki genel bir sözdür ama, ben
birkaç kez Uğur Ağabe/den dinle-
miştim: "Gazeteci, her şeyi bilen
kişi değildir; neyi nerede bulabile-
ceğini bilen kişidir" derdi. Bu, siya-
si parti liderleri için de geçerli. Ge-
nel başkan her şeyi bilmez ama,
danışmaniarı aracılığıyla neyin ne
olduğunu öğrenir; hangi konuda
nasıl hareket etmesi gerektiğini bi-
raz da onlara danışarak saptar. Bu
bağlamda, "Bana danışmanını söy-
le, nasıl bir politikacı olduğunu söy-
leyeyim" diyebiliriz. Karayalçın'ın
sık danışman değiştirmesi ve seçti-
ği danışmanların kişiliği de tabii ki
kendi yapısını ve olaylara bakışmı
etkiledi.
SHP lideri, solda birlik, Terörle
Mücadele Yasası, düşünce özgür-
lüğü konularında zaman zaman
yaklaşım değiştirdi. Bunda olay-
ların hızlı akışı kadar, danışman-
larının da etkisi olduğunu söyleye-
biliriz. Busüreçte, Karayalçın, "taşı-
ma fikirle" parti dönmeyeceğini
umarız görmüştür.
Karayalçın'ın son danışmanı, Cö-
neyt Canver. Canver, saf değiştirdi-
ğinde bunun gerekçesini mantıklı
temellere oturtabilen bir kişi. An-
cak, nasıl sık gazete değiştirmek
gazeteci için "defo" ise sık parti de-
ğiştirmek desiyasetçi için biraz "de-
fo "dur
Merkez solda, liderlerin kaderiy-
le solun kaderini ayırmak zor. Bu
nedenle solda, sol için çaba harca-
yan herkese gereksinim var. Daha
önce de vurguladığımız gibi, "Sol-
da birliği istiyorum, ama şununla
kesin olmaz".. "Ben de istiyorum
ama, onunla olur, öbürüyle olmaz"
gibi yaklaşımların terk edilmesi ge-
rekiyor. Bu çerçevede, önümüzdeki
dönem Karayalçın'a da gereksinim
var.
ARDIND
YLABIN
HNDAKI
Üsküdar Belediyesi, Halil Paşa Türfoesi bahçesindeki kaçak binaya inşaat ruhsatı verdi.
Türbedeki insaata ruhsat
MEHMET DEMtRKAYA
RFh Üsküdar Belediyesi yet-
kilileri. Kültür ve Tabıat Varlı-
klannı Koruma Kurulu'nun
yapımının durdurulmasını istedi-
ği. Halil Paşa Türbesi bahçesin-
deki kaçak binaya ruhsat verdı.
Üsküdar Gülfem Mahallesi
Aziz Mahmut Efendı Sokak'ta
bulunan Abdülhalil Paşa Türbe-
si, Istanbul 3 Numaralı Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Ku-
rulu'nun 13 Mayıs 1993 tanhli
karanyla onanma alındı Üskü-
dar Abdülhalil Paşa Türbesi İle
Mevcut Türbeleri Koruma Ya-
şatma Tarutma Demeğı tarafı-
ndan yaptınlan onanm, çevrede
oturan yurttaşlann dikkatini
çekü. Türbe bahcesine, şanüye
adı altında yapılan inşaatın. geci-
ci olamayacak derecede sağlam
yapıldığını düşünen yurttaşlar
konuyu Kültür Bakanhğı'na şı-
kayet etti. Şikayet üzerine Kültür
Bakanlığı, îstanbul 3 Numaralı
Kültür ve Tabiat Varlıklannı
Koruma Kurulu'na. 23 Haziran
1994 tarihlı bir telgraf göndere-
rek konunun araştınlmasını iste-
di.
Uzmanlar tarafından yapılan
3
incelemeden sonra Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Ku-
rulu, 30 Haziran. 1994 tarihinde
aldığı bir karan Üsküdar Beledi-
yesi'ne bıldırdi. Karar şöyle:
"Îstanbul tli Üsküdar İlçesi,
441 ada, 21 parselde bulunan,
GEEAYK'nun 14.4.1973 gün ve
7086 sajılı karan ile tescil edilen
Halil Paşa Türbesinin bahçesinde,
kuruldan izin alınmadan yapılan,
kaçak şantive inşaatımn hemen
durduruunası için fl sküdar) Bele-
di>esine ivedi vazı vazılmasına,
aynca tahribatıiı yol açttğı anlaşn
lan kaçak inşaat ile ilgili işlemin
yapılmasına, eski eser parseünde
Kurul onavı olmadan. şantiye ya
da başka isimlerle projesiz inşaat
yapdamayacağtna karar verikli."
Ancak. Kurulun bu karan-
ndan bir hafta sonra Üsküdar
Belediyesi tmar Müdürlüğü, 7
Temmuz 1994 tarihinde, türbe
bahçesinde yapılan şantiyeye
ruhsat verdi. Belediyenin ruhsa'ü-
nda, şantiye binasının geçici ola-
rak yapıldığı, hizmet süresi ta-
mamlandığında yıkılacağı belir-
tiliyor.
"Hizmet süresi'' her şeyden
önce belirli bir tarihi içermiyor.
Türbeye hizmet, türbe varhğmı
Cemevindebomba
tedirginliği
• Baştarafi LSayfada
yapılmtş. Bu da yasal prosedüre
uymuyor"dedi.
Ola>n bir bına yıkımıyla sını-
rlayarak değerlendirmemek ge-
rektığinı vurgulayan Sözen "Ya-
şadiğunız bu olay laik-anri laik
çartşmasuıın bir yansıması. Alevi-
Süımi aynmını köriikleyerek mey-
dana gelecek etki-tepkiden medet
umuyorlar" dıye konuştu.
Nurettin Sözen, aynmcılık
karşısında her türlü demokratik
direnişin gösterilmesi gerektiğini
ifadeetti.
Karacaahmet Sultan Kültür
Derneği'nı Sözen"le aynı saatler-
de ziyaret eden HADEP İstanbul
İl Başkanı Kemal Pariak da
yıkımı halkın inanç özgürlüğüne
saldın olarak niteledi.
Bakanlık araştırması
Ankara Büromuzun haberine
göre, Içişleri Bakanı Nahit Men-
teşe, tstanbul Büyükşehır Beledi-
yesi'nin RP'li Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın, "imara
aykm" olduğu gerekçesiyle Ka-
racaahmet Sultan Türbesi'nın ce-
mevi ve aşevi bölümlerini yıktı-
rmasına seyirci kalınamaya-
cağmı bildirdi. Menteşe, konuyu
araştırrnak üzere müfettiş görev-
lendirdiğini açıkladı.
tçişlen Bakanı Menteşe,
TBMM'de dün SHP'li Ulusoy'-
un gündem dışı konuşmasını
yanıtlarken, Karacaahmet Sul-
tan Türbesi'nin cemevi ve aşevi
bölümlennin yıkılmasının kamu-
oyunda çeşitli spekülasyonlara
neden olduğuna dikkat çekti.
"Bakanlık olarak konunun
üzerinde durmamaımz mümkün
değildir" dıyen Menteşe. haberin
kendisine ulaşmasından sonra
İstanbul Valısi Hayri Kozakçmğ-
lu ile temasa gecliğjni ve bakanlık
müfettişlerini olayı soruşturmak-
la görevlendirdiğıni söyledi.
Menteşe, şöyle konuştu:
"Konu hassas bir konudur. Ale-
vi-Simni tartışması yaratmak
sakmcaudır, tebhkelklir. Her iki
mezhep de Müslümandır. Bizi böl-
mek, avırmak isteven yabancı
mihraklara alet obnayalım. Alevi-
lerle Sünniler kardeştir. bu ülkede
kardeşçe yaşamışlardır. Kimse
ağzmuzın tadını bozamayacaktır.
Ortada bir kanunsuzluk, gereksiz-
lik varsa, gereken yaptlacaktır."
koruduğu sürece devam edeceği
anlamına da geliyor. Kurul, şan-
tiyenin inşaat bitimınde kaldın-
Imaması tehlikesini görmüş ola-
cak ki inşaatın hemen durdurul-
masını ıstıyor. Kurul üyelerinden
aldığımız bilgrye göre. onanm
çalışmalan süresince hizmet vere-
ceği iddia edilen şanüye binası
yenne bir karavanın çekilebilece-
ğı önenlmış. Ancak bu tür geçici
önlem yenne kapr bir binanın in-
şasında ısrar ediliyor.
Üsküdar Belediyesi. geçici şan-
tiye inşaatına ruhsat venrken,
Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü
yetkıli elemanlannca tasdiklı ol-
duğunu da belirtiyor. Ancak Rö-
leve ve Anıtlar Müdürlüğü'nün
hazırlayacağı projelenn, Kültür
ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu tarafından onaylanması
gerekiyor.
Üsküdar Belediyesi verdiği
ruhsata yasallık kazandırmak
için Röleve ve Anıtlar Müdürlü-
ğü'nün elemanlannın "tasdikini"
yeterli sayıyor. Ancak kurul
onayı olmadığından ve yine ku-
ruica şantiye binası "kaçak inşa-
at" olarak tarumlandığından be-
lediyenin bu tutumu yasal daya-
naktan uzak.
DSP
Cemevi
yıkımına
bul Büyükşehir Belediye Meclısı
DSP Grubu, Karacaahmet Sul-
tan ve Kültür Derneği'nin cemevi
ve aşevinin bazı bölümlennin.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan
tarafından yıktınlması nedeniyle
belediye meclisini olağanüstü
toplantıya çağırma karan aldı.
DSP İstanbul İl Başkanı Erdo-
ğan Toprak, dün alınan karann
ardından yapüğı açıklamada. ki-
şilcnn hassas olduğu ve yüzyı-
llardır özenle korumaya çalışü-
klan dini duygulannın istisma-
nna yol açacak eylemlerin, top-
lumsal tepkiyle karşılaşacağına
dikkat çekti.
Toprak, şu görüşlere yer verdi:
"Sorumsuzluklann ülkemizde ne
gibi patlamalara neden oMuğunu
ise hepimiz bili> onız. Kamu görev-
lileri işte asıl bu nedenle daha so-
rumlu olmak zorundadıriar. Uhı-
sumuz için bu yaşamsal konuyu
enine boyuna tarrjşmak amaayla
meciisi olağanüstü toplantıya
çağırma karan aldık."
'SoysaPdan îlerideyiz'
• Baştarafi LSayfada
ra, Amerikalılara herkese uygulanması lazım. Bir ohımsuz
ekonomik etkisi de olmaz. O açıdan benun karşı çıkma
hakkrnı yok. Yalnız bunun Batı'yla herhangi bir problern ya-
rancı jargonla yapthnaması lazım, iç poütika şeyiyle v apdma-
ması lazım. Devletler arası Uişkilerde eşjtük esastır. Ben sana
kötüiük >apmıyorum, bu bir mütekabiliyettir. Sen bana ne
yapıyorsan ben de sana aymsını yapıyorum."
Yunanistan'ın karasulanru 12 mile çıkaracağı bügüerinin
Ankara'ya ulaşmasıyla birlikte iç politikada büyük bir hare-
ketlilik yaşandığmı anımsatan Yıhnaz, bu olayın da büyü-
tüldüğünü savundu. "Aslmda Yunamstan orada yeni bir şey
söylemiyor. Daha önce söylediklerini tekrar ediyor" diyen
Yıhnaz, Başbakan Tansu Çiller'in içerideki başansızbkJanm
örtmek için olayı büyüterek şov yapüğmı ileri sürdü. Bu tutu-
mun çok tehlikelı olduğunu vurgulayan Yılmaz, olayın bü-
yütülmesinin Yunan Başbakanı Papandreu'yu da olumsuz
yönde etkileyebüeceğine dikkat çekti.
Dış politikanın tutarlı bir çizgi gerektirdiğini, Başbakan
Tansu Çiller'in ise ABD'nin şarth kredi olaymda bile bunu
gözardı ettiğini söyleyen Yılmaz, "Beoi de rezil etti" dedi.
Yılmaz, şunlan anlattı: "Amerika'ya gittiğimde adamlara de-
dim ki, 'Bakm, Başbakanımız açıklama yaptı. Bu şartı koyar-
sanız biz hepsini reddedeceğk. llişkılerimiz zarar görecek'.
Ama sonra Başbakan bir dönüş yaptı, biz ofsaytta katdık.n
Yılmaz, Türki cumhuriyetlerle ilişkilerde de Türkiye'nin
elindeki kozu kaçırdığmı savundu. Dünya devletlerinin "Tür-
ki cumhuriyeüer üzerinde Türkive gerçekten güçlü mü? Biz,
tek bu kanaldan mı gideriz?" endişesini yaşadığı bir sırada
Türkiye'nin yanbş dış politikası nedeniyle bu fırsatın
kaçırıldığiru öne sürdü.
Yılmaz, "Adamlar baktılar ki biz etkili değiiiz, gittiler ken-
dileri Kazakistan'da şurda burda bizden önce ilişkilerini kurdu-
lar"dedi.
Türkiye'nin 'artık Saddam'a dostluk kartmı göstermesi' ge-
rektiğini savunan Yılmaz. şunlan söyledı:"'Çekiç Güç'ü biz
valvar yakar buraya getirmk. O zaman Saddarn tehlikesi
vardı. Ben Başbakan olduktan sonra üç aylık bir uzatması söz
konusu oldu. Benim en çok kafamı kurcalayan hadise bunun
daimi bir güç haline geunesi ve orada bir şemsiye görevi görme-
si. Biz Amerikalılarla o zaman ben Bakeria bumı çok görüş-
tüm, 'Böyle bir gelişmeden endişemiz var. Bunu bir kez daha
uzatınz ama bir daha uzatamayız. Yıl somında bunun süresi
biter. ona göre şimdiden tedbirinizi ahn' dedik. 'Tamam' de-
diler. Biz kasm ayında hükümetten ayrıidık. Ben Süleyman
Bey'e göroi devrederken dedim ki, 'En hassas konu budur,
bunun uzaması içm sıze baskı yaparlar bunun uzamaması
lazım. Devletin devamlıhğı ve bu senano bakımından uza-
maması lazım'. Süleyman Bey bana renk vennedi. Sonra bir
Amerika seyahati oldu. Seyahatten önce bana geldi dedi ki:
"Sen bana böyle demiştin ama biam de menfaatimız var bun-
da. Bir Saddam tehlikesi geçmiş değildir. Saddam tehdidini
önlemek bakımından bizim de bundan menfaatimiz var.
Onun için biz bunu altı ay uzatmak isüyoruz, bize destek
olun'. Dedim ki: 'Bizim yapacağırruz en fazla şey iki aylık bir
uzatmaya destek oluruz. Bu iki aylık süre bir mesaj olur'..,"
CUMHURBAŞKANl DEMİREL:
Kamu çalışanlan
sendikayakavuşmalı
7
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı SüJey-
man Demirel. kamu çalışanlan-
nın sendikaya kavuşma zama-
nının geldiğini belirterek. "Hak
arayanlann, haklannı ararken
haklı yolda gitmeleri ve haklı
kahnalan gerekir" dedi.
Demirel, Genel Sağlık-İş
Sendikası Genel Başkanı Ka-
zım YıMuım ve beraberindeki
memur sendikalan başkanlan-
nı Çankaya Köşkü'nde kabul
etti. Demirel, kabulde yaptığı
açıklamada, kamu çalışanlan-
nın sendikalaşma sorununa de-
ğinerek. "Kamu çalışanlarmın.
artık sendikaya kavuşma za-
manlan gelmiştir" dedi. De-
mirel, sendika yöneticilerinin
yaptıklan çalışmalan izlediğini
belirterek. "Uluslararası aniaş-
malann imzalanmasını benim
başında bulunduğum hükümet
sağlamıştır. Bu anlaşmalara uy-
gun olarak anayasanın değişti-
rihnesL, kanunlaruı yapıbması
olayına da değinen Demirel.
"Türkiye'nin hangi çeşit belayla
karşı karşıya bulunduğumı an-
latmak için, bu çeşit cinayederle
karşı karşıya kalrnasaydık" de-
di. Idealist öğretmenlerin ölü-
münün bütün Türkiye'de üzün-
tüyle karşılandığını belirten
Demirel, olayı "vahşet" olarak
tanımladı. Devletin bu vahşetin
üstesınden gelmeye çalıştığını
vurgulayan Demirel, "İçeride
ve dtşarida vahşetin ne olduğunu
anlamayanlar var. Ama parla-
mentomuz, halkımız ve basmı-
mız birlik içindedir.. devletin gü-
venlik güçlerine destek vermek-
tedir, bu mücadeleyi yapanlara
destek ohnaya devam etmekte-
dü-" dedi. Cumhurbaşkanı De-
mirel, öğretmen camiasına baş-
sağlığı diledi.
GERCEK
• Baştarafi lSayfada
sindeki bozukluğu arttırmak-
tadır. Çekiç Güç'ün varlığı ise
Irak'ta bir Kürt devleti kurul-
masının özlemlerini yansıt-
maktadır. ABD'nin Türkiye'-
ye bakışındaki olumsuzluğu
gidermenin ya da azaltman:n
en etkili yolu, Çekiç Güç'ün
kalış süresini kısa bir dönem
daha uzatarak, Türkiye'nin
bu konudaki kararlılığını
ABD'ye hatırlatmak olmalı-
dır.
Yunanistan'ın Ege'deki ka-
rasularını 12 mile çıkarması
konusunda yeni bir şey söy-
lemediğine de dikkat çeken
Sayın Yılmaz, sürdürülen tar-
tışmaları, iç politikada tüken-
me noktasına gelen Başba-
kan'ın tırmandırdığı görüşürt-
dedir.
Sayın Yılmaz, Kıbrıs konu-
sunda da Dışişleri ile ters
düşmemektedir. KKTC Cum-
huriyet Meclisi'nin federas-
yonu "tek seçenek" olmak-
tan çıkaran karannın, görüş-
melerin daha geniş bir yelpa-
zeye yayılması olanağını da
beraberinde getirdiği görü-
şünde olduğu anlaşılmak-
tadır.
Yukarıda da belirtildiği gi-
bi, Sayın Yılmaz'ın başlıca
kaygısı, dış politika konuları-
nın iç politika malzemesi ola-
rak kullanılması sırasında
söylenecek sözlerin, ulusla-
rarası ilişkilerde yaratabile-
ceği olumsuz etkiler ve isten-
meyen gelişmelerdir.
Yılmaz'ın açıklamalarırv
dan ortaya çıkan bir başka
gerçek de, anamuhalefet
partisi başkanı olarak, seçim
tarihi belli olmadan, eleştiri-
lerini sürekli ve daha sert bir
üsluba dayandırmaktan kaçı-
nacağıdır. Yılmaz, parti örgü-
tünden gelen baskılara da-
yanmaya ve zamanlamayı
akılcı bir yaklaşımla yapma-
ya kararlı görünmektedir.
•••
39PKK'K
öldürüldüYurt Haberteri Servisi - Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi, Ağ-
n. Tendürek Dağlan ve Kars'ta
sürdürülen operasyonlarda 39
PKK'lı terörist öldürüldü.
Operasyonlarda 4 güvenlik gö-
revlisi ile bir er şehit oldu. Son
iki günde düzenlenen operas-
yonlar sonucu öldürülen terö-
rist sayısı 72'ye yükseldi.
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nden yapılan açıklamada,
Bitlis'in Merkez Deliktaş köyü
ile Mutki ilçesine bağlı Karabu-
dak köyü kırsal kesiminde 6, Şı-
rnak'ın Uludere ilçesi Ortabağ
beldesi yakınlannda 5, Hakka-
n'nin Şemdinli ilçesi Eşepmar
mevkiinde 5. Bingöl'ün Kiğı il-
çesi kırsahnda 4, Diyarbakır'ın
Çınar ve Mardin'in Mazıdağı
ilçeleri arasındaki bölgede üst
düzey bir sorumlunun aralan-
nda bulunduğu 3, Batman'ın
Kozluk ilçesi Yenidoğan, Di-
yarbakır'ın Hani ilçesi Gömeç
köyü ve Van'ın Başkale ilçesi
yakınlannda da biri kadın ol-
mak üzere toplam 26 terörist
öldü. Operasyonlarda 4 güven-
lik görevlisi de şehit oldu.
Ağn Valisi Emir Durmaz dün
yaptığı yazılı açıklamada. 1
ağustos tarihinden bu yana
özellikle Tendürek Dağlan ve
kırsal kesimde yürütülen ope-
rasyonlarda PKK'ye büyük
darbe vurulduğunu belirtti.
Durmaz şunlan söyledi: "Ope-
rasyonlarda 13 terörist öiü, biri
yaralı 14 terörist de sağ olarak
ele geçirilmiştir. Aynca 2'si Iraa
uyruklu 7 terörist süahlanyla
birlikte güvenlik kuvvetierine
teslim ohnuştur."
Kars Valiliği'nden yapılan
açıklamada da önceki akşam
Sankamış'tan Kazıkaya köyü
yakınlanndaki askeri birliğe er-
zak götüren üç araçlık askeri
konvoy, teröristler tarafmdan
pusuya düşürüldü.
Teröristlerin açtığı ilk ateş
sonucu piyade er Nad Çakr
olay yerinde şehit oldu. Bir ast-
subay ile bir er de çeşitli yerle-
rinden yaralandı.
Helikopter kazası
. Beş Yılhk Kalkımııa Planı ertelendi ^ ^ E j S ] S 3 silbav Şellİt Oİdu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) - Hüküme-
tin 5 Nisan'da açıkladığı kararlanrun ekono-
mik dengekr üzerindeki etkisinin behrlenerek
bunun, hazırlanacak kalkınma pianına yansı-
ülabilmesi amaayla, 7. Beş Yıllık Kalkınma
Planı'nın TBMM'ye sunulması bir yıl ertelen-
di. TBMM Genel Kurulu'nun dünkü oturu-
munda, "7. Beş Yıllık Kalkmma Planı'nın
TBMM'ye sunuhnasmm bir yıl erteknmesi ve
yerine, 1995 vılı için bir geçiş programı hazı-
rianmasau'* öngören yasa, kabul ediidi. Buna
göre 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı, önümüzde-
ki yaşama yılında TBMM'ye sunulacak. Ya-
saya göre 1995 yılı için hükümet programı ve
izlenen politikalar doğrultusunda bir geçiş
programı hazarlanacalc. Bu program, 7. Beş
Yıllık Kalkınma Planı'nı etkilemeyecek.
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen bir
başka yasayla da kamu iktisadi teşebbüslerine
aıt mallann haczcdılmesinc olanak sağlandı.
Buna göre borçlannı ödemeyen KİTlerin
mallan haczcdilebüecek.
var. Ona göre de kanunlar sevk
ediidi sanıyorum. Mecus, bu dö-
nemde bu kanunlan çıkanr.
Böylece de kamu çalışanlan sen-
dikalan legal şeklini alır" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
"örgütlü toplum"u aradıklannı
belirterek, banşçı yollardan
hak arama yollannın sonuna
kadar açık olması gerektiğini
belirtti.
6 öeretmenin öldürülmesi
TUNCELİ (AA) -Tunceli'deaskeri bir helikopter, teknik
anza nedeniyledüştü. Kazada üç subay şehit olurken bir
astsubay ile bir er yaralandı.
rken şehir
merkezinde düştü. Kazada TunceB Piyade Alay Komutam
Albay St»t Karadağ. Pılot Üsteğmen Onder Ba&ts ve Pilot
Teğmen AderaKöseşehit oldular. Kazada, helikopterin
teknisyeni Astsubay Haluk öztürk ite Onbaşı Rkret öztûrk
yaralandılar.