23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26TEMMUZ1994SALI**** CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 Çiller'indosyalarında I Baştarafi l.Sayfada şekilde tespit edilmiştir. Kul- lamfrnış belgeler ortadan yatay bir şekilde kesümek suretiyle ip- tal edilmiştir" denildi. Ancak Serbest Muhasebeci- ler ve Mali Müşavirler Odası uzmanlannın dosyalar ûzerin- dc yapılan araştırmalarda, "yanıltKi" olarak değerlendiri- lebilecek "eksik" ve "hataü" çok sayıda belge bulundu. Oda üyesi vergi uzmanı Turgut Anğ'ın. "eksik" ve "hataü" tanımlamasım gelirdiği belge- lerdeki usul yanüşlıklan ve so- rular şunlar: - Markim Kimya AŞ, mükel- lefî bulunduğu vergi daıresine verdiği 1992 yıh kurumlar vergi- si beyannamesinın. "Kurum Or- takJanna ve Yönetim Kurulu Üyeierine tlişkin Bildirim" başlıklı 4 no'lu tablosunda şirket ortaklannın ve yönetim kurulu üyelerinin Ahmet Destegiil, Yük- sel Noyanoğlu, Gümer Erdeniz ile Cmit Cengiz'den oluştuğünu bildirdi. Ancak, beşinci ortağın yazalması gereken 5 no'lu kısım boş bırakıldı. Türk Ticaret Ka- nunu'na göre yasal bir zorunluk taşımasma rağmen Markim Kımya AŞ'nin kunıcusu ve en büyiik hissedan özer ÇUer'in yönetim kurulu başkaaüğı yaptığı Marsan Marmara AŞ'ye neden bildirimlerde yer verilme- di? İlgili vergi dairesi, eksik bilgi- ye dayalı beyannameyi neden îcabul etti? - Aynı tarihli kurumlar vergi- si beyannamesine ekli "Geçici Vergiye Ait Bildiriın" başhklı tabloda. "ödemeye ilişkin alındının" tarihine, numarası- na. düzenlendiği yer ve tutar- lanna yer verildiği halde 12 aylık vergi dönemine ilişkin "ta- hakkuk tutan" yazılmadı. Tahakuk eden ve ödenen aylık tutarlann karşılaştınlması zo- runluluk taşıdığı halde "tahak- kuk tutarTna ait kısım neden boş bırakıldı? - Markim Kimya AŞ'nin 31 Arahk 1992 tarihli şirket bilan- çosunun pasif kısmında serma- ye tutan 104 milyon lira, yatınm indirimi 37 milyon 266 bin 496 lira, geçrniş yıl karlan 10 milyon 569 bin 647 lira gös- terib'rken, aktif kısmında şirke- tin taşıt araç ve gereçleri hesa- bında 167 milyon 877 bin 369 b- raya yer verildi. Sözü edilen he- saplann karşılıklı oranlan göz önünde tutulduğunda bildirim- de bulunulan rakamlar ne ka- dar doğru? - Kurumlar vergisi beyanna- melerinde "suni diş imali" yaptığını bildiren Markim Kimya AŞ, 1993 yılının 12 ayı- na ibşkin katma değer vergisi beyannamelerinde toptan satı- şlar üzerinden elde ettiği kazanç toplamını 127 milyon 904 bin 60 lira gösterdi. Buna karşılık olarak şirket neden 1993 yılının 12 ayında katma değer vergisi ödemedi? Yılmaz, Başbakan'ı • Baştarafi l.Sayfada dikkatçekmeleri, Yılmaz'ın."Me- rak etmeyin, roemleketin menfa- atleri öne çıktıguıda biz birbirimi- ze kenetlenmesini büiriz" sözleriy- leyumuşatıldı. DYP'nin, Tansu Çillerin Ame- rika'da malvarhğmın ortaya çı- kanlmasıyla tamamen çöktüğü Trakya'da, SHP kuyruk parti, Karayalçın ise Çiller'in çanta taşıyıcısı olarak nitelendirildi. Hemen hemen hermini mitingde, pankartlarda bu imajın vurgu- landığı gözlendi. Yılmaz, refah düzeyinin yük- sek olduğu Trakya'da, fakir- fukara edebiyatı yerine üretıcinin günlük sorunlanna değindi ve düriist politikacı imajı çizmeye çalışü. Ancak Yılmaz'ın, ûretici sorunlan ile ilgili söylem eksikliği ise sık sık dil sürçmesine neden oldu. Konuşmalannda, 'kiilttir hayvanT ve 'süt üreticisi' gibi tanı- mlamalan ise bıyık altmdan gü- lüşmelere neden oldu. Mini mitinglerde sık sık yer alan. "Çiller'in çanta taşıyıcısı: Karayalçın", "Çiller'in... yerde iyi ki arsası yok" pankartlan ise Trakyablann öfkelerinin hangi noktada olduğunu gösteriyordu. Bu arada kurban kesimleri nede- niyle kan gölüne dönen lider ziya- retleri görüntüleri, bu kez ortaya çıkmadı. Çünkü akıllı bir manev- rayla Trakyalının gözüne hoş gel- meyecek bu manzara, "Sayın ge- nei başkan kurbanı bağtşladı. Kur- banları iktidara geiince kesece- ğiz" sözleriyle engellendi. özetle Trakya ANAP'a teslim olduğu görüntüsünü verdi. Gülöksüzgörevden