23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NİSAN1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Bilkent Üniversitesi, Ahmet Adnan Saygun Müzesi ve Etnomüzikoloji Merkezi kuruyor Saygun'un özeleşyaa derleniyor EVİN İLYASOĞLU Geçen hafta yalnız müzik dünyamızı değil, tiim sanat ortamımızı ilgilendirecek biratıhmda sonuca doğru bir adım daha ilerleme oldu: Say- gun adına Bilkent Üniversitesi bünyesinde ku- rulmakta olan müze için bestecinin özel eşyalan derlenmeye başlandı. Aslında bir müze olmak- tan çok daha kapsamlı bir kompleks haarlan- makta: Ahmet Adnan Saygun Müzesi ve Etnomüziko- loji Merkezi. Türkiye ve Ortadoğu'da müziko- lojik araştırmalar yapmak isteyenleri yönlendi- recek, arşiv sağlayacak uiuslararası bir merkez içinde sempozyum salonlan, kütüphane. çalı- şma ve toplantı odalan öngörülmekte. Bu işin çekirdeği olarak Saygun'un özel arşivinden yola çıkılmış. Bestecinin son zamanlardaki en yakın öğrencileri ve halen ülkemizin genç kuşak beste- cilerinden olan Hasan L'çansu ile Özkan Manav, onun ölümünden beri tüm belgeleri fışleyip, der- lemiş ve sınıflandırmışlar. EI >azısı kompozisyonlan özel arşrvde Saygun'un arşivi yalnız kendi biriktirdikleri değil, babasından ve dedesinden kalan eski Türkçe kitaplarla da zengin. Bir matematik öğ- retmeni olan babası, Nejat EczacıbasTnın ba- basıyla birlikte İzmirde Milli Kütüphane'nin kuruculanndanmış. Öğrencileri. Saygun arşivi- nin, el yazması notalann yanı sıra felsefe, etno- müzikoloji, etnoloji, antropoloji, tarih, sosyolo- ji. masallar, töreler üstüne kitaplarla çeşitli ülke- lerin kültürel özelliklerine ait yayınlardan oluş- tuğunu söylüyorlar. El yazısı kompozisyon- lannın çoğu bu arşivin içinde. Ancak bazı eksik- ler için çevreye çağn yapılmış; özeüikle Azer- baycan'dan Saygun'un yakınlığı olan müzikçi- lere başvurulup onlardaki belgeler de derlenmiş. 'O benim genç kızlık piyanom idi' Bu yeni getirtilenler arasında ilginç mektup- larla fotoğraflar var. Örnegin Saygun ve Nazım Hikmet'ın Bakû'de çekilmiş resimleri gibi. Mek- tuplan arasında Bela Bartok ile tarihi yazışma- lan, birçok Balkan ülkesinden ve Rusyadan etnomüzikolog ile yazışmalan. "Yunus Emre"- nin New York'taki ilk seslendirisini yapan Sto- kowski, Michael Tippet gibi çağımızın müzik adamlanyla mektuplan var. Aynca kongre teb- liğleri ve birçok taslak da belgeler arasında. Saygun'un ilginç yönü de opera librettolannı ve hemen tüm şan ve koro yapıtlanndaki sözlü Ahmet Adnan Saygun eşi Nilüfer Hanım ile birlikte. bölümlerin metinlerini kendisinin yazması. Ede- biyata ve Türk diline özel merakı ile Türkçe'nin müzikte kullanımına dair incelemeleri var. Do- ğal ki şiir taslaklan da bu belgeler arasında yer ahyor. Bu arşivin ortaya cıkması ile besteci Say- gun'u birfilozof,tarihçi ve edebiyatçı olarak da değerlendirebileceğiz. Hasan Uçansu, "Biz uzun yuiar Saygun ho- camızla çok yakın bir çalışma içindevdik. Bu ne- denle onun notiarını, taslaklannı, ufacık bir yan notla ne demek istediğini çok iyi değerlendirebi- liyoruz. Örneğin san defterlerini bulduk. Eski Türkçe olarak > azmış. Bugün Musiki Nazariyatı olarak okufulan 4 ciltlik çalışmanın 5-6 defter ha- lindeki açıklamalan ver alı>or. Sonra herhangi bir Fransızca, İngili/ce metnin yanında eski Türkçe bir not var. Demek ki hala ilk öğrendiği geleneği koruyordu, düşünürken Osmanlıca not alıvordu." Aynca plaketvemadaly alan.smokinleri. frak- lan. masası. sandalyesi ve Hoffman-Czerny mar- kalı kuyruklu piyanosu da müzeye giden eşya- lan arasında yer alıyor. Doğal ki bu taruşma si- rasındaki en hüzünlü kişi de Saygun'un 51 yıllık eşi Nilüfer Hanım. Nilüfcr Hanım. "Piyano taşındığında aynca duvgulandım. O hetn benim Budapeşte'den getirdiğim genç kızlık piyanom idi: hem de Adnan bütün eserlerini o tuşlann ûs- tünde besteletnişti" diyor. Saygun'un yapıtlannın sayısı 75'ten fazla. Beş opera, beş büyük senfoni, iki piyano konçer- tosu, keman viyola ve çello konçertolan, başta dünyaca ünlü Yunus Emre Oratoryosu olmak üzere koro orkestra için yapıtlan, oda müziği, solo piyano çahşmalan ve folklor. etnomüziko- loji üstüne yazdığı kitaplar. Helsinki'deki Sibelius müzesini düşünüyo- rum. Neredeyse şehrin bütün yollan ormanm içindeki müzeye çıkıyor. Her köşede, turistik rehberlerde ShSelius'un müzesini mutlaka gez- melisiniz yazılannı okuyorsunuz. Biz bestecile- rimizin yaşadıklan evleri kcruyamıyoruz. an- cak onlara ait eserleri, eşyalan değerlendirip on- lan anımsatan bir ortam sağlayabilmemiz ve yeni kuşaklann yaranna sunabilmemiz de mut- îu bir olay. Dansı, diğer sanat adamlanmızın başına. Karita Mattila'dan rafine bir resital Geçen hafta, Cemal Reşid Rey salonunda mevsimin unutulmaz bir dinletisi yer aldı: Kari- ta Mattila'dan son derece rafine, hatta bilimsel bir resital dinledik. Öncc programın içeriğine değinmeliyiz. Mutlaka popüler bir şeyler koyup da geniş kitlenin alışageidiği ezgileri sunmak de- ğildi Mattila'nın amacı. Özellikle ilk yanda, şan sanatı ile doğrudan ilgili kişilerin dahi az tanıdığı, ancak kendi ustahğını sergileyecek >apıtlar seçmişti: Schubert'in Italyanca'ya çev- rilmiş üç Lied'i, Mahler'in şarkılan ve Sibelius'- tan üç şarkı. Richard Strauss'un Ophelia albü- münden şarkılarla Rachmaninofun şarkılan programı tamamladı. Fınli sanatçının bis olarak söylediği Fin halk ezgisi ise konuşma dilinin tonlamasını dramatik bir şckildc ezgiye aktaran sempatik birşarkıydı. Koyu sesl: bir lirik soprano Mattila. Londra'- da eğitim görmüş ve şu aralar dünyanın sayılı şanalan arasında özel biryeri var. Eşlikçi piya- nist Ilmo Ranta'yı da aynca övmck gerck. Tüm resitali ezbere söyleyen soprano ile tek soluktaki birlikleri, yapıtlan bütün olarak bir başka türlü güzelleştirivordu. Herkcs Cemal Reşid Rey salonundan yine aynı sorularla aynldı: Acaba önümüzdekı mev- sim böylesi sanatçıları dinlemek çok mu lüks sayılacak? DÜŞÜNCEYE SAYGI MEM ET FUAT Ovünmek Eskiden övünmek ayıptı. övünmeden duramayanlar bile, bu işi dolaylı yollardan yaparlar, ya karşılarındaki- lere kendilerini övdürmek için çareler ararlar, ya da utangaç tavırlarla, benimsemiyor havasına girerek baş- kalarının övgülerini aktarırlardı. Günümüzde övünmek bir tür reklam aracı. Herkes cı- yak cıyak kendini övüyor. Yalnız kişiler değil, kurumlar, kuruluşlar da: En büyük, en güçlü, başta gelen, bir nu- mara... Inanan olur mu böyle sözlere? Ama bu işi yapanların da bir bildiği, bir beklentileri var ki yapıyorlar. Bir tür beyin yıkama olsa gerek... örnekse televizyonda biri çıkıyor, bilmem ne marka otomobilin üstüne elini koyup, "En iyiotomobil!"diyor. Böyle dendiği için gidip o marka otomobili alan bir in- san var mıdır? Markayı duymuş olmak önemli elbette, ama güvtsndi- ği birilerine mutlaka soracak, danışacaktır almaoan önce. Ya da kesesine en uygun geleni arayacaktır. Bir sürü neden olabilir bir malın alınması için... Bu ne- denlerin arasında, "En iyi benim!" övünmesinin de bu- lunduğuna inanmak çok güç... insanlar gerçekten bu kadar aptal mı? Nasıl böyle bir şeyin yaranna inanılabilir!.. Siyasa adamlarının seçim yarışmalarına da aynı ya- nılgı egemen. Adaylar ne yapacaklarını, nasıl yapacak- larını söylemektense kendilerini övmeyi yeğliyorlar. Bir de özel televizyonların halkı kışkırtmaları, yandaşı oldukları düşünceler ya da düpedüz birtakım çıkarlar adına yalanlar söyleyerek ulus sevgisini ya da dinsel inançları sömürmeleri çok ilginç... Bir bakıyorsunuz, ekranda genç bir kadın, "Ben de şerefli bir asker çocuğuyum, ama bizi her an gelip götü- rebilirler!" gibi acıklı sözler ediyor. özgürlük için de- mokrasi için savaşıyor!.. Dışarıda halkın desteği... Bir bakıyorsunuz, elde telefon bir delikanlı, Gorajde'- yle konuşarak korkunç bir kıyımı yansıtıyor, kimyasal si- lahlar, iki bin, üç bin ölü!.. Dayanılır şey değil, Ankara'da, istanbul'da, binlerce kişi, büyük bir üzüntüyle, öfkeyle sokaklara dökülüyor... Sonrasının ise siyasal bir gösteriye dönüştüğünü izli- yoruz... Bu tür kışkırtmaların yaratacağı özlenmeyen durum- ları, iç çatışmaları önlemek için, "Radyo Televizyon Ya- sası "nın bir an önce çıkarılması gerektiği konusu gün- deme gelince, haydi yeniden özgürlük için, demokrasi için savaş başlıyor... Gene ardı arkası gelmez övünmelerle... Olduğundan başka görünerek, duyguları, inançları sömürerek, sürgit insanları yönlendirip kullanabileceği- ni sananları izlemek, gerçi ilginç, ama bir o kadar da hü- zün verici bir şey!.. Tiirk Müziği konseri Kültür Servisi - "Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Koro- su", bu akşam saat 19.00'da Cemal Reşid Rey Konser Sa- lonu'nda bir konser verecek. Ruhi Ayangilin yönettiği or- kestra ve koroda mezzosopra- no Ayla Büyükataman. sopra- no Ebnı Okay, soprano Özgül Tekdağlı. tenor tlhan Yazıcı ve neyzen Fikret Bertuğ bulunu- yor. "Arel'den Günümüze, Türk Müziği'nde Refonn Dönemi" başlıkü konserin birinci bölü- münde Y. Z. Şakir Bey'in "\i- şabürek Oryantal Melodisi n ni solist tlhan Yazıcı seslendire- cek. Kaptanzade Ali Rıza Bey- in nihavend şarkısı "Denizde Akşam": (Armoni: H.R. Ar- man). tenor tlhan Yazıcı, H. Sa- dettin Arel'in Hüse>ni oyun ha- vası, u Dügün Evinde" ve Sela- haddin tçli'nin Hüseyni şarkısı "Sıra Dağlar"ı soprano özgül Tekdağlı seslendirecek. Ergu- der Yoldaş'ın buselik makamı- ndaki. "Küçük Balık-Büyük Balık" suitini ve Yalçın Tura'- nın orkestraya uyarladığı Aka Giindüz Kutbay'ın "Ferahfeza