Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 4MART1994CUMA
14. Stockholm
Sanat Fuan'na
24sanatçımız
katılıyor
STOCKHOLM (Cumhuriyet) -
9-14 mart tarihlerinde yapılacak
o!an 14. Stockholm Sanai Fuan, bu
kez "genç sanatçılara' ağırlık vere-
cek Isveçli \ e yabancı çok sayıda
genç ressam, yontucu ve plastik sa-
natçı fuarda yapıtlannı sergileyecek.
Bu arada. "9O'lı yıllarda Kuzey
sanatı" adlı özel bir tema da işfene-
cek. Buvılkifuannsorumlusu
Bengt Toravall yaptığ açıklamada,
çağdaş sanatlann günümüzdeki
durumuna özellikleyer verildiğini
\e bu amaçla. sergisinin en az
20 mr
sını tek bir sanatçıya ayıran
galerilere özel indirim
uygulanacağını belirtti.
14. Stockholm Sanat Fuan'nm
yabancı konuklannın arasında Da-
nimarkalı galericiler, özel bir yere
sahip. 400 mJ
'lik özel bir "meydan
da" yapıtlannı sergileyecek olan
Danımarkalı sanatçılar. aynca ulus-
lararası üne sahip'sandviç sofrası'nj
da bir restoran aracılığıyla konukla-
ra sunacaklar.
14. Stockholm Sanat Fuan'na bu yıl
da bir Türk galerisi katılıyor. Geçen
yıl Bilim-Sanat ve Başak galeri-
leriyle katılmış olan Nevzat Metin,
bu İcez de Yurt \e Dünya galerisiyle
sanatçılannın ürünlerini sergileye-
cek. YurtveDünya
Galensi'nın yapıtİannı sergileyeceği
şanatçılanmızdan bazılan şunlar:
İbrahım Balaban. Mehmet Pesen.
Ekrem Kahraman, Ramİ2 Aydın,
İhsan Aydın. İbrahim Çiftçioğlu ve
Mustafa A\az. Toplam 24sanatçı-
mızın ürünîennden oluşan sergi,
daha sonra Tokyo'daki "Uluslara
rası Sanat Şov'una katılacak.
Avrupahnın
dörttebiri
kadarkağıt
tüketiyoruz
İZMİR (ANKA) - Türk insanının
Av rupalının ancak dörtte biri
kadar kağıt tükettiği saptandı.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO).
Kağıt Karton Meslek Komitesi
Başkanı Ali Nail Kübaü, yaptığı
açıklamada Türkıye'nin SEKA ve
özel sektörün yıllık kağıt
üretiminin 918 bin ton olduğunu.
tüketıminin ise 1 milyon 200 bin
tonu bulduğunu bildirdi.
Türkiye'de kişi başına kağjt
tüketiminin 22 kilo. Avrupa'da ise
ortalama 100 kilo olduğuna işaret
eden Kübalı."Yaa ve gazete
kağıdı' olarak bilinen kültürel
kağıt tüketiminin toplam tüketim
içindeki payının yüzde 29'u
geçmediğini söyledi. Oluklu
mukavva tüketiminin yüzde 33,
karton tüketiminin ise yüzde 17
olduğuna dikkati çeken Ali Nail
Kübalı. kağıdın Avrupa'da geri
dönme oranının yüzde 40.
Türkiye'de ise yüzde 33 olduğunu
vurguladı. Kübalı, 'doğa dostu"
olarak nitelediği oluklu
mukavvanın ancak yüzde 36'sırun
geri döndüğünü de ifade etti.
'Özürlülere
duyarlı
fiziksel çevre'
İZMİR (AA) - Dokuz Eylül
Üniversitesi Fizik Tedavi ve
Rehabiliıasyon Yüksek Okulu
Müdürü Prof.Dr. Candan Algun,
çarpık kentleşmenin, sadece
özürlülerin değil, sağbklı kişilerin
de günlük yaşamım etkilediğini
belirtti.
'Özürlülere Duyarlı Fiziksel Çevre
Yaklaşımlan' konulu seminerde
konuşan Prof.Dr. Algun şunlan
söyledi:
"Bizler, rehabilitasyon ile özürlü-
niinfizikselve zihinsel
yeteneklerijıi en üst düzeye
çıkarmaya, onlan kendi
kendilerine yeter duruma
getirmeve çalışıyoruz. Ancak bu
bazen yeterli olmuyor. Hızlı nüfus
arttşına paralel olarak çarpık
kentleşme ortaya çıkıyor. Bu ise
bırakın özürlüyü, sağlıklı kişilerin,
yaşlıların. çocuklann bile günlük
yaşamlarınıengelliyor. Mimari
alanda çalışanlarımıza bu alanda
büyük görevler düşûyor. Mimari
çevrenin özürlüleri dikkate alarak
planlanması gerekiyor."
Dokuz Eylül Üniversitesi
Araştırma Görevlisi tDdm Kaya
da Türkiye'de mimarlık
alarundaki gelişmelerin,
özürlülerin yaşam koşullanna
yanıt vermediğini söyledi. Kaya.
"5 yıllık kalkınma planlannda
özürlüler için sadece
rehabilitasyon merkezlerinin
kurulması öngörülüyor. Bunun
dışında mekansal bir düzenleme
yok" dıye konuştu.
Öğretim elemanı Dr. Hûlya Koç
ise özürlüler için yapılan
mekansal düzenlemelerin aynı
zamanda sağlıklı kişilerin de
yaranna olduğunu belirtti. Koç,
tekerlekli iskemle için yapılan
kulvarlann aynı zamanda bebek
ve abşveriş arabalan için de
kullanılabileceğini, buralann
bisiklet ve paten için deelverişli
olacağını söyledi. Koç, ulaşımda
da yaya yollannın erişilebihrh'ğini
arttırmanın şart olduğunu anlattı.
Kodiak Adası, sularındaki somon balıklan ve dağlanndaki soylan tükenmekte olan ayılanyla ünlü
Doğayı ve doğal
NAT1ONAL
GEOGRAPHIC
Tetikteki kovboylar gibi. 90 kap-
tan balıkçı teknelerini uygun yerlere
demirlemiş bekliyor. Saat dokuzu
vurur vurmaz, Alaska göklerine fır-
latılan kırmızı ışık somon avı mevsi-
minin açılışını müjdeliyor.
Keşmekeşten sular bulanıyor. So-
monlar yıldınm çarpmışa dönüyor.
Teknelerin kornalan çalıyor. Koca
tekneler suda salınırken ortaJığı ka-
ra bir mazot bulutu kaplıyor. Bu
arada bahkçılar. her biri 7 dolar de-
ğerindeki somonlan ağlanna düşür-
mek için yanşıyor.
Bu, Kodiak tarzı 'engelli' balık
avı. Dalgalar. buralarda dolanan
balıklan avlamak amacıyla bilinçli
olarak kıyıya yanaştınlan teknelere
çarpıyor. Tekneler nerdeyse iç içe
geçmiş.
"Durdurun şu avı"
Bu çılgın tempo, Alaska balık ve
av hayvanlan yetkililerinın somon
akımını güçlendirmek amacıyla
yaptıklan avı durdurma çağnsına
dek dört gün boyunca sürüyor.
Kodiak takımadalannın bir par-
çası olan Kodiak Adası dünyanın
sayılı doğa hazinelerinden biri sayı-
byor. Adanın ünlü büyük kahveren-
gi ayılan da dahil, hemen hemen
tüm yerlisı balık avlıyor. Bereketlı
bir yılda. bir milyonu aşkın Pasıfik
somonu Kodiak'ın Ayakulik ırmağı
boyunca adaya akın ediyor. Irmak
aynca alabalık türlerini de banndı-
nyor. Ayakulik. Kodiak Adasfnın
400 kadar ırmak ve çayından yalnız-
ca bir teki. Açıklarda ringa, pisi ve
morina balıklan ciritatıyor. Kodiak
Adası bir tezatlar ülkesi. Bir yanda
sulak alanlar, öte yanda buzullar,
yüksekliği 1220 metreye varan dağ-
lar ve göllerle kaplı olan adanın he-
men hemen yer yennden deniz su-
yuna uzaklık 24 kilometreyi geçmi-
yor. Yılın \andan çoğu yağış aldı-
ğından ada \ağmura doymuş.
700 kiloluk ayüar
Yeryüzünün en büyük etoburla-
nndan olan Kodiak ayılan burada
>aşi)or. Bu ayılann çoğu. 4912kilo-
metrekarelik adanın üçte ikisini
kaplayan bir alanda korunmaya
alınmış.
Kodiak ayılannın erkeği 3 metre
uzunluğunda olup ağırlığı 675 kilo-
yu buluyor. Ayılann bu denli büyük
oluşlan adanın çok bereketlı olu-
şundan kaynaklanıyor.
Kodiak'ın yabanıl doğasmı ayılar
ve somon balıklanrun yanı sıra
16.000 kişi paylaşıyor.
Bu nüfusun yandan çoğu Kodiak
kentinde ve U.S. sahil güvenlik üs-
sünde toplanmış. Adanın Aleut adı
verilen yerli nüfusu ise 2200 kadar
olup altı köye dağılmış. Bu köylerin
içinde Old Harbor'ın (Eski Liman)
nüfusu 298 kişiden oluşuyor. Köyde
yaşayanlann tümü balıkçılıkla uğ-
raşıyor. Bu küçük balıkçı limanı,
1964 yıbnda denizin altında meyda-
na gelen bir depremde yerle bir ol-
muş.
Susamuru kürkü ticareti yapan
Ruslar Kodiak'a 1763 yıbnda ulaş-
mış, ancak Aleutlar tarafmdan geri
püskürtülmüş. 21 yıl sonra yeniden
savaşı
buraya gelen Ruslar Alaska'da ilk
Avrupa yerleşim bölgesini kurmuş-
lar.
1792'de Rus-Amerikan Co. gü-
nümüz Kodiak kentinin bulunduğu
yerde karargah kurup tüm Alaska'-
ya egemen olmuş.
1867 yılında yörenin Amerikablar
tarafmdan saün ahnması üzerine
Rus denetimi son bulmakla birlikte
izleri silinmemiş. Günümüzde bir-
çok Aleut adı Slav sonekleri taşıyor.
Ancak, adanın kimi yerlileri Rus
adlannı küçümser bir tavır takına-
r a
k, hükümetten çıkar sağlamak
amacıyla yerli olan adlanndan ya-
rarlanma yoluna gidiyor.
3000 baiıkçı teknesi
Kodiak kenti, gerek tutulan balık
sayısı, gerekse buraya kayıtlı 3000
balıkçı teknesiyle adanın ikinci bü-
yük balıkçı limanı. Ekonomiyi
ayakta tutan balıkçılık yılda, so-
mondan 40 milyon dolar, bir o ka-
dar da açık deniz trol babkçıbğın-
dan gelir sağlıyor.
Ancak Kodiak gibi bir doğa cen-
netinde bile sorunlar bitmiyor. Do-
ğal yaşamı konıma örgütleri arazi
sahiplerinin koruma altındaki ayıla-
nn yaşamım tehdit ettiklerini ileri
sürüyor. Kodiak ayılannın ünü on-
lan korumaya yeterli değil. 1900'-
den bu yana ayılar yasa) olarak av-
lanıyor.
Çevxeciler sıkıntüı
Çevrecilerin yakınmalanna kar-
şın her yıl 150 hayvan öldürülerek
yok oluyor. Korumaalar, ayı nüfu-
sunun kısa dönemde bu yitimi kal-
dırabileceğini, uzun dönemde ise
koruma alanının beşte birine sahip
olan Kodiak yerlilerinin farklı giri-
şimlerinden ötürü ayılan olumsuz
etkilemesinden korktuklannı dile
geüriyor.
Renkler
ve
ışıkhıv
" Akşam, yine akşam. yine
akşam Göllerde bu dem bir
kamış olsam" demiş Ahmet
Haşim. İnsan, günün böylesi
bir saatinde, bir göl kıyısmdan
geçmemiş ve de renkleriyle
ışıklann nasıl oynaştığjna
tanıklık etmemişse. şairin ne
demek istediğini kolay
kavrayamıyor. Günün son
ışıklannın eflatuna boyadığı
saatler bunlar. Doğanın, doğal
renkleri sanki tek vücut
oluyor... Doğa dinginleşiyor
karanhğın örtüsünü üstüne
çekerken... Belki, "gölde kamış
olmayı" geçirmiyor içinden
ama böylesi bir manzarayı
yakalayabildiği için, ınsan
olduğundan ve çevresinde hala
bozulmamış doğa parçalannın
kaiabilmişliğinden mutlanıyor.
FOTOGRAF:
DÎNÇ TAYANÇ
Kürtaj bir ölüm
kalım meselesi mi?
Alman Anayasa Mahkemesi ta-
rafmdan bağlayıcı ve çekişmeb' kür-
taj yasalannı rahatlatma amacıyla
yapılan girişimler, siyasi fıkir
farkblıklan nedeniyle göz ardı edili-
yor.
Binlerce kadının kürtaja ilişkin
kanunlarda değişiklik yapılması
istemine karşıbk olarak partilerin
sunduklan öneriler. politik anlaş-
mazlıklar nedeniyle çıkmaza sü-
rüklendi.
Birleşme anlaşması altında 1992
yılı sonunda yeni bir kürtaj ya-
sasının yürürlüğe girmesi bekleni-
yordu. Yürürlüğe konulması bek-
Ienen bu yasayla Batfnın göreli
bağlayıa yasası ve Doğu'nun libe-
ral tutumu bir bayrak altında top-
lanacaktı.
Ancak Anayasa Mahkemesi'nin,
parlamentonun kadınlara hamije-
liklerinin ilk üç ayı içinde kürtaj
hakkı tanıma karannı iptal etmesi,
ülkenin doğu yakasında protesto
rüzgannın esmesine neden oldu.
Aile planması konusunda danı-
şmanbk yapan bir kuruluşun üst
düzey yöneticısi Elke Thoss, Doğu
Alman kadınlann. kürtaj hak-
lannın ellerinden alınmasına çok si-
nirlendiklerini bebrtiyor.
Parlementonun Kadın Haklan
Komitesi üyelerinden Christine
Crawley, Avrupa Parlamentosu'-
nun Alman Kürtaj Yasası'nı sürek-
li eleştirdiğjni belirtiyor. Ancak
parti üyeleri arasındaki anlaşmazlı-
klar, yasanın yakın bir gelecekte
liberalleşmesini imkansız kılıyor.
Türkiye'de
hayvan türleri
İZMİR (ANKA) - Türkiye'de
yok olmaya yüz tutan hayvan tür-
leri Orman Bakanbğı'nca bebrleni-
yor. Orman Bakanı Hasan Ekinci
bugüne kadar ülkede 440 değişik
kuş, 130 sürüngen ve 345 balık ile
120 çeşitli memeli türü belirlendiği-
ni açıkladı. Hasan Ekinci, şimdiye
kadar 105 sahada \e ıki milyon
hektar alanın yabancı havvanlann
korunmasına aynldığı bildirdi.
İzmir Kuş Cenneti'nde inceleme-
lerde bulunan Orman Bakanı Ha-
san Ekinci. nesli azalan av veyaban
hayvanlannın uygun yaşama or-
tamlara kavuşturulması yönünde
çalışmalann etkın bıçimde yürütül-
düğünü kaydettı. Ekinci. tür koru-
masına örnek olarak Antalya Düz-
lerçam'da alageyik sayısınj 7'den
700'e Konya Bozdağ'da ise yaban-
koyunu sayılannın 25'ten 2 bine
yükselmesini gösterdi.
Türkiye'nin Bağımsız Devletler
Topluluğu dışında sulak alanlar
bakımından Avrupa ve Ortadoğu'-
nun en zengin ülkesi olduğuna işa-
ret eden Ekinci, şunlan söyledi:
"Yurdumuzda uiusiararası kriter-
lere göre 25 binden fazla sukuşu bu-
lunduran 'a' sınıfı nitelikli 19 adet
sulak saha vardır. Bu alanlardan
1 l'inde çeşitli koruma statüleri ba-
kanlığımızca uygulanmaktadır.
Bunlardan birini oluşturan İzmir
Kuş Cenneti'nde halen 200 farklı
kuş türü bütün yıl boyunca barındırı-
unaktadır.
Devlet özel sektör işbirliğiyle can
suyu getirme ve işletme çalışmaları-
mız ömek oluşturmaktadır. Hedefi-
miz Tuzla Kuş Cenneti'ni gelecek
kuşaklara bir kuş sığınağı olarak ge-
liştirmektir."
Bakan Ekinci, kuş cennetlerinin
dünya ekolojik turizminde önemli
yer tuttuğuna dikkati çekerek. Tür-
kiye'de dünyaca ünlü kuş cennetle-
ri oluşturma karannda olduklannı
dasözlerineekledi.
Duvarlı Berlin'denduvarsız Berlin'edeğişenler
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLÎN - Duvar yıkılmadan önce-
ki Berbn ile bugünkü Berlin arasında
sayılamayacak çok fark var. 1945
yıbna kadar Üçüncü Alman İmpara-
torluğu'nun, yani Hıtler faşizminin
başkenti olan Berlin, yeniden birleş-
tikten sonra kendine gelemedi.
Yıkılan duvann yerinde görünmez bir
çizgi. Batı'dan Doğu'ya geçenleri he-
men yakabyor.
Şıklaşma yarışı
Kenün doğusunda özellikle mer-
kezde birbiri ardına açılan şık mağa-
zalar: McDonald's ve Benetton, Car-
tier ve Escada, Batı tüketiminin Do-
ğu'ya yayıldığının işareti. Ama
karşıruzda savaştan bu yana badana
yûzü gömıemiş kımi bınalan, duvan
aratmayan prefabrike bloklan ve Ma-
car. Bulgar. Rumen kültür merkezle-
rinin tozlu boş vıtnnlerinı görünce.
Doğu'ya geçtiğinizi hemen anlıyorsu-
nuz.
Daha bundan beş yıl önce Doğu
Berlin'e geçtiğinizi fark etmemeye im-
kan yoktu. Duvarda Batı'dan gelenler
için iki geçış noktası vardı. Abnanlar.
Friednchstrasse ganndan başka bir
yerden Doğu Berlin'e giremiyordu.
Yabanalar ve Batı Berün'deki Ameri-
kan. İngiliz ve Fransız askerlerine ise
başka bir geçış noktası aynlmıştı:
Checkpoint Oıarily.
Amerikalılar. Doğu Almanya'ya
geçiş noktalannı alfabetik sistemle
kodlamıştı: İki otoban geçiş oktası
'Alpha' ve 'Bravo' olarak ad-
landınlmış. Müttefıklerin denetimin-
deki bu üçüncü geçiş de ' C harfini
simgeleyen 'Charfly' adını abnıştı.
Soğuğun casiKİan
Batı yapımı filmlerde 'soğuktan ge-
len casuslar' sahte kimbklerle Check-
point Charly'den özgürlüğe adım at-
mayı denemişti. 1961 yıbnda Sovyet
tanklanyla Amerikan tanklan Check-
ponit Charly'de, arada birkaç metre
mesafeyle İcarşı karşıya getirilmiş,
dünya bir nükleer savaşm eşiğine ge-
lindiği dugusuyla nefesini tutup Ber-
lin'e bakmıştı. Checkpoint'u ziyaret
eden milyonlarca kişi arasında Ken-
nedy'den Kruşçov'a kadar süper güçle-
rin ve müttefıklerinin bderleri de var-
dı. Bir Doğu Alman evinin garajında,
sınır bariyerlerinin altından geçebile-
cek kadar alçak bir spor otomobil
imal etmiş, çılgın bir hızla engelleri
aşarak Checkpoint Charly'den Batı'-
ya geçmişti.
Soğuk Savaş yıllannda Checkpoint
Charly'de aynı adı taşıyan müze ku-
ruldu. Batı Berbn'de hala duran ve
özellikle okullann ziyaret ettiği bu
müzede daimi bir sergi vardı. Doğu'-
dan Batı'ya kaçanlann hayal gücünün
ürünü olan balonlar, arabalar, sandı-
klar, kayıklar bu mekanlarda sergi-
leniyordu. Turistler ve öğrenciler böy-
lece "tnsanlann komünizmden kurtu-
lup özgürlüğe adım atabilmek uğruna
neleri göze aldığını" gördü. Checkpo-
nit Charly, soğuk sava^ın simgesi ve
propaganda araaydı. Burada yükse-
len "You areteavingthe American Sec-
tor" tabelası, Berbn'in en turistik nok-
tası obnuştu. Demokratik Almanya
Devlet Başkanı bu noktadaki kaçışla-
ra engel olunması için Doğu tarafına
1985'te bir nöbetci kulesi dikti. "Kule
pencereleri neden bu kadar büyük" so-
rusuna Honecker ve şurekasmın ce-
vabı şuydu: "Kaçanları daha iyi göriip
vurabOmek için."
Berlm birleştikten sonra Checkpo-
nit Charly'nin batısındakı küçük nö-
betçi kulübesi söküldü: Doğu yakası-
ndaki kuleyle birlikte müzeye hediye
edildi. Checkpoint Charly'nin arazısı-
ne Amerikab yatınmalar sahip
çıktılar. Buraya şimdi bir 'American
Business Center' yani iş merkea inşa
edilecek.
İkinci kule
Müzeye hibe edilen ikinci bir kule
daha var: Biraz ötede, Stallschreıber
SokağYnda duran nöbetçi kulesi,
Checkpoint Charlly Museum'un Mü-
dürü Rainer Hidebarndt bugün elin-
deki bu iki kuleye abcı anyor. Ameri-
kan İş Merkezi yapılacağı yerde duran
kuleyi müze binasma sokmak im-
kansız çünkü. Kuleyi başka bir yere
taşımak da çok masraftı ve müzenin
bütçesini aşıyor. devlet buna kanşmı-
yor. Eğer bir hayırsever çıkıp kuleleri
müzeyie işbirliği içinde başka bir yer-
de sergilemeyi kabul etmezse. Check-
point Charly'den geriye hiç eser kal-
mavacak.
Kuleleri sergilemek üzere saün al-
mayı bir Polonyalı koleksiyoncu ka-
bul etmiş. Ama laşıma masrafı olarak
on binlerce dolar ödeyemiyor. Müze
müdürü, Amerikablann denetiminde-
ki bu eski kontrol noktasmdaki kule-
len yine bir Amerikabnın saün alıp
sergüemesinden yana.