alınıyor IŞIKKANSU ANKARA -SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, kabinenin ardmdan, bürokraside de deği- şiklik için ilk adımlan atıyor. Karayalçın, dün Toplu Konut Idaresi (TOKİ) Başkanı Yiğit Gülöksüz ile görüşürek başka bir göreve kaydınlmasını öner- di. Karayalçın, kabinede "skan- dal" boyutuna ulaşan atama bunalımı sürerken, SHP'ye ait bakanlıklara bağlı bürokratlan değişurme girişimlerini de baş- lattı. SHP lideri, dün TOKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz'ü Baş- bakanhk'ta kabul ederek bir süre görüştü. Başbakanhk çev- relerinden edinilen bilgiye göre, Karayalçın, Gülöksüz'e TOKİ BaşkanhğYnı bırakmasını,, Tu- rizm ya da Bayındırlık ve Iskan Bakanhğı Müsteşarlığı'nı tercih etmesini önerdi. Karayalçın ile Gülöksüz'ün görüşmesinden kesin bir sonuç çıkmadığı, gö- rüşmelerin devam edebileceği öğrenildi. Başbakanhk çevreleri, Gü- löksüz'ün, şu andaki görevinde başanlı bir çahşma yürüttüğu gerekçesiyle TOKİ BaşkanhğY- ndan aynlma eğilinıinde olma- dığını ileri sürdüler. SODEP kunıcusu olduğu için SHP'de önemli bir ağırbğı olan Gülök- süz'ün, Karayalçın'a yakın ol- madığı, son olarak 27 mart ye- rel secimleri öncesinde de An- kara Anakent Belediyesi baş- kan adaybğı sırasında SHP li- derinden destek görmediği bi- hniyor. TOKİ'nin bağlanacağı Dev- let Bakanlığı'na atanması ön- görülen Azimet Köylüoğlu'nun. 1978'de çabşuğı Köyişleri Ba- kanhğYnda, o sıralarda müste- Şar yardıması olan Gülöksüz ile sorunlu bir ibşkisi olduğuna dikkat çekildi. Karayalçın'ın, Ankara Bele- diye Başkanhğı görevi sırasın- dayken ASKI Genel Müdür- lüğü'ne getirdiği Şükrii Barut- çu'yu atamak istediği savlanan TOKİ Başkanbğı dışında SHP'ye bağb bakanhklardaki bazı bürokratlan da görevden alması bekleniyor. Karayalçın'- ın operasyona gidebileceği önemb kurumlar arasında Ka- rayollan, DSİ, İller Bankası gibi yatınmcı idarelerin de ola- bileceği ifade edibyor. İller Bankası Genel Müdür- lüğü'ne de Karayalçın'ın bele- diye başkanbğı döneminde EGO Genel Müdürlüğü yapan Cihan Altınöz'ün getirilebilece- ği öne sürüldü. Gelibolu alev alev • Baştarafi l.Sayfada yabancı mezaruklannın bulun- duğu bir çok alan yangın bolgesi içinde kalmış durumda. Çevredeki köylerin, tatil için gelen kampçı- larin bölgeden uzaklaştırılması için çaba harcıyonız. Ancak bütiin çabalanmıza rağmen yangını kontrol altına almak mümkün de- ğil. Gelibolu Yanmadası alev alev yanıyor." Yangının kontrol altma ab- nabiünesi için çevre illerden gelen itfaiye ekipleri söndürme çab- şmalanna katıldılar. Yangının bugüne kadar Trakya bölgesinde meydana gelen en büyük orman yangıru olduğunu belirten Keşan Orman İşletmeleri Müdürlüğü yetkihleri, şu ana kadar 3 bin dö- nüm kmlçam , karaçam ve fısük çamı alanının yandığını. söndür- me çalışmalanoın devam ettiğini bildirdiler. Öte yandan Erdek'te taş ocak- lannın bulunduğu Muhle mevki- inde dün akşam saatlerinde he- nüz bebrlenemeyen nedenden do- layı yangın çıktı. Yangın. hava sıcaklığı ve rüzgann da etkisiyle kısa sürede çevreye yayıhrken, söndürme çabşmalanna çevrede- ki askeri birükler, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar katıldı. Türkiye, PKK lideri Ocalan9 ı Batı'dan istedi A-VKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Suriye yönetiminin. PKK li- der. Abduilab Öcalan'm Şam'da bulunduğu yolundaki bilgileri ısrarla reddetmesi üzerine, Di- yarbakır Devlet Güvenbk Mah- kenesi (E>GM), yakalanması durumunda iadesi için Interpol'e öcilan hakkında aynnüb bir do$>a gönderdi. Mahkeme, tes- lireolan üç PKK itirafçısının ver- diği bilgiler doğrultusunda Öca- lan hakkında "gıyabi tutuklama" karan çıkardı. Dıyarbakır DGM yetkilileri, Öcalan'ın tesb'm edil- mesi durumunda idamla yar- gılanacağını belirterek "Suriye, Apo'nun Şam'da bulunduğumı ka- bul etmiyor. Yasal prosedürü yeri- ne getirmek için, biz de Interpol aracılığıyla Avnıpa ülkelerinden istiyonız" dediler. PROFESYONEL FOTOĞRAFÇILAR Sahibinden çok az kullanılmış satılık MAMIYA RB 67 TAKIM 18.00'e kadar279 29 00 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY TAHRAN - iran, "ezeli" komşumuz, sınırlarımızın yüzyıllardır değişmediği tek ülke. Ama, Iran'a yapılan resmi zı- yaretlerde bir uğursuzluk dikkati çeki- yor. DYP kanadındaki son bakan deği- şikliğinde Devlet Bakanı Cemil Erhan Iran'da resmi temaslar halindeyken bakanlıktan olmuştu. Şimdi de Dışişle- ri Bakanı Hikmet Çetin. İran gezisinin arifesinde kabıne dışında kaldı. Koltuğun yeni sahibi Mümtaz Soy- sal, geziye katılmıyor. Dışişlerfnı Müsteşar özdem Sanberk temsil ettı. Hükümetteki kriz, doğal olarak De- mirel'in iran gezisine de yansıdı. Cumhurbaşkanlığrnın dağıttığı gezi programında heyetin iki numaralı ismi Hikmet Çetin, üç numaralı ismi de Ay- kon Doğan'dı. Aynı lıste, iran protoko- lünde de yer alıyordu. Türkiye ile te- masları sırasında bakan değişıkliğıne alışkın olan iranlılar, sanırız bu duru- mu yadırgamamıştır. Son dönemdeki pek çok yurtdışı ge- zisinde olduğu gibi, Demirel'in iran seferınde de heyet üyelerinin kafası Türkiye'deydi. Demirel'ın kararname- yi imzalayıp imzalamadığı merak ko- nusuydu. Cumhurbaşkanı değişiklik hakkında bilğilenmiş, imzayı henüz at- mamıştı. Demirel'in butavrı,' Cumhur- başkanı,Soysal'asoğukmu?"sorusu- nu da beraberinde getirdi. Akşam saatlerinde ise Demirel'in yaptığı açıklamalar, konuya hiç bekle- mediğimız yeni bir boyut kazandırdı. Beklenen; Karayalçın'ın Çıller'e verdi- ği yeni listeyı, Çiller'in Demirele ilet- mesi, Demirel'in de onaylamasıydı. Ne var ki Demirel bir kez daha "Noter değilim " ded\. Demirel'in verdiği bılgi- lere göre, Çiller, Cumhurbaşkanı'na sadece değişiklikleri içeren bir kağıt uzatmıştı. Oysa Cumhurbaşkanı, deği- şecek bakanın istifasını da beraberin- Tahran'ın Çanakları de istiyor ve "Önce istişare"diyordu. Demirel'in, dün gazetecilerin so- rularını yanıtlarken kullandığı son cümle de ilgınçti: "Geçmişte benim başbakanlığımda da bu tür şey/er oldu, ama hemen çö- züm bulduk. Kimsenin onuruyla oyna- madım." Hükümet değişikliği daha uzun süre konuşulacak gibi görünüyor, biz İran'a dönelim. iran'la ilişkilerimiz, uzun yıllardan beri olduğu gibi, biraz yumuşama kay- dedilmesine karşın, son dönemde de "limoni." Türkiye, iran'ın PKK'yi des- teklememesi gerektiğini vurguluyor. iran ise şu karşılığı veriyor: - Tamam desteklemeyelim, ama siz de Halkın Mücahitleri'ne kucak aç- mayın. Yani İran, "Ne kadar Halkın Mücahi- di, o kadar PKK" diyor... iran'la Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler giderek zayıflıyor. Sınır tıcareti ise göreceli de olsa canlılığını sürdü- rüyor. iran sınırına yakın yerleşim yer- lerinde oturan yurttaşlarımız, patlı- canın kilosunu 20 bin, domates ve bi- beri 15er bin liradan satın alıyorlar. Bunu, iran'la sınır ticaretine borçlular. Demirel, bu gezisinde, iki ülke arasındaki guvenlıkle ilgili sorunların yanı sıra, ekonomik ılişkilerin de rayı- na girmesı gerektiğini dikkate alarak pek çok ışadamını beraberinde götü- rüyor. işadamlarımız, Tahran'ın tarıhı ve turistik yerlerini mi gezecek, yoksa yeni ışbirliğinin temellerini mi atacak, dönüşte göreceğiz. iran, son 15 yıldan bu yana temel- lerini Ayetullah Humeynl nın attığı "islami" ilkelere göre yönetıliyor. 1 Şubat 1979'da Paris'ten Tahran'a dö- nen Humeyni, 11 şubatta Şah düzenini yerle bir etmişti. 1 Nisan 1979'da da İran islam Cumhuriyeti ılan edilmişti. İran'daki bugünkü siyasi rejim, kay- nağını, Humeyni'nin yazdığı "Hükü- met-i İslam" kitabından alıyor. iran'da bugünkü en yüksek otorite Veli-i Fakih, yani Devrim Lideri ve Rehber. Cumhurbaşkanı, Rehber'den sonraki en yüksek makam. Humeyni'nin Hükümet-i islam ki- tabına göre, İslam sadece bir normlar bütünü olarak sunulmamalı. Humey- ni'nin temel aldığı Şiilikteki imamlık inancına göre de bu böyle. Burada esas, toplumun her zaman başında bir önderinın olması. 12 Imam boyunca bu böyle oldu. iran'daki bugünkü yö- netimin "12 imam" sonrasına yak- laşımı şöyle: "Toplum, hiç başsız kalmamış, imam ölünce yerini oğlu almıştır. An- cak 12 imamın ortalıkta olmaması ve ölmediği için de ardıl bırakmamış ol- ması, toplumu fiilen imamsız bırakmıştır. Bu durum, o dönünceye kadar topluma birinin veya birilerinin lideriik etmesi, onun vekili olması fikri- ni doğurmuştur. Zira asıl olan, Müslü- manların başsız kalmamasıdır. islam Devrimi ile Rehber, icra ve içtihat yet- kisi ile Müslümanlann önderliğini ve imamın vekilliğini üstlenmiştir." Yani İran'daki islam yönetiminin li- deri, bir anlamda, henüz ortaya çıkmamış olan 12. imamın vekilliğini üstleniyor. iran'da şeriat yönetiminin 15. yılını doldurmasıyla birlikte, gündeme ge- len yeni konular hayli ilginç. Bunların başında, televizyon geliyor. Oyle anlaşılıyor ki sadece Türkiye- de değil, dünyanın hemen her ülkesin- deteknoloji, hukukunvetoplumsaldü- zenin önünde gidiyor. Geçen ay İranlı- lar Dünya Kupası maçlarını izlemekte ısrar ettiler. Yönetim, buna biraz so- ğuk baktı. Sorun, sadece futbol maçı değildi. Tribünlerde "renkli"\ıe "açık" giysıli insanlar ekrana gelecek ve bu görüntüler İran halkının ahlakını olm- suz yönde etkileyecektı. Sonunda soruna çözüm bulundu. Futbol maçları naklen yayımlanacak, ancak ekrana tribünler geiince, he- men görüntü değiştirilecek ve Avrupa ülkelerindeki "kış döneminde" oyna- nan maçlardan tribün görüntüleri su- nulacaktı... Dünya Kupası böyle çözüldü, ama tabii ki televizyon sorunu çözülemedi. iranlılar artık "çanak anteni" öğrendi- ler. Evlerin çatısında çanak anten yaygı- nlaşınca, yönetim, önce yasaklamayı denedi. "Uyanık" iranlılar, evlerinın çatısına büyükçe bir "soğutucu" kabi- ni koydular. Ama kabinin ıçi soğutucu değil, çanak anten olarak düzenlen- mişti... Sonunda iran yönetimi çanak an- tene pes etti ve şu karan verdi: - Halkımız çanak antenle dünya tele- vizyonlarını izleyebitir. Zaten onlar ahlak dışı yayınlar ekrana geldiğinde kanalı değiştireceklerdir. Halkımıza güveniyoruz. Bu görüşe yakın ve uzak pek çok yö- netici var. Bazılarına göre, ödün veril- memeli, çanak anten yasaklanmah; bazılarına göre ise yasakçı zihniyetle davranmayıp çok kaliteli programlar üreterek Avrupa televizyonlarının önüne geçmek gerekli. Değişim rüzgarı bugünlerde Iran'ı da etkisi altına alabilecek mi? Olabilir, değişim öylesine önüne geçilmez bir olgu ki kapıdan izin alamayınca damı zorluyor... • Baştarafi l.Sayfada deyken yeni bakanlarla partisi- nin Merkez Yüriitme Kurulu'na (M YK) girmesi dikkat çeken Ka- rayalçın. Dışişleri Bakanhğı için ikna ettiği Soysal'ı da alarak Başbakanlık Konutu'nda Çiller ile üçlü toplantı yaptı. Soysal'ın, özelleştırme konusunda bir ça- hşma hazırlayacağı öğrenildi. DYP'li Devlet Bakanı Nec- mettin Cevheri, başanlı bakan- lann görevden abnmaması ge- rektiğini belinerek "Ben de obam onaylamam" dedi. Hükümetin SHP kanadında 10 aydır beklenen değişiklik için isimler kesinleşirken yeni bakan- lann atanmasına ilişkin düğüm çözülemedi. SHP lideri Kara- yalçın, dün sabah konutunda Mümtaz Soysal ile bir saat kadar görüştü. Karayalçın konuttan aynbrken gazetecilerin sorulan üzerine. "lislenin onaylandığı yo- lunda haberler aldığııu" söyledi. Karayalçın ile Soysal, daha sonra Çiller ile görüşmek üzere Başba- kanbk Konutu'na gittiler. İki saat süren görüşmeden sonra hiç- bir açıklama yapılmazken. kulis- lerde "Soysal ağırlığını koyuyor. Bu hükümette Qç güç odağı var" yorumlan yapıldı. Edinilen bilgiye göre. Mümtaz Soysal, dün Çiller ile yapılan gö- rüşmenin ardından özelleştinme konusunda yasal düzenleme haarbğı yapmaya başladı. Soy- sal'ın. stratejik önemi olan ku- rumlar dışında. özelleştirmeye karşı olmadığı, ancak özerkleştir- meçabşması yapılmadan KHK'- lerle bunun gerçekleştirilmesine karşı olduğuna dikkat çekilerek bu konuda yasal çerçevenin sağ- lanması içın görevlendirildiği bil- dirildi. Karayalçın, daha sonra Cum- hurbaşkanı Demirel'in onayının ardından göreve başlayacak olan yeni bakanlarla birlikte MYK toplantısına katıldı. Karayalçın. Timurçin Savaş dışındaki yeni bakanlann kauldığı toplantının Kabineskaııdalıaçıbşında. değişikliğin Başbakan tarafından uygun görüldüğünü ve Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulduğunu belirterek "Atama işlemlerinin en geç bu (dün) akşa- ma kadar ya da yarın (bugün) sa- baha kadar tamamlanacağını ve yüriirlüğe gireceğini bilginize sun- mak isterim" dedi. Sürekli değişiklik iması Karayalçın. kabine değişikli- ğjni "nöbet değişikliği" diye ni- telendirerek şunlan söyledi: "Kan dolaşımının hızlandırü- mastdır. Konu illa başan açısın- dan değerlendiriliyorsa, karanmı daha çok milletvekilimize parti programı doğrultusunda başan oianagı sağlamak olarak yorum- layabilirsini/. Daha çok milletve- Idİimize başan olanağı sağlamak olarak görebilirsiniz. Bu yak- laşunımı bundan sonra da surdüre- ceğimi, bundan sonra da çok sayı- da milletvekilimize parti programı doğrultusunda, hükümet programı doğrultusunda başanlı olma ola- nağını sağlamayı sürdüreceğimi ifade etmek istivorum." Karayalçın. gazetecilerin lis- tenin onaylanmasının niçin ge- ciktiğine ilişkin sorulanna, "Faks- laşma soz konusu. görüşme geç sa- atlerde yapıldığı için sekretarya hizmetlerinin sunulması olanaklı obnamış" yanıtını verdi. MY'K'nin basına kapab bö- lümünde henüz bakanlıklan res- men onay lanmayan "müstakbel" bakanlara öğütler verildiği öğre- nildi. Karayalçın'ın da bakan- lann değiştirilmesınin çok uza- masından şikayet edildiğini anı- msatarak "Bundan sonra gerek olduğunda, bu tür uzamaiar olma- yacaktır. Hiç bakanlığı bırakma- yacakmış gibi çok çalışmanızı, her an değişecekmiş gibi de buna hazırtıklı otmanızı beklivorum" dediği öğrenildi. Hikmet Çetin, gelişmeleri Cumhuriyet'e değerlendirirken. bugüne kadar kimsenin kendi- sine bir şey sormaması nedeniyle "bu işin muhatabı olmadığını" be- linerek istifa etmediğinı, azledil- meyi beklediğini söyledi. Çetin, "Kimsenin bana bir şey söyk'diği, bir şey istediği, sorduğu yok. Bu iş gidiyor. Şimdiye kadar bir şey söylemediklerine, yapmadıklarına göre, anayasanın 109. maddesine göre görevden alıyorlardu-" dedi. "İstifa istenirse verir misinizr' so- rusuna. "Varsayım üzerine bir şey Anayasanın 109. maddesi sonfikrası ....Bakanlar. TBMM ûye- ieri veya miDervekili seçilme yeterfiliğine sahip olaRİar arasından başbakaaca seçilir ve cumhurbaskanraca atarar. Gerektiğinde başbakanm B- teği üzerine cumhurbaşkanı- nca görevine son veriMr. söyleyecek durumda değiUm. Ye- nisi gelinceye kadar göre>ime de- vam ediyorum" yanıtını veren Çe- tin, 12 Eylül kurultayından son- ra, kendisi ve diğer bazı bakan- lann Karayalçın'a. sadece "söz- lû" istifa verdiklerine dikkat çek- ti. SHP yönetiminin. Karayal- çın'ın Genel Başkanlığa seçildiği kurultaydan sonra yaalı olarak istifasını veren bazı bakanlann dilekçelerini de bulamadıgı. bu- nun üzerine SHP liderinin ma- kamından kabine dışında bırakı- lan isimlerin tek tek aranarak isti- falannın istendiği bildirildi. Sa- nayı ve Ticaret Bakanı Tahir Köse istifasını vermek üzere dün gece Başbakanlığa gelirken, Ada- let Bakanı Seyfî Oktay, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin ödül dağıtım töreni sırasında basın danışmanından bir istifa metni haarlamasını istedi. Demirel. dün akşam Iran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'nin yemeği öncesinde gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, gazetecilerin hükü- met değişikliği konusundaki so- rulanna "Bir bakan istifa eder. Bir bakan teklif edilir. Cumhur- başkanı bunu atamaya mecbur de- ğildir. Genellikle büyük sıkıntı çı- karmaz, ama mecbur değildir" yanıtını verdi. Demirel, önceki gece Başbakan Çiller'le yaptığı görüşme için de şunlan söyledi: "Çiller, Istanbul'da saat 11.00'- de yanıma geldi. Yanma kadar beraberdik. Zaten sabahtan da konuşmuştuk. Bir kağıt bıraktı, ama önce soyledim. Şunu. şunu atayın' diye bir şey olmaz dedim. O zaman Çankaya noteri olursu- nuz. Dün sabah Çiller Esenboğa'- da yanıma geldi. Genel Sekreter'i de çağırdım. "Buyurun ikmal cdin' dedim. Çankaya'nın görevi şimdi kanunlar yerine geliyor mu ona bakmaktır. Eğer bir istifa olmamışsa ve onun yerine atama yapılmışsa ayıp olur. 'Ne çeşit bir devlet' derler. Zaten bir saat ön- cesine kadar Çankaya'ya gebniş bir şey de yok. Şu şu şu kişilerin atanması diye bir müracaat yok. Bir müracaatı terirken, istifasını da verecektir, istifayı altına ko- yacaktır. 'Şunu atayın' diyecek- tir." Cumhurbaşkanlığı Genel Sek- reteri Necdet Seçkinöz'ün "iletil- meyen istifalar" için Başbakanlı- ğa yazı gönderdiğini açıklayan Demirel, şöy le devam etti: "Çünkü bir iki bakan biz istifa etmedik demişler. Eğer istifa et- miyorlarsa, azil keyfiyeti gelir. Azîe de razı olmam, açık söyle- yeyim. Çünkü nasıl azledeceksiniz ki? 20 küsur aydır Türkiye'ye hiz- met eden insanlar bunlar." Demirel, bir gazetecının "Şu anda eski kabine dunıyor mu? Hikmet Çetin Dışişleri* Bakanı mı?" sorusuna. "Evet" karşılığını verdi. Bunun üzerine yöneltilen, "O zaman niye gelmedi?" sorusu- na Demirel, "Işin tadı kaçtı" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Vekili Cin- donık, Başbakanhk Konutu'- ndanaynbrken gazetecilerin "Ka- bineyi sizin onaylamanız soz ko- nusumu?"sorusuüzerine,"Befflnı- le ilgili değil. Sayuı Cumhurbaş- kanı çarşamba gunü dönecektir, gereğini y apacaktır" dedi Karayalçın: Azil istenecek Karayalçın dün gece yaptığı açıklamada. istifa etmeyen ba- kanlar için azil isteneceğini belir- terek şunlan söyledi. "Sayın Başbakan'a değişikUk listesini verdim. SHP kurultay ının hemen ardından SHP'li bakanlar yeni çalışma kadrosunu seçmem için bana istifalarını verdiler. Bu bir teamüldür >e istifalar biçimsel yönü önemli tasarnıflardır." Karayalçın, Çetin'i kastederek "Bu karaıiannı bugün hatırlama- yan arkadaşlarım olabilir. Genel Başkan olarak istifa dilekçelerini inkar edenler için yeni istifa dilek- çeleri isteyeceğim. Bunu kabul ct- meyenler için Cumhurbaşkanı'- ndan azil istenecek" dedi. OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Baştarafi l.Sayfada ristıerin sayısında bir azalma olduğu da görülüyor. Dışişleri Bakanlığf ndan bir yetkili, durumu şöyle özetli- yor: "Bölgede PKK oldukça, Kürt sorunu oldukça, birta- kım çevreler, bağımsız Kürt devleti peşinde oldukça, el- bette problemlerimiz çıka- caktır. Bu nedenle komşular- la sürekli diyalog içinde ol- malıyız. Türkiye, 'İslam cum- huriyeti' olmayacak, onlar da uzun bir gelecekte bu sistem- den vazgeçmeyeceklerdir. O yüzden İran İle ne kadar te- mas, yüz yüze görüşme olur- sa. sorunların halli o kadar kolaylaşır. iki ülkenin farklı rejimlerle yönetıliyor olması, ikili ilişki-' lerde iniş çıkışların devam edeceğini gösteriyor." iki ülke arasında terör ko- nusundaki rahatsızlık, geçen yıldan başlayarak ikili ticari ilişkılere de yansıdı ve 1990 yılında 1 milyon dolara yakla- şan ticaret hacmi, bu yılın ilk 4 ayında 200 bin dolar düzeyi- ne indi. Türkiye ile iran arasında te- rörle birlikte çözüm bekleyen diğer önemli sorun ise An- kara'yı önemli ölçüde maddi kayıplara uğratan transit ge- çiş sorunu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in dün başlayan Tahran gezisi, ikili ilişkilerde düşüş gösteren ticaret hac- minin arttırılması ve terörist sızmaların önlenmesi konu- sunda Ankara ve Tahran ara- sında en üst düzeyde siyasi irade beyanının gösterilmesi açısından önem taşıyor. İran, PKK teröristlerinin faaliyetle- rine izin vermeme karşılığın- da, Tahran aleyhtarı Halkın Mücahitleri örgütü yandaşla- rının iadesini Türkiye'den is- tiyor. Ankara, zaman zaman Iran'ın bu isteğine karşılık ve- riyor, ancak Tahran yönetimi aleyhtarlarının sınırı geçer geçmez kurşuna dizilmele- rinden de endişe duyuyor. İki ülkenin Kuzey Irak'ta birlikte hareket etmeleri için gerekli koşulların oluşturul- masında da bir dizi güçlük çı- kmaktadır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in İran gezisinin bü- yük bir eksiği var: Cumhur- başkanı'nın yanında Dışişleri . Bakanı yok!.. Neden yok?.. Bu soruya yanıt vermesi gereken kişi, Başbakan Yar- dımcısı Karayalçın'dır SHP liderinin Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin'e karşı davranışı ve bu konudaki zamanlama- sı, Sayın Demirel'i İran gezi- sinde yalnız bırakmıştır. • • • Demirel, îran 9 a dışişleri bakansız gitti M Baştarafi l.Sayfada yerine getirdi. Resmi heyette ad- îan bulunmasına karşın Çetin ile Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın bulunmadıklan geziye. Devlet Bakam Ali Şevki Erek ile Dışişle- ri, Genelkurmay ve Jandarma is- tihbarat yetkilileri de katıldılar. Demirel. görüşmelerde "te- rorizme karşı ortak mücadele ve sınır güvenliği" konulannın gündeme geleceğini belirtirken. Cumhurbaşkanı'nın beraberin- de giden istihbarat biriminden üst düzey temsilcilerin, PKK'- nin bu ülkedeki faaüyetleri ko- nusundaki bilgileri İranlılara verecekleri öğrenildi. Cumhurbaşkanı Demirel. İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaş- kanı Ab Akbar Haşimi Rafsan- cani'nin resmi konuğu olarak 3 günlük resmi ziyaretlerde bulun- mak amacıyla dün İran'a gitti. Demirel'i uğurlama törenine, ye- rine vekalet edecek olan TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Başbakan Tansu Çiller ile Genel- kunnay Başkanı Orgeneral Do- ğan Gflreş'in yanı sıra Hikmet Çetin de katıldı. Daha önce Tah- ran'a gideceği açıkknmasına karşın kabine değişikliği haberle- ri nedeniyle geziye katılmayacağı bildirilen Çetin'in üzgün olduğu gözlendi. Çetin, havaalanında Demirel'i uğurlamaya gelen bakanlar, mil- letvekilleri ve bürokratlarla tek tek el sıkışarak vedalaştı. Demi- rel'in beraberinde, hükümeti temsilen sadece Devlet Bakanı An' Şevki Erek bulundu. Cum- hurbaşkanı'nın gezisine katılan heyette istihbarat birimlerinin temsildleri dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Demirel'i İran'a uğurlay anlar arasında görevden alınacağı beürtilen Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de vardı. Demi- rel'le Çetin'in içtenlikle el sıkışıp öpüşmeleri dikkat çekti.(AA) Edinilen bilgiye göre istihbarat yetkilileri, PKK'nin İran'daki fa- aliyetleri konusunda eldeki bilgi- leri ikili görüşmeler sırasında İranlılara verecek. Genel olarak bu tip bilgilerin tam kanıtlan- madığını savunan İran yetkilileri- nin. PKK'ye karşılık Türkiye'nin de İran'daki yönetim muha'lifleri- ne hoşgörüyle baktığı ve bannma izni verdiği yönündeki eleştirileri- ni gündeme getirmeleri bekleni- yor. İki ülke arasındaki görüşme- lerde. Irak'ın toprak bütünlü- ğünün korunması bağlamında Kuzey Irak'ta bağımsız bir olu- şuma izin verilmemesi konusu- nun da gündeme geleceği bildiril- di. Türkiye, İran'ın Kuzey Irak'ta ortak operasyon yapılması öneri- sine sıcak bakmıyor. Demirel'in heyetinde önemli bir ağırlıgı da işadamlan oluş- turuyor. Demirel'in kardeşi Şev- ket Demirel ve kayinbiraderi Ali Şener de heyetin işadamlan bölü- münde yer aldı. Cumhurbaşkanı Demirel, ha- vaalanında düzenlediği basın toplantısında. Türkiye ve İran'ın özel ilişkilere sahip iki dost ve komşu ülke olduğunu vurgulaya- rak "Türk-lran sınu-ı yüzydlardır bir barış hattı olmus, ortaklaşa yer aldığımız bölgenin en çalkantılı dönemlerinde dahi aramızdaki ilişkiler önem ve hayatiyetini ko- rumuştur. " Demirel, Cumhurbaşkanı Rafsancani ile yapacağı görüş- melerde işbirliği olanaklan üze- rinde durulacağını belirterek, "Hudut güvenüği ve terorizme karşı müşterek mücadelede bu- güne kadar katettiğimiz mesafeyi gözden geçireceğiz. Ay rıca bölge- sel ve uluslararası konular üzerin- de göriiş alışverişinde buluna- cağız" dedi. Cumhurbaşkanı, Tahran'a varışında yaptığı açıklamada da "biraderim" diye hitap ettiği Raf- sancani'nin daveti üzerine İran'- da bulunduğunu belirterek "Bu ziyaretim. öncelikle Türkiye ve İran arasındaki Uişkileri en üst dü- zeyde sürdürmek ve geliştirmek yönündeki siyasi iradetnizi ve ar- zumuzu teyit etmektedir" dedi. Demireİ'i Mehrabad Havaa- lanı'nda karşılayan Rafsancani de bir gazetecinin ziyarete ilişkin sonısu üzerine, Demirel ile tüm konularda görüşbirliği içinde ol- duklannı söyledi. "Konuşmamız için çok ortak nokta var. Bunlara beraberce çözüm arayacağız" di- yen Rafsancani. Sovyetler Birü- ği'nin yıkılmasından sonra iki ülke ilişkilerinin yeni bir boyut kazandığını söyledi. Daha sonra iki devlet başkanı. Rafsancani'nin makam oto- mobiliyle Sadabat Sarayı'na ha- reket ettiler. Ancak cumhurbaş- kanlannın bindiği otomobil yol- da anzalandı. Bunun üzerine iki cumhurbaşkanı başka bir oto- mobile geçerek saraya gittiler. Demirel'in Tahran'ın Meh- rabat Havaalanı'nda karşılanışı sırasında direğe asılan Türk bay- rağındaki ay yıldızın. standart öl- çüden daha büyük olması dikkat çekti. Çiller: Türk dış politikası • Baştarafi S.Sayfada 27 Mayıs 1960 Devrimi olduğunda. Batı dünyasının güvenini kazanmış Büyükelçi Selim Sarper Dışişleri Bakanlığı'na getiril- mişti. İhtilali yapan subayiar. bu atama ile 'Türkiye'nin dış poli- tikasuıda bir değişiklik olmay acağını' yabancılara anlatmak iste- mişlerdi. Daha sonra ekim 1961 'de ihtilal sonrasının ilk genel secimleri yapılıp CHP Genel Başkanı İnönü 1. Koalisyon Hükümeti'ni kurduğunda 'ihtilalin dışişleri bakanı' Selim Sarper'i 'seçimle gebniş hükümetinde' konımuştu. SHP yöneticilerinin bugünkü moda dey imiyle "Tanzimat kafalı' olacak ki İsmet Paşa da ihtila- lin bakamnı kabinesinde abkoyarak yabancılara bir mesaj veri- yordu. Bu da hiç kuşkusuz 'dtş politikada değişikbk olmayacak' anlamındaydı. Gerçekten şu dış politika çok güç. ince ve hassas bir işti. Aradan bir yıl geçti. Türkiye'de Albay Talat Aydemir'in 22 Şubat ayaklanması ortaya çıktı. Başbakan İnönü, Aydemir'- in yaşamını bağışlayıp ayaklanmayı kansız bastırdı. Ancak ne var ki o günlerde Dışişleri Bakanı Sarper'in yeni ihtilalcilerle bir bağlanüsı olduğuyolunda birsöylenti dedolaşıyordu. Bir gün CHP Genel Başkanı ve koalisyonun başbakanı İnö- nü'nün. Büyükelçi Feridun Cemal Erkin'i yurtdışından çağıra- rak Abant Gölü'nün cevresinde birbkte yürüyüş yaptıklannı gördük. Erkin. Dışişleri Bakanı olmuştu. İnönü. o koşullar altında dahi Sarper'in onuru ile oyna- mamıştı. Dış politikanın güç. ince ve hassas dengeleri içinde, İnönü'nün bir devlet adamına yaraşır biçimde sorunu nasıl çö- zümlediğini SHP'nin bugünkü genç y önetici kuşağı elbette anı- msamayabilir. İnönü'nün 1962'de görev verdiği Dışişleri Bakanı Erkin, o yıl içinde Ankara'da Yunan Dışişleri Bakanı Evangelos Averofu. ABD Başkan Yardıması Johnson'u, İran Şahı Rıza Pehlevi'yi, Kıbns Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'u ağırlayacaktı. ^loskova ile NVashington'u savaşın eşiğine getiren ve toprağı- nda konuşlandınbnış nükleer başlıklardan dolayı Türkiye'yi bir numaralı hedef durumuna sokan ünlü 'Küba bunaumı'ndan. İnönü-Erkin ikilisinin dirayetli poliükalan çıkaracaktı. 1962 böyle bir yıldı. İnönü de öyle bir CHP Genel Başkam'ydı. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin sınıf arkadaşımdır. Yeni Dışişleri Bakanı Prof. Mümtaz Soysal benim olduğu kadar bu yazıda adlan geçen Çeün, Borman. Doğan, Vural'ın da değerb hocasıdır. Hocalığı dışında Soysal'dan 1961 Kurucu Mecbsi kuruşunda anayasa, siyasal partiler hukuku ve seçim sistemleri gibi konu- larda yapuğı konuşmalardan pek çok şey öğrendim. Kendisini, 1985-86 yıllannda aynı gazetede birlikte çalıştığım günlerde daha iyi tanıdım. 1987-90 yıllannda New York'ta Birleşmiş Milletler'de Kıbns görüşmelerinde etkinlik ve yetkinbğini yakı- ndan bıldiğim ve bu sorunla ilgili düşüncelerini paylaştığım Soysal'ın. Karayalçın'ın gençliğinden doğan dirayet boşluğunu dolduracağına inanıyorum. Soysal'ın bu göreve ataruşına değil, atanış biçiminin şık ol- mayışmadır eleştirimiz. Sahibinden Yeşilköy'de 2 oda 1 salon satılık daire (0216)35963 79
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle