02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 1994 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI 77 seçimlerihüsranlabitiyor 1977 genel seçimlerinde soldan esen demokrasi rüzgân sürerken Erba- kan'ın yıldızı söndü. 1973 seçimlerin- deki başansını sürdüremedi. 1977 se- çimlerinin tartışmasız muüak galibi Bülent Ecevit'in CHP'si idi. AP ise MSP'ye kaptırdığı oylannın bir kıs- mını geri almıştı. Bu seçimlerde CHP oylannı yüzde 33'ten yüzde 41.4'e, AP yüzde 29.8'den yüzde 36.9'a yük- seltti. MSP ise 1973 seçimlerindeki başa- nsını sürdüremedi ve yüzde 11.8 olan oylan, yüzde 8.6"ya geriledi. Demok- rasi rüzgân ve bu rüzgâra tepki ola- rak geliştirilen ırkçılık, dinsel temala- ra dayanan MSP'ye yaramamış. oy- lannın üçte birini yitirmişti. N.urculann desteğini çekmesi ve MHP'nin Türklük' temasmı işleyerek oylannı arttırması sonucu, Milli Selamet Partisi 1973 seçimlerindeki başanyı tekrarlayamıyor ve oylan yüzde 8.6'ya düşüyordu. A -ı J A J J y -ı A Oylar MHP'ye kayıyor Bu arada ülke çapmda yükselen iç gerilim, MSP'nin oylannın bir kısmı- nın "Türklük" temasmı işleyen MHP'ye akmasına neden olmuştu. MHP,'l973 seçimlerindeki yüzde 3.4 olan oy oranını 1977 seçimlerinde yüzde 6.4'e yükseltmişti. Özellıkle Alevi-Sünni farklılaşma- sının güçlü olduğu yörelerde MHP. daha aşın sloganlan ve eylemleriyle MSP'nin yerini almıştı. MSP'nin oy- lan. bu gelişmelerin sonucu, Sıvas'ta yüzde 25.7'den yüzde 14'e, Çorum'da yüzde 21.7"den yüzde 8.3'e, K. Ma- raş'ta yüzde 26.7'den yüzde 15.1'e, Erzincan'da yüzde 16.1'den yüzde 5. 9'a düştü. Nurcular kopuyor MSP, köken itibanyla Nakşibendi- lere dayanmasına rağmen, Nurcula- nn da desteğini sağlamıştı. Parti için- de Nurcu kökenli milletvekilleri de yeralmışlardı. 1977 seçimleri öncesin- de parti içindeki Nurcu kökenli bazı milletvekilleri. Erbakan'a muhalefet ettiler. Özellikle CHP-MSP koaüsyo- nuna karşı çıkan bu grup, 1974 yılın- daki "geıiel aP oylamasında koalis- yon protokolünde olmasına rağmen, düşünce suçlulannın afTını Meclis'- teki oylama sırasında engellemişlerdi. Milletvekili Ahmet Tevfık Paksu'- nun başını çektiği bir grup Nurcu mil- letvekili, Erbakan'ı uzlaşmacılıkla suçlayarak 1977 seçimleri öncesi MSP'den istifa edip başka sağ partile- re, AP'ye ve MHP'ye girdiler. Nurcu- lann önemli bir kesimi, 1977 seçimle- rinde AP'yi desteklediler. MSP. 1977 seçimlerinde yalnızca Kürt seçmenlerin yoğun olduğu Gü- neydoğu'da oylannı arttırmıştır. ünkü MHP, "Türklük" temasıyla bu bölgelere girememiş, geleneksel dinci oylar artarak MSP'ye yönelmiş- tir. MSP, Bitlis'te oylannı yüzde 11. 3'ten yüzde 27.3'e, Hakkari'de yüzde 2.1'den yüzde 18.5'e, Mardin'de yüz- de 12.1'den yüzde 23.2'ye, Siirt'te yüzde 9.5'ten yüzde 22'ye, Van'da yüzde 7'den yüzde 20.5'e yükseltti. Güneydoğu, Erbakan ve arkadaş- lannın Islami kımlikle ortaya çıkma- lanndan bu >ana, hep en çok oyu bu partiye verdi. Bu durum, 1991 seçim- lerinde Kürtlerin milli partisi olarak sekillenen HEP'le SHP'nin ittifak 12 EYLÜL'ÜN İKİ YÜZÜ-12 Eylül'ün ilk günlerinde cuntanın, darbe gerekçelerindeki ana temalarından birisini de MSPnin Konya nıitingi oluşturuyordu. Konya'da açılan şeriat pankartları. kamuoyunda tepkilere neden olmuştu. Darbe. gerçekleşir gerçekleşmez, bu mitingin şeriatçı görünümü TV" ekranlarına getirildi vc askerin şeriatçı tehdide karşı harekete geçtiği izlcnimi verilmeye çalışıldı. Ancak zaman ilerledikçe, gerçek ortaya çıkacaktı. Solu ve halkın demokratik haklarını azgınca ezen 12 Eylül yönetimi, dincilere geniş bir çalışma alanı sağlayacak, işi dini bildiriler dağıtmaya kadar vardıracaklardL yapmasına kadar böyle sürdü. 1991 seçimlerinde bu bölge, ağırlıklı olarak SHP-HEP ittifakma, yani sol seçene- ğe oy verdi. 12 Eylül demokratik örgütlenmeyi eziyor 12 Eylül, tıpkı 12 Mart askeri dar- besi gibi solu ve halkın demokratik örgütlenmesini hedef aldı. Ülke için- deki sağ-sol kamplaşmasının sonucu olarak ortaya çıkan şiddet ortamını gerekçe gösteren generaller, başlan- gıçta her iki tarafa da karşı bir tutum içinde bulunduklannı göstermeye önem verdiler. Bu yönelimin sonucu olarak asıl darbeyi sola vvırmakla bır- likte MHP ve MSP gibi sağ partilerin yöneticilerini de tutukladılar ve yargı- ladılar. 12 Eylül'ün darbeci generallerinin temel hareket noktası. "komünizme ve Kürt aynlıkçılığına" karşı mücade- le idi. Bu arada sol örgütlere denge ol- ması amacıyla MHP ve MSP yöne- ticileri de tutuklandı. 12 Eylül'ün ilk günlerinde cuntanın. darbe gerekçele- rindeki ana temalanndan birisi MSP'nin Konya mitingi idi. 1980 yı- lında Konya'da açılan şeriat pankart- lan. kamuoyunun da ilgisini çekmiş, tepkilere neden olmuştu. Darbe. ger- çekleşir gerçekleşmez. bu mitingin şe- natçı görünümü TV ekranlanna geti- rildi, askerin şeriatçı tehdide karşı ha- rekete geçtiai izlenimi verilmeye ça- lışıldı. Dincilere ortam MSP'ye yönelik baskılar, bu parti- nin yönetimiyle sınırlı kaldı. 10 aylık bir tutukluluktan sonra Erbakan ve arkadaşlan serbest bırakıldılar ve açı- lan dava beraatla sonuçlandı. MSP. 12 Eylül mağduru bir parti olarak kendi taraftarlannın gözünde ve 12 Eylül'e tepki duyan kesimlerde sem- pati kazandı. Erbakan ve arkadaşlan için en Ttirklye'dekf İslamcı grupların yapısı Tarîkatlar,politik Islam ve bağımsızJarİslamcı çevrelerde değişimci düşünceleriyle tanınan AÛ Bu- laç, Türkiye'deki İslamcı gruplan kendine göre şöyle sınıflandınyor: İslama gruplan üç ayn kategoriye ayınyorum. 1. Sosyolojide örgütlü din dediğimiz cemaatler: Bunlar Türkiye'deki İslamın ana gövdesidir. Nurcular, Işıkçı- lar, Süleymancdar gibi tari- katlar bunlar arasındadır. Bunlann İslamıyetı bir sosyal hayat, bir sosyete içinde yaşa- ma kaygılan ön plandadır. Politik veya ideolojik,fikribir profılleri yoktur. Büyük kent- te bir korunma içgüdüsü esasür. Bir kimlik kaza- nıyorlar. tnsanlar camilerin, mescitlerin, tarikatlann etrafmda örgütleniyorlar. Bir- birleriyle yardımlaşıyorlar. Hayat çekilebilir bir hale geli- yor. Bunlar genellikle sağ par- tilere oy verirler. Eğer gerilim Bunlar ana gövdedir. Devle- çok yüksek değilse, siyasetle tin tanımladığı laiklikten ra- ilgileri de seçimden seçimedir. hatsızdırlar, ama çok radikal Ali Bulaç kimdir? Ali Bulaç, 1980 sonrası islamcı çevrelerde değişimci düşünceleriyle ön plana çıktı. 1951 Mardin doğumlu. istanbul Yüksek Islam Enstitüsü'nü ve İstanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü 'nü bitirdi. 1987yılında Zaman gazetesinin kurucuları arasmda yer aldı. Gazetenin İstanbul büro şefliğini \vrüttü. Daha sonra fikriayrüıklar nedeniyle bu gazeteden ayrıldı. Medine Vesikası vebuna bağlı olarak 'çok hukuklu sistem' düşüncesinin savunucuları arasında yer aldı. Araştırmacı özelliğiyle tanınan Bulaç m yayımlamış çok sayıdakitabı vardır. Bulaç, islamcı kesitnler içinde en çok okunan yazar olarak tanmıyor. 10 'nun üzerinde yayımlanmış kitabı vardır. Bunlardan bazıları 8-12 baskı yaptı. A İi Bulaç, dini siyasi akımlar ile sıkı bir ilişki içinde değil. Araştırmalarını daha çok birevselolarak vürütmor. laiklik karşıtı da değillerdir. 2. Politik İslam: Bunun Türkiye'deki en güçlü temsil- cisi RP'dir. 3. Bağımsız, küçük dini gruplar: Bunlar yüzlercedir. Bunlar, dergiler. yayınevleri, dernekler, kuruluşlar etrafı- nda küçük küçük cemaatler. Bunlar entellektüel ve fikri fa- aliyetlerle ön plana çıkarlar. Bence asıl dinamizmi sağla- yan da bunlardır. Aralannda organik bir bağ yok, fakat kitap tercüme eden, kitap yazan, tiyatro ya- pan, sinema yapan grupçuk- lardır. Bunlann politik görüş- leri çok heterojendir. Hiç se- çım sistemine katılma\andan tut, seçim zamanı gidip Re- fah'a oy verene kadar. çeşitli- lik arz ederler. önemli avantaj, dinci ideolojinin 12 Eylül dönemi boyunca gelişmesi için elverişli koşullann oluşmasıydı. Ku- ran kurslan bu dönemde gelişti. okul- lardaki din dersleri sayısı arttınldı ve zorunlu din dersleri kapsamına liseler de eklendi. İslami parti için bir başka önemli kazanç ise Alevi köylerini de kapsa- yan bircamileşme hareketiydi. 12 Ey- lül boyunca sayısız cami açıldı. o güne kadar hiç cami yapılmamış Alevi köyleri. Sünni bir imamın yönettiği camilerle çevrilmeye başlandı. Cunta- nın lideri Kenan E>Ten, bir elinde Ku- ran, bir elinde sopa. solun üzerine yü- rürken. toplumun direnç olanak-lannı elinden ahp demokratik örgütlen- meyi yasaklarken ve çıkardığı anaya- sa ile bu yasaklan kalıcı hale getirir- ken şeriatçılığın yolunu açtığının bel- ki de farkında bile değildi. Cuntanın dini bildirileri 12 Eylülcüler, solun önünü kesebil- mek amacıyla dini bir dalgakıran ola- rak geliştirmeyi gerekli görmüşlerdi. Sol örgütlere karşı askeri cunta döne- minde bol bol dini bildiri dağıtıldı. Bu bildirileri askeri yönetimin örgütledi- ği daha sonra ortaya çıkan belgeler- den anlaşıldı. 12 Eylül yönetimi, bü- tün baskı dönemi boyunca dini bir unsur olarak kullandı. Camiler. ibadet >erleri. komüniz- me karşı bir sığınak olarak kabul edil- di. Yani, 12 Eylül söneümi. ilk günle- rinde İslami parti MSP'yi hedef al- masına karşın. İslamcı gruplann ra- hatça gelişip serpilebileceği bir yakla- şımı elden bırakmadı. Sol örgütler ezilirken dinci gruplar. camilerde ve ibadet yerlerinde de\letin de yöneli- miyle güç topladılar. Yarın: 12 Eylül ve Ref ah Partisi DOĞANDUMAN DEÜ Atatürk Öketeri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü 1984 yerel seçimlerinde oylann sadece yüzde 4'- ünü alan. 1989 Mart ayındayapılan yerel seçimler- de bu oranı yüzde 9.8'e yükseltip 8 ilde belediye başkanlığını kazanan Refah Partisi. 27 Mart 1994 yerel yönetim seçimlerinde oy oranını yüzde 19'un üzerine çıkanp toplam 28 ilde de belediye başkanlı- ğını elde^tti. Bugüne kadar hep marjinal parti ola- rak değerlendirilen Refah Par- tisi'nin bu başansı. birçok çev- rede şaşkınhkla karşılandı. Oysa Türkiye'de son 50 yıllık sürece bakılacak olursa RP'- nin bu başansının asbnda faz- lasıyla gecikmiş bir başan ol- duğu görülecektir. RP'nin güçlenişini birkaç yolla açıklamak müm- kündür. Bunlardan birincisi ve belki de en önemli- si, Türkiye'deki hızlı kapitalistleşme sürecidir. Aşuıan değerler ve destek arayışı Ağırlıklı olarak 1950'den beri izlenen liberal ekonomi uygulamalan. özellikle 1980"den sonra dargelirli sosyal tabakada hızlı bir çözülme meyda- na geürmiştir. Sosyal statüsünü kaybeden, hızla aşınan değerler karşısında tutunacak destek ara- yanlar, kendilerine sunulan "adil düzen"i kurtuluş çaresi olarak görmüşlerdir. RP'nin güçlenmesindeki diğer bir faktör de. çok partili yaşama geçişten sonra izlenen eğitim politi- kasıdır. Eğitimin. imam-hatip okullan ve Kuran kurslan aracıhğı ile dinselleştirilmesi. bu partinin eğitilmiş, dinamik bir tabana dayanmasına yol açmıştır. Şimdiye kadar, büyük ölçüde merkez sağ partilere giden oylar, artık "asr-ı saadet"e. "ezan'- 'a. "şeriat"a daha çok değinen RP'ye yönelmekte- dir. Böylece bir anlamda merkez sağ partilere ödünç olarak verilen oylar, asıl yerine geri dön- mektedir. Hiç şüphe duyulmasın ki sadece ikti- oranının gençler arasında ^ksek olmasının nedeni de açıkça ortadadır. Kuran kurslarındaki eğitim Her yıl, imam-hatip okullan ve Kuran kursla- nnda yüzbinlerce öğrenci dini eğitimden geçirilip şeriat yasalannın yanılmazlığı öğretilirken. Diya- net İşleri Başkanlığı'na bağlı olmayan ve bu yüz- den yeteri kadar veya hiç denetlenemeyen Kuran kurslannda öğrencilerin nasıl bir dini eğitim aldığı Refah Partisi nasıl güçlendi? dann nimetlerinden yararlanmak için bugün hâlâ sağ partilerde yer alan kimi tarikat oylan da en kısa zamanda RP'ye yönelecektir. Çünkü, artık RP de iktidara gelebilecek potansiyele erişmiştir. RP yandaşlan yıllardan beri "Gelecek bizimdir" derken şüphesiz ki bir gerçeği dile getiriyorlardı. Çünkü. biliyorlardı ki Türkiye'de her geçen gün si- yasallaşan Islam, eğitim ve çarpık ekonomi polıti- kası yüzünden özellikle gençler arasında hızla yayı- Imaktadır. Eylül 1986 yılında yapılan bir araştırmaya göre. Türkiye'de şeriat düzenini isteyenlerin genel orta- laması yüzde 7 iken, bu oran gençler arasında yüz- de ll'i bulmaktaydı (*). Şeriat isteyenlerin ve buralarda ne kadar öğrencinin dini eğitimden geçtiği saptanamıyor bile. Oysa bu kaçak Kuran kurslannın önemli bir kısmında "Ben Muhammed Müslüman mezhebindenim. Hayatımı Mustafa Ke- mal dinsizi ilkeleriyle savaşa adayacağıma, Türki- ye'yi bir şeriat devlcti haline getinnek için mücadele edeceğime, Mustafa Kemal Paşa zamanında çıkarı- lan dinsiz kanunlarm tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda iimmet esasına da> anan şeriat devleti ku- rulması için devlet idaresinde söz sahibi olacak mev- kilere gelnıek için çalışacağıma. dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ederim" şeklin- de yemin ettirildiği de biliniyor. Son seçimlerde RP'nin başan kazanmasındaki bir başka faktör de. diğer siyasi partilerin hemen hiçbi- rinin uygulamadığı örgütlü, özverili çalışma yönte- midır. RP'liler seçime katıldıklan illerde, il başkanı- ndan başlayarak ilçe başkanlıklan. mahalle so- rumlulan, cadde sorumîulan, sokak sorumlu- lan, oradan da neredeyse apartman sorumlulanna uzanacak bir hıyerarşik düzen içerisinde çalışmı- şlardır. Birçok bölgede seçmen kıtlesi ile bire bir di- yalog kurmuşlar, seçmenin dinsel inançlanndan da yararlanarak "adil düzen" için oy istemişlerdir. Bu arada kimi tarikatlann tama- men hâkim olduklan camileri de adeta partinin ocak-bucak örgütü şeklinde kullanmı- şlardır. RP. şüphesiz ki yürürlükteki yasalara göre kurulmuş yasal bir parti görünümündedir. Fakat yine herkes ta- rafından bilinen bir gerçek vardır kı bu partiye des- tek veren. parti içerisinde aktif görev alan önemli bir kesim, demokratik-laik düzen taraftan değildir ve demokrasiyi kendi "adil düzen"lerini iktidara getirmeye yarayacak bir araç olarak görmektedir- ler. Yasalardaki yaptınmlar nedeniyle RP. şeriat sistemini adil düzen adı ile savunmaktadır. Türki- ye'deki çarpık eğitim ve ekonomik sistem devam ederse yakın gelecekte "adil düzen"in iktidara gel- mesine ve demokratik düzenın de avuçlanmızın içinden kayıp gitmesine hiç şaşmayalım. (x) Cumhuriyet, 11 Ocak 1987. POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bir Mumun Gölgesinde... Aradan yıllar geçti, çocukluğumun Ankarası'nda "do- ğum günü" diye bir töre yoktu. Belki sonradan gelenle- rin arasında vardı. Yakup Kadri'nin romanlarında bun- lara "yaban"denirdi. Herevde bir Kuran vardı. Doğum günü belki bu Kuran'lararkasındabiruygunsayfayaya- zılırdı. Bir doğum günü anımsansa bu sayfalara bakılır- dı. Bu Kuran'larıdaarasakbulamayız;hangikentdeğiş- tirmede, hangi kira evindeki taşınmada, nerede, kimde kalmıştır? Eskiler, hertaşınma için "Bir yangın" derler. Doğrudur. !ki kent değiştirdiğimizi biliyorum, ama kaç ev değiş- tirdiğimizi bir çırpıda çıkaramayacağım, iki elin parmak- ları kadardır. Ben nisan ayında doğmuşum, "Baharaylarınm gülü" derler. Nisan için yazdığım bir şiir vardır, ikinet şiir kita- bımda. Anımsıyorum, orada iki dize kondurmuştum, şöyle: Severim doğduğum ayı Nisan'ı Güzellerden efendim bir de seni Bekârlıktadoğum günü kutlamafilan yok; evlendikten, iki aile birleştikten, çoluk çocuğa karıştıktan sonradır ki doğum günleri şölenleri yapılmaya başlandı. Bu günleri bekleyenler, hazırhğını görenler vardı. Gençlerin do- ğum günleri çok cafcaflı oluyor. Bizimkiler ise biraz ağır- başlı. Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var. Geçende: "Zırrrrr.zırrrr." Zil çalıyor. Açtım kapıyı elinde çiçek, bir adam. Anladım, birinin doğum günü için göndermişler. Çocuğu savdım, çiçeğe baktım, çiçek benim doğum günüm için, bana gönder- mişler. Hem sevindim hem şaştım. Büyük kızım göndermiş. TRT'nin 12 Mart vurgunu. Hakkını aramak için uzun yıllar bekledi. Hâlâ hakkını ala- madı. Büyük kentlerde adalet beklemekten usandı, gitti Kalkan'da turizmcilik yapıyor. Arada bir "Hakkımız Da- nıştay'dan çıkıyor" derler, fos çıkar. Çiçekten sonra akşama doğru bir faks geldi. Beni çok gönendirdiği, çok duygulandırdığı için buraya alıyorum. "Sevgili babacağım. gönlum bugün senin yanında ol- mayı dilerdi. Sağlıklı, keyifli, uzun yaşamanı dilerim. Bir kadeh de bu güzel bahar gününde benim için iç! Seviyle güzel gozlerinden ve yanaklarından öperim. Uzun kilo- metrelerden merhaba! Anneciğim senin de güzel ya- naklarından öperim. Birlikte mutluluklar. Kara önce" Biz bebekliğinden beri onu böyle çağırırız, severken. Telgraf ve telefondan sonra bu faks yaman çıktı, çok iş görüyor. Bizim gazeteciliğimizde teleks vardı. Telgraf, telefon, teleks bu üç aletle haberleşirdik. ilk teleks, 1950lerden sonra çalıştığım gazeteye (mavi başlıklı Ye- ni İstanbul) bağlandı. Oteki gazetelerden merakh olan- lar, kapıyı aralarlar, nasıl işliyor, diye bakarlardı. Müba- rek sanki fabrika! Şimdi çağımızın yaramaz çocuğu bilgisayar var. Geçi- yor gençler kutunun başına tıkır tıkır döktürüyorlar. Bi- zim gazetede artık kadim daktilo makinesinde yazanlar kalmadı. Ben hâlâyazımıgönderirkenbilgisayaradeğil, "dizgiye"diyorum. Yazı birdedizgideyazılıyor. Akşamı Esentepe'deki "Sıcak"ta geçirdik. Doğum gü- nümüzde kimi rastlantı olarak, kimi bilerek gelen dostla- rımız vardı. Şunu derim ki varlı, yoklu en güzel doğum günlerimden birini geçirdik. Gelemeyenler de gönlü- müzdeydi, yâd ettik. Babaç bir mumun gölgesinde dostlar "İyi ki doğdun" diyorlardı. İyi ki doğmuş muyum, doğmuşum ya!.. Kişi doğduğunu bilir de öldüğünü bilmez. Ölüm bir bi- linç işidir. Bilinç yitip gitti mi her şey de biter. Çünkü bi- lincimizi yitirmişizdir. BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ İslam inancında kıya- metten önce ortaya çıka- rak dün\aya adalet dağı- tacağına inanılan kurta- ncı... Yankı. 2/ Güzel kadın... Olumsuzluk be- lirten bir önek... İlkel benlik. 3/ Şiddetli kaşıntı ve küçük kabartılarla be- liren deri alerjisi. 4/ Kısa ökçeli ve bağsız ayakka- bı. 5/ Kınk kemikleri bir arada tutmak amacıyla kullanılan tahta gibi düz nesne... Çin. Vietnam. Malezya'da yetişen ve lifleri dokumaalıkta kullanılan değerli bir bitki. 6/ Ver- giler... İnce kamış. 7/ Hayvanlara vurulan damga... Duvar içinde bı- rakılan oyuk bölüm... Uzaklık işa- reti. 8/ Kadın hapishanesi. 9/ 106 taşla oynanan bir oyun... Erkek keçi. YTJKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Kiralanan yük hayvanı. 2/ Av- rupa Topluluğu'nun ortak para birimi... Dar bir elbise üzerine giyilen, ince kumaştan üstlük. 3/ Yunan mitolojisinde çoban tannsı... Kuzu sesi. 4/ Şahin Kay- gun'un bir fılmi. 5/ Argoda çok çalışan öğrenciye verilen ad... Temeli taklide dayanan sözsüz oyun. 6/ Eskiden harman ürün- lerinden onda bir oranında alınan vergi... Türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz ya da pes perdelerde çal- ma işi. 7/ Bir şeyin özünü oluşturan ana öğe... Bir bağlaç 8/ Cisimlerin devinimlerini yörünge. hız ve ivme gibi konular ba- kımından inceleyen mekanik kolu 9/ Ateş... Çekişme, kavga. I. MRCLİSîN KUKU1 ÜŞL NUN 70. YIÎ KU1 LAMALAIU TSMM.Soşktmt SaymBüsnmettinCindomkunMmaytUrvuit ABDÜLCANBAZ BUKEZ TİYATRO İÇÎN SAVAŞIYOR Yazan: Tıuhan Selçuk Oyunlaştıruı ve Yöneten: Kenan Işık 23 NtSAN Cumartesi Saafc 21^0 AKM BÜYÜK SALON Biletler. AKM Gişelcri Pandora Kitabevi Devlet Tiyatrolan Vakft İstanbul Şubesi Atot- (înctmtt gelM Tîy*tro... Ttyatrc... Dergiii'nt bırakılıUMktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle