25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4MART1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Birmektup ve eski biryazı MELIH CEVDET ANDAY B urdur'danmektupvolla- van Avukat HüsevınÖk- tem(vearkddaşı Hüsevın Hüsnü Sezer) şövledivor Sarı/ı Meltlı Cevdeı An- dcıy. Cumhumet gazete.sinde 21 Şııbaı 1986 mrihmde \ azdığmız yazı iizerme, Cumhumet gazetesı vazarkırma gön- derdığinı mektup orneğini volhnorum. Huylı zunıan önce, bu günlerı gören ve kaygılan belirten 21 Şııbat 19H6 tarilıli yazmızı bir kez daha \ayımlasamz di- yor vesaygılar sunuyonım. A vukat Hüsey ııı Öktem Hıheyın Hüsnü Sezer Okurumuzun arkadaşlara volladığı mekiubu koymava yer eKerişli olma- dığı için doğrudan "Mescitte BilinT adlı eskı vazıma geçıvorum: 1963 vılında Erzurum İnıam-Hatip Okulu'nda. ortava gcncılıkle ilgili bir olav çıkmıştı: o zaman Falih Rıfkı Atay, kızgınlığını gazetesınde şöyle be- lirtmişti. "Biz İmam-Hatip okullanndan Batı medenivetcisi din adamları vetiştirmek isteyeceğiz de bunu başaranmacağız ha? Alçakça »e namussu/ca ov politika- cılığının cezasım çeki>oruz." Ben de "Cumhurhet" gazctesinde jazdığmı bir yazıda. bu sözlere karşı demiştım kı "İmam-Hatip okullanndan Batı me- deniyetçisi din adamları vetiştireme- yiz." Şö> le açıklamıs.tım o düşüncemi: İki türlü din öğretımi \ardır. Bunlardan biri. bırdinı vadadınlen bılimsel vön- temle incelcr. ötekı ıscinanca davanan birdineğıtimi \eöğretimidir. Dinlenn bilimsel vöntemle ıncclenmesı ışı. üni- versitelerin çalışmalan arasına gırer \e oîdum olası japılmaktadır. Bızde İmam-Hatip okullan. Müslümanlığın bılimsel vöntemle ıncelenmesi için ku- rulmuş okullar değıldir; o okullann açılmasının nedeni. o günler söylendi- ğine göre. alavlı din adamlan yerine okullu din adamlan yetiştirmektir. Başka türlü söylemek gerekirse, dinle- ri bir dinsiz de ınceleyebiliı. Dinlerin bilimsel açıdan incelenmesinin amacı, inanan din adamı vetıştirmek değildir. Ovsa !mam-Hatip okullanndan Müs- lümanlığa inanma>an bir imamın da çıkabileceğini düşünmek. o okullann kuruluş amacına avkırı olurdu. çünkü öyle bir kışı toplumun din işlerinde gö- re\ almaz. alsa da arkasında namaz kıldıracak inanan bulamazdı. İnanan din adamı >etıştırmek ise. ister iste- mez. dogmacı bir eğitimı gerekli kılar ve dınsel dogmacılık. çağdaş uygarlı- ğın temelı olan bılimsel vöntemeavkı- ndır. Aynca şunu da sövlemeli, Müs- lümanlık sadece bir tapınma biçımı değil. şeriattır da. İmam-Hatip okulla- nnda. Müslümanlığın tapınma yolla- nnı şeriatından ayırmak gibi reformcu birtutumagıdilmediğıncgörc. öğrencı orada valnızca beş bu>ruğun nasıl ve- nne getirileceğini değil, dınin şeriatını öğrenecek ve ister istemez ona inançla bağlanacaktır. Ovsa bu inanç, bizim laik öğretimimiz ve eğitimimizle. ayn- ca anav asamızla bağdaşamaz. İşte bövle yazmışım... Yirmi beş >ıl önce. bunun bir üniversite konusu ola- cağını nasıl kestirebılirdim ki! Falıh Rıfkı Atay sağ olsaydı. İmam-Hatip okullanndan değil. artık ünıversitele- rimizden bıle kolav kolay "Batı mede- niyetçisi" veiiştireme>eceğimiz gerçeği karşısında ne diyecekti kim bilir! Batı medeniyetçısine gereksememiz kalma- dı bclkı dc. Bunlan nerden mı çıkanyorum? Geçen haftakı gazetemızden Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı AtuıTun bırdemeci yayımlandı: dıyor ki Sayın Rektör; "Ders veremez hale geldik. Canlılar önce denizlerde oluştu diyorsunuz: °Ku- ran bunun tersini yazıyor. siz Müslü- man değil misiniz?" diyorlar tarttşma çıkarıyorlar." İmam-Hatip okulu ola>ı demek çok geride kalmış. şımdi dogma. üniversi- telerimizde kol gezıyor. Derim ki, çağ- daş uygarlığa gereksememiz yoksa. üniversitelere de voktur. Canlılann nerden oluştuğunu araştırmak bize mi düşer! Bütün ünıversiteler. İmam- Hatip okullan durumuna getirilse da- ha tutarlı davranılmış olmaz mı? Bi- limle dini karşılaştınpçatıştırmaya ne gerek var? Savın Rektörünbukonudakiyakla- şımı \e tutumuşu: "Biz di>onız ki. iyi anlamı>orsunuz, Anlamadığınız için de kulaktan dolma >aniış bilgiler biliyorsunuz. İlimde sü- rekli araştırmalar vapılıvor. Her gün veni ilerlemeler oluyor. Siz dinlevin. inancınız ne olursa olsun, ona kimse ka- rışmaz. Eğer bilimi kabul etmivorsanız. o zaman ünhersite eğitiminin temeline su vürütmüş oluruz." Van 100. Yıl Ünı- versıtesı'ndeki öğrenciler. Savın. Rek- törün belirttığine göre. çeşıtli tarikat- lara bağlanmış durumdadırlar ve bu kümeler. ünıversitede, kendi inançlan- na göre mescıtler ıstemektedirler. Ara- larında tutuklananlar var. avinlere katıldıkları ıçın. Demek biz üniversite- lerimızde çağdaş bılim adamlan yetiş- tirmek isteveceğız de. yetiştireme>ece- ğiz ha? Prof. Atun. kanısını, "Memle- ketimizi dışardan karıştıranlar var" dı- verek ortava kovmaktadır Yazımın başında eski bir olayı dile getirirken. "Dinlerin bilimsel vöntemle incelenmesi işi üımersitelerin çaltşma- ları arasına girer" demiştim; bir ünı- versitemizdekı şu acı olayı göz önüne alarak. o tümceyi şöyle değiştirmek \erinde olacaktır: "Bilimlerin dinsel vöntemle incelenmesi işi üımersitelerin çal^maları arasına girmiştir." Ancak ben Van 100. Yıl Ünıversue- si Rektörü gibi. "üniversite eğitiminin temeline su yüriitme" sözünü kullana- mayacağım; ne demeye geldiğinı iyice anlamadım da ondan. Universitenin temeline su \ ürütme. onu vıkma, çök- türme anlamına gelıyorsa başka. Ama sözü uzatmaya ne gerek var! Kısaca. "Bu dunımda üniversiteleri kapamalı" demek vetmez mi? Bütün bilgilerin Kuran'da bulunduğu ınancı bunca ağır basıyorsa, Kuran ezberletilir, olur biter. Hele hele bilimsel araştırmalara kalkışmak büsbütün günah olacak de- mektir. Çünkü gökten indirilmiş ger- çeklenn yeniden araştınlması yalnız günah değil, sacmadır da. İmam- Hatip'ten ne edip edip üniversiteye dek geldik. Biz böyle bir ünıversıteden çağdaş aydın değil, ancak yobaz yetiş- tirebilinz. Avnca ben Sayın Rektör Hakkı Atungibi.buolaylarkarşısında."Mem- leketiıni/i dışardan karıştıranlar var," diye de düşünmüyorum: "Dışarı" ne- residir ve üniversitelerimizi neden yoz- laştırmak ister? Sonra biz bunu önle- yemez miyı>? Üniversitelerimizde eği- tım öğretim özgürlüğünü. bilimsel araştırma dısiplinini kuramaz mıyız? Biz şimdilik "dşan"yı sözümüzün dışında bırakıp YÖK jasasını veoya- sanın kımı uygulamalannı ele alsak daha iyı olmaz mı? Bakîn. Ordu SHP Milletvekili Sayın Bahriye Lçok, 1986 bütçesi dolav ısıv la Bü\ük Millet Meclisi'nde üniversiteler üzerinde konuşurken, şöyle söylüyor: "YÖK'e göre bir yarıyıl, yani sö- mestr 70 gün olarak hesaplanmıştır. Bir yarıvılda yapılan ara sına\. bir fakülte- nin bir sıfınından 10 ders varsayımı i)e dört kez olsa bile 40 imtihana uyruk tu- tulacaktır. Bunu bir tamvıl olarak dii- şündüğümüzde, fakülteleri birer imti- han fabrikası. öğrencileri de bu fabrika- nın ürünleri olarak görmek vanlış ol- maz. Bu ürünler, robotlaşmış \e düşün- mekten, fikir üretmekten, bilgi edin- mekten yoksun kalmış yığınJar oiuştu- racaktır. Bu gidiş, üniversitelerde bilgi- nin yerine sınav otoritesinin egemen ol- masını sağJamıştır/' Dogmacılığın getirmek istediği ez- bercilik, darkafalılık, düşünme-yarat- ma yoksunluğu işte yine karşırnıza çıktı, bu kez başka bir yönden, YÖK yönünden. Sayın Üçok"un Büyük Millet Meclisi'nde söyledikleri bunun- la bitmiyor elbet. Bütün fakülteprog- ramlannın merkezde (YÖK"te) bir ör- nek hazırlanmasını, kürsülere bu alan- da hiçbir özgürlük tarunmamasını da eklerseniz, karşımızdaki kurumlara üniversite demek için bin taruk yet- mez. Peki profesörler, doçentler, öğretim görevlileri, kendilerini gösterip, bu gi- dişe dur diyemezler mi? Gene Sayın Üçok'tan dinleyelim: "YÖK kanununun 7'nci maddesinin (L) fıkrası bu mekanizmanın keskin kı- lıcını nitelemektedir. Bu maddeve göre, rektörler, araştırma görevlilerini, yar- dımcı doçentleri > a da doçentleri değil, yıllannı bilime adarnış *e mesleğinin zinesine çıkmış profesörleri bile YÖK'e vapacakları bir öneri ile üniver- site dışı bırakabilmektedirler." Özgür olmayan bir üniversitede, an- cak mescit yapılır. PENCERE KafaL TARTIŞMA Eğitimde demokratikleşme mi? U lkemizdeeğitim konusu voğun tartışmalara neden olujor. Busevinilecek bırdurumdur. Elbetteeğıtimenönemli sorunlanmızdan birinı oluşturuvor, ılgı odağı olması doğal karşılanmalıdır. Hatta karşı karşıya olduğumuz sorunlan düşünürsek cğıtim az bile tartışılıyor denilebilır. Demokrası v i de tartışıp konuşuyoruz. Fakat nasıl demokrasi konusunda ıstenilen mesafeyı katedemedi>sek. eğitim konusunda da yeterlı düzeye ulaşamadığımız kesindir. Yeterli düzeye ulaşmayı bir tarafa bırakalım, bu alandaki sorunlanmız giderek azalacağına artmaktadır. Demek ki bir verlerde hata yapıyoruz. Çünkü. yıllardır bir sorun tartışılır ve o sorunla ilgili ilerleme sağlanamazsa. sorunun yanlış ya da eksik tartışıldığı gün gibi ortadadır. Demokrasinin en somut ifadesi katılımdır. Katılım nedenli v oğun olursa demokratikleşme odenli sağlıklı yüriir. Yapılacak şey, demokratik katılım mekanizmalannı oluşturmaktır. Başka bir vol bizı demokrasiye götürmez. Eğitim konusu demokratikleşmeyleyakından ilgilidır. Eğitimde demokratikleşme olmadan demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla kuramayacağımızı bıliyoru7. Eğitim, demokrasi kültürünü verecektir. demokrasi ahlakını yerleştirecektir. Aynca eğitırmn niteliğini yükseltebilmek de bu alandaki demokratikleşmcye bağlıdır. Bu gerçeği konu ile ilgili derece derece farklılıklar gösteriyor, bunu da belirtmek gerek. Meclis'te bir Eğitim Komisyonu var. Geçtiğimiz günlerdc öğretmenlerin alacağı ödülleri vecezalan belirlemişler. İvideetmışler dıyeceğim ama. bu ödül v e cezalann şimdiye dek uygulananlanndan pek farklı birvanıyok. Avnca. dörtvüz bını aşkın çalışanı olan bir kesimin ödül ve cezalan kendilerine hiçbir şev sorulmadan nasıl belirlenir? Eğitim alanında altı sendika kuruldu. bunlann bazılan hatırı sayılır ü>e tabanına da kavuştular. Böylesine önemli bir konuda onlann da görüşlen ahnsa>dı daha iyi olmazmıvdı? Daha doğrusu soruy u şö> le sormak gerek: Demokratik olmaz mıvdı? Meclıs'te eğitim sorunlannı görüşecek bir komısyonun olması elbette eğıtımcilensevındırmiştir. ama bu komisvonun kendılenne danışılmadan v a da görüşleri alınmadan tasan hazırlaması eğitimcileri karamsarlığa itmiştir. Sözü edilen komisv on önceki yıllarda öğretmenlere yönelik bazıaraştırmalaryaptı. işin içinde ödül ve ceza konusu yoktu. Avnca tek tek görüş bıldirmek yerine eğitim sendikalannın görüşleri alınabilirdi. Bu yapılmıştır. Zaman geçmiş değil. bizı ilgilendiren sorunlarla ilgili olarak sendikalanmız aracılığıv la v e bununla birlikte tek tek de görüşlerimıze başv urulursa eğitimde demokraiikleşmenin de yolu açılmışolur. Demokrasi soyut bir şey değildir. Her kesim kendi meslek ve özlük sorunlannı özgürce tartışabilir. sesini kamuoyuna duyurabilirse ancak o zaman kararlar sağlıklı alınırvekararlar demokratik olur. Biz toplum olarak hem eski alışkanlıklanmızdan vazgeçmiyoruz hem de demokratikleşmeye çabalıyoruz. Cengiz Öksüz 12 Mart ara rejiminde Ziverbey Köşkü'nde işkenceci- lerimle söyleşiyoruz. Karşımdakileri görmüyorum, be- nim gözlerim bağlı, onlarınki açık... Ziverbey Köşkü'ne giren her sanığın gözlerine siyah kumaştan yapılmış gözlüğe benzer bir şey bağlanırdı. Neden?.. İki nedeni var. Gözleri bağlanan kişi, karanlıkta büyüyen kuşkularını ve korkularını ruhsal yapısının dev aynasına yansıtır, di- renci zayıflar. Sonra sanık, işkence yapanı görüp de ta- nırsa ileride intikam almak ister. Öyleyse kurbanın göz- leri bağlanmalıdır. Ancak beni sorguya çekenlerin de gözlerinin bağlan- dığını hemen ayrımsadım. Görevlilerin yurtseverlikleri- ne diyecek yoktu, ne yapıyorlarsa vatan için yapıyorlar- dı, kelleyi koltuğa almışlardı; ama, gerçekleri göremi- yorlardı; karşılıklı söyleşide Anadolu'nun doğusuna yönelik fikirlerini ortaya döktüklerinde, çarpıldım: - Sakın ha!.. dedim, bu kafayla giderseniz sonu, düşü- nülemeyecek kadar kötü olur. 12 EylüTde o kafa iktidara geldi • Son günlerde olan bitenlere baktıkça, insanın kuşkusu ister istemez büyüyor: - Mekanizmalar yine mi kuruldu?.. Nasıl bir kafadır bu?.. DEP (Demokrasi Partisi), "27 Martseçimlerine girecek mi girmeyecek mi?" diye bek- ler. Parti olumsuz karar alınca düğmeye basar. Başba- kan devreye girer. Meclis'te merkez sağ hazırda bekli- yor. DEP'liler için TCK'nın 125'inci maddesine dayanan soruşturma dosyası, bir yıldır bekletiliyorken, bir günde uygulamaya konur. Mekanizma kurulmuştur. Polis, parlamentonun kapı- sında bekliyor. DEP'li milletvekilleri kapıdan çıkarken gözaltına alınır, doğru içeriye... Nasıl bir kafadır bu?.. • Aman sakın yanılmayın. Bu kafayı işkence köşklerin- de aramayın, aklınıza 'gÖrev//7er'gelmesin... Ozavallılarbiraraç... Bir maşa!.. Bu kafa, bir giydiğini bir daha giymeyen, sarı saçları hep berberin elinden çıkmış gibi görünen, Amerikan külrürüyle yetiştiği söylenen, Batılı sayılan, sürekli gü- lümseyen, Bayan Başbakanımızın kafasıdır... Bu kafa, Istanbul'da işadamlarıyla oturup banka, pa- ra, faiz uzerine söyleşirken hızlı Batılı, kravatlı ve sözde çağdaş politikacının kafasıdır... • DEP'İ Meclis'e taşıyan siyasal parti SHP'dir, ah şu Ke- malistsolcularyokmu!.. Bize ANAYOL gerek... Evet, ANAYOL koalisyonu Yiilen' kuruldu; hükümet yalnız kağıt üzerinde var... Birisi oturup da DEP'i gücünün on katına çıkarmak ve Kürtçülerin ekmeğine tereyağı sürmek için plan yapsay- dı, sonuç bu kadar başarılı olabilirdi. Bayan Başbakanı- mızı da kutlarız; hem hukuk, hem siyaset açısmdan yaptığı iş, eski deyimle havsalaya sığacak gibi değil... Ya DEP'lilerin dokunulmazlıklarını kaldıran merkez sağ partilere ne dersiniz? Bu sağın Batı'daki merkez sağla uzaktan yakından ilgisi var mı?.. "Esnaf dostlar, Halkbank destek verdi dükkânım çiçek açtı. Çiçek satmak yalnızca ticaret değil... İnsanların acı-tatlı özel anlarına doğadan güzel birselâm... Ben bu paylaşmayı seviyorum. Zaman zaman parasal sıkıntılarım oluyor. İşte tam o sırada Halkbank ın bana olan güvenini, desteğini kullanıyorum. Ne zaman dara düşsem Halkbank bana destek oldu. Çok uygun şartlarla kredi kullandım. Dükkânımdaki çiçek bahçesi hiç solmadı. Yeter ki biz çalışıp üretelim, Halkbank // her zaman esnafa, sanatkâra kaynak sağlıyor, destek veriyor. 11 İstek sîzden, destek bizden... TÜKKİYS K HALKBANK TÜRKİYE HALK BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle