Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4MART1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 17
Yeşilbarış katil gemilere göz açtırmıyor
Uluslararası çevreci örgüt
Greenpeace'in(Yeşil Banş)
üycleri, gece gündüz dcmcdcn
"çevresuçlan"na karşı sa\aşım
veriyor. Greenpeace gönüllü-
leri, uluslararası sulann gözler-
den uzak bölgelerinde zehirli
atık bırakmaya hazırlanan
katil gemilerle az gelişmiş
ülkelere zehirli çöp "ihraç
etmeye" çahşan firmalann
korkulu rüyası. Kauçuk bir
bota binen 2 Greenpeace'li,
Avusturalya'dan aldığı zehirli
bilgisayar endüstrisi atığını
taşıyan Rusgemisini Manila
açıklannda durdurmaya
çahşıyor.(REUTER)
'Bürokrasi
kurbanı
9
ABD'nin Trenton
kentinde önceki sabah
erken saatlerde Hughes
Hukuk Sitesi'ne gelen
ziyaretçiler de karlar
altındakibuadamı
görünce ne düşündüler
bilemiyoruz.
Açık kalmış çantası ve
bakakaldığı belgelenyle
birlikte üzerinde bir
paltosu bile olmadan
karlara gömülmüş halde
merdivenlerde oturan bu
adam, çevre halkının
yakından tanıdığı bir
heykel. *
Iskoç taraftarlar
İskoç futbol
takımlanndan Celtic'in
taraftarlan takımlanna
kızıp boykot karan
alınca, Celtic futbol-
culan boş tribünlere
oynamak zorunda
kaldılar. Celtic'i,
Glasgow'da Kil-
marnock takımıyla
geçen salı günü yaptığı
maçta yalnızca birkaç
bin taraftardestekledi.
Foîoğrafta her şeye
karşın takımlanna sadık
kalan bir baba oğulun
boş tribünlerdeki
görüntüsü. (Fotoğraf:
REUTER)
RP'li Bahçelievler Belediye Başkanı Doğan, Nazım'a da iade-i itibardan yana OLAYLAREV
ARDEVDAKİ
Zorla laik olamam, şenatçıyım GERÇEK_ _ _ _ _ _ _, _ _ . . _ _ _ _ _ _ _ ı — ı ı -ıı ı __ ^ ^ ^ _ _ _ _ _ _ _____ J.r.Tf#/•-*_'• n / V_PVv*#-rv-r-r_n
• "Müslümanlık eşittir şeriat" diyen Refah'lı
Bahçelievler Belediye Başkanı Muzafler Doğan,
şeriatın Allah ve kul hukukunun gözetilmesi
anJamına ge.diğini, bu yüzden de şeriattan
korkmamak gerektiğini söylüyor.
DENİZ TEZTEL
Yaklaşan yerel seçimlerle bir-
likte tartışıunav a başlanan "Re-
fah Partis." ile "şeriat" kor-
kusuna. RP'nin Bahçelievler
Belediye Başkanı Muzaffer Do-
ğan'ın yarutı "Müslumanlık
eşittir şeriat. Şeriattan korkma-
mak lazınT oldu. RP'li Doğan,
düşüncelerini açıkJarken Müs-
iümanlığın laiklikle bağdaş-
rnadığını savundu. Üç sekrete-
rinden ikisinin başının açık ol-
duğunu belirten Etoğan. beledi-
yede Alevisiyle, Sünnisiyle hoş-
görü içinde çalıştıklannı an-
lattı. Doğan ile "şeriat, laiklik,
Atatûrk" konulannı konuştuk:
-Şeriat hakkında ne düşümi-
yorsunuz, şeriat düzeninden
yana mısınız?
- Ben şeriatçıyım. Ama şe-
riattan ne anlaşılıyor. Bu çok
önemli. Nedir şeriat? Şeri-
atçıyım deyince herkes ûzerimi-
ze geliyor. "Kahrolsun şeriat'
diye bağıranlara kimse bir şey
demiyor. Bir düşünceyi kahret-
meyi, bir düşünce aleyhine yine
'kahrolsun' diye bağırmayı ben
çağdışı olarak göriiyorum.
Niye birbirimizi kahfedelim
yahu. Bir zamanlar'Kahrolsun
komünistler. komünistler Mos-
kova'ya' diye bağınlıyordu.
Şimdi öğle bağıranlann nerede
olduğuna bakmak laam. Ben o
zamanlar da o düşüncelere kar-
şıydım. Bendiyorum ki Müslü-
manlar. şeriatçılar da yaşasın
burada. komünistler de. Her
türlü düşüncenin insanı ya-
şasın.
-Peki sizce şeriat nedir?
-Nedir şeriatçılık? Sevgidir.
dostluktur. Şeriat demek dost-
luk demektir; kardeşlik. hoşgö-
rü demektir. Allah'ın hukuku-
nu gözetmek demektir. kullann
hukukunu gözetmektir.
Kadının hukukunu gözetmek
demektir, çocuğun hukukunu
gözetmek demektir. Başka-
lannın düşüncesine saygılı ol-
mak demektir. Sevgiyi baş tacı
etmek, hakkı hukuku baş tacı
etmek demektir. Aynca şeriat
demek rüşvetsiz. israfsız. zu-
lümsüz bir dünya demektir.
Aynca insan emeğinin, ve insan
onurunun baş tacı edilmesi de-
mektir. Şeriat deyince ben bunu
anlıyorum. Kuran-ı Kerim'de
şeriat var. Ben diyorum ki
Müslumanlık eşittir şeriat. Şeri-
attan korkmamak lazım. Os-
manlı şeriatla idare ediliyordu;
ışte yasalar ortada. tarih orta-
da. Ama Kürdü, Lazı, Çerkezi,
DOĞAN-Diyorum ki Müslümanlar, şeriatçılar da yaşasın bu-
rada, komünistler de. Her türlü düşüncenin insanı yaşasın.
Sırbı. Boşnakj. İranlıyı. Arabı. bırbirimize düşman olmadık.
Çingeneyi bir arada tutabilmiş.
Gayrimüslimleri. Müslimleri
bir arada tutmuş. Benim birçok
komünist arkadaşım olmuştur.
faşist arkadaşım olmuştur. On-
larla pekala geçindik, tartıştık,
görüştük; ama hıçbir zaman
Niye düşman olalım kı? Komü-
nistin de, faşistin de bu ülke için
düşünceleri varsa o düşünceleri
sergilesin. dinleyelim. Ama tek
tip insan olmaya karşıyım. Ha-
pishanelerde olur tek tip.
-Laiklik hakkında ne diişünü-
yorsunuz;
-Laiklik hakkında bizim ge-
nel başkanımız da, il baş-
kanımız da diğer yetkililerimiz
de birçok söz ettiler. Ferdi ola-
rak. benim bu sözlerim partimi
bağlamaz , bağlamamalı. Laik
değilim. Ben Müslümanım. La-
ikliğin Müslümanlıkla bağdaş-
madığına inanıyorum. Laikler
de beni rahatsız etmiyor. Laik
olan vatandaşlann da varlığını
kabul ediyorum. Onlann
varlığı beni rahatsız etmiyor.
Osmanlı döneminde, bakın şe-
riatla idare edilen Osmanlı dö-
neminde Müslümanlar vardı,
gayrimüslimler vardı. Gayri-
müslim hukuku vardır İslam'-
da. Onu iyi incelersek görürüz
ki Müslürnan olmayan bir in-
sanın da İslami bir devlette İsla-
mi bir sistemde yaşama hakkı
vardır. Hem de sonsuzdur.
-Ama Müslüman olup da
başını kapamayan, namaz kı-
Imayan kişiler de var.
-Işte memurlanmın başı açık.
Benim yakınlanmdan da başı
açıklar var. Onlara bir şey
demiyorum. Bu onun ka-
randır.
Ama laik değilim ve laik
olmaya da kimse beni zorlaya-
maz. Diyelim ki herhangi bir
insanı 'Gel arkadaş Müslüman
ol' diye zorlayabilir miyiz? La-
ikliği ben ille birilerinin dedıği
gibi inanmava. kabullenmeye
mecburmuyum. Böyle bir mec-
buriyet tanımıyorum. İster
Müslüman olsun, ister kâfir ol-
Mezarcı, demokrasi aşığı kesildi• Atatürk'e saldınlanyla ülkeyi ayağa kaldıran Hasan Mezarcı. "Eylem
haline dönüşmemiş hiç bir söz suç sayılmamahdır. Kim yaparsa yapsın, bu
ülke fikir suçu, siyasi suç kavramından kurtulmadıkça dini, ekonomik ve
etnik problemlerini deçözemez" dedi. Mezarcı, Meclis'in karanna saygılı
olacağını, yapacağı savunmasının da arşivde yer almasını istediğini söyledi.
tstanbul Haber Servisi - RP eski Millet-
vekili Hasan Mezarcı TBMM'de, doku-
nulmazlıklann kaldınlmasıyla ilgili görüş-
melerde savunmasını Meclis'te yapıyor.
Dün Ankara'ya hareket etmeden önce
Atatürk Havalanı VIP Salonu'nda açıkla-
madalarda bulunan Hasan Mezarcı. ön-
ceki günkü gelişmelerle ilgih olarak bir
provokasyon bulunduğunu iddia etti. Bu
gelişmeler doğrultusunda Ankara'ya gi-
derek savunma yapmaya karar verdiğini
belirten Mezarcı, "Meclis'te savunma ya-
pacağım ve ne karar verirlerse saygılı ola-
cağun. Buna herkesin de saygılı olmasını di-
Bjorum. Meclis arşivinde bu belgenin bu-
lunmasını istiyonım." şeklinde konuştu.
Türkiye'de yoğun bir siyasi trafık ol-
duğunu belirten Mezarcı. "Benim dos-
yalarun 5816 sayılı Koruma Kanunu'na
muhalefetk ilgili. Böyle olduğu >e bu dos-
valardan 16'sı ertelendiği halde. sadece biri
ile ilgili savunmamla maalesef DEP'lilerle,
DGM boyutlu dosvalara sahip DEP'lilerle
benim dosyam aynı pakete konulmuş »e ka-
muovunda aynı kategoriye dahil edilmemi
sağlavan bir protokasjon japılmıştır.
Bu durumda ortada apaçık bir provokas-
yon var ve bunlan yapanları da tahmin edi-
yorum. Önceki günkü gelişmelerden sonra
kamuoyu da oynanan oyunu görmeye baş-
ladı. Meclis arka bahçeden vönetümekte-
dir. Ben de bunun üzerine Meclis'te savun-
maını yapmaya karar verdim. Meselelerin
çöziim yeri Meclis'n'r. Meclis dışında mey-
dana gelecek çözümler Türkiye'yi felakete
süriikler. Meclis, kendi > anltsİan varsa. on-
lan kendi yöntemlerivle diizeltir. Türkiye'-
de nerkes İVleclis''e güvenmelidir \e Meclis'-
in fonksiyonu aıttırılnıalıdır."
RP'lılerin kendisine "ajan" dedikleri
yolunda çıkan haberle ilgili olarak da Me-
/arcı. "Sayın Cunthurbaşkanı provokatör
sözcüğiinü kullanmıştır. Bu konuda düğme-
>e Cumhurbaşkanı basmıştır. Benim sö\le-
mediğinı sözler bir haftadır gündemde. Söv-
gü, hakaret, kiifîir. Mustafa Kemal Paşa ile
ilgili asla ağzuna almadığım işler. belgeler
vs'ler. Medya oyuna gelmiştir. Shasetçiler
medvayı oyuna getirmiştir. Başta Başba-
kan ve Başbakan Vardımcısı bu kampan-
\anin başuıı cekmiştir. Devlet televizyonu
aynı tahrikleri bugiin dahi siirdürüyor."
dedı. Show TV \e Hürnyet Gazetesi'ni de
suçlayan Mezarcı. "Beni med)a buhalege-
tirdi. Bana zaman tanıyın, verin elinizdeki
mikrofonları da bakın o zaman ben neler
vapıyorum. Evlem haline dönüşmemiş hic
bir söz suç sayılmamabdır. Kim yaparsa
vapsın. bu ülke fıkir suçu, siyasi suç kav-
ramından kurtulmadıkça dini. ekonomik ve
etnik problemlerini de çözemez." şeklinde
konuştu.
Önceki gün gözaltına alınmasıyîa ilgili
b;r soruyu yanıtlayan xMezarcı. "Bizim
muhatabamız İçişleri Bakanı ve Başba-
kan'dır. Bu olaydan onlan sorumlu tııtu-
jorum." dedi.
Mezarcı Ankara'da Esenboğa Havaa-
lanı'nda gazetecilerin kendisine yönelttiği
sorulan yanıtsız bırakırken. "Hiç bir yo-
nımda bulunmayacağım. Şimdi Meclis'e
gidiyorum, savunmamı orada yapacağım."
Hukukçulardân
gözaltılaıatepki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dokunulmazlıklan kal-
dınlan milletvekillerinin, kara-
nn Resmi Gazete'de yayimlan-
ması beklenmeden TBMM
çıkışında gözaltına ahnmalan.
hukuk çevrelerinde tepki yarat-
tı. Anayasa hukukçulan, gö-
zaltına ahnan milletvekillerinin
suçlannın henüz sabit olmadı-
ğını belirterek izlenen yöntemi
eleştirdiler. Dokunulmazlıklan
kaldınlan milletvekilleri, 1 haf-
ta içerisinde Anayasa Mahke-
mesi'ne itirazda bulunabilecek-
ler. Anayasa Mahkemesi'nin
bu sürenin bitiminden sonra 15
gûnde alacağı karar bağlayıcı
olaçak.
1Ü öğretim üyelerinden, ana-
yasa hukuku profesörü Erdo-
ğan Teziç, milletvekillerinin
suçlan "sabit" olmadan gözal-
tına abnmasını eleştirirken,
"Vapılan işlemler baştan aşağı
yanlıştır. Bu kişilerin 'milletve-
killiği' sıfatı var. Gelişigüzel gö-
zaltma alınamazlar" dedi.
Çağdaş HukukçularDerneği
Genel Başkanı Şenal Sanhan
da DEP'ü iki milletvekilinin
Meclis kapısı önünde polisçe
gözaltına alınmalannı "hukuka
aykmlık" olarak niteledi.
Anayasaya aykınlığın söz
konusu olduğunu söyleyen Sa-
ruhan, milletvekili dokunul-
mazlıklannın kaldınlmasına
ilişkin anayasanın 83 ve 85.
maddeleriyle hükme bağ-
landığını kaydetti ve "85. mad-
«lede açıkça karar tarihinden
Inşlayarak bir hafta içinde, ka-
rarın anayasa ve içtüzük hü-
kümlerine aykırı olduğu savı ve
iptal istemi üe Anayasa Mah-
kemesi'ne başvurulabileceği be-
lirtümiştir. Anılan madde, Mec-
lis tarafından verilen karann ke-
sin olmadığını ifade ermektedir"
dedı.
Anayasa hukukçulan, karann
Resmi • Gazete'de yayımlan-
masının ardından gözaltına alı-
nraaıun mümkün olacağına iliş-
kin yorumlarla ilgili olarak da
"Bu bir biçim koşuludur. Nasıl
olsa yayımlanacak. Ama Meclis
kararımn Resmi Gazete'de yayı-
mlanmasından sonra emniyet ön-
lemlerinin uygulamaya konul-
ması, daha boş bir göriimim )a-
ratır" değerlendimıesınde bulun-
dular.Aynıkaynaklar."Anayasa-
ya göre bir hafta içinde iriraz hak-
İarı var. 15 gün süre içinde de Ana-
yasa Mahkemesi'nin karara bağ-
İama dunımu var. Yani 3 haftalık
bir süre gerekiyor. 3 haftalık süre
beklenmeden gözaltına alınmalan
doğru muT' sorusuna da "Doğru.
Yanlış değil. Neden? Kanunlar
yayımlandıktan sonra Anayasa
Mahkemesi'ne geldiği halde yürü-
yor değil mi? Bu da onun gibi"
yanıtıru verdiler.
Anayasa Mahkemesi'nin ve-
receği karann önemli olduğunu
belirten aynı kaynaklar, "Mah-
keme, Osman Köksal olayında,
Çetin Altan olayında dokunul-
maztığın kaldınlması istemlcrini
iptal etti. Anayasa Mahkemesi bu
konuyu çok firiz inceler. Mahke-
me, hem dokunulmazlığın iyi kul-
lanılmasından yana hem de kötü
kullanılmasına karşı tutum sergi-
ler" dedıler.
Atatürk'e saldırılarıyla büyük tepki çeken ve dokunulmazlığı kaldınlan eski RP'li İstanbul mil-
letvekili Hasan Mezarcı kendi isteğiyle teslim oldu.(Fotoğraf: RIZA EZER)
sun bana ne. Ben diyorum ki is-
teyen şeriatçı olsun. isteyen laik
olsun. Şeriatçı, laik olanın hu-
kukuna saygı duysun, laik olan
da laik olmayanın hukukuna
saygı duysun; güzelce geçinip
gidelim.
-Peki Atatürk hakkında ne
düşümiyorsunuz?
-Efendim, Atatürk hakkı-
nda... Erbakan hocamız güzel
bir söz etti. doğrudur. Atatürk
yaşasaydı büyük bir ihtimalle
Refah Partisi'ne kayıt olurdu.
Ben öyle düşünüyorum.
-Niçin?
-Çünkü Atatürk'ün yaptığı
işler ortada. Sonra Atatürk ka-
nunla korunduğu için çok ra-
hat konuşamıyoruz. O bakı-
mdan... Atatürk'ün yeri büyük.
O'nun yeri başka. Yani şimdi...
Tarihimizde bir yeri var. Her-
kesin bır yeri olduğu gibi, Bir
Kanuni'nin, bir Fatih'in, bir
Abdülhamit'in yeri olduğu gibi
tarihimizde Atatürk'ün de bir
büyük yeri var. Serbest tartı-
şma ortamlan olmadığı müd-
detçe çok şey de söylemek doğ-
ru olmaz.
Bugün Nazam Hikmet
hakkında bile birçok yerde ra-
hat konuşamıyor insanlar.
Niye? Çünkü biliyorsunuz. Dü-
şünen Adam heykeli tımarha-
nede. Bir Düşünen Adam hey-
kelıni gidip tımarhanenin or-
tasına yapmış bir toplumuz.
Düşünen Adam nerede? Ben
bildim bileli hep hapishanede.
Komünist dedik adamlan. gen-
cecik fıdanlan hapse attık. Şe-
riatçı dedik gencecik insanlan
hapse attık. Dün bu insanlara
niye zulmediyorduk? Dün
Menderes'i idam ettik. şimdi de
ona paye verdik. İadei itibar
verdik.
Nazım Hikmet'i yurtdışında
bunalttık. hapse attık düşünce-
sinden dolayı: şimdi de iadei iti-
ban isteniyor. Ben yetkili olsam
iadei itibar edenm Nazım'a.
Nazım Hikmet büyük şair.
Nazım Hikmet'in komünistli-
ğini kabul etmiyorum.
-RP iktidar olursa si/in söy-
lediğiniz tarzda mı olacak Tür-
kiye? \'ani herkes serbestçe dü-
şüncelerini soyleyip, dolaşabile-
cek mi?
-RP iktidara geldiğinde son-
suz bir hoşgörü ortamı oluşa-
cak. Bundan asla şüpheniz ol-
masın. Böyle bir şüphem ol-
saydı, ben yemin cderek söylü-
yorum. RP'de durmazdım. Bir
hoşgörü ortamı. düşünce öz-
gürlüğü ortamı oluşacak. Yani
kılık kıyafetlerinden dolayı in-
saniar mahkum edilmeyecek.
düşüncelerinden dolayı mah-
kum edilmeyecek, renginden.
ırkından hangi şehirli olduğun-
dan dolayı insanlar suçlandı-
nlmayacak.
-Seçimin sonucu sizce ne ola-
cak?
-Biz seçim sonuçlanndan çok
ümitlıyiz. Refah geliyor artık.
hissediüyor her taraftan. Diğcr
adaylar da değerli insanlar. Biz
onlara çamur atacak değiliz.
Bilhassa ben Zülfü Livanel'iyi
beğeniyorum. Sevdiğim bir sa-
natçıydı. İyi oldu Zülfü Livanc-
li'nin SHP'den aday olması.
Refah'ın lehinedir. SHP'den
dağılabilecek oylan tutacak; bu
da Refah'ın lehinedir. Öyle gö-
rüyorum. Bu sefergörünen o ki
halkın karan Refah'lır.
Demirel: Gözaltılar şık değil Karayaiçın:
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. DEP Genel Baş-
kanı Hafip Dicle ile Şırnak Mil-
letvekili Orhan Doğan'ın, do-
kunulmazlıklannın kaldınl-
masının hemen ardından
TBMM çıkışında gözaltına alı-
nmalan konusunda, "Bu çeşit
olaylar şık olmuyor. Bunların bi-
raz daha dikkatle y apdması ge-
rekir" dedi.
TBMM'nin önceki günkü
Genel Kurulu'nda, 6 milletve-
kilinin dokunulmazlığının kal-
dınlması karanrun alınmasın-
dan hemen sonra, DEP Genel
Başkanı Dicle ile milletvekili
Doğan'ın. meclis çıkışında gö-
zaltına alındıklannın duyulma-
sı üzerine, TBMM Başkan Ve-
kili Vefa Tanır'ı arayan De-
mirel. "gelişmelerden rahatsız
olduğunu" dile getirdi. Tanır'a.
milletvekillerinin nerede gözal-
tına alındıklannı soran Demi-
rel, kendisine ilk gelen bilgile-
rin, parlamentonun şeref kapı-
sındaki merdivenlerde olayın
geliştiği yönünde olduğunu bil-
dirdi.
Konuyu TBMM'nin dünkü
oturumunda gündeme getiren
Tanır, Demirel'in milletvekille-
ri gözaltında iken, gece geç sa-
atlerde iki kez telefonla aradığı-
nı ve gelişmelerden bilgi aldığını
ve milletvekillerinin gözaltına
ahnmasından endişe duyduğu
aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Demirel de.
dünkü kabullerinin ardından
gazetecilerin konuyla ilgili so-
rulan üzerine, "Bunların biraz
daha dikkatle yapılması lazım
İlgililerin hepsine söyledim, da-
ha dikkatle... Bunlar kaçarlar
korkusu hakim oldu. Bu çeşit
bilgiler var. Ama çok daha dik-
katle yapılması lazım" dedi.
Dokunulmazlık sorunıı
hükümeti etkilemez
ANKARA (ANKA) - Başba-
kan Yardımcısı ve SHP Genel
Başkanı Murat Karayalçın,
DEP'li milletvekillerinin doku-
nulmazlıklannm kaldınlmasının
hükümeti değil. TBMM'yi ilgi-
lendirdiğini, bu nedenle de koa-
lisyonu etkilemesinin söz konusu
olmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kara-
yalçın. kapatılan HEP'in Genel
Başkanı Feridun Yazar'ı ma-
kamında kabul ederek 45 dakika
süreyle görüştü. Karayalçın, gö-
rüşmeden sonra gazetecilerin so-
n-lannı yanıtlarken. Feridun Ya-
zar'la son gelişmeleri değerlendir-
diklenni ve gelişmeleri sürekli iz-
lediğini söyledi. Milletvekilleri-
nin dokunulmazlıklannın
kaldınlması konusunda DYP ve
SHP'nin birbirine at tavirlar al-
masının koalisyonun geleceğini
etkileyip etkılemeyeceğinin sorul-
ması üzerine Karayalçın şöyle
konuştu: "Görüşmeler sırasında
SHPIi bakanların neden Meclis'-
te buiunmadıkları v olunda eleştiri-
ler var. Oysa bunun hükümetle il-
gili bir yani yok. DGM savcılığı
dosyalan TBMM'ye gönderiyor.
TBMM Başkanlığı bunu ilgili ko-
misyona gönderivor. İlgili komis-
yondan da genel kurula gider. Bu-
nun Bakanlar Kurulu'nu ilgilendi-
ren bir yani yok."
Baştara/ı 1. Sayfada
di. Güneydoğu'dan gelen
sayın milletvekillerinden ki-
mileri, halkın değil, bir terör
örgütünün sözcüsü gibi ko-
nuşmaya başladılar.
Bu, bir gerçek...
Ancak bu gerçek karşısın-
da iki yol vardır.
Bir siyasal görüş, sözde
kaldıkça, şiddet eylemine dö-
nüşmedikçe, Meclis çatısı al-
tında dile getirilmeli ve gü-
venceleri şağlanmalıdır.
Ya da fikirlerinden dolayı
milletvekillerinin dokunul-
mazlıkları kaldırılır; gözaltına
alınırlar.
Parlamentoda ikinci yol
yeğlenmiştir.
Uygar dünyada hiç kimse-
ye bu ikinci yolun demokrasi-
ye yakıştığını anlatamazsı-
nız.
Dokunulmazlığının kaldırıl-
masına karar verilen millet-
vekilinin parlamento kapısın-
dan çıkar çıkmaz polis tara-
fından gözaltına alınması,
hiçbir çuvala sığamayacak
kadar sivri bir mızraktır, de-
mokrasinin bağrına saplan-
mıştır.
Bütün bunlar ortalığı toz
dumana boğarken, Meclis
çoğunluğunu oluşturan mer-
kez sağın demokrasiye kapa-
lı rejim için "milli mutabakat"
içinde bulunduğu da gözden
kaçmıyor. Sonuçta "milli mu-
tabakat" ya da "ulusal uzlaş-
ma'kimiçevrelerin "ihtiyaç"
saydığı bir "ekonomik prog-
ram" üstüne oturtulacaktır ki
olan bitenlerin temelinde ya-
tan "neden"i de bu gereksin-
me vurgulamaktadır.
Son günlerin gerilimli tır-
manışını siyasal gerekçele-
rin daha arkasında aramak,
gerçekçi bir yaklaşımdır. Şair
''zira bu terazi bu kadar sıkle-
ti çekmez" demiş; bu ekono-
mi, demokratik rejimi çeker
mi?..
• • •
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
Türkiye'yi kfenyönetiyor?
ANKARA - Milhyetçı Cephe (MC). DEP'li milletvekillerinin
dokunulmazlığını kaldırdı ve ikisinı Meclis kapısında polise
teslim etti.
DEP'li milletvekilleri hatalar yapmıştır, Genel Başkan Hatip
Dfcte'nin demeçleri kamuoyunu dalgalandırmıştır.. Ama bu
milletvekillerine yapılan, onlann hatalarının tümünü ikinci pla-
na itmiş ve üzerine şal örtmüştür.
Bu oiay Türkıye için ciddı bir sınav olacak. Acaba "hukuk
devleti" olabildik mi, bunun neresindeyiz?
önce milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili hukuksal işleyişi
özetleyelim.
Bir milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra
bir hafta içinde Anayasaya Mahkemesi'ne itiraz edebilir. Ana-
yasa Mahkemesi 15 gün içinde bu ıtirazı sonuçlandırır. Bu
süre içinde mılletvekilıne herhangi bır yargısal işlem yapıla-
maz. Meclis kararları "nihaı karar" değt\d\r.
Yani, DEP'li 6 milletvekili en erken Anayasa Mahkemesi ka-
rarından sonra DGM'ye çağrılır
Ama önceki gün ne oldu?
DGM, Emniyet Müdürlüğü'ne daha dokunulmazlıklar gö-
rüşülmeden gözaltı isteminı iletti Polisler, Meclis içinde telsız-
lerle bu milletvekıllerını adım adım izledi Dicle ve Doğan ı da
kapıda gözaltına aldı
Ortada ne hukuk var, ne Meclis'e saygınlık var, ne Ana-
yasa'ya saygı var.
Yaşananları, Anayasa Profesörü Erdoğan Teziç'le konuş-
tuk "Baştan sona hukuk dışı" deyıp ekledi:
"Aptallığın bu kadarı ancak okuyarak olur..."
DEP'liler Anayasa Mahkemesi'ne gıdiyor. Peki, Anayasa
Mahkemesi "Dokunulmazlıklar haksız yere kaldırılmıştır" ka-
ran verirse ne olacak?
Nitekim, dün görüştüğümüz Anayasa Mahkemesi kaynak-
ları, dosyayı titizlikle inceleyeceklenni söylediler
Bu konuda daha önce yaşanmış olaylar da var. 1967 yılında,
TİP milletvekili Çetin Altan hakkında, Atatürkle ilgili bir yazısı-
ndan dolayı dava açılmış, Meclis de dokunulmazlığını
kaldırmıştı Olayın bundan sonrasını dün sabah konuştuğum
Altandan dinleyelim:
Coşkun Kırca ile Emin Paksüt bası çekmışti. Bir an önce
dokunulmazlığımın kaldınlmasını ve elierimde kelepçe Mec-
lıs'ten çıkarılmamı istiyorlardı. Oylama sonucu dokunul-
mazlığım kaldınldı. Dışanda polıs otosu bekliyordu. Hemen
gözaltına almaya hazırlandılar. Ama ismet Inönü itiraz etti.
Hayır. yapamazsınız Anayasa Mahkemesi, Altanın ıtirazını
sonuçlandırıncaya dek hiçbir işlem yapmazsınız' dedı. Ismet
Bey'i dinlediler. Anayasa Mahkemesi benim ilirazımı haklı
buldu ve dokunulmazlık karan duştu."
Altan, 1967'nin sonuna doğru hakkında açılan davadan da
beraat etmiş ve olay tümüyle kapanmıştı.
Polısın önceki güne ne kadar hazırlıklı olduğu, Hasan Me-
zarcı nm başına gelenlerle daha net ortaya çıktı İçişleri Ba-
kanı Nahit Menteşe'ye gore ' yanlıs bır istihbarat alan" polis,
dokunulmazlığının kaldırıldığını sanıp Istanbul'daki evinden
Mezarcı'yı gözaltına aldı. Durum anlaşılınca özür dılenip
bıraktı
Polis, Meclis teki bir görüşmeden nasıl yanlış istihbarat
ahr?
Önceki gün yaşananların sorumluluğunu doğrudan üzerine
alan yok.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, "Biz DGM'den yazı
aldık. Dokunulmazlığı kaldırılanı gözaltına alacağız" diyor
DMG Başsavcısı Nusret Demiral, "Kardeşim. olanları Mec-
lis'e sorun. Ben daha devrede değilim kı'' diyor.
İçişleri Bakanı Nahit Mentese, "Olay hakkında ayrıntılı bil-
gım yok. Meclis bır karar almıştır" diyor
Meclis'te böylesi bir görüşme yapılırken Adalet Bakanı Sey-
fi Otrtay ortada yok Meclis e gelmediği gibi, arkadaşlarımız
gün boyu bıraktıkları telefon notlarına karşılık alamadılar.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Başbakan Yarımcısı da
"Olay yargısal" deyıp kenaraçekıldiler.
O zaman ister istemez şu soru akla geliyor:
-Bu ülkeyi kim yönetlyor?..
Cilıat Burak'ı yitirdik
• Baştarafi 1. Sayfada
doğdu. Orta öğrenimini Galatasa-
ray Lisesi'nde tamamlayan Burak
1943'te İstanbul Güzel Sanatlar
Akademisi (Sanayii Nefise Mekte-
bi) Mimarlık Bölümü'nden mezun
oldu. Çeşitli okullarda. resmi daıre-
lerde ve mimarbk bürolannda çah-
şan Burak. daha sonra Bayındırlık
Bakanlığı adına Birleşmiş Milletler
bursuyla Paris'e gitti. Yurda dön-
dükten sonra aynı bakanlıkta Proje
Tanzim ve Fen Heyeti Müdürlüğü
görevıne getirildı. 1%0'tan sonra
kadın temasmı ışlecjığı "Brigitte
Bardol'va Saygı", "Üç Güzefler"
gıbı yapıtlannda özelbkle duygu ve
karşıt renk kullanımı açısından dı-
şavurumcu anlayışta eleştirel ger-
çekçi bir anlatıma ulaştı. Burak;
Atatürk. Fatih Sultan Mehmet.
Nâzım Hikmet gibi önemli tarihsel
kişıleri de simgesel biçımde tuvale
>ansıttı. Prof. Mustafa Plevneji
yaptığı açıklamada, 8 martta Mi-
mar Sınan Üniversitesi'nde Burak
ig'n bır tören düzenleneceğini söy-
ledi.