Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EYLÜL1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Dofoınulmaztığım
tümüyte
kaMınlsın'
• ANKARA(Cumhuriyet
Böroso) - Şırnak Bağımsız
Milletvekili Mahmut Alınak,
Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin (DGM),
kendisini, dokunulmazlığı
kaldmlmayan dosyalardan
da yargıladığını belirterek,
bu nedenle
dokunulmazlığmın tümüyle
kaldınlması için TBMM
BaşkanhğVna başvurdu.
Ahnak, tutuklu bulunduğu
Ankara Merkez Kapah
Cezaevi'nden TBMM
Başkanhğı'na gönderdiği
başvunıda, TBMM'nin 2-3
Martl994tarihli
oturumlannda.
dokunulmazlığını, yemin
töreni ve iki konuşması
olmak üzere üç dosyadan
kaldırdığına dikkat çekti.
Azadi toplatıldı
•İSTANBUL(UBA)
-Haftalık olarak yayımlanan
Denge Azadi gazetesi,
tstanbul 1 No'lu Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nce
toplatıldı. Azadi Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
Nevin îl tarafından dün
yapılan açıklamada,
gazetenin, 11 eylül-17 eylül
tarihli 17. sayısının, "Sistem
Çöktükçe Yönetenler
Sefilleşiyor" ve "Dünya ve
İnsanlığın Sorunlan" başlıklı
yazılaryüzünden toplatıldığı
belirtildi.
İSKİ'den
açıklama
• İstanbulHaberServisi
-ömerli Hamsu Pompa
Istasyonu'nda çalışmakta
olan pompalardan birinin
anza yapması sonucu kente
yüzde 20 oranında daha az su
verilecek. İSKİ'nin konuyla
ilgili olarak dün yaptığı yazılı
açıklamada. anzanın
giderilmesinin ardından
cumartesi günü normal su
dağıtım programına devam
edileceği belirtildi.
TİKA3. yılını
kutluyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkçenin
konuşulduğu devletler başta
olmak üzere, komşu devletler
ile Türkiye arasında
ekonomik, sosyal ve eğitim
alanında işbirliği yaratılması
amacıyla kurulan Türk
İşbirliği ve Kalkınma Ajansı
(TİKA), kuruluşunun 3.
yılını kutluyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Türkiye Bilimsel ve
Teknik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK)salonunda
gerçekleştirilen TİKA
toplanüsında yaptığı
konuşmada, Sovyetler
Birliği'nin dağılmasının
ardından bağınısızlıklannı
kazanan cumhuriyetlerde
Türkiye'nin çalışmalarda
bulunmasının, tarihsel ve
kültürel bağlann getirdiği bir
zorunluluk olduğunu
söyledi.
NuriYılmaz'a
hakaret davası
•ANKARA (AA) - Diyanet
Işleri Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz'a hakaret ettiği
gerekçesiyle hakkmda dava
açılan emekli merkez
vaizlerinden Hüseyin Aşık'ın
6 aydan 30 aya kadar hapis
cezasına çarptınlması
isteniyor.
439 hakim ve
savcı terfî etti
• ANKARA (ANKA)-
Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu (HSYK). adli ve idari
yargıda toplam 439 hakim ve
savcıyı terfi ettirdi. Kunılun,
bulunduklan dereceden iki
yılhk yükselme derecelerini
alarak terfi eden hakim ve
savcılarla ügili listesi Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yaynnlandı. 339 hakim ve 77
savcıyla idari yargıda 23
hakim, bulunduklan
derecedeki bekleme
sürelerini tamamlayarak terfi
ettiler.
BÜMED'in
semineri
• fstanbul Haber Servia
-Boğaziçi Üniversitesi
Mezunlan Derneği'nce
(BÜMED)düzenlencn
"Türkiye 1994-95:
Ekonomik ve Sosyal
Gelişmeler" konulu seminer,
21-22 ekim 1994 tarihleri
arasında BÜMED Sosyal
Tesisleri'nde
gerçekleşürilecek.
Seminerde, Türkiye'nin
ekonomik ve politik durumu
ileAvrupa Topluluğu ile olan
ilişkileri tartışılacak.
'Katkıpayıyasadışı'Başbakanlık Danışmanı Hızır Ekşi tarafından hazırlanan ve Karayalçın'a sunulan öğretim
raporunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın yardım toplamasının yasal olmadığı bildirildi
IŞIKKANSU
ANKARA - SHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın'a verilen
"okullardaki bağışlar" ile ilgili
raporda. "Paralı öğretim; bu-
günkü bilimsel, çağdaş, Iaik ve
demokratik eğitim kurumlan-
ndan, özellikle yoksul öğrencüe-
rimizin dini eğitim veren okulla-
ra yönelmesini özendirir" dendi.
Raporda. en yüksek puanlarla
öğrend alan okullarda en çok
katkı payı ya da yardım talep
edilerek, "zekanın vergUendi-
rildiği" vurgulandı.
Başbakanlık Müşaviri Hızır
Ekşi tarafından kaİeme alına-
rak Karayalçın'a iletilen rapor-
da, Milli Eğitim BakanlığYnın,
okullara yapılacak bağışlarla il-
gili genelgesi anımsatılırken,
Ankara Valiliği'nin okullara
gönderdiği genelge ile öğrenci-
lerden ayda 20 bin lira bağış alı-
nmasını istediği kaydedildi.
İstanbul'da aylık katkı mik-
tannın 100 bin lira olduğu be-
lirtilen raporda, şöyle dendi:
"AJdığmız duyumlara göre.
okulun türii, toplumdaki yeri,
coğrafı yeri, uvguladığı eğitim ve
öğretim prog-
ramlarma göre
öğrenci vetilenn-
den talep edilen
katkı payı ya da
yardım miktan,
yıllık 30 milyon
lirava kadar çı-
kmaktadır.
Dahası, secme
smavları ile öğ-
renci alan okullardan en yüksek
puanlarla öğrenci alan okullarda
en çok katkı payı, yardım talep
edilerek belki de dünvada ilk
defa 'zeka vergilendtrilmesi' ül-
kemizde gerçekleştirilmiş ol-
maktadır. 1994-1995 öğretim
yılında ilköğretim okullarunızda
9 milyon 861 bin öğrencimiz öğ-
renim görecektir. Bu öğrenciler-
den Ankara'da olduğu gibi ayda
20 bin lira alınırsa, Türkiye'de
1.6 trilyon, İstanbul'da olduğu
gibi ayda 100 bin lira alınırsa,
7.9 trilvon veya uygulamalarda
Zeka vergilendirilmesi Raporda ç
katkı payının en yüksek puanlı okullarda
istenerek zekanın vergilendirildiği vurgulandı.
Dini eğitime özendirme Parah öğretim;
özellikle yoksul öğrendlerin bilimsel, çağdaş,
Iaik eğitim kurumlanndan, dini eğitim veren
okullara yönelmesini özendirir.'
görülen yüksek paraların bir cn-
dekslemesiıu yaparsak, yaklaşık
15 trilyon ek kaynak yaratılmış
olur."
Vergi, resim, harç ve benzeri
mali yükümlülüklerin yasayla
konduğuna dikkat çekilen ra-
porda, "fdarenin mali konular-
da düzenieme \ etkisi bulunma-
maktadır. İdarenin, bu konuda-
ki tasarruflarını mutlaka bir ya-
sal yetkiye dayandırması gerek-
mektedir" dendi. Raporda, ko-
alisyon protokolünde her Türk
yurttaşının öğrenim \e eğitimi-
nin devletin yü-
kümlülüğünde ola-
cağına yer verildiği
ifade edildi ve şu
sonuçlaravanldı:
"Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın genelge-
si ile paralı eğitim
yaygınlaştırılmak
istenmektedir. Bu
fiili durumun, yasa-
larımız ve politikalanmızla bağ-
daşmadığı hiçbir kuşkuya yer bt-
rakmayacak kadar açıktir. Bu
fiili durum, dini eğitim veren eği-
tim kunımlarında yoktur. Aksi-
ne, bu kunımlarda öğrencileri-
mize burs, kredi. yatılılık, yurt
olanaklan iie teşvik edici durum-
lar yaratılmaktadır.
Paralı öğretim; bugünkü bi-
limsel, çağdaş, Iaik ve demokra-
tik eğitim kurumlanndan öğren-
cilerimi/in özellikle yoksul öğ-
rencilerimizin dini eğitim veren
okullara yönelmesini daha çok
özendirir. Ne kadar düzenli,
özenli yapılırsa yapdsın, böyle
parasal bir ilişki; okul, yönetici,
öğretmen, öğrenci, veli ilişkileri-
ni bozar. Güven sarsıcı olur. Yol-
suzluk ve usulsüzlük kuşku ve
tartışmaları okullarımızda bi-
limsel otoriteyi sarsar.
Her ne ad altında olursa olsun,
hiç kimse kanunsuz vergi koya-
maz. Para toniayamaz. Yardım
adı altında para toplamaya yet-
kili kişi ve kuruluşlar da ilgili ya-
sada belirtilmiştir. Burada, Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan söz edil-
memektedir. Milli eğitimimize
yeni kaynaklar gerekiyor ise bu,
mutlaka usûlüne uygun olmalı,
mutlaka da yasal otmalıdır."
ÖYS'de ilk 200'e giren öğrencilerden yalnızca 54'ü, yurtdışı lisans eğitimi için başvurdu
Çiller'inprojesineilgi yok• Üniversite ikinci basamak
sınavı sonuçlanna göre ilk üçe
giren öğrenciler, öğrenimlerini
Türkiye'de sürdürmeyi seçti.
EMİNEKAPLAN
ANKARA - öğrenci yerleştirme Sına-
vı (ÖYS) süperleri, Başbakan Tansu
Çiller'in "üniversite ikinci basamak sına-
vında ilk 200'e giren öğrendlerin lisans
eğitimi için yurtdışına gönderilmesi pro-
jea"ne ilgi göstermedi. 1993 ÖYS so-
nuçlanna göre, yalnızca 54 öğrenci,
burslu yurtdışı eğitimi için Milli Eğitim
Bakanlıgı'na başvururken, işlemlerin
devam ettiği bildirildi.
Eğitim çevrelerinin "beyin göçü" nite-
lendirmesiyle karşı çıktıklan ve "Çiller'-
in Amerika'daki üniversitesine özel kon-
tenjan avTilıyor" savlanna neden olan
proje, biklenen ilgiyi göımedi. 1993
ÖYS sonuçlanna göre ilk 200'e giren
öğrencilerden yalnızca 54'ü Milli Eğitim
Bakanlıgı'na başvurarak lisans eğitim-
lerini yurtdışında sürdürmek istedikleri-
ni bildirdi. Ancak, bir yıl geçmesine
karşın bu öğrendlerin işlemlerinin hala
tamamlanamadığı öğrenildi.
Proje çerçevesinde. yeni açılan üni-
versitelerin öğretim elemam gereksini-
mini karşılamak üzere yurtdışında yük-
sek lisans eğitimine aynlan 800 konten-
jan için 13 Şubat 1994 tarihinde gerçek-
leştirilen sınavda da 604 adayın başanlı
olduğu belirtildi.
öğrenimlerini eğitim dili Ingilizce
olan ülkelerde sürdürmesi gereken ve iyi
düzeyde İngilizce bilmeyen öğrendlerin
13 haziranda dil kurslanna abndığı,
İngilizce bilenlerle öğrenimlerini Al-
manya ve Fransa'da sürdürecek olan
öğrendlerin işlemlerinin sürdürüldüğü
kaydedildi. Yabancı dil barajım aşama-
yan 372 öğrend ise ODTÜ'de dil kurs-
lanna alındı.
Söperler vazgeçti
1993 ÖYS sonuçlanna göre ilk üçe gi-
ren öğrenciler projeye ilişkin bilgi al-
makla yetinirken, öğrenimlerini Tür-
kiye'de sürdürmeyi seçtiler. Öğrendler,
seçimlerine gerekçe olarak, yurtdışında-
ki üniversitelerle yazışmalann uzun za-
man almasını, yabana dil sınavında ba-
şanlı olunmasına karşın üniversitenin
başvurulannı kabul etmesinin kesmlik
taşımamasını ve lisans eğitimlerinde bir
Başöğretmen Amtı'na siyah çelenk
Eğitim çalışanlan örgütleri, 6 öğretmeni şehit eden PKK terörünü ve öğretmen-
lerin can güvenliğini sağlayamayan hükümeti kınayarak dün Milli Eğitim Ba-
kanlığı Başöğretmen Anıtı'na ayah çelenk bıraktı. (TARJK TINAZAY)
Öhtihiilen
öğretmen
(tiksinetaznrinat
NİZAMETTİN KAPLAN
NAZIM DEMİR
TUNCELİ/DİYARBAKIR - Tun-
celi'de PKK'nin öldürdüğü altı öğret-
menin ailelerine, 58O'er milyon lira
ödenecek. Milli Eğitim Bakanlığı, öğ-
retmenlerin cenaze masraflan için 50
milyon lira gönderildiğini, 20 eylüle
kadar da 200 milyon lira ödeneceğini
açıkladı. Öğretm'enlerden İLKŞAN
üyesi olan üçüne aynca 40'ar milyon
lira ödenecek. lçişleri Bakanı Nahit
Menteşe, Insan Haklan Derneği'ni
(İHD), PKK tarafından yönlendiril-
mekle suçladı.
Tunceli'nin Mazgirt ilçesi Dankent
beldesinde 6 öğretmenin PKK'li terö-
nstler tarafından öldürülmesini insan-
lık dışı bir dnayet olarak değerlendi-
ren lçişleri Bakanı Menteşe. dün Di-
yarbakır'da Bölge Valiliği'ni ziyaret
etti. Menteşe güvenlik güçlerinin bol-
gede alan hakimiyeti kurduğunu söy-
icyerek "Soruyonım, nerede insan hak-
lan dernekleri? Gerek yurtiçindeki ge-
rekse yurtdtşındakilcrin hiçbirinden tek
bir ses dahi çıkmadı. Başka zaman bü-
>ük gürültüler kopamorlar. Demek ki
bu mihraklan PKK yönlendiriyor."
Milli Eğitim Bakanı Nezat Ayaz da
PKK'nin gücünü yitirmeye başladığı
için bu türeylemlere \öneldığini sövle-
di. Ayaz, "Bu kent danil. bölgedeki tüm
okullarda eğitim ve öğretim. güvenlikii
bir şekitde süreeektir" dedı. Ajaz. kat-
ledilen öğretmenlerin geçen yıl görev
süreleri dolmasına rağmen gönüllü
olarak bölgede kaldıklannı belirtti.
yıl zaman kaybına uğramalannı göster-
diler. 1993 ÖYS sonuçlanna göre, fen
bilimleri alanında birind olan ve
ODTÜ Endüstri Mühendısliği bölümü-
nü kazanan Elif Uysal, "İlk öoce
«ırtdtşına gitmevi düşünüyordum. An-
cak, arkadaşlanm ve ailemle iyice düşûn-
düm. Kendi okulumu da seviyorum. Pro-
jeden yararlansam bile başvurduğum üni-
versitenin beni kabul edeceği kesin değil.
Böyle bir durumda bir yıl kaybedecek-
tun. Bu nedenle basvurmadun" diye ko-
nuştu.
Matematik ikindsi olan ve Bilkent
Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mü-
hendisliği'nde burslu okuyan Şeref
Özaydemir. önce yurtdışına gitmeyi
planladığını belirterek. sonradan fıkir
değiştirdiğini söyledi. Özaydemir, "Mil-
li Eğitim Bakanlıgı'na bu konuda bir baş-
vunıda bulundum. Dil sınavına girecek-
tik. Amerika'daki bir üniversite) le yazış-
malarda bulunduk. Ancak işlemlerin
yapılmasında geç kalındı. Ben de sonra-
dan vazgeçtim" dedi.
Bilkent Cniverşitesi Endüstri Mü-
hendisliği'nde öğrenimini sürdüren Ma-
tematik branşı üçüncüsü Emre Kemal
Dancı da, yurtdışındaki üniversitelerin
koşullannı çekici bulmadığım söyledi.
ARAYIŞ
TOKTAMŞ ATEŞ
Bıküm Bu Bombadan...
Biliyorum, siz sevgili okurlarımm -en azından bir bölü-
mü- "Yetti artık bu bomba hikâyesi" diyecek. Aslında
ben de 'bıkmadım' desem yalan olur. Ama gerek evde,
gerek okulda ve gerekse gazetede tüm konuşmalar ha-
la aynı konuda. Üniversite Postanesi'nin postacısı, telg-
raf taşımaktan harap olmuş durumda. Faks ve telefonla-
rım hala 'çalışıyor.' Tüm arayanlarsağolsun...
Ben bu tür yazılarda ve buna benzer (Allah benzetme-
sin) durumlarda, isirrı belirtmekten çekinirim. Zira insan
olmadık bir ismi ya da unutulmaması gereken birilerini
unutuverir. Hem ayıp olur, hem de kimi zaman ayıbın da
ötesine geçilir. Bir önceki yazımda beni arayan kimi
siyasetçilerimizden söz ederken, bu hatayı yaptım. CHP
Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın adını vermeyi
unuttum. Ustelik ilk arayan da oydu. Kaldı ki; Sıvas
Kongresi'nin ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti'nin bir uzantısı olan ve cumhuriyetimizin en te-
mel kuruluşu olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin gönlüm-
de özel bir yeri vardır. Ve tüm bunların üstüne, Sayın
Baykal gazeteye dev gibi bir çiçek sepeti göndermez
mi... Doğrusu çok utandım.
Okurlarım görmüşlerdir. LeMan dergisi de bu konuyu
kapak yapmış. 'Bombanın neden patlamadığını' düşü-
nüp duruyorduk. Meğer bombanın mekanizmasını bo-
zan sevgili Uğur Mumcu ile Bahriye Üçok olmuş. Uğur,
"Bize kimse sahip çıkmadı... Bari Toktamış'ı kurtara-
lım... Zaten memlekette üç beş tane aydın kaldı'' diyerek
telleri karıştırıyor. Bu arada bendeniz de kitaplarımı im-
zalıyorum... Böylece işin aslı-astarını öğrenmiş olduk.
LeMan'cıları arayarak teşekkür ettim. Karikatürü çizen
Suat Bahadır'a da buradan teşekkür ediyorum.
Gelen yüzlerce mesajın bazıları, beni duygusallığın
derin ve mutlu girdaplanna çekti. Bunları burada dile
getirerek, siz okurlarımın duygularını da kargılamak is-
temiyorum. Ancak Bolu'dan gelen bir mesajı sizlerle
paylaşmaktan da kendimi alamıyorum.
Bolu'dan yazan bu değerli okurum, üzüntülerini dile
getirdikten sonra, "Yazılarınızı okurken, oğluma sarıldı-
ğım zamanki mutluluğu yaşıyorum" diyor... Aklıma Ay-
şegül'e sarıldığım zaman yaşadığım mutluluklar geldi.
içim titredi, tüylerim ürpedi. Böyle bir okura karşı olan
sorumluluğumun ağırlığını ve sevincini tüm varlığımda
hissettim.
Yaşamımın hiçbir döneminde böylesine büyük ve an-
lamlı bir övgü almamış, sorumiuluğumun bu derecede
ağır olduğunu bilememiştim. Bu sevgili okuruma, diğer
okurlarımın huzurunda yürekten teşekkür ediyorum.
Tüm ailesine ve oğluna' mutluluk ve uzun ömürler dili-
yorum. Zaten bütün kavgamız ve çabamız, bu 'kızları-
mız' ve oğullarımız' için değil mi?
Laik cumhuriyetimizi ve özgürlüklerimizi onlar için
savunmuyor muyuz? 'Kulun kula kul olmadığı' bir dü-
zen, sömürüsüz ve hakca bir yapı için mücadele eder-
ken onlardan başka kim var aklımızda, ne var?
Misak-ı Milli sınırları içinde, üniter bir yapı ve ülkemi-
zin bütünlüğünü savunurken elindekılerini kaptırmak is-
temeyen bir insanın psikolojisi içinde değil. yavruları-
mıza devredeceğimiz mirası küçültmemenin gayreti
içinde değil miyiz?
Geçen yıl bir okula konferans için gitmiştim Aslında
okullara bu türden konferanslara gitmekten hem çok
hoşlanıyor, hem de çok zorlanıyorum. Hoşlanıyorum
çünkü çocuklarımıza, onları çok seven koca yürekli bir
Mustafa Kemal'i anlatma ve sevdirme fırsatını bulduğu-
mu düşünüyorum. Kimilerinin heykellere hapsettikleri
ve tabu haline getirmek istedikleri Mustafa Kemal'i, in-
san olarak anlatıyorum onlara, insan olarak tanımaları-
na uğraşıyorum. Ama aynı zamanda çok zorlanıyorum.
Çünkü vaktim çok sınırlı. Bir okulun davetini kabul etti-
ğim zaman, bir başka okuldan da istiyorlar. "Vaktim
yok" deyince, darılıyorlar. "Şu okula gitmişsiniz ama"
diye kırgınlıklarını dile getiriyorlar.
Neyse, bu konferansımda bir öğrenci, bu konuya ne-
den bu kadar önem verdiğimi sordu. Cin gibi bir şeydi.
"Sizin başka alanlarda da çalışmalarınız var. Ama dev-
rim tarihi ile bu kadar uğraşınca, diğer konuları ihmal
etmiyor musunuz?" dedi. Haklıydı elbette. Bir sürü şeyi
ihmal etmek zorunda kalıyordum. "Sizin için yavrula-
rım" dedim. "Siz ortaçağ karanlıklarını yaşamayasınız
diye, siz bilimin ışığında ve rehberliğinde yaşayabilesi-
niz diye, siz özgür ve vatandaş olmanın mutluluğunu ta-
dasınız diye." Bilemiyorum ne kadarını anladılar, ama
bir şeyleri doğru algıladıklarına ve inandıklarına emi-
nim.
Kör inanç ve hurafe yerine, akılcılık ve bilim koyan ve
yaşamın her aşamasında 'aydınlanmayı' hedef alan
Mustafa Kemal'in yolunu 'bebelerimize' öğretirken on-
ların mutluluk, huzur ve yaşam sevinçlerinden başka ne
var aklımızda?
Bu duygu ve düşünceler yolumuza ışık tutarken ve yö-
nümüzü belirlerken kitap imzaladığım bir yere bomba
koysalar ne olur, koymasalar ne olur?..
Sendikalardan Türk-Iş'e yaylım ateşi
Türk-İş'e bağlı 7 sendika, yönetimin anlaşmasını 'utanç belgesi' olarak nitelendirerek Türk-lş yöneticilerini protesto etti.
Hak-lş Genel Başkanı Necati Çelik, Türk-İş yönetimini, hükümetin emellerine alet olmakla suçladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-
İş'in iç bünyesinde iktidarla uzlaşmasından
dolayı başlayan yönetim krizd, diğer konfe-
derasyonlan da hareketlendirdi. Türk-İş'e
bağh 7 sendika, anlaşmayı "utanç belgesi"
olarak nitelendirerek yöneümi protesto etti.
Türk-İş'in diğer işçi konfederaşyonlanyla
«iBşldlerim askıya alması", Hak-İş ve DİSK
konfederasyonlan tarafından "emek aleyhi-
ne bir karar" olarak nitelendirildi. Hak-İş
Genel Başkanı Necati Çelik, Türk-İş yöneti-
minin "hükümetin emellerine alet olduğunu"
savunurken, DİSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak, "Türk-İş, kendini tabanma aflettir-
melidir" dedi.
Eylem karan aldığı gün hükümetle anla-
şılmasına karşın, Karayollan ve Devlet Su
İşleri genel müdürlüklerinde çahşan toplam
25 bin gecid işçiye aktanlması öngörülen 3
trilyon lira tutanndaki ek ödenek sorunu ha-
la çözümlenmedi.
'Anlaşma yasalara aykın'
Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden-
İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer,
Tekgıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Hüse-
yin Karakoç. Petrol-İş Sendikası Genel Baş-
kanı Adnan özcan, Türk Harb-İş Sendikası
Meral: Demokrasi Platformu dağılabüir
GÜNNURfLHAN
Türkiye sendikal mücadele tarihi içinde ilk
kezbir araya gelmeyi başaran üç işçi
konfederasyonunun ilişkileri, Türk-İş
Genel Başkanı Bayram Meral'in
açıklamaşıyla koptu. DİSK ve Hak-Işüe
ilişkilerini kesme karannı faks ypluy la
konfederasyonlara ileten Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral, "İşçüerin birtiğe ve
bötünlüğeUıtiyaçlan olduğu bir dönemde,
her iki konfederasyooun başkam da her
fırsatta Türk-İş'esaldmyorlar. Karanmtzın
nedeni budur" dedi. Bu durumda üç
konfederasyonu bir araya getiren
Demokrasi Platformu'nun da
dağılabileceğini belirten Meral. "Bizim
diğer örgutler ve kurumlarla ilişkilerimiz
sürecek. Ancak sanıyorum bu örgfitierden
bazıları da biamle birükte olacak"dedi.
Bayram Meral. DİSK ve Hak-İş ik
ilişkilerin kesilmesinin, işçilerin
mücadelesini olumsuzyönde
etkilemeyeceğini ileri sürerek "OnJann
zaten hiçbir etkisi yok; gölge etmesinier,
başka bir şey istemiyoruz" div e konuştu.
Bir süre önce DİSK ve Hak-ış'in
hükümetin güdümündeki bir ekonomik
sosyal konsey içinde yeralmayacaklannı
açıklamalannm. kararlannda etkisi olup
olmadığı sorusunu "Hiçbir ilişkisi yok.
Böyle bir kunıkJa temsil edilmek için zaten
çoğunluk esası var. Onlar, işçileri Türk-İş'in
temsil etmesini istemedikleri için bahane
yaratıyorlar. Bu kunılda Türk-İş yer
almalıdır, yer alacaknr"' diye yanıtladı.
Genel Başkanı İzzet Çetin. Selüloz-İş Sendi-
kası Genel Başkanı Mithat San, Liman-İş
Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber ve
TÜMTİS Sendikası Genel Başkanı Sabri
Topçu, dün yaptıklan ortak yazılı açıkla-
mayla, Türk-İş yönetidlerinin hükümetle
yaptığı anlaşmayı kınadılar. Açıklamada,
ödeme planına iüşkin'anlaşmanın, sendikal
hareketi geriye götürme niteliği taşıdığı vur-
gulanarak toplusözleşme hükümleri ileçalış-
ma yaşamını düzenleyen yasalara aykın ol-
duğu belirtildi. Türk-İş yöneticilerinin "işçi
haklannı sürekli olarak sınıriamaya çaltşan
hükümetle uzlaşma yolunu seçmesinin" eleşti-
rildiği açıklamada, anlaşmanın işçilerin ve
sendikalann yasal-anayasal haklanna doğ-
rudan kısıtlama getirdiği kaydedildi. 6 ay ge-
cikmeli ödemelere faiz uygulanmadığına da
dikkat çekilerek "Bu, doğrudan Sendikalar
Yasası'na, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lo-
kavt Yasasfna ve 1993 yılında imzalanan ve
yaklaşık 750 bin işçiyi ilgilendiren toplusöz-
leşmelerin 'işveren yükümlülüklerini" ve 'söz-
leşme uyuşmazlıklanm' belirleyen maddele-
rine aykırı bir uygulamadır. Çünkü, anlaş-
mayı oiuşturan hükümet üyeieri ve konfe-
derasyon yöneticileri, imzalanmış tophısöz-
leşmelerin hukuken tarafı değillerdir" denil-
di. Muhalif sendikalann açıklamasında, hü-
kümetin amaçlan şöyle sıralandı:
"Ekonomik bunalımın yükûnü emekçilere
daha ağır ödetmek, sendikaları \e toplusöz-
leşmeleri etkisizleştirmek \e sendikalara kar-
şı sarsılan güveni daha da sarsmak. 1995 yılı
toplusözleşmelerini sıfır ücret artışı ile sonuç-
landırmak ve 5 Nisan ekonomik kararlannı
ve özelleştirmeleri toplumsal tepkilerin olma-
dığı bir ortamda sonınsuz j aşama geçirmek."
Hak-İş Genel Başkam" Necati Çelik. dün
toplanan Hak-İş Başkanlar Kurulu'nun acı-
lışında yaptığı konuşmada, Türk-İşi "hükü-
metin emellerine alet olmakla" suçladı.
"Türk-İş 6 ay hükümetin ağzına verdiği sakızı
çiğnemekle vetindi. Bu, hak gaspına neden ol-
muştur" diyen Çelik, Türk-Iş'in hükümetle
uzlaşmasının çahşma hayatma "telafisi im-
kansız zararlar verdiğini" savundu. Türk-İş'i
"aymazlıkla", hükümeti de "hovardalıkla"
suçlayan Çelik. "Türk-İş kimden yana? Bu
müzakereleri kimin hesabma yürütmüştür"
diye sordu. Çelik, Türk-İş Başkanı Bayram
Meral'in iiişkileri askıya alma karannı de-
ğerlendirirken de "Oh diyoruz ve rahat nefes
alıyonız. Sırtımızdan bir yük kalktı" dedi.
Karan "emek aleyhine" olarak nitelendiren
Çelik. "Siz, Hak-fş ile beraberliği, teslimiyet-
çiliğinize ve yanltşlannıza onay ve alkış ola-
rak değeriendiriyorstınuz. Böyle, değerlendi-
rirseniz. biz bu beraberlikte Hak-İş olarak yo-
kuz. Türk-İş bu beraberliği askıya almasa da
biz yokuz" dedi.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da
ilişki kesmenin yaran olmadığını söyledi.
Budak, "Nerede istiyorlarsa, Türk-lş Baş-
kanı ile orada tartışmaya hazırız" dedi.