Yürük Semai"sini neyzen Fikret Bertuğ seslendirecek. Muthı Torun'un mahur şarkısı "Gönül Kuşu"nu ise soprano Ebnı Okay yorumlayacak. Konserin ikinci bölümünde ise Yalcın Tura'nın eserlerini TRT solisti mezzo soprano Ay- la Büyükataman seslendirecek. Konserde son olarak Münir Nurettin Beken'in "Lodos" adlı orkestra suiti yorumlanacak. Gerçek bir gençvirtüöz: Barta ÜNERBtRKAN • özel sektör kuruluşlan. mü- zik festivallerinde üstlendikleri "sponsor"luklann yanı sıra ara- da bir, doğrudan düzenledikleri konserlerle müzik yaşamımıza katkıda bulunuyorlar. Philsa'- nın önayak olmasıyla. geçen hafta sonu (10 nisan) İzmir'e gelen, biri Çek, öteki Slovak cumhuriyetinden iki seçkin mü- zikçi, çelîıst Jiri Barta ile eşükçi- si piyanist Marian Lapsansky, fırtınalar estirdiler müziğin göklerinde. Genç viyolonselci Barta, henüz otuzunda bile de- ğil, ama, yaşından umulmaya- cak ölçüde usta, şimdiden vir- tüöz düzeyine ulaşmış bir arşe diktatörü. Brahms'ın (Fa ma- jör, no. 2), Schnittke'nin, De- bussy'nin iki çalgıya eşit değer veren sonatlannı dinlerken or- tak yorumun pınl pınl bir akar- su gibi akıp gidişini, viyolonse- lin. bu insan bedenine. insan sı- caklığına en yatkın, renkli. yu- muşak sesli çalgının tahta göv- desinden o zarif tonlann inanı- lmaz bir kolayhkla, hayranlık verici bir tınıyla kulaklara ulaş- masına tanık olmak, büyük coşku uyandırdı içimde. Barta-Lapsansky ikilisini, gelecek mevsimin orkestra kon- serlerinde solist olarak dinle- menin büyük kazanç olacağı düşüncesindeyün. Genç solistin "Bach/ tkinci Sffit" seslendir- mesini Türk-Amerikan E>erne- ği'nin (Akustik ortamı son de- rece uygun) sergi salonunda gerçekleştirmesi ise apayn bir hava verdi o unutulmaz müzik akşamına. İzmir'in viyolonsel- cilerinden hiçbirinin resitale çağnlmamış olmasını. düzenle- menin kusursuzluğu içinde. önemli bir unutkanlık olarak vurgulamakta yarar görüyo- rum! Genç bir müzikçinin solist düzeyine yükselmesi. bıkma- dan, usanmadan, verimli bir tcmpo> la çalışmava. sabırla. di- renmeyle. akılcı gelişme yolunu izlemeye bağlıdır. Yazgılan, kendilerini ya bu niteligi hak eden bir solist ya da sıradan bir çalgıcı olmaya yönelten piya- nistler için özellikle geçerlidir buyargı. Romantik besteci Ro- bert Schumann. gelişme sürecı- Kronos DörÜüsühdenyeniyapıtiar • Kronos Dörtlüsü, yann Cemal ReşitRey Konser Salonu'nda saat 19.00'da gerçekleştireceği konserde topluluk için bestelenmiş Daugherty, Hamza El Dın, Vıerk, Ali-Zadeh, Zorn, Yanovsky ve Gorecki 'nin yeni yapıtlannı seslendirecek. Dörtlü, Şostakoviç'ten J.Cage'e, Piazzola'ya dek geniş bir repertuara sahip. Kültûr Senisi- İstanbul Devlet Senfo- Orkestrası ve Cemal Reşid Rey Kon- ser Salomı bu hafta da müzikseverlere zengin programlar sunuyor. Yann Ce- mal Reşid Rey Konser Salonu'nda 1993'ün "Klasik Müzik Ödülü" alan toplulugu "Kronos Dörtlüsü" saat 19. 00'da bir konser verecek. Cazı ve klasik müziği bünyesinde kaynaştıran belki de tek topluluk olan "Kronos Dörtlü- sü" 1973 yıhnda kuruldu. Dörtlü. Şos- takoviç'ten Webern, Ives ve Piazzolla'- ya, J. Cage'den Htmlin Wollfa kadar uzanan geniş bir repertuara sahip. Terry Riley, John Zorn ve Gorecki gibi cağdaş bestecilerin yapıtlannı da ses- lendiren topluluk, eşsiz bir anlaüma sa- hip. Her yıl yüzün üzerinde konser ve- ren topluluk son konser turnesinde Amsterdam Concertgebouw, Kennedy Center, Montreux Caz Festivali, Car- negie Hall, Sydney Operası. Tanglevvo- od ve Londra Royal Festival Hall'de iz- leyecilerin karşısına çıktı. "Elektra No- nesuch" fırmasına plaklar yapan toplu- luk 1989 yılında "En fyi Çağdaş Kom- pozisyon" dalında Grammy ödülü ve 1993'te klasik müziğin "Oscar"ı sayı- lan "Klasik Müzik Ödülleri"nde de oda müziği alanında büyük ödülü aldı. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası- nın. bu hafta sonu vereceği konserler çocuklara yönelik. "23 Nisan Özel Konser"ine konuk olarak piyanist İdil Biret katılacak. Cuma günü saat 19. 00'da ve cumartesi günü saat 11.00'- deki konserlerde İstanbul Devlet Senfo- ni Orkestrası'nı şcf İ. İonescu Galati yö- netecek. İstanbul Devlet Çoksesli Ço- cuk Korosu'nun katılımıyla gerçekleşe- cek konserde çocuk şarkılan seslendiri- lecek. nin başlannda olan piyanistlere verdiği öğütler arasında, şunla- n söyler(l): - Çalarken, seni kimin dinle- diğini umürsama. - Hcp, seni bir üstat dinliyor- muş gibi çal. - Hiçbirzaman teknik ustalı- ğı. gösterişçi parlaklık denileni amaç bilme. Bir bağda (beste) ile bağdann (bestecinin) düşün- düğü etkiyi uyandırmaya çalış. - Sözüm ona büyük virtüöz- lerin topladıklan alkışlar seni şaşırtmasın. Sanatçılann beğe- nısini büyük kitleninkinden de- ğerli bil. Büyüdükçe. virtüöz- lerden çok partitur'larla ilgilen. 1966 doğumlu piyanist Ye- şim Gökalp'ı (kendisi tzmir DSO'nın solist sanatçılann- dandır) 8 nisan akşamı AKM"- de. Fzmir DSO'nun eşliğinde dinlerken düşündüm bunlan. Gökalp. 1983'te Ankara Devlet Konservatuvan'nı bitirmiş. Piyanist Yeşim Gökalp Devlet bursuyla Almanya'va gönderilmiş, eğitimini orada iyi öğretmenlerin yanında tamam- lamış bir genç piyanistimizdir. Çalışmalannı bugün de o ülke- de sürdürmektedir. 1983yhnda seslendirdiği Schumann La mi- nör Konçerto'dan. geçen yılın Beerhoven İkinci Koncerto- suna kadar demek on yılı aşkın süredir dinliyorum bu genç pi- yanisti. Her defasında. biraz daha özcnli. sabırlı. orkestrayla biraz daha uyumlu. ortaya çı- kardığı bileşimde yumuşak. saydam. krvamli. kemiksiz ol- masını beklediğimi anımsıyo- rum. Bu defa mutlulukla belir- tebilirim: O beklcntime büyük ölçüde kavuştum. Genç Yeşim. Maıırice Ravel'in (1875-1937). "eaz" etkileri taşıdığı söylenen. aslında (kendi dcyişiyle) Mo- zart-Saint Saens çizgisinde. eksiksiz bir piyano-orkestra uyumu içeren sol majör konçer- tosunda (1932). cserin ana yapı- sını. benzeri az bulunur bir ya- lınlık içindeki güzelliklerini, ta- zeliğini çok iyi yakaladı. bir bir gözler önüne serdi. Kutlu- yorum kendisini: gelişmesinde hep "en iyi"leri örnek almasını. tuşesini daha da yumuşatması- nı, bestecinin düşünce dünyası- nı daha da sağlamca kavrama- sını bekliyorum Yeşim Gö- kalp'tan. 8 nisan konserini Polonyalı şef Marek Pijarovvski yönetti; Beethoven'ın Leonore-IİI uver- türünde de Op. 60 Dördüncü senfonisinde de orkestrayı kısa sürede parmaklannın arasına alabilmiş, tempolan, vurgulan, zamanlaması, nüans elde etme yetisi son derece gelişmiş bir vö- netmen vardı karşımızda. Öğ- retmeni T. Strugala gibi bu de- ğerli şefın de İzmir'e sık sık uğ- ramasını diliyor gönlüm. Julian Bream Ankara Müzik Festivali'nde KültürServisi- Dünyaca ünlügitarvirtüözü Julian Brcam. Uiuslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında bugün bir reatal verecek. Şu ana kadar beş kıtada turncye çıkUrv Bream. halen tüm Avrupa üikelenni ziyaret ederek ; r . resitaller ve lisansüstü dersleri veriyor. Sanatçı, içinde 6 tane Amerika'da verilen "National Academy of Recording Arts and Sciences" ödülü. 2 tane "Edison" ödülü ve "Grammaphone" dergisinin verdiği birçok ödülün de yer aldığı çeşitli ödüller kazandı. Britten. Walton. Arnold ve Henze gibi çağdaş besteciler Bream'e yeni yapıtlar yazdılar. Son yıllarda pek çok televizyon programına katılan sanatçının biyografik birfılm olan "A Life ın the Country" ve Ispanyol müziğinin sanatçı ve gitar için gelişimini açıkladığı 8 bölümlük "The Guitar in Spain" adb dizifilmbütün Avrupa ülkelerindegösterildi. Sanatçı. Ankara "daki resitalinde J.S. Bach'ın "Sonata in g minor BMW 1002". Niccolo Paganini'nin "Grand Sonata in a". Enrique Granados'un "3 Danzas Espanolas op. 37". Mario Castelnuova-Tedesco'nun "Sonata (Omagio a Boccherini)" ve Leo Brouwer'in "Sonata" adlı yapıtlannı seslendirecek. NihalGüres'ten 'Garantili Büyüler' Kültür Servisi - Ressam Nihal Güres'in. "Garantili Büyüler" adlı sergisi Şefahathane'de. 30 nisana dek görülebilir. İstanbul Üniversitesi'nde klasik fıloloji eğitimi gören sanatçı daha sonra Neşe Aybey'le minyatür çahşmalan yaptı. Istasyon Sanat Evi'nde Sabri Berkel ve Hülya Düzenli Koç'laçalıştı. Sanatçı eserlerini 1993 yılında "Vesaire-Vesaire" ve "Paintings Light" adlı sergileriyleThe MarmaraOteli'ndesergiledi. Sanatçı. sergi kataloğuna yazdığı biryazıda büyüyü. "İyi veya kötü bir sonuç almak. tabiat öğelerini. yasalannı etkilemek ve olaylann olağan düzenlerini değiştirmek için girişilen işlemlerin hepsine birden denir" diye: garantiyı ise"Bir bankanın adı" olarak tanımlıyor. '10. Çocuk ŞenüğVnde bugün Kültür Servisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın. bu yıl onuncusunu düzenlediği "Çocuk Şenliği" ücretsiz oyunlarla sürüyor. Fransa'nın sponsorluğunu üstlendiği şenlik. 24 nisan tarihine dek sürecek. Hafta boyunca Şehir Tiyatrolan. Türkbank Tiyatrosu. Ziraat Bankası Tiyatrosu, BulunmazTiyatro, Oluş Oyunculan, İlkoOyunculan, Balkan Sanat Tiyatrosu, Gökkuşağı Tiyatrosu, Dilek Bale Okulu, f Sanyer Halk Eğitim Merkezi, Mavifıl Elele Çocuk Tiyatrosu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Paldır-Kültür Çocuk Tiyatrosu. Kadıköy Halk Eğitim Deneme Sahnesi, Tahir Ikiler ve İhsan Dizdar'ın oyun ve * gösterileri izlenebilir. Şenlik kapsamında bugün Harbiye Sahnesi'nde "Sınk, Obur, Camgöz", Fatih Sahnesi'nde "İnsanlar Bahçesi", Üsküdar Sahnesi'nde "Memiş Dayı". Kadıköy Sahnesi'nde "fnsan Bahçesi" adb çocuk oyunlan saat 11.00'de izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle