23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2NİSAN1994 CUMARTESİ DIZIYAZI y 27 Mart 1994 yerel seçim kampanyasınr'Türkiye emin eUere"sloganıyla sürdüren ve özellikle büyükşehirlerdekikaçak yapüaşma bölgelerinden aldığı kitlesel destekle ov oranmıyükselten Refah Partisi, belediye hızmeüerınde "Osmanhdan"' esinleneceğinı belirtıyor. GenelBaskan Yardırhcısı Rıza L'lucak,29 mart günüyaptığı basın toplantısmda şunları söylüyor. "Bizim önertüğimiz belediyeci- tik sistemi, Ösmanh împaratorluğu nun ilerkme devrinde uygulanıyordu. O zaman belediye başkanı sıfatınt taşıyan kişilere 'şehremini' de- nirdi. Yam,şehrin endn olan kişisi..." Benzetmek gibiolmasm ama, 18S4yılında İstanbul'da "sekremaneti" kurulurken, Osmanh tmparalorluğu "üerleme" devrinde değil; çoktan "gerileme ve dağılma" devrine girmişti. Ayrıca yine şehremanetinin başı olan şehremini, Refahlı başkanların bugün geidiği gibi seçimle ve halkın oylanyla değil, "Babtafi" tarafından atanarak ve "sultan "m onayıyla gelirlerdi. Yine bugünkü belediyemeclisinin karşıhğı sayılabileeek "şehremanetimecUsi"de aynı şekilde saraym atadığı ve esnaflarla memurlann arasından "uygungörülen"kişilerden oluşurdu. Rıza Ulucak 'ın bilmediğiya da "açıklamadığı" bu tarihselgerçek gösteriyor ki eğer Refah Partisi gerçekten Osmanh dönemindeki belediyeciliği benimsiyor ve o düzenigeri getirmek istiyorsa, "bugünkü demokratik sistemi de ortadan kaldıracak "bir belediye yasasınm hazırhğmı şimdiden yapıyor demektir. Çünkü 140yıl öncesinin anlayışını ve kurallarmı yaşamageçirebılmek, kent halkımn "sadece yüzde 25 'inin " oyuna dayanan biryönetim erkiyle mümkün olmasagerek. O nedenle "sehrin emin kişisini", yüzde 75 oranındaki güvensizlik oyuyladeğil, doğrudan "atamayla"belirlemek belkı de Refah 'm bundan sonrakı iktidar hedefmde y er alıyor... Aslmda, bugünkü yerel yönelimler ve beledıyeler düzenimiz, Osmanh dönemindeki kent hizmetine yönelik kurumlarm elbette kibir devamı nitelığmde. Örneğın cumhurıyet ilan edildiği sırada, Türkive de 389 belediye örgülü huhmuyordu. Busavı, 1994'e gelinceve dek 27OO'e ulaştı. 1930-1935yıllarında çıkartılan yasalarla, hem belediyeleryaygınlaştırılmaya başlandı hem deyöneticileri seçimle belirlenen ve kararlarm da yine seçilmiş meclis üyelerince aJındığı demokratik veçağdaş bir yapıya kavuşmaları sağlandı. Bu derlememizde, belediyelerimizin ve belediyeciliğimizin "140yılhk serüvenine"göz atacağız. Hatta tarihsel bağlantıları tamamlamak için önce Fatih'le birlikte başlayan, İstanbul'daki "kadüar" ve "ihtisap ağalan "m da anımsayacağız, cumhurıyet dönemi belediyeciliği ve 1980 'liyıllarda gelişen büyükşehir belediyeleri süreci ise tarih içindeki bu gezimizin son böİümleri olacak. Ve ardından hem düşünüp hem de tartışacağız: Uygarlığm beşiğisayılan kentlerde, ' 'demokrasinin kaleleri olmalan için " güçlendirilen belediyeler, buncayıllık çabadan sonra "azınhğm oylanyla çoğunluğun yönetiMği bir monarşiye " sürüklenebilir mi? 1930 'lardan buyana cumhuriyetin laik ve demokratik ilkeleriyle kurumsallaşan belediyeler, şeriat ilkeleriyle yönetilebilir mi?.. I. BÖLÜM / OSMANLIKENTÎNDE "KADILAR" DÖNEMİ" Şehremaneti'nden Büyükşehir Belediyelerine»wzî:(1854-1994) İstanbul'u yönetebilmek için Osmanlının ilk önkoşulu "deneyim ve birikim"di. Bu nedenle Bursa, Edirne, Mekke ve Medine'de başanlı olamayanlara, İstanbul'un kadılığı da emanet edilmedi... Kentinkadısı 'îstanbul Efendisi...' OKTAY EKINCI Tarih 30 Mayıs 1453. Günlerden çarşamba. Osmanlı Ordusu'nun İs- tanbul'a girişinin üzerinden henüz bır gün geçmiş. Sultan 2. Mehmed'in gös- tenşli çadın "otağ-ı humayun" süreklı toplantılara sahne oluyor. İstanbul'- un fatihı genç padişah, kumandanlan ve güvendıği "bilge" kişilerle bu gör- kemli kentin yeniden nasıl imar edile- ceğını tartışıyor. Kuşatma ve fetih sı- rasında oldukça tahrip olan yollann, meydanlann ve binalann nasıl onan- lacağını konuşuyor. O gün, otağ-ı humayunda bulunan formül, daha sonra 1800'lü yıllara dek. >anı neredeyse 400 yıl istanbul'- un kent düzeni ve iman için Osmanlı- nın uyguladığı yönetim tarzını da be- lirleyecektir. Sokaklan yıkılan ve yanan binala- nn enkazlanyla dolmuş, sarnıçlann- da bir damla bile su kalmamış. her yönüyle harap olmuş İstanbul'un ye- nıden eski görkemine kavuşturulması görevi, Fatih'in danışmanlanndan olan şair ve bilgin Haırbey Çelebi'ye verilmiştir. Üstelik, "tstanbul Kadtsı" unvanıyla birlikte ve hatta o eünden sonra Istanbul kadılanna "Istanbul Efendisi'" de denilmesi karanyla... Hızırbev Çelebi'yi bir görevi nede- niyle İstanbul'daki ilk Türk belediye başkanı sayarsak bugünkü belediye- cilere daha bır yakın olan 1850'li yıl- lardaki "şehreminiler'"' de içinde ol- mak üzere örneğin Nurettin Sözen 503 belediye başîcanıydı. Bu yazı di- zisı hazırlandığı sırada "mazbatasım" bekleyen Tayyip Erdoğan ise aynı ta- nhsei zincir içinde İstanbul'un 504. belediye başkanı olacak. 400yıIda422kadı ~ Hızırbey Çelebi, Istanbul Kadılığı görevini, tıpkı bugünkü belediye baş- kanlan gibi "beş yd" yaptı. Bu süre içerisinde kentin sorunlanylaövlesine" ilgilendi ki, öylesine yardıma koştu kı halk arasındaki "Hızır gibi yetjşti" sö- zünün bir kaynağının da Hızırbey Çe- lebı olduğu söylenir. Daha sonra şehremanetinin kurul- duğu 1854 yıhna dek, İstanbul'a 422 kadı hızmet etti. Bunlar arasında hal- kı saraya karşı koruyan. o nedenle de "kellesinden olan' 5 kısa ömürlu olan- lar bulunduğu kadar, padişahın tüm gücünü arkasına alarak "Istanbul'u titreten" kadılar da vardı ve oldukça ün yapmışlardı. İstanbul Kadılığı, aslında salt bu kentin değil, diğer Osmanh kentleri- nın de yönetimınde etkili olan. 400 yıllık bir model oluşturmuştur. Kimi kaynaklara göre örneğin fspanya'da da belediye başkanlanna "El'Kadı" sözcüğüne benzeyen "Alkad" (Alca- de) denilmesi. bu kurumun Osmanh dışında da belediyeciliğin ilk adımıru oluşturduğunu göstenyor. Kadılann, oldukça güçlü yetkileri vardı. Özellikle esnaf, hemen her yö- nüyle kadıya bağlıydı. Vergi koymak, denetlemeİc, cezalandırmak... hep ka- dılann elindeydi. Askerlik dışında kent halkımn tüm "sivil" sorunlanyla da kadılar ılgilenirdi. Yine Fatıh döneminde, İstanbul'- un dört "kadılık bölgesine" aynldığı da biliniyor. Tarihi vanmadanın bu- günkü Eminönü ve Fatih ilçelerini kapsayan "Suriçi" bölgesine bir tek kadı bakıyordu. Diğer üç kadı ise Ga- lata, Eyüp ve Üsküdar'dan sorumluy- dular. Bunlardan Galata Kadıbğı aynça. Boğaziçi'nin Rumeli yakası- na, Üsküdar kadılığı ise Anadolu ya- kasına bakıyordu. Çekmece, Çatalca, Silivri gibi bölgeler de Eyüp KadılığY- na bağlanmıştı. Zamanla İstanbul büyüyüp kentsel sorunlan da çoğalınca, kadılann yar- dımcılan olan ve "naip" denen görev- liler de kadılık yönetiminde ağırlık kadılık kurumunun halk üzerindekı saygınlığını ve otontesıni zedelıyor diye vorumluyorlar. Kadılık döneminde. çarşamba gün- leri İstanbul \e İstanbul halkı içinçok önemli bir gündü. Çünkü o gün, İs- tanbul (Suriçi). Eyüp, Galata ve Üs- küdar kadılan, sadrazamın başkanlı- ğında toplanırlardı. Faşakapısı'nda yapılan bu toplantılarda hem önemli davalara bakılır hem de kentin genel sorunlan gözden geçırilirdi. Toplantı- dan sonra işe yine sadrazam. yanına da özellikle İstanbul Kadısı'nı alarak, tartıştıklan konulan "yerinde görmek üzere" denetleme gezısine çıkardı. Bugün Fatih'te kurulan ve kunıl- duğu semtle de aynı adı taşıyan "Çar- şamba Pazan"nın o dönemlerdeki bu divan toplantısından ötürü yüzlerce yıldır İstanbul'un "en büyük pazan" olduğu söylenir. Çünkü, çarşamba günleri kadı toplantıda olduğundan, "denetim boşluğundan" yararlanan tüm pazarcı esnafı. Çarşamba'da top- lanırlar. A stanbul Kadılış, aslında salt bu kentin değil, diğer Osmanh kentlerinin de yönetiminde etkili olan, 400 yıllık bir model oluşturmuştur. Kimi kaynaklara göre örneğin İspanya'da da belediye başkanlanna "El'Kadı" sözcüğüne benzeyen "Alkad" denilmesi, bu kurumun Osmanh dışında da belediyeciliğin ilk adımını oluşturduğunu gösteriyor. İstanbul kadısının, naipler dışında en büyük vardımcılan "subaşı, "ihti- sap ağası", "çöplük subaşısı", "mimar- başı" gibi kent hizmetleriyle ılgili di- ğer görevlilerdi. Aynca yine İstanbul Kadısf nın gö- revleri arasında. "dileneileri kent dışı- na ko\mak", "gümrükleri denetle- mek", "kalpazanlan >e hırsızlan ya- kalamak", "kayıkçılan >e iskeleİeri denetlemek" "esir ticaretinin usulüne uygun olmasını sağlamak" gibi başını kaşıyacağı vakit bulamayacağı işler vardı. Ve elbette kentteki binalann geçerli "nizamlara göre" inşa edilme- sini denetleme yetkisi de yine kadıya aitti. İstanbul'da, bütün bu işlerde orta- ya çıkan anlaşmazlıklan çözmek ya da kadınm verdiği cezalan uygulat- mak için de belli semtlerde kurulmuş mahkemeler vardı. En ünlüsü, esna- fın da hem çok yoğun hem de "belalı- lannuı" bulunduğu Mahmutpaşa Mahkemesi'vdi. Balat, Ahi Çelebi ve Davutpaşa ise diğer mahkemelerdi... İhtisap ağalan İstanbul'da şehremanetinin kunıldugu 1854 yılına kadar 422 kadı hızmet etti. Kadıların, çok güçlü > etkileri vardı. Özel- likle esnaf, hemen her yönüyle kadı>a bağlıydı. \ ergi koymak. denetlemek, cezalandırmak, hep kadılann elindeydi. kazanmaya başladılar. Örneğin. en hızh büyüyen ve "Haslar Kadılığı" adı venlen Eyüp'e. 17.yüzyılda 700 köy bağlanmış ve kadı adına davala- ra bakabılen 26 naip görev yapar ol- muştu. Galata Kadılığı da 300 köye bakmak zorunda kalmıştı. İstanbul için önce "deneyim" Yine o dönemlerde. İstanbul Kadısı olabilmek için de daha önce "önemli kentlerde" bu görevi başanyla yapmış olmak geleneği oldukça etkıliydi. Önemli kentler ise hiç kuşkusuz İs- tanbul'dan önce "pa>'ı-taht" (baş- kent) olan Bursa ve Edirne'vdi. Uzunca bir süre, Bursa ya da Edir- ne'de kadıbk vapmavan, istanbul'un yönetimine getirilmedi. İzleyen dö- nemlerde ise özellikle 18. yüzyılda, "bilgi ve deneyim birikimi için" bu iki eski başkent de yetersız görüldü ve sa- dece Mekke, Medine gibi diğer büyük ve "uzaktaki" kentlen \ıne başanyla yönetebilenlere ancak İstanbul "ema- net" edilebıldi. Kadılık kurumunun ve geleneklen- nın bir başka ilginç aynntısı ise za- manla bu görevın "bir yıla" dek indi- rilmesi ve bir yıllanru dolduran İstan- bul kadılannın. bu kez Anadolu Ka- zaskerliği görevine atanmalandır. Osmanlının, İstanbul kadılan için onca bilgi ve deneyim birikimini ara- masından sonra, tutup sonunda sade- ce bir yıllığına kadılara bu görevi ver- mesi kimilerine göre "rüşıeti önle- mek" amacını taşıyor. Çarşamba divanı Kimi araştırmacılar ise kadının "beceriksiz" olması durumunda, halkın ve İstanbul'un zarar görmemesi için sürenin bir yıla indinldiğıni ileri süriiyorlar. Çünkü bır kadıvı görevden almak. onun ve Kent yönetiminde kadılık düzeni 350 yıl kadar böylesi kurallar ve gele- neklerle sürdükten sonra. 19. yüzyıl başlannda "ihtisap ağalığı" da güç- lenmiş ve yetkilerle donatılmıştır. Esnaftan vergi toplamayı da üstle- nen ihtisap ağalan, 1826'da çıkartılan bir nizamname ile "tartıya \e ölçüye bile kanştıranları" hapse atmak, hat- ta "falakaya yatmnak" yetkisini de aldılar. Böylece 1854'te şehremaneti kuruluncaya kadar, bır yandan kadı- lar ve naipleri, öbür yandan da ihtisap ağalan. İstanbul halkımn veesnafının gıderek "korkulu rüyaları" oldular... POLTTtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Yarın: şehremini yılları... Seçimlep Hileli Denken... Bundan yaklaşık elli yıl önce, 1946 seçimlerinde hile yapılmıştı. Sandıklar kaçırılmış, parçalanmış, oy pusula- ları dağılmış, yakılmış, tutanaklar yitirilmiş, seçimlerde bir rezillik ortalığı sarmıştı. Oylar... Pusulalar... Mühürler... Bir yandan öte yana aktarılan seçmenler... Çok partili seçime yeni girmiştik Nasıl seçim yapıla- cağını, oyların nasıl atılacağını, sandıkların nereye ko- nacağını, seçim hücrelerinin yerini bilmiyorduk. Herşey darmadağın olmuş, her şeyi yüzümüze gözümüze bu- laştırmıştık. Demokrasinin binbir türlü oyunu vardı. Biz ise oy pusulası ile sandıktan oluştuğunu sanıyorduk. Bizseçimi 'açıkoy', 'gizlisayım'sanmışbk.Oylarıher- kesin gözü önünde attık, sayımı herkesten gizli yaptık. Ismet Paşa hep söylerdi: "Biz seçimi 'açık oy', 'gizli sayım' sanıyorduk." Bunun tümden tersiydi. Oylar atılıp, sonra sayılmaya başlayınca anlaşıldı ki Halk Partisi gümbür gümbür gidiyor. Halk Partisi'nin partızanları hemen sandıklara el attılar, oyları kendileri- ne göre elden geçırip hıleye başvurdular. Onun için bu seçimlere "hileli" ve "şaibeli" seçimler denir. Seçime hile karıştı mı ondan hayır gelmez. Nite- kim Halk Partisi'nin de işine yaramadı, kaç yıl oy hırsız- lan olarak anıldılar. Sonunda bir çare arandı. Ismet Paşa, muhalefet partisinin lideri Bayar'ı Çankaya Köşkü'ne çağırdı. Ya seçimler yenilenecekti, ya da bir çare bulunacaktı Ismet Paşa, seçimlere hile karıştığını kabul ediyordu. Ancak bu hile, seçimi başından sonuna kadar değiştire- cek bir genişlikte miydi? Yoksa belli bir ölçüde seçimleri yenilemeye goturecek gibi değil mıydi? Bayar, Demokrat Parti'nin memleketin bütün illerine yayılmış bir örgütü olmadığını, belli illerde hile bulundu- ğunu, onun için yenilemeye gerek bulunmadığını söyle- di. Seçimlerde hile vardı ama, seçimleri bütünüyle değiş- tirecek gibi değildi. Vatan gazetesi Başyazarı Ahmet Emin sonuçları şöyle noktaladr "Seçinv DP kazanmadı ama, Halk Partisi yitirdi." Muhalefet seçimi kazanamıyor, ama iktidar partisi yi- tiriyordu. İşe buradan başlamak gerekiyordu. Artık se- çimler üstüne tartışılmayacak, tartışan olursa sıkıyöne- tim, çaresıne bakacaktı. Eldeki yırtılmış kâğıtlara, yanmış, yakılmış döküntüye göre seçime bir ad kondu; sonuç sayılara döküldü' CHP 396, DP 62, bağımsızlar da 7 milletvekilliği kazanmışlardı İktidar partisiyle, muha- lefet partisinin kodamanları böylece Meclis'e girmişler- di. Demokrat Parti ileri gelenleri sokaklarda "Seçimde hile var" dıye bağırıyorlardı, siyasi kulislerde ise sonu- cu olduğu gibi kabul ediyorlardı. Hileli seçim de uzun yıllar söylendı durdu. Bu yıllar içinde siyasetçilerden hiçbir kimse seçimlerde hile yapamadı. Ülkenin dürüst seçime büyük bir alışkanlığı var. Seçimler yargının de- netim ve gözetimi altında yapılır. Yıllar sonra hileli bir seçim savıyla karşılaşıyoruz. Re- fah Partisi (dinsel parti) ağır bir seçim suçlamasıyla kar- şı karşıyadır. Siyasal olgunluk içinde bu suçlamadan kurtulması gerekir. Hakça bir seçime alışmış bir ülkede 'hileli', 'şaibeli' seçim karalaması çok ağırdır. Bir de belediye başkanı, Aziz Nesin'in adının İstan- bul'da hiçbir yere konmayacağını söylemiş, ayıp olmu- yor mu? Ortada karalamalı bir seçim varken... BULMACA 1 2SOLDAN SAĞA: 1/Bir tür nişasta helvası. 1 2/ Dil devriminin ilk >ıl- lannda "belediye" anla- 2 mında kullanılan söz- ~ cük... Yumuşak başlı. itaat eden. 3/ Türki\e ile 4 sınırlan olan ülkelerin sı- g nır bölgeleri içinde otu- ran Türk vatandaşlanna 6 serbestçe gidip gelmeleri 7 için \erilen belge. 4/ Orta Anadolu'da bir göl... Bir 8 gömleğin ya da elbisenin g göğüs kısmına büzgülü olarak iliştırilen dantel süsleme. 5/ Bır nota... Şarkı. türkü... "Ehl-i hâle kaiUz — ehline aldanmazuz" (Şeyhülislam Yahya). 6/ Bır pey- gamber... Su . Lantan elementi- nın simgesi. 7/ Eski bir ağırlık biri- mi... Minare. kubbe, sancak direği gibi şeylerin tepesinde bulunan, ay >ıldız va da lale biçıminde süs. 8/ Yenüzü parçası. 9/ Eski Türkler- de k'utsal sayılan hekım. YTJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kuzey Amerika'nın en büyük gölü. 2/ Ginşik süsleme. 3/ Kı- sa bacaklı bir köpek cinsi... Aşık ve bilye oyunlannda kullanı- lan, içi ovulup kurşun akıülarak ağırlaşiınlmış boyalı kemik. 4/ İkaz... Mesafe. 5/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Kaknn da deni- len kürk hayvanı. 6/ Duyu organlannın dıştan algıladığı bir nesnenın bılınce yansıyan benzeri... Mobilya kasası. 7/ Yıkanı- lan yer, hamam... Takımlar grubu. 8/ Mısır'ın plaka işareti... Bır ya da birçok dansçı tarafından yorumlanan koreografık gös- teri. 9/ Koroner damarlan genişletici ilaç. Eski Beyoğlu'na yakışan, hiç sunulmamış güzellikte müzik sunuyoruz?.. Kaçırmayın... Restaurant Cafe - Bar 251 00 00 TİYATROVETV YAZARLARIDERNEĞİ TİYATRO KURSLARI Ders verecekler Deniz Gökçer, Serpil Tamur, Prof. Raik Alnıaçık, Refik Erduran, Turan Oflazoğlu. Dersler Oyun-Senaryo-Drama Oyunu-Diksiyon-Fonetik, Dramaturji-Sahne-Rol ve Mimik Başvuru: 15Nisan 1994 tarihıne kadar Tıyatro ve TV Yazarları Derneği Yıldız Sarayı-Beşiktaş Tel.212-2591636 ESKİ ÇAĞDA EGE VE İZMİR Değerli arkeoloğumuzOrd. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın bu yeni yapıtı Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı (İzmir) tarafından yayımlandı. Büyükboy, lüksbaskı, özgün resimlerle.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle