08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27TEMMUZ1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD'den uyuşturucu yardımı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -ABD, uyuşturucu ile mücadele çahşmalannı destekleme amacıyla Türkiye'ye 370 bin dolar veriyor. Yardım anlaşması, ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Holmes _ ile Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Siyasi Knruluşlar ve fşler Genel Müdürü Burhan Ant arasında imzalandı. Yardımın 125 bin dolarlık bölûmü İran, Irak, Suriye, Gürcistan ve Bulgaristan ile olan gümrîik kapılanna arama cihazlan alımı için kullanılacak. Yardınun 10 bin dolarlık bölümü ise AMATEM'e bilgisayar akmı için verilecek. RP'nîn gensorusu reddedildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Grubu'nun, DYP Grubu toplannsını Meclis dışında, TEK Salonu'nda yaparak TRT'de ve özel televizyonlarda naklen yayımlanmasını sağladığı, bu yolla görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Başbakan Tansu Çiller hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi, TBMM'dedün reddedildi. Gensoru görüşmelerinde, bakan değişikliğinde yaşanan skandal ve Çiller'in mal varlığı da tartışıldı. Silivpi'de festival hazıplıklan • İstanbul Haber Servisi- Silivri festivale hanrlanıyor. 28-30 temmuz tarihlerinde 30. kez yapılacak olan geleneksel" Silivri Yoğurt Festivali" haarhklan, tüm hızıyla sürüyor. Festival kapsamında Coşkun Sabah, Açelya, Nükhet Duru, Suavi, Nurdan Torun ve Hûsamettin Subaşı'nın konserlerinin yanı sıra çeşitli kültür ve sanat etkinlikleri gerçekleştirilecek. Silivri Belediye Başkaru Selami Değirmenci. tüm Silivrilileri festivale davet ettiklerini söyledi. Servet komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Lıderlenn mal varlıklanru araşürmak üzere kurulan komisyona üye seçimi dün yapıldı ve komisyon resmen oluştu. RP, bu komisyona üye vermezken, komisyonda DYP'den Ahmet Sayın, Ismail Köse, Haluk Müftüler, Osman Seyfı, MehmetÇebi,SHP'den Atilla Hun, Mustafa Kul, ANAP'tan da Selçuk Maruflu, Yusuf Namoğlu ve Süleyman Hatinoğlu görev yapacak. Uyuşturucu operasyomı • BİTLİS(AA)-Bitlis Emniyet Müdürlüğü'nce gerçekleştinlen operasyonda 631 kilo esrar ele gecirildi. Alınan bilgiye göre bir ihban değerlendiren Emniyet Müdürlüğü Kacakçıhk Istihbarat ve Harekat Şubesi ekipleri, Bitlis-Tatvan karayolunda, Ferzende Meşale yönetimindeki 27 FE 515 plakalı kamyonu durdurdular. Kamyonda yapılan aramada 31 kilogram esrar bulundu. Şoför Ferzaride Meşale'nin ifadesi ve yer göstermesi sonucu, Hakkari'nin Akbulut Köyü ormanlık alanında kayalıklann içerisine gizlenmiş 600 kilo esrar daha ele gecirildi. Bıçaklı kavgada bir ölû •İSTANBUL(AA)- Eminönü'nde aralannda anlaşmazük bulunan iki grup arasında çıkan bıçaklı kavgada, 1 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı. Önceki gece, Molataşı Caddesi üzerinde çdcan kavgada, Ercan Acun (20) adh şahıs, olay yerinde hayaünı kaybetti. Olayda yaralanan Hayrettin Kurtoğiu (18), Ragıp Acun (23) ve Ulaşkın Alamettin (30) adh şahıslann Haseki Hastanesi'nde tedavi altına alındığı bildirildi. Olayla ilgili 9 kişi gözaltına alındı. ZIVERBEY KÖŞKÜ tlhan Selçuk 13. Bası 50.000 (KDVİçinde) Bürokrasideoperasyontedirgiııliği Karayalçın'ın, kabine değişikliği gerçekleşmeden bürokrasi operasyonu atağma kalkması parti içinde tepkiye yol açtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayalçın'ın. kabine değişikliği gerçek- leşmeden, bürokraside operasyon atağına geçmesi, parti içinde tepkiye yol açtı. Karayalçın, kabine krizi daha atlatılma- dan, önceki gece Toplu Konut İdaresi Baş- kanı Yigit Gülöksüz ile bir görüşme yaparak, kendisinin idarenin başından ahnarak Bayındırlık ve İskan ya da Turizm Bakanlığı müsteşarlıklanndan birine atanması yönün- de öneride bulunması, SHP içinde kaygıya yol açtı. Karayalçın'ın, Toplu Konut İdaresi BaşkanhğYndan aynhna eğiliminde ol- madığı ifade edilen Gülöksüz'ün yerine, ASKİ eski Genel Müdürü ve Başbakan Yardımcısf nın danışmanı konumunda olan Şükrü Barutçu'yu atamak istediği yolundaki söylentiler, SHP içinde rahatsızhk yarattı. SHP'de yönetici kadrosunda bulunanlar. Karayalçın'ın, daha yeni bakanlar görevleri- ne başlamadan, bürokrasi içinde değişikleri doğrudan kendisinin yapmak istemesine. şu yorumu getirdiler: "Murat Karayalçın, Başbakan Yardımcılığı'na geldikten sonra, özellikle belediyedeki ekibi ile biriikte çalı- şmayı yeğkdi. Şimdi, yeni bakanlann onayı çıkmadan, Karayalçın'ın, yine belediyeden getirdiği yakın çalışma arkadaşlarını bazı önemli kuruluşlann başına getirmek için çaba harcamasını anlamak mûmkün değü. Kaldı ki örneğin Yiğit Gülöksüz, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na geldiğinden bu yana, çok ba- şarılı bir çalışma yüriitmüş, halka çok ucuza konut satılması için çaba göstemüştir. Gülök- süz'ün, görevden ahnarak başka göreve kaydınhnası, çok yanlış bir uygulama ola- caktır. Ayrıca Karayalçın'ın, yeni atamak is- tediği bakanlann, kendi kadroları ile çalışma- lanna olanak tanunaması da ayrı bir sorun olarak ortaya çıkıyor." Yiğit Gü'löksüzün, dün TBMM'de SHP Onursal Genel Başkanı Erdal İnönü ile bir görüşme yaparak, son gelişmeler hakkında bilgi verdiği öğrenildi. SHP çevreleri, İnö- nü'nün, Gülöksüz'e, başanlı bir çalışma tem- posu içinde olduğunu aktararak, kişisel ola- rak görevinden aynlması için bir neden görmediğini bildırdiğini söylediler. Karayalçın'a yakın çevreler, Gülöksüz'ün pasifıze edilmesi için bir girişim olmadığını, kendisinin bilgi ve deneyimlerinden daha çok yararlanma amacı güdüldüğünü, bu amaçla bakanlık müşteşarlıklan önenldiğinı ifade ettiler. Yine aynı cevreler, Şükrü Barut- çu'nun gerek Toplu Konut idaresi Baş- kanlığı, gerekse şu anda yürüttüğü görevden başka bir kuruma atanma isteği bulun- madığını bildirdiler. Karayalçın'ın, Yiğit Gülöksüz'e, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı MüsteşarlığYnı önermesine karşın, yeni kabi- nede bu bakanlığa getirilmesi düşünülen Mustafa Yılmaz ın da, eski CHP Genel Sek- reter Yardımcısı ve 27 Mart seçimleri öncesi Ankara Anakent Belediyesi Başkan adayı olan Erol Tuncer'e, aynı görev için tekl'f gö- türdüğü de öğrenildi. Karayalçın'ın da görüş- tüğü kaydedilen Tuncer'in bu öneriye sıcak bakmadığını ilettiği de kulislerde dile getiril- di. Karayalçın'ın. kabine değişikliği öncesi bürokraside yeni atamalar için gınşımlerde bulunması, özellikle Bayındırlık ve İskan Ba- kanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'nın yatınma kuruluşlannda da huzursuz bir bek- leyişeyol açü. Tutuklular "kabine k * • w rızuıe takıldı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Aydın ve İzmir-Buca E tip» cezaevlerinde durumlannın ıyı- leşürilmesi için açlık grevinde bu- lunan tutuklular SHP'de ya- şanan "kabine krizi"nedeniyle ortada kaldılar. Aydın'da 27, Izmir-Buca cezaevinde 21. gü- nüne ulaşan açlık grevine destek sağlamak için bir haftadır SHP Genel Merkezi dinlenme salo- nunda konaklayan tutuklu ya- kınlan, "kabine krizi" nedeniyle kendilerini dınJeyecek kimseyi bulamadılar. SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Murat Kara- yalçın'ın göriişmeden kaçtığın), Mehmet Moğuitay'ın da Adalet Bakanlığı netlik kazanmadığı için görüşme istemlerini reddetti- ğinı belirten tutuklu yakınlan, çocuklannın isteklerinin bir an önce yerine getirilmesi gerektiği- ni söylediler. Yozgat cezaevinde açlık gre- vinin 40. gününde anlaşmanın sağlandığıru anımsatan aileler, Aydın ve Buca'da da yönetici ve tutuklular arasında anlaşmanın sağlanabileceğini belirttiler. Buca cezaevindejandarmarun terör es- tirdığini savlayan aileler. "Çocuk- ianmıza adliye ve hastaneye gi- derken jandarma hakarette bulu- nuyor ve işkence yapıyor. Onlar da 5-6 aydır dayak yememek ve iş- kence görmefnek için duruşmala- ra gitmiyorlar. İstedikleri sadece insanca yaşamak ve yakınları ile görüşebilmek. Bu oniarın en doğal hakklandır. Yozgat cezaevinde açlık grevinin 40. gününde anlaş- ma sağlandı. Demekki 40 günde sağbnabiliyorsa 20. günde de an- laşraa sağlanabilir. Ellerindeki tek süah açlık grevi. Bunu da sonuna kadar kullanacaklardır" dıye ko- nuştular. Tutuklulann geri alınan hak- lannı istediklerine dikkat çeken aileler. şöyle konuştular: "1994 ocak ayında çocuklan- mızın yaptığı açlık grevi sonucun- da kendÜerine bazı haklar \eril- mişti. Ama bunlar sürec içinde bi- rer birer geri alındılar. Artık jan- darmanın baskısı canlanna tak et- ti. Geri alınan haklaruun tekrar veriınesini istiyorlar." Nesrin'edestekmektuplanBERNARD-HENRILEVY Salman Rüşdü'yü, hakkındaki fetva çıkmadan önce tanıyordum.Yazdıklannın çoğunu, pek çoğumuz gibi, okuma olanağı bulmuştum, o ünlü "Şeytan Ayetkri"ni de tabii. Sizi ise yeni yeni tanıyorum. Kitaplannızın hiçbiri dilimize çevrilmedi. Bu yüzden de her hafta buradan size seslenecek olanlann bir çoğunun, özgün sesinizle ve kuşkusuz yeteneğinizle ilgili pek fazla fıkirleri olmayacak. Kimileri bunun altmdan, size karşı ilke olarak dostluklannı, sempatilerini bildirmeyi deneyerek kalkacaklar. "Deneyerek" diyorum, çünkü bir imgeye yakınlık duymak, bir simgeyi. bir olguyu sevmek kadar sıkıcı bir şey yoktur. Kimileri, 2O.yüzyılın sonunda bir roman yüzünden ölüme mahkum edilme karşısında du> duklan şaşkınlığı tekrarlayacaklar. "Tekrarlayacaklar" diyorum, çünkü birkaç fark dışında, sizin bir kadın olmanız ve daha da önemlisi İslam topraklannda yaşıyor olmanız dışında, aynca bu hükümetin (sizinki) sizi korumaktan uzak olduğu gibi katillerin yanını tutup tutuklama«mri çıkarması. Bu farklar dışında, evet. sizin durumunuz da Salman Rüşdü'nünkinden pek farklı sayılmaz: Bizde uyandırdığı üksinti, bizi donduran dehşet, onunla da bu acıyı sonuna dek yaşamadık mı? Aym kişiler olmasa da başkalan için için, bu bir tek kitapla böylesi bir öfke uyandıran yazann yerinde olmak isteyecekler.Sevgili Teslime Nesrin, Bangladeşli mollalann, eğer kent sizi teslim etmezse yüanlannı serbest bırakmakla tehdit etüğini okumadık mı? Birkadın, yılanlar... Bir kadının karşılığında yılanlar... Bu bir tehdit ^ değil, bir imaj. İmajdan da öte, bir referans. Ve hiç kimsenin bu korkunç lanetlerden haberim yok diyemeyeceği bu referans yankılanıyor. Sizeyazıyorsam, sevgili Teslime Nesrin, bütün bunlan söylemek içindır Ama aynı zamanda, sizin aracılığınızla katillerinize ve onlara boyun eğenlere, yani size yazdığım bu dakikalarda kaderinizi ellerinde tutanlara seslenmekiçindir. Kader. onlan biraztanımamı istedi. Yirmi Yazar T^lime Nesrin fanatiklerin hedefi oidu yıldan fazla oluyor. Ülkeniz, o günkü deyişle "Ulusal kurtuluşsavaşını" yaşıyordu. Avrupa'da kamuoyu buna destek \ eriyordu. Yaşlı bir yazar Andre Malraux "Bangladeş için uluslararası rugay" oluşturulması için çağn yapıyordu. Ve bu yaşlı yazara hayran olduğum gibi, özgürlüğü için savaşan bu kahraman ulusun imajına saygı duyuyordum. Ülkenize geldim ve gerçek bir gazeteci oknamakla beraber bu savaşın son aylannı, 1971 'in eylülünden aralığına kadar. sizin ağabeylerinizin yanında gecirenender Batıhlardan biri oldum. Sevgili Teslime Nesnn, siz o çağı hatırlamak için çok gençsiniz. Ama ben Jessore ve Khulna'nın ahnışım hatırlıyorum. Dacca'ya girişte "Joy Bangla" çığlıklannı hatırlıyorum. Günde 5 fışek, Narayangani'nin ahnışından sonra günde 10 fışek Maulana Bashani? Ya boşu boşuna haftalarca aradığım kullanma hakkı olan bu "Muktis Bahinis"len hatırlıyorum. Belki bugün bakan olmuş bu çocuk-askerleri ve size çok benzeyen Sultaıta adh genç bir kadını hatırlıyorum. Sultana bugün ne yapıyor? Nerede? Ellerine silah almak zorunda kalan Gandi yandaslan neyedönüştü? Ya Merpur semtinin savunuculan? Ya bir gece halkın katletmek istediği Razakhars'ın adamlannı, bu Pakistanlı "işbirlikçiler"i koruyan gerilla birliği? Ya uzun gecelerde, havan topu kundaklannı bulmaya çalışanve onlara yazarlann admı veren felsefe öğrencisi? Ya savaş sonrasında Tagore'u tekrar çevireceğini söyleyen Sandrinath? Ya yaşlı şefleri Muhammed Motin? Ya Abdül Motin? Ya zaferin babası, Salvaedor Allende, Fellini ve İzetbegoviç kanşımı Mujibur Rahman? Bugün onlan konuşmak isterdim.Davanızı savunmak için, çeyrek yüzyıl sonra onlarla karşılaşmak isterdim. Onlara.büyük bir ulussunuzderdim. Küçücük bir ülke olsanız da, çok l'akır bir ülke olsa da, ulusu büyük bir ulus ve kültürü eşsiz bir kültür. Bir yazan kovalamak? Onu taşlamak? Müslüman, Avrupah, Sansİcrit gelenekleri arasında hakemlik yapmayı ne isteyen ne de bilen bu çok kültürlü Bangladeş'te; simgesel yazarlanndan birine "Bilgi Okyanusu" adını takabilen bir ülkede; Mahabbarata'nın ve Tagore'un ülkesinde, son sözün köktendincilik ve linçe gelmesini kabul etmek? Haydi arkadaşlar! Ne gülünç! Bu kesinlikle, ne geçmişinıze ne de. eğer izin verirseniz, gençiliğinize sadık olmanın iyi yoludur. Sözcülüğünü Besün Tibuk'un yapüğı Iiberal Parti'nin amblenü gökkuşağındaki renkler olarak belirlendi. SonundaLiberalPartidekurulduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İşadamı Besim Tibuk'un sözcülüğünü yapüğı Liberal Parti'nin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı'na sunuldu. Partinin 38 kurucusu, dün kuruluş dilekçesini verdikten sonra Anıtkabir'i ziyaret ettiler. Daha sonra bir basın toplanüsı düzenleyen Liberal Parti sözcüsü Besim Tibuk. "Liberal Parti, Türkiye siyasal yaşamında eksikliği her geçen gün biraz daha hissedilen liberal, özgüriukçü felsefeyi, ekonomik olduğu kadar, siyasal, sosyal ve kültürel alanda da yeşertmeyi, hakim kıunayı hedefleyen bir siyasi oluşum" dedi. Türkiye'de bugüne kadar bireyin yaratıcı gücüne güvenen bir siyasi harekete girişihnediğini öne süren Tibuk, bu nedenle mevcut bir parti içinde mücadele etmek gibi bir yol seçmediklerini kaydetti. Tibuk, partinin kapısının liberal felsefeye samimiyetle inanan herkese açık olduğunu da dile getirdi. Liberal Parti'nin amblemi, beyaz zemin üzerinde sıralanarak yelpaze şeklini almış gökkuşağı renklerinden oluşuyor. 40 sayfadan oluşan Liberal Parti'nin programının ekinde "liberaUzm" tanımı ve "İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi" yeralıyor. Parti kuruculan Türkiye'de ilk kez bir siyasi partinin programında yer verilen Insan Haklan Bildirgesine içtenlikle inandıklannı belirttiler. "Devletkra etmez yönetir" anlayışının yer aldığı Liberal Parü Programında devletin asli görevi toplum düzeni, adalet iç ve dış güvenlik ile dış politika olmalıdır görüşüne yer verildi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlannın kültürel tercihleri bağlamında özgür bırakılacağı ve böylelikle toplumumuzun en önemli özelliği olan ve başlıca özkaynağı olan kültürel zenginliğin korunarak geliştirileceğinin öne sürüldüğü parti programında dinin inanç özgürlüğü çerçevesinde ve laisiszm anlayışı ile mütalaa edileceği, resmi dilin Türkçe olması kaydıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlannın diledikleri herdilde konuşma, yazma, eğitim görme ve iletişim kurma özgürlüğüne sahip olacağı ifade edıldi. OğyetmetûeY öğrencilerin doktoru olacak• Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda öğrencilerin gecirebilecegi kaza ve yaralanmalara karşı ö_ğretmenlerin ilkyardımda bulunabilmesi için 'Okullarda Ilkyardım' kitapçığı hazırladı. • Okullarda sık görülebilecek kazalar ve uygulanacak ilkyardım yöntemlerinin resimli anlatıldığı kitabın, 10 bin ilkokul ögretmenine gönderildiği bildirildi. Bütün ilk ve orta dereceli okullara gönderilecek kitaptan, 'sağlık kollan' da yararlanabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Öğrencilerin, öğretim sı- rasında geçirebilecekleri kaza ve yaralanmalara karşı ilkyar- dımı, öğretmenler uygulaya- cak. Milü Eğitim Bakanlığı, ilk kez öğretmenler için "Okullar- da tlkyardım" kitapçığı haarla- dı. Okullarda oluşabilecek kaza. yaralanma ya da beklenmedik hastalanmalarda ilkyardım ya- ıcaklann öğretmenler olduğu îlirtilen kitapta, ilkyardım 'yöntemleri resimlerle anlatılı- yor. Sıruf öğretmenleri, beden eğitim öğretmenleri, izci Iiderle- ri, her okulda ilkyardım dolabı- ndan sorumlu öğretmen veya sağlık öğretmeni ve gezi grup- lan önderlerinin ilkyardımı öğ- renmeleri gerektiğine dikkat çe- kilirken okul kazalannın olabi- leceği yerler şöyle anlatılıyor: "Okul bahcesi, merdivenler, duvarlar, ağaçlar, düşme sonucu yaralanmalann göriilebileceği yerlerdir. Çocuklar, okula gidip gelirken yaya olarak ya da araç içinde trafik kazası geçirebile- cekleri gibi okul gezileri sırası- nda da trafik kazalanna uğraya- büirler. Yine gezilerde düşme, boğulma. burkuuna. kırık-cıkık, böcek sokması. yılan-akrep sok- masu güneş çarpması ve yanığı olabilir. Özellikle laboraruvar oianağı olan okullarda yanıklar ya da elektrik çarpması görüle- bilir. Makas-bıçak kullanımının yaygın olarak yapüdığı resim-iş derslerinde kesikier göriilebile- ceği gibi beden eğitimi derslerin- de de burkulma, düşme, kınk- çıkık, kesik ve yaralar sık görii- len yaralanmalardır." Okullardaki kazalar Kitapda, okullarda en çok görülen kazalar, "yaralanma- lar, kesikier, bunın kanaması, burkulma ve ezikler, kırık ve çı- kıklar, yanıklar, bayıuna, btlinç kayma, sara nöbetleri, zehirlen- ler, yabancı cisimler" biçiminde sıralanırken ilkyardım dola- bında, "antiseptik sıvılar (ten- dürdiyot, batticon, betadine veya mersol), alkol, amonyak, makas, cımbız, flaster, steril gazlı bez, sargı bezi, pamuk, üç- gen bandaj, küvet, kmkları sa- bitleştirmek için kol ve bacak tahtası" bulundunılmasının zo- runluluk olduğu ifade ediliyor. Kitapta öğretmenlere, yara- lanmalar. kesikier, burun ka- naması, burkulma ve ezik, düş- meler, kınk ve çıkıklar, ya- nıklar. elektrik çarpması. güneş yanıklan, bilınç kaybı, şok, sara nöbeti, an sokması, böcek- akrep-yılan sokmalan, ilaç ze- hirlenmeleri, göz-kulak ve nefes- borusuna yabancı cisim kaç- ması sonucu oluşan yaralan- malar; yangın, suda boğulma, okul gezilerinde trafık kazalan, solunum ve kalp durması, karin yaralanmalannda uygulanacak ilkyardım, resimli şekillerle gös- terilırken yaralılan taşıma yön- temleri anlatılıvor. Oğretmen- lerin ilkyardımdan sonra mut- laka yaralıyı doktora veya has- taneye götürmelen ısteniyor. Mılli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Daire BaşkanlığYnca bastmlan ve Ankara Sağlık Eğitim Merkezi doktorlannın hazırladığı kıtapçıktan ilkokul ve ilköğretim okullanna 10 bin tane gönderildiği belirtildi. Ki- tapçığın bütün okullara dağıtı- iacağı ve "sağlık kollarf'nın çalışmalannda kaynak kitap olarak yararlanıiacağı kayde- dildi. Öte yandan, kitapçıkta ele alınan ilkyardım konulannda Ankara'da görev yapan 100 il- kokul ögretmenine. Milli Eği- tim Bakanlığı ve Ankara Vali- liği işbirliğiyle seminer verildiği bildirildi. ABD'de Fransa destekli 6 Kürt merkezF kurıduyor • Paris Kürt Enstitüsü'nün katkılanyla kurulması kararlaştınlan Kürt merkezi, VVashington'da 'lobi' faaliyetleri yürütecek. Kürt merkezinin, ABD'deki insan haklan kurııluşlan ve ABD Senatosu ve Temsilcüer Meclisi'nin baa üyeleri tarafından da desteklendiği bildirildi. ERGL'N AKSOY ANKARA - ABD'de yaşayan Kürt aydınlannın girişimi ve Pa- ris Kürt Enstitüsü'nün katkı- lanyla VVashington'da bir Kürt merkezinin kurulacağı bildirildi. Ağustos ayı başında açılışı >apı- lacak olan "H ashıngton Kürt merkezi", lobi çalışmalannın yanı sıra, Türkiye, tran, Irak ve Suriye'de yaşayan Kürtlerle ilgili insan haklan ihlallerinin engel- lenmesi için diplomatik faaliyet- ler yüriitecekleri, aynca Kürt dili ve kültürünün geliştirilmesi yö- nünde çahşmalar yapacaklan kaydedildi. ABD'de Senatosu'nun bazı üyeleri ve insan haklan kuruluş- lannın desteğiyle, ağustos ayı başında VVashington'da bir Kürt merkezinin kurulacağı bildirildi. Kürt merkezinin kuruluş çalı- şmalanna Paris Kürt Ensütüsü'- nün de katkıda bulunduğu öğre- nilirken, faaliyetlerin ABD'de yaşayan Kürt aydınlan ve ABD Kürt Ulusal Kongresi üyeleri ta- rafından yürütüldüğü. kurucular kurulunun bu hafta sonu VVas- hington'da bir basın toplantısı düzenleyerek, Kürt merkezinin kuruluş karannı komuoyuna du- yuracaklan bildirildi. ABD Kürt Ulusal Kongresi üyeleri ile Paris Kürt Enstitüsü yetkilileri, Kürt merkezinin bağımsız ve herhangi bir siyasi partıye bağlı olmadığıru belinerek, Cumrîuriyet'e şu açı- klamayı yaptılar: "ABD'de Kürtler açtsından, enformasyon ve lobi çauşmalan yönünden sıkıntılar vardı. Bu ne- denle böyle bir merkezin kurul- ması karaıiaşrırıldı. Uzun bir sü- redir sürdürülen çalışmalar sonuç- landı. ABD Senatosu ve diğer çev- relerden destek aldık. Enfonnas- yon, dokümantasyotı ve lobi çau- şmalan yapılacak. Kürt haikma ve Kürtlerin haklı davasuıa ABD'- de dost kişiler ve kuruluşlar edini- lecek. Devleti olan halklar, büyü- kelçilikleri aracılığıyla ve lobi şir- kerierine para vererek bu işleri yü- riirÜN orlar. Kürtlerin bir devleti oJ- madığına göre, ancak bu rip mer- kezlerle lobi faaliyerlerinin yürü- tülmesi gerekriği karanna >ardık. Paris Kürt Ensn'rüsü'nün gördügü işlevi, VVashington Kürt merkezi de görecektir. Kürt sorununa de- mokrasi ve insan haklan çerçeve- sinde çözümü için çalışmalar yii- riihilecek." Kürt merkezinin fınans ola- yının, ABD'de yaşayan Kürt aydınlan ve insan haklan vakıf- lan tarafından sağlanacağını be- lirten yetkililer. Kürt merkezinin Türkiye, İran. Irak ve Suriye'de yaşayan Kürtlere yönelik insan haklan ihlallerinin engellenmesi için diplomatik faaliyetler yürü- teceğini söylